NAMAZI BOZANLAR
Aşağıdaki durumlar namazı bozarlar:
2.14.1. Kasden Yemek ve içmek
İbn Münzîr şöyle demiştir: "Alimlerin icmai ile kasden farz namazlarda yiyip
içenin namazı iade etmesi icab eder. Âlimlerin çoğuna göre nafile namaziarda da
durum aynıdır. Çünkü farzı iptal eden şey nafileyi de iptal eder."
2.14.2. Namazla İlgili Olmayarak Kasden Konuşmak
Zeyd bin Erkam (r.a.)'dan rivayet olunduğuna göre; o demiştir ki: "Biz namazda
konuşurduk. Öyleki bizden birisi namazda yanındaki arkadaşıyla konuşurdu. Sonra
şu âyet nazil oldu: "Allah için gönülden boyun eğerek (kânit) namaz kılımz."(29)
Bundan sonra sükût ile emrolunarak konuşmaktan nchyolunduk." (Hadîsi Buharî,
Müslim, Tirmizî, Nesâî, Ebû Dâvûd ve İbn Mâce rivayet etmiştir.) İbn Mes'ûd
(r.a.)'dan rivayet olunduğuna göre; o demiştir ki: "Biz Rasûlüllah'a namazda
iken selâm veri-
(29) Bakara: 238.
yorduk. O da selâmımızı alıyordu. Necâşî'nİn yanından dönünce Rasûlül-iah'a
selâm verdik, selâmımızı almadı. Biz de: 'Ya Rasûlaİlah, namazda iken sana selâm
verirdik, selâmımızı alırdın?' diye sorduk. Rasûlüîlah; "Namazın içinde de
meşgul olunacak şeyler vardır," buyurdu." (Hadisi Buharî ve Müslim rivayet
etmiştir.)
Namazda bir kimse, konuşmanın hükmünü bilmeyerek veya unutarak konuşursa namazı
sahihtir. Muaviyc bin Hakem cs-Sülcmî'dcn rivayet olunduğuna göre; o demiştir
ki: "Rasûlüllah'la beraber namaz kılarken biri aksırdı. Aksırana "yerhamüke'llah"
dedim. Cemaat gözlerini bana dikti. Ben de; 'ey anneniz yok olası insanlar; ne
oluyor size, bana bakıyorsunuz?' dedim. Ellerini dizlerine vurmaya başladılar.
Beni susturmaya çalıştıklarını görünce ben de sustum. Rasûlüîlah namazını
kılınca, ona: "Annem babam sana feda olsun. Senden önce ve sonra daha güzel bir
öğretici görmedim," dedim. Allah'a yemin olsun ki, yüzünü bana ekşitmedi, beni
dövmedi ve bana kötü söz söylemedi. Buyurdu ki: "Bu namazda insan kelâmından bir
şey konuşmak uygun olmaz. Çünkü namaz teşbih, tekbîr ve Kur'ân okumaktan
ibarettir." (Hadîsi Müslîm, Ahmcd, Ebû üâvûd ve Nesâî rivayet etmiştir.) Muaviyc
bin Hakem namazda konuşmanın hükmünü bilmediği için namazda konuşmuştu.
Rasûlüîlah sallallahu aleyhi ve sellem ona namazı iade etmesini emretmedi.
İnsan kclâmıyla namazın bozulmamasma gelince; Ebû Hüreyre (r.a.)'nin rivayet
etmiş olduğu hadiste Ebû Hüreyre (r.a.) demiştir ki: "Rasûlüîlah, bize Öğle ve
İkindi namazını kıldırdı. Selâm verince sahabeden Zülycdeyn şöyle dedi: 'Ya
Rasûlaİlah namaz mı kısaldı, yoksa sen mi unuttun? Rasûlüîlah şöyle buyurdu:
'Namaz kısalmadı ve ben de unutmadım.' Zülyedcyn: 'Bilâkis unuttun, Ya
Rasûlalİah,' deyince Nebî aleyhisselâm şöyle buyurdu: 'Zülyedeyn'in dediği doğru
mu?' 'Evet', dediler. Rasûlüîlah iki rek'at daha kildi ve sonunda iki secde
yaptı." (Hadisi Buharı ve Müslîm rivayet etmiştir.) Malikîlcr, örfen, çok
olmaması ve teşbih ile maksat anlaşılmaması durumunda namazdaki yanlışı
düzeltmek için konuşmayı caiz görmüşlerdir. Evzaî şöyle demiştir: "Bir kimse
namazdaki yanlışı düzeltmek için kasden konuşursa namazı bâtıl olmaz. Nİ-tekim
ikindi namazını kıidiran bir adam, Kur'an'ı açıktan okuyunca arkasındaki
cemaatten biri; "Bu ikindi namazıdır," dedi ve namazına devam etti."
2.143. Kasden Ameli Kesîr (Çok îş) Yapmak
Alimler, ameli kesîr (çok iş) ve ameli kalîl (az iş) hakkında İhtilâf
etmişlerdir. Kimisi, 'uzaktan bakan bir kimse "kesin olarak bu adam na-
mazda değildir" diyecek durumda ise, bu ameli kesîrdir. Onun dışında yapılan
hareketler ameli kalildir,' demişlerdir. Kimisi, 'bakan kimse, "bu hareketleri
yapan kimse namazda değildir," diye hayal ederse ameli kesîr olur,' demişlerdir.
Nevevî şöyle demiştir: "Namaz emsinden olmayan fiiller eğer çok olursa,
tartışmasız namazı bozar. Eğer az olursa, yine tartışmasız namazı bozmaz. Doğru
olan da budur. Sonra, alimler ameli kesîr ve ameli kalili ayırmakta dön görüşe
ayrıldılar." Nevevî bunlardan dördüncü görüşü seçerek, "meşhur ve sahih olan
görüş budur," demiştir. Nevevî ve alimlerin çoğunluğu: "bu hususta âdete dönmek
gerekir. İnsanların az saydığı şeyler, (meselâ; işaretle selâma cevap vermek,
nalınları çıkarmak, sarığı çıkarmak veya başa koymak, hafif elbise giymek veya
çıkarmak, çocuğu sırtına almak veya yere koymak, önünden geçenlere engeî olmak,
elbisesindeki tükürüğü gidermek ve buna benzer durumlar) namaza zarar
vermezler," görüşündedir. İnsanların çok saydığı şeyler (mesela; birbirini takib
eden çok adım almak, birbiri ardınca işler yapmak) namazı bozar. Ncvevi devamla
demiştir ki: "Ashab, ameli kesirin, birbiri ardınca devam elmesi halinde namazı
bozduğunda ittifak etmişlerdir. Eğer bu ameller ayrı ayrı zamanlarda olursa,
(meselâ; bir adım atıp durmak sonra bir adım veya iki adım daha atıp arada bir
zaman geçerse, bu adımların tekerrür etmesi yüz kere veya daha çok da olsa)
tartışmasız olarak namaza zarar vermez. Teşbihle, teşbih çekmek, düğüm
düğümlemek, düğüm çözmek veya parmakla teşbih çekmek gitti zamanlarda parmakları
hareket ettirmeye gelince; sahih ve meşru olan görüşe göre bunlar arka arkaya
devamlı yapılsa bile namazı bozmaz fakat mekruhturlar. Şafiî: 'eliyle âyetleri
sayarsa namazının bozulmadığını fakat evlâ olanın bunun terkedilmesi olduğunu.'
ifade etmiştir."
2.14.4. Özürsüz Kasden Bir Şartı Veya Rüknü Terketmek
Buharı ve Müslim'in rivayetlerinde; Nebî aleyhisselam, namazını güzel kılmayan
Arabi'ye: "Dön namazını kıl, çünkü sen kılmadın," buyurmuştur. (Daha önce bu
hadis geçmiştir.) lbn Rüşd şöyle demiştir: "Alimlerin ittifakıyla temiz olmadan
namaz kılanlara namazını iade etmek gerekir. İster bilerek, ister unutarak
olsun. Kasden ve unutarak kıbleden başka tarafa yönelerek kıian da böyledir.
Hülâsa olarak namazın şartlarından birisini ihlâl edene namazı iade elmek
gerekir. Namaz kılanın, özürsüz olarak, namazı bozan şeyleri (müfsit) yapması
haramdır. Ancak imdat isteyene yardım, boğulmakta olanı kurtarmak ve benzeri
durumlarda namazdan çıkıp bunlara yardıma koşması vacibdir." Hanefîler ve
Hanbelîler; "Az da
olsa, kendi malının veya başkasının malının zayi olmasından korkan kişinin,
çocuğun elem duymasından korkan kadının, ayrıca tencerenin taşması veya atının
kaçması gibi durumlarda kişinin namazı kesip o işlerle meşgul olması mubahtır,"
demişlerdir.
2.14.5. Namazda Gülmek ve Tebessüm Etmek
lbn Münzîr; gülmenin namazı bozduğuna dair icmâ nakletmektedir. Nevevî; "bu icma,
iki harf zahir olması durumuna hamledilir," demiştir. Ekseri ulema; "tebessümde
bir beis yoktur," demişlerdir. Eğer gülmek kişiye galip gelir de onu defetmeye
gücü yetmezse, az gülmekle namazı bozulmaz, çok olursa bozulur. Az veya çok
gülmenin ölçüsü Örfdür.