ZEKAT’I KİM ALIR? |
ZEKAT ALAN ŞAHSA İLİŞKİN
ŞARTLAR
Yukarıdaki sekiz
sınıftan zekat alacak kimseye ilişkin şart Müslüman olması, Haşim! ve Muttalib!
olmamasıdır. Daha doğru görüşe göre [onlar tarafından azat edilmiş olan]
azatlılarının da böyle olmaması gerekir.
50. Yukarıda sayılan
sekiz sınıf içinde zekat alacak kişiyi ilişkin şartlar; Müslüman olmasıdır.
Fıtır sadakası dışında kafire zekat verilmeyeceği konusunda icma vardır. Fıtır
sadakası ise imamların çoğunluğuna göre kafire verilmez.
Ayrıca Hz. Peygamber
(s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Zekat, onların zenginlerinden alınıp
fakirlerine verilir. "(Buhari, Zekat, 1395; Müslim, lman, 12I)
Ölçen, tartan, malı
koruyan, taşıyan kimselerin "zekat çalışanı" fonundan ücretleri
karşılanarak çalıştırılması caizdir. Ancak bu zekat değil ücrettir. Kafir bir
kimsenin "zekat çalışanı" olması caiz değildir; çünkü zekat
çalışanına ödenen bedelin zekat olduğunu kabul edersek, kafire farz olan
zekattan verilmez. Şayet bunu ücret olarak kabul edersek kafirin güvenilir
olmaması sebebiyle böyle bir iş için tayin edilmez. Nitekim onun yetim ve vakıf
malı hususunda işçi olarak çalıştırılması da caiz değildir.
> Zekat alana ilişkin
bir diğer şart da onun Haşimoğulları veya Muttaliboğulları kabilesinden
olmamasıdır. Bu kimselere [normalde verilmesi gereken] beşte birin beşte biri,
devlet hazinesinde fey ve ganimet geliri bulunmaması sebebiyle verilme se veya
zalimler buna el koymuş olsa bile bu şahıslara zekat verilmez.
Hocam Remli'nin itimad
ettiği görüşe göre zekatı adak olarak adanmış olan bir maldan onun alması da
haram olur. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Bu zekatlar
Muhammed'e ve Muhammed'in ailesine helal deği/dir. "(Müslim, Zekat, 2479)
Bir başka hadiste ise
şöyle buyurmuştur:
"Ey ehl-i beyt!
Size zekatlardan ve insanların elinin kiri olan şeylerden herhangi bir şeyi
helal kılmıyorum. Size yeterli olacak olan hatta sizi zengin kılacak olan [ganimet
ve fey gelirlerinden sizin için ayrılan] beşte birin beşte biri size
aittir.(Taberani, el-Mu'cemü'l-Kebir, 11, 217)
51. Devlet başkanı böyle
bir kimseyi malı korumak veya nakletmekte kullanırsa ona ücret verilir. Bu, el-Mecmu'da,
el-Beyan yazarından nakledilmiştir. İbnü's-Sabbağ ve başkaları bunu tek görüş
olarak aktarmıştır.
Şöyle bir itiraz söz
konusu olabilir: Bu ya zayıftır veya "zekat için çalışan kişiye verilen
şey ücret olarak kabul edilir, zekat olarak kabul edilmez" görüşüne
dayalıdır. Oysa İbnü'r-Rif'a'nın dediğine göre doğru olan bunun zekat
olmasıdır.
Buna şöyle cevap
verilir: Bu hüküm, onların malı nakletmek vb. bir şey için kullanılması halinde
geçerlidir. Nitekim köle ve kafir de bu iş için ücretle çalışabilir.
52. Aynı şekilde
Haşimoğulları ve Muttaliboğulları [kabilelerinin kölesi iken onlar]
tarafından azat edilen
kimselerin de zekattan almaları daha doğru görüşe göre helal değildir. Çünkü
Hz. Peygamber (s.a.v.) "bir kavmin azatlısı o kavimdendir"
buyurmuştur. Bu hadisi Tirmizi ve başkaları rivayet etmiş, TirmiZı hadisin
sahih olduğunu söylemiştir. (Tirmizı, Zekat, 657)
Diğer görüşe göre
onların zekat alması helaldir; çünkü [adı anılan iki kabilenin] zekat almasının
haram olması, Hz. Peygamber (s.a.v.)'in akrabalığı ile şereflenmelerinden
kaynaklanan yasağa bağlıdır. Bu özellik, onların azatlılarında yoktur. Et-
Tenbih adlı eserde [Ebu İshak eş-Şırazı] bu görüşü esas alarak "ilk
görüşün bir değeri yoktur" demiştir. Bu, güçlü bir görüştür. Zira azatlıların
nikah konusunda ve ganimet ile feyin beşte birinin beşte birinde bunlara denk
olmamaları bunu göstermektedir. Kadı Hüseyin, mezhepteki meşhur görüşün,
onların azatlılarının onlar gibi değerlendirilmeyeceği şeklinde olduğunu söyle
miş se de mezhepte meşhur olan görüş ilkidir.
Not: Nevevi'nin ifadesinden zekatı alan kişiye
ilişkin şartların sadece bunlardan ibaret olduğu izlenimi doğmaktaysa da bu
kastedilmiş değildir. Bu şartlar arasında şunlar da vardır:
a) Mükatep köle
dışındakiler açısından hürriyet şartı: Buna göre, İbnü'l-Kattan'ın muhalif
görüşünün aksine zekatın kısmen hür kısmen köle olan kimseye, [elde ettiği
kazancın kendisine ait olacağı] nöbet zamanında bile olsa zekat vermek caiz
değildir.
b) Zekat malının
bulunduğu bölgeden olması: Bu konu "zekatın nakledilmesi" meselesinde
ele alınacaktır.
c) Zekat alan kimse,
zekat verecek olan şahsın, nafaka vermekle yükümlü olduğu kimselerden
olmamalıdır. EI-Hisal yazarının belirttiğine göre şayet kişinin karısı borçlu
ise ona zekat verebilir. Kişinin gücü kuvveti yerinde olmakla birlikte fakir
bir babası bulunsa, onun nafakasını vermekle yükümlü olmasa, kendisine
"fakirler" fonundan zekat verebilir mi veremez mi? İbn Yunus
İmadüddin veremeyeceği şeklinde fetva vermiş, kardeşi Kemaleddin ise verebileceği
yönünde fetva vermiştir. İbn Şühbe ikincisinin daha güçlü olduğunu, bunu
engellemenin bir anlamının olmadığını söylemişti.
Nevevi, buluğ yaşına
geldiği halde tembelliğinden dolayı namaz kılmayan ve bunu da devam ettiren
kimseye zekatı teslim etmenin caiz olmadığına, bu kimsenin sefih sayılacağından
velisinin onun adına zekatı teslim alacağına fetva vermiştir. Kişi buluğ çağına
namaz kılmakta olduğu ve reşid olduğu halde ulaşsa, sonradan namazı terk etse,
kendisinin tasarruflarına kısıtlama getirilmemişse ona zekat vermek caizdir. Bu
kişinin zekatı teslim alması geçerlidir.
İbnü'I-Berezi şöyle
fetva vermiştir: "Fasığa zekat vermek caizdir. Ancak aldığı zekatı günah
bir işte kullanıyorsa o zaman ona zekat vermek haram olur."
Mervezi şöyle demiştir:
"Kör bir kimsenin zekatı teslim alması caiz olmadığı gibi ona zekatı
teslim etmek caiz değildir. Bu konuda başkası vekil kılınır; çünkü zekat için
temlik şarttır. "
İbnü's-Salah şöyle
demiştir: "Bu görüşün bozukluğu açıktır, insanların uygulaması öteden bu
yana buna muhaliftir." İbnü's-Salah'ın dediği doğrudur.
Kör bir kimseye zekat
verilmesinin caiz olduğunu, er-Ravda'da sahih kabul edilen şu görüş de
desteklemektedir: Bir kimse -mesela kağıda sarı lı vb. olması sebebiyle-
verdiği malın cins ve miktarını bilmeksizin bir miskine zekat verse bu caiz
olur.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
ZEKATTA HAK SAHİBİ
OLMAYI GEREKTİREN NİTELİKLERİN İSPATI