İleriki bahislerde gelecek, senetle ilgili bazı tâbirleri, iltibaslara meydan vermemek için şimdiden görmemizde fayda var: Bir sened üç kısımdan meydana gelir: İbtida, esnâ ve münteha.
İbtida, senedin müellife bakan tarafıdır. Buraya, Arapça olarak sadru'l-isnâd da denir. Türkçe'de "senedin baş tarafı" diye ifâde edebiliriz. Mesela Buharî'nin ilk hadîsini okumak istesek şu senedi görürüz: "Haddesena’l-Humeydiyy Abdullah b. Zübeyr, Kale haddesena Yahya b. Said Ensariyy Kale Ahbarani Muhammed b. İbrahim et-Teymiyy enne semia Alkame b. Vakkas el-Leysi yekulu semi’tu Ömer b. El-Hattab radiyallahu anh ale’l-minberi kale semi’tu Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem yekulu innema’l-a’malu binniyat"
Sened'de haddesena el-Humeydî, yani bize el-Humeydi rivayet etti..." diyen Buharî'dir. Öyle ise senedin ibtidası, Buharî tarafı yani el-Humeydî'dir.
Münteha ise senedin ilk kaynak tarafıdır. Yukarıdaki örnek de Hz. Ömer'dir.
Esna ise senedin ibtida'sı ile münteha'sı arasında kalan kısımdır. "Esna" yerine vasat kelimesinin kullanıldığı da olur, dilimize senedin orta kısmı diye tercüme etmemiz uygundur. Senedin esna'sı sened de yer alan râvi sayısına göre uzun veya kısa olur.[1]
Senedde yer alan bazı özellikleri anlayabilmek bakımından örnek olarak verdiğimiz hadis senedini burada tahlil edelim:
Rasulullah (s.a.v.) (11/632)
1) Enes b. Malik (93/712): Sahabe Devri: 110.[2]
2) Ebu’t-Teyyah (Yezid b. Humeydi) (128/745): Tabiun Devri: 180.
3) Şu’be b. El-Haccac (160/776) Tabiun Devri:
4) Yahya b. Said el-Kattan el-Ahvel (197/812): Etbau’t-tabiin: 220.
5) Muhammed b. Beşşar (252/866): Etbau’t-tabiin: 260.
El-Buhari (256/869)
Bu senedin ibtidası el-Buhari; müntehası ise Rasulullah’dır (s.a.v.) Bir başka ifade ile senedin bize en yakın kısmı başlangıcı; hadis metnine en yakın yeri de sonu veya müntehasıdır.
Bu hadis el-Buhari’ye göre humasi yani senedinde beş ravinin bulunduğu bir hadistir.
Senedde rivayet tekniği açısından tahdis ve an’ane bulunmaktadır.
İki tabii birbirinden; iki etbau’t-tabiin de birbirinden rivayet etmektedir. (Şu’be, Ebu’t-Teyyah’dan; el-Buhari de Muhammed b. Beşşar’dan nakletmişlerdir.)
Eğer hadisi Buhari, Yahya b. El-Kattan’dan o da Ebu’t-Teyyah’dan alabilmiş olsalardı, hadis sülasi yani üç ravi ile nakledilmiş bir hadis olacaktı. Ama her zaman, bir önceki nesilden değil, kendi çağdaşı olan bir hocasından alma durumu doğabilmektedir. Bu da tabiatıyla senedin uzamasına sebep olmaktadır.
Bu senedi Buhari’nin Rasulullah’a ulaşma mediveni gibi düşünecek olursak onu şöyle şekillendirmek mümkündür. (Hadis metnine ulaşmak için ilk adımı attığımız basamak, bizim için senedinbaşlangıcı, en üst basamak da senedin müntehası (nihayeti) dir.)[3]
[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 1/500-501
[2] Sahabe devrinin sonu Hz. Peygamber’in vefatına bir ay kala söylediği “Yüz sene sonra, bugün yaşayanlardan hiçbir canlı sağ kalmayacaktır.” hadisi ile tayin edilmiştir. (Müslim, Fedail: 219; Tirmizi, Fiten: 64; Ahmed b. Hanbel, Müsned: 1/93; 3/345.)
[3] İsmail Lütfü Çakan, Hadis Usulü, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları: 27.