606 - Soru: Bir Müslüman, din kardeşinin "dinine" sövse,
hem de bu söven şahıs namaz kılıyor, bir mahzur var mıdır?
Cevap: Dine söven kimse dinden çıkar ve imanını kaybeder.
607 - Soru: Bir işletmede çalışan işçi, patronun haberi olmadan namazını
kılacak olsa, kabul olur mu? Olursa sevabı patronun mu yoksa kılanın mı?
Cevap: Namaz Allah'ın emri olup, kılınması başkasının iznine bağlı değildir.
Patron müsaade etmese bile namazı gene de kılmak gerekir. Namazın sevabı elbette
kılanındır .İş sahibi namazı kılmaya müsaade ve teşvik ediyorsa hayra delalet
ettiğinden dolayı ona da sevap olur.
608 - Soru: Bazı kimseler, "Bir kişi, içkili iken namazını kılabilir ve
camiye gelebilir. Çünkü içkinin günahı ayrı, namazın sevabı ayrıdır" diyorlar.
Dinimizin hükmü nasıldır?
Cevap: Meseleyi mücerret olarak ele almak gerekirse günahın işlenmesinden doğan
sorumluluk ile vazifenin yapılmasından doğacak fayda ayrı ayrı şeylerdir. Ancak
müşahhas bir örnekle ileri sürülen iddialar yanlış telakkilere yol açar ve inancı
zayıf, bilgisi az kimseleri şaşırtabilir. Bu gibi meseleleri ilmi mehafilde ele almak
doğru ise de her yerde herkesin konuşması doğru görülemez.
609 - Soru: Bir kimse nafile namaz kılarken anne veya babası kendisini
çağırsa namazı bozar da onlara cevap verir mi?
Cevap: Anne ve babası onun namazda olduğunu biliyorsa, icabet etmemekte bir beis yok
ise de bozması evla görülmüştür. Şayet kendisini çağıran baba ve annesi, onun
namazda olduğunu bilmeyerek çağırmış ise, nafile namazı bozup ona icabette
bulunması vacib olur.
610 - Soru: Farz namazı kılmakta olan bir kimseyi annesi veya babası çağırmış
olsa, namazını bozup onlara cevap verebilir mi?
Cevap: Farz namazı bozmak, bir zaruret sebebiyle olmaktadır. Anne veya babası
"imdat" dilemiş ise, o zaman namazı bozup onlara cevap verebilir. Fakat,
böyle bir durum olmadığı zaman, farz namazı kesip cevap vermesi doğru olmaz. Namaz
hali kulun Rabbinin davetine icabet etme halidir. Bu icabet, bir kulun çağırması
sebebiyle yarıda kesilemez.
611 - Soru: Namaz kılan bir mü'mine bir gayri müslim gelip kendisine İslam dinini
telkin etmesini istese namazı kesip ona İslamiyet'i telkin etmesi caiz olur mu?
Cevap: Evet, namazı kesip ona İslam dinini telkin etmek caiz olur.
612 - Soru: "Temiz olmak şartı ile pijama ile namaz kılmakta mahzur yoktur"
deniyor. Hasan Arıkan Hoca'nın Muhtasar İlmihali'nde ise, namazın mekruhları
arasında "Büyükler meclisine girilmeyecek elbise ile namaz kılma"nın yer
aldığı görülüyor. Buna göre pijama ile namaz kılma hakkında söylenecek başka
bir şey var mı?
Cevap: Evet, söylenecek bir izah vardır. Şöyle ki: Bizim beyanımız ile Hasan
Arıkan Hoca'nın Muhtasar İlmihali'ndeki izah arasında bir uyuşmazlık ve çelişme
yoktur. Namazın mekruhları arasında yer alan "Siyab-ı bizle içinde namaz
kılmak" ifadesi görülmektedir. "Bizle" kirden sakınılmayan hor elbise,
büyüklerin huzuruna varılamayacak kirli elbise demektir. Namazda müstehap olan mutad
giyiniştir. Gecelikler, yani pijama, giyilmesi mutad bulunan bir elbisedir ve onunla
namaz kılmakta bir mahzur ve mekruh yoktur. Yeter ki temiz olsun. Bu hususta Hacı Mehmed
Zihni Efendi merhumun Nimet'ül-İslam adlı kiabının "Kitabü's-Salat'ında yer
alan namazın mekruhları bahsinde 56 rakamlı mekruhun (7) nolu haşiyesinde gerekli ve
doyurucu bir açıklama vardır. Gerekirse oraya da bakabilirsiniz.
613 - Soru: Ben, bir seccade buldum. Kıymetli bir şey olduğu için ilk bakışta
anlaşılmakta. Ben her ne kadar ilan etmiş isem de sahibi çıkmadı. O günden bu
güne üzerinde namaz kıldım. Camiye koysam durdurmazlar. Ben bu seccadenin
kıymetini versem, camiye veya bir hayır kurumuna o parayı hibe etsem olur mu?
Şimdiye kadar bu seccadenin üzerinde kıldığım namaz kabul olur mu olmaz mı?
Cevap: Emanet olarak elinizde bulunan bu seccadenin sahibini bir sene araştırın. Bu
müddet dolduktan sonra, bir camiye verin. O olmazsa bir fakire temlik ettikten sonra o
kimse satarsa ondan alın. Kıymet takdirini siz kendiniz yapmayın. Verdiğiniz adam,
seccadenin fiyatını öğrensin ve sizden isteyeceği parayı buna göre söylesin.
Aranızda icap ve kabul yerine geldikten sonra parayı verir ve seccadeyi o kimseden
satın alırsınız.
614 - Soru: Bir evde fotoğraf varsa namaz olmaz diye okudum. Evdeki sandık
içinde veya kıblenin gayrisinde olursa namaz sahih olur mu? Fotoğraf namaz
kılanın üzerinde (yani cebinde) olursa ne olur?
Cevap: Namaz kılınan evde fotoğraf olsa namaz olur. Ancak namaz kılanın önünde,
sağ veya sol tarafında olursa, namaz mekruhtur. Kapalı yerde olursa mekruh olmaz.
(Büyük İslam İlmihali, Namazın Mekruhları, 48. madde)
615 - Soru: Bir kimse camide belirli bir yerde namaz kılmayı adet haline
getirse ve hep orada namaz kılmış olsa bunda bir mahzur var mı?
Cevap: Mescidlerin her tarafı aynı fazileti haizdir. Bu itibarla, muayyen bir yerde
namaz kılıp başka yerde kılmamak, sanki, oradan başka bir yerde namaz kılmak caiz
değilmiş gibi bir kanaatin uyanmasına sebep olabilir. Bundan dolayı böyle bir yer
tahsis edip devamlı orada kılmakta kerahet vardır.
616 - Soru: Bir kimse namaz kılarken altına bez bağlanan ve bu bezleri kirletmiş
olan bir çocuk, namaz kılanın kucağına gelip otursa, bu pisliği sebebiyle namazı fasid olur mu?
Cevap: Eğer o çocuk, tutmaksızın kendi oturabiliyorsa ve onun altındaki pislik, namaz
kılanın üstüne geçmiyorsa o kimsenin namazı bozulmaz. Çünkü namaz kılan onu
yüklenmiş sayılmaz. Bu sebeple, namaz için şart olan temizlik kaybolmuş sayılmaz.
617 - Soru: Bazı kimseler, namaz kılacağında, takke bulamadıkları için
başının etrafına mendil ve benzeri bir şey veya kaşkol dolamaktadırlar. Bu
sırada başının tepesi ise açık kalmaktadır. Böyle olunca başı örtme sünneti
yerine gelmekte midir?
Cevap: Başın üstü örtülmedikçe bu sünnet yerine gelmiş olmaz. Başın etrafını
kapatıp üstünü açık bırakacak şekilde mendil veya kaşkol dolamakta kerahet
vardır. Bu hususta ölçü, başın üstünün açık kalmasıdır. Kerahet de bundan
doğmaktadır. Yoksa kaşkol dolamak mekruh sayılmamıştır.
618 - Soru: Bazı kimseler, secdeye giderken pantolonunu çekmektedirler. Bunda
bir mahzur var mı?
Cevap: Bu iş, az bir fiil ile oluyorsa kerahet vardır. Amel-i kesir (çok iş) ile
yapılırsa namazı ifsad eder.
619 - Soru: 90 kilometrelik veya daha uzak bir mesafedeki şehre gitmek üzere
yola çıkan bir kimsenin 30-40 kilometrelik bir yolculuktan sonra aniden geriye
dönmesi gerekse, bu dönüş sırasında namazını seferi olarak mı kılar, yoksa tam
olarak mı eda eder?
Cevap: Geriye dönmeye karar vermekle, seferilik niyeti bozulmuş olacağından,
namazını, yani dört rekatli farzları tam kılar. (Büyük İslam İlmihali, Namaz
bahsi md. 277)
620 - Soru: Kısa kollu gömlekle ve takkesiz namaz kılmak ne derece caizdir?
Cevap: Namazı kolları açık ve imkanı varken takkesiz kılmak mekruhtur. Bu
hususta daha geniş bilgi almak için Ö.N. Bilmen'in Büyük İslam îlmihali adlı
kitabının Namazla ilgili bölümünde yer alan (5) ve (47.) maddelerim dikkatle
okumanızı tavsiye ederiz.
621 - Soru: Bir arkadaşım var. Beş vakit namazını hiç kaçırmıyor ve fakat
rüşvet alıp yiyor. Buna ihtiyacı olduğu için mi alıyor, bilmiyoruz. Bu kimsenin
namazı kabul olur mu?
Cevap: Bir kimsenin rüşvet alması asla helal değildir. İhtiyacının bulunması
onun rüşvet almasına müsaade olarak gösterilemez. Hiçbir çare kalmadığı zaman,
ihtiyacını giderecek bir miktar şey dilenilir ve fakat rüşvet alınamaz. Kılacağı
namazlar önce kabul olunur, daha sonra (kıyamet günü) ibadetlerinin sevabı, üzerinde
bulunan kul hakları karşılığı, hak sahiplerine verilir.
622 - Soru: Yaşları 35-45 olan birtakım arkadaşlar da aynen rüşvet yiyorlar.
Hiç de namaz kılmıyorlar. Bunlar diyorlar ki: "Biz rüşveti terk edemiyoruz ki
namaz kılalım." Namazımız kabul olmaz diye kılmak istemiyorlar. "Her ikisi de
bir arada yürürse biz de namaza başlayalım" diyorlar. Bu hususta ne dersiniz?
Cevap: Namazı değil, rüşveti terk etmelidirler. Bu kimselerin sorumluluğu iki
kattır. Namazı duyarak ve feyzine doyarak kılacak olurlarsa namaz kendilerini bu gibi
kötülüklerden alıkoyacaktır.
623 - Soru: Bu arkadaşların düşüncesi, günah işleyen bir kimse namaz
kılmamalıdır, diyorlar. Zira kabul olunmayacağı kanaatini taşımaktadırlar. Her
gün tevbe edip de tekrar günah işleyince o namaz kabul olur mu?
Cevap: Günah, nefse köleliktir. İbadet ise Allah Teala'ya kul olmaktır. Rabbimize
kulluğumuz arttıkça nefsin esaretinden sıyrılmış ve kurtulmuş oluruz. Akli
kanaatler ile dini meseleleri hükme bağlamak, her zaman geçerli değildir. Din, akla
göre hareket olsaydı mestin üstüne değil altına mesih daha uygun olurdu.
624 - Soru: Bir gelin, kayınbabasının ve çelebisinin yanında namaz kılabilir
mi?
Cevap: Bir kadının, tesettüre tam riayet etmek şartı ile, kayınpederinin ve
çelebisinin (kayınbiraderinin) yanında namaz kılmasında bir mahzur yoksa da,
kadının evin içinde münasip bir yeri namazgah olarak seçip ibadetlerini orada eda
etmesi daha münasiptir. Zira bu şekilde davranması kadınlık durumuna daha
elverişlidir.
625 - Soru: Bir gavurun kullandığı elbiseyi daha sonra bir Müslümanın giymesi
doğru olur mu, bu elbise ile namaz kılması caiz midir?
Cevap: Tertemiz yıkadıktan sonra kullanılabilir.
626 - Soru: Hayvan resmi bulunan bir gömlek ile ve canlı resmi bulunan bir
yerde namaz kılınır mı?
Cevap: Böyle bir gömlek, kişinin üzerinde iken kılınan namaz bozulmaz ise de
bunu giymemek evladır. Evin içindeki resim, kıble istikametinde veya secde yerinde
bulunuyorsa namaz mekruhtur. Diğer mahallerde bulunması halinde namazı engellemezse de
rahmet meleklerinin içeriye girmesine engel olur.
627 - Soru: Kızların kaneviçe ile işlemiş oldukları seccadelerde veya hacdan
getirilen cami resimli seccadeler üzerinde namaz kılmak caiz midir?
Cevap: Evet, caizdir.
628 - Soru: Memur olan bir kimseye, işveren "Namaz kılmayacaksın" diyor.
Namaz kılmasına müsaade etmezse işi terk etmesi lazım gelir mi?
Cevap: Evet, işi terk edip namaz kılmasına engel olmayacak bir yer araması
gerekir. Namaz, Allah'ın emridir. Kulun direktifleriyle asla terk edilemez. Namaz için
iş terk edilir ve fakat iş için namaz katiyen bırakılmaz.
629 - Soru: Kauçuk üzerinde namaz kılmakta bir mahzur var mıdır?
Cevap: Kauçukun maddesi temiz olduğu için, ondan yapılmış bir seccade üzerinde
namaz kılmakta bir mahzur yoktur. Yumuşak olması bakımından düşünülüyorsa,
başın yerin sertliğini hissetmesi gerekir. Sünger gibi bir şey üzerine secde
edildiği zaman, yerin sertliği anlaşılırsa secde caiz olur.
630 - Abdürrahim Fetvalarından: "Üzerinde dirhem miktarı fidişi bulunurken
namaz kılmakta kerahet yoktur" (H.Ec. 1/9)
Açıklaması: Ölmüş bulunan hayvanların diş, tırnak ve boynuz gibi uzuvları,
üzerinde et, deri ve sinir gibi şeyler bulunmadıkça temizdirler. Bu sebeple üzerinde
fildişi, boynuz ve benzeri şey varken namaz kılmak kerahetsiz caiz görülmüştür.
631 - Behce Fetvalarından: "Üzerinde dirhemden fazla "misk" mevcut
iken namaz kılsa sahih olur" (H.Ec. 1/10)
Açıklama: Misk, kedi veya geyiğin vücudundan hasılolan ve ıtriyata maya teşkil eden
bir maddedir. Misk, temiz olduğu için, o üzerimizde iken namaz kılmakta bir mahzur
yoktur.