VEDÎ'A (EMANET VERME)
Tanımı
Vedî'a; «terkettî» manasına gelen «vede'a»dan türetilmiştir.
Kişinin başkasının yanına, onu muhafaza etmesi için koyduğu şeye «vedî'a» denir.
Çünkü onu emanetçinin yanma «ter-ketmiş»tir.
36.2. Hükmü
Emanet bırakmak ve almak caizdir. Onu korumaya kadir olduğunu bilen kişinin
emaneti kabul etmesi müstehabdır. Emanetçinin, onu benzerlerini koruduğu gibi
koruması vacibdir.
Vedi'a, emanet alanın yanında bir emanettir. Sahibi onu istediğinde Allah
Teâlâ'nnı şu buyruğu gereğince iade etmesi vacibdir :
«Şayet birine emanet ederseniz, emanet edilen kimse emaneti iade etsin, Rabbi
olan Allah'dan sakmsm.»
(Bakara: 283) «Emaneti, sana emanet edene iade et.- hadisi geçmişti.
36.3. Tazmin
önceki konuda geçen, Beyhakî'nin rivayet ettiği hadis gereğince; emanet
bırakılan, emanetin telef olmasında ihmali veya kastı bulunmadığında onu tazmin
etmez.
Amr bin Şuayb'ın, babası yoluyla dedesinden rivayetine göre, Nebi aleyhisselam
şöyle buyurmuştur:
«Emanet bırakılan kimse, onun zararını tazmin etmez.» (Hadisi Ibn Mâce
kaydetmiştir.)
Beyhaki'nin rivayet ettiği hadiste de: «Emanet bırakılan za tazmin etmez»
buyurulmaktadır.
Ebû Bekir (r.a.), bir torbada bulunan vedia'nın, torbanın yırtılması dolayısıyla
kaybolması halinde, tazmin gerekmediğine hükmetmiştir.
Urve bin Zübeyr, Ebu Bekir bin Abdurrahman bin Haris bin Hişam'a, Mus'ab
oğullarının mallarından bir mal vedî'a bıraktı. Ebû Bekir (r.a.)'in yanında
malın tamamı veya bir kısmı telef oldu. Urve ona: «Tazmini sana düşmez, sen
sadece emanetçisin» dedi. Ebü Bekir (r.a.) ise: «Üzerime tazminin gerekmediğini
biliyorum. Fakat Kureyş, emaneti telef ettiğimi söylememen1.» dedi. Sonra
malının bir kısmını satıp, onu Ödedi.
36.4. Emanet Bırakılanın Sözü, Yemini ile Birlikte Kabul Edilir
Bir emanetçi, vedi'anm kendi ihmali olmaksızın telef olduğunu iddia ederse, onun
bu sözü, yemini ile birlikte kabul edilir. İbn Münzir şöyîe demiştir:
«Kendisinden ilim hıfz ettiğimiz kimselerin tümü, «emanetçi emaneti sakladıktan
sonra, onun zayi olduğunu söylerse, onun bu sözü kabul edilir,» görüşünde ic-ma
etmiştir.»
36.5. Vedîa'nın Çalındığını İddia Etmek
Fetâvâ'nm muhtasarında îbn Teynıiye şöyle demiştir: «Kim bir emaneti, kendi mah
ile birlikte koruduğunu ve kendi malı alınmadığı halde vedi'anm çalındığını
iddia ederse, bu ona tazmin ettirilir.»
Ömer (r.a.), kendi malı alınmadan sırf vedî'anın çalındığını iddia eden Enes bin
Malik'e emaneti tanzim ettirmiştir.
36.6. Yanında Başkasının Emaneti varken Ölen Kimse
Yanında başkasının emaneti bulunduğu sabit olduğu halde ölüp, terekesi arasında
mal bulunmayan kimse, bu malı borçlanmış olur ve mal, bıraktığı mirastan ödenir.
Kendi el yazısıyla yazılmış olarak vedî'ayı aldığını ve ödediğini ikrar eden bir
yazı bulunursa, buna itimad edilir. Çünkü, kitabet tanındığı zaman, kitabet ile
ikrar arasında bir fark kalmaz, ona da ikrar gibi i'timad olunur.
Otuzyedinci Bölüm GASB
37.1. Tanımı
Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle buyuruluyor :
■Gemi denizde çalışan bir kaç yoksula aitti. Onu kusurlu kılmak istedim, çünkü
peşlerinde her sağlam gemiye zorla el koyan bir hükümdar vardı.» (Kehf : 79)
Gasb; bir şahsın, başkasının hakkını zorla, zulm olarak alıp el koymasıdır.
37.2. Hükmü
Gasb, haramdır ve faili günahkâr olur. Allah Sübhanehû şöyle buyuruyor:
«Aranızda mallarınızı haksız yere yemeyin» (Bakara: 188)
Buhari ve Müslim'in rivayet ettiği veda hutbesinde Allah Ra-sûlü aîeyhisseîam
şöyle buyuruyor: «Kanlarınız mallarınız ve ırzlarınız, bu beldenizdeki bu
ayınızın bu günü gibi birbirinize haramdır.»
Buhari ve Müslim'in Ebû Hüreyre (r.a.)'den rivayetine göre, Nebi aîeyhisseîam
şöyle buyurmuştur : «Zina eden, zina ederken mü'min olarak zina etmez. Şarab
içen, içerken mü'min olarak şarap içmez. Hırsızlık yapan, çalarken mü'min olarak
çalmaz. Gasbeden, insanların gözleri Önünde olmayan şeyi gasbe-derken, mü'min
olarak gasbetmez.»
Sâid bin Yezid'in babasından rivayetine göre, Nebî aîeyhisseîam şöyle
buyurmuştur: «Biriniz kardeşinin mabnı ne cidden ne de oyun olsun dîye almasın.
Biriniz kardeşinin asasını aldığı zaman, onu geri versin.» (Hadîsi Ahmed, Ebû
Davud ve Tir-mizi kaydetmiş, Tirmizi «Hasen> demiştir.)
Darekutni'nin Enes'den rivayetine göre. Nebi aleyhisseîam şöyle buyurmuştur:
«Müslüman kişinin malı, gönül rızası olmadıkça helal değildir.»
Başka bir hadiste Nebî aleyhisseîam; «Kardeşinin elindeki malı alan kimseye
Allah cehennemi vacib, cenneti ise haram kılar.» buyurdu. Biri: «Ey Allah'ın
Rasûlü! Ya basit bir şey olursa.- diye sordu. Nebi aleyhisseîam: «Erak ağacının
bir misvak odunu bile olsa böyledir.» buyurdu.
Buhari ve Müslim'in Âişe (r.a.)'den rivayetine göre, Nebî aleyhisseîam şöyle
buyurmuştur : «Yerden bir karış kadarcık zulüm eden kimsenin boynuna, Allah, o
yerin yedi katmı, halka olarak geçirir.»
37.3. Toprağı Gasbedip, Üzerine Ekin Ekmek, Ağaç Dikmek veya Bina Yapmak
Kim gasbedilmiş bir toprağı ekerse, ekin hasad edilmemiş-se sahibinindir.
Gasbedene ekim ücreti verilir. Eğer ekini hasad etmişse, sahibine kirasını
verir.
Eğer oraya ağaç dikilmişse, diktiği ağaçlan sökmesi gerekir. Gasbedilen toprağa
bina yaptıysa, yaptığı binayı yıkması va-cibdir.
Râfi' bin Hadic'in naklettiği hadiste, Allah Rasûlü sallalla-hu aleyhi ve sellem
şöyle buyurmuştur: «Bir kavmin toprağını, izinsiz olarak eken kimseye ekinden
birşey yoktur. Ona masrafı verilir.» (Hadisi Ebû Dâvûd, îbn Mâce, Tirmizî ve
Ahmed kaydetmiş, Tirmizı «Hasen» demiştir.)
Ahmed, «kıyasa aykırı da olsa, istihsan ile bu hükmü mez-heb edindim.» demiştir.
Ebû Dâvûd ve Darekutni'nin kaydettiği, Urve bin Zübeyr hadisine göre, Allah
Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur : «Kim bir toprağı İhya
ederse, onundur. Zalimin terine (çabasına) karşılık bîr hakkı yoktur?»
Urve şöyle demiştir: «Bu hadisi bana nakleden, anlattı ki, iki adam Allah Rasûlü
sallallahu aleyhi ve sellem'e gelip, muhakeme oldular. Birisi diğerinin
toprağına hurma ağacı dikmiş. Nebî aleyhisseîam toprağın toprak sahibine ait
olduğuna hükmetti. Ekene de hurmaları sökmesini emretti.» Ravi dedi ki: ■Onu,
ağaçların diplerine baltayla vurup, keserken gördüm. Hurma ağaçlan uzamış idi.»
37.4. Gasbedilen Şeyi Kullanmanın Haramhğı
Gasb olunan şey, haram olmayı sürdürür. Gasbedilen maldan herhangi bir şekilde
istifade etmek helal değildir.
Geliri (neması) var ise, bu ister ayn olsun, ister bitişik, sahibine iade
edilmesi vacibdir.
Semure (r.a.)'ın hadisinde Nebi aleyhisseîam şöyle buyurmuştur : «Gâsıb, aldığı
şeyi iade edinceye kadar, zamin (zararı tazmin edici) dir.» (Hadisi Ahmed, Ebû
Dâvûd, Hâkim ve îbn Ma-ce kaydetmiş, Hakim «Sahih» demiştir.)
Gasbedilen mal telef olursa, gasbedenin onun benzerini veya kıymetini iade
etmesi gerekir. Bu ister onun fiiliyle, isterse semavi bir afet sonucu telef
olsun, farketmez.
Malikiler, altın ve gümüş dışındaki mal ve hayvan veya diğer ölçülüp
tartılamayan şeylerin gasbedilip, telef olduğu zaman kıymetinin tazmini
gerektiği görüşündedirler.
Hanefi ve Şafi'ilere göre, onu telef veya ifsad eden kimsenin, benzerini tazmini
gerekir. Benzeri bulunuyorsa kıymetini veremez.»
Alimler, ölçülen ve tartılan şeyler gasbedilip telef olduklarında, benzeri
bulunduğu zaman, benzeri ile tazmin edileceğinde İttifak etmişlerdir. Çünkü
Allah Teâlâ: -Size tecavüz edene, size tecavüz ettikleri gibi tecavüz edin.»
(Bakara : 194) buyurmuştur. Gasıbm iade mükellefiyeti, bulûğa ergin biri
olduğun-dadır.
Gasbediîen şey noksanlaştığı zaman, bu eksiklik ister kendisinde (ayn) olsun,
isterse bir özelliğinde bulunsun, onun kıymetini ödemesi vacibdir.
37.5. Malı Müdafaa
Kişinin, biri onu gasbetmek istediği zaman malını müdafaa etmesi gereklidir.
Müdafaa hafifçe olur. Eğer hafifçe müdafaa işe yaramazsa neticesi onunla vuruşma
bile olsa malını şiddetle müdafaa eder.
Alîah Rasûlü sallaîlahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur : «Malını korurken
Ölen, şehiddir. Kanını korurken ölen şe-hiddir. Dinini korurken ölen, şehiddir.
Ailesini korurken ölen, şehiddir.» (Hadisi Buhari, Müslim ve
Tirmizî kaydetmiştir.)
37.6. Malını Başkasının Yanında Bulan, Ona Müstehaktır
Malı gasbedilmiş olan kimse, malını başkasının yanında bulduğunda, gasbeden bunu
başkasına satmış bile olsa, o malda hak sahibidir. Çünkü gasbeden onu sattığı
sırada, mala malik değildi. Satış akdi bu yüzden sahih olmamışın-.
Bu durumda, müşteri ödediği ücreti geri almak için gasbe-dene başvurur,
Ebû Dâvûd ve Nesâi'nin Semure tr.a.) 'den rivayetine göre, Nebi aleyhisselam
şöyle buyurmuştur: «Malının aynını biri yanında bulan kimse, o mala hak
sahibidir. Sahibi, satana başvurur.»
37.7. Kafes Kapısını Açmak
İçinde kuş bulunan kafesin kapısını açan ve onu uçuran kimse, kuşun değerini
tazmin eder.
Kişi, kuş bulunan kafesin kapısını açar ve kuş uçarsa, veya bağlı olan devenin
bağını çözer ve deve kaçarsa hükmün ne olacağı hususunda alimler ayrılığa
düşmüşlerdir:
Ebû Hanife; «Her halükârda onu tazmin etmez.» demiştir.
Malik ve Ahmed ise; «Onu tazmin eder. Hayvan ister hemen ardından, isterse daha
sonra kaçsın farketmez.» demişlerdir.
Şafi'î'den iki görüş nakledilmiştir:
Eski görüşü: «Mutlak olarak tazmin gerekmez.» Yeni görüşü ise: «Açılmanın
ardından uçarsa, tazmini gerekir. Eğer bekler sonra uçarsa tazmin etmez.»
şeklindedir.