e) Tarihi Olaylara Aykırı Düşmesi-Ravinin Hali:

 

Bir hadiste anlatılan olaylar tarihi gerçeklere uymuyorsa, o hadis uydurmadır.

“Soğuktan sakının; çünkü kardeşiniz Ebu’d-Derda’yı soğuk öldürdü.” sözü gibi. Hz. Peygamber’in böyle bir söz söylemesi mümkün değildir; çünkü Ebu’d-Derda Hz. Peygamber’in vefatından 22 yıl sonra hicretin 32. yılında ölmüştür. Soğuktan öldüğü de belli değildir.

Nakledildiğine göre Yahudilerden bir grup bir mektup getirerek bunun Hayber Yahudilerinden cizye alınmamasını emreden Hz. Peygamber’in (s.a.v.) mektubu olduğunu, Hz. Muaviye ile Sa’d b. Muaz’ın bu mektuba şahit olduklarını ileri sürerler. Meşhur Muhaddis el-Hatibu’l-Bağdadi mektuba bir göz atarak şöyle der: “Bu mektup uydurmadır; çünkü Muaviye ve Sa’d b. Muaz’ın şahitliğinden söz etmektedir. Oysa Muaviye Fetih yılı olan 8. hicri yılda müslüman olmuştur. Sa’d b. Muaz ise Hendek savaşında ölmüştür. Bu itibarla her ikisi de Hayber gazasında bulunmamışlardır. Dolayısıyla Hz. Peygamber’in mektubuna şahit olmaları mümkün değildir.” [1] 

Bazan hadîs uyduranlar muasır olmadıkları kimselerden hadîs rivâyet edince yalancı oldukları derhal yüzlerine vurulmuştur. İrakî şöyle açıklar: Birisi birinden hadîs rivâyet edince doğum tarihi sorulur, rivâyet ettiği şahsın kendisi doğmazdan önce öldüğünü söyleyince, onun doğumunu söylemesi, yalanını itiraf yerine geçer. Verilen örneğe göre, üçüncü asır yalancılarından Me'mun İbnu Ahmed, Hişâm İbnu Ammâr'dan hadis rivayet edermiş. İbnu Hibban kendisine: "Sen Şam'a ne zaman geldin?" diye sorar. Memun: "İkiyüz elli senesinde!" deyince İbnu Hibbân taşı gediğine koyar: "Kendisinden hadîs rivâyet ettiğin Hişâm ikiyüzkırkbeş yılında vefat etmiştir..." [2]

Ömer b. Musa isimli birisi Humus Camiinde Halid b. Ma'dan’a isnad ederek hadis uyduruyordu. Cemaat içinde bulunan Ufeyr b. Ma'dan,

-"Halid b. Ma'dan’la nerede ve ne zaman görüştünüz?" diye sordu. Ömer b. Mu'a,

-108 yılında Ermeniye gazasında görüştük, deyince Ufeyr:

-Allah'dan kork! Halid b. Ma'dan 104 yılında vefat etti. Sen ise onunla ölümünden dört sene sonra görüştüğünüzü iddia ediyorsun. Üstelik o hiç bir zaman Ermeniyye’de savaşmamıştır.[3]

 


 

[1] Talat Koçyiğit, Mücteba Uğur, İ. Hakkı Ünal, İmam-Hatib Liseleri İçin Hadis Usulü, 12. sınıf: 51-52.

[2] İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 2/145.

[3] M. Yaşar Kandemir, Mevzu Hadisler, Ankara 1975, s. 176-184; Sabahattin Yıldız, İsmail Kaya, Şamil İslam Ansiklopedisi: 4/180.