35 - Soru: Biz Hanefîlerin itikatta İmamı Ebu Mansur Muhammed Maturidi'dir. Diğer üç
mezhebin imamları aynı mıdır?
Cevap: Şafii, Maliki ve Hanbeli mezhebi mensuplarının itikadi meselelerde İmamı,
Ebu'l-Hasen el-Eşari'dir.
36 - Soru: Mezhepler arasındaki farkların giderilmesi ve bunların birleşmesi
kabil midir? Bir mezhepte olan kimse diğer mezhepteki bir şahsa ne zaman imamlık
yapabilir? Birbirinin mezhebine girebilir mi?
Cevap: Mezheplerin arasındaki fark, esasta değil, fer'i hükümlerdedir. Namaz, her
mezhepte farzdır. Fakat namazın farz ve vaciblerinin sayısında mezhepler arasında
fark bulunabilir. Hanefi, Maliki, Hanbeli ve Şafii gibi mezhebin salikleri, diğer bir
mezhepteki imama uyabilirler. Yeter ki imam olan şahıs kendisine uyacak diğer
mezhepteki şahsın mezhebindeki abdesti bozan şeylerden sakınmış olsun. Bunların
birleşmesi (telfiki) doğru ve caiz değildir. Tamamen taklit etmek şartıyla bir
Şafii, Hanefi mezhebine girebilir. Bir Hanefi de Şafii mezhebini taklit edebilir. Fakat
canının istediği zaman Hanefi, işine geldiği zaman Maliki veya Hanbeli mezhebini
taklit etmek suretiyle daldan dala konan kuş misali hareket edemez.
37 - Soru: Mezhebler ne için ve nasıl ve ne zaman çıkmıştır?
Cevap: Ashab-ı Kiram devrinden sonra, Kur'an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerden hüküm
çıkarma kudretine sahip müctehidler azalmıştı. Bunun üzerine Müslümanlar,
içtihat kudretinde bulunan fakihlere tabi olma yolunu tuttular. Onların derslerinde
bahsettikleri mevzular, sorulara verdikleri cevaplar ve fetvalar halkın takip ettiği bir
yol ve fıkhi bir mezhep olarak doğmuş oldu.
38 - Soru: Suudi Arabistan ve diğer Arab memleketlerinde İslamiyeti ehl-i sünnet
mezhebi üzere yaşayanlar var mıdır?
Cevap: Suudi Arabistan devleti, Vehhabilik mezhebinin yayılmasını hedef almış
bulunmaktadır. Fakat halkın arasında ve bilhassa orada yerleşmiş Türklerde ehl-i
sünnet mezhebiyle amel etmek yaygındır.
39 - Soru: Bir kimse, canı istediği zaman Hanefi mezhebine, dilediği zaman diğer mezheblerin hükümlerine göre hareket edebilir mi?
Cevap: Edemez. Taklitte bir imam tercih etmesi gerekir.
40 - Soru: Ehl-i sünnetin dört fıkhi mezhebinin dışında, yine ehl-i sünnete
bağlı olduğu halde, tabileri kalmadığından yaşayamamış ve bu sebeple günümüze
kadar gelememiş fıkhi mezhebler var mıdır? Varsa adları nelerdir?
Cevap: İkinci ve üçüncü asırda, en fazla şöhret yapmış müctehidler;
İmam-ı Azam Ebu Hanife, İmam Malik, İmam Şafii, İmam Ahmed bin Hanbel'dirler. Tabiin
ve tebei tabiinden müctehidlik derecesinde bulunup da mezhepleri devam etmemiş bulunan
zatlar şunlardır: İbrahim Nehai, İbni Ebi Leyla, İbni Şübrüme, Süfyan-ı Sevri,
Hasan ibni Salih, Abdurrahman Evzai, Amr b.Haris, Leys bin Sa'd, Abdullah ibni Ebi Cafer,
İshak bin Raheveyh, Ebu Ubeyd Kaasım bin Selam, Ebu Sevr-i Bağdadi, İbni Huzeyme,
İbni Nasr-ı Mervezi, İbni Münzeri Nisaburi, Davud-ı Zahiri, İbni Cerir-i Taberi.
41 - Soru: Mezheplerin hak ve batıl olduklarını nereden anlayıp da hak-batıl
olduğuna hükmediyoruz? Bazı mezhepler var ki aynı yıl içinde kurulmuşlardır.
Mesela Zeydi, Caferi ve Hanefi mezhepleri gibi. Ayrıca Caferi mezhebinin kurucusu diye
bilinen Cafer-i Sadık (k.s.) silsile-i sadatdan değil mi?
Cevap: Mezheplerin hak oluşu, umumi hükümler bakımından, İslam dininin inanç,
ibadet ve muamelat ile alakalı hükümlerine her bakımdan uygun düşmesi ile
anlaşılır. Batıl mezhep de bu esaslara ters düşen yolun adıdır. Mezhep
kurucularının aynı tarihte yaşamaları, aynı şehir ve hatta aynı medresede
yetişmiş olmalarıyla, kurdukları mezheplerin hak veya batıl olarak
vasıflandırılmasında aynı sıraya konulamaz. O zatın İslam'a mutlak bağlı
olması, fasit te'villere, kusurlu tefsirlere ve mantıksız tezvirlere kaçmaması ile
mezhebinin hak olduğu anlaşılır. Vasıl bin Ata, Hasan Basri Hazretleri'nin rahle-i
tedrisinde yetişmiş ve fakat sonunda ondan yüz çevirmiş ve Mütezile'nin önderi
olmuştur.
42 - Soru: Ehl-i sünnet dışında kalan fırka-i dalaletten hangisi küfre nisbet
olunur?
Cevap: Bu hususta size, Milel ve Nihal Tercümesi'ni tetkik etmenizi tavsiye ederim.
43 - Soru: Ehl-i sünnet ve'l-cemaattan olan mezheplerin hak olduğunu biliyoruz ve
inanıyoruz. Fakat, bize "Hak olduğunu ne ile isbat edersiniz, deliliniz
nedir?" diye soruldu. Bu hususta bizi aydınlatır mısınız?
Cevap: Allah'ın (cc) kitabı ve Resulü'nün (sav) sünneti, amellerin hükme
bağlanmasında en sağlam ölçü ve şaşmaz bir kıstastır. Bu esaslara uyan bir şey,
meşru ve hakka uygun kabul edilir. Ehl-i sünnet mezhebinin hak olduğunu, Allah'ın(cc)
Kitabındaki hükümlere, Resulü'nün(sav) sünnetine ve Ashab-ı Kiramın yürüdüğü
yola uygun olması ile isbat ederiz.
44 - Soru: Şafii mezhebine mensup bulunan bir kişi, vefat ettiği zaman devri nasıl
yapılacak?
Cevap: Aynı Hanefi mezhebinde olduğu gibi yapılacaktır.
45 - Soru: İslamiyet bir olduğuna göre mezhep ne için dört olmuştur?
Cevap: El bir tane olduğu halde, parmakların beş tane oluşu nasıl bizim iş
görmemizi kolaylaştırmakta ise, mezheplerin durumu da aynen öyledir. Hepsi İslam
esaslarına bağlı olup, halkın kolaylığı içindir.
46 - Soru: Vehhabilik nedir, hangi ülkede mevcuttur?
Cevap: "Selefi'lik iddiası içinde kamufle edilmiş, sarılıp sarmalanmış bir
"Mücessime" sempatizanlığıdır. Suudi Arabistan'dan kaynaklanmaktadır.
Orada tahsil görmüş bazı kimseler tarafından veya bu işin çığırtkanları
vasıtası ile İslam aleminin birçok beldesine sıçramıştır.
47 - Soru: Bizim mezhep (Hanefi) de altın diş yasak mı?
Cevap: Dişinde çürük falan yok iken keyf ve süs için yaptırılırsa hem gusle
mani, hem de altınla zinetlenmek erkeğe haramdır. Fakat dişlerindeki çürük
sebebiyle yaptırılacak ise, bu zaruret halidir. Zaruret halinde ve zaruret miktarını
geçmemek şartı ile diş doldurtmak veya altın kaplatmak İmam Muhammed'e göre
caizdir.
48 - Soru: Ramazan ve Kurban Bayramı namazları biz Hanefîlerce vacib bulunmaktadır.
Diğer üç mezhepte bu namazların hükmü nedir?
Cevap: Maliki ve Şafii mezheplerinde, bu namazlarla ilgili iki hüküm vardır.
Birinci hüküm, bu namazlar sünnet, diğer bir kavle göre farzdır. Hanbeli mezhebinde
ise farz-ı kifayedir.
49 - Soru: Sehiv secdesi, biz Hanefilere göre vacibtir. Şafii mezhebine göre bu
secdenin hükmü nedir? Zira bulunduğumuz yerlerde Şafii bir imama uyduğumuz oluyor.
Durumu bilmemizde fayda vardır?
Cevap: Sehiv secdesi, gerek Şafii gerekse Maliki mezheplerinde "sünnet"
bulunmaktadır. Ancak şu var ki, imam sehiv secdesi yapacak olursa, bu mezhepteki
kimsenin imama uyarak secdeyi yapması vacib olur.
50- Abdürrahim Fetvalarından: "Hanefi olan Zeyd, Şafii mezhebine
geçtiğinde tazir olunur" (H.Ec. 2/164)
Açıklama: Hanefi mezhebi, Şafii mezhebinden daha kolay hükümleri içine
almış bulunmaktadır. Bu itibarla, tercih ettiği Şafii mezhebinin hükümlerini
yerine getirmekte kusur etmesi ihtimaline binaen şer'i hakim tarafından uyarılır
ve gerekirse tazir edilir. Buradaki tazir, tazip ve tecziye mânâsında
anlaşılmamalı, sadece bir uyarma olarak kabul edilmelidir.