4) Manaya Yönelik Tashif:

 

Tashîfu'l-mânâ'ya örnek olarak Muhammed İbnu'l-Müsenna el-Anezî'nin kabilesiyle iftihar için söylediği şu sözü örnek verilir: "Biz Şerefli bir kabîleyiz, yani biz Anezî'deniz, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bize muteveccihen namaz kıldı".

Bu sözdeki tashîf şuradan ileri gelir: Resûlullah'ın Aneze'ye müteveccihen namaz kıldığına dâir rivayet mevcuttur. Muhammed İbnu'l-Müsenna, hadiste geçen aneze ile kendi kabîlesinin kastedildiğini sanmıştır. Halbuki bu, harbe demektir ve namaz sırasında sütre olarak öne dikilmiştir. Daha enteresanını Hâkim nakletmektedir. O, bir bedevînin, bunu anze (ki keçi demektir) okuyarak, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın "bir keçiye" müteveccihen namaz kıldığını anladığını, sonra da hadîsi, mânâyı esas alarak rivayet suretiyle, katmerli hata işlediğini görmüştür.[1]

Musahhaf'ın hemen hemen bütün çeşitlerinde göze çarpan zayıflığa rağmen, "sahîh-hasen-zayıf hadisler arasında müşterek olan ıstılahlar" kısmında zikredilmesi, bir çoklarınca acâib karşılanacaktır. Araştırıcı, onâ "mevzû" damgası vurulmasa bile, tamamen zayıf olarak kabul edilmesi gerektiğini zannedecektir.

Bu zannın hatalı olduğu, daha işin başında bellidir. Zira bu zan, fâsit bir kanâate dayanmaktadır. Kısaca bu kanâate göre, tashifcilerin sahîh ve hasen hadisleri tahrif etmeleri yasaklanmış ve son derece zayıf rivayetlerle istedikleri gibi oynamalarına da müsâade edilmiştir. Gerçekler ise bu kanaati yalanlamaktadır. Zîra tashifçiler bütün hadîs ne'vilerini tahrîfe yeltenmekle kalmamışlar; hatta bâzılarının hayâsızlığı, Allah'ın Kitabı'nda bile tashîf yapacak kadar aşırı bir hadde varmıştır. Mütevâtir olan Kur'ân-ı Kerim'in, bu tashiflerden berî olduğu ve onda katiyyen tashif yapılmadığı gibi, sahîh, hasen ve zayıf hadisi şerifler dahi bu tashiflerden uzak kalmıştır.

Tashîf yapılan hadisler hakkında şu ifâdeler kullanılır: Bu hadis sahihtir; fakat onu falan tashîf etmiştir. Bu hasendir; ona tashif yapılmıştır. Nitekim zayıf hadis için de, ister tashîf edilsin, ister edilmesin, bu hadîs zayıftır, denir.[2]

Dârakutnî hadîslerde yapılmış olan bütün nokta ve harf değişikliklerini gösteren bir te'lîf ortaya koymuş, Kur'an'da rastladığı tashifatı da orada göstermiştir. Eserin adı Kitâbu'l-Tashîf'tir.[3]


 

[1] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 2/134-135.

[2] Subhî es-Sâlih, a.g.e., s. 223; Sabahaddin Yıldırım, Şamil İslam Ansiklopedisi: 4/288-289.

[3] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 2/135.