Senedin başından sonuna kadar her tabakada bütün ravilerin aynı lafızlarla rivayet ettikleri hadistir. Peygamber Efendimizin sözlerini her devirde pek çok kimsenin kelimesi kelimesine aynen nakletmesi tabiatıyla mümkün olamamıştır. Eğer böyle bir şart konulsaydı, harfiyyen akılda tutulamayacak bütün hadisler tamamen unutulmaya mahkum olurdu. Manâ ile rivayetin caiz görülmesi sebebiyle lafzî mütevâtir hadisler oldukça azdır. Aşağıdaki hadisler lafzî mütevâtire örnektir.
"Kim bilerek bana yalan isnad ederse Cehennem'deki yerine hazırlansın."[1]
"Sarhoşluk veren her içki haramdır."
"Kim Allah rızası için bir cami yaparsa Allah da ona Cennet'te bir ev hazırlar."
"Kur'an yedi harf üzere inmiştir."
"Allah sözümü işitip aynen ezberleyen sonra da başkasına işittiği şekilde rivâyet eden kişinin kıyamet günü yüzünü taze kılsın"[2]
Unutulmamalıdır ki, lafzan veya ma’nen kayıtları konulmadan “mütevatir” kelimesi yalın halde (mutlak olarak) zikredildiği zaman, bunun anlamı, “lafzan mütevatir” demektir.[3]
[1] Buhari, İlim: 38; Cenaiz: 33; Enbiya: 50; Edeb: 109; Müslim, Zühd: 72; Tirmizi, Fiten: 70; Aliyyu'l-Kâri'nin el-Esrârû'l-Merfu'a'da kaydına göre ikiyüzden fazla tarikden gelen bir hadîstir. Her tabakada râvi sâyısı tevâtür derecesini korumuştur. (İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 2/75.)
[2] Nuri Topaloğlu, Şamil İslam Ansiklopedisi: 4/403; İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 2/75.
[3] İsmail Lütfi Çakan, Hadis Usulü, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları: 107.