Muhaddis herşeyden önce iyi bir ahlâk, temiz bir yaşayış ve sağlam bir niyet sahibi olmalıdır. Sağlam niyet, ilmi Allah rızası için öğrenmek ve öğretmektir. Seleften bazıları: "Biz başka maksadla ilim talebettik, ancak o, Allah için olmaktan başka bir şey kabul etmedi" demiştir. [1]
Hadis okutmaya karar veren hoca, bununla birlikte hasbi olmaya da niyet etmelidir. Çünkü ihlas, her amelin özü ve ruhudur. Bütün peygamberlerin davet ettiği meziyettir, iç olgunluğudur. Hadis hocasının, riyadan, çıkar ve dünyalık kaygısından en uzak kişi olması gerekir. Zira Rasulullah’ın hadislerinden nübüvvet havasını koklamaktadır. Meşgul olduğu ilmin mahiyet ve niteliğine yaraşır bir gönül berraklığı, niyet ve davranış dürüstlüğü herkesten çok ona yakışır. Hem niyeti olmayanın ameli, ihlası olmayanın da ecri olmaz.
Öte yandan İslami ilimler, üstün ahlakı gerektiren şerefi yüksek ilimlerdir. Hadis ilmi ise, bunların ilk sıralarında yer alır. Böyle olunca, hadis hocasının da ahlak ve adab bakımından diğer ilimlerin hocalarından daha üstün olması uygun olur. Bu onların etkilerini de arttıracak önemli bir husustur. Unutulmamalıdır ki, “hadisçiler, hz. Peygamber’in yakınlarıdır. Her ne kadar kendisiyle arkadaşlık etmemişlerse de nefesleriyle sohbettedirler.” O halde bu sohbetlerin, hadis hocasının davranışlarında görülmesi kadar tabii ne olabilir? [2]