NİKAH RÜKÜNLERİ / VELAYET |
AKIL HASTASININ
EVLENDİRİLMESİ
Zorla evlendirme
yetkisine sahip olan velinin, evlenmeye ihtiyaç duyduğu görülen yetişkin akıl hastası
kadını ve erkeği evlendirmesi gerekir.
255. Zorla evlendirme
yetkisine sahip olan veli yani baba ve dedenin;
> Sürekli akıl
hastası olan ve evlenmeye ihtiyacı olan yetişkin kadını -dul bile olsa-
evlendirmesi zorunludur. Çünkü kadın bu evlilik sebebiyle mehir ve nafaka
almaya hak kazanır. Ayrıca kadının akıl hastalığına yakalanması cinsel
ihtiyacının aşırı olmasından kaynaklanmış olabilir .
> Sürekli akıl
hastası olan ve evlenmeye rağbet göstermesi sebebiyle buna muhtaç olan yetişkin
erkeği de evlendirmesi gerekir. Kişinin evlenmeye rağbeti kadınların etrafında
dolanması, onlarla ilgilenmesi ile olabilir. Ya da güvenilir iki doktor onun
cinsel ilişkide bulunması halinde iyileşeceğini söylemesi ile de evliliğe
ihtiyacının olduğu anlaşılmış olur.
Velinin onu evlendirmesi
gerekir; çünkü bu şahsın evlilikten masIahat elde edeceği anlaşılmıştır.
256. Akıl hastası olan
erkek veya kadının hastalığı zaman zaman kesintiye uğruyorsa, hasta kendine
gelip de evle ndirme izni verinceye kadar velisi onu evlendiremez.
Bu, bakire olmayan kız
hakkında geçerli olan bir hükümdür.
Evlendirme işinin,
hastanın şuurunun yerinde olduğu zaman gerçekleşmesi gerekir.
Not: Nevevi, "ihtiyaç sebebiyle büyük olan
akıl hastası erkek ve kadın evlendirilir" demiş olsa daha iyi olurdu;
çünkü bu konuda ikisi arasında bir fark yoktur.
Şarih Celaleddin
el-Mahalli şöyle demiştir: "Erkek ve kadının ayrı ayrı zikredilmesinin
hikmeti şudur: Kadının evlendirilmesi kendisine mehir ve nafaka kazandırdığı
halde, erkeğin evle ndirilmesi kendisini mehir ve nafaka yükümlüsü
yapmaktadır."
Bu, Mahalli'nin bu
ifadeden kendi anladığı husustur; çünkü her ikisinde de ihtiyacın bulunması
yeterlidir. Bu sebeple Hocamız Zekeriya el-Ensarı, Menhecü't-tullab adlı
eserinde benim yaptığım açıklamayı yapmış ve Nevevi'nin böyle yapma gerekçesini
de şöyle belirtmiştir: "Buluğa ermek, evlenmeye ihtiyaç duyulduğunu
gösteren bir göstergedir. Bu yüzden Nevevi, erkek akıl hastasından bahsederken
buluğdan söz etmemiştir; çünkü evlenme ihtiyacı onun buluğa erdiğini
göstermektedir."
Şöyle de denilmiştir:
Nevevi'nin ifadesi, Bedi' ilminde "ihtibak" diye isimlendirilen
türden bir uygulamadır. Bu, sözün sonunda yer alan ifadenin sözün başından
hazfedilmesi veya aksi şekilde yapılır. Nevevi, akıl hastası kadından söz
ederken "ihtiyacın ortaya çıkması" ifadesini hazfetmiş, buluğdan
bahsetmiş, erkekten söz ederken ise buluğdan söz etmemiş ihtiyacın ortaya
çıkmasından bahsetmiştir. Buna benzer bir uygulama şu ayette vardır: "Bir
grup Allah yolunda savaşıyordu, diğeri ise kafirdi" [Al-i İmran, 13] Bu
ayetin ikinci bölümünde "şeytan yolunda savaşıyordu" denilmek
istenmiştir.
Bu, Nevevi'nin daha
sonra gelecek olan şu sözüne aykırı değildir: "Akıl hastası olan kadının
evlenmesinde bir maslahat bulunduğu anlaşılırsa onu babası ve dedesi
evlendirir, ihtiyacın bulunması şart değildir." Bir aykırılık yoktur;
çünkü o ifade velinin akıl hastasını evlendirmesinin caizliği ile ilgili bu ise
evlendirmenin gerekliliği ile ilgilidir.
Akıl hastası erkek,
kendisine hizmet edecek birine ihtiyaç duysa, mahremleri arasında bunu yapacak
birisi bulunmasa, evlilik masrafları bir cariye satın almak ve onun masrafını
karşılamaktan daha az ise bu durumda akıl hastası şahıs evlendirilir. İmam
Şafiı bunu açık olarak ifade etmiştir.
Şöyle bir itiraz söz
konusu olabilir: "Kadının kocasına hizmet etmesi zorunlu değildir. Kadın
rakit öncesinde] bunu vaad etse bile evlendikten sonra sözünde durmayabilir.
"
Buna şöyle cevap
verilebilir: Kadının tabiatı kocasına hizmet etmeye dönüktür. İnsanın doğasında
onu bir davranışa sevk eden motif, dini motiften daha güçlü olduğundan tabii
motife öncelik verilmiştir.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN