ANA SAYFA

 

TEFSÎR:

 

Örtülü, kapalı olan şeyi ortaya çıkarmak, açmak, beyan etmek, beşerî kudret dahilinde, Kur'an-ı kerîm ayetlerindeki murad-ı ilahîyi (Allahu tealanın muradını) anlamak.

 

Bu işi yapabilen alime müfessir denir. (Bkz. Müfessir)

 

Kur'an-ı kerîmi kendi görüşüne, anlayışına göre tefsîr eden kafir olur. (Hadîs-i şerîf-Mektubat-ı Rabbanî)

 

BU HADİS VE İZAHI İÇİN BURAYA TIKLAYIN

 

Bize tefsîr kitaplarına göre amel etmek emredilmedi. Fıkıh kitaplarına tabi olmamız emredildi. (Hadimî)

 

Tefsîr ve fıkıh kitaplarına hakaret eden; bunları beğenmeyen, kötüleyen kimse kafir olur. (Hadimî, Yusuf Sinanüddîn)

 

Kur'an-ı kerîmi tam olarak yalnız Resulullah S.A.V. anlamış, kapalı ve anlaşılması zor ayet-i kerîmeleri, Eshab-ı kirama açıklamışlardır. Bu sebeble Kur'an-ı kerîmin hakîkî tefsîri, Nebi efendimizin bu açıklamalarıdır. Tefsîr alimlerinin Kur'an-ı kerîmin tefsîrine dair, Nebi efendimiz s.a.v.'den ve Eshab-ı kiramdan gelen rivayetlerle yaptıkları tefsîrlere, rivayet, me'sur ve naklî tefsîr denildi. Ayrıca bu tefsîrler esas alınarak Kur'an-ı kerîmin lisan ve daha başka bilgilere göre de açıklamaları yapıldı.Bu açıklamalara te'vîl denildi. Bunlara ma'kul, re'y ve dirayet tefsîri denir. Te'vîllerin doğruluğu, naklî tefsire uygunluğu ile anlaşılır.Tefsîr alimleri, nakle uygun te'vîlleri de tefsîr olarak kabul etmişlerdir.Te'vîl, nakle ve din bilgilerine uymazsa, tefsîr değil, yazanın kendi düşüncesi olur. Nitekim hadîs-i şerîfte; " Kur'an-ı kerîmi kendi görüşü ile açıklayan, doğru olsa bile hata etmiştir" buyrulmuştur. Bunun içindir ki, Kur'an-ı kerîmde manası açık olmayan yerlerden yalnız akla güvenip, yanlış te'vîl yapılarak yanlış manalar çıkarılması netîcesinde yetmiş iki bid'at ve dalalet fırkası ortaya çıktı. (Abdülhakîm Arvasî)

 

Nakli yani Sünnet ve icma ile yapılan tefsirler geçerlidir, dirayet yani akli yorumla yapılan tefsir ise geçersizdir. (Mahir)