Hz. Peygamber’in hayatında bazı sahabiler tarafından, Hz. Peygamber’den bizzat duydukları hadisleri yazmalarıyla veya Tabiun tabakasından bazı ravilerce sahabilerden öğrendikleri hadisleri yazdıkları notlarla oluşturulan ve o haliyle daha sonrakilere intikal eden küçük hacımlı vesikalara “sahife” denilmektedir. Sahifeler’e Kur’an ayetlerinden sonra İslam kültürünün ilk yazılı vesikaları gözüyle de bakılabilir. Bunların en meşhuru Abdullah b. Amr b. El-As’ın (93/712), Hz. Peygamber’den bizzat duyduğu hadisleri yazıp bir araya getirdiği “es-Sahifetu’s-Sadıka”sıdır. Hemmam b. Münebbih (101/719)in, Ebu Hureyre’den duyup yazdığı 138 hadisten oluşan “es-Sahifetu’s-Sahiha” veya “Hemmam b. Münebbih’in Hadis Sahifesi” de sahifelerin günümüze ulaşabilmiş yegane örneğidir.[1]
Kitaplık çaptaki rivayet mahsullerinin tasnif edildiği dönem ve daha sonraki asırlarda Sahifeler’e bir daha rastlanılmamıştır. [2]