Emaneti muhafaza
edemeyen kimsenin emaneti alması haramdır. Vediayı (emanet) muhafaza etmeye
muktedir olup emanete riayet konusunda kendisine güvenemeyen kimsenin alması
ise mekruhtur. Emanete riayet konusunda kendisine güvenen kişinin emaneti
kabul edip alması müstehabtır.
Mudî (emanet sahibi)
ile mudeinin (emanetçinin) şartları, müvekkil ve vekilin şartları gibidir.
Emanet sahibi: "Bu malı sana bırakmak istiyorum, bu malı muhafaza etmeni
istiyorum veya bu malı muhafaza etmen için seni vekil tayin ediyorum."
gibi bir lafızla emaneti teslim etmesi şarttır. En sahih kavle göre
emanetçinin: "Kabul ettim." demesi şart değildir. Kabul için emaneti
alması yeterlidir. Çocuk veya delinin bırakacağı emanet kabul edilmez. Kabul
edilip telef olması halinde alan kişi zamin olur. Çocuğa bırakılan mal telef
olursa çocuk zamin olmaz. Çocuk malı telef ederse, en sahih kavle göre zamin
olur. Sefıhlik sebebi ile kısıtlılık altında bulunan kişinin hükmü de çocuğun
hükmü gibidir.
Emanet sahibi veya
emanetçi ölür, delirir veya bayılırsa emanetle ilgili hükümler geçersiz kalır.
Taraflar diledikleri vakit emaneti geri isteyip, geri verebilirler. Başkasına
bırakılan mal, aslında emanet olup arızi bir nedenle zayi olursa emanetçi zamin
olur. Arızi nedenler şunlardır:
1- Emanetçi,
emanet sahibinin izni ve geçerli bir mazereti olmadan, vediayı bir başkasının
yanma bırakması. Bu durumda mal telef olursa emanetçi zamin olur. Zayıf kavle
göre ise malı hakime teslim etmişse zamin olmaz. Emanetçi, malı eli altında
bulundurarak korunacak yere taşıması veya müşterek depoya koyması için
başkasından yardım istemesi caizdir.
Emanetçi; sefere
çıkmak istediğinde, emaneti sahibine veya ;,
onun vekiline teslim etmelidir. Malın sahibi veya vekili yoksa hakime
teslim etmelidir. Hakim de yoksa güvenilir bir kimseye teslim etmelidir. Şayet
malı bir yere gömer de sefere çıkarsa ve mal telef olursa tazmin eder. Fakat
malı gömdüğü yeri gözetlemesi için orada iskan eden emin bir kimseye bildirir
de telef olursa, en sahih kavle göre zamin olmaz. Şayet emanet ile birlikte
sefere çıkar da emanet telef olursa zamin olur. Ancak yangın çıkar veya baskın
olur veya malı başkasına teslim etmekte aciz kalırsa, daha önce geçtiği gibi zamin
olmaz. Yangın, bölgeye baskın yapılması ve malın bulunduğu yerin yıkılmaya yüz
tutması gibi mazeretler, sefer mazereti gibi emanetçinin malı başkasının yanma
bırakmayı caiz kılan mazeretlerdir.
Emanetçi ölümle
neticelenmesinden korkulan bir hastalığa yakalanırsa malı sahibine veya
vekiline vermelidir. Malın sahibi veya vekili yoksa hakim veya emin bir kimseye
teslim eder veya emaneti birine vasiyet eder. Bu işlemleri yapmaz da mal telef
olursa zamin olur. Ani ölüm gibi bir mazeret ile henüz teslim etme imkanı bulmadan
mal telef olursa zamin olmaz.
2- Emaneti
bulunduğu yerden veya bir evden daha az korunabileceği bir eve nakleder de bu
nedenle emanet zayi olursa zamin olur. Aksi halde nakledilen yer muhafaza
bakımından bir önceki yere eşit veya daha güvenceli ise zamin olmaz.
3- Emanetçi,
emanet malı telef edecek durumları önlememesi. Mesela, emanet edilen hayvana
yem vermeyi terk eder de hayvan ölürse zamin olur. Eğer sahibi yem
verilememesini emretmişse en sahih kavle göre zamin olmaz. Hayvan sahibi
emanetçiye bir miktar yem vermişse, hayvana yedirmesi gerekir. Şayet hayvan
sahibi yem vermemişse emanetçinin, sahibinden veya vekilinden istemesi gerekir.
Onları bulamazsa hakime müracaat ederek yem vermesini ister. Suya götürmesi
için sucuya teslim eder de zayi olursa, en sahih kavle göre zamin olmaz. Güve
zarar vermemesi için emanetçinin yün elbiseyi havalandırması lazımdır. Keza
bozulmaması için giyilmesi gerekiyorsa, elbiseyi giymesi lazımdır.
4- Emanetçi
mal sahibinin malı korumayla ilgili verdiği emre uymaz ve bu sebeple mal telef
olursa zamin olur. Mal sahibi emanetçiye: "Şu sandığın üzerinde
yatma." der, o da sandığın üzerinde yatar ve ağırlığı sebebi ile sandığın
içindeki eşyalar kırılırsa zamin olur. Ancak sandıktaki eşya hırsızlık gibi bir
sebeple zayi olursa, en sahih kavle göre zamin olmaz. Keza mal sahibi:
"Sandığa iki kilit vurma." der, o da iki kilit vurur ve mal telef
olursa zamin olmaz.
Eğer mal sahibi:
"Bu parayı koluna bağla." der, o da elinde tutar ve zayi olursa,
mezhep alimlerince kabul edilen rivayete göre, uyku veya unutkanlık gibi bir
sebeple telef olursa zamin olur. Birinin gasp etmesi sonucu zayi olursa zamin
olmaz. Parayı kolluna bağlamak yerine cebine koyar ve telef olursa, zamin
olmaz. Bunun aksini yaparsa zamin olur. Şayet dirhemleri çarşıda birine vedia
bırakır ve ne şekilde koruması gerektiğini söylemez, emanetçi de onları koluna
bağlasa, elinde tutsa veya cebine koysa ve bu durumda telef olursa, zamin
olmaz. Elinde bulundurduğu halde biri gasp ederse tazminat ödemez. Gaflet veya
uyku sebebi ile telef olursa tazminat öder.
Mal sahibi emanetçiye:
"Malı evde muhafaza altına al." derse, hemen gidip evde muhafaza
altına almalıdır. Şayet mazereti olmaksızın eve geç gider ve bu arada mal
telef olursa zamin olur.
5- Emanetçinin yanında bulundurduğu malı o tür
malların muhafaza edildiği yerde muhafaza altına almayıp zayi etmesi veya
yerini bir hırsıza anlatması veya malı müsadere edecek kimseye anlatması.
Zalim biri, emanetçiyi zorlar da malı ondan teslim alırsa, en sahih kavle göre
mal sahibi emanetçiden malı tazmin edebilir. Emanetçi de hakkını malı zorla alan
kişiden ister.
6- Emanetçinin emanet maldan faydalanması.
Emanetçinin kötü niyet ile elbiseyi giymesi veya hayvana binmesi gibi. Giymek
için elbiseyi veya infak etmek için parayj bulunduğu yerden alırsa zamin olur.
Şayet almaya niyet edip de almazsa en sahih kavle göre zamin olmaz.
Emanetçi, yanında
bulundurduğu emanet malı kendi malına karıştırır da ayıramazsa, emaneti tazmin
eder. Vedia olarak aldığı iki kese altını bir birine karıştırırsa, en sahih
kavle göre zamin olur. Faydalanmak için veya başka bir şekilde emanete ihanet
eder ve sonra bu ihanetten vazgeçerse, tazminat ödemekten kurtulmaz. Yalnız mal
sahibi onu emin görerek ibra ederse, en sahih kavle göre tazminat ödemez.
Mal sahibi malını geri
istediği zaman, emanetçinin malı geri vermesi lazımdır. Malı geri vermek ise,
mal ile mal sahibini baş başa bırakmakla olur. Emanetçi malı geri vermeyi
mazeretsiz geciktirir ve mal telef olursa zamin olur.
Emanetçi, emanet malın
telef olduğu iddia eder de sebebini açıklamazsa veya hırsızlık gibi gizli bir
sebeple telef olduğunu zikrederse, yemini ile birlikte doğrulanır. Eğer yangın
gibi açık bir sebeple telef olduğunu söyler de yangının genel olduğu
bilinirse, yeminsiz olarak tasdik edilir. Fakat, yangın bilinir de genel bir
yangın olduğu bilinmezse, yemini ile birlikte tasdik edilir. Yangının çıktığı
bilinmiyorsa kendisinden şahit getirmesi istenir ve malın yangın sebebi ile
telef olduğu konusunda yemin ettirilir. Malı emin bir kimseye teslim ettiğini
iddia ederse, yemini ile tasdik edilir. Malı emin olmayan bir kimseye, meselâ;
mal sahibinin mirasçısına verdiğini iddia ederse veya emanetçinin mirasçısı
malı sahibine geri verdiğini iddia ederse veya emanetçi sefere çıktığı sırada
malı emin bir kimseye teslim ettiğini ve emin kişinin malı sahibine iade ettiğini
iddia ederse, belirtilen bu durumların her biri için şahit istenir. Mal
sahibi, malı geri istedikten sonra emanetçi malı inkar eder ve mal da telef
olursa zamin olur.