İslam tarihinin ilk devirlerinde başlayan hadis uydurma hareketi muhaddislei hadis uyduranlarla mücadele etmek zorunda bırakmıştır. Kasden yahut bilmeden yahut da iyilik yapıyorum düşüncesiyle uydurma sözleri hadis diye yayanlara karşı ciddi bir mücadele verilmiştir. Bu mücadele aynı zamanda Hz. Peygamber’e gerçekten ait olan hadislerin korunması için ne derece titiz davranıldığını da gösterir. [1]
İslam’ı tebliğ görevini Hz. Peygamber’den devralmış bulunan “peygamber varisi alimler” bunlar arasında da bilhassa muhaddisler, hadislerin istismarına imkan vermeyecek ilmi tedbirleri almakta kusur etmediler. Onların aldıkları bu tedbirler de hadis ilminin bir çok branşının çok erken dönemde gelişmesine ve tabii dolayasıyla sünnetin korunmasına vesile oldu. Şimdi kısaca bu tedbirleri görelim. [2]