CEHENNEM
ATEŞİ VE AZABI
Ey
kardeşim! Şunu iyice bilmelisin ki yüce Allah hepimizi cehennem ateşinden
korusun. Çünkü cehennem ateşi, Allah’ın kâfirlerle münafıklar ve bazı isyancı
kimseler için hazırladığı azap ve cezalandırma yurdudur. Her şeyden münezzeh
olan yüce Allah Kur’an’ı Kerim’in birçok ayetlerinde bizleri bu tehlikeden
uzak durmamız için uyarmıştır. Nitekim yüce Allah şöyle buyuruyor:
“Ey
iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı
insanlar ve taşlar olan ateşten
koruyun. Onun başında,
acımasız,
güçlü, Allah’ın
kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen
ve emredildiklerini yapan melekler vardır.”
(Tahrim,
Bir
başka ayette de Allah şöyle buyuruyor: “Yakıtı,
insan ve taş
olan cehennem ateşinden
sakının.
Çünkü o kâfirler için hazırlanmıştır.”
(Bakara,
Önceki
sayfalarda geçmişti. Kıyamet gününde cehennem mahşer yerine yetmiş bin halat
ile her halatı çeken görevli yetmişer bin melek tarafından çekilip getirilecektir.
Allah Teala şöyle buyurmaktadır:
“Cehennem
açık
bir şekilde
gösterildiği
zaman.” (Naziat,
Yine
Allah Teala buyurmaktadır: “Cehennem ateşi
uzak bir mesafeden kendilerini görünce, onun öfkelenişini
(müthiş kaynamasını)
ve uğultusunu
işitirler.
Elleri boyunlarına
bağlı
olarak onun (cehennemin) dar bir yerine atıldıkları
zaman, oracıkta yok oluvermeyi
isterler. Onlara şöyle denir:
Bugün yalnız
bir defa yok olmayı
istemeyin; aksine birçok defalar yok olmayı
isteyin.” (Furkan,
Ey
kardeşim! Unutma ki, cehennem ateşi yedi tabakadan ibarettir. Her bir tabaka
azabının şiddeti bakımından diğerinden oldukça farklıdır. Hiçbir ötekisine
uymaz. Her bir tabakanın da amellerine ve inkârlarına göre adamları vardır.
Allah Teala şöyle buyurmaktadır:
“Muhakkak
cehennem, onların
hepsine vadolunan yerdir. Cehennemin yedi kapısı
vardır.
Onlardan her kapı
için birer gurup ayrılmıştır.”
(Hicr,
Şimdi
bu tabakaların veya kapıların isimlerini sayalım. Şöyle ki: Cehennem, Leza,
Hutame, Saiyr, Sakar, Cahiym, Haviye. Allah bizleri bunlardan korusun.
Kaldı ki Kur’an’ı Kerim bize bu tabakala girecek olanların hangi amelleri yüzünden
gireceklerini de açıklamıştır. Ben burada insanı bu tabakalara yuvarlayacak
olan amellerden söz edeceğim ki, kişi kendini bu sayede buralara girmekten
uzak tutabilsin. Şimdi başta cehennemi ele alalım. Kur’an’ı Kerim bize, cehennemin
kâfirler için hazırlanan bir yer olduğunu açıklamaktadır. Nitekim yüce Allah
şöyle buyuruyor:
“Biz
cehennemi kâfirlere bir konak olarak hazırladık.”
(Kehf,
“O
küfredenler bölük halinde cehenneme sürülür.” (Zümer,
İkinci
olarak yine Kur’an’ın zikrettiği Leza tabakasıdır. Buraya girecek
olanlar, Allah’ın kendilerine verdiği ve umutvar oldukları şeylerde
şükretmeyenler, başlarına gelene felaket ve musibetlere sabretmeyenler gireceklerdir.
Bu kimseler kendilerine farz kılınan mala ait hakkı da engelleyen ve haktan
yüz çeviren kimselerdir. İşte bunlar için Leza tabakası hazırlanmıştır. Kaldı
ki Allah Teala şöyle buyuruyor:
“Fakat
ne mümkün! Bilinmeli ki, o cehennem alevlenen bir ateştir.
Derileri kavurup soyar. Yüz çevirip geri dönen, servet toplayıp
yığan
kimseyi kendine çağırır.
Gerçekten insan, pek hırslı ve sabırsız
yaratılmıştır.
Kendisine fenalık
dokunduğunda
sızlanır,
feryat eder. Ona imkân verildiğinde ise pinti
kesilir. Ancak şunlar öyle değildir:
Namaz kılanlar
ki onlar namazlarında
devamlıdırlar,
ihmal göstermezler.” (Mearic,
Üçüncüsü
de Hutame tabakasıdır. Kur’an, bu tabakaya girecek olanların nemmam olanlar ile
gıybet ehli olanlardır. Nemmam demek, söz taşıyan, ona buna laf yetiştiren, kavgaları
kızıştırıp tutuşturanlar demektir. Gıybet ise kişinin aleyhinde konuşup dedi
kodu yapan demektir. Bir de mal biriktirip kasalarını dolduran ve fakat bu
mallara ait olan zekât haklarını vermeyenlerdir. Nitekim Allah Teala şöyle
buyuruyor:
“Arkadan
çeliştirmeyi,
yüze karşı
eğlenmeyi
adet edinen herkesin vay haline! O ki, mal toplamış
ve onu sayıp
durmuştur.
O, malının
kendisini ebedi kılacağını
zanneder. Hayır Andolsun ki o,
Hutame’ye atılacaktır.
Hutame’nin ne olduğunu
bilir misin? Allah’ın tutuşturulmuş,
yandıkça
tırmanıp
kalplerin ta üstüne çıkan ateşidir.
Onlar bu ateşin
içinde uzatılmış
sütunlara bağlanmışlar
ve o vaziyette o ateş üzerlerine kapatılmıştır.”
(Hümeze,
Dördüncüsü
de Saiyr adlı tabakadır. Burası da öldükten sonra dirilmeyi ve hesaba çekilmeyi
inkâr edenler içindir. Nitekim Allah Teala şöyle buyuruyor: “Onlar üstelik kıyameti
yalan saydılar.
Biz ise, kıyameti
inkâr edenler için Saiyri (alevli bir ateş)
hazırladık.”
(Furkan,
“Ve
onlara alevli ateş
(Saiyr) azabını
hazırladık.
Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı
vardır.
O ne kötü dönüştür.”
(Mülk,
Beşincisi
de Sakar denilen tabakadır. Kur’an’ı Kerim bize, buraya girecek olanların ne
tür amel sahibi oldukları anlatmaktadır. Nitekim aşağıdaki ayetler bunları
bildirmektedir. Allah Teala şöyle buyuruyor:
“Ancak
defterleri sağ
taraflarından
verilecek olanlar başka. Onlar cennetler
içindedir. Günahkârlara: Sizi Sakar denilen şu
yakıcı
ateşe sokan nedir?
diye uzaktan uzağa
sorarlar. Onlar da şöyle cevap verirler:
Biz namaz kılanlardan
değildik
yoksulu doyurmuyorduk, Batıla
dalanlarla birlikte dalıyorduk,
Ceza gününü de yalan sayıyorduk. Sonunda bize ölüm geldi, çattı.
Artık
şu
şefaatçilerin
şefaati
onlara fayda vermez. Böyle iken onlara ne oluyor ki,
adeta arslandan ürküp kaçan yaban eşekleri gibi hala öğütten
yüz çeviriyorlar?” (Müddessir,
Altıncısı
da Cahiym denilen tabakadır. Buraya girecek olanlar ise, dünyada iken
kibir ve gurura kapılıp kendilerini herkesten üstün kabul edenler olacaktır.
Allah Teala buyuruyor ki:
“Allah
zebanilere emreder: Tutun onu! Cahiym denen
Cehennemin ortasına
sürükleyin! Sonra başına
azap olarak kaynar su dökün! Ve
deyin ki: Tat bakalım. Hani
sen kendince üstündün, şerefliydin!
İşte
bu, şüphelenip
durduğunuz
şeydir.”
(Duhan,
“Ama
yalanlayıcı
sapıklardan
ise, işte ona da kaynar
sudan bir ziyafet vardır! Ve onun sonu cahiyme
(cehenneme) atılmaktır.”
(Vakıa,
Yedinci
tabaka ise, Haviyedir. Bu, cehennemin en alt tabakasıdır. Münafıklar
burada azap göreceklerdir. Allah Teala şöyle
buyuruyor: “Ameli yeğni-hafif olana gelince, işte
onun anası
(yeri, yurdu) haviyedir. Nedir o haviye bilir
misin? Kızgın ateş!”
(Karia,
“Şüphesiz
münafıklar
cehennemin en alt katındadırlar.
Artık
onlara asla bir yardımcı bulamazsın.”
(Nisa,
İşte
bu anlattıklarım, cehennem tabalarıdırlar ve işte buraya girecek olanların
amellerini öğrenmiş oldun. Eğer kişi bunlardan tevbe etmezse, durumuna göre
mutlaka bu tabakalardan birine girecektir.
Buraların
sıcaklığına ve derinliğine gelince, harareti hiç dayanılamayacak ve tarif edilemeyecek
manada şiddetlidir, anlatılamaz. Derinliğinin ise haddi yoktur. Hz. Ömer’in de
(ra) dediği gibi buraların kamçıları da demirdendir.
Cehennemin
ısısına gelince: Ahmed İbn Hanbel ve Sünen Sahipleri Ebu Hureyre’den rivayet
ediyorlar. Hâkim de bunun sahih olduğunu belirtiyor. Ebu Hureyre demiş ki, Allah
Resulü (as) şöyle buyurdu:
“Sizin
dünyada yakmakta olduğunuz şu ateşin ısısı, cehennem ateşinin hararetinin
yetmiş derecesinden
İmam
Malik ve Tirmizi Ebu Hureyre’den rivayet etmişledir. Ebu Hureyre diyor ki Peygamber
(as) şöyle buyurdu: “Cehennem ateşi kızarana kadar, ateşi bin yıl yakıldı, daha
sonra ateş beyazlanana, kor haline gelene dek bin yıl daha yakıldı, daha sonra
tam kararana kadar bu ateş bin yıl daha yakıldı ve o şimdi tam bir zifiri
karanlık ateş halindedir.”[2]
Buhari,
Müslime ve Tirmizi Ebu Hureyre’den rivayet ediyorlar, demiş ki Allah Resulü
(as) şöyle buyurdu: “Cehennem ateşi Rabbine şikâyette bulunarak dedi ki:
Rabbim! Benim ateşim için için kendi kendini yiyip tüketmektedir. Bunun üzerine
Rabbi ona, biri kışın ve diğeri de yazın olmak üzere iki defa nefes alıp
vermesine izin verdi. Dünyada sizi yaz mevsiminde aşırı sıcaklıktan bunaltan
sıcaktan çok daha şiddetli bir sıcaktır, kışın da o dondurucu soğuktan sizin
buz kesilmesine sebep olacak soğuktan da daha soğuk bir nefestir.”[3]
Allah
Teala buyuruyor ki: “De ki: Cehennem ateşi
daha sıcaktır.”
(Tevbe,
Cehennemin
derinliği. Müslim Ebu Hureyre’den rivayet ediyor. Demiş ki, biz Allah
Resulü’nün yanında oturuyorduk. Derken bu sırada bir ses işitildi. Bunun
üzerine Allah Resulü (as): “Bu ses nedir? biliyor musunuz” diye sordu. Biz
de,”en iyisini Allah ve Resulü bilir” dedik. Buyurdu ki: “İşittiğiniz bu gürültü
sesi, cehennemin içine atılan bir taş olup, tam yetmiş yıldan beri dibe doğru
inmekteydi, işte tam şu anda ateşin içine düştü, cehennemin dibine ulaştı, siz
de onun gürültü sesini duydunuz.”[4]
Tirmizi,
Uteybe b. Gazvan’dan rivayet ediyor. Peygamber (as) şöyle buyurmuş: “Şüphesiz
büyük bir kaya parçası cehennemin kenarından içeriye atıldı, tam yetmiş yıldır
taş dibe doğru inmekte ve halen şu anda yerine ulaşmış değildir.”[5]
Yine
Tirmizi Ebu Said Hudri’den rivayet ediyor. Ebu Said Hudri demiş ki Allah Resulü
(as) şöyle buyurdu:
“Veyl,
cehennemde bir vadinin adıdır. Kafir olan bir kimse buraya atılır ama, kırk
yılda onun dibine ulaşamaz.”[6]
i
[1] Tirmizi, Sıfatu
Cehennem, bap
[2] Tirmizi, Sıfatu
Cehennem, bap:
[3] Tirmizi, Sıfatu
Cehennem, h:
[4] Müslim, Cennet, h:
[5] Tirmizi, Sıfatu
cehennem, h:
[6] Tirmizi, Tefsirul Kur’an,
Enbiya suresi, h: