1- Uydurmacıları Tanıma Yolları:

 

a) Hadis Uyduranların İtirafı:

 

Ömer b. Sabih'in Resul-i Ekrem'i isnad ederek uydurduğu hutbesi, surelerin faziletlerine dair Terras'ın uydurup sonra itiraf ettiği hadisleri gibi. Ayrca Kazvin şehri ve serhadlara dair 40 kadar hadis de uydurmuştur. Bazı tefsir alimlerinin bu gibi hadisleri kitaplarına almaları kınanmıştır. Bunlardan başka Hz. Ali hakkında 70 kadar hadis uydurduğunu da ölürken i'tiraf etmiştir.

Mevzu hadis bazan ravinin kendisi uydurur. Bazan eskilerden ve İsrailiyattan da alır. Hz. Ali, Hasan-ı Basri, Fudayl ve Cüneyd gibilerin sözlerini, hadis olarak rivayet edenler de vardır. [1]  

Vazzâ'lardan bazıları, yaptığı işi iyi görerek, bazıları da pişman olup, tevbe ederek hadîs uydurduklarını itirâf etmişlerdir. Nitekim Fazâilu'l-Kur'ân'la ilgili hadîsleri uyduran zat, bunu bir fazîlet, bir dindarlık olarak ifade etmiştir. Müemmel İbnu İsmâil'in anlattığına göre, Ubey İhnu Ka'b (radıyallahu anh)'dan rivâyet edilen Kur'ân-ı Kerîm'in sûrelerinin faziletiyle ilgili uzun bir hadîsi, bir şeyhten duyunca, "Kimden işittin?" diye sorar. İlk kaynağını bulmak üzere azmeder. Bu maksadla, her seferinde değişen şehir isimleri söylenir. Ama Müemmel yorulmadan önce Medâin'e, oradan Vâsıt'a, oradan Basra'ya, oradan Abâdân'a varıp sonunda mutasavvıf bir grupla zikr yapan şeyhi bulur. Orada Müemmel: "Bu hadîsi sana kim söyledi?" diye sorunca şu enteresan cevabı alır:

"Bunu bana kimse söylemedi. Ancak, baktık ki halk Kur'ân'a rağbet etmiyor. Biz de insanları Kur'ân'a yöneltmek için bu hadîsi uydurduk".

Keza Ömer İbnu Sabîh, Hz. Peygamber (aleyhisselâtu vesselâm)'e nisbet ederek rivâyet ettiği bir hutbeyi bizzat uydurduğunu söylemiştir.

İbnu Dakîku'l-Îd vaz'ı itiraf edenin ikinci sözünde de yalancı olabileceğini beyanla, itirafın, vaz'ı için kesinlikle hükmetmeye yeterli olmadığını söylemiştir ise de bu itiraz ulemâca benimsenmiştir. [2]

Önce Kaderiyye mezhebinde iken tevbe eden Ebu Reca ağlayarak şu itirafta bulunmuştur. "Kadercilerin hiç birinden hadis rivayet etmeyiniz. Vallahi biz kader hakkında hadis uydurur ve bunu insanlar arasında yayardık. Bundan da sevap umardık. Artık hüküm Allah'ındır."

Zındıklığı sebebiyle Basra valisi Muhammed b. Süleyman tarafından idam ettirilen Abdül-Kerim b. Ebi'l Avca, asılmadan önce şu itirafta bulunmuştur: "Sizin aranızda dört bin hadis uydurdum. Bunlarda helali haram, haramı da helal gibi gösterdim."[3]

Abdül-Kerim b. Ebi'l Avca’nın bu itirafı kanun zorundandır. Bir de pişmanlık duygusu ile itiraf edenler vardır. Buna misal olarak şu olay anlatılır: İbnu Şeybe hac sırasında ağlaya ağlaya Kabe’yi tavaf eden bir ihtiyara niçin ağladığını sorduğunda, “Rasulullah’a karşı yalan söyleyerek 50 hadis uydurdum, onları halk arasında yaydım. Şimdi ben ne yapacağım?” dedi.[4]

Meşhur tarihçi ve muhaddis İbnu Asakir anlatır: Şeyhlerinden Ebu’l-İzz, birinin Hz. Ali hakkında hadis uydurduğunu işitir. Kendisi de Allah rızası için (!) Hz. Ebu Bekir’e dair bir hadis uydurur ve İbn Asakir’e sorar: “Nasıl iyi etmedim mi?” [5]


 

[1] Aliyyu’l-Kari, Mevzu Hadisler, İlim Yayınları (çevrin M. Yaşar Kandemir): 15-16.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 2/145.

[3] Muhammed ez-Zefzaf, et-Ta'rif bil Kur'an vel Hadis, Beyrut 1984, s. 263; Sabahattin Yıldız, İsmail Kaya, Şamil İslam Ansiklopedisi: 4/180.

[4] İsmail Lütfi Çakan, Hadis Usulü, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları: 158.

[5] Talat Koçyiğit, Mücteba Uğur, İ. Hakkı Ünal, İmam-Hatib Liseleri İçin Hadis Usulü, 12. sınıf: 53.