Haram, şeriatın
koyucusunun kesin olarak yapılmamasını İstediği hususlardır. Fıkıh usulü
alimleri, haramı belirleyen delillerin hangi türden olacakları hususunda iki
kısma ayrılmışlardır.
a. Cumhur
ulema, bir hususun haram olduğunu belirten kesin veya zan-ni
deliller arasında fark görmemişler, mütevatir olmayan
meşhur hadislerle veya haber-i ahadlarla da herhangi
bir hususun haram olduğunu tesbit etmenin mümkün
olacağını belirtmişlerdir. Bunlar, "zanni
delillerle inanca ait meselelerde amel edilemez, inançla ilgili olmayan
meselelerde amel edilebilir" demişlerdir.
b. Hanefi
mezhebinden olan âlimler ise; kesin delillerle, zanni
delilleri farklı görmüşler, bir şeyin haram olduğuna hüküm verebilmek için o
şey hakkında şüphe götürmeyen kesin bir delilin bulunması gerektiğini
söylemişler ve aksi taktirde şu âyetin yasakladığı hükme düşüleceğini
bildirmişlerdir.
"Dilinizin
alıştığı yalanlarla «bu helaldir, bu haramdır- demeyin. Aksi halde bu
sözlerinizle Allah'a yalan isnad etmiş olursunuz.
Şüphesiz ki Allah'a yalan İsnad edenler hiçbir zaman
kurtuluşa eremezler."[1]
Hanefi âlimleri, zanni delillerle yasaklanan hususlara "tahrimen mekruh" (harama yakın mekruh) adını
vermişlerdir. İttifakla haram olan hususlara misal; leş yemek, içki içmek,
zina etmek, haksız yere cana kıymak, haksız yere insanların malını yemek, faiz
alıp veya vermek ve benzeri şeylerdir. Buna karşılık bayram günü oruç tutmak,
Cuma ezanı okunurken ahş-veriş yapmak cumhur ulemaya
göre haram, Hanefilere göre ise, tahrimen mekruhtur.
Haramların
yasaklanmalarındaki ana sebeb, zararlı olmalandır. Şeriatın koyucusunun yasakladığı her şeyde
maddi veya manevi bir zarar mevcuttur. İşte zararın bizzat kendi içinde olması
veya işlendiği taktirde bu zarara götürmesi bakımından haram, lizatihi ve ligayrihi diye illi
kısma ayrılmaktadır:
Bu türden olanlar,
bizzat kendilerindeki zararlardan dolayı şeriatın koyucusu tarafından
yasaklanmışlardır. Mecburen korunması gereken beş temel esası zedelediği için
yasaklanan şu hususlar bu tüldendir. Nefsin korunmasını zedelediği için cana
kıymak, soyun korunmasını yıktığı için zina etmek, malın korunmasını bertaraf
ettiği İçin hırsızlık yapmak, dinin korunmasını ortadan kaldırdığı için dinden
çıkmak haram kılınmıştır. Ve bu haramlar haram lizatihidir.
Bu kabilden olan
haramlar, bizzat kendilerindeki zararlardan dolayı haram değillerdir. Bunlar:
A. Zararlı
olan başka şeylere sebeb olacaklarından dolayı
yasaklanmışlardır. Namahrem bir kadının dinen bakılması haram olan herhangi
bir yerine bakmak haram ligayrihîdir. Çünkü böyle bir
kadına bakmak zararlı olan zinaya sebeb olur. Yine
faize dayalı herhangi bir muameleye kalkışmak bu tür haramlardandır. Zira
faizli muamele bizatihi zararlı olan "başkasının malını yeme"ye sebeb olur.
B. Zararlı
olan başka şeylerle irtibatlı olmalarından dolayı yasaklanmışlardır: Bayram
günü oruç tutmak, gasbedilen bir yerde namaz kılmak,
başkasının pazarlığını bozup bir şeyi satın almak, başkasına sözlü olan bir
kızla evlenmek, Cuma ezanı okunurken ahş-veriş
yapmak bu kabildendir. Çünkü, aslında namaz kılmak, ahş-veriş
yapmak ve evlenmek yasaklanan şeylerden değillerdir. Fakat yan sebeblerden dolayı yasaklanmışlardır.[2]
Haramın, Haram Lizatihi ve Haram Ligayrihi diye
iki kısma ayrılmasının önemli iki neticesi vardır:
a. Haram Lizatihi olan şeyler, herhangi bir sözleşmeye konu
olurlarsa, sözleşme batıl (hükümsüz) sayılır ve hiçbir sonuç doğurmaz. Mesela,
evlenilme-si haram olan bir akraba ile evlenmek batıldır. Böyle bir evlilikten
meydana gelen çocukların nesebi tesbît edilemez.
Taraflar zina etmiş olurlar. Ebu Hanife
dışındaki fakihlere göre zina cezasına
çarptırılırlar. İçki, leş ve domuz eti satmak da bu kabildendir. İçki satan,
müşterisinden bedelini İsteme hakkına sahip olmadığı gibi kendisi de
günahkârdır. Günümüzde bakkallarında bira ve benzeri içkileri satan ve
isimleri müsiüman olan kişilerin vay haline.
Cehennemin yakıtının insanlar ve taşlar olduğu unutulmamalıdır.
Haram ligayrihi olan şeyler, bir sözleşmeye konu olurlasa sözleşme batıl değildir. Mesela, Cuma ezanı
okunurken yapılan alışveriş, Hanbeli ve Zahiriye mezhebleri dışındaki cumhur ulemaya göre, sahihtir. Fakat
akdi yapan günahkâr olur. Keza Zahiriye mezhebi dışındaki mezheblere
göre, başkasına sözlü bulunan bir hanımla evlenmek sahihtir. Fakat evlenen
günahkârdır. Zahiriye mezhebinden olanlar bu akdin batıl olduğunu
söylemişlerdir.
b. Haram lizatihi olan şeyler, ancak "zaruret" halinde
mubah olurlar. Buradaki "zaruret" halinden maksat; terk edildiği
taktirde hayat tehlikesi veya bütün malını kaybetme tehlikesinin sözkonusu olduğu hallerdir. Mesela, bir insan, ancak
açlıktan öleceğinden korktuğu anda leşi yiyebilir. Susuzluktan öleceğinden
korktuğu vakit içkiyi içebilir.
Haram Ligayrihi olan şeyler ise; zaruret derecesine varmayan
"ihtiyaç hallerinde" dahi mubah olurlar. Buradaki "ihtiyaç
halinden" maksat terk edildiği taktirde sıkıntılara düşme sözkonusu olan hallerdir. Mesela bir doktor, tedaviye
ihtiyacı olan bir hanımın, tedavinin gerektirdiği ölçüde namahrem yerlerine
bakabilir.
Haramm Hükmü:
Haramların yapıl
mamalarında sevap, yapılmalarında ise azap vardır. İttifakla haram olan bir
şeyi helal saymak kişiyi dinden çıkarır.