Âhâd:

 

Mütevatirlerin dışında kalanlardır.

Rivayet yolları itibariyle: Meşhur, aziz ve garib olmak üzere üç kısma ayrılır.

1- Meşhur: Üç ve daha fazla kişinin rivayet ettiği fakat tevatür sınırına ulaşmayan rivayettir.

Örneğin: Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki:

“Müslüman diğer müslümanların dilinden ve elinden kurtulduğu kimsedir.”

2- Aziz: Sadece iki kişinin naklettiği rivayettir.

Örnek: Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki:

“Sizden herhangi bir kimse beni çocuğundan, babasından ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe iman etmiş sayılmaz.”

3- Garîb: Sadece bir kişinin naklettiği rivayettir.

Örnek: Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki:

“Ameller ancak niyetler iledir ve her kişi için sadece niyeti vardır...”

Bu hadisi Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem'den sadece Ömer b. el-Hattab rivayet etmiştir. Ömer'den de sadece Alkame b. Ebi Vakkas rivayet etmiştir. Alkame'den ise yalnız Muhammed b. İbrahim et-Teymî rivayet etmiştir. Muhammed'den sadece Yahya b. Said el-Ensarî rivayet etmiştir. Bunların hepsi de tabiîndendir. Daha sonra Yahya'dan bunu pekçok kimse rivayet etmiştir.

Mertebe itibariyle de beş kısma ayrılır: Sahih li zâtihî, sahih li gayrihî, hasen li zatihî, hasen li gayrihî ve daîf (zayıf)

1- Sahih li zâtihî: Zaptı tam, adaletli ravinin muttasıl bir senedle rivayet ettiği, şaz olmayan ve mertebeden kabule engel bir illeti bulunmayan rivayettir.

Örnek: Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki:

"Allah kim hakkında hayır murad ederse onu dinde fakih kılar."[1]

Hadisin sıhhati şu üç hususla bilinir:

1- Hadis’in Buhârî ve Muslim'in Sahih’leri gibi hadisleri sahih kabul etmekte sözlerine itimad edilen kimselerin tasnif ettikleri eserlerde bulunması.

2- Hadislerin sahih olduğunu belirtmekte sözüne güvenilen ve bununla birlikte bu hususta müsamahakârlıkla tanınmamış imam (kendisine uyulan önder) bir zatın, hadisin sıhhatini açıkça ifade etmesi.

3- Ravilerinin ve rivayet yollarının tetkik edilmesi.

Eğer sıhhat şartları eksiksiz olarak tesbit edilebilirse, o zaman hadisin sahih olduğuna dair hüküm verilir.

2- Sahih li gayrihî: Bu bir kaç yoldan rivayet edilmesi halinde, hasen li zatihi olan hadistir.

Örnek: Abdullah b. Amr b. el-Âs Radıyallahu anh'ın rivayetine göre Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem ona bir ordu hazırlamasını emretmiş, fakat deve bulunamamış. Bunun üzerine Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: “Sen bize zekat zamanı gelene kadar dişi deve karşılığında bizim adımıza deve satın al!” diye buyurdu. Bunun üzerine bir deveyi iki hatta üç deve karşılığında aldığı oluyordu.

Hadisi İmam Ahmed, Muhammed b. İshak yoluyla, Beyhaki, Amr b. Şuayb yoluyla rivayet etmişlerdir. Bu yolların herbiri tek başına hasen mertebesindedir. Her ikisinin bir arada olması halinde hadis sahih li gayrihî mertebesine çıkar.

Buna "sahih li gayrihî" denilmesinin sebebi şudur: Eğer herbir rivayet yolu tek başına ele alınacak olursa sahih mertebesine ulaşmaz. Her iki rivayet yolu gözönünde bulundurulunca bu hadis kuvvet kazanır ve nihayet sahih li gayrihî mertebesine çıkar.

3- Hasen li zâtihî: Adaletli olmakla birlikte zaptı pek kuvvetli olmayan bir kimsenin muttasıl bir senetle rivayet ettiği, şazlıktan ve reddedilmeyi gerektiren illetten uzak hadistir.

Hasen li zâtihî ile sahih li zâtihî arasındaki tek fark, sahih hadiste zaptın tam olma şartının koşulması ile birlikte, hasen li zatihide bunun şart olmamasıdır.

Örnek: Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki:

“Namazın anahtarı taharet (abdest), onun tahrimi (namaza girmek dolayısıyla namazın dışındaki fiillerin haram kılınması) tekbir, tahlili (namaz dışındaki fiillerin mübah olması) ise selam vermektir.”

Ebû Dâvûd'un tek başına rivayet ettiği hadisler hasen hadislerdendir. Bu iki hususu (yani, hasen ile sahih arasındaki fark ile bu son cümleyi) İbnu's-Salâh belirtmiştir.

4- Hasen li gayrihî: Zayıf hadisin, biri diğerini telafi edecek ve aralarında yalancı ve yalanla itham olunmuş bir ravi bulunmayacak şekilde birkaç yoldan nakledilmesidir.

Örnek: Ömer b. el-Hattab Radıyallahu anh dedi ki: Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem dua ettiğinde ellerini uzattığı takdirde onları yüzüne sürmeden geri çekmezdi.

Bu hadisi Tirmizî rivayet etmiştir. Bulûğu'l-Merâm'da (İbn Hacer) dedi ki: Bu hadisin Ebû Dâvûd ve başka eserlerde şahitleri bulunmaktadır. Bunların toplamı hadisin hasen olmasını gerektirir.

Buna hasen li gayrihi deniliş sebebi, herbir rivayet yolu tek başına ele alındığı takdirde hasen mertebesine ulaşamamasıdır. Fakat bütün rivayet yolları gözönünde bulundurulunca bu mertebeye ulaşacak şekilde kuvvet kazandığı görülür.

5- Zayıf: Sahih ve hasen şartlarını taşımayan hadistir.

Örnek: "Su-i zanda bulunarak insanlardan korununuz" hadisi.

el-Ukaylî, İbn Adiy, Hatib Bağdâdî, Dımaşk Tarihi’nde İbn Asakir, Müsnedu'l-Firdevs adlı eserinde Deylemî, Nevâdiru'l-Usul adlı eserinde Tirmizî el-Hakim -Sünen sahibi Tirmizî değil-, Tarihlerinde Hakim ve İbnu'l-Carud'un tek başlarına rivayet ettikleri hadislerin zayıf olduğu ihtimali kuvvetlidir.


 

[1] Buhârî ve Muslim.