İKRAR[46]

 

328 - ikrar, ikrar eden = (mukır) aleyhine bir delildir.

329 - ikrar edenin âkil ve baliğ olması şarttır. .

330 - Lehine ikrar edilenin = (mukarrun leh) yani hak sahibinin belli olması da şarttır.

331 -Belli bir şeyi ikrar etmek sahih olduğu gibi, belli olmıyan bir şeyi ikrar etmek de sahihtir.. Ve belli olmıyan şey açıklanır. Bir kimse "bende falan adamın bir malı var veya bir hakkı var" derse bu adamın, kıymet taşıyan bir malı ve Hakkı açıklaması lâzım gelir. Hak sahibi, ik­rarda bulunanı bu açıklamasında yalanlarsa söz yemini ile beraber ik­rarda bulunanın olur.

332 - Bir mal ikrarında malın kıymetinin bir dirhemden daha az ol­maması gerekir. Eğer "büyük bir mal" denilmişse bu mal, söylediği ma­lın nisap miktarı olur. Zekâta tâbi olmıyan malda nisap miktarının kıy­meti olur. Eğer "Onun bende çok malları var" diye ikrarda bulunulmuşsa üç nisap miktarını dolduran malın olduğu düşünülür. "Onun bende dirhemleri var" ikrarı ile üç dirhemden aşağısı kabul edilmez, ikrarında "çok dirhem alacağı var" derse on dirhemden aşağı açıklaması kabul edilmez. "Şöyle bir dirhem" sözünden bir dirhem anlaşılır. "Onun bende şu kadar, şu kadar dirhemi var" ikrarı ile on bir dirhemden aşağı sözü kabul edilmez. "Onun bende şu kadar, şu kadar şu kadar dirhemi var" şeklinde üç tekrar yapılmışsa bu da en azından on bir dirhemi gösterir: "Şu kadar ve şu kadar" yani arada "ve" bağı bulunan ifadeyle yirmi birden aşağısı, kabul edilmez. Eğer bu şekilde (ve) bağı ile üç tekrar ya­pılmışsa, yirmi bire yüz ilâve edilir. Dört tekrar yapılmışsa bin ilâve edi­lir.

333 - Bütün ölçü ve tartı ile satılan mallarda da yukardaki gibi ha­reket edilir.

334 - İkrar eden ikrarında "Yüz ve bir dirhem demişse" bunun yüz bir dirhem olduğu anlaşılır. Tartı ve ölçü ile satılan mallar için de durum aynıdır.

ikrarda "Yüz ve bir elbise" denilirse bu sadece bir elbise olduğunu gösterir ve "100"ün de ne olduğunun açıklanması gerekir. "Yüz ve iki" sözü de böyledir. Fakat 'Yüz ve üç elbise" doğru dan-doğruya 103 elbiseyi ifade eder (F).

335 - ikrar eden "Onun üzerimde veya benim taranmda bir alacağı var" derse borcu olduğunu anlatmış olur. Fakat böyle değil de; "yanımda beraberimde, evimde" demişse bunlarla bir emaneti ikrar etmiş olur.

336 - Alacaklı borçluya "benim sende bin lira alacağım var" der, o da "Onu tart al, yahut onu boz al veya onu tehir et, yahut onu sana öde­dim veya ben onu sana tecil ettirdim" derse, bu sözleri ile ikrarda bulun­muş olur. Fakat yukardaki sözlerde zamir kullanmazsa ikrarda bulun­muş olur. Fakat yukardaki sözlerde zamir kullanmazsa ikrarda bulun­muş olmaz.

337 - Borçlu, tecil edilmiş bir borç ikrar eder, alacaklı da hemen ödenmesi gerektiğini iddia ederse alacaklıya tecilli olmadığına yemin ettirilir (F).

Sünnete gelince Hz. Peygamber (S.A.V) Mâiz ile Gâmidiyye adlarında bir erkekle bir kadını; zina ettiklerini huzurunda birkaç defa ikrar etmeleri üzerine recm etmiştir. Bu "asîf diye tanınan hadiste anlatılır. Sübülü's-Selâm adlı eser bunu Ebû Hureyre (R,A)'den nakleder. (Buharî, Hudûd, 30-33-46. Tirmizî Hudûd, 5-8).

ikrar hakkında icma da vardır; ikrar töhmetsiz doğrulukdan sadır olmuşdur. insan yaradılış itibari ile malı çok sevdiğine göre o malın başkasına ait olduğunu ikrarda yalancı olamaz.

Mukır: ikrar eden.

.   Mukarrunleh: Hak sahibi, yani kendi lehine ikrar yapılan kimse, ikrar sarih, açık sözlerle olduğu gibi, zımnî ve delâlet yolu ile de olur.

338 - Yüzük borcu olduğunu ikrar eden kimsenin hem halkasını ve hem de taşını vermesi lâzım gelir. Kılıç borcu ikrarı içerisine kılıcın de­mir kısmı, kını ve bağı dahil olur. Mendile bağlı bir elbise ikrarına men­dil de girer.

339 - Benim beşde beş lira borcum var" sözü ile çarpmayı irade etse bile beş lirayı ikrar etmiş olur.

"Onun bende birden on liraya kadar alacağı var" yahut "bir lira ile on lira arasında alacağı var" ikrarına göre dokuz lira vermek gerekir (S.M.F).

340 - Anne karnındaki çocuk ile ikrarda bulunmak caizdir ve mül­kü olmaya elverişli (F) bir sebep söyleyince anne karnındaki çocuk için ikrarda bulunmak da caiz olur.

İkrarda İstisna Yapmak = Hariç Tutmak:

341 - îkrar edilen bir hakkın tamamından, hemen bu ikrara bitişik olmak şartı ile bir kısmım istisna etmek sahihtir. Ve geriye kalan kısmı ödemek lâzım gelir, ikrar edilen miktarın tümünü istisna etmek bâtıldır, (yani ikrar ettiği şeyin tümünü vermesi gerekir).

342 - Bir kimse ikrarına "İnşallah" diye başlarsa bununla bir hakkı ikrar etmiş olmaz. Melekler ve cinler gibi ne diledikleri belli olmıyan varlıkların dileklerine bağlı ikrarda bulunmak da yine böyledir.

343 - Bir kimse bir dinarı veya bir ölçek buğdayı müstesna olmak üzere, yüz dirhem borcu olduğnu ikrar etse yüz dirhem, bir- dinar (MZ) veya bir ölçek buğdayın kıymetleri çıkartılarak ödenir. Bütün ölçülen ve tartılan (M) ve sayı (Z) ile satılan mallarda da istisna edilenler ikrar edi­len borçdan kıymetlerine göre hariç tutulurlar.

Bir elbisenin, koyunun veya bir konağın istisna edilmesi = (ikrar edilen paradan hariç tutulması) ise sahih değildir.

344 - Bir kimse malı Zeyd'den gasp ettiğini söyleyip arkasından "hayır bilâkis Amr'den" derse bu mal Zeyd'in olur ve ayrıca o malın kıy­metini Amr'e tazmin eder (F).

345 - Eğer bir kimse iki şeyi ikrar edip sonra onlardan birini ve öte­kinin de bir kısmını istisna etse = (hariç tutsa) bu ikrar bâtıl olur (SM). Onlardan birinin bir kısmını yahut her ikisinin bir kısmını hariç tutmak ise sahihtir ve hariç tutulan şey kendi cinsine sarf olunur.

346 Bir konakdan binasının istisna edilmesi bâtıldır. "Konağın binası benim, arsası ise falan adamındır" sözü ile bina kendisinin ve ar­sası da ikrar ettiği adamın olur.

347 - Bir kimse "satın alıp teslim almadığım kölenin parasından bin lira borcum var" der ve köleyi de tayin etmezse bin lira vermesi gerekir (SM). Eğer köleyi tayin eder ve sahibi de onu kendisine teslim ederse bin lirayı vermesi borç olur, aksi halde olmaz.

348 - Domuz veya içki parasından borcu olduğunu söyliyene bu borç '. lâzım gelir.

349 - Eğer bir kimse "satın aldığım eşyanın parasından veya bana verdiği borçdah dolayı falana borcum var" der, sonra da "O kalp veya dü­şük bakır para idi" der, hak sahibi de "O yeni, geçerli paradır" diye iddia­da bulunursa geçerli para olduğuna hükm edilir. Fakat "O parayı ondan gasp etmiştim" veya "Yanımda emanet bırakmıştı" derse, paranın kalp veya düşük bakır para olduğu hususundaki iddiası kabul edilir. Fakat kurşunî para veya gümüş karışımı âdı bir para olduğu iddiası bunların ikrarından hemen sonra yapılmışsa kabul edilir. Aksi halde sonradan yapılan iddia kabul edilmez.

 

Sıhhatli İken ve Ölüm Hastalığında İkrar Edilen Borçlar:

 

350 - Bir kimsenin sıhhatli iken edindiği borçları ve hasta iken bili­nen bir sebepten (bir şeyi satın almak, borç almak, başkasının malını te­lef etmek v.s.'den) ileri gelen borçları, ölüm hastalığında iken ikrar et­miş olduğu borçlarından (ödemedeki sıra yönünden) öne alınır. Ölüm hastalığında iken ikrar edilen borçlar da mirasdan önce alınır.

.351 -Hastanın mirasçılardan birine bir borç veya bir mal ikrar et­mesi hükümsüzdür. Ancak diğer mirasçılar bunu kabul ederlerse bu ik­rar geçerli olur.

352 - Bir kimse, hastalığında ailesini üç talak ile boşar ve sonra onun için bir ikrarda bulunup ölürse, kadın mirasın ve ikrar edilen hak­kın hangisi daha az ise onu alır.

353 - Hasta, mirasçı olmıyan bir yabancı için ikrard abulunur ve sonra onun kendisinin oğlu olduğunu söylerse ikrarı hükümsüz kalır. Fakat bir kadın için böyle bir ikrarda bulunup sonra onunla evlenirse bu ikrarı geçerli olur.

354 - Bir erkeğin "Bu benim çocuğumdur, ana ve babamdır, ailem-dir, kölemdir" tarzındaki ikrarını bu kimseler tasdik ederlerse sahih olur. Kadının da ikrarı erkeğin ikrarı gibi sahih olur. Ancak bir çocuğun, kendisinin olduğunu ikrar etmesi kocasının tasdikine veya ebenin şehâdetine bağlıdır.

Babası ölen kimse, birisinin kardeşi olduğunu ikrar etse bu kimse mirasda kendisine ortak olur. Fakat nesebi babasından sabit olmaz.