Kanun (Hüküm) Anlamı Olarak Sünnet:

 

Aynı tavrı gösteren kişi ve topluluklara aynı ‘sünnet’, yani aynı geçerli hüküm yine uygulanır. Kur’an’da ayrıca sekiz yerde ‘sünnetullah-Allah’ın sünneti’ ‘sünnetüna-bizim sünnetimiz’ şeklinde geçmektedir.

Sünnet kelimesinin sözlük anlamına baktığımız zaman onun Kur’an ve hadislerde sosyolojik bir içeriğinin olduğunu, sosyal olayları Tevhid açısından değerlendirmekte kullanıldığını görürüz. İnsan topluluklarının yaşama biçimleri, hayat anlayışları kültür ve medeniyetleri ‘sünnet’ kelimesiyle ifade edilmektedir. Kâinatın sahibi, hem genel anlamda bütün evrene, hem de canlı cansız bütün varlıklara ‘bir yol’ çizmiştir. Bütün varlıklar Allah’ın takdirinin doğrultusunda işlevlerini yerine getirirler. İnsan, ve onun içinde yaşadığı toplum da bu durumun dışında değildir. İnsanın da yolu çizilmiştir. Ancak insan ‘irade’ sahibi olduğu için bu yolda dilediği gibi ilerler ve hareketlerinden sorumlu olur. Allah (cc) elçileriyle yolun doğrusunu ve yanlışını gösterir. Nasıl hareket ederlerse, nelerle karşılaşacaklarını kendilerine haber verir. Onlar durumlarını değiştirmezlerse Allah da onların iyi ve kötü durumlarını değiştirmez.[1]

İşte insanların ve toplulukların amellerine karşılık görecekleri şey, onlar hakkında konulan ‘sünnettir’. Onlar kendi sünnetlerini değiştirirler ve Tevhidí bir yolu seçerlerse, batılın peşine gidip azanlara gönderilen ‘sünnetten-ceza hükmünden’ uzak kalırlar.[2]


 

[1] Ra’d: 13/11.

[2] Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 369-370.