KİMLERİN KESTİĞİ HAYVANIN
ETİ YENİLMEZ?
1977 Kur'ân-ı Kerîm'de:
"Bugün size bütün iyi ve temiz (nimetler) helâl
kılındı. Kendilerine kitap verilenlerin yiyeceği sizin için
helâl olduğu gibi sizin yiyeceğiniz de onlar için
helâldir"(19) hükmü beyan buyurulmuştur. Tevrat ve
İncil'e göre amel eden ehl-i kitab'ın; Allahû Teâla
(cc)'nın ismini anarak (yani besmele çekerek) kestiği
hayvanın eti helâldir.(20) Fakat Allahû Teâla (cc)'nın
ismine; kendi inancından bir akideyi atıf yaparak keserse
(Meselâ: Bismillahi ve ruhû'l kudüs, Bismillâhi ve isa vs.) o
hayvanın etini yemek haram olur. Bunun dışında; bugünkü
ehl-i kitab; Resûl-i Ekrem (sav) ve Sahabe dönemindeki ehl-i
kitab'la aynı mıdır? suali çerçevesinde birçok farklı
görüş ileri sürülmüştür. Şöyle ki; Resûlullah (sav)
dönemindeki ehl-i kitab ihtilâf ettikleri konularda, Tevrat
veya İncil'in hükümlerine tâbi oluyorlardı. Nitekim Abdullah
b. Ömer (ra)'den şu şekilde rivayet edilmiştir: Resûlullah
(sav)'a; zinâ etmiş bir yahudi erkekle, bir yahudi kadın
getirmişler. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (sav): "- Zinâ
eden bir kimseye siz Tevrât'ta ne (ceza) buluyorsunuz?"
sualini tevcih etmiştir. Yahudilerden birisi: "- Yüzlerini
siyaha boyar, kendilerini hayvan üzerine bindirir ve yüzlerini
birbirine ters döndürürüz. Bu şekilde sokaklarda
dolaştırırız" cevabını verir. Resûlullah (sav):
"- Doğru söylüyorsanız, o halde Tevratı getirin"
diye emreder. Yahudiler hemen Tevrat'ı getirip, okumaya
başlarlar. Recm ayetine gelince, okuyan genç yahudi elini o
ayetin üzerine koyar, evvelini ve sonunu okur. Recm ayetini
gizlemiştir. Abdullah b. Selâm; Resûl-i Ekrem (sav) ile
birliktedir ve Tevrat'ı çok iyi bilmektedir. Resûlullah'a:
"- Buna emir buyur da, elini kaldırsın" diyerek
istirhamda bulunur. Yahudi elini kaldırınca recm ayetini
gizlediği ortaya çıkar. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (sav)
her ikisinin de (Tevrat'ın hükmüne göre) recmedilmesini
emretmiştir. Abdullah b. Ömer (ra): "- Ben de onları
recmedenler arasındaydım. Yemin olsun Yahudinin kadını kendi
vücûdu ile koruduğunu gördüm"(21) buyurmuştur.
Rivayetten anlaşılacağı üzere o dönemde "Ehl-i
kitap" aralarındaki ilişkilerini şeriatlarına göre
düzenlemeyi kabul ediyorlardı.
1978 Resûl-i Ekrem (sav)
döneminde; Yahudi ve Hristiyanların, hayvan kesimi hususundaki
itikadları: "- Keserken mutlaka Allah'ın ismi
anılmalıdır. Aksi halde helâl olmaz" noktasındadır.
Müslüman olarak Abdülvahid Yahya ismini alan Rene Guenon:
"Modern batının hristiyan olduğu söylenir. Ama bu
yanlıştır. Modern tavır temelde din düşmanı olduğu
için, Hristiyanlığa da düşmandır"(22) hükmünü
zikrediyor. Bilindiği gibi; halkının büyük çoğunluğu
Hristiyan olan ülkelerde; felsefi hareket büyük güç
kazanmıştır. Esasen bugün; İncil'in hükümlerine göre
yönetilen, herhangi bir devlet de mevcut değildir. Ancak ehl-i
kitap olan (lâikliği reddeden) ferdlerin varlığı mâlumdur.
1979 "Kendilerine kitap
verilenlerin yiyeceği sizin için helâl olduğu gibi, sizin
yiyeceğiniz de onlar için helâldir" Âyet-i Kerîme'sini;
"Allah (cc)'tan başkasının adı anılmadıkça, kitap
ehlinin yemeği size helâldir" şeklinde tefsir eden ûlema
çoğunluktadır. Çünkü Bakara Sûresi'nde "Haram
yiyecekler" zikredilirken: "Bir de Allah'dan başkası
için kesileni kat'iyyen haram kıldı" hükmü yer
almıştır. Bu iki Âyet-i Kerîme; birbirinin hükümlerini
tahsis eder. Dolayısıyla ister müslüman, ister ehl-i kitab
olsun; Allah'ın ismini anmak ve O'na kat'iyyen ortak koşmamak
zorundadır. Eğer Allah'ın ismi ile beraber; herhangi bir
tağut'un ismi anılırsa, yenmesi helâl olmaz. Nitekim Allahû
Teâla (cc)'nın varlığını inkâr eden ve hiçbir dine mensup
olmayan kimselerin; kestiklerinin, haram olduğu hususunda
ittifak vardır.(23)
1980 Veseni (Heykellere ibâdet
eden) Mecûsi ve mürted'in kestiği (hayvanın eti) yenilemez,
haramdır.(24) Mecûsilerle ilgili olarak sorulan bir suale
Resûl-i Ekrem (sav): "Onlarla, ehl-i kitap ile gittiğiniz
yoldan gidiniz. (Muameleniz aynı olsun) Ancak bunu; onların
kadınları ile evlenmeden ve kestikleri hayvanın etini yemeden
yapınız"(25) şeklinde cevap vermiştir. Mâlum olduğu
üzere; putlara ibâdet edenlerin kestiği (hayvanın eti)
yenilemez.
1981 Bilindiği gibi İhrâmlı
kimsenin avlanması haram kılınmıştır. Dolayısıyla ihrama
giren kimsenin av hayvanlarından kestiği de yenilemez. Ayrıca
Harem'de kesilen hayvanın etinin yenilmesi de câiz
değildir.(26) Daha önce Hacc bahsinde "İhrama giren
kimsenin cinâyetleri" başlığı altında, bu konuyu izâh
etmiştik!..(27) Sonuç olarak; hayvan kesen kimsenin tevhide
bağlı olması (müslüman) veya tevhid iddiasında bulunması
(ehl-i kitap) şarttır. Bunun dışında; keserken Allahû
Teâla (cc)'dan gayrının adını anmaması gerekir. Allahû
Teâla (cc) ile birlikte herhangi birisinin (Atıf yapılarak)
anılması da; kesilen hayvanın etini haram kılar.
1982 Hayvanı kesecek kimsenin;
bülûğa ermiş olması şart değildir. Yaptığı işin
mâhiyetini bilen ve usûle uygun hareket edebilen; bir
çocuğun, kestiği hayvanın eti helâldir. Bu hususta;
cinsiyetin de, herhangi bir önemi yoktur. Dolayısıyla hayvan
kesimini kadın da yapabilir(28)
1983
Hayvanı kesecek kimsenin; bütün azalarının sâlim olması da
gerekmez. Nitekim İbn-i Münzir: "Dilsiz (Ahras) kimsenin
kestiği hayvanın eti yenilebilir"(29) hükmünde,
icmânın varlığını kaydeder. Ehl-i Kitab olan kadın ve
çocuk da; Allah (cc) adını anmak sûretiyle kesebilir.(30)
Sonuç olarak; ihrama girmiş kimsenin dışında herkes (Erkek,
kadın, çocuk vs.) Allahû Teâla (cc)'nın adını anmak ve
usûle riâyet etmek sûretiyle hayvanı kesebilir. Bütün
mesele Allahû Teâla (cc)'ya iman eden veya tevhide
inandığını iddia eden (Kitap ehli) bir kimsenin; "Allah
(cc) adını anarak ve hiçbirşeyi O'na ortak koşmayarak"
kesim işini yapmasıdır. Mürted, veseni ve mecûsi kadın da;
tıpkı erkek gibidir, kestikleri yenilemez. Çünkü bunların
herhangi bir kitabı yoktur.