KURBAN |
3. KURBAN OLARAK
KESİLEBİLECEK HAYVANLAR
1. Kurban ancak deve,
sığır ve davardan sahih olur.
2. Devenin şartı altı
yaşına basması, sığır ve keçinin üç yaşına basması, koyunun ise iki yaşına
basmasıdır.
3. Erkek, dişi ve hadım
edilmiş hayvanı kurban etmek caizdir.
4. Deve ve sığır yedi
kişi adına, davar bir kişi adına kurban edilir.
5. En faziletlisi deve,
sonra sığır, sonra koyun, sonra keçidir.
6. Yedi koyun kesmek bir
deveden, bir koyun kesmek deveye ortak olmaktan daha faziletlidir.
7. Hayvanın kurban
edilebilmesinin şartı etinin değerini azaltan kusurlardan uzak olmasıdır.
Buna göre iliği
kalmamış, deli, kulağının bir kısmı kopuk, açık bir şekilde topal, tek gözü
kör, hasta ve uyuz olan hayvan kurban edilmez.
8. Bu kusurların az miktarda
olmasının bir zararı yoktur. Hayvanın boynuzsuz olmasının bir zararı yoktur.
Daha doğru görüşe göre kulağın yarılması, delinmesi ve oyulması da böyledir.
9. Ben [Nevevi] derim
ki: Doğru olan ve İmam Şafii tarafından açıkça belirtilen görüşe göre az
miktarda uyuz, hayvanın kurban edilmesine zarar verir. Allah en iyi bilir.
3.1. Hayvanların
Cinsleri
13. Kurban ancak deve,
sığır ve çeşitli türleriyle [koyun, keçi vb. davardan olur. Bu konuda icma
vardır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur:
> Biz, her ümmete
-(Kurban kesmeye uygun) hayvan cinsinden kendilerine rızık olarak verdiklerimiz
üzerine Allah'ın adını ansınlar diye- kurban kesmeyi gerekli kıldık. İmdi,
İlahınız, bir tek İlah'tır. Öyle ise, O'na teslim olun. (Ey Muhammed!) O
ihlaslı ve mütevazi insanlan müjdele! [Hac, 34]
Hz. Peygamber (s.a.v.)
ve ashabın bunlar dışında başka hayvanları kurban olarak kestiği
nakledilmemiştir.
Ayrıca tıpkı zekat gibi
kurban da hayvana ilişen bir ibadet olduğu için sadece deve, sığır, davar
cinsinden kurban olur. Bunun dışında vahşi sığır, geyik vb. hayvanlardan kurban
olmaz.
Not: İki farklı cinsin birleşmesinden meydana
gelen hayvanı kurban, akika, hedy ve ceza olarak kesmek yeterli olur. Bu
durumda kurban vb. [hedy, akika] ibadetlerde hayvanın ana-babasından yaşı daha
yüksek olanı esas almak gerekir. Buna göre koyun ve keçinin birleşmesinden
doğan hayvanın iki yaşını bitirip üç yaşına basması dikkate alınır. Hocamız
Zekeriya el-Ensarı'nin Şerhu'rRavd adlı eserde "en yüksek yaşı esas alma
sebebiyle yaşının üçe ulaşmış olması" ifadesiyle kastettiği budur.
3.2. Hayvanların Yaşlan
14. Nevevi daha sonra
kurbanlık hayvanların yaşları meselesini ele almıştır. Buna göre devenin altı
yaşına, sığır ve keçinin üç yaşına, koyunun iki yaşına basmış olması gerekir. Nevevi'nin
el-Mecmu'da aktardığına göre bu konuda icma bulunmaktadır.
Not: Koyunla ilgili zikredilen hükümden şöyle bir
şeyakla gelebilir:
"Koyun, bir yılı
dolmadan önce süt dişlerini dökse bile onun kurban olarak kesilmesi yeterli
olmaz." Bu kastedilmemiştir. Rafil'nin Abba& ve Beğavl'den
naklettiğine göre bu yeterli olur. Ayrıca Ahmed bin Hanbel ve başkalarının
aktardığı şu hadisin ifadesi geneldir:
"Koyundan süt
dişlerini dökmüş olanı kurban edin. Bu caizdir. "Bu, bir kimsenin [on beş
yaşına ulaşarak] yaş ile veya ihtilam ile buluğa ermesine benzer.
Bu ikisi içinden hangisi
daha önce gerçekleşirse o kişinin baliğ sayılması için yeterli olur. Rafii bunu
eş-Şerhu'l-kebir'de ifade etmiştir.
3.3. Hayvanların
Cinsiyetleri
15. Kurbanlık hayvanın
erkek ve dişi olması, yani bunların her birinin kurban edilmesi caizdir. Bu
konuda icma vardır. Erkek hayvan çok çiftleştirilmiş ve dişi hayvan çok
doğurmuş olsa da böyledir. Bununla birlikte daha doğru olan ve İmam Şafii
tarafından ifade edilen görüşe göre erkek hayvanın kurban edilmesi daha
faziletlidir; çünkü onun eti daha güzeldir. Bunu Rafil söylemiştir. el-Mecmu'un
"hedy" bölümünde İmam Şafii'den dişi hayvanın erkekten daha iyi
olduğu nakledilmiştir; çünkü onun eti daha yaş olur. Bunu, başkası
nakletmemiştir. İlkinin "erkek hayvan çok çiftleştirilmemişse"
şeklinde yorumlanması, ikincisinin ise "erkek hayvan çok çiftleştirilmişse"
şeklinde yorumlanması mümkündür.
Not: Fakihlerin çoğunluğu çift cinsiyetli hayvanın
kurban edilmesinin yeterli olup olmadığı konusuna temas etmemiştir. Nevevi
bunun yeterli olduğunu söylemiştir; çünkü o hayvan ya erkek veya dişidir. Her
ikisinin kurban edilmesi de yeterlidir. Ayrıca bu durum onun etinin değerini
azaltmaz. Rafil'nin belirttiği üzere kıyasa göre o hayvanın dişi olması
ihtimaline binaen erkek hayvanı kurban etmek çift cinsiyetli hayvan kurban
etmekten daha faziletlidir. Çift cinsiyetli hayvanı kurban etmek ise, onun
erkek olma ihtimaline binaen dişi hayvan kurban etmekten daha faziletlidir.
16. Hadım edilmiş
hayvanın kurban edilmesi caizdir. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.v.) hadım edilmiş
iki koç kurban etmiştir. Bunu, Ahmed bin Hanbel, Ebu Davud ve başkaları rivayet
etmiştir. (Ebu Davud, Dahaya, 2795; Müsned, 5, 196)
"Hadım
edilmiş" demek iki yumurtalığı çıkarılmış olan, yani iki yumurtanın
bulunduğu deri alınmış hayvan demektir. "Husyetan" kelimesi
"hasıyy" kelimesinin çoğuludur. Bu, nadirattandır. İki "husye",
iki yumurta demektir. Bu iki hayvandan kesilen yumurtahklar onun etinin daha
güzel ve çok olmasıyla telafi edilir. Bununla birlikte erkekliği tam olan
hayvanın kurban edilmesi -şayet o hayvan çifti eştirilmemişse- daha
faziletlidir.
3.4. Hayvanların Kaç
Kişi Adına Kesilebileceği
17. Deve ve sığırın her
birinin yedi kişi adına kurban edilmesi yeterli olur. Bunun delili Müslim'in
Cabir'den rivayet ettiği şu hadistir:
Biz Resuluilah (s.a.v.)
ile birlikte hac için telbiye getirerek yola çıktık. Bizden her yedi kişinin
bir deve ve sığıra ortak olmamızı emretti. (Müslim, Hac, 2932)
Bir başka rivayette
şöyle geçmektedir:
Resuluilah (s.a.v.) ile
birlikte Hudeybiye'de bir deveyi yedi kişi adına, bir sığırı yedi kişi adına
kurban ettik.(Müslim, Hac, 3172)
Bu hadisin zahirinden
anlaşıldığına göre [deve ya da sığırı kesen] yedi kişi aynı aileden değildi.
18. [Bir hayvana ortak
olan birden fazla kişi] ister ibadetin türü konusunda ittifak etsin ister
ihtilaf etsin fark etmez. Mesela bazıları kurban bayramında kesilen kurbana,
bazıları hedy kurbanına niyet etse bu geçerli olur. Yine bazıları et elde
etmek, bazıları kurban kesmek istese bu da geçerli olur.
19. Ortaklar eti taksim
edebilirler; çünkü onun taksim edilmesi -el-Mecmu'da daha dOğru olarak
belirtilen görüşe göre- her birinin payının ayrıştırılması şeklinde yapılan bir
taksimdir.
Not: Deve ve sığırın yedi kişi adına yeterli
olması yalnızca kurbana özgü değildir. Bir kimsenin temettü haccı, kıran haccı,
haccı kaçırma, ihram yasaklarını çiğneme vb. sebeplerle yedi tane koyun kesmesi
gerekli olsa bütün bunlar yerine bir deve veya sığır kesmesi yeterli olur.
Alimler ceza kurbanını bundan istisna etmişlerdir. Ceza olarak kesilen sığır ya
da deve, öldürülen yedi geyik yerine geçmez; çünkü bu bir itlaf olduğu için
[ceza yerine getirilirken] öldürülen hayvanın şekli [ve sayısı] dikkate
alınmıştır.
20. Muayyen bir koyun
bir kişi adına yeterli olur. Kişi bu koyunu kendisi ve ailesi adına kesse veya
sevabına başkasını ortak etse bu caiz olur. Müslim'in rivayet ettiği şu hadis
bu şekilde yorumlanır: Hz. Peygamber (s.a.v.) iki koç kurban ederek şöyle dua
etti:
> Allah'ım! Bunu
Muhammed'den, Muhammed'in ailesinden ve Muhammed ümmetinden kabul
buyur.(Müslim, Edahi, 5064)
İlk durumda bu daha önce
işaret ettiğimiz üzere sünnet-i kifayettir. Bir ev halkından bir kişinin
kesmesiyle yerine gelir. Bu, ilk olarak selam vermek ve hapşıran kimseye rahmet
dilemek gibidir.
Nevevi el-Mecmu'da şöyle
demiştir: "Buna dair, Muvatta'daki şu sahih hadis de delil getirilir: Ebu
Eyyub el-Ensarı şöyle demiştir: "Bizden biri bir koyunu kendisi ve ailesi
için kurban olarak keserdi.
Sonra insanlar bununla
birbirine karşı övünmeye başladılar ve iş yarışa dönüştü. "(Muvatta,
Dahaya, 1074)
Ancak yukarıda
belirtilen durumda sevap yalnızca kurbanı kesene ait olur; çünkü ameli yapan
budur. Nitekim farz-ı kifayelerde sevap, onu yapana ait olur.
Not: Nevevi'nin ifadesi, benim yaptığım açıklama
olmadığında iki kişi arasında yüzdelik olarak ortak olunan koyun şeklinde
anlaşılabilir. Oysa daha doğru görüşe göre bu olmaz.
Bu yüzden alimler şöyle
demişlerdir: "Yedi kişiden fazlası iki sığır veya deve üzerinde şayi
hisseli hisseli olarak ortak olsalar bu kurban geçerli olmaz; çünkü her biri
bir sığır veya deveden her biri üzerinde yedide bir paya sahip
olmamıştır."
Deve ve davarın veya
sığır ve davarın birleşmesinden doğan hayvan -zahir olduğu üzere / sadece bir
kişi adına kurban olur. Bunu belirten herhangi birini görmedim.
21. Kurban şiarının
yerine getirilmesi açısından kurbanlık hayvan türlerinin en faziletlisi
devedir; çünkü onun eti daha çoktur. Kurbanın amacı da fakirlere [et dağıtmak
suretiyle] rahatlık sağlamaktır. Daha sonra sığır gelir; çünkü devenin eti
genellikle sığır etinden daha faziletlidir.
Hadiste şu ifadeler yer
almıştır:
> Cuma günü gusledip
de ilk saatte mescide giden kimse bir deve kurban etmiş gibi olur. İkinci
saatte giden bir sığır kurban etmiş gibi olur.(Buhari, Cuma, 881; Müslim, Cuma,
1961)
Nevevi, ed-Dekaik adlı
eserinde "bu, el-Muharrer'de yer almayan bir fazlalıktır" demiştir.
İbnü'n-Naklb "ben
bunu el-Muharrer'de gördüm. Muhtemelen nüshaları farklıdır" demiştir.
22. Daha sonra koyun,
sonra keçi gelir. Çünkü koynun eti keçiden daha iyidir. Keçiden sonra -ileride
geleceği üzere- ortak hayvandaki paylar gelir. Keçiden sonra herhangi bir şeyin
kalmadığını söyleyerek itiraz etmek dikkate alınmaz.
Et açısından bakıldığında
koyun eti bunların en iyisidir.
23. Yedi koyun veya keçi
kesmek bir deve veya sığır kesmekten daha faziletlidir; çünkü küçükbaş hayvanın
eti daha güzeldir, ayrıca yedi koyun kesildiğinde akıtılan kan daha fazladır.
[Zayıf] bir görüşe göre bir deve veya sığır kesmek daha faziletlidir; çünkü
onun eti daha çoktur.
Rafii "bu konudaki
tearuz, eşitlik sonucuna götürebilir. Oysa alimler bundan söz
etmemişlerdir" demiştir.
24. Bir koyun kesmek,
bir deveye ortak olmaktan daha faziletlidir; çünkü bir koyun kesildiğinde kan
tek olarak akıtılmış olur, ayrıca koyun eti daha güzeldir.
Not: Nevevi'nin hiçbir kayıt zikretmediği ifadeden
anlaşıldığına göre koyun kesmek, devedeki pay yedide birden fazla olsa bile
-mesela kişi beş paya ortak olsa bile- daha faziletlidir. el-Vafi yazarı bunu
kendi fıkhı çıkarımı olarak zikretmiştir. Ancak Celaleddin el-Mahalli bunu
"koyun miktarınca" ifadesiyle kayıtlamıştır. Bu ifadeden
anlaşıldığına göre devedeki pay koyun miktarından daha fazla olursa o daha
faziletli olur. Zahir olan da budur.
Bir koyun kesmesi
gereken kişi deve veya sığır kesse, yedide birden fazla olan kısım nafiledir,
kişi bunu nafile kurbanın sarf edildiği yerlere sarf edebilir, yani hediye ve
tasadduk edebilir.
Köle azadının aksine
kurbanlık hayvanın değerinin çok olması, aynı türden hayvanın sayısının çok
olmasından daha faziletlidir. Buna göre kişinin bir dinarı olsa ve bir dinara
kilolu bir koyun veya iki tane daha zayıf koyun bulsa, kilolu koyunu kesmesi
daha faziletlidir. Kişinin yüz dinarı olsa ve bununla köle satın alarak azat
etmek istese, değeri düşük iki köleyi azat etmesi, değeri yüksek bir köle azat
etmesinden daha iyidir; çünkü kurbanda amaç ettir. Besili koyunun eti daha
fazla ve güzeldir. Köle azadının amacı ise kişiyi kölelikten kurtarmaktır.
Birkaç kişiyi kölelikten kurtarmak tek bir kişiyi kurtarmaktan daha iyidir.
Etin çok olması iç yağının çok olmasından daha iyidir, ancak hayvanın eti
kalitesiz ise o başka.
Alimler besili hayvan
kurban etmenin müstehap olduğu konusunda icma etmişlerdir. Yine hayvanı
besleyerek şişmanlatmayı da müstehap görmüşlerdir. Şişman hayvan diğerlerinden
daha iyidir.
Yukarıda hayvanların
birbirine karşı fazileti ile ilgili söylenenler hayvanların zatları ile
ilgilidir. Renk açısından bakacak olursak beyazı en faziletlidir, sonra sarı
renk, sonra toprak rengi gelir. Toprak rengi, beyazı saf olmayandır. Sonra
kızıl tüylü hayvanlar sonra alaca renkli sonra kara gelir. Renkler arası bu
fazilet sıralamasının kimileri taabbudı olduğunu, kimileri de dış görüntünün güzelliği,
kimileri ise etin kaliteli olmasından olduğunu belirtmiştir.
Ahmed ve Hakim
en-Nisaburı şunu rivayet etmiştir: "Toprak rengi olan hayvanın kanı
Allah'a, iki tane kara hayvanın kanından daha sevimlidir. "(Müsned, 2,
417; Müstedrek, Dahaya, 4, 227)
3.5. Hayvanlardaki
Kusurların Kurban Kesimine Etkisi
25. Dinen yeterli [caiz]
olan kurbanın şartı, etini veya yenilebilen diğer yerlerini eksilten her türlü
kusurdan salim olmasıdır.
Bu şart gereğince, et
kapsamında olmadığı halde kulağı veya kuyruğu kesik olan hayvanı kurban olarak
kesmek yeterli olmaz.
Nevevi "yenilen
bölümlerini eksilten" demiş olsa daha iyi olurdu.
26. Yenilen bölümdeki
eksilmenin, "kulak kopukluğu" örneğinde olduğu gibi an itibanyla
olması ile "hayvanın belirgin şekilde topalolması" örneğinde olduğu
gibi ileride olması arasında fark yoktur. Çünkü kurban kesmekten amaç et vb.
şeylerdir. Bu sebeple nasıl ki satın alınan bir malın maliyetini azaltan kusur
satım akdinde dikkate alınıyorsa burada da yenilen bölümlerini azaltan kusurlar
dikkate alınır. Çünkü amaç budur. Bu şart, kesilen hayvanın meşru bir kurban
olarak yerine gelmesi için dikkate alınır. Şayet kişi kusurlu veya küçük bir
hayvanı kesmeyi adamışsa veya "bunu kurban kıldım" demişse o hayvanın
fidye olarak kesilmesi gerekir. Eti sadaka olarak dağıtılır. Bu hayvan kurban
yerine geçmez. Bu hayvanın kurban bayramı gününde kesilmesi ve kurbanlıkların
sarf yerlerine sarf edilmesi gerekir.
Not: Nevevi'nin ifadesinden gebe hayvanın
kesilmesinin yeterli olmadığı anlaşılmaktadır; çünkü gebelik hayvanı zayıf
düşürür. Nevevi'nin el-Mecmu'da alimlerimizden aktardığı sahih görüş budur.
Ezrai "Şeyh Ebu Hamid ve bağlıları ile başkaları bunu tek görüş olarak
aktarmışlardır." Ravdatü 't-talibın 'nin "satımlar" ve
"mehir" bölümünde de buna uygun ifadeler yer almaktadır.
İbnü'r-Rif'a şöyle
demiştir: "Meşhur görüşe göre hamile hayvan yeterli olur; çünkü hamilelik
sebebiyle onun etinde meydana gelen eksilmeyi onun cenini ile telafi ederiz.
Hamile hayvan, hadım
edilmiş hayvan gibidir."
Bu ifade şöyle
reddedilmiştir: Cenin, hayvanın bir parçası hükmünde olup da yenilecek duruma
gelmemiş olabilir. Ayrıca etin artması hayvanın kusurunu telafi etmez. Nitekim
topa! hayvanın şişman olması onu telafi etmez.
Yeni doğum yapmış hayvan
da gebe hayvan gibi kabul edilir; çünkü eti eksiktir. Süt emziren hayvan da
böyledir. Buna Zerkeşi dikkat çekmiştir.
27. Nevevi daha sonra
hayvanın kusursuz olması şartına bağlı bir takım ayrıntılar zikretmiştir. Buna
göre şiddetli zayıflık sebebiyle iliği kalmamış olan hayvan kurban edilemez.
İlik, kemiklerin yağıdır. Bu hükmün delili TirmizI'nin sahih görerek rivayet
ettiği şu hadistir:
> Dört hayvanın
kurban olarak kesilmesi yeterli olmaz:
1. Tek gözünün kör
olduğu açıkça belli olan,
2. Hastalığı açıkça
belli olan,
3. Topallığı açıkça
belli olan,
4. İliği kalmamış
hayvan. (Tirmizi, Edahi, 1498)
28. Deli hayvan kurban
olarak kesilemez. Bu, otlakta dönüp durduğu halde ot yemeyen ve zayıf düşen
hayvandır. Arapçada buna "tevla" da denir. Hatta bu hayvan, bu isimle
anılmaya daha layıktır.
29. Az da olsa kulağının
bir kısmı kopuk olan hayvan da kurban olarak kesilmez; çünkü eti yenen bölümün
bir kısmı gitmiştir.
Ebu Hanife şöyle
demiştir: "Şayet üçte birden az kısım kopmuşsa onun kurban edilmesi
yeterli olur."
30. Nevevi'nin
ifadesinden kulağının bütününün kopuk olması halinde hayvanın evleviyetle
kurban edilemeyeceği anlaşıldığı gibi doğuştan kulaksız olan hayvanın da kurban
edilmeyeceği anlaşılmaktadır. Rafii bununla yetinmiştir.
31. Doğuştan memesi
olmayan hayvan, kuyruğu olmayan koyun veya kuyruğu olmayan diğer hayvanlara
gelince, bu durumun kurban edilmeye bir zararı yoktur.
Şöyle itiraz söz konusu
olabilir: "Bunun kurban olarak yeterli olmaması, doğuştan kulaksız olan
hayvana göre daha önceliklidir.
Buna şöyle cevap
verilir: Kulağı kopuk hayvanla bu hayvanlar arasında şu fark vardır: Kulak,
normalde hayvana bitişik olan [ve hayvanda bulunan] bir organdır, ama
zikredilen diğer organlar öyle değildir.
İlk ikisinin [doğuştan
memesi olmayan hayvan, doğuştan kuyruğu olmayan koyun] kurban olarak yeterli
olmasının sebebine gelince, nasıl ki teke kesmek kurban olarak yeterli oluyorsa
bu da yeterli olur.
Üçüncüsüne gelince
[kuyruğu olmayan koyun dışındaki hayvanlara gelince], bunlar da diğerine
kıyasla kurban edilebilir.
32. Şayet bu organ, bir
kısmı bile olsa kesilmek suretiyle kaybedilmişse veya hayvanın dilinin bir
kısmı kesilmişse, hayvanın etini eksiitmeye etki edecek bir şeyin sonradan
meydana gelmesi onun kurban edilmesine zarar verir.
33. Sonraki alimlerden
biri kulağın felçli olmasının kulağın kaybedilmesi gibi olduğunu belirtmiştir.
Şayet kulak yenilebilir olmaktan çıkmışsa onun bu görüşü zahirdir.
34. Hayvanın bacak gibi
büyük bir organından bir parçanın kopmuş olmasının bir zararı yoktur; çünkü
bulnun et üzerine herhangi bir etkisi] görülmez. Ancak organa nispetle büyük
bir parça kopmuşsa bu, ette bir eksiitme meydana getirdiğinden o hayvanın kurban
edilmesi yeterli olmaz.
35. [Şu hayvanlar da
kurban edilemez:]
> İsterse topallığı
[kesim esnasında] bıçak altında meydana gelmiş olsun, topalolduğu açıkça belli
olan hayvan,
> İsterse göz
yuvarlağı mevcut olsun tek gözünün kör olduğu açıkça belli olan hayvan,
> Hasta olduğu açıkça
belli olan hayvan,
> Uyuz olduğu açıkça
belli olan hayvan.
[Metinde yer alan
"beyyin / açıkça" ifadesi, yukarıda da görüldüğü üzere] dört hayvana
da dönmektedir. Bunun delili yukarıda geçen hadistir.
Şöyle bir itiraz söz
konusu olabilir: Tek gözün kör olmasını "açıkça" diye kayıtlamaya
gerek yok. Çünkü tek gözü kör olan hayvanın kurban edilmesinin yeterli olmaması
hükmü, iki gözden birinin görme özelliğinin olmamasına bağlanmıştır.
Buna şöyle cevap verilir:
İmam Şafii şöyle demiştir: "Tek gözdeki körlüğün aslı, gözbebeğini
kaplayan beyaz tabakadır." Durum böyle olunca bu beyaz tabaka bazen az
olur ve hayvanın kurban edilmesine engelolmaz. Bu sebeple hadiste olduğu gibi
bunun "açıkça belli olan" şeklinde kayıtlanması şarttır. Nitekim
Nevevi bu sebeple "az miktarda olanın zararı yoktur" şeklinde
açıklamıştır. Yani yukarıda zikredilen dört kusur az miktarda olduğunda bunun
ete etki etmesi söz konusu olmadığı için hayvanın kurban edilmesine zarar
etmez.
Not: Nevevi'nin ifadesinden iki gözü kör olan
hayvanın kurban edilemeyeceği evleviyetle anlaşılmaktadır. Gözlerinden sürekli
yaş damlayıp görmesi zayıf olan hayvan, dağlanmış hayvan kurban olarak
kesilirse yeterli olur.
36. Hayvanın doğuştan
boynuzsuz olmasının bir zararı yoktur. [Arapçada] bu şekilde olan hayvan
"celha" diye isimlendirilir. Yine ete bir zararı olmadıkça boynuzun
kırılmasının da -kanamış olsa bilebir zararı yoktur. Çünkü insanların hayvanın
boynuzuna yönelik büyük bir istekleri yoktur. Şayet boynuzun kırılması ete
zarar veriyorsa tıpkı uyuz vb. durumlarda olduğu gibi bunun hayvanın kurban
edilmesine zararı olur.
37. Boynuzlu hayvanın
kurban edilmesi [boynuzsuz hayvanın kurban edilmesinden] daha iyidir. Çünkü
hadiste "en hayırlı kurban, boynuzlu koçtur" buyrulmuştur.(Müstedrek,
Dahaya, 4, 228. Hakim, bu hadisin senednin sahih olduğunu söylemiştir. )
Ayrıca hayvan, boynuzlu
olduğunda daha güzel görünür. Hatta Nevevi'nin el-Mecmu'da alimlerimizden
aktardığına göre boynuzsuz hayvan kurban etmek mekruhtur.
38. Hayvanın bazı
dişlerinin düşmüş olmasının zararı yoktur; çünkü bu, hayvanın ot / yem yemesine
ve etinin eksilmesine etki etmez. Ancak dişlerinin tümü düşmüş olursa bunun
zararı vardır; çünkü bu durum, hayvanın yem yemesi ve etini etkiler. Bu
gerekçeye göre hayvanın dişlerinin bir kısmı düştüğünde bu durum ona etki
ediyorsa hüküm böyle olur.
Zahir olan da budur.
Beğavl'nin şu sözü de bunu göstermektedir: "Bir veya iki dişi kırık olan
hayvanın kurban edilmesi yeterli olur." Bunu Ezrai zikretmiş, Zerkeşi de
tasvip etmiştir.
39. Kulağın yarılması,
delinmesi ve oyulmasının hayvanın kurban edilmesine [bir zararı olur mu? Bu
konuda mezhep içinde iki görüş bulunmaktadır:]
Birinci görüş
Daha doğru görüşe göre
-yukarıda geçen açıklamalardan anlaşılacağı üzere- kulaktan herhangi bir şeyin
düşmemesi şartıyla bunun bir zararı yoktur; çünkü bununla hayvanın etinde
herhangi bir eksilme meydana gelmez.
Kulağı yarı k hayvanın
kurban edilmesini yasaklayan hadisteki yasak tenzihen mekruhluğa yorulur veya
bu, yarma işlemi sırasında kulaktan herhangi bir şeyin ayrılmasına yorulur.
İkinci görüş
Belirtilen yasağın zahiri
sebebiyle bunun zararı olur.
Not: Nevevi delme ve oyma ifadesini bir arada
zikretme konusunda el-Muharrer'e tabi olmuştur. İbn Şühbe "ifadeyi bu
şekilde zikretmek anlamsızdır" demiştir. Rafii "delme" ifadesini
"oyma" olarak yorumlamıştır.
40. Nevevi şöyle
demiştir: "Ben derim ki: Doğru olan ve İmam Şafii tarafından açık olarak
ifade edilen görüşe göre hayvanın az miktarda uyuz olması onun kurban
edilmesine zarar verir." Rafil alimlerin çoğunluğunun sarih veya delalet
olarak zikrettiği görüşlerden bu sonuç çıkmaktadır. Alimler, bunu İmam
Şafii'nin yeni görüşü olarak da nakletmiştir.
Bu hükmün gerekçesi
şudur: Uyuz hastalığı, hayvanın eti ve yağını bozar.
Diğer görüşe göre ise
tıpkı [diğer] hastalıknar] gibi bunun da zararı yoktur.
41. Hayvandaki siviice
ve urlar da uyuz ile aynı hükme tabidir.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN