MAHŞER
(TOPLANMA YERİ)
Ey
kardeşim! Allah, yeryüzünde tüm yarattığı varlıkları yeniden dirilttikten
sonra, insanlar da kabirlerinden kalkınca, hepsi de oldukları gibi haşre yani
toplanma yerine gideceklerdir. Nitekim Allah Teala şöyle buyuruyor:
“Sur’a üfürülür; işte bu, geleceği vaad edilen gündür. Herkes
yanında bir
sürücü ve bir şahitle beraber gelir. Andolsun sen bundan gaflette idin; derhal
biz senin perdeni kaldırdık. Bugün artık gözün keskindir, denir.” (Kaf,
Yüce Allah buyuruyor: “O
gün bütün insanların bir araya toplandığı
bir gündür ve o gün bütün yaratılmışların
hazır
bulunduğu
bir gündür.” (Hud,
Yine
buyruluyor: “Mahşer vaktinde sizi toplayacağı
gün, işte o zarar günüdür.”
(Teğabun,
Her şeyden münezzeh olan Allah buyuruyor: “Sizi,
varlığında
şüphe
olmayan kıyamet
gününde elbette toplayacaktır.”
(Enam,
Yüce
Allah buyuruyor: “O zaman şöyle denir:
Bu, ayırma
günüdür. Sizi ve sizden öncekileri bir araya getirdik.”
(Mürselat,
Nasıl
insanlar mahşerde toplanıp hesap vereceklerse aynen diğer canlılar da toplanıp
hesap vereceklerdir. Nitekim Rabbimiz buyuruyor ki:
“Vahşi
hayvanlar toplanıp
bir araya getirildiğinde,”
(Tekvir,
İşte
burada görüldüğü gibi yarın kıyamet gününde tüm yaratılmışlar mahşer yerine,
toplanma mahalline sevk olunacaklardır. Onlar o günde, işledikleri ameller
bakımından oraya farklı konumlarda gönderileceklerdir. Kimi binitli olarak,
kimi yaya bir şekilde, kimi yüz üstü sürünerek oraya gelecektir. Böylece üç
gurup halinde geleceklerdir. Kaldı ki Allah bu durumu Vakıa suresinin baş
taraflarında zaten açıklamıştır. Allah şöyle buyuruyor:
“Ve
sizler de üç sınıf
olduğunuz
zaman, sağdakiler,
ne mutlu o sağdakilere!
Soldakiler, ne bahtsızdırlar onlar!
Hayırda
önde olanlar, ecirde de öndedirler. İşte
bunlar Allah’a en yakın
olanlardır.”
(Vakıa,
İşte
insanların kıyamet günündeki sınıflandırılmaları böyledir. Bu üç sınıfın da kıyamet
günündeki konumlarını ve durumlarını ilerideki sayfalarda öğreneceksin.
Bu
sınıflardan “Sabikun” adını alanlar, Resuller, Nebiler, Sıddikler ve
şehitlerdir. Bu gurupta olanların tamamı binitli olarak mahşer yerine
gideceklerdir. Nitekim Kur’an’a şöyle buyruluyor:
“Takva
sahiplerini heyet halinde çok merhametli olan Allah’ın
huzurunda topladığımız,
günahkârları
da susuz olarak cehenneme sürdüğümüz gün,
Rahman olan Allah nezdinde söz ve izin alandan başkalarının
şefaate
güçleri yetmeyecektir.” (Meryem,
Sağdakilerden
kasıt, tüm inananlardır. Bu gurupta yer alan müminler mahşer yerine yaya olarak
gideceklerdir.
Soldakiler
ise kâfirlerle münafık olanlardır. İşte bunlar da mahşer yerine yüzükoyun
sürünerek gideceklerdir. Nitekim Allah bunlar hakkında şöyle buyuruyor:
“Kıyamet
gününde onları
kör, dilsiz ve sağır
bir halde yüzükoyun haşrederiz.”
(İsra,
Ebu
Hureyre’den Tirmizi’nin yaptığı rivayete göre, Ebu Hureyre Hz. Peygamber’in şöyle
buyurduğunu söylemiştir:
“Kıyamet
gününde insanlar üç sınıf olarak
haşrolunacaklardır.
Bunlardan biri yaya olarak, biri binitli olarak, üçüncüsü de yüzükoyun
sürünerek mahşere
geleceklerdir. Allah Resulüne,
ey Allah’ın Resulü! Yüzükoyun nasıl mahşere yürüyüp geleceklerdir, diye
sorulunca, şöyle buyurmuştur: Şüphesiz
onları
ayakları
üstünde yürüten Allah, elbette yüzükoyun da süründürerek
yürütür. Ancak bunlar yüzüstü sürünerek giderlerken yüzlerini her türlü taş-tümsekten
ve dikenden sakınırlar.”[1]
Buhari,
Müslim ve başkalarının Ebu Hureyre’den rivayet ettikleri hadise göre, demiş ki
Allah Resulü (as) şöyle buyurdu:
“İnsanlar
kıyamet
gününde üç durumda mahşere yollanırlar.
Bunlardan birinci sınıfta yer alanlar,
önlerindeki hayatı özleyen, geride bıraktıkları
dünya hayatından nefret
edenlerdir ki bunlar azık ve binek
bakımından
hiçbir sıkıntı
çekmeyecek olanlardır. İkinci
gurupta yer alanlar ise ikisi birlikte bir deve üzerinde, üçü
birlikte bir deve üzerinde, dördü beraberce bir deve üzerinde ve onu birlikte
bir deve üzerinde olarak mahşere geleceklerdir. Geride kalan üçünü guruptakileri ise, bir ateş
onları
mahşer
yerine toplar. Bu guruptakiler nerede dinlenirlerse
ateş
de onlarla birlikte orada dinlenir, her nerede gecelerlerse, ateş
de onlarla beraber orada geceler. Nerede sabahlarlarsa
ateş
de onlarla birlikte orada sabahlar, nerede akşamlarlarsa
ateş
de orada onlarla beraber akşamlar.”[2]
İşte
o günde müminler yüzleri bembeyaz olarak, mutluluktan parıldayarak mahşer yerine
geleceklerdir.
Kâfir
ve münafık olanlar ile mücrim denilen suçlular ise, bunlar yüzleri simsiyah olarak,
rezillikten ve utançtan yüzleri bozararak mahşer yerine geleceklerdir. Nitekim
Rabbimiz şöyle buyurmuştur:
“Nice
yüzlerin ağardığı,
nice yüzlerin de karardığı günü düşünün.
İmdi,
yüzleri kararanlara: İnanmanızdan sonra kâfir mi
oldunuz? Öyle ise inkâr etmiş
olmanız
yüzünden tadın
azabı,
denilir. Yüzleri ağaranlara
gelince, onlar Allah’ın
rahmeti, cenneti içindedirler; orada ebedi kalacaklardır.”
(Ali İmran,
Başka
bir ayette de Allah şöyle buyuruyor: “O gün bir takım
yüzler parlak, güleç ve sevinçlidir. Yine o gün bir takım
yüzleri de keder bürümüş, hüzünden kapkara kesilmiştir.
İşte
bunlar kâfirlerdir, günahkârlardır.”
(Abese,
Nitekim
Sabikun denilen ve daha önce de belirttiğimiz gibi birinci sırada yer alan bu
kimselere gelince, bunlara, melekler tarafından kendilerine getirilen cennet
elbiselerinden giydirilecektir.
Buhari
ile Müslim ve başkaları İbn Abbas’tan rivayet ediyorlar. İbn Abbas (ra) diyor
ki, Allah Resulü (as) şöyle buyurdu:
“Dikkat
edin ve iyi dinleyin! Kıyamet gününde yaratılmışlar
arasında
ilk defa kendisine elbise giydirilecek olan kimse İbrahim
(as) peygamberdir.”[3]
Melekler
kabirlerinden kalkan müminleri karşılarlar ve onları cennetle müjdelerler. Nitekim
Hak Teala şöyle buyuruyor: “En büyük dehşet
dahi onları
tasalandırmaz.
Melekler kendilerini şöyle karşılar:
İşte
bu size vaat edilmiş olan mutlu gününüzdür.”
(Enbiya,
İşte
senin de bildiğin gibi yaratılmışlar böylece mahşer yerine sevk olunurlar. Mahşer
toprağı tıpkı gümüş beyazlığında bir topraktır. Orada bir tepe var, ne de bir
çukur. Aksine o toprak tümüyle dümdüz olan bir topraktır, bir alandır. Buhari
ile Müslim Sehl b. Sa’d’dan rivayet ediyorlar. Sa’d diyor ki Allah Resulü (as)
şöyle buyurdu:
“Kıyamet
gününde insanlar saf beyaz, kepekten arınmış
undan imal edilen çörek gibi bembeyaz, hiç kimse
adına
bir alamet, işaret
bulunmayan bir alan üzerinde toplanırlar.”[4]
İnsanların mahşer yerine sevk olunmalarından
sonra, Allah burada tüm yaratılmışları toplayacaktır. Burada onlar uzun bir
süre bekletilirler. Denilene bakılırsa yetmiş yıl kadar bir süreyle
bekletilirler. Hatta, haklarında hüküm verilene dek daha fazla bir süre ile
bekletileceklerdir, diyenler de vardır. Artık burada dertler, korku ve
endişeler olabildiğince ağırdır. Burada rezil olmak, azap ile cezalanmak da dâhil
her türlü sıkıntı vardır.
İşte
şimdi sana buradan itibaren de kıyamet sahnelerini anlatmaya çalışacağım. Allah
bizi ve seni, Müslümanları o günü dehşetinden ve azabından bizleri korusun. Âmin.
i