2) Hadis Tenkidi Tekniklerini Dünyada İlk Kez Uygulamak:

 

İslam bilginleri, isnad sistemi uygulaması sonunda hem sened hem de metin tenkidini büyük bir titizlikle gerçekleştirmişler ve sayılması sayfalarca sürecek ilmi branşlar geliştirmişlerdir. Bu arada sahabe neslinden itibaren büyük cerh ve ta’dil üstadları yetişmiş ve bunlar rivayetine vakıf oldukları şahısları takib etmiş, araştırmış, güvenilirliklerini tesbit ve ilan etmişlerdir.

Cerh ve ta’dil ilmi diye müstakil bir ilmi branş ve edebiyat oluşmuştur.[1]

Muhammed b. Sirin’in şöyle bir sözü vardır: “İlk zamanlar kimse isnad sormuyordu; fakat müslümanlar arasına fitne girince o zaman isnad sorulmaya başlandı. Ehl-i Sünnetten olanların hadisleri alınma, bid’atçilerin hadisleri terkedilme yoluna gidildi.”Bu söz bize uydurma hadislerin ortaya çıkması üzerine hadisçilerin sahih hadisleri toplayabilmek için onları rivayet eden kimselere isnad sorduklarını gösterir.

Gerçekten Hz. Osman’ın şehit edilmesi, bunu takip eden Cemel ve Sıffin harpleri, İbnu’z-Zübeyr’in halifeliğini ilan etmesi, Velid b. Yezid’in öldürülmesi gibi olaylar üzerine ortaya bazı siyasi karışıklıklar çıktı. Bu karışıklıklar, hadis uydurma hareketini alabildiğine körükledi. Böyle bir ortamda meydana gelen fikir ayrılıkları zamanla siyasi ve itikadi mezhepleri oluşturdu. Bunlara daha sonraları ameli mezhepler de eklendi. Herbiri kendi görüşlerine uygun hadisleri yaymaya başlayınca hadislerin sayısı bir hayli arttı. Her önüne gelenin her duyduğunu rivayet etmesi karşısında ise isnad mecburiyeti konuldu. Böylece hadis uydurmanın önüne az da olsa geçmek imkanı doğdu.

Bir hadisi değerlendirmek isteyen muhaddisler ilkin onun senedine bakarlar. Hadisin sahih veya zayıf oluşu konusunda ilk bilgiyi sened verir. Senedlerin eleştirilip sağlam olanların açığa çıkarılması aynı zamanda uydurma hadislerin tanınmasına yardım eder. İsnaddaki kusurlar da böyledir. “Eğer isnad olmasaydı isteyen istediği sözü hadis diye rivayet ediverirdi. Böyle birine “Sana bunu kim rivayet etti?” diye sorulacak olsa şaşırıp kalır.” sözü bunu gösterir.

İsnad ve sened tenkidi İslam alimlerinin eseri olan Cerh ve Ta’dil, Tarihu’r-Ruvat gibi hadisle ilgili ilimlerin oluşmasını sağlamıştır.

Tamamen müslüman alimlerin icadı olan hadisle ilgili ilimlerin bir tek hedefi ve gayesi vardır. Hz. Peygamber’e gerçekten ait olan hadisleri tesbit etmek. Bu hedefe varmak için konulan isnad ve ravileri eleştirmek gibi tedbirlerle yetinmeyen muhaddisler, elde edilen hadis metinlerini de eleştirmek yoluna gitmişlerdir; çünkü hadis uyduranlar uydurdukları hadislere en sağlam isnadları eklemekten çekinmemişlerdir. Bu durumda bir hadisin sahih ve makbul sayılabilmesi için yalnızca isnad yeterli olmamıştır. Bir başka deyişle muhaddisler bir hadisi sahih kabul etmek için sadece isnadın ve senedin sahih oluşuyla yetinmemişler; hadisin metnini bir de akıl süzgecinden geçirme yoluna gitmişlerdir. İbnu’l-Cevzi’nin “Allah atı yarattı, sonra koşdurdu.” uydurmasını tenkid ederken söyledikleri bunu gösterir. Diyor ki: “Böyle bir hadisin ravilerini araştırmaya hiç gerek yoktur; çünkü sika raviler imkansız bir şey rivayet edip devenin iğne deliğinden geçtiğini haber verseler, sikalıklarının bir faydası olmaz. Eğer sen bir hadisi akla ve dini prensiplere aykırı bulursan, bil ki o hadis uydurmadır.” [2] 


 

[1] Raviyi anlatırken bu kitapta cerh ve ta’dil esasları ve kaynaklarına işaret etmiş bulunmaktayız. (İsmail Lütfi Çakan, Hadis Usulü, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları: 163.)

[2] Talat Koçyiğit, Mücteba Uğur, İ. Hakkı Ünal, İmam-Hatib Liseleri İçin Hadis Usulü, 12. sınıf: 57-58.