En son ve en mükemmel din olan İslam’a ondan olmayan bazı unsurları ilave ya da ondan olan bazı hususları ondan koparmak dini tahrif etmek demektir. Bilinmelidir ki İslam’ın, hiç kimsenin yalanına ihtiyacı yoktur. [1]
Hz. Peygamber’in söylemediği bir sözü ona nisbet etmek veya onun ağzından yalan uydurmak dinin esaslarının değiştirilmesi demektir. Helalı haram, haramı helal göstermeye kadar varabilir. Bu ise İslam Dininde olmayan şeyleri var, olanları da yok göstermekle birdir. Söz gelişi bir uydurma hadiste Hz. Peygamber’in şunları söylediği iddia edilir: “Dünya ahiret ehline haramdır. Ahiret dünya ehline haramdır. Hem dünya hem ahiret Allah ehline haramdır.” Bu ve benzeri yüzlerce uydurma hadisin müslümanların dünyadan el etek çekip tek taraflı bir zühd hayatı yaşamalarının başlıca sebepleri arasında olduğu söylenebilir. Oysa Allah Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur:
“Allah’ın sana verdiği (nimetler) de ahiret yurdunu gözet; dünyadan da nasibini unutma.”
“Yer yüzünde ne varsa hepsini sizin için yaratan O’dur.”
“De ki Allah’ın kulları için yarattığı zineti ve temiz rızıkları haram kılan kimdir? Bunlar dünya hayatında mü’minlerindir; kıyamet gününde de yalnız onlar içindir, de.”
Demek oluyor ki uydurma hadisler müslümanlara yanlış bir dünya görüşü aşılamıştır. İslam aleminin ekonomik bakımdan geri kalmasının en önemli sebeplerinden birisi de bu eksik dünya görüşüdür, denilebilir. [2]