Terim Anlamıyla Sünnet:

 

İslâm’da ‘Sünnet’ kavramının bunun dışında özel bir anlamı vardır. Zaten sünnet deyince de bu özel mana anlaşılmaktadır. Bilindiği gibi ‘Şeriatın Delilleri’ (edille-i şer’iyye) arasında ‘Sünnet’ ikinci sırada sayılmaktadır.

Hadis ilminin konusu da ‘sünnet’, onun asıl kaynaklarından tesbit edilmesi, korunması ve sağlam bir yolla sonraki nesillere aktarılmasıdır. Bu açıdan bakınca ‘sünnet’in bir kaç tanımını görmek mümkündür: ‘Sünnet’, yalnızca Peygamberimizden rivayet edilen, Peygamberimizin Kur’an dışında beyan ettiği, açıkladığı şeylerdir.

Bir başka deyişle ‘sünnet’, bid’atın karşılığıdır.[1] Bir kimse Peygamberimizin davranışlarına uygun hareket ettiği zaman ‘o kişi sünnet üzerindedir’ denir. Peygamberimizin davranışına uygun değilse ‘bid’at üzerindedir’ denir.

Sünnet aynı zamanda, sahabelerin Peygamberimize nisbet ederek rivayet ettikleri haberleri de kapsamaktadır. Kısaca ‘Sünnet’, Peygamberimize ait sözlere, fiillere ve O’na ait olaylara verilen genel isimdir Peygamberimize ait olduğu kesinleşen ‘Sünnet’ dinin kaynağıdır, müslümanları bağlar. Bunun böyle olduğu hem Kur’an’da, hem de hadislerde belirtilmistir.

“Kim Rasul’e itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur.”  (Nisa: 4/80) 

“Peygamber size neyi verdiyse alın ve size neyi yasakladıysa ondan sakının. Allah’tan hakkıyla ittika edin (çekinin), çünkü Allah’ın azabı çetindir.” (Haşr: 59/7)

Bu ve benzeri âyetler bunu göstermektedir.[2]


 

[1] Ebu Davud, Sünnet Hadis no: 4607, 1/200.

[2] Maide: 5/92;  Nûr: 24/63; Nisa: 4/65; Âl-i İmran: 3/31. Ahmet Kalkan, İslam Akaidi: 370.