CEMAATLE NAMAZ

Cemaatle namaz, 'sünneti müekkede' olup hakkında pek çok hadis gelmiştir, işte birkaç tanesi:

2.9.1. Fazileti

Ibn Ömer (r.a.)'den rivayeten, Rasülüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Cemaatle kılınan namaz, yalnız başına kılınandan yirmi-yedi derece efdaldir." (Hadisi Buhârîvc Müslim rivayet etmiştir.)
Ebû Hüreyre (r.a.)'dcn rivayeten Rasülüllah sallalîahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kişinin cemaatle kıldığı namazın sevabı, evinde ve çarşıda kıldığı namazın sevabından yirınibeş kal daha fazla katlanarak verilir. Zira o kimse güzel abdesl alır da sonra mescide sadece namaz için çıkarsa attığı her adım için derecesi yükseltilir. Ve bir halası silinir. O kimse namazını kılıp ta abdesti bozuluncaya kadar namaz kıldığı yerde bulundukça melekler ona dua ederler. "Allahım bu kuluna rahmet el, ona acı" derler. Diğer namazı beklediği müddetçe namazda imiş gibidir." (Hadîsi Buharı ve Müslim rivayet etmiştir. Lâfız ise Bubârî'nindir.)
Yine Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayeten: Ncbî aleyhisselam'a bir kör gelip: "Ya Rasûlallah, beni mescide götürecek yoktur," diyerek namazı evde kılması için izin istedi. Rasülüllah sallallahu aleyhi ve sellem ona ruhsat verdi. Adam dönüp giderken Rasûlüllah adamı çağırarak, "Namaz için ezanı işitiyor musun?" diye sordu. O da: "Evet", dedi. "Öyle ise ezana icabet et." buyurdu. (Hadisi Müslim rivayet etmiştir.)
Yİnc Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayeten Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Canımı elinde tutan Allah'a yemin olsun ki, odun toplayıp ateş yakılmasını emredeyim, diye düşündüm. Sonra bir adama emredeyim, insanlara imâm olsun. Sonra cemaate gelmeyen adamların evlerini başlarına yıkayım." (Hadîsi Buharı ve Müslim rivayet etmiştir.)
Ibn Mes'ud (r.a.)'dan rivâyeten; Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Kimi, Allah'a müslim olarak kavuşmak sevindi-rirse şu beş vakit namaza çağırıldığı yerde, (ezan okunduğunda) devam elsin. Muhakkak Allah, Nebiniz için hidayet sünnetleri meşru, kılmıştır. İşte beş vakit namaz hidayet sünnetindendir. Eğer namazı camiden geri kalanların yaptığı gibi evinizde kılarsanız, Nebinizin sünnetini lerketmiş olursunuz. Nebinizin sünnetini terkederseniz, delâlete düşersiniz. Bana gösterildiğine göre, nifakı açık münafıktan başkası cemaatten geri kal-
maz. İki münafığın arasından bir kişiye hidayet verile verile, nihayet saftaki yerini alır." (Hadisi Müslim rivayet etmiştir.) Müslim'in diğer rivayetinde; Ibn Mes'ud (r.a.): "Rasûlüllah bize hidayet sünnetlerini öğretmiştir. 'Ezan okunan mescitte cemaatle namaz kılmak da hidayet sünnetlerin-dendir,' demiştir."
Ebû Derdâ (r.a.)'dan rivayeten; o demiştir ki: Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu işittim: "Bir köyde veya kırda üç kişi olup da cemaatle namaz kılmazlarsa şeytân onları İstilâ eder. Size cemaatı tavsiye ederim. Kurt ancak sürüden ayrılanı yer." (Ebû Dâvûd hadisi iyi senetle rivayet etmiştir.)

2.9.2. Kadınların Mescidlerde Cemaate Hazır Bulunmalarının Caiz Oluşu ve Evlerinde Namaz Kılmalarının Fazileti

Şehveti celbedecek, fitneye sebep olacak süs ve güzel kokulardan kaçınmaları şartiyle kadınların mescide çıkmaları ve cemaatle namaz kılmaları caizdir. îbn Ömer (r.a.)'den rivayeten; Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Evlerinde kılmaları kendileri için daha hayırlı olmasına rağmen kadınların mescide çıkmalarını engellemeyin." Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayeten; Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Allah'ın kadın kullarını mescidlerden engellemeyin. Koku sürünmeden mescide çıksınlar." (Bu iki hadisi Ahmed, Ebû Dâvûd rivayet etmişlerdir.) Yine Ebû Hüreyre'den rivayeten; Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Hangi kadın koku sürünürse yatsı namazında bizimle beraber cemaate gelmesin." (Hadisi Müslim, Ebu Dâvûd ve Nesâi iyi bir senetle rivayet etmişlerdir.) Kadınlar için efdal olan evlerinde namaz, kılmalarıdır. Ahmed ve Taberânî'nin, Ümmü Humeyd es-Sa'idîye (r.a.)'dan rivayetlerine göre: Bir kadın Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem'e gelerek: "Ya Rasûlallah, seninle beraber namaz kılmayı çok istiyorum," dedi. Rasûlüliah: "İsteğini anlıyorum. Ancak odanda namaz kılman, mahallenin mescidinde namaz kılmandan daha iyidir. Mahallenin mescidinde namaz kılman, cemaat mescidinde namaz kılmandan daha iyidir," buyurdu.
2.93. En Uzak ve Cemaati Çok Olan Mescidde Namaz Kılmanın Müstehab Olduğu
Çok cemaatin toplandığı en uzak mescidde namaz kılmak müstehab-dır. Müslim'in Ebû Mûsâ (r.a.)'dan rivayet etmiş olduğu hadiste Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Namazda en çok mükâfat
alan, en uzak mescide yürüyerek gidendir." Müslim'in Câbir'den rivayetine göre: Mescidin etrafında yer açılınca, Benî Selemeliler mescidin yakınındaki bu yere taşınmak istediler. Durum Rasûlüllah'a bildirilince şöyle buyurdu: "Duyduğuma göre mescide yakın bir yere taşınmak istiyorsunuz: "Onlar: "Evet ya Rasûlallah, bunu isledik." dediler. Rasûlüliah şöyle buyurdu: "Ey Benî Seleme, bulunduğunuz yerde kaimiz. Adımlarınız yazılacaktır." (Buhârî, Müslim ve diğerlerinde geçen Ebu Hüreyrc hadisinden rivayet edilmiş olan Übey bin Ka'b hadisinde Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Kişinin bir kimseyle kıldığı namaz, yalnız kıldığı namazdan; iki kişi ile kıldığı namaz, bir kişi ile kıldığı namazdan daha iyidir. Ne kadar çok olursa Allah'a daha sevimlidir." (Hadisi Ahmed, Ebû Dâvûd, Ncsâî, Ibn Mâce, Ibn Hibbân rivayet etmiş, Ibn Seken, Ukaylî ve Hâkim hadisi sahih saymışlardır.)

2.9.4. Sükûnetle Mescide Gitmenin Müstehab Olduğu

Mescide sükûnet ve ağırbaşlı olarak gitmek rncndubdur. Sür'aile gitmek ve koşmak ise mekruhtur. Çünkü insan namaza çıktığı andan itibaren namaz kılan hükmündedir. Ebu Katâdc'den rivayclen; o demiştir ki: "Rasûlüllah ile namaz kılıyorduk. O anda Rasûlüllah, adamların gürültüsünü işitti. Namazı kıldıktan sonra: "Size ne oluyor da gürültü yapıyorsunuz?" dedi. Onlar: "Namaza accie ettik," dediler. Rasûiüllah; "Böyle yapmayınız. Namaza gelirken sükûnetle geliniz. Yetiştiğinizi kılınız. Yetişemediğinizi tamamlayınız," buyurdu." (Hadisi Buharî ve Müslim rivayet etmiştir:) Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayeten, Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kameti işittiğiniz zaman namaza yürüyünüz. Fakat sakin ve ağırbaşlı olunuz. Koşmayınız, yetiştiğinizi kılınız, yetişemediğinizi sonra tamamlayınız." (Hadisi Buharî, Müslim, Ncsâî, Ebû Dâvûd, Ibn Mâce rivayet etmiştir.)

2.9.5. imâmın, Namazı Hafif Kıldırmasının Müstehab Olduğu

İmâmın, namazı cemaate hafif kıldırması mendubdur. Ebû Hürey-re'nin hadisinde Rasûlüllah saüallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Sizden biriniz insanlara namaz kıldırdığı zaman hafif kıldırsın. Çünkü cemaatte zayıf, hasta ve yaşlılar vardır. Kendi başına kıldığı zaman dilediği kadar uzatsın." (Hadisi Buharî, Müslim, Tirmizî, Ebû Dâvûd, Ncsâî ve Ibn Mâce rivayet etmiştir.) Enes (r.a.)'den rivayet olunduğuna göre Rasûlüliah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Namaza başladığımda uzatmak istiyorum, fakat ağlayan çocuğunun sesini işiten annesinin,
çocuğun ağlamasından duyduğu üzüntüyü bildiğim için namazı kısa yapıyorum." Buharı ve Müslim'in Enes'den rivayetlerinde, Enes (r.a.) şöyle demiştir: "Rasûlüllah'dan daha hafif ve daha tam namaz kıldıran hiçbir imâmın arkasında namaz kılmadım." Ibn Abdilberr şöyle demiştir: "Her imâmın hafif namaz kıldırmasının mendub olduğu bütün alimlerin İttifak ettiği bir konudur. Ancak hafif kıldırmak namazı mükemmel yapmanın alt sınırıdır. Yoksa kısaltmak ve noksan yapmak değildir."
Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem karga gibi gagalayarak namaz kılmaktan nehyetmiştir. Rasûlüllah aleyhisselam rüku'unu tam yapmayarak namaz kılan bir adamı görünce ona: "Dön, namaz kıl. Çünkü sen kılmadın," buyurmuştur. Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem; "Rüku' ve secdesinde belini tam doğrullnuıyamn namazına Allah nazar etmez," buyurmuştur. İmâm olan kimsenin, namazın tamam olması için gereken şartlara uyduktan sonra hafif kıldırmasının müstehab olduğu hakkında, ilim ehli arasında bir ihtilâf yoktur.

2.9.6. İmâmın Birinci Rek'atı Uzatması ve İçeri Giren Bir Kimse Hissettiği Anda, Cemaate Yetişsin Diye Beklemesi

Camiye girenler cemaat faziletine ulaşsın diye, imâmın birinci rek'atı uzatarak beklemesi meşrudur. Aynı şekilde imâm, rüku'da ve son ettchiyyâtü'de olduğu halde, camiye giren bir kimseyi hissedince beklemesi müstchabdır. Ebû Katâde'nin hadisine göre; Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem birinci rek'atı uzatırdı. Katâde demiştir ki: "Biz, Rasûlüllah birinci rek'alı uzatmakla insanların yetişmesini istiyor zannederdik." Ebû Said (r.a)'dcn rivaycıen; o şöyle demiştir: "Namaz başladığı zaman abdesti bozulan Bcki'a kadar gider, ihtiyacını görüp sonra abdest alır, Rasûlüllah birinci rek'ati uzattığı için birinci rek'atte gelip yetişebilirdi." (Hadisi Ahmed, Müslim, Ibn Mâce ve Nesâî rivayet etmişlerdir.)

2.9.7. imâmı Takip Etmenin Vücûbu ve imâmla Yarışmanın Haram Olduğu

İmâmı takip etmek vacip olup, onunla yarış etmek haramdır. Ebû Hürcyrc'nîn hadisinde Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "îmânı sadece kendisine uyulmak için imâm olmuştur. Ona muhalefet etmeyiniz. Tekbir aldığı zaman tekbir alın. Rüku'a vardığı zaman rüku' edin. "Semi'allahu limen hamideh" dediği zaman "Allahilmme Rabbena leke'l-hamd" deyiniz. Secde ettiği zaman secde ediniz. Oturarak kıldığı zaman siz hepiniz oturarak kılınız." Buhârî, Müslim, Ahmed ve Ebû Dâ-
vûd'un bir rivayetinde: "İmâm ancak kendisine uyulsun, diye vardır. Tekbir aldığı zaman tekbir alınız. O tekbir almadıkça tekbir almayınız. Rüku'a gittiği zaman rüku'a gidiniz. O rüku'a gitmedikçe rüku' etmeyiniz. Secde yaptığı zaman secde ediniz. O secde etmedikçe secde etmeyiniz." Ebû Hürcyre (r.a.)'den rivayeten; Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Sizden biriniz başını imâmdan önce kaldırırsa; Allah Teâlâ'nın onun başını, eşek başına veya sürelini eşek suretine çevirmesinden korkmuyor mu?" (Hadisi Buharı, Müslim, Tirmizî, Ebû Dâvûd, Nesâî ve Ibn Mâce rivayet etmiştir.) Berâ" bin Âzib (r.a.)'dcn rivâyeten; o demiştir ki; "Rasûlüllah ile beraber namaz kılıyorduk. "Semi'allahu limen hamideh" dediği zaman, alnını yere (secdeye) koymadan, bizden hiç bir kimse belini eğmezdi." (Hadîsi Buharî, Müslim, Tirmizî, Nesâî, Ebû Dâvûd ve Ibn Mâce rivayet etmiştir.)

2.9.8. imama Uyan Bir Kişiyle Cemaatin Oluşması

İmâmla beraber çocuk veya kadın bile olsa imâmdan başka bîr kişinin bulunmasıyla cemaat meydana gelir. îbn Abbâs'dan gelen rivayette o şöyle demiştir: "Teyzem Meymune'nin evinde geceyi geçirdim. Rasûlüllah gece namazı kılmak için kalktı. Ben de onunla beraber namaz kılmaya kalktım. Sol tarafında durunca beni tutup sağ tarafına geçirdi." (Hadisi Buharî, Müslim, Tirmizi, Nesâî, Ebû Dâvûd ve Ibn Mâce rivayet etmiştir.) Ebû Sa'îd ve Ebû Hüreyre'dcn rivayelen; onlar demişlerdir ki: Rasûlüllah şöyle buyurdu: "Kim gece uyanır, ailesini uyandırır ve beraberce iki rck'al namaz kılarlarsa Allah'ı çok zikreden erkekler ve kadınlardan yazılırlar." (Hadisi Ebû Dâvûd, rivayet etmiştir.) Ebû Sa'îd'den rivayeten: Rasûlüllah ashabına namaz kıldırırken bir adam mescide girince Rasûlüllah şöyle buyurdu: "Kim bu adama sadaka vermek isterse onunla beraber kılsm. Cemaatten birisi çıkarak onunla beraber namaz kıldı. (Hadisi Ahmed, Ebû Dâvûd ve Tirmizî rivayet etmiş. Tirmizi hadisi hasen saymıştır.) Ibn Ebî Şeybc'nin rivayet ettiğine göre o adamla beraber namaz kılan Ebû Bekir idi. Tirmizî, bu hadisi, cemaatle namaz kılman bir mescitte, tekrar cemaatle kılmanın caiz olduğuna delil saymıştır. Ahmed ve Ishâk da aynı görüştedir. İlim ehlinden diğerleri ise tek tek kılarlar demişlerdir. Süfyân, Mâlik, Ibn Mübarek ve Şafiî bu görüştedirler.

2.9.9. imâmın Cemaate Katılmasının Caiz Olması

Vekil olarak (ayin edilen imâmın, devamlı olan İmâm geldiği zaman cemaate katılması caizdir. Buhârî ve Müslim'in Sehl bin Sa'd'den rivayet-lcrine göre; Rasûlüüah sallallahu aleyhi ve sellem Amr İbn Avf oğullarının arasını sulh etmek için onların mahallesine gitmişti. Namaz vakti gelince müezzin, Ebû Bekir'e giderek; "insanlara namaz kıldıracak mısın? Kamet getireyim mi?" dedi. Ebû Bekir: "Evet" dedi. Ebu Bekir namaza başlayınca, Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem insanlar namazdayken geldi. Kendine bir yer aradı. Safla durdu, insanlar el çırpmaya başladılar. Ebû Bekir namazı bırakmadı. Fakat, insanlar el çırpmayı çoğaltınca geri dönüp Rasûlüllah'ı gördü. Rasûlüllah ona yerinde durması için işaret etti. Ebû Bekir ellerini kaldırdı. Rasûlüllah ona emrettiği için Allah'a hamdetti. Sonra Ebû Bekir geri çıktı. Safın arasına girdi. Rasûlüllah öne geçerek namazı kıldırdı. Namaz bitince şöyle buyurdu: "Ya Ebâ Bekir, sana emrettiğim halde niçin yerinde durmadın?" Ebû Bekir şöyle cevap verdi: "Ebû Kuhâfc'nin oğlunun Rasûlüllah'm Önünde namaz kılması doğru değildir." Sonra Rasûlüllah sallaİlahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Sizin çoğunuz ellerinizi çırptınız; bu nedir? Her kim namazda bir kimseyi uyarmak isterse 'Sübhanallah' desin. 'Sübhanallah'deyince dikkat çekilmiş olur. El çırpma ise kadınlara aittir."

2.9.10. îmama Yetişmek

İmâma yetişen kimse ayakta iftitah tekbiri alır. İmâmın bulunduğu hal üzere namaza girer. Bir rck'atm rüku'una yetişmeden o rek'ata yetişmiş sayılmaz. Rüku'un tamamına yetişmekle imâmın kalkmasından önce iki elini dizlerine koyacak şekilde eğilmesi eşittir. Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayeten Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Biz secdede olduğumuz halde namaza geldiğinizde secde edin. Fakat o rek'aîı saymayın. Kim rüku'a yetişmişse namaza yetişmiş demektir." (Hadisi Ebû Dâvûd, İbn Huzcyme "Sahîh'indc, Hâkim 'Müsledrck'indc rivayet etmiş ve sahihtir, demiştir.) İmama sonradan yetişip uyan kimse, imâmın yaptığı gibi yapar. Son teşehhüdde oturur. Duâ okur, imâm selâm verinceye kadar kalkmaz. Kalan rek'atleri tamamlamak için kalktığı zaman tekbir alır.

2.9.11. Cemaatten Geri Bırakan Özürler

Aşağıdaki hallerden birisinin meydana gelmesi ile cemaatten geri kalmak caizdir.
1- Soğuk ve Yağmur
İbn Ömer'den rivayeten; Rasûlüllah sallaİlahu aleyhi ve sellem bir müezzine emrederek namaz için ezan okuttu. Sonra içeri girerek; "Seferde, soğuk ve yağmurlu gecede çadırlarınızda kılınız." buyurdu. (Hadîsi
Buhârî ve Müslim rivayet etmiştir.) Cabir'den rivayeten; o şöyle demiştir: Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem ile beraber bir sefere çıktık. Yağmur yağınca şöyle buyurdu: "Sizden isteyen çadırında namaz kılsın," Hadisi Ahmed, Müslim, Ebû Dâvûd ve Tirmizî rivayet etmiştir.) İbn Abbâs'dan rivayeten; o yağmurlu günde müezzinine şöyle demişti: '"Eş-hedü enne Muhammcden Rasûlüllah,' dediğin zaman 'Hayye ale's-salâh,' deme. 'Evinizde kılınız,' de." İnsanlar bunu hoş görmeyince İbn Abbâs: "Buna mı şaşırıyorsunuz? Halbuki benden daha hayırlı olan Nebiyyullah böyle yapmıştır. Cemaat azimettir; çamurlu ve kaygan bir günde çıkıp yürümenizi uygun görmedim." demiştir. (Hadîsi Buhârî ve Müslim rivayet etmiştir.) Müslim'de şu ziyade vardır: "ibn Abbâs yağmurlu bir cuma gününde müezzinine böyle emretti."
Şiddetli sıcaklık, karanlık ve zâlimden korkmak da şiddetli soğuk gibi olup cemaate gelmemeye ruhsattır. Yibram bin Battal şöyle demiştir: "Şiddetli yağmur, karanlık, rüzgâr ve buna benzeyen sebeplerden dolayı cemaatten geri kalmanın mubah olduğunda âlimler İcma etmiştir."
2- Yemeğin Hazır Olması
Yemeğin hazır olması da cemaate gelmemeye ruhsattır. İbn Ömer'in hadîsine göre Rasûlüllah saîlallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "sizden biriniz yemek hazır olduğu zaman ihtiyacını gidermeden namaz başlasa da acele etmesin." (Hadîsi Buhârî rivayet etmiştir.)
3- Büyük ve Küçük Abdestin Sıkıştırması
Âişe (r.a.)'dcn rivayeten; o demiştir ki; Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu işittim: "Yemek hazırken bir de büyük ve küçük abdest sıkıştırdığında namaz olmaz." (Hadisi Müslim, Ahmed ve Ebû Dâvud rivayet etmiştir.)
Ebû Derdâ (r.a.)'dan rivayeten; o şöyle demiştir: "Kişinin ihtiyacını giderdikten sonra kalbi dünya işlerinden sıyrılmış olarak namaza dönmesi, dini anladığını gösterir. (Hadîsi Buhârî rivayet etmiştir.)

2.9.12. imamlığa En Lâyık Olan

İmamlığa en lâyık olan Allah'ın kitabını en iyi okuyandır. Eğer kırâcttc müsavi iseler, sünneti en iyi bilen; yine müsavi iseler, en önce hicret eden; yine müsavi iseler en yaşlı olan imâm olur. Ebû Sa'îd'dcn rivayeten; Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Üç kişi olduğunuzda biriniz onlara imâm olsun. İmamlığa en lâyık olanınız, en iyi okuyanlarınızda." (Hadîsi Ahmed, Müslim, Nesâî rivayet etmişlerdir.) En iyi okuyandan murad, Amr bin Seleme'nin hadisine göre, en çok
ezberi olandır. Hadiste; "en çok Kur'ân bilen imâm olsun," denmektedir.
İbn Mcs'ûd (r.a.)'dan rivayeten Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Cemaate Allah'ın kitabım en iyi okuyan imâm olur. Kıraelle müsavi iseler, sünneti en iyi bilen, sünnette müsavi iseler, en Önce hicret eden, hicrette müsavi iseler, en yaslı olan imâm olur. Kişi bir kimsenin hükümranlık alanında hiçbir kimseye imâm olmasın. Kişinin izni olmadan evinin en iyi yerinde oturmasın." Başka lâfızlarda; "hiçbir kimse, ailesinin içinde ve hükümranlık alanında hiçbir kimseye imâm olmasın. Kişinin izni olmadan evinin en iyi yerinde oturmasın." Başka lâfızlarda; "hiçbir kimse, ailesinin içinde ve hükümranlık alanında kişiye imâm olmasın," Duyurulmuştur. (Hadisi Ahmed ve Müslim rivayet etmiştir.) Bu hadisi Sa'îd bin Mansur rivayet ederek şöyle demiştir: "Kişi, başka birinin hükümranlık alanında onun izni olmadan ona imâm olmasın ve izni olmadan baş köşeye oturmasın," demekten maksad, ev sahibi, meclisin reisi, meclisin imâmı, imamlığa diğerlerinden daha lâyıktır. Onlar izin verirse diğerleri kıldırabilir." EbûHüreyrc'nin Rasûlüllah'dan rivayet ettiği hadisle Nebi aieyhisselam şöyle buyurdu: "Allah ve âhiret gününe imân eden bir kimsenin cemaatin rızası olmadıkça imâm olması ve duayı sırf kendine yapması helâl değildir. Böyle yapan, cemaate hiyanet etmiş olur." (Bu hadîsi Ebû Dâvûd rivayet etmiştir.)

2.9.13. İmamlığı Sahih Olanlar

İyiyi kötüden ayıran çocuğun âmâ'nın imamlığı sahih olduğu gibi, ayakla duranın oturana, oturanın ayakta durana, farz kılanın nafile kılana, nafile kılanın, far/, kılana, abdestlinin teyemmümlüye, teyemmümlünün abdcslli olana, misafirin mukime, mukimin misafire, fazileti düşük olanın faziletliye imamlığı da sahihdir. Amr bin Seleme, (r.a.) altı-ycdi yaşında iken kabilesine namaz kıldırıyordu. Rasûlüllah sailallahu aleyhi ve sellem İbn Ümmü Mcktum (r.a.)'i, Medine'de iki kere namaz kıldırması için yerine bıraktı. Halbuki o âmâ idi. Rasûîüliah sallaüahu aleyhi ve sellem son hastalığında Ebû Bekir (r.a.)'in arkasında oturarak namaz kıldı. Yine Ra-sûiüllah sallallahu aleyhi ve sellem evinde hasta olduğu halde oturarak namaz kılarken, arkasında cemaat ayakta namaz kıldı. Onlara oturmaları için işaret cui. Namaz bitince: "İmâm kendisine uyulsun diyedir" buyurdu. Sonra: "O rüku' ettiği zaman rüku' edin. Başını kaldırınca siz de kaldırın. Oturarak kıldığı zaman siz de arkasında oturarak kılın" buyurmuştur.
Muâz (r.a.) yatsı namazını Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem ile
beraber kılar, sonra mahallesine dönüp bu namazı onlara kildınrdı. Muâz'm kıldığı kendisi için nafile idi. Halbuki cemaat yatsının farzını kılıyordu. Mahcer bin Edra (r.a.)'dan rivayeten; o şöyle demiştir: "Nebi aieyhisselam, mescidde iken yanma girdim. Namaz vakti gelmişti. Onlar kıldı ben kılmadım. Bana; "Niye kılmadın?" deyince; "Ben çadırda kılıp öyle gelmiştim." dedim. Rasûlüllah; "Geldiğin zaman cemaatle beraber kıl. O kıldığın nafile olur." buyurdu." Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem, yalnız kılan bir adamı görünce: "Dikkat ediniz bu adama sadaka vermek isleyen kişi, onunla beraber kılsın." buyurdu. Amr İbn As (r.a.) teyemmümlü olduğu halde imâm oldu. Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem bu durumu yadırgamadı. Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem Mekke'nin fethi zamanında akşam hariç ikişer rek'at insanlara namaz kıldırdı ve şöyle dedi: "Ey Mekkeliler, kalkınız, öbür iki rek'atı tamamlayınız. Çünkü biz seferiyiz. Misafir mukimin arkasında kıldığı zaman birinci rek'ailen daha azına yetişse bile dört rek'at kılar." İbn Abbâs (r.a.)'dan rivayeten; kendisine: "Misafir, yalnız olduğu zaman iki rek'at kılıyor, mukim imâma uyunca dört kılıyor; bu nasıl olur?" diye sorulunca, ibn Abbâs: "Sünnet böyledir." dedi. Bir başka lâfızda Mûsâ bin Seleme (r.a.) îbn Abbâs (r.a.)'a; "Sizinle beraber kıldığım zaman dört kılıyor, döndüğüm zaman iki kılıyorum" deyince, ibn Abbâs cevaben: "Bu Ebû'l Kâsım'm sünnetidir," dedi. (Hadîsi Ahmcd rivayet etmiştir.)

2.9.14. imamlığı Sahih Olmayanlar

Özürlü bir kimsenin sağlam bir kimseye veya kendi özründen başka bir özre yakalanan kimseye imamlığı cumhur ulemaya göre sahih değildir. Maiikîlcr "özürlünün sağlam kimseye imameti kerahatle beraber caizdir," demişlerdir.

2.9.15. Kadının Kadınlara imamlığının Müstehab Oluşu

Aişe (r.a.) kadınlara imâm olur, onların saf hizasında dururdu. Ümmü Seleme (r.a.) de aynı şekilde yapardı. Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem Varaka'yı Ümmü Seîeme'ye ezan okuması için müezzin tayin etmiş ve Ümmü Sclcmc'yc farz namazlardan, evinin halkına namaz kıldırmasını emretmiştir.

2.9.16. Erkeklerin Yalnız Kadınlara İmâm Olması

Ebû Ya'la'nm 'Evsat' kitabında ve Tabcrânî'nin iyi bir senetle rivayet ettikleri hadîse göre Übey bin Ka'b Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sel-
lem'e gelerek: "Yâ Rasûlallah, bu gece bir iş yaptım." dedi. Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem; "Nedir?" diye sorunca cevaben: "Kadınlar benimle evde toplandılar ve 'Sen Kur'ân okuyorsun, biz okuyamıyoruz, bize namaz kıldır,' dediler. Ben de onlara sekiz rek'at, bir de vitri kıldırdım." Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem sustu. Übey bin Ka'b: "Rasûlül-lah'ın susmasını, razı olması olarak görürdük," demiştir.

2.9.17. Fasık ve Iîid'atçinm imamlığının Mekruh Oluşu

Buhârî "Sahîh"inde, lbn Ömer'in Haccac'ın arkasında namaz kıldığını rivayet etmiştir. Müslim'in rivayetine göre; Ebu Sa'îd el-Hudrî, (r.a.) Mervan'ın arkasında bayram namazı kıldı, lbn Mes'ûd, (r.a.) Veîid bin Ukbe bin Ebi Muayt'm arkasında namaz kıldı. Bu adam içki içerdi. Bir gün sabah namazını dört rek'at olarak kıldırdı. Osman bin Affan bunun üzerine ona dayak cezası uygulamıştır. Sahabe ve tabiîler, küfür ve dalâlete çağırmakla ilham edilen İbn Ubcyd'in arkasında namaz kılıyorlardı.
Alimlerin kabul ettiği esasa göre; kendi basma namaz kılması sahih olan herkesin, başkasına da namaz kıldırması sahihdir. Fakat bununla beraber fâsık ve bid'atçmm arkasında namaz kılmayı mekruh saymışlardır. Çünkü Ebû Dâvûd ve lbn Hibbân'm Sâib bin Hallad'dan rivayet ettiği ve Ebû Dâvûd ile Münzirî'nin, hakkında bir açıklamada bulunmadıkları hadiste: "Bir adam cemaate imâm oldu. Adam kıble tarafına tükürünce Rasûlüllah onu gördü ve şöyle buyurdu: "Bu size natnaz küdıramaz." Adam daha sonra cemaate namaz kıldırmak isleyince ona mani oldular. Rasûlül-lah'm sözünü ona haber verdiler. Adam durumu Nebi aleyhisselam'a anlatınca, o da: "Evet. Çünkü sen Allah ve Rasûlüne eziyet eltin," buyurdu.

2.9.18. Bir Özür Sebebiyle Cemaatten Ayrılmanın Caiz Olduğu

İmâm namazı uzattığı için namaza başlayan kimsenin, namazdan ayrılıp tek başına tamamlamak niyycıiyle namazdan çıkması caizdir. Hastalık, malın zayi olmasından korkmak, arkadaşların gitmesi, uykunun galip gelmesi ve benzeri durumlar bu kısma girerler. Çünkü Buharı, Müslim, Tirmizî, Nesâî, lbn Mâce ve Ebû Davud'un Câbir (r.a.)'den rivayet ettikleri hadiste, o şöyle demiştir: "Muâz Rasûlüllah ile yatsı namazını kılar, sonra kavmine dönerek onlara imamlık yapardı. Bir gece Nebî aleyhisse-lam, yatsı namazını geç kıldırmıştı. Muâz, Rasûlüllah ile beraber namaz kılarak kavmine döndü, namazda Bakara sûresini okudu. Cemaattan bir adam ayrılarak, tek başına kılmaya başladı. Kendisine: "Ey adam sen münafık oldun," dedi. Adam: "Ben münafık olmadım. Fakat mutlaka Ra-
sûtüllah'a gidip durumu haber vereceğim," dedi. Rasûlüllah'a gelip durumu anlattı. Rasûlüllah; "Fitneci misin, ya Muâz? Fitneci misin, ya Muâz? Şu sûreleri oku." buyurdu.

2.9.19. Cemaatle Beraber Namazı Tekrar Kılmak Hakkında Gelen Rivayetler

Yezîd-ül Esved'dcn (r.a.) rivayeıcn; o demiştir ki: "Rasûlüllah'la beraber Mina'da sabah namazını kıldık. İki adam gelerek bineklerinin üzerinde durdular. Nebî aleyhisselam: "Sizi cemaatle namaz kılmaktan hangi şey engelledi, siz müslüman değil misiniz?" buyurdu. Onlar: "Evet, ya Rasûİallah biz çadırlarımızda kıldık," dediler. Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem: "Çadırınızda kıldığınız zaman, sonra cemaate geldiğinizde, imâmla beraber kılınız. O sizin için nafile olur" buyurdu. (Hadisi Ahmcd ve Ebu Dâvûd rivayet etmiştir.) Tirmizî hadisi şu lâfızla rivayet etmiştir: "Evinizde namaz kıldıktan sonra cemaat namazı kılınan mescide geldiğinizde onlarla beraber namaz kılın; bu sizler için nafile olur." (Tirmizî, 'hadîs hasen, sahihtir' demiştir.) Bu hadisle cemaatle veya tek başına farz namazını kılan bir kimsenin mescitte başka bir cemaate yetiştiğinde nafile niyeti ile namazı tekrar kılmasının meşru olduğuna delil vardır. Rivayet olunduğuna göre Huzeyfe (r.a.) Öğle, ikindi ve akşam na-mazmı cemaatle kıldığı haide, öğle, ikindi ve akşamı tekrar kılmıştır. Encs (r.a.)'ten rivayete göre; "Ebû Mûsâ ile sabah namazını harman yerinde kıldılar. Sonra cemaatle namaz kılman mescide vardıklarında, namaza başlayınca Muğire bin Şu'bc ile sabah namazını tekrar kıldılar."
Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem'in: "Bir günde bir namazı iki kere kılmayın" sahih hadisine gelince: lbn Abdilberr bu konuda Şöyle demiştir: "Ahmed ve İshâk; 'Bir kimse farz olan namazı kılar, sonra kalkıp farz olarak onu yine de eda ederse caiz olmaz. Fakat ikinciyi cemaatle beraber Rasûlüllah'm emrine uyup nafile olarak kılarsa, bu aynı namazı bir günde iki kere kılmak değildir. Çünkü birincisi farz ikincisi nafiledir. Bu durumda iade yoktur," demiştir."

2.9.20. İmâmın, Selâmdan Sonra Sağa veya Sola Dönmesinin, Namaz Kıldığı Yerden Ayrılmasının Müstehab Oluşu

Kubeyda bin Haleb'in babasından rivayet ettiği hadîste, o şöyle demiştir: "Nebî aleyhisselam bize imâm olduğunda sağ ve sol tarafına tam olarak dönerdi." (Hadisi Ebû Dâvûd, lbn Mâce, Tirmizî rivayet etmiş
Tirmizî hadisi hasen saymıştır.) İlim ehli diledikleri tarafa dönmek suretiyle amel etmişlerdir. Çünkü Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem'dcn her iki şekil de vârid olmuştur. Aİşe (r.a.)'den rivayeten; "Nebî aleyhisse-lam, selâm verince ancak "Aİlahümme ente's-selâmü ve minke's-selâm, Tebârekte yâ ze'l-celâli ve'l-ikrâm diyecek müddetten fazla oturmazdı," demiştir. (Hadisi Ahmed, Müslim, Tirmizî, lbn Mâce rivayet etmiştir.) Ahmcd ve Buhârî'yc göre Ümmü Seleme (r.a.)'den rivayeten; o şöyle demiştir: "Rasülüllah selâm verdiği zaman selâm biler bitmez kadınlar kalkar, Rasûlüllah ise kaikmadan önce yerinde biraz beklerdi." Ümmü Scie-me (r.a.) şöyie demiştir: "Rasûlüllah saÜallahu aleyhi ve sellem'in biraz beklemesinin, -Allah bilir- kadınların önce çıkıp, erkeklerle kadınların karışmaması için olduğu kanaatindeydik."

2.9.21. İmam veya Cemaatin Birbirinden Yüksekte Olması

İmamın cemaatltcn yüksekte olması mekruhtur. Ebû Mcs'ûd el-Ensârî (r.a.)'dcn rivayet olunduğuna göre; Ebû Mes'ûd şöyle demiştir: "Rasûlüllah, imamın bir şeyin üstüne çıkarak insanların onun arkasında namaz kılmalarını nehyeui." Yani cemaatin imamdan alçakta olmasını nehyetmiştir. (Hadîsi, Dârekutnî rivayet etmiş, Hafız "Telhis" kitabında bu hadis hakkında bir açıklamada bulunmamıştır. Hemmam bin Hâris'tcn rivayel olunduğuna göre: "Huzeyfe Irak'taki Medayin'de yüksek bir yerde insanlara imam olunca, Ebû Mes'ud gömleğini tutarak onu çekti. Namaz bitince; "Biimiyor musun, ashab bu işten nchyolundu?" Huzeyfe: "Evet, biliyorum. Gömleğimi çekince hatırladım." dedi." (Hadîsi Ebû Dâvûd, Şafiî, Beyhaki rivayet etmiş, Hâkim, Ibni Huzcyme ve İbni Hibbân sahih saymıştır.)
Eğer, imamın cemaatten yüksekte durmasında bir maksat varsa, o zaman kerabat yoktur. Schl bin Sa'd es-Sâidî (r.a.)'dcn rivayet olunduğuna göre, Sehl şöyle demiştir: "Rasûlüllah'ın minberin konduğu ilk gün, onun üzerinde oturduğunu gördüm. Üzerinde olduğu halde tekbir aldı. Üzerinde iken rüku' cıti. Sonra minberin allına inerek gerisin geri gitti; minberin dibinde secde etti. Sonra namaz bitince, insanlara dönerek şöyle buyurdu: "Ey insanlar benim böyle yapmatndaki maksat bana uyasınız ve namazım gibi namaz kıtasınız, diyedir." (Hadisi Buharî, Müslim ve Ahmed rivayet etmiştir.)
Cemaatin imamdan yüksekte olması ise caizdir. Sa'îd bin Mansur, Şafiî ve Beyhakı'nin rivayet ettiği ve Buharî'nin tâliken zikrettiği hadiste Ebü Hureyre'den rivayeten: Ebû Hûreyre, mescidin üst teras kısmında
İmama uyarak namaz kılmıştır. Enes'ten rivayet olunduğuna göre: "Bas-ra'daki mescidin kapısı önünde, mescidin sağındaki Ebû Nafi'in evinde bir boy yüksekliğindeki odada cemaat olurdu. Encs burada cemaat yapar, imama uyardı da sahabe buna ses çıkarmazdı." (Bu hadisi Sa'îd bin Mansûr, "Süncn"inde zikretmiştir.)
Şevkânî şöyle demiştir: "Cemaatin yüksekliği üçyüz zira'dan(*) fazla olup imamın yaptığı hareketleri cemaatin bilmesi mümkün olmazsa mescitte ve mescidin haricindeki yerlerde bu durum icma ile nehycdilmiş-tir. Bu miktardan daha az olursa men olunduğuna dair delil olmadığından caiz olması asıldır." Yukarda Ebû Hüreyre'nin zikri geçen hareketi ve yadırganmadığı hadisi, bu görüşü kuvvetlendirmekledir.

2.9.22. Cemaatin Arada Engel Varken İmama Uyması

Görmek ve işitmek suretiyle intikal tekbirlerini bilebilecek durumda iseler, arada engel bulunmasına rağmen cemaalin imama uyması caizdir. İmam Buharî demiştir ki: "Hasan Basrî; 'seninle imam arasında nehir varken bile cemaatla kılmanızda beis yoktur' demiştir. Ebû Miclcz de; 'ifütah tekbirini işitiyorsa, arada yol ve duvar olsa bile imama uyabilir1 demiştir." Daha önce Ncbî alcyhİssclam'm namazıyla ilgili hadisde geçtiği üzere; insanlar, hücrenin arkasından Rasûlüllah sallaîlahu aleyhi ve sellem'e uyarak namazlarını kılıyorlardı.

2.9.23. Farzı Terkedenin İmam Olmasının Hükmü

Namazın şart ve rükünlerinden birisini terkeden imamın imamlığı, şayet cemaat imamın terkettiği şeyi bilmeden namazı tamamlarsa sahihtir. Çünkü Ebû Hüreyre (r.a.)'nin rivayet ettiği hadiste, Nebi aleyhisselam şöyle buyurmuştur: "İmamlar size namazı kıldırıyorlar; eğer doğru kıldı-nyorlarsa, hem kendilerine hem de size, eğer hala ediyorlarsa sizinki size, onlarınki onlaradır." (Hadisi Buharî ve Ahmed rivayel etmiştir.) Sehl (r.a.)'den rivayet olunduğuna göre; Schl demiştir ki: "Rasûlüllah'ın şöyle buyurduğunu işittim: "imam kefildir. Eğer iyi kıldırırsa, hem ona hem size, eğer yanlış kıldırırsa sadece kendinedir." Yani size ondan bir şey yoktur. (Hadisi lbn Mâce rivayet etmiştir.) Ömer (r.a.)'dcn sabit olduğuna göre; Ömer (r.a.) bir defasında cünûb olduğunu bilmediği halde insanlara namaz kıldırmış; Ömcr(r.a.) namazı iade ettiği halde cemaat İade etmemiştir.
(*) Zira: Dirsekten orta parmak ucuna kadar olan uzunluk ölçüsü. 75 ile 90 santim arasında değişen çeşitleri vardı. (yy. notu)

2.9.24. Namazda Bir Başkasını İmamlığa Geçirmek

Abdestsiz olduğunu hatırlamak veya abdcstinin bozulması gibi, na-mazm içinde imamda bir özür meydana gelse; cemaatin, namazını tamamlamak İçin yerine bir başkasını geçirmesi gerekir. Amr tbn Mey-mun'dan rivayet olunduğuna göre, Amr demiştir ki: "Sû-i kasta uğradığı sabah Ömer (r.a.)'lc benim aramda Abdullah Ibn Abbâs'dan başkası yoktu. Hançeri endi ğinde tekbir alır almaz, 'beni öldürdü', veya 'köpek, yedi beni' dediğini duydum. Sonra Ömer, Abdurrahmân bin AvFı öne geçirdi, o da cemaate hafif bir namaz kıldırdı." (Bu hadisi Buhari rivayet etmiştir.) Ebu Rezin'den rivayet olunduğuna göre; bir gün Ali (r.a.)'m namaz kıldırırken burnu kanadı. Bir kişiyi eliyle tutup öne geçirerek oradan ayrıldı. (Bunu Sa'îd bin Mansur rivaycl etmiştir.) Ahmcd bin Hanbel. "İmam yerine başka birini imam olarak bırakırsa caizdir; çünkü Ömer ve Ali (r.a.) yerine imam bırakmışlardır. Şayet yalnız kılarlarsa bu da olur. Çünkü Muaviye (r.a.) hançerlcndiğindc, insanlar yalnız kılarak namazlarım tamamlamışlardır," demiştir.

2.9.25. Cemaatin Hoşlanmadığı îîir Kimsenin imamlığı

Cemaatin hoşlanmadığı bir kimsenin imam olmasını men eden hadîsler gelmiştir. Buradaki hoşlanmamaktan maksat şer'i bir sebebe dayanan dinî bakımdan hoşlanmamaktır. Ibn Abbâs (r.a.)'dan rivayeten Ra-sûîüllah sallallahu aleyhi ve scHern şöyle buyurdu: "Üç kimse vardır ki, namazları başlarının üstüne bir karış bile aşmaz: Cemaatin hoşlanmadığı bir adamın kıldırdığı namaz. Kocası kendisine kızgın olarak geceleyen bir kadının namazı ve birbirleriyle kanlı bıçaklı iki kardeşin kıldığı namaz," (Hadisi îbn Mâce rivayet etmiştir. Irakî, 'hadisin senedi hasendir' demiştir.) Abdullah bin Ömer (r.a.)'den rivayeten; Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellcm şöyle buyurdu: "Üç kişinin namazını Allah kabul etmez; cemaat hoşlanmadığı halde namaz kıldırmak için öne geçen imamın, namazın vakti geçtikten sonra namaza gelen kimsenin, azâd ettiğini tekrar köle edinen kimsenin." (Hadîsi Ebû Davud ve Ibn Mâce rivayet etmiştir.) Tirmizî şöyle demiştir; "cemaatin hoşlanmadığı bîr kimsenin cemaata imam olması mekruhtur; eğer imam haksız değilse günâhı onu hoş görmeyenleredir."

2.9.26. îmam ve Cemaatin Duracağı Yer
2.9.26.1. Bir Kişinin imamın Sağına, iki veya Daha Fazla

Kişinin imamın Arkasına Durmasının Müstehab Olduğu:
Câbir (r.a.)'den rivayet olunduğuna göre; o demiştir ki: "Rasûlüllah namaz kılmak için kalktı; ben de geldim sol tarafına durdum. Elimi tutarak, beni sağ tarafa çekinceye kadar çevirdi. Sonra Cabir bin Sahr gelerek, Rasûlüllah'm sağ tarafına durdu, ikimizin de elini tutarak bizi arkasında duracağımız yere kadar itti." (Hadîsi Müslîm ve Ebû Dâvûd rivayet etmiştir.) Cemaatte bulunan bir kadın, erkeklerin arkasında tek başına durur, onlarla beraber safla durmaz. Eğer bunun aksini yaparsa, alimlerin çoğuna göre namazı yine sahihtir. Enes (r.a.) şöyle demiştir: "Ben ve evimizdeki bir yetim, birlikle Rasülüllah'm arkasında namaz kıldık; annem Üm-mü Süleym de arkamı zdaydı." Bir başka rivaycue: "Ben ve yetim Rasülüllah'm arkasında saf olduk, ihtiyar kadın da arkamızdaydi," şeklindedir. (Hadîsi Buharî ve Müslîm rivayet etmiştir.)

23 26.2. İmamın Saf Ortasının Hizasında Durması ve İleri Gelen Bilgililerin imama Yakın Olmasının Müstehab Olduğu:

Ebû Hureyrc'nin rivayet ettiği hadisle Nebî aleyhisselam şöyle buyurdu: "imamı ortalayınız, boş yerleri doldurunuz." (Hadisi Ebû Dâvûd rivayet etmiş, Münzirî bu hadis hakkında bir şey söylememiştir.) İbn Mes'ûd'dan rivayeten Ncbî aleyhisselam şöyle buyurdu: "Sizden, ileri gelen ve bilgililer beni takib etsin, sonra onları iakib edenler saf bağlasın. Sokaklarda seslerin karışması gibi safta seslerin karışmasından sakınınız." (Hadisi Ahmed, Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî rivayet etmiştir.) Enes (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Encs (r.a.) şöyle demiştir: "Rasûlüllah, muhacir ve ensarm öğrenmeleri için ardında durmalarını severdi." (Hadisi Ahmed, Ebû Dâvûd rivayet etmiştir.) Bunların öne geçmesindeki maksat, imamın okuduklarını anlamaları, imam hata ettiği zaman onu uyarmaları gerektiği zaman onlardan birisinin imamlığa geçirilmesi içindir.

2.9.263. Erkeklerden Sonra Kadınların Duracağı Yer:

Rasûlüllah, erkekleri çocukların önüne koyar, arkalarına çocukları, çocukların arkasına kadınları koyardı. (Hadisi Ahmed, Ebû Dâvûd, Buharî rivayet etmiştir.) Müslim, Nesâî, Tirmizî, Ibn Mâce ve Ebû Dâ-vûd'un Ebû Hürcyre (r.a.)'den rivayet ettiğine göre Rasûlüllah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Erkek saflarının en hayırlısı ilk saf-lir. En kötüsü ise en arka saftır. Kadınların saflarının en hayırlısı en arkadaki, en şerlisi de en öndeki saftır." Kadınların saflarının en arkadaki-nin hayırlı olmasındaki maksat erkeklere karışmaktan uzak, uygun bir yer olduğu içindir. Birinci safta bulunan kadınlar, çoğunlukla erkeklere karışma yerinde bulunmuş olurlar.

2.9.26.4. Saffm Arkasında Tek Olarak Namaz Kılmak:

Kim saffm arkasında namaz için tekbir alıp sonra saffa girerse ve imam rüku'da iken rüku'a yelişmişse namazı sahih olur. Ebû Bekir (r.a.)'dcn rivayclen; "Bir zat, Ncbî aleyhisselam rüku'da iken mescide vardı; saffa katılmadan rükû' elli. Durumu Rasûiüllah'a anlatınca Rasûlüllah şöyle buyurdu: "Allah namaza olan isteğini arttırsm, koşma!" (Hadisi Buharî, Ebû Dâvûd, Ncsâî rivayet etmiştir.) Saftan ayrı olarak namaz kılana gelince; âlimlerin çoğu kerahetle beraber namazının sahih olduğu görüşündedir. Ahmed, Ishâk, Hammâd, Ibn Ebî Leylâ, Veki', Hasan bin Salih, Nehâî, Ibn Münzîr şöyle demişlerdir; "Her kim safın arkasında lam bir rek'at kılarsa namazı bâtıl olur." Vâbısa'dan rivayeten; "Rasûlüllah safın arkasında tek olarak namaz kılan bir adam gördü de ona namazım iade etmesini emretti." (Hadîsi Buharî, Müslîm, Ebû Dâvûd, Tirmizî, Ibn Mâce rivayet etmiştir.) Ahmed'in lafzı ise şöyledir: "Rasûlüîlah'a safın arkasında tek olarak namaz kılan adam hakkında sorulunca: "Namazı iade eder," buyurdu." (Tirmizî bu hadisi hasen saymıştır. Ahmed'in isnadı iyidir.) Ali bin Şcybân'dan rivayeten: Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem, safın arkasında namaz kılan birisini görünce, adam namazı bitirinceye kadar bekledi. Sonra ona şöyle dedi: "Namazım tekrar kıl, safın arkasında tek kılanın namazı yoktur." (Hadisi Ahmed, Ibn Mâce, Bcyhakî rivayet etmiş, Ahmed, 'hadis hasendir' demiştir. İbn Scyyid'ün-Nâs ise, hadisin ravilcrinin tanınmış sika'dan olduğunu söylemiştir.)
Alimlerin çoğu, yukarda geçen, Ebû Bekre hadisine dayanarak: "Namazın bir kısmım safm arkasında kılana, Rasûlüllah namazını iadeyi emretmedi. İadeyi emrettiği durumda ise, Rasûlüllah evlâ olanı yapmada mübalağa gösterdiği için bu emri mendup olarak anlaşılır," demişlerdir. Kemâl îbn Hümâm ise, şöyle demiştir: "imamlarımız Vâbisa hadisinin mendub olarak anlamışlar, Ali bin Şeyban hadisini ise, Ebû Bekre hadisine uygun diye namazı mükemmel olmaz anlamına almışlardır. Çünkü Ebu Bekre hadisinin zahirine göre, Rasûlüllah, adama namazı iadeyi emretmediği için, namazı iade etmesi gerekmez.
Bir kimse namaza gelip safla girecek bir yer veya bir boşluk bulamazsa tek olarak kılar. Başka bir kimseyi çekmesi mekruhtur, dendiği gibi, diğer bir görüş de şöyledir: "Tekbir aldıktan sonra saftan meseleyi bilen bir kimseyi çeker. Çekilen kimsenin de geriye çıkması müstehabdır."

2.9.26.5. Safları Düzeltmek, Boş Yerleri Doldurmak:

İmamın, namaza girmeden önce boş yerleri doldurmak ve safları düzeltmek için emretmesi müstehabdır. Enes (r.a.)'den rivayel olunduğuna göre, o demiştir ki: "Rasûlüllah tekbir almadan önce yüzünü bize çevirir, safları birleştirir ve; "Düz durun" derdi. (Hadisi Buharî, Müslîm rivayet etmiştir.) Yine Buharî ve Müslîm'in Encs (r.a.)'dcn rivayetlerinde Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Saflarınızı düzeltiniz. Çünkü safları düzeltmek namazın tamamlanması için gereklidir." Numan bin Beşîr (r.a.)'den rivayet olunduğuna göre; Numan şöyle demiştir: "Rasûlüllah, bardaklar sıraya konduğu gibi saflarımızı düzeltirdi. Hattâ bizim iyice saf düzelttiğimizi anlayıp safları dü7.eltliğimize kanaat getirinceye kadar düzeltmeye devam ederdi. Bir gün bize döndüğünde, bir adamın göğsünün ileriye çıkık olduğunu görünce, şöyle buyurdu "Ya saflarınızı düzeltirsiniz, ya da Allah Teâlâ aranıza düşmanlık koyar." (Hadisi Buharî, Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî, Ncsâî rivayet etmiş, Tirmizî sahih-lcmişlir.) Ahmed ve Tabcranî'nin, Ebû Ümame (r.a.)'den pek kötü olmayan bir senetle rivayet ettiğine göre Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Saflarınızı düzeltiniz, omuzlarınızı bir hizada tutunuz. Kardeşlerinize yumuşak davranınız. Boşlukları doldurunuz. Çünkü şeytan, kuzunun gireceği kadar boş yer bile kalsa, oraya dahi girer."
Ebû Dâvûd, Ncsâî ve Beyhâkî'nin Encs (r.a.)'dcn rivayet ettiğine göre Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "ilk safı tamamlayınız, sonra ilk safı takib edenleri doldurunuz. Eğer noksan kalırsa son saftan kalsın." Bezzâr'm, Ibn Ömer'den iyi bir senetle rivayet ettiğine göre Ibn Ömer (r.a.) şöyle demiştir: "Saftaki boşluğu doldurmak için atılan adımdan daha çok mükâfalli bir adım yoktur." Ncsâî, Hâkim, Ibn Huzcymc'nin Ibn Ömer (r.a.)'dcn rivayetlerinde Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kim safı doldurursa Allah onu isteklerine ulaştırır, kim safı keserse Allah da onun iyiliklerini keser." Müslim, Nesâî, Ibn Mâce ve Ebû Davud'un Cabir bin Semûre (r.a.)'den rivayet etliklerine göre Câbir şöyle demiştir: "Rasûlüllah yanımıza çıkarak: "Meleklerin rableri katında saf olduğu gibi saf olmak istemez misiniz?" bu-
yurdu. Biz de: "Melekler rableri katında nasıl saf olur?" diye sorduk. Ra-sûlüllah: "Birinci safı tamamlar ve safları sıklaşünrlar." buyurdu."

2.9.26.6. Birinci Saffa Teşvik ve Safların Sağdan Başlaması:

Daha önce geçen hadisle Rasûlüllah salîallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştu: "Eğer insanlar, ezandaki ve birinci saftaki sevabı bilselerdi, kur'a çekmekten başka bir çare bulamasalar, kur'a çekerlerdi." Ebû Sa'îd'ü-Hudrî (r.a.)'dcn rivayeten; Rasûîüllah salîallahu aleyhi ve scl-lem ashabının birinci saftan geri kaldığını görünce onlara şöyle buyurdu: "Öne geçip bana uyunuz. Sizden sonrakiler de sizi tâkib etsinler. Bir cemaat geri kalmaya devam elliği müddetçe Allah da onları geri bırakır." (Hadisi Müslim, Ncsâî, Ebû Dâvûd ve İbn Mâce rivayet etmiştir.) Ebu Dâvûd ve İbn Mâce'nin Âişe'dcn (r.a.) rivayetlerine göre Rasûlüllah sal-laliahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Allah ve melekleri safların sağ tarafında namaz kılanlara salâl eder." Ahmcd ve Taberânî'nin sahih bir sencılc Ebû Ümamc (r.a.)'den rivayetlerinde; Rasûlüllah salîallahu aieyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Allah ve melekleri birinci safta kılanlara salât eder." Ashab; "İkinci safiakilcrc de ederler mi?" diye sorunca Rasûlüllah salîallahu aleyhi ve sellem: "Allah ve melekleri birinci safla kılanlara salât eder," buyurdu. Ashab: "İkinci saftakiicre de aynı mı?" diye soruyu tekrarlayınca Rasûlüllah salîallahu aleyhi ve scİlcm; "İkinci saftakilere de," buyurdu.

2.9.27. İmâmın Ardında, Tebliğ Etmek

İmamın sesi cemaate ulaşmadığı zaman, ihtiyaç duyulursa imamın ardında tebliğ etmek müstchabdır. Eğer imamın sesi cemaate ulaşırsa o zaman tebliğ etmek imamların itüfakınca mekruhtur ve bid'attir.

2.10. MESCIDLER
2.10.1. Tüm Yeryüzü Mesciddir.

Allah Teâlâ sadece bu ümmete mahsus olarak yeryüzünü temiz ve 'mescid' kılmıştır. Müslümanlardan herhangi bir kimse namaz vaktine ererse, erdiği yerde kılsın. Ebu Zer şöyle demiştir: "Ya Rasûlallah! Yeryüzünde ilk yapılan mescid hangisidir?" diye sorduğumda: "Mescîd-i Haram" buyurdu. "Sonra hangisi?" dedim. "Mescîd-i Aksa" buyurdu. "Ara-iarmda ne kadar zaman var?" dedim. "40 sene" buyurdu. Sonra: "Namaza nerde yetişirsen kıl, orası mesciddir," buyurdu. Bir rivayette "Yeryüzü-
nün hepsi mesciddir." buyurdu. (Hadisi Buharı, Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce rivayet etmiştir.)

2.10.2. Mescid Yapmanın Fazileti
Osman'dan (r.a.) rivayeten Rasûiüllah salîallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kim Allah'ın rızasını kazanmak için bir mescid yaparsa, Allah Teâlâ ona cennette bir ev yapar."
Ahmed, İbn Hibbân ve Bezzâr'm, ibn Abbâs (r.a.)'dan sahih bir senetle rivayet ettiklerine göre; Rasülüliah salîallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kim, yumurtlamak için bir kuşun yaptığı yuvası kadar, Allah için bir mescid yaparsa, A Hah ona cennetle bir ev yapar."

2.10.3. Mescide Yönelirken Yapılacak Dua

Mescide yönelirken aşağıdaki duaları yapmak sünnettir: Ümmü Seleme demiştir ki: "Rasûlüllah evinden çıktığı zaman şöyle derdi:
"Allah'ın adıyla Allah'a tevekkül eltim. Allah'ım sapmaktan ve saptırılmaktan, kaymaktan ve kaydırılmaktan, zulmetmekten ve zulmedilmek-len, cehalet yapmak ve cehalete uğratılmaktan sana sığınırım." (Hadisi Tirmizî, Ncsâî, İbn Mâce ve Ebû Dâvûd rivayet etmiş, Tirmizî sahihle-miştir.)
Tirmizî, Ncsâî ve Ebû Davud'un rivayet ettiği ve Tirmizî'nin hasen saydığı hadisle Rasûlüllah saİlallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Bir kimse evinden çıktığı zaman:
"Allah'ın adıyla. Allah'a tevekkül etlim. Kudret ve kuvvet ancak Allah'ındır." derse, o kimseye: "bu sana yeler, hidayete erdin, isteğin verilecektir," denir. Ve şeytan o kimseden uzaklaşır."
Buharı ve Müslim'in İbn Abbâs (r.a.)'dan rivayet ettiklerine göre Rasûlüllah şöyle söyleyerek namaza çıkmıştır:
"Allah'ım kalbime nur, gözüme nur, kulağıma nur, sağıma nur, arkama nur, damarlarıma nur, etime nur, canıma nur, saçıma nur, derime nur kıl." Müslim'in bir rivayetinde de:
"Allah'ım kalbime nur, dilime nur, kulağıma nur, gözüme nur, arkama nur, önüme nur, üslüme nur, allıma nur kıl. Allah'ım bana nur, ver." şeklindedir.
Ahmed, İbn Huzcyme ve İbn Mâcc'nin Ebu Sa'îd'dcn rivayet ettikleri, Hâfız'm hasen saydığı hadiste, Rasûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kişi evinden namaza çıktığı zaman:
"Allah'ım senden isleyenlerin ve sana koşanların hakkı için senden istiyorum. Ben nimetlerini inkâr ederek, şükür etmeyerek gösteriş ve işittirmek için çıkmıyorum. Gazabından korkarak, sana sığınarak çıkıyorum. Cehennemden beni kurtarmanı, günâhlarımı affetmeni istiyorum. Senden başka günâhları affeden yoktur." derse, Allah bu kimse için istiğfar etmek üzere yetmiş bin melek vazifelendirir. Ve namazını bitirinceye kadar Allah ona teveccüh eder."

2.10.4. Mescide Girerken ve Çıkarken Yapılacak Dua

Mescide girenin sağ ayağıyla girerek şöyle demesi sünnettir:
"Kovulmuş şeytandan büyük olan Allah'a, kerîm olan rahmetine, kadîm olan saltanatına sığınının, Allah'ın adıyla, Muhammed'c rahmet el. Allah'ım günâhlarımı affet. Rahmet kapılarını bana aç."
Mcsciddcn çıkmak istediği zaman ise sol ayağı ile çıkarak şöyle demesi sünnettir:
"Allah'ın adıyla. Allah'ım, Muhammed'e rahmet el. Fazilet kapılarını bana aç. Günâhlarımı affet. Allah'ım, kovulmuş şeytandan beni koru."

2.10.5. Mescide Koşmak ve Oturmanın Fazileti

Buharı, Müsiîm ve Ahmed'in Ebu Hureyre (r.a.)'dcn rivayetlerinde Nebî aleyhisselâm şöyle buyurmuştur: "Kim mescide gidip dönerse her gidip gelişinde Allah ona mükâfat olarak cenneti hazırlar."
Ahmcd, İbn Mâce, Ibn Huzeyme, Ibn Hibbân ve Tirmizî'nin rivayet edip hasen saydığı, Hâkim'in rivayet edip sahih saydığı ve Ebû Sa'îd'den rivayet ettikleri hadiste Nebî aleyhisselâm şöyle buyurmuştur: "Kişinin mescide gidip geldiğini gördüğünüz zaman mümin olduğuna şahitlik edin. Çünkü Allah Teâlâ; "Mescidleri ancak Allah'a ve âhir et gününe iman edenler imar eder." buyurmuştur."(26)
Müslim'in Ebu Hüreyre (r.a.)'den rivayetinde Nebî aleyhisselâm şöyle buyurdu: "Kim evinde abdest alır, sonra Allah'ın mescidlerinden birisine Allah'ın farzlarından birini eda etmek için yürürse onun adımlarından birisi hatalarını siler, diğeri ise derecesini yükseltir."
(26) Tevbe: 18.
Tabcrânî ve Bezzâr'm sahîh bir senetle Ebû Derdâ'dan rivayetlerinde Nebî aleyhisselam şöyle buyurmuştur: "Mescit her takva sahibinin evidir. Mescidini ev edinen herkesi Aliah Teâlâ rahatlatmaya, rahmeliyle sırattan geçirmek suretiyle rızasına ve cennetine kavuşturmaya kefil olmuştur. "
Bu konuda: "Sizi hataları silen ve dereceleri yükselten bir şeye sev-kedeyim mi?" şeklinde başlayan hadis daha önce geçmiştir.