Tirmizi, Enes'den
rivayet ettiğine göre Peygamber (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
«Her kişi için semada
iki kapı vardır. Birinden ameli yükselir. Öbüründen rızkı iner. Mümin kişi
ölünce her ikisi de onun için ağlarlar.»
İbn-i Cerir, İbn-i
Abbas (Radıyallahû anhüma)'dan rivayet edildiğine göre;
Ondan, geçen âyeti
kerime hakkında:
Sema ve arz insanlar
için ağlayacaklar mı? diye sorulmuş.
İbn-i Abbas «Evet»
demiş.
Her kişinin semada iki
kapısı var, birisinden ameli yükselir, öbüründen rızkı iner. Mümin kul ölünce
semadaki O kapılar kapanır ve onun için ağlarlar.
Zemindeki namazgahı ve
zikirgâhı da onu kaybedince zemin de onun için ağlar.
Firavun'un kavmi ise
onlar için zeminde hayırlı bir şey olmayınca ve semadaki kapılarında hayırlar
yükselmeyince sema ve min onlar için ağlamadı, demiştir.
İbn-i Cerir ve îbn-i
Ebi Dünya ve Beyhaki, Şuâb'da Şureyh bin Abid el-Hadremi'den rivayet
ettiklerine göre Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) şöyle dedi:
«Üzerinde ağlayacak
bir kişisi olmayan gurbette ölenlere sema ve arz ağlar.» dedi ve geçen ayet-i
kerimeyi okudu. Sonra «Onlar kafirler için ağlamazlar,» dedi.
Saîd bin Mansûr ve Ebû
Nuaym Mücahid'den rivayet ettiktei göremiş
<Ölen her mümin
için, semâ ve zemin kırk sabah ağlarlar,'
Ebû Nuaym, Ata
el-Horasani'den rivayet ettiğine göre şöyle deştir :
«Allah için zeminin
her hangi yerinde secde eden abidin secde ettiği yer onun için kıyamette
şehâdet edecek ve ölünce üzerine ağlayacaktır.»
İbn-i Ebi Dünya ve
İbn-i Hatem ve Beyhaki «Şuab»da Ali bin Ebi Talib (Radıyallahû anh) 'dan
rivayet ettiklerine göre:
«Mümin ölünce zeminden
namazgahı ve semadan amellerinin yükseldiği yer, onun için ağlar,» dedi. Sonra
geçen âyeti okudu.
îbn-i Ebi Dünya ve
el-Hakim ibn-i Abbas'dan rivayet ettiklerine göre; . '
«Arz mümin için kırk
sabah ağlar,» diye söylemiş.
İbn-i Ebi
Dünya, Süleyman bin Abdülmelik'in arkadaşı
olan >id'den rivayet ettiğine göre şöyle demiştir:
«Mümin ölünce zeminin
kıt'alan, Allah'ın falan mümin kulu öldü, diye çağrışırlar. Arz ve semâ onun
için ağlarlar.»
Allah (Celle Celâlühü)
'nedir sizi ağlatan' deyince arz ve sema: «Yâ Rabb! O bizde nereye varsaydı
ille seni zikir ederdi» derler.
Muhammed bin Ka'b'dan
şöyle rivayet edilmiştir:
Arz bazılarını sevdiği
için ağlar ve bazılarına da kızdığı için ağlar.
Arz, üzerinde taatta
bulunan kişi için ağlar. Masiyette bulunan kişinin de varlığından dolayı ağlar.
Saîd bin Mansûr ve
îbn-i Ebi Dünya, Muhammed bin Kays'dan rivayet ettiklerine göre şöyle demiş:
«Bana ulaştı ki mümin
için semâ ve arz ağlarlar. Semâ «daima ondan bana hayırlar yükselirdi» der. Arz
da üzerimde daima hayır işlerdi, der.»
îbn-i Cerir,
Dahhâk'dan şöyle rivayet etmiştir:
«Müminin ölümü için,
zemindeki uğradığı yerler ağlar ve sema-; daki amelinin yükseldiği yer de
ağlar.»
Atâ'dan şöyle rivayet
edilmiştir:
«Semânın ağlaması,
etraflarının kirmızılaşmasıdır»
îbn-i Ebi Dünya,
Hasan'dan aynısını rivayet etmiştir:
Semânın
kırmızılaşması, mümin üzerine ağlamasidır.[1]
Hasan (Radıyallahû
anhVdan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir :
Mümin gurbet
memleketinde öldüğü zaman Allah garipliğine -merhameten ona azap
vermez. Ve meleklere emreder ki Ona
ağlayacak akrabasına bedel üzerine ağlayın. (Allah daha iyi bilir.) [2]