ANA SAYFA

 

TEYEMMÜM

 

"Teyemmüm" tefe'ül babından mastardır. "Su bulunmadığı veya bulunduğu halde, kullanılmasına imkan olmadığı takdirde, temiz olan toprak cinsinden bir şey ile hadesi gidermek maksadıyla, yüzü ve elleri (dirseklere kadar) meshetmek" demektir.

 

Teyemmüm, bu ümmete mahsus bir ruhsattır. Önceki ümmetlere böyle bir ruhsatın verilmediğini bizzat Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) haber vermiştir. Şeyhan'ın (Buhari-Müslim), Hz. Cabir vasıtasıyla rivayet ettiği bir Hadiste Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Bana, benden evvelki Peygamberlere verilmeyen şu beş şey verilmiştir : Bir aylık mesafeden düşmanlarımın kalbine korku vermekle bana yardım edildi, bana (bir rivayette "Ümmetime") yer yüzü namazgah ve temizleyici kılındı, Onun için ümmetimden namaz vakti gelip çatmış her kim olursa olsun, hemen (orada) namazını kılıversin. (Savaşta alınan) ganimetler de bana helal kılındı. Halbuki benden evvel kimseye helal kılınmamıştı. Bana şefaat verildi. Bir de, (benden evvelki) her peygamber sadece kendi kavmine gönerilmişken, ben bütün insanlara gönderildim.”

 

Teyemmümün meşruiyeti Kitab, Sünnet ve icma ile sabittir.Onun azimet mi, yoksa ruhsat mı olduğunda ihtilaf vardır. Bazıları, suyun bulunmaması halinde azimet; hastalık gibi bir özürden dolayı olursa, ruhsat olduğunu söylemişlerdir.

 

Teyemmüm, hicret'in beşinci yılının Şaban ayının ilk günlerinde meşru kılınmıştır. Beni Mustalik Gazvesinde Resulullah (s.a) ile bin kadar İslam askeri, Hz. Aişe'nin kaybolan gerdanlığım aramak için susuz bir yerde konaklamak mecburiyetinde kalmışlardı. Sabah namazını kılmak için abdest almaya su bulamadılar. Sabaha yakın, "Su bulamazsanız temiz toprak ile teyemmüm ediniz.” mealindeki ayet-i kerime nazil oldu. Bu ayet-i kerime, teyemmümün meşruiyetinin Kitab'tan delilidir.

 

Ulema, teyemmümün hem küçük hemde büyük hadeslerde (abdestsizlik - ğusül) meşru olduğunda müttefiktir. Sadece İbrahim en-Nehai ve Amr bin Mes'üd'un, teyemmümün ancak küçük hadesi (abdestsizliliği) izalede meşru olduğu görüşünde oldukları rivayet edilmiştir. Onların bu görüşlerinden döndüklerini söyleyenler de bulunmaktadır.

 

Hanefilere göre, taharetsiz yapılması caiz olmayan her şey,,teyemmümle mübah olur. Mesela, cünup kimse teyemmüm ettiğinde, Kur'an-ı Kerim'i eline alabilir mescide girebilir...Teyemmüm eden bir kimse abdesti bozacak bir şey olmadığı ve suyu bulmadığı müddetçe dilediği kadar farz ve nafile namaz kılabilir. Özür devam ettiği müddetçe onunla hades izale olur.

 

Diğer mezheblere göre teyemmüm, hadesi izale etmez. Onunla sadece bir farz eda edilebilir. Ancak, istenildiği kadar nafile kılınabilir. Bir teyemmümle iki farz eda edilemez. Teyemmüm eden kişi, teyemmüm ederken farz kılmaya niyet etmişse hem farz, hem de nafile namaz kılabilir. Nafile kılmak için niyet etmişse, ancak nafile kılabilir, farz kılamaz. Bir teyemmümle birden fazla cenaze namazı kılabileceği gibi bir farz namaz ve birden fazla cenaze namazı da kılabilir.

 

Teyemmüm edecek olan bir kimse, iki elini Şafiilere göre toprağa; Ha-nefilere göre, yer yüzü cinsinden temiz bir şeye bir defa vurup, bununla yüzünü mesheder. Sonra iki elini bir daha vurup bununla da dirseklerine kadar iki elini mesh eder. Yaptığı bu işleri, hadesi gidermek veya namaz kılmak ya da taharetsiz sahih olmayan diğer bir ibadette bulunmak maksadıyla yapar.

 

Hanefi mezhebine göre teyemmümün farzları, bir niyet ve iki meshten ibarettir. İmam Züfer'e göre niyet farz değildir.

 

Şafiilere göre, teyemmümün farzı beştir: 1. Niyet etmek, 2. Toprağı mesh edilecek uzva nakletmek, 3. Bütün yüzü meshetmek, 4. Elleri dirseklerle beraber meshetmek, 5. Tertibe riayet etmektir.

 

Su yerine toprak kullanılmasının hikmet-i teşriiyyesini bazı alimlerimiz şu şekilde açıklamışlardır: İnsan iki unsurdan meydana gelmiştir: Toprak ve su.|Su tabiatı itibariyle temizleyicidir. Su bulunmadığı takdirde, görünürde kirletici olan fakat insanın ikinci unsuru bulunan toprak da temizleyici olarak kabul edilmiştir. Bu da insanın aslını hatırlatmak noktasından olsa gerektir.

 

Teyemmümde dört abdest azası değil de bunlardan yalnız ikisi olan el ve yüze meshetmek gereklidir. Zira teyemmüm abdeste bedeldir. Abdestte vasıtalı veya vasıtasız meshi caiz olan baş ve ayaklar, teyemmümde bir ruhsat olarak çıkarılmıştır.

 

Diğer bir husus ise,teyemmümün namazla beraber farz olan abdestten takriben 6,5 -7 yıl sonra meşru olması nazar-ı dikkatten uzak tutulmamalıdır.

 

Başka bir husus ise, teyemmüm sadece abdestsizliği gidermek için değil, gerektiğinde cenabeti izale etmek içinde yapılır :Bu iki teyemmüm arasında yapılış bakımından hiç bir fark yoktur. Abdest için yapılan teyemmüm neyse, cenabeti temizleyen gusül yerine geçen teyemmüm de odur-.

 

Teyemmümün şartları, teyemmümü mubah kılan özürler, teyemmümü bozan haller ve diğer hükümler yeri geldikçe beyan edilecektir.

 

 

MUĞNİ’L-MUHTAC DA: TEYEMMÜM