XVI - KORKU NAMAZI:
Ebû Hanîfe ve İmam Muhammed’e göre düşman, sel baskını vb. korkulu zamanlarda aşağıda belirtilen şekilde korku namazı kılınması meşrûdur. Ebû Yûsuf’a göre ise bu namaz Hz. Peygamber devrine mahsustur.
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur: “Sen onların içinde bulunduğun ve kendilerine namaz kıldırdığın vakit, onlardan bir bölümü seninle beraber namaza dursun ve silahlarını yanlarına alsınlar. Secdeye gittikleri zaman arka tarafınızda bulunsunlar. Bundan sonra henüz namazını kılmamış olan başka bir kısım gelip seninle beraber namaz kılsınlar. Ve onlar da ihtiyat tedbirlerini ve silahlarını alsınlar. O küfredenler isterler ki, siz silahlarınızdan ve eşyanızdan gafil olsanız da üstünüze derhal bir baskın yapsalar.” 505
Hz. Peygamber’in dört yerde korku namazı kıldırdığı sabittir. Bunlar “Zatürrika’” “Batnı nahle”, “Usfan” ve “Zîkared” vak’alarıdır. Hz. Peygamber’den sonra, Hz. Ali, Ebu Musa el-Eş’ari ve Huzeyfe (r. anhüm) de bu korku namazını kıldırmışlardır.
Korku namazının kılınış şekli şöyledir: Savaş durumunda olan bir topluluktan bir grup, düşman karşısında durur, bir grup da gelip imama uyar; iki rekatlı bir namazın ilk rekatını, üç veya dört rekatlı bir namazın da ilk iki rekatını imam ile beraber kılar; ikinci secdeden veya birinci oturuşta teşehhütten sonra bu grup düşman cephesine gider, diğer grup gelerek imama uyar. Onunla beraber geri kalan rekatları kılar ve yeniden düşman karşısına gider. İmam kendi başına selam verir, namazdan çıkar. Birinci grup döner gelir. Namazını kıraatsız olarak tamamlar, selâm verir, düşmana karşı gider. Çünkü bu grup “lâhik” durumundadır. Sonra ikinci grup gelir, namazlarını kıraatla tamamlayıp düşman tarafındaki mevzilerine dönerler. Zira bunlar da “mesbûk” durumundadır. Bununla birlikte bu kimseler bulundukları yerde de namazlarını tamamlayabilirler.
Bir topluluğun bu şekildeki namazı, muhterem, faziletli bir imamın arkasında namaz kılmalarını sağlamak içindir. Aksi halde her grubun, başka bir imamın arkasında normal zamandaki gibi namazını kılması daha faziletlidir.
Korku namazının sahih olması için imama uyan bu grupların namaz sırasında savaş yapmamaları, gider gelirken hayvana binmemeleri ve mevki değiştirmemeleri, kısaca namaza zıt bir iş yapmamaları gerekir. Aksi halde imam ile kıldıkları namaz bozulur.
Savaşın şiddeti artınca asker vasıtalarından yere inemezse, onların üzerinde, gücü yettiği yöne doğru namazlarını ima ile kılarlar. Bu da mümkün olmazsa, namazlarını geri bırakırlar. Nitekim “Hendek” gazvesinde bir kaç vakit namaz kazaya kalmıştır.
Denizde yüzmekte olan kimse bir an azalarını serbest bırakabilirse, ima ile namazını kılabilir. Eğer azaları salıvermek imkânı yoksa namazı sahih olmaz. Hanefîler dışındaki çoğunluğa göre ise savaşın kızıştığı kılıç savaşında bile namazı ima ile kılmak caizdir.506