Bütün hadisçilerin ittifak ettiği bir şarttır. Dinî mevzularda gayr-ı müslim'in rivâyeti hiçbir surette makbûl değildir. Keza mürtedin rivâyeti de makbûl değildir.[1] Ravi, hadisi rivayet ettiği sırada müslüman olmalıdır. Duyduğu sırada müslüman olmayabilir. [2]
Bu içten ve dıştan İslâm'a teslim olmaktır. Ravinin gerek ilminde, gerekse amellerinde iman ve İslâm çizgisinde olması gerekir. Diğer dinlerde de yalanın yasak olmasına rağmen, ravide İslâm şartının aranmasının sebebi şudur: Her şeyden önce konu dini bir konudur. Kâfir, gücü yettiği kadar başkasının dinini yıkmaya çalışır. Ayrıca inandığı şeylerden dolayı ithama maruz kalmıştır. İtham söz konusu olduğu müddetçe, dini konularda rivayetlerinin kabulü doğru olmaz. Haberi mümin değilken almış ve İslam'a girdikten sonra nakletmişse kabul edilir. [3]