BİDAYETÜ’L-MUCTEHİD VE NİHÂYETÜ'L-MUKTESID
(MEZHEBLERARASI MUKAYESELİ İSLÂM HUKUKU)
B- Hilaf (Mukayeseli İslam Hukuku):
A- Galinos'un Eserleri Üzerine Çalışmaları:
B- Humma İle İlgili Çalışmaları:
C- Mîzâc İle İlgili Çalışmaları:
d- İlaçlarla İlgili Çalışmaları:
b- Hatâbe İle İlgili Çalışmaları:
c- Kıyas İle İlgili Çalışmaları:
d- Burhan İle İlgili Çalışmaları:
e- Makâlat İle İlgili Çalışmaları:
b- Tabiat İle İlgili Çalışmaları:
c- Metafizik İle İlgili Çalışmaları:
d- Nefs (Psikoloji) İle İlgili Çalışmaları:
e-Akıl İle İlgili Çalışmaları:
Tam adı, Ebu'l-Velîd
Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Ahmed b. Rüşd el-Hafîd el-Kurtubî'dir. Batı
dünyasında Averroes olarak tanınmaktadır, îlmî faaliyetler içinde yer alan bir
aileden gelmektedir. Babası, Ebu'l Abbas Ahmed b. Ebil-Velid b. Rüşd
(487-563/7094-1168), kadılık yapmış, meşhur hocalardan ders almış ve öğrenci
yetiştirmiş dindar bir kişidir. Dedesi, Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd
(405-520/1014-1126) ise,. torun îbn Rüşd ile çok karıştırılan meşhur bir
bilgindir. İsimlerinin benzerliği yüzünden, eserleri de karıştırılmaktadır.
İkisini ayırdetmek üzere, dede için İbn Rüşd el-Cedd, torun için İbn Rüşd
el-Hafîd denilmesi âdet olmuştur. Keskin bir zekâya sahip olan dede İbn Rüşd,
Kurtuba'da (511-515/7777-1127)~tarihleri arasında kâdıl-cemâ'a görevinde
bulunmuş, halkın tepkisi yüzünden istifa etmiştir. Ulu camide sâhibu's-salât da
o idi. Meşhur eserleri arasında, yirmi küsur mücelledden oluşan el-Beyân
ve't-Tahsîl li-mâ fi'l-Mustahrace mine't-Tevcîh ve't-Ta'lîl, el-Mukaddimât
li-Evâili Kütübi'l-Müdevvene, İhtisâru'l-Kütübi'l-Mebsûta (Yahya b. İshak
b.Yahya'nın eserlerinden) ve Tehzîbu Muşkili'l Asar (Tahâvî'nin eserlerinden)
yer almaktadır.
İbn Rüşd'ün
oğullarından Ebû Muhammed Abdullah tıpla meşgul oldu.
Diğer oğullan ise fıkıhla meşgul oldular
ve çeşitli bölgelerde kadtlık yaptılar.[2]
Kadılık yapan
oğullarından Ahmed (6.622/1225) ondan ders aldı.[3]
Torun îbn Rüşd, Kurtuba'da dedesinin
vefatından bir ay önce doğdu. Aynı kentte kadılık yaptı.[4]
Bundan önce îşbîliye'de, bir süre kadılık görevinde de bulunmuştu. Endülüs
halifesi Mansur ile oğlu Nâsır'ın takdir ve hürmetlerini kazanmıştı.[5] Bu
itibarını, Endülüs ve özellikle Kurtuba halkının çıkarlarına kullanmıştı.[6]
Ancak, daha sonraları
Ya'kûb el-Mansur'a, dinî ve siyasî konularda jurnal edilmiş, onun tarafından
sürgüne gönderilmiş, hapsedilmiş ve değerli kitapları yakılmıştır. Mansur, bir
süre sonra bazı İşbîliye ileri gelenlerinin ara-' cılığıyla onu affetmiş, fakat
bundan sonra ancak bir yıl yaşamıştır.[7] İbn
Rüşd'ün aleyhinde çalışanlar, kadı Ebû Amir Yahya b. Ebi'l Hasen b. Rebi1 ve
oğulları idi. Felsefe ile ilgilenmesi yüzünden böyle bir akıbete uğramış[8],
artık kendisinden ilim Öğrenmeye de gidilmemiştir. Makkarî'nin belirttiğine
göre, "Felsefe, Endülüs'te, mel'un bir ilim" olarak görülmüş ve
sahibi bu ilmi açığa vuramamıştır; bu yüzden de felsefî eserleri gizlenmektedir.[9]
Vefat edince, önce
Merrâkeş'e defnedilmiş, daha sonra selefinin Kurtuba'daki mezarlığına
nakledilmiştir.[10]
İbn Rüşd, aklî ve
naklî ilimlerde kendisini yetiştirmiştir. Çeşitli alanlardaki faaliyetlerini
şöylece sıralayabiliriz:[11]
Küçüklükten itibaren
fıkıh öğrenmiştir. İmam Malik'in Muvatta'ım babasına arz etmiştir. Fıkıh
tahsiline devam ederek bu alanda parlamıştır.[12]
Fıkhı, Ebu'l Kasım b.
Beşkuvâl, Ebû Mervan b. Abdilmelik b. Meserre, Ebû Bekir b. Semhûn, Ebû Ca'fer
b. Abdilazîz, Ebû Abdillah el-Mâzerî ve Ebû Muhammed b. Rızk'tan tahsil
etmiştir.[13]
Bidâyetü'l-Müctehid,
İbn Rüşd'ün fikir alanındaki kabiliyet ve başarısını açıkça ortaya koymaktadır.
Mezheplerarası mukayeseli hukuk (=hilâf) alanında yazdığı bir başka kitabının
adı, "et-Tahsîl"dir. Bu kitapta, ilim ehlinin sahabe, tabiîn ve
tebe-i tabiînle ihtilâflarım derlemiş, bu üç neslin görüşlerini desteklemiş ve
ihtilâfın doğuş sebebi olabilecek ihtimalleri açıklamıştır.[14] îbn
Rüşd için biyografi yazarlarının kullandığı sıfatlardan biri, "Endülüs'ün
fakihi ve filozofu" dur [15]
İbn Rüşd, fıkıh usûlü
alanında da eser vermiştir. Makkarî'nin belirttiğine göre, Gazâlî'nin bu
alandaki eserinin özetlemesini, Muhtasarul-Müstesfâ adıyla yapmıştır [16]
îbn Rüşd, hadis ilmi
alanında da kendisini yetiştirmiştir. Bu konudaki maharetini de, yine
Bidâyetül-Müctehid'de ihtilâf sebeplerini belirtirken yaptığı hadisle ilgili
değerlendirmeleri gösterir. Muvatta'ı ezberlemiş ve babasına arz etmiştir.[17]
-
Kelâm ilmi alanında
kendisini iyi yetiştirdiğini biyografi yazarları belirtmektedirler.[18]
.
Arapça ve edebiyat
alanında parlak bir yeri vardı. îbn Saîd, el-Muğ-rib'inde onun şiirlerinden
iktibaslar yapmaktadır.[19]
İbn Rüşd,, tıp
alanında önemli bir yere sahip olmuştur. Tıp ilmini, Ebû Mervan b. Hazbûn'dan
öğrenmiştir.[20] "Ebû Ca'fer b.
Harun'dan tıp ilminin yanısıra, başka hikmet ilimlerini de tahsil etmiştir[21] Bu
alanda, genel prensipleri topladığı "el-Külliyât" adında güzel bir
eser yazmıştır [22]
îbn Rüşd, sadece
Endülüs'ün değil bütün İslâm dünyasının, hatta bütün dünyanın yetiştirdiği
büyük filozoflardan biridir. Bu alanda, günümüze pek azı gelebilen çok sayıda
eser yazmıştır.
îbn Rüşd'ün
öğrencileri arasında Ebû Muhammed b. Havtillah, Ebû Bekir b. Cehver,
Ebu'l-Hasen Sehl b. Mâlik, Ebu'r-Rabi' b. Salim el-Kilâî ve Ebu'l- Kasım b.
et-Taylesân bulunmaktadır [23]
îbn Rüşd'ün doksan
civarında eseri vardır. Bunlardan felsefeyle ilgili olanların bir kısmı hapse
atıldığı dönemde yakılmıştır. İbn Rüşd'ün eserlerini konularına göre şöylece
sıralayabiliriz: .[24]
1. Usûlü'1-Fıkh;
İbn Rüşd, Bidâyetü'l-Müctehid'in namaz kitabında (yasak vakitler bölümünde)
böyle bir eserinden söz etmektedir.
2. Şerhu'l-
Hamdâniyye [25]
3. Muhtasaru'l- Müstesfâ fî İlmi'1-Usûl.
Gazâli'nin el-Müstesfâ'sının özetidir [26]
4.
Minhâcü'l-Edille fi Îlmi'1-Usûl [27]
Bu,-birinci sıradaki kitabın aynısı olabilir. .[28]
5.
Bidâyetü'l-Müctehid ve Nihâyetü'l-Muktesid.
6. el-Beyân
ve't-Tahsîl fi İhtilâfı Ehli'1-îlm [29] Bu
kitapta, ilim ehlinin sahabe, tabiin ve tebe-i tabiînle ihtilâflarını
toplamıştır. :
7. Şerhu
Kitâbi'l-Mukaddimât fi'1-Fıkh [30]
Dedesi îbn Rüşd'ün Mu-kaddimât'ı üzerine şerhtir. îbn Ebî Usaybia,el-Mukaddimât'ı
yanlışlıkla -torun- filozof îbn Rüşd'e nisbet etmektedir [31] Bizzat torun İbn Rüşd, Bidâyetü'l-Müctehid'in
Taharet Kitabı'nda, eserin dedesine ait olduğunu söylemektedir. Kahire'de
1324'te basılmıştır. .[32]
8. Makale fî-mâ Ya'tekıduhu'l-Meşşâûn
ve'1-Mütekellimûn min Ehli Milletinâ [33] îbn
Ebî Usaybia, bu
makalenin adını,-
"Makale fî-enne MâYa'tekıduhu'l-Meşşâûn ve-mâ Ya'tekıduhu'l-Mutekellimûn
min Ehli Milletinâ fî Keyfiyyeti Vücûdi'1-Alem Mütekâribun fi'1-Ma'nâ"
olarak vermektedir.
9.
Menâhicü'l-Edille fi'1-Keşf an Akaidi Ehli'l-Mille. .[34]
10.ed-DarÛrî
[35]
11. Kitâbün
fı'1-Arabiyye [36]
12. Telhîsu
Evveli Kitabi11-Edviyeti'l-Miifrede li-Câlînûs [37]
13. Telhîsu
Kitâbi'l-İstaksât li-Câlînûs [38]
14. Telhîsu
Kitâbi't -Ta'arruf li-Câlînûs [39]
15.Telhîsu
Kitabi'1-Hummayât li-Câlînûs [40] bij
nüshası, Kalıirc'dc Dâru'l-Kütübi'l-Mısrıyye'de bulunmaktadır [41]
16.Telhisu
Kitâbi'l-île'l ve'1-A'râd li-Câlînûs [42]
Brockclmann. "Kelâm fî İhtisâri'1-îlel ve'1-A'râd li-Câlînûs"adıyla
verir. Yazma bir nüshası Kahire'de Dâru'l-Kütübi'l-Mısnyye'de bulunmaktadır [43]
17. Telhîsu
Kitâbil-Kuvâ't-Tabî'iyye li-Câlînûs [44]
18.
Telhîsu'n-Nısfi's- Sânî min Kitabi Hîleti'l-Bur'i li-Câlînûs [45]
19. Telhîsu
Kitâbi'l-Mîzâc [46]
20. Şerhu Kitâbi'l-"Hummayât" ve
Kitâbi'l-"Kuvâ't-Tabîiyye" ve Kitâbi'l-'lle'l ve'1-A'râd" li-Câlînûs.
Yazma bir nüshası, İspanya'da Escurial Kütüphanesinde bulunmaktadır [47]
22. Mes'ele
fî Nevâibi'l-Hummâ [50]
23. Makale fi Hummayâti'1-Afen [51]
Yazma bir nüshası, Kahire'de Dâru'l-Kütübi'l-Mısrıyye'de bulunmaktadır [52]
24. Makale
fi Esnâfi'l- Mîzâc. Yazma bir nüshası, Kahire'de Dâra'1-Kü-tübi'l-Mısrıyye'de
bulunmaktadır [54]
25. Makale
fi'1-Mîzâc [55]
Yazma bir nüshası, İspanya'da Escurial. Kütüphanesi'n de bulunmaktadır [56]
26. Cümle
mine'l-EdviyetiVMüfrede. Yazma bir nüshası, Vatikan Kü-tüphanesi'nde
bulunmaktadır [57]
27.
Hîleti'l-Bur'i
28.
Mübâhasât Beynehu ve Beyne İbni't-Tufeyl fi Resmihî li'd-Devâ [58] İbn
Ebî Usaybia, bu kitabın adını, "Müracaat ve Mübâhasât Beyne Ebî Bekr b.
et-Tufeyl ve Beyne îbn Rüşd fî Resmihî li'd-Devâ fî Kitâbihi'l-Mevsûm
bi'1-Külliyât" olarak vermektedir [59]
29. el-Külliyât [60]
Tıpla ilgili genel prensipleri ele alan en önemli eseridir. Latince'ye,
İspanyolca'ya ve İbrânice'ye çevirilmiştir. Yazma nüshaları Madrid'de Milli
Kütüphane'de, Granada Üniversitesinde ve Rusya'da Çarlık Kütüphanesinde
bulunmaktadır [61]
30. fî
Hıfzı's-Sıhha, Yazma bir nüshası, Kahire'de Dâru'1-Kütübi'l-Mıs-nyye'de
bulunmaktadır [62]
31.elllel [63].
32. Makale
fı't-Tiryâk [64] Yazma bir nüshası
İspanya'da Escurial Kü-tüphanesi'nde bulunmaktadır [65]
33.ei-Kuvâ [66]
34. Şerhu
Ercûzeti (Recezi) îbn Sina fi't-Tıb [67]
Yazma bir nüshası, Fas'ta Karaviyyin Kütüphanesinde (no: 2786) bulunmaktadır. [68]
35. Telhîsu
Kütübi Aristo el-Erbaa: el-Makûlât (Categorias) ve'l-Kadâyâ ve'1-Kıyâs
ve'1-Burhân (2. Analitikler). Yazma bir nüshası, İngiltere'de Bodliana
Kütüphanesinde bulunmaktadır [69]
36. Telhîsu
Mantıkî Aristo. Lübnan Üniversitesi Yayınları arasında Cîrâr Cihâmî'nin
tahkikiyle yayımlandı (Beyrut 1983).
37. Kitâbün
fTl-Mantık C [70]
38. Makale
fi Nazari Ebî Nasr el-Fârâbî fi'1-Mantık ve Nazari Aristo [71] îbn
Ebî Usaybia, bu eserin adını, "Makale fı't-Ta'rîf bi-Ciheti Nazari Ebî
Nasr fî Kütübihil- Mevdûa fî
Sınâati'l-Mantık Elletî bi-Eydi'n-Nâs ve bi-Ci-heti Nazari Aristotalîs fîhâ ve
Mikdâri Mâ fi Külli Kitabin min Eczâi's-Smâati'l-Mevcûde fî Kütübi Aristotalîs
ve Mikdâri Mâ Zade li-îhtilâfî'n-Na-zar" şeklinde verir.Kitâb-Darûrî.[72]
Yazma bir nüshası, Almanya'da Münih Devlet Kütüphanesi'nde bulunmaktadır.[73]
40. Telhîsu
Kitabi Aristotalîs fı'1-îbâre (Peri Hermeneias). Muhammed Selîm Sâlim'in
tahkikiyle Kahire'de el-Hey'etü'1-Âmme li'1-Kitâb Yayınları arasında 1978'de
209 sayfa olarak yayımlandı.
41. Telhîsu
Kitabi 1-Cedel (Topica) li-Aristo. Bu kitab, Telhîsu Kitabi Aristotalîs
fi'l-Cedel adıyla da bilinir. Kahire'de Muhammed Selim Sâlim'in tahkikiyle 1980'de
yayımlandı.
Daha önce Ahmed
Abdülmecîd Hureydî-Charles Buttenvorth'un tahkikiyle yine Kahire'de 1979'da
el-Hey'etü'1-Amme li'1-Kitâb Yayınları arasında, başında 53 sayfalık ingilizce
girişle 264 sayfa olarak yayımlanmıştır. [74]
42. Telhîsu'1-Hatâbe
(Rhetorica) li-Aristo. Abdurrahman Bedevî'nin tahkikiyle Kahire'de 1960'ta
yayımlandı. Daha sonra, Muhammed Selim Sâlim'in tahkikiyle Kahire'de
el-Meclisü'1-A'lâ li'ş-Şuûni'1-îslâmiyye Yayınları arasında 1967'de 703 sayfa
olarak neşredildi.
43.
Telhîsu'1-Makâleti'l-Ûlâ, min Kitâbi'l-Hatâbe ii-Aristotalîs fı'ş-Şi'r (Deo
Poetica). İbn Rüşd bunu Arapça'ya çevirmiştir. Fransa'da Lasinio'nun tahkikiyle
1875'te 96 sayfa olarak yayımlanmıştır.[75]
44. el-Hatâbe
(Rhetorica) İi-Aristotalîs. 1329'da Kürdistan Matbaa-sı'nın kitaplar mecmuası
içinde yayımlanmıştır.[76]
45. Telhîsu's-Safsâta
(De Sophisticis Elenchis?). Kahire'de Merkezü Tahkîki't-Turâs tarafından
1973'te 190 sayfa olarak yayımlanmıştır.
46.
Telhîsu'l-Kıyâs.[77]
47. Şerhu
Kitâbi'l- Kıyâs 1 i-Aristotalîs.[78]
48. Makale
fi'1-Kıyas[79]
49. Telhîsu
Kitâbi'l-Burhân (2. Analitikler, Analytica Pasteriora) Ii-Aristotâlîs [80]Yazma
bir nüshası, Kahire'de Dâru'l-Kütübi'l-Mısrıyye'de 35 numaralı kitabın da yer
aldığı bir mecmua içinde, bir başka nüshası da Berlin'de bulunmaktadır [81]
50. Kitâbün
fı-mâ Halefe Ebû Nasr el-Fârâbî İi-Aristotalîs fî Kitâbi'l-Burhân min Tertîbihî
ve Kavânîni'l-Berahin ve'1-Hudûd [82]
51.
el-Mesâilü'1-Mühimme alâ Kitâbi'l-Burhân İi-Aristotalîs [83]Yazma
bir nüshası Madrid'de Millî Kütüphane'de bulunmaktadır [84]
52. Telhîsu
Kitabi 1-Makûlât (Categorias). 1980'de Kahire'de Mahmud Kasım'ın tahkikiyle
el-Hey'etü'1-Amme li'1-Kitâb Yayınları arasında 179 sayfa olarak yayımlandı.
Ayrıca, Maurice Bouyger'in tahkikiyle Beyrut'ta 1932'de neşredilmiştir. [85]
53.Telhîsu
Kütübi Aristotalîs fi'1-Hikme. Yazma bir nüshası, Kahire'de
Dârul-Kütübi'l-Mısrıyye'de bulunmaktadır [86]
54.Tehâfütü't-Tehâfüt.
Kahire'de önce 1319'da, ikinci olarak 1321'de yayımlandı [87]Son
olarak Süleyman Dünyâ'nın tahkikiyle Kahire'de 1964-1965'te Daru'l-Meârif
tarafından yayımlandı.
55.Cevâmiu
Kütübi Aristotalîs fı't-Tabüyyât ve'1-îlâhiyyât [88]Yazma
bir nüshası, Madrid'de Milli Kütüphane'de bulunmaktadır.
56.Faslü'l-Makâl
ve Takrîru mâ-Beyne'ş-Şerîa ve'1-Hikme mine'1-lt-tisâl. Çeşitli yayımları
vardır. 1859'da Alman müsteşrik Marcus-Joseph Müller tarafından 331 sayfa
olarak Felsefetü îbn Rüşd adıyla yayımlandı. Bu yayımda, Faslü'l-Makâl'in
yanısıra, el-Keşf an-Menâhici'1-Edille ve Zeylü Fasli'l-MakâLde bulunmaktadır.
Aynı yayım, Kahire'de 1910'da 128 sayfa olarak yeniden gerçekleştirildi Leiden'de 1959'da
George Haurani'nin, Ka-hire'de 1972'de (daha sonra 1981'de) Muhammed Ammâra'nın
tahkikiyle yayımlandı. 1981'de Albert Nader'in tahkikiyle Beyrut'ta 76 sayfa
olarak yayımlandı. Türkçe'ye de çevirilmiştir [89]
57. Zeylü
Fasli'l- Makâl.
58. Risaletü't-Tevhîd
ve'1-Felsefe. Münih'te Alman müsteşrik Müller'in tahkikiyle 1875'te 132 sayfa
olarak yayımlandı.
59. Mesâil
fî'1-Hikmet [90]
60. Makale
fı'r-Reddi alâ İbn Sina fi Taksîmihi'l-Mevcûdât ilâ Mümkin ale'l-Itlâk ve
Mümkin bi-Zâtihî Vâcib bi-Gayrihi ve ilâ Vâcib bi-Zâtihî [91]
61.
Mülahhasun Bih Telhîsu Kütübi Aristotâlîs [92]
62.
Telhîsu's-Semâ' ve'1-Âlem (De Caelo et Mundo) Cemâluddin el-Alevî'nin
tahkikiyle Fas'ta 1984'te Edebiyat ve Sosyal İlimler Fakültesi tarafından
yayımlandı. Aynı yıl Abdurrahman Bedevi'nin tahkikiyle Kuveyt'te
el-Meclisu'1-Vatanî li's-Sekâfe tarafından yayımlandı.
63. Telhîsu
Kitâbi'1-Hâss ve'1-Mahsûs. Abdurrahman Bedevi'nin tahkikiyle "en-Nefs
li-Aristo" içinde 1954'te yayımlandı. Yazma bir nüshası Sü~
leymaniye-Yenicami, no: 1179'da bulunmaktadır.
64. Telhîsu
Kitâbi's-Semâi't-Tabîî (Physica) li-Aristotâlîs [93]
65.Telhîsu
Kitâbi'1-Kevn ve'1-Fesâd (De Generatione et corruptione) li-Aristotâlis [94]Yazma
bir nüshası Süleymaniye-Yenicami, no: 1179'da bulunmaktadır.
66.el-Hâss
ve'1-Mahsûs (De Sansu et Sansato). Yazma bir nüshası İstanbul'da
Süleymaniye-Yenicami bölümünde bulunmaktadır [95]
67. Risale
fî Hareketi'1-Eflâk [96]
68. Şerhu
Kitâbi's-Semâ' ve'1-Âlem (De Caelo et Mundo) li-Aristotâlîs.[97]
69. Kitabim
fî Keyfiyyeti Vücûdi'1-Âlem Mütekâribü'l-Ma'na .[98]
Ankara 1955.
70. Risale
fi Hareketi'1-Felek [99]
7.1. Makale
fi Vücûdi'1-Mâddetil-Ûlâ[100]
72.
Telhîsu'l-İlâhiyyât li-Nîkulâvus[101]
73. Telhîsu
Mâ-Bade't-Tabia (Metaphysica) li-Aristotâlîs. Yazma bir nüshası, Kahire'de
Dâru'l-Kütübi'l-Mısrıyye'de bulunmaktadır [102]
74. Tefsîru
Mâ-Bade't-Tabia. Beyrut'ta 1938-1948 arasında Maurice Bouyger tarafından dört
cilt olarak neşredilmiştir [103].
75. el-Fahs
an Mesâil VaKitâbfi'l-îlmi'l-İlâhî miıle'ş-Şifâ li-Ibn Sînâ,.[104]
76. Telhîsu
Kitâbi'n-Nefs (De Anima). Beyrut'ta 1950'de AhmedFuad el-Ahvâni tarafından
yayımlanmıştır[105].
77. Şerhu Kitâbi'n-Nefs
li-Aristotâlîs [106].
78. el-Fahs an Emri'1-Akl: [107]\\yn
-£)£ Usaybia, bu kitabın adını, "Kitâbün fi'1-Fahs Hel Yürnkinü'1-Akl
Ellezî Finâ vehüve'l-Müsemmâ bi'l-Heyûlânî En-Ya'kıle's-Sııvera'1-Müfârıka ev-
lâ Yümkinü Zâlik" olarak verir.
79. Makale
fî Ittisâlil-Akli'l-Mufârık bi'1-însân,[108].
80. Makale
fi İttisâli'1-Akl bi'1-İnsan.[109]
81. Makale
fı'l-AkK"[110]
82. Telhîsu
Kitâbi'I-Ahlâk (Ethica Nicomachea) li-Aristo, [111]
83. Telhîsu
Kitabi Aristotâlîs fı'ş-Şi'r (Deo Poetica). Muhammed Selim Sâlim'in tahkikiyle
Kahire'de 1971'de 198 sayfa olarak yayımlanmıştır, [112]
84. et-Ta'arruf[113]. .
85.
el-Hayavân, [114]
87. Fehrese [116].
88. Mes'ele
Fi'z-Zaman [117].
89. Resâilü
İbn Rüşd. Hindistan'da Dâiratü'l-Meârif tarafından 1947'de yayımlanmıştır. Şu
risaleleri içerir:
a)
es-Semâü't-Tabiî,
b)
es-Semâve'1-Âlem,
c) el-Kevn
ve'1-Fesâd,
d)
el-Asâru'1-Ulviyye (Meteorologica),
e)
Kitâbü'n-Nefs, [118]
. .
İbn Rtişd'ün
Bidâyetü'I-Müctehid'i, Mezheblerarası Mukayeseli İslâm Hukuku (—hilaf)
alanındaki eserlerin en meşhurlarından biridir. Bu kitap, îbn Rüşd'ün hem
Malikî mezhebini, hem de genel olarak mukayeseli fıkıh ilmini çok iyi
kavradığını ortaya koyar. Bidâyetü'I-Müctehid, Kitâbü't-Tahâ-ret'ten Kitâbü'l-Akdiye'ye
kadar fufûu'l-fıkh'ın bütün konularını içine alır.
İbn Rüşd, Bidâyetü'I-
Müctelıid'de, hem kitabın bütünü, hem de incelediği her bir kitap açısından
son derece sistemli bir yol izler. Her kitabın başında ele alacağı konulan
belirtir. Konulan işlemeye başlayınca, müctehidlerin ittifak ettiği noktalan
belirterek söze başlar. Daha sonra da ihtilâf ettikleri mes'eleleri ele alır.
İhtilâf edilen mes'elelerde, belirleyebildiği bütün müctehidlerin görüşlerini
tasnifli bir biçimde sunar. "Bu ihtilâfın sebebi"
klişesiyle,
ihtilâflannm kaynağını belirtir. Her görüşün dayanağını ve iç tutarlılığım ya
da tutarsızlığını belirttikten sonra, doğruya yakın gördüğü görüşü tercih
eder; bazan da tamamen kendine has yeni bir görüş ortaya koyar. İbn Rüşd, genel
olarak Malikî mezhebine bağlı olmakla birlikte, iç tutarlılığı açısından sakat
gördüğü noktalarda bu mezhebi eleştirmekten de geri kalmaz.
İbn Rüşd, Bidâyetü'l-
Müctehid'de ele aldığı konulan seçerken, âyet ve hadislerde açıkça belirtilmiş
(=mantûk) ya da bu belirtilenlerle ilgili olup kendileri hakkında açık bir
düzenleme bulunmayan (=meskût) konulan ele almaya ve bu çerçevenin dışına
taşmamaya büyük bir özen gösterir. Ayrıca, kendi zamanında tartışma konusu olan
ilgi çekici mes'elelere de yer verir. Hadislerin değerlendirilişinde, îbn
Abdilberr'e büyük güven duyar.
Değerli bilgin
Muhammed Hamidullah, Endülüslü meşhur hukukçu îb-nü'1-Arabî'nin, Bağdad'a
gelip, hilaf ilminin kurucusu Debûsî'nin (ö. 430/. 1039) eserlerini kopya
ettiğini ve Batı İslâm dünyasında yaydığını, bu sebeple de İbn Rüşd'ün hukukî
eserlerinin Debûsîden mülhem olduğunun düşünülebileceğini belirtir [119] Bu
konu, gerçekten ciddî bir mukayeseli incelemeye muhtaçtır. Yaptığımız kısa bir
incelemeden elde edebildiğimiz izlenime göre, Debûsî'nin mukayeseli fıkıh
alanındaki şaheseri el-Esrâr fi'I-Furû'u ile İbn Rüşd'ün Bidâyetü'l-Müctehid'i
arasında iktibas ilişkisi bulunmuyor. Ancak, İbn Rüşd'ün, selefi Debûsî'den
yararlanmış olma ihtimali uzak değildir. Banunla birlikte, belirtmek gerekir
ki, Bidâyetü'I-Müctehid, İbn Rüşd'ün bütün şahsiyet çizgilerini yansıtmaktadır.
Vecdi AKYÜZ
İstanbul 1991[120]
Rahman ve Rahim olan
Allah'ın ismiyle başlarız.
Hamd'ın her çeşidiyle
Allah'a hamd, Rasûlü Muhammed'e, onun âl ve ashabına, salât-ü selâm getirdikten
sonra (bilinsin ki):
Bu kitaptaki gayem;
âlimler arasında ittifaklı ve ihtilaflı ahkâm mes'elelerini delilleriyle ortaya
koymak ve müctehid, şeriatte hükmü belirtilmeden (meskût) geçen mes'elelerle
karşılaşabileceği için usul ve kaideler (prensipler) yerindeki ihtilâf
inceliklerine dikkati çekmektir.
Bu kitapta, ortaya
koyduğum mes'eleler, çok zaman, şeriatta açıkça belirtilen (mantûk) veya hükmü
belirtilen mes'ele ile sıkı bağlantısı bulunan mes'elelerdir ki, tâ ashab-ı
kiram zamanından taklidin yayıldığı zamana kadar müslüman fakîhler arasında ya
ihtilâf veya ittifak edilmişlerdir.
Bu konuya girmezden
evvel, kendilerinden şer'î hükümler çıkarılan yolların çeşitlerini, sert
hükümlerin sınıflarını ve ihtilâfı doğuran sebeblerin kaç sınıf olduğunu,
imkânımız nisbetinde, kısa bir açıklamayla belirtmeye çalışalım. Öyleyse deriz
ki:
Rasûlullah'tan ahkâm
alma yollan genel olarak üç tanedir:
1) Lafız
(söz),
2) Fiil (yapmak),
3) İkrar (Rasûlullah'm yanında yapıldığı halde itiraz
etmediği hadise)'dır.
Sâri1 (şeriat koyucu)
tarafından belirtilmeyerek sükutla geçiştirilen ahkâm'a gelince:
Cumhur:
"Bunlara vâkıf
olmanın yolu kıyas'tır", Zahir ehli (zahiriler) ise,"Şeriatte kıyas
yapmak bâtıldır. O halde Sâri' neyi sükutla geçiştirirse, onunla ilgili hüküm
yoktur" demiştir.
Aklî delil, kıyasın
sabit bulunduğuna tanıklık eder. Şöyle ki: İnsanlar arasında ortaya çıkan
hadiseler sonsuzdur. Oysa Peygamberimizin (s.a.s) sözleri, fiilleri sınırlıdır.
Öyleyse sonsuzu, sınırlıyla karşılamak imkânsızdır.
îşitme yoluyla
kendisinden ahkâm alınan lafızların çeşitleri dörttür. Üçünde ittifak vardır,
dördüncüsü ise ihtilaflıdır.
Kendilerinde ittifak
bulunan üç sınıf şunlardır:
1) Umum
(genel manâlı) bir lafızdır ki, umûmuna hamledilir.
2) Hâs (özel
manâlı) bir lafızdır ki, hususuna hamlolunur.
3) Amm
(genel anlamlı) bir lafızdır ki, kendisinden husus kastolunur veyahut da hâs
bir lafızdır ki, kendisinden umum kastolunur. "A'lâ (en üstün) ile
ednâ"ya; "ednâ (en düşük) ile a'lâ'ya; müsavi (eşit) ile
müsavi"ye dikkati çekmek bu kısma girer.
Binaenaleyh, son
şıktaki birinci durumun misâli, Cenâb-ı Hakk'ın:) "Murdar hayvan, kan ve
domuz eti size haram kılınmıştır"[121]
âyetidir.
Müslümanlar, HINZIR
(domuz) kelimesinin, "deniz domuzu" gibi lafzın çok anlamlı
olmasından dolayı, kendisine domuz denilen hayvan hariç, bütün domuz
çeşitlerini kapsamına aldığında ittifak etmiştir.
Kendisinden hâs
kastedilen âmm'ın misâli şu âyettir: "Onların mallarından sadakayı
(zekâtı) al.
(Zira) o sadaka
sayesinde onları temizlersin" .[122]
Müslümanlar, zekâtın
malın her çeşidi için vacib (farz) olmadığında ittifak etmiştir.
Kendisinden âmm kastolunan hâs'ın misâli şu
âyettir:
"Onlara (anne ve babaya) öf bile
deme" [123]
Bu âyet, «ednâ» ile
«a'lâ»ya dikkati çekmek kabilindendir. Çünkü bundan, ana-babayı dövmek, sövmek
ve bunlardan daha aşırı olan hareketlerin haramlılığı anlaşılır.
Bu lafızlarla istenen
şeyler, ya «Emir» (buyuru) kipiyle veya kendisinden emir kastolunan «Haber»
kipiyle söylenir.
Terkedilmesi istenen
şeyler de böyledir: Ya «Nehy» (olumsuz buyuru) kipiyle veya kendisinden nehy
kastedilen "haber" kipiyle söylenir.
Bu lafızlar bu
kiplerle söylendiklerinde, acaba bunlarla istenen fiil -vacib ve mendub'un
tariflerinin yapıldığı sırada geleceği üzere- vticub ve men-dubluktan hangisine
hamledilir? Yahut da delil, birisine delâlet edinceye kadar, hiçbirine
hamledilmeyerek yorum yapılmaz mı?
Bu hususta, «Usûl-i
Fıkıh» kitablannda belirtildiği gibi, âlimler arasında ihtilâf vardır.
Nehy (olumsuz buyuru)
kiplerinde de durum böyledir. Acaba kerâhiyete mi veya haramhğa mı delâlet
eder. Veya onlardan hiçbirine delâlet etmez mi? îşte bu hususta da ihtilâf
vardır.
Hükmü belirtilen
konuya, ya tek anlamlı lafızla delâlet edilir -ki bu «Usûl-i Fıkıh» ilminde
NASS diye bilinmektedir. Bununla amel etmenin vacib (farz) olduğunda ihtilâf
yoktur. Yahut birden çok anlamı olan bir lafız o mânâya delâlet eder. Bu da iki
kısımdır: Ya o mânâlara delâlet etmesi eşit ölçüdedir -ki bu kısım, usûl-i
fıkıh'ta MÜCMEL diye bilinir-. Bunun herhangi bir hükmü gerektirmediğinde
ihtilâf yoktur veya o mânâların bazısına daha fazla delâlet eder. Binaenaleyh
kendilerine daha fazla delâlet ettiği mânâlara göre buna ZAHİR , daha az
delâlet ettiği mânâlar açısından da MUHTEMEL adı verilir.
Bir lafız, mutlak
(kayıtsız) olarak geçtiğinde MUHTEMEL mânâya hamledileceğim gerektiren bir
delil bulunmadıkça daha fazla delâlet ettiği mânâlara (zahire) hamledilir.
Dolayısıyla şûri'in sözlerinde fakihlerin ihtilâfı ortaya çıkar. Fakat bu
ihtilâf üç mânâ cihetinden gelir:
1- Hükmü
belirtilen konunun lafzındaki iştirak cihetinden.
2- Hükmü
belirtilen lafza bitişik «ELİF-LAM» belirlilik takısındaki iştirak cihetinden.
Acaba bu harf-i tarifle, kül mü (cins mi) kastedilmiş veya bazısı mı (ferdlerin
bir kısmı mı) kastedilmiştir?
3- Emir ve
nehiylerin lafızlarındaki iştirak cihetinden.
Dördüncü yola gelince
: Bir hükmün herhangi bir şeye verilmesinden, o hükmün başka şeylere
verilmediğini ve bir hükmün herhangi bir şey'e verilmemesinden de o hükmün
başka şeylere verildiğini anlamak demektir. Buna «DELILÜ'L-HİTAB» (zıt kavram)
denilmektedir ki bu ihtilaflı bir konudur. Meselâ Peygamber (s,a.s)
Efendimizin,«Kırda otlayan davarlara zekât düşer» [124] hadisinde,
«zekât düşme» hükmünü, kırda otlayan davarlara vermiş olmasın dan, kırda
otlamayan davarlara zekât düşmediği hükmünü çıkaranlar olmuştur.
Şer'î kıyasa gelince:
O, herhangi bir şeye verilen bir hükmü, hükmü bildirilmeyen bir diğer şeye
-aralarında benzerlik veya birleştirici bir sebeb bulunduğundan dolayı-
taşımaktır. Bunun içindir ki, benzerlik ve sebeb kıyaslan olmak üzere şer'î
kıyasın iki çeşidi vardır.
Kıyas ile kendisinden
«umûm» kastedilen «nas» lafız arasındaki fark (şudur):
Kıyas (ancak),
kendisinden «hâs» bir mânâ kastedilen «hâs» bir lafza dayanarak yapılır.
Binaenaleyh başkası kendisine hüküm açısından katılır. Yani, şeriat'te hükmü
belirtilmeyen nesne (meskût), lafzın kendisine delalet' ettiği şekliyle değil
de, aralarındaki benzerlik dolayısıyla hükmü belirtilene
(mantûk) katılır.
Çünkü hükmü belirtilmeyenin, lafzın dikkat çekilerek hükmü belirtilene
katılması kıyas değil, belki ancak lafzın delâlet etmesi kabilinden bir
şeydir. Bu iki sınıf birbirine cidden çok yaklaşır. Çünkü ikisindede MESKÜT-U
ANH'ı (hükmü belirtilmeyeni), MANTUK-U BİH'e (hükmü belirtilene) ilhak etme
durumu söz konusudur. Bu iki sınıfı, fakihler, gerçekten kanştırmaktadırlar.
Kıyas'ın örneği şudur: Başkasına zina isnad edenin hadd'ini, içki içene de
uygulamak ve hırsızın elini kesmek için, çaldığı malda şart olan nisabı
(miktarı), kadın mehrine de uygulamak birer kıyastır. Yiyeceklerin veya
ölçülen malların riba'ya tabi' olma hükmünü, diğer ribevî (faizli) mallara
vermek ise, kendisinden umum kastedilen hâs'ın hükümleri kabi-lindendir. Bunu
iyice düşün. Çünkü bu biraz kapalıdır.
Zahirilerin
reddedebilecekleri, ancak birincisidir, ikincisi ise tartışması bile gereksiz
ve yanlış bir şeydir, çünkü duyunca hemen anlaşılabilecek bir şeydir. Bunu
inkâr eden, Arap dilinde bulunan bir çeşit inceliği inkâr ediyor demektir.
Peygamber (s.a.s)
Efendimiz'in fiillerine gelince: Ulemâ'nın çoğuna göre bu da şer'î.hükümlerin
öğrenilebildiği yollardan biridir. Kimisi de "Fiiller, söz ve anlatım
olmadığı için hiçbir hüküm ifâde etmez", demişlerdir. Hüküm ifâde
ettiğini söyleyenler de, ifâde ettiği hükmün çeşidinde ihtilâf etmiş; kimisi
vücub, kimisi, mendub'luk ifâde eder demiştir. Muhakkiklere göre ise, eğer
fiiller, vacib olan bir mücmel'i açıklıyorsa vücubu, eğer men-dub olan bir
mücmel'i açıklıyorsa mendub'luğu ifâde eder ve eğer herhangi bir mücmeli
açıklamıyorsa, eğer o fiil ibâdet türünden bir şey ise o fiilin men-dub
olduğunu ve eğer mubahlar türünden ise o fiilin mubah olduğunu bildirir.
Peygamber (s.a.s)
Efendimiz'in ikrarına gelince: îkrar, yalnızca cevazı gösterir.
Şer'î hükümlerin
Öğrenilmesi veya çıkarılması için kabul edilen yollar işte bunlardır.
îcma1 bu dört yoldan
birine dayanmaktadır. Şu kadar varki, eğer bir hüküm üzerinde icma' edilir de
o hükmün sıhhati kesin olarak bilinmezse, ic-mar, o hükmün sıhhati hakkındaki
kuvvetli kanaati kesinliğe çevirir. îcma' bu dört delilden birine dayanmayan
başlı başına bir delil değildir. Çünkü eğer başlı başına bir delil olsaydı,
meşru asıllardan birine dayanmadığında Rasû-lullah (s.a.s)'dan sonra ek bir
şeriat ortaya konulmasını gerektirirdi.
Lafız yolu ile
mükelleflere bildirilen hükümler de, ya bir şeyin emredil-mesi yahut
yasaklanması veyahut da caiz kılınmasıdır.
Emir de, eğer kesin
olur ve emredilen şeyin yapılmamasmdan sorumluluk doğacağı anlaşılıyorsa, o
şeye «Vacib» denilir, eğer yapılırsa sevab kazanılacağı, yapılmazsa bir şey
lâzım gelmeyeceği anlaşılıyorsa, o şeye «Men-dub» denilir.
Nehiy de, eğer kesin
olur ve nehyedilen şeyin yapılmasından sorumluluk doğacağı anlaşilıyorsa, o
şeye «Haram» denilir. Eğer yapılmamasının, yapılmasından iyi olduğu ve yapıldığı
takdirde bir şey lâzım gelmeyeceği anlaşılıyorsa o şeye «Mekruh» denilir.
Bu duruma göre,
yukarıda geçen yollardan alınan sert hükümler, vacib, mendub, haram, mekruh ve
mubah olmak üzere beş çeşittir.
İhtilâf sebepleri
genel'olarak altı tanedir:
Birincisi, lafızların
şu dört yoldan birine göre söylenmesidir:
1)
Kendisinden husus murad olan âmiri,
2)
Kendisinden umum murad olan hâs,
3)
Kendisinden umum murad olan ârhm,
4)
Kendisinden husus murad olan hâs' oluşudur. Bunların kimi zaman DELÎLÜ'L-HİTAB'ı
bulunur, kimi zamanda bulunmaz.
İkincisi, lafızların
değişik mânâlara gelmesidir. Bu, hem aybaşı hâli, hem de temizlik hâli,
mânâlanna gelen,
"Kur1"
kelimesi [125]gibi bazan müfred (tek
kelimede) olur. Emrin lafzı, bunun gibi kâh vücub'a, kâh mendubluğa, nehyin
lafzı da kâh ha-ramlığa, kâh kerahete hamlolıınur. Bazan da, "Ancak tevbe
edenler bundan müstesnadır".cümlesi gibi mürekkep (cümlede) olur. Çünkü
bu istisna, sadece fasıklan içermiş olabildiği gibi, hem fasık, hem
şahidlikleri kabul edilmeyenleri de içermiş olabilir. O zaman îevbe, fasıklığı
ortadan kaldırır ve müfterinin şahidlik yapmasını caiz kılar.
Üçüncüsü, l'rab'ın
(kelimenin son harekesinin) değişik okunmasıdır.
Dördüncüsü, lafzın kâh
hakiki mânâsına, kâh hazf (kaldırma), ziyade, takdim (Öne alma), te'hir (sona
bırakma) veyahut hakiki istiareli anlamla karışık olarak kullanılması gibi
mecaz çeşitlerinden birine hami edilmesidir.
Beşincisi, keffaret
için, bir âyette mü'min bir kölenin, diğer bir âyette de sadece bir kölenin
azad edilmesinin emredilmesi gibi, lafzın kâh mutlak, kâh mukayyed olarak
gelmesidir.
Altıncısı, şer'î
hükümlerin alındığı bütün lafızlar çeşidinde iki şeyin birbiriyle çelişmesidir.
Fiiller, ikrarlar veya bizzat kiyaslardaki çelişme de böyledir. Yahut, bu üç
sınıfın birlikte bulunduğu çelişmedir. Yani sözün, fiile veya ikrara veya
kıyasa, fiilin, ikrara veya kıyasa ve ikrarın kıyasa olan aykırılığıdır.
Kadı -İbn Rüşd (Allah
kendisinden razı olsun)- der ki: Bunları böylece özetledikten sonra,
maksadımızı açıklamaya -Allah'ın yardımıyla- fâkihle-rin âdeti üzere taharet
bahsiyle başlayalım. [126]
[1] İbn Rüşd'ün hayatı ve eserleri konusundaki bilgiler,
Bidâyctü'l-Müctchid'İn çok iyi bir tahricli yayımını gerçekleştiren, Yusuf
Abdurrahman el-Mar'aşlî - Adnan Ali Şellâk ve arkadaşları tarafından hazırlanan
el-Gumârî'nin el-Hidâyefî Tahrîci Ehâdîsi-'-l-Bidâye (Beyrut 1987
Âlemü'l-Kütüb), adlı kitabının giriş kısmından alınmıştır. ..
[2] İbn Ebî Usaybia, Uyûnul-Enbâfî Tabakâd'i-Enbbâ, 532.
[3] M.H. Mahlûf, Şeccratu'n-Nûri'z-Zekiyyefı Tabakâtil-Mâlikiyye,
146-147.
[4] Safcdî, el-Vâfi bi'l-Vefeyât, 2/115.
[5] İbn Ebî Usaybia, age, 531 -532.
[6] İbn Ferhûn, ed-Dibâcul-Müzehheb, 284-285.
[7] M. H. Mahlûf, age, 147.
[8] Nübâhî, Târihu Kudâti'l-Endclüs ,111.
[9] Makkarî, Nefhü't-Tıb, 3/185.
[10] İbn Kunfuz, el-Vefeyât, 298-299.
İbn Rüşd Kadı
Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd,
Bidayetü’l-Müctehid ve
Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/49-50.
[11] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b.
Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid
ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/50.
[12] Safcdî, age, 2/115.
[13] el-Münzirî, age, 1/322; İbn FcrhÛn, age, 284; İbn Ebî
Usaybia, 530; Safedî, age:
[14] İbn Ebî Usaybia, age, 532.
[15] İbn Saîd, cl-Mugrib, 1/104.
[16] Makkarî, age, 3/181. Ayrıca bkz. İbn Ferhûn, age, 284.
İbn Rüşd Kadı
Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd,
Bidayetü’l-Müctehid ve
Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/.50-51.
[17] Safedî, age, 2/114; îbn Ferhûn, age, 284.
İbn Rüşd Kadı
Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd,
Bidayetü’l-Müctehid ve
Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/51.
[18] Safcdî, age, 2/115; İbn Ferhûn, age, 284.
İbn Rüşd Kadı
Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd,
Bidayetü’l-Müctehid ve
Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/51.
[19] İbn Saîd, el-Muğrib/ÎIluliyyi'l-Mağrib; /104-105.
İbn Rüşd Kadı
Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd,
Bidayetü’l-Müctehid ve
Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/51.
[20] Safedî, age, 2/114.
[21] İbn Ferhûn, age, 285; M. H. Mahlûf, age, 146-147;
el-Münzirî, et-Tekmile U-Vefeyâ- tl'n- Nakele, 1/322.
[22] Bu konuda bkz. İbn Ebî Usaybia, age, 530-533.
İbn Rüşd Kadı
Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd,
Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid,
Beyan Yayınları: /52.
[23] İbn Ferhûn, age, 285; el-MUnzirî, age, 1/322; M. H.
Mahlûf, age, 146-147
[24] İbn Kunfuz, el-Vefeyât, 298-299.
İbn Rüşd Kadı
Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd,
Bidayetü’l-Müctehid ve
Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/.52.
[25] Nübâhî,û#?,lll
[26] Makkarî, age, 3/181; Safcdî, age; 2/115; İbn Ferhûn,
age, 284-285; M. H. Mahlûf
[27] İbn Ebî Usaybia, age, 532-533; Safcdî, age; 2/114;
Bağdadî llediyyetü'l-Ârifin2/104
[28] İbn Kunfuz, el-Vefeyât, 298-299.
İbn Rüşd Kadı
Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd,
Bidayetü’l-Müctehid ve
Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/52..
[29] İbn Ebî Usaybia, age
[30] Safedî,a#?,2/114.
[31] İbn Ebî Usaybia, age, 532. Aynı hatayı E. Scrkis
(Mu'cemii'l-Maibtiât 109.) de tekrarlamaktadır.
[32] İbn Kunfuz, el-Vefeyât, 298-299.
İbn Rüşd Kadı
Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd,
Bidayetü’l-Müctehid ve
Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/52-53..
[33] îbn Ebî Usaybia, age, 533; Safcdî, oje, 2/115
[34] İbn Kunfuz, el-Vefeyât, 298-299.
İbn Rüşd Kadı
Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd,
Bidayetü’l-Müctehid ve
Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/53..
[35] İbn Ferhûn, age, 284-285.
[36] Safedî,û£e,2/114.
İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd,
Bidayetü’l-Müctehid ve
Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/53.
[37] Ibn Ebî Usaybia, age, 532
[38] İbn Ebî Usaybia, age, 532; Safcdî, age, 1/115
[39] İbn Ebî Usaybia, age, 532
[40] İbn Ebî Usaybia, age, 532
[41] Brockclmann, GAL, 1/605
[42] îbn Ebî Usaybia, age, 532.
[43] Brockclmann, GAL, 1/605
[44] İbn Ebî Usaybia, age, 532
[45] İbn Ebî Usaybia, age, 532.
[46] İbn Ebî Usaybia, age, 532, Safedî, age, 2/114
[47] Brockelmann, GAS, 1/835
İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd,
Bidayetü’l-Müctehid ve
Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/53-54.
[48] Safedî, ^e, 2/114.
[49] Safedî, age, /114.
[50] İbn Ebî Usaybia, age, 533; Safedî, age, 2/115.
[51] İbn Ebî Usaybia, age, 533
[52] Brockelmann, GAL, 1/605.
[53] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed
b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid
ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/54.
[54] Brockelmann; GAL, 1/605.
[55] İbn Ebî Usaybia, age, 533; Safedî, age, 2/114
[56] Brockelmann; GAS, 1/835
İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd,
Bidayetü’l-Müctehid ve
Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/54.
[57] Brockelmann; GAS, 1/835
[58] Safedî, age, 2/115.
[59] îbn Ebî Usaybia, age, 533.
İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd,
Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid,
Beyan Yayınları: 1/54-55.
[60] İbn Ebî Usaybia, age, 532; Safedî, age, 2/114; Nubâhî,
age, 111; İbn Ferhûn, age 284-285; Bağdadî, age, 2/104
[61] Brockelmann, GAL, 1/605, GAS, 1/834.
[62] Brockelmann, GAL, 1/605.
[63] Safedî, age, 2/14.
[64] îbn Ebî Usaybia, age, 533; Safedî, age, 2/115.
[65] Brockelmann, GAS, 1/835.
[66] Safedî, age, 2/114.
[67] îbn Ebî Usaybia, age, 532; Safcdî, age, 2/114;
Bağdadî, age, 2/104.
[68] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b.
Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid
ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/55.
[69] Brockelmann, GAL, 1/605, GAS, 1/835.
[70] Safedî, age, 2/114.
[71] İbn Ebî Usaybia age, 533; Safedî, age, 2/114.
[72] îbn Ebî Usaybia, age, 532; Bağdadî, age, 2/104.
[73] Brockclmann, GAS, 1/835.
[74] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b.
Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid
ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/55-56.
[75] E. Serkis, age, 108.
[76] Brockelmann, GAS, 1/835
İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd,
Bidayetü’l-Müctehid ve
Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/56.
[77] Brockclmann, GAS, 1/835.
[78] Brockelmann, GAS, 1/835
[79] İbn Ebî Usaybia, 533; Safcdî, age, 2/114.
İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd,
Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid,
Beyan Yayınları: 1/56.
[80] İbn Ebî Usaybia, age, 532; Safedî, age, 1/115
[81] Brockelmann, GAL, 1/605, GAS, 1/835.
[82] İbn Ebî Usaybia, age,. 533; Safedî, age, 1/115.
[83] îbn Ebî Usaybia, age, 533; Bağdadî, age, 2/104.
[84] Brockclmann, GAL, 1/605, GAS, 1/834.
[85] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b.
Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid
ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/57.
[86] Brockelmann, GAS, 1/835.
[87] E.Serkis,a£e, 109.
[88] İbn Ebî Usaybia, age, 532; Safedî; age, 2/114;
Bağdadî, age, 2/104.
[89] Felsefe Din İlişkileri, Çcv. Süleyman Uludağ, İstanbul
1985; îbn Rüşd'ün Felsefesi, Çev. Nevzat Ayasbcyoğlıi,
[90] İbn Ebî Usaybia; age, 533: Safcdî, age, 2/115.
[91] İbn Ebi Usaybia, age,532.
[92] İbn Ebî Usaybia, age, 532.
İbn Rüşd Kadı
Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd,
Bidayetü’l-Müctehid ve
Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/57-58.
[93] tbn Ebî Usaybia age, 532; Safcdî, age, 2/114.
[94] Bağdadî, age, 2/104.
[95] Brockelmann, GAS, 1/835.
[96] ZiıMı, A'lâm, 5/31.
[97] Nübâhî, age, 111.
[98] Safedî, age, 2/114.
[99] İbn Ebî Usaybia, a#e,-533; Safcdî, age, 2/115.
[100] Safedî, 2/115.
İbn Rüşd Kadı
Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd,
Bidayetü’l-Müctehid ve
Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/58-59.
[101] İbn Ebî Usaybia, age, 532; Safcdî, age, 2/114. .
[102] Brockelmann, GAS, 1/835.
[103] ZiriklVrtsc, 5/318.
[104] îbn Ebî Usaybia, age, 533; Safedî, age, 2/114.
İbn Rüşd Kadı
Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd,
Bidayetü’l-Müctehid ve
Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/59.
[105] Ziriklî.atfe, 5/318.
[106] İbn Ebî Usaybia, age, 532; Bağdadî, age, 2/104.
[107] İbn Ebî Usaybia, age, 533; Safcdî, age, 2/114
[108] İbn Ebî Usaybia, age, 533; Safedî, age, 2/115.
[109] Aynı eserler, aynı yerler,
[110] Aynı eserler, aynı yerler.
İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid
Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan
Yayınları: 1/59.
[111] İbn Ebî Usaybia, age, 532; Safcdî, age, 2/115.
[112] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b.
Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid
ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/60.
[113] Safedî,ö£e,2/114.
[114] İbn Ebî Usaybia, age, 532; Safcdî, age, 2/114;
Bağdadi, age, 2/104.
[115] Bağdadî, age, 2/104.
[116] Safcdî, age, 114.
[117] İbn Ebî Usaybia, age, 533; Safcdî, age, 2/115.
[118] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b.
Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid
ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/60.
[119] M. Hamidullah, islâm'ın Hukuk İlmine Yardımları,
Derleyen: Salih Tuğ, (İstanbul 1962), 42.
[120] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b.
Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid
ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/60-61.
[121] Mâide,5/3.
[122] Tevbe,9/103
[123] Isrâ, 17/23.
[124] Buhârî, Zekât, 24/38, no: 1454, Ebû Dâvûd, Zekât, 3/4,
no: 1567.
[125] Nûr, 24/5.
[126] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b.
Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid
ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 1/65-69.