Vitir namazı vacip[2] olup
üç rek'attır ve bir selâm[3] (la
bitirilir). Vitrin her rek 'atında Fatiha ve (ardından) bir sûre okunur.
(Vitrin) ilk iki rek'atmdan sonra oturulur ve sadece "et-Tahıyyâtü"
okunur. Üçüncü rek'ata kalkınca "Sübhaneke" okunmaz. Üçüncü rek'atta,
(Fâtiha'mn ardından) sûreyi okuduktan sonra eller kulakların hizasına
kaldırılır ve "Allahü ekber" dedikten sonra, rükûya varmadan önce
ayakta kunût duası okunur. Bütün sene
boyunca[4] (bu
böyle uygulanır). Vitrin haricinde kunût okunmaz.[5]
Kunût, dua demek olup şöyle okunur:
"Allâhümme innâ
nestaînüke ve nestehdîke ve nestağfiruke ve netûbü ileyke ve nü'minü bike ve
netevekkelü aleyhe ve nüsrii aleyke'l-hayra küllehû neşküruke ve.lâ nekfüruke
ve nahle'u ve netrüku men yefcüruk.[6]
Allâhümme iyyâke
na'büdü ve leke nusalll ve nescüdü ve ileyke nes'â ve nahfidü nercû rahmeteke
ve nahşâ azâbeke itine azâbeke'l-cidde bi'lküffâri mülhak ve sallallahü alâ
seyyidinâ Muhammedin'in-Nebiyyi'l-ümmiyyi ve âlihı vesellem.[7]
Kunût duasını cemaat
da tıpkı imam gibi okur.
Ebû Yusuf
(Jlahimehullah): "İmam, kunûtu okuyup da[8] (aşada
metni verilen) duaya başlayınca, cemaat da kendisine uyarak nunla birlikte
okur." demiştir. İmam Muhammed ise, cemaatın, namla birlikte
okumayacağını, ancak (imamın okuduğu duaya) min diyeceğini söylemiştir. Dua
şudur:
"Allahümme'hdinâ
hifadlike fimen hedeyte ve âfinâ fifeyte, ve tevellenâ fimen tevelleyte, ve
bârik lenâ fimâ a'tayte, ve %nâ şerre mA kadayte, inneke takdî ve lâ yukdâ
aleyke, innehû lâ ezillü men vâleyte, ve lâ yeızzü men âdeyte, tebârekte
rabbenâ ve eâleyte ve sallallahü alâ seyyidinâ Muhammedin ve âlihî ve sa nhî
vesellem. [9]
Kunût duasını bilmeyenler
üç kere, "Allahümmağfırlî"[10] er;
yahut, «Rabbenâ âtinâ fiddünyâ haseneten ve fi'l-âhireti hase-%eten ve kına
azâbe'n-nâr»[11] duasını okurlar, yahut
da: "Ya Rabbi, pâ Rabbi, yâ Rabbi" derler.
Sabah namazında kunût
duasını okuyan birine uyanlar, imamla birlikte (kunût için) kalkarlar ve en
itimada şayan görüşe göre birşey okumazlar ve ellerini yanlarına salarlar.
Vitir namazında kunût
duasını unutup rükûda veya rükûdan ükınca hatırlayan bir kimse (artık) kunûtu
okumaz. Rükûdan ılkmca okuduğu takdirde, ikinci kez rükû etmez ve kunûtu asıl
turnası gereken yerde okumadığı için sehiv secdesi yapar.
İmama uyanlar, henüz
kunût duasını tamamlamadan veya unûta henüz başlamadan imam rükûya gitse,
rükûyu kaçı-ıcaklarmdan endişe ettikleri takdirde imamla birlikte rükû eder-;r.
Kunûtu imam terkettiği takdirde, rükûda imama yetişmeleri ıümkünse cemaat
kunûtu okur, aksi halde imama uyar. Eğer vit-Ln üçüncü rek'atmın rükûunda imama
yetişirlerse kunûta (hük-aen) yetişmiş sayılacakları için cemaatla kılamadıkları
rek'atlarla kunûtu okumazlar.
Vitir namazı cemaatla
sadece ramazanda kılınır.[12]
Vitrin ranazanda cemaatla kılınması, gecenin sonunda tek başına kılın-nasmdan
daha faziletlidir. Kâdîhân'm tercihi bu olup kendisi loğrusunun bu olduğunu
söylemiş, diğerleri ise aksini iddia itmişlerdir. .
[1] Vitr veya vetr
Arap dilinde "tek" demek olup "çiff'in zıddıdır. Hanefî fıkhının
âlimleri nezdinde ise, bir selâmla kılınan üç rek'atlı ve üçüncü rek1 atında
zamm-ı sûreyi okuduktan sonra rükûya gitmeden evvel kunût duası okunan bir
namazdır.
[2] "Vitir
vaciptir" sözü, İmam A'zam'ın (bu konuda söylediği) sözlerin sonuncusudur.
O'ndan, biri "vitir sünnettir"; diğeri "vitir farzdır" diye
iki söz daha nakledilmiştir. Dolayısıyla bazı ulema, İmam'ın bu sözleri arasım
te'îîf etmeye çalışmışlar ve: "İmam, 'vitir sünnettir1 sözüyle, vitrin
sünnet yoluyla sabit olduğunu; 'farzdır' sözüyle, amel bakımından farz
olduğunu; 'vaciptir' ifadesiyle de vitrin
itikat yönünden vacip olduğunu
kasdetmiştir" demişlerdir. Ancak İmam Ebu Yûsuf ve Muhammed
(Rahimehumallah), îmam Şafiî gibi vitrin sünnet olduğu görüşündedirler.
[3] Rivayete göre,
"Rasûtullah (Aleyhissalâtü vesselam), vitir namazını üç rek'at kılar ve
sadece bu üç rek'atın sonunda selâm verirdi" denilmiştir. Hadisi Hâkim,
Ebu Abdullah'tan rivayet etmiş,
doğrulamış ve: "Bu da
Şeyhayn'm (Buharı ve Müslim'in) şartına bağlıdır" demiştir. Öte yandan Hasan
el-Basrî'nin, "vitrin üç rek'at olduğu ve sadece bu üç rekatın sonunda
selâm verildiği üzerinde selefin icmâı vardır" dediği rivayet olunmuştur
ki bu, Ebu Bekir, Ömer, Abdullah b. Ömer b. Hattab, Abdullah b. Amr îbni'l-As,
Abdullah b. Mes'ûd ve Ebu Hüreyre (Rıdvanullahi teâtâ aleyhim ecmaîn)'niıı
mezhep (ve görüşü)dür. Rivayete göre Ömer b. eî-Hattab, Saîd'in vitir namazını
tek rek'at kıldığını görünce: "Bu (kısacık) güdük (namaz) da ne oluyor?
Ya onu ikiye (tamamlarsın) yoksa seni te'dîb ederim, (bilmiş ol)"
demiştir.
[4] İmam Şafiî,
kunût duasının sadece ramazanın ikinci yansında ve rükûdan sonra okunacağı
görüşündedir.
[5] îmam Şafiî (Radıyallahu anh), yıl boyunca (ve her gün)
sabah namazlarında kunût okunacağı görüşündedir.
[6] "Allah'ım senden; bize yardım, etmeni, doğru yolu
göstermeni, bizi bağışlamanı diliyor ve sana yöneliyoruz. Sana inanıyor, sana
güveniyoruz. Seni her türlü hayırla ve övgüyle yadediyoruz. Sana şükrederiz;
(verdiğin nimetlere karşı) nankörlük etmeyiz. (Nimetlerini) inkâr edenlerden
uzak durur ve onları terkederiz."
[7] "Allah'ım, ancak sana kulluk ederiz, senin için
namaz kılar ve secde ederiz. Sana ve (canla başla) senin için ibâdete koşarız.
Rahmetini umar, azabından korkarız.
Kâfirler senin hak olan azabına kesinkes dûçâr olacaklardır. Allah
Teâlâ, Efendimiz Ümmî Peygamber Muhammed'e, O'nun aile fertlerine salât ve
selâm etsin."
[8] Burada
anlatılmak istenen şudur: tmam, daha evvel metnini verdiğimiz kunûtu okuyup
sonra da buna aşağıdaki duayı ilâve etmeye kalktığında, kendisine uyanlar da
imamla birlikte bu duayı okuyacaklar mı, okumayacaklar mı? Ebu Yûsuf, cemaatın
hem kunûtu, hem de duayı okuyacağım; Muhammed ise ikisini de okumayacağını
söylüyor.
[9] Manası:
«Allah'ım, fazl u
kereminle, kendilerine doğru yolu gösterdiğin kimselerle birlikte bizi de
doğruya ilet, kendilerine (sıhhat ve) afiyet verdiklerinle birlikte bize de
afiyet ver, kendilerini görüp gözettiklerinin içinde bizi de gözet, bizlere
verdiğin hayır ve nimetleri artır, aleyhimize olan kaza ve hükmünden bizleri
koru; (dilediğine) sen hükmedersin, kimse (sana rağmen i ve) senin üzerinde bir
hüküm icra edemez; senin görüp gözettiklerin (zelil olmaz ve) küçülmez, senin
kendilerine hasım oldukların (azız olmaz ve) yücelmez. Sen mukaddessin
Rabbimiz, yücelerden yücesin... Efendimiz Muhammed'e, O'nun aile fertlerine ve
ashabına salât ve selâm eyle Allah'ım!..»
[10] "Allah'ım beni affet" demektir.
[11] «Rabbimiz, bize dünyada da iyilik ver, âhirette de
iyiyik ver; bizi cehennem; azabından koru!» demektir.
[12] Vitir namazının cemaatla sadece ramazanlarda
kılınmasının müstehap olduğunda Müslümanların icmâ'ı vardır. Çünkü vitir,
nafile hükmündedir. Teravih haricindeki nafilelerin cemaatle kılınması
mekruhtur. Vitir namazını ihtiyaten, ramazanın haricinde cemaatle kilmamalıdır.
Şemsü11-eimmeye göre,
"Nafile yahut nafile hükmünde olan namazların cemaatla kılınması, bunun
için insanların cemaat olmaya çağırılması mekruhtur; ama bir kişinin diğer
birine yahut iki kişinin bir kişiye uyması mekruh değildir. Nitekim
Peygamberimiz (Aleyhissalâtü vesselam), gece kıldığı (nafile) namazda îbn
Abbas'a imamlık yapmıştır. Aynı şekilde "Efendimiz, Aişe validemizi
uyandırır, vitir namazını onunla birlikte kılardı." Yine Efendimizin,
"Bir kişiye, yetime, yaşlı kadına imam olup bunlara iki rek'at namaz
kıldırmış" olduğu doğrudur. Sonra, kıldırdığı bu namaz farz değil nafile
idi