3-HARAM

 

Haram, şeriatın koyucusunun kesin olarak yapılmamasını İstediği husus­lardır. Fıkıh usulü alimleri, haramı belirleyen delillerin hangi türden olacakları hususunda iki kısma ayrılmışlardır.

a. Cumhur ulema, bir hususun haram olduğunu belirten kesin veya zan-ni deliller arasında fark görmemişler, mütevatir olmayan meşhur hadislerle veya haber-i ahadlarla da herhangi bir hususun haram olduğunu tesbit etme­nin mümkün olacağını belirtmişlerdir. Bunlar, "zanni delillerle inanca ait me­selelerde amel edilemez, inançla ilgili olmayan meselelerde amel edilebilir" demişlerdir.

b. Hanefi mezhebinden olan âlimler ise; kesin delillerle, zanni delilleri fark­lı görmüşler, bir şeyin haram olduğuna hüküm verebilmek için o şey hakkın­da şüphe götürmeyen kesin bir delilin bulunması gerektiğini söylemişler ve aksi taktirde şu âyetin yasakladığı hükme düşüleceğini bildirmişlerdir.

"Dilinizin alıştığı yalanlarla «bu helaldir, bu haramdır- demeyin. Ak­si halde bu sözlerinizle Allah'a yalan isnad etmiş olursunuz. Şüphesiz ki Allah'a yalan İsnad edenler hiçbir zaman kurtuluşa eremezler."[1]

Hanefi âlimleri, zanni delillerle yasaklanan hususlara "tahrimen mekruh" (harama yakın mekruh) adını vermişlerdir. İttifakla haram olan hususlara mi­sal; leş yemek, içki içmek, zina etmek, haksız yere cana kıymak, haksız ye­re insanların malını yemek, faiz alıp veya vermek ve benzeri şeylerdir. Buna karşılık bayram günü oruç tutmak, Cuma ezanı okunurken ahş-veriş yapmak cumhur ulemaya göre haram, Hanefilere göre ise, tahrimen mekruhtur.

 

Haramın Kısımları:

 

Haramların yasaklanmalarındaki ana sebeb, zararlı olmalandır. Şeriatın ko­yucusunun yasakladığı her şeyde maddi veya manevi bir zarar mevcuttur. İş­te zararın bizzat kendi içinde olması veya işlendiği taktirde bu zarara götür­mesi bakımından haram, lizatihi ve ligayrihi diye illi kısma ayrılmaktadır:

 

1-Haram Lizatibi:

 

Bu türden olanlar, bizzat kendilerindeki zararlardan dolayı şeriatın koyu­cusu tarafından yasaklanmışlardır. Mecburen korunması gereken beş temel esası zedelediği için yasaklanan şu hususlar bu tüldendir. Nefsin korunma­sını zedelediği için cana kıymak, soyun korunmasını yıktığı için zina etmek, malın korunmasını bertaraf ettiği İçin hırsızlık yapmak, dinin korunmasını or­tadan kaldırdığı için dinden çıkmak haram kılınmıştır. Ve bu haramlar haram lizatihidir.

 

2. Haram Ligayrihi:

 

Bu kabilden olan haramlar, bizzat kendilerindeki zararlardan dolayı ha­ram değillerdir. Bunlar:

A. Zararlı olan başka şeylere sebeb olacaklarından dolayı yasaklanmışlar­dır. Namahrem bir kadının dinen bakılması haram olan herhangi bir yerine bakmak haram ligayrihîdir. Çünkü böyle bir kadına bakmak zararlı olan zi­naya sebeb olur. Yine faize dayalı herhangi bir muameleye kalkışmak bu tür haramlardandır. Zira faizli muamele bizatihi zararlı olan "başkasının malını yeme"ye sebeb olur.

B. Zararlı olan başka şeylerle irtibatlı olmalarından dolayı yasaklanmışlar­dır: Bayram günü oruç tutmak, gasbedilen bir yerde namaz kılmak, başka­sının pazarlığını bozup bir şeyi satın almak, başkasına sözlü olan bir kızla ev­lenmek, Cuma ezanı okunurken ahş-veriş yapmak bu kabildendir. Çünkü, as­lında namaz kılmak, ahş-veriş yapmak ve evlenmek yasaklanan şeylerden de­ğillerdir. Fakat yan sebeblerden dolayı yasaklanmışlardır.[2]

Haramın, Haram Lizatihi ve Haram Ligayrihi diye iki kısma ayrılmasının önemli iki neticesi vardır:

a. Haram Lizatihi olan şeyler, herhangi bir sözleşmeye konu olurlarsa, söz­leşme batıl (hükümsüz) sayılır ve hiçbir sonuç doğurmaz. Mesela, evlenilme-si haram olan bir akraba ile evlenmek batıldır. Böyle bir evlilikten meyda­na gelen çocukların nesebi tesbît edilemez. Taraflar zina etmiş olurlar. Ebu Hanife dışındaki fakihlere göre zina cezasına çarptırılırlar. İçki, leş ve domuz eti satmak da bu kabildendir. İçki satan, müşterisinden bedelini İsteme hak­kına sahip olmadığı gibi kendisi de günahkârdır. Günümüzde bakkalların­da bira ve benzeri içkileri satan ve isimleri müsiüman olan kişilerin vay ha­line. Cehennemin yakıtının insanlar ve taşlar olduğu unutulmamalıdır.

Haram ligayrihi olan şeyler, bir sözleşmeye konu olurlasa sözleşme batıl değildir. Mesela, Cuma ezanı okunurken yapılan alışveriş, Hanbeli ve Zahi­riye mezhebleri dışındaki cumhur ulemaya göre, sahihtir. Fakat akdi yapan günahkâr olur. Keza Zahiriye mezhebi dışındaki mezheblere göre, başkası­na sözlü bulunan bir hanımla evlenmek sahihtir. Fakat evlenen günahkârdır. Zahiriye mezhebinden olanlar bu akdin batıl olduğunu söylemişlerdir.

b. Haram lizatihi olan şeyler, ancak "zaruret" halinde mubah olurlar. Bu­radaki "zaruret" halinden maksat; terk edildiği taktirde hayat tehlikesi veya bütün malını kaybetme tehlikesinin sözkonusu olduğu hallerdir. Mesela, bir insan, ancak açlıktan öleceğinden korktuğu anda leşi yiyebilir. Susuzluktan öleceğinden korktuğu vakit içkiyi içebilir.

Haram Ligayrihi olan şeyler ise; zaruret derecesine varmayan "ihtiyaç hal­lerinde" dahi mubah olurlar. Buradaki "ihtiyaç halinden" maksat terk edildi­ği taktirde sıkıntılara düşme sözkonusu olan hallerdir. Mesela bir doktor, te­daviye ihtiyacı olan bir hanımın, tedavinin gerektirdiği ölçüde namahrem yer­lerine bakabilir.

Haramm Hükmü:

Haramların yapıl mamalarında sevap, yapılmalarında ise azap vardır. İtti­fakla haram olan bir şeyi helal saymak kişiyi dinden çıkarır.

 



[1] Nahl, 116

[2] Bkz. Şerhu'l-Menar, Sh. 258-284, Dersaadet Baskısı, H. 1315, İst