Metinde idrâc: Ravilerden birisinin hadise gerekli açıklamayı yapmaksızın kendiliğinden bir söz araya sokuşturmasıdır. Bunu ya bir kelimeyi açıklamak, ya bir hüküm istinbat etmek ya da bir hikmeti beyan etmek için yapar.
İdrâc hadisin başında, ortasında ve sonunda olabilir.
Başında yapılan idrâca örnek: Ebu Hureyre Radıyallahu anh'ın rivayet ettiği:
"[Abdest azalarını iyice yıkayınız (isbâğl)]. Ayak topuklarının ateşten vay haline!"
Buradaki "abdest azalarını iyice yıkayınız" ifadesi Ebu Hureyre'nin sözünden müdrec (derc edilmiş, araya sokuşturulmuş) bir ifadedir. Buhârî'nin yine ondan naklettiği şöyle dediğine dair rivayet bunu açıklamaktadır: Ebu Hureyre dedi ki: Abdest azalarını iyice yıkayınız. Çünkü Ebu'l-Kasım Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki: “Ateşten topukların vay haline!”
Hadisin ortasında idrâca örnek: Âişe Radıyallahu anhâ’nın, Rasûlullah Sallallahu aleyhi vesellem'e vahyin ilk gelişi ile ilgili hadisi gösterilebilir. Orada diyor ki:
"Hira dağında inzivâya çekilir ve orada belli sayılarda geceler boyunca tehannüs [taabbud demektir] ederdi."
Hadisteki "o taabbud demektir" ifadesi ez-Zührî'ye ait müdrec bir sözdür. Bunu Buhârî'nin yine onun yoluyla şu lafızla gelen rivayeti açıklamaktadır: Peygamber Hira mağarasına gider ve orada tehannüs ederdi. (ez-Zührî) dedi ki: [Tehannüs teabbud demektir.] Belli sayıdaki gecelerde (tehannüs ederdi).
Hadisin sonunda idrâca örnek: Ebu Hureyre Radıyallahu anh'dan rivayete göre Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz benim ümmetim kıyamet gününde abdest izleri dolayısıyla elleri ve ayakları nurlanmış olarak çağırılacaklardır. [Binaenaleyh sizden kim bu nurlanacak kısımlarını uzatabilirse onu yapsın.]
Buradaki "binaenaleyh sizden kim bu nurlanacak kısımlarını uzatabilirse onu yapsın" ifadesi, Ebu Hureyre'nin sözü olup, müdrec bir ifadedir. Bunu sadece Nuaym b. el-Mücemmir, Ebu Hureyre'den naklettiği rivayette zikretmiştir. Ondan Müsned'de nakledilen rivayetinde şöyle dediği zikredilmiştir: "Binaenaleyh kimin... gücü yeterse" ifadesi Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'in sözü müdür, yoksa Ebu Hureyre'nin sözü müdür bilemiyorum, fakat hafızlardan birden çok kişi bunun müdrec bir ifade olduğunu açıklamış bulunmaktadır. Şeyhu'l-İslam İbn Teymiye de: Bunun Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'in sözlerinden olmasına imkân yoktur, demektedir.
c- Bir delil bulunmadıkça hadiste idrâc olduğuna hüküm verilemez. Bu da ya ravinin kendi sözüyle veya muteber bir imamın sözüyle ya da sözün kendisinden Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem’in söylemesinin imkansız olduğunun anlaşılmasıyla bilinir.