ZİKR:
Anmak; gafleti gidermek için her işte Allahu tealayı hatırlamak.
Yad etmek. Allahu teala Kur'an-ı kerîmde mealen buyuruyor ki: ’’İyi biliniz ki,
kalbler, Allahu tealanın zikri ile itmînana, rahata kavuşur. (Ra'd sûresi: 30)
(Kullarım!) Siz beni (taat ile beğendiğim işleri yapmak
sûretiyle) zikr ederseniz, ben de sizi (rahmet, mağfiret, ihsan ve tövbe
kapılarını açmak sûretiyle) anarım. (Bekara sûresi: 152)
Derecesi en yüksek olanlar, Allah'ı zikr edenlerdir. (Hadîs-i
şerîf-Beyhekî)
Allah'ı sevmenin alameti, O'nu zikr etmeği sevmektir. (Hadîs-i
şerîf-Beyhekî)
Cennettekiler en çok dünyada Allahu tealayı zikr etmeden
geçirdikleri zamanlar için üzülürler. (Hadîs-i şerîf-Dürret-ül-Fahire)
Zikr, yalnız, Kelime-i tevhîdi söylemek ve tekrar tekrar
"Allah" demek değildir. Her ne şekilde olursa olsun, kendini
gafletten kurtarmak zikr olur. Buna göre, dînin emirlerini yapmak,
yasaklarından sakınmak hep zikrdir. Dînin emrettiği şekilde alış- veriş yapmak
zikrdir.Dîne uygun olarak yapılan her iş zikrdir. Çünkü bunları yaparken, bu
emir ve yasakların sahibi hep hatırlanmakta ve gaflete yer verilmemektedir.
Ancak Allahu tealanın ism-i şerîfleri ve sıfatları ile yapılan zikr çabuk
te'sirini gösterir ve Allahu tealanın sevgisini hasıl eder. Bu sebeble tasavvuf
büyükleri, Kelime-i tevhîd ile zikrin pek kıymetli olduğunu bildirmişlerdir.
Hadîs-i şerîfte; "Bir şeyi çok anan, onu çok sever" buyruldu. Dolayısıyle
seven sevdiğini çok anar. Allahu tealayı çok anan, O'nu sever; Allahu tealayı
sevince kalbe îman yerleşip siner, böylece emir ve yasaklara uymak kolaylaşır.
Allahu tealayı ve Resûlünü tam sevmedikçe, emirlerine uymak çok güç olur.
(İmam-ı Rabbanî)
Her vakit Allahu tealayı zikr etmek lazımdır. Kalbde başka
hiçbir şeye yer vermemelidir. Yerken, içerken, uyurken, gelirken, giderken hep
zikr yapmalıdır. (İmam-ı Rabbanî)
Zikr bir kazma gibidir ki, onunla gönülden yabancı duygu
dikenleri temizlenir. (Ubeydullah-ı Ahrar)
Her an dilleriyle Allahu tealayı zikr edip, O'nu bir an
unutmayanlardan her biri, güler bir halde Cennet'e gireceklerdir. (Cübeyr bin
Nufeyr)
Vaktini Allahu tealayı zikirle geçiren kimse, bela ve
sıkıntılara düşmez. (Ebû Abdullah Rodbarî) Zikr et zikr bedende iken canın,
Kalb temizliği zikr iledir Rahmanın.
(İmam-ı Rabbanî)
Zikr-i Hafî:
Allahu tealayı gizli (sessiz) olarak ve kalb ile hatırlama.
Zikr-i hafî, zikr-i cehrîden yetmiş kat üstündür. (Hadîs-i
şerîf-Mektûbat-ı Seyfiyye)
Zikr-i hafî, zikr-i cehrîden daha efdaldir, üstündür. (İmam-ı
Rabbanî)