MUĞNİ’L-MUHTAC

HIRSIZLIK

 

2.3. Hırsıza İlişkin Şartlar

 

Bu bölümde hırsıza ilişkin şartlar, hırsızlığın ispatı ve el kesmenin ne ile yapılacağı konuları ele alınacaktır.

 

Hırsızın elinin kesilmesi için gereken şartlar şunlardır:

 

1. Mükellef olmak,

2. Kendi isteğiyle yapmak,

3. İslamı hükümlere tabi olmak,

4. Farıkl'nin işaret ettiği üzere hırsızlığın haram olduğunu bilmektir.

 

Buna göre [Nevevi şöyle demiştir:]

 

Çocuk, deli ve ikrah altında hırsızlık yapan kişinin eli kesilmez.

 

Müslüman ve zımmı, bir Müslüman veya zımmınin malını çaldığında eli kesilir.

 

İslam ülkesine antlaşma ile giren kişi konusunda ise İmam Şafii'ye ait farklı görüşler vardır.

Bunların en güzeli şudur: Şayet hırsızlık yaptığında elinin kesileceği şart koşulmuşsa [hırsızlık yaptığında] eli kesilir, aksi taktirde kesilmez.

 

Ben [Nevevi] derim ki: Alimlerin çoğunluğuna göre en güçlü görüş elinin kesilmemesidir. Allah en iyi bilir.

 

156. Çocuk, deli ve ikrah altındaki kişi hırsızlık yaptığında eli kesilmez. Çünkü bunların [cezai] sorumluluğu yoktur.

 

157. Harbı, İslam ülkesinin hükümlerine tabi olmadığı için onun da eli kesilmez.

 

158. Yeni Müslüman olduğu için veya alimlerin bulunduğu yerden uzakta bulunduğu için hırsızlığın mübah olduğuna inanan veya haramlığını bilmeyen bir kimseye hırsızlık yapması emredildiğinde o kişi mal çalarsa eli kesilmez; çünkü o mazurdur.

 

159. [Hırsızlık yapan] sarhoşun elinin kesilmesi," hükmün sebebine bağlanması" türünden bir tasarruftur. Bu konuda açıklama "boşama" vb. bölümlerde geçmişti.

 

Not:  Nevevi'nin [ikrah meselesinde] yalnızca "ikrah altında hırsızlık yapan" kişiden söz etmesi, zorlayan kişinin elinin kesileceği gibi bir anlamı çağrıştırsa da bu kastedilmemiştir.

Ancak ikrah altında olan kişi konuşamama vb. özellikleri sebebiyle mümeyyiz olmayan bir kişi olsa o zaman zorlayan kişinin eli kesilir. Nitekim daha önce alimlerin çoğunluğundan aktarılan görüşe göre bir kimse bir duvarı delip sonra mümeyyiz olmayan bir çocuğa içeride bulunan eşyayı dışarı çıkarmasını emretse ve o da bunu yapsa, emri veren kişinin elinin kesilmesi gerekir. Burada da durum böyledir.

 

160. Müslüman ve [ya] zımmı, bir Müslüman veya zımmıye ait olan bir malı çaldığında eli kesilir.

 

Müslümanın Müslümana ait bir malı çaldığında elinin kesileceği konusunda icma vardır.

 

Müslümanın zımmmınin malını çaldığında elinin kesilmesi ise mezhepte meşhur olan olan "o mal, zımmet akdi ile koruma altına alınmıştır" görüşüdür. [Zayıf] bir görüşe göre bir Müslüman zımmıyi öldürdüğünde kısas uygulanmadığı gibi malını çaldığında da eli kesilmez.

 

Zımmi, bir Müslümanın veya zımmınin malını çaldığında eli kesilir; çünkü -bizim vereceğimiz hükme razı olsun ya da olmasın- [zimmet akdi yapmakla] bizim hükümlerimize tabi olmuştur.

 

Not:  Nevevi'nin ifadesinden şöyle bir anlam çıkmaktadır: "Müslüman veya zımmı bir kimse, anHaşmalı olan veya kendisine eman verilmiş olan bir gayri müslimin malını çaldığında eli kesilmez." Kadı Hüseyin, Cüveyni, Gazzalı ve bunlara tabi olanların belirttiği üzere hüküm böyledir. Bu, "antlaşmalı kimse, bir Müslüman veya zımmınin malını çaldığında eli kesilmez" görüşüne dayalıdır. Nevevi buna ilişkin görüş ayrılığını aşağıdaki sözleriyle dile getirmiştir.

 

161. Antlaşmalı bir kimse ve İslam ülkesine güvence ile girmiş olan bir kimse -velev ki başka antlaşmalı bir kimseye ait olan- bir malı çalsa [hüküm ne olur?] Bu konuda İmam Şafii'ye ait çeşitli görüşler bulunmaktadır:

 

Birinci görüş

 

el-Muharrer ve eş-Şerhu'l-kebir'de "en güzel", eş-Şerhu'ssağır'de ise "en yakın" olarak belirtilen görüşe göre şayet antlaşma yapılırken hırsızlık yapması halinde elinin kesilmesi şart koşulmuşsa İslamı hükmü benimsemiş olması sebebiyle [hırsızlık yaptığında] eli kesilir, aksi taktirde eli kesilmez. Çünkü İslamı hükümleri benimsememiştir.

 

İkinci görüş

 

[Nevevi'nin] "ben derim ki" [diyerek belirttiği görüşe göre] alimlerin çoğunluğuna göre bu durumda hiçbir şekilde el kesme cezası uygulanmaz. (Allah daha iyi bilir].

 

Rafii ve Nevevi, eş-Şerhu'l-kebir ve Ravdatü 't-talibın adlı eserlerde şöyle demişlerdir:

"Alimlerimiz nezdinde daha güçlü olan görüş budur. İmam Şafii'nin kitaplarının çoğunluğundaki açık ifadesi de budur. Çünkü o, İslamı hükümlere tabi olmamış olması bakımından harbı gibidir. "

 

Üçüncü görüş

 

Zımmı gibi onun da eli mutlak olarak kesilir. el-Mürşid isimli eserde bu görüş benimsenmiş, Mücelli de bunu sahih kabul etmiştir.

 

162. Maverdi yukarıdaki görüş ayrılığını Müslüman veya zımmınin malını çalma ile sınırlamıştır. Şayet antlaşmalı şahıs, bir başka antlaşmalının malını çalarsa eli kesinlikle kesilmez.

 

163. Çalınan mala gelince; şayet mal aynen duruyorsa geri alınması, şayet telef olmuşsa bedelinin alınması kesin olarak gereklidir.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Hırsızlık Suçunun İspatı