YEMİN'İN TARİFİ, RÜKNÜ,
HÜKMÜ VE MÂHİYETİ
1995 Kur'ân-ı Kerîm'de:
"Allah sizi yeminlerinizdeki lağvden dolayı sorumlu
tutmaz. Fakat kalblerinizin azmettiği yeminler yüzünden
muaheze eder. Bunun da keffâreti ailenize yedirmekte
olduğunuzun orta (derece) sinden on yoksulu doyurmak, ya onları
giydirmek, yahud bir köle azâd etmektir. Fakat kim (bunları)
bulamaz, (bulmaya muktedir olamaz)sa üç gün oruç tutması
lâzımdır. İşte bu and (yemin) ettiğiniz vakit, (Onları
bozmanın) keffâretidir. Yeminlerinizi muhafaza ediniz. Allah
ayetlerini size böyle açıklıyor. Ta ki
şükredesiniz"(52) hükmü beyan buyurulmuştur.
1996 Resûl-i Ekrem (sav)'in:
"Her kim yemin edecekse ancak Allahû Teâla (cc)'nın adı
ile yemin etsin!.. Aksi takdirde bıraksın"(53) buyurduğu
bilinmektedir. Kureyş halkı genellikle "Babamın hakkı
için, annemin hakkı için" ve bunun gibi sözlerle yemin
ediyordu. Nitekim Resûlullah (sav): "Babalarınıza yemin
etmeyin"(54) emrini verdi. Dolayısıyla yemin; kitap,
sünnet ve icmâ ile sâbit olan bir hâdisedir. İnsanlar
genellikle; zor duruma düştükleri zaman, haklı olduklarını
ispat için "Vallahi, Billahi" gibi yemin
lafızlarını kullanırlar. Yemin'in lûgat manası; "Sağ
el" demektir. Halk arasında hayır ve bereket sağ ele
nisbet olunur. Yemin "Kuvvet" manasına da
kullanılır. Nitekim Molla Hüsrev: "Yemin; lûgat
yönünden kuvvet manasınadır"(55) hükmünü zikreder.
Kur'ân-ı Kerîm'de; yemin kelimesi, kuvvet manasına da
kullanılmıştır. İslâmi ıstılâhta: "Allahû Teâla
(cc)'nın adını zikrederek, haberin takviyesidir." Ayrıca
yemin eden kimse; bir şeyi yapmaya veya yapmamaya, Allahû
Teâla (cc)'yı şâhid tutarak karar verir. Meselâ:
"Vallahi ben şu işi yapmam" gibi!.. Fûkaha;
yapılış şeklini esas alarak yemini iki kısma ayırmıştır.
Birincisi: Allahû Teâla (cc) veya O'nun sıfatı ile yapılan
yemin. İkincisi: Allahû Teâla (cc)'dan başkasıyla yapılan
yemin!.. Oruçla, namazla, meleklerle ve Kâbe gibi
mekânlarla.(56) Allahû Teâla (cc)'dan gayrısıyla yapılan
yemin câiz değildir. Ancak iyi bir şart ve (karşılığı)
güzel bir cezâ tâyin edilirse yemin gerçekleşir. Bu tür
yeminler; Allahû Teâla (cc)'ya yakınlık ifâde edebileceği
gibi, aksi de mümkündür. Şöyle ki: "Eğer bugün
gıybet edersem, bana on gün oruç tutmak vâcip olsun. Vallahi,
billahi" diyen bir mükellef; iyi bir şart koşmuş,
karşılığı (Uymazsa) güzel bir cezâya hükmetmiştir.
Fakat: "Kayınpederimin evine bir daha gidersem, karım boş
olsun, Vallahi, billâhi" diyen bir kimse ise; şart ve
cezâ dengesini Allahû Teâla (cc)'dan uzaklaşma üzerine
kurmuştur.
1997 Allahû Teâla (cc) veya
O'nun sıfatlarıyla yapılan yeminin rüknü: Allah (cc)'ın
ismini ve sıfatını söylemektir. "Vallahi şöyle,
Billahi böyle gibi". Allahû Teâla (cc)'dan gayrısıyla
yapılan yeminin rüknü ise: İyi bir şart ve karşılığı
iyi bir ceza söylemektir. Kafi'de de böyledir.(57)
1998 Resûl-i Ekrem (sav)'in:
"Üç şey vardır ki; bunların ciddisi de ciddidir,
şakası da ciddidir: Nikâh, talâk ve yemin"(58)
buyurduğu bilinmektedir. Esasen yemin; oldukça önemli bir
ameldir. Nitekim Kadı (Şeriatle hükmeden Hâkim) davalı
durumda olan kimseye yemin teklifinde bulunur. Eğer yemin
etmekten çekinirse; davacı'nın haklı olduğuna hükmeder!..
Dolayısıyla İslâmi toplumda; yemin edecek kimsede bir çok
şart aranır. Şimdi bu konu üzerinde duralım.
1999 ALLAHÛ TEÂLA
(CC)'NIN İSMİ İLE YEMİN ETMENİN ŞARTLARI:
1) Yemin eden kimsenin
akıllı ve bülûğa ermiş olması şarttır. Delinin ve
çocuğun yemini sahih olmaz. Velev ki çocuk çok zekî olsun,
farketmez.
2) Müslüman olmak!..
Kâfirin yemini sahih olmaz. Hatta bir kimse kâfir iken yemin
etse, daha sonra müslüman olarak, yeminini bozsa keffâret
gerekmez.
3) Yeminde hürriyet şart
değildir. Kölenin yemini de sahihtir.
4) Yeminde, ihtiyar da şart
değildir. Zoraki yaptırılan yemin de sahihtir. Latife olsun
diye yemin eden kimsenin yemini de sahihtir.
5) Yemin; istisnâdan hâli
olmalıdır. Bir kimse sözüne (Hiç ara vermeden)
"İnşaallah" veya "İllâ en yeşâallah"
veya benzeri bir lâfız ilâve ederse, yemin sahih olmaz.
Çünkü bunlar; hükmü dilemeye bırakır, kat'iyyeti ortadan
kaldırır.
6) Bir sözün; kendine yemin
edilen şeye dönmesi için, yemin zamanında varlığı kat'i
olmalıdır. Varlığı düşünülemeyen bir şeyin üzerine
yemin etmek, mâhiyet ifâde etmez.(59)
2000 ALLAHÛ TEÂLA
(CC)'DAN GAYRİ İLE YAPILAN YEMİN'İN ŞARTLARI:
1) Yemin eden kimse;
boşamayı veya köle azad etmeyi şart koşmuşsa, bu câizdir.
Çünkü cezâ; yeminin bağlanmasının şartıdır.
2) Kendi üzerine yemin edilen
şey; gelecekte yapılacak bir iş olmalıdır.
3) Allah'ın ismi; yeminin
rüknünde söylenmelidir. İstisnâ belirten herhangi bir
hüküm beyan edilmemelidir.
4)
Yeminde; şart ile cezâ arasında bir engel bulunmamalıdır.