RÜYA KİTABI2

1. Allah'ın, "Dünya Hayatında Müjde Onlaradır" Ayeti Hakkında. 2

2. "Müslümanın Rüyası Peygamberliğin Kırk Altı Parçasından Bir Parçadır" (Hadisi) Hakkında. 2

3. Peygamberlik Gitti, Geriye Müjdeleyiciler Kaldı2

4. Hz. Peygamberi Rüyada Görmek Hakkında. 2

5. Hoşlanmadığı Bir Rüya Gören Kimse Hakkında. 3

6. Rüya Üç (Çeşittir)3

7. İnsanların En Doğru Rüya Göreni, Onların En Doğru Sözlü Olanıdır3

8. İnsanın, Görmediği Bir Rüyayı "Gördüm" Demesinin Yasaklanışı4

9. En Doğru Rüyalar Seherlerde (Görülür)4

10. Rüyayı Âlimden Veya İyiliksever Kimseden Başkasına Açıklamanın Mekruhluğu. 4

11. Rüya Yorumlanmadığı Sürece Gerçekleşmez. 4

12. Yüce Rabbi Rüyada Görmek Hakkında. 4

13. Rüyada Gömlek, Kuyu, Süt, Bal, Tereyağı, Kuru Hurma Ve Diğer Şeyler (Görmenin Manası) Hakkında  5


RÜYA KİTABI

 

 

1. Allah'ın, "Dünya Hayatında Müjde Onlaradır" Ayeti Hakkında

 

2142. “Bize Müslim b. İbrahim haber verip (dedi ki), bize Ebân rivayet edip (dedi ki), bize Yahya, Ebu Seleme'den, (O da) Ubade ibnu's-Samit'ten (naklen) rivayet etti ki,” O şöyle dedi: (Hz. peygamber'e);

"Ya Nebiyyullah, Allah'ın; "Dünya ha­yatında da, Ahiret hayatında da müjde onlaradır"[1] ayetindeki ("müjde" nedir?)" dedim de, O şöyle buyurdu:

"Sen bana, senden önce hiç kimsenin -veya, ümmetimden hiç kim­senin- sormamış olduğu bir şey sordun!" (Hz. peygamber) sözüne şöyle devam etti:

"O, müslümanın gördüğü veya ona gösterilen iyi rü­yadır!"[2]

 

Açıklama

 

Rüya, Allah'ın (Celle Celaluhu) insana yerleştirmiş olduğu bir güçle uykuda görülen şeydir. Bu, uyanıklık halindeki hayallere benzer. Allah Sübhanehu ve Tealâ insanda böyle bir güç yaratmış olduğuna göre, rüyanın bir hakikati, bir işlevi olmalıdır. Nitekim ilgili Ayet ve Hadisler de bunu göstermektedirler. Uykudaki görme işi, bazen uya­nıkken düşünülerek, görülerek veya yaşanarak şuur altına yerleşen şeylerin etkisiyle olur. Uyanıkken düşünülen, görülen veya yaşanan şeylerin meşru, zevk verici veya hoşa gidici olmalarıyla gayr-ı meşru, sıkıcı veya rahatsız edici olmaları, herhalde rüyada farklı şekillerde ortaya çıkıyor. Bazı Hadislerde "nefsin anlattığı" rüya, "şeytanın kor­kutması veya üzmesi olan rüya" ifadeleriyle, sebepleri böyle olan rü­yalara işaret edilmiş olabilir. Bir de insanın; iç duruluğunun, sa­mimiliğinin ve Allah Sübhanehu ve Tealaya bağlılığının bir mükâfaatı olarak gördüğü rüyalar vardır. İleri zamanlarda olacak olan işleri aynen veya sembollerle gösteren bu tür rüyalar, muttaki mü'minler için bu dünya hayatında sevindirici bir ön bilgi, bir müjde olmaktadırlar.[3]

 

2. "Müslümanın Rüyası Peygamberliğin Kırk Altı Parçasından Bir Parçadır" (Hadisi) Hakkında

 

2143. “Bize el-Esved b. Amir haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Katâde'den, (O) Enes'ten, (O) Ubade ibnu's-Samit'ten, (O da) Hz. Peygamber'den (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (naklen) ri­vayet etti ki,” O şöyle buyurdu: "Mü'minin rüyası, Peygamberliğin kırk altı parçasından bir parçadır!"[4]

 

3. Peygamberlik Gitti, Geriye Müjdeleyiciler Kaldı

 

2144. “Bize Harun b. Abdillah rivayet edip (dedi ki), bize Süfyan b. Uyeyne, Ubeydullah b. Ebi Yezid'den, (O) ba­basından, (O) Siba b. Sabit'ten, (O da) Ümmü Kürz el-Ka'biyye'den (naklen) rivayet etti ki,” O şöyle dedi: Rasulullah'ı (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyururken işittim:

"Peygamberlik gitti (sona erdi), geriye müjdeleyici (rüyalar) kaldı."[5]

 

4. Hz. Peygamberi Rüyada Görmek Hakkında

 

2145. “Bize Ebu Nuaym haber verip (dedi ki), bize Süfyan, Ebu İshak'tan (O) Ebu'l-Ahvas'tan, (O da) Abdullah'tan (nak­len) rivayet etti ki,” O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kim beni rüyada görürse, o beni (gerçekten) gör­müştür. Çünkü şeytan benim benzer şeklime giremez!"[6]

2146. “Bize Ebu (AbdiUah)[7] Muhammed İbnu'l-Musaffa haber verip (dedi ki), bize Muhammed b. Harb, ez-Zübeydi'den, (O) ez-Zühri'den, (O) Ebu Seleme'den, (O da) Ebu Katâde'den (naklen) rivayet etti ki,” O şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

"Kim beni rüyada görürse, o gerçeği görmüştür!"[8]

 

5. Hoşlanmadığı Bir Rüya Gören Kimse Hakkında

 

2147. “Bize Ebu'l-Muğire haber verip (dedi ki), bize El-Evzai, Yahya'dan, (O) Abdullah b. Ebi Katâde'den, (O da) babasından (naklen) rivayet etti ki,” O şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

"İyi rüya Allah'tan, kötü rüya şeytandandır. Bi­naenaleyh, biriniz kendisinden korktuğu bir rüya gördüğü zaman so­luna üç defa tükürsün ve şeytandan Allah'a sığınsın. Bundan sonra o (kötü rüya) ona zarar veremez."[9]

2148. “Bize Ebu'l-Velid haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Abdurabbih b. Saîd'den rivayet etti ki,” O şöyle demiş: Ben Ebu Seleme b. Abdirrahman'ı şöyle derken işittim:

“Ben hakikaten öyle rüya görüyordum ki, beni hasta ediyordu. Sonra bunu Ebu Katâde'ye anlatmıştım da O şöyle demişti:”

“Hakikaten ben de beni hasta eden rüyalar görürdüm. Nihayet Rasulullah'ı (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyururken işittim:”

"İyi rüya Allah'tandır. Bu sebeple bi­riniz sevdiği (bir rüya) gördüğünde Allah'a hamdetsin ve onu sadece sevdiği kimselere anlatsın. (Biriniz) hoşlanmadığı (bir rüya) gör­düğünde ise soluna üç defa tükürsün ve şerrinden Allah'a sığınsın, onu hiç kimseye de anlatmasın. Artık o (kötü rüya) ona zarar veremez.”[10]

 

6. Rüya Üç (Çeşittir)

 

2149. “Bize Muhammed b. Kesir, Mahled b. Hüseyn'den, (O) Hişam'dan, (O) İbn Sîrîn'den, (O da) Ebu Hüreyre'den (nak­len) haber verdi ki O şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

"Rüya üç (çeşittir): Güzel rüya Allah'tan bir müj­dedir. (Bir çeşit) rüya şeytandan (kaynaklanan) bir hüzünlendirmedir. (Diğer bir çeşit) rüya ise insanın (şuur altından) kendisine anlattığı şeylerden (kaynaklanır). Binaenaleyh, biriniz hoş­lanmadığı (bir rüya) gördüğünde onu anlatmasın ve kalkıp namaz kılsın!"[11]

 

7. İnsanların En Doğru Rüya Göreni, Onların En Doğru Sözlü Olanıdır

 

2150. “Bize Muhammed b. Kesir, Mahled b. Hüseyin'den, (O) Hişam'dan, (O) İbn Sîrîn'den, (O da) Ebu Hüreyre'den (nak­len) haber verdi ki,” O şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallaku Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

"Zaman yaklaştığında, müminin rüyası ne­redeyse hiç yalan çıkmaz. Onların en doğru rüya göreni ise, en doğru sözlü olanıdır."[12]

 

Açıklama

 

Bu Hadisteki "zamanın yaklaşması" ifadesi üç şekilde an­laşılabilir:

1) Kıyametin kopma zamanının yaklaşması. O zaman mü'min, toplum içinde garip kalacağı için göreceği doğru rüyalar ona manevi bir yol gösterici ve destek olacaktır.

2) Bahar mevsimlerinde gece ile gündüzün eşit olduğu zaman. Bu günlerde insan tabiatı mutedilleştiği için doğru rüya görülür.

3) Zamanın kısalması. Nitekim Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) diğer bir Hadisinde, ahir za­manda bir yılın bir ay, bir ayın bir hafta, bir haftanın bir gün, bir günün bir saat kadar olacağını haber vermiştir.[13] Bu durumda doğru rüya görmenin hikmeti de, birinci şıkta olduğu gibi olur.

Yukarıdaki Hadisin son cümlesi, doğru veya yalan rüya görmenin, insanın iç durumuna bağlı olduğunu göstermektedir. Doğru sözlü olan bir kimse, Allah'ın (Celle Celaluhu) bir lütfü olarak, ekseriya doğru rüya görmekte, sözü-işi karışık olan ise, şeytanın etkisiyle ekseriya yalan rüya görmektedir.[14]

 

8. İnsanın, Görmediği Bir Rüyayı "Gördüm" Demesinin Yasaklanışı

 

2151. “Bize Ebu Nuaym haber verip (dedi ki), bize İsrail, Abdula'lâ'dan, (O) Ebu Abdirrahman'dan, (O da) Hz. Ali'den (naklen) rivayet etti ki,” O, sözü Hz. Peygamber'e (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) nisbet ederek (şöyle dedi):

"Kim rüyası hakkında yalan söy­lerse, Kıyamet Günü bir arpa tanesini düğüm yapmakla yükümlü kı­lınır!"[15]

 

9. En Doğru Rüyalar Seherlerde (Görülür)

 

2152. “Bize Mervan b. Muhammed haber verip (dedi ki), bize Abdullah b. Vehb, Amr ibnu'l-Haris'ten, (O) Derrac Ebu's-Semh'ten, (O) Ebu'l-Heysem'den, (O da) Ebu Saîd el-Hudri'den (naklen) rivayet etti ki,” O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

"En doğru rüyalar sabahtan biraz önceki vakitlerde (görülür)."[16]

 

10. Rüyayı Âlimden Veya İyiliksever Kimseden Başkasına Açıklamanın Mekruhluğu

 

2153. “Bize Muhammed b. Abdillah haber verip (dedi ki), bize Yezid b. Zurey' rivayet edip (dedi ki), bize Saîd, Katâde'den, (O) İbn Sîrîn'den, (O) Ebu Hüreyre'den, (O da) Hz. Peygamber'den (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (naklen) rivayet etti ki,” O şöyle buyurdu:

"Rüyayı âlimden veya iyiliksever kimseden başkasına an­latmayın!"[17]

 

11. Rüya Yorumlanmadığı Sürece Gerçekleşmez

 

2154. “Bize Haşim Ibnu'l-Kasım haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Ya'lâ b. Atâ'dan, (O'nun) şöyle dediğini rivayet etti: Veki' b. Hudus'tan işittim, amcası Ebu Rezin el-Ukayli'den (naklen) rivayet ediyordu ki,” O (yani amcası), Rasulullah'ı (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyururken işitmiş:

"Rüya, anlatılmadığı sürece ancak bir kuşun ayağının üzerindedir (yani kararsızdır, ger­çekleşmez). Anlatınca gerçekleşir "[18]

 

12. Yüce Rabbi Rüyada Görmek Hakkında

 

2155. “Bize Muhammed ibnu'l-Mübarek haber verip (dedi ki), bana Ebu'l-Velid rivayet edip (dedi ki), bana babam, Câbir'den, (O da) Halid ibnu'l-Leclâc'dan -ki O'ndan Mekhûl, kendisine rivayet etmesini istemiş imiş-, (naklen) rivayet etti ki,” O şöyle dedi:

Abdurrahman b. Âiş'i, şöyle derken işittim: Rasulullah'ı (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyururken işittim: "Rabb'imi (rüyada) en güzel surette gördüm. O şöyle buyurdu: "Yüce (melekler topluluğu ne hakkında tartışıyor?" Ben de;

"Ya Rabb'i, sen daha iyi bilirsin" dedim." (Hz. Peygamber, sözüne de­vamla) şöyle buyurdu:

"O zaman avucunun içini omuzlarımın ara­sına koydu da ben soğukluğunu memelerimin arasında hissettim. Bunun sonucu göklerde ve yerde olan şeyleri bilmiş oldum." (Hz. Pey­gamber sonra); "Bunun gibi biz İbrahim'e, kesin olarak bi­lenlerden olması için göklerin ve yerin engin büyüklüğünü de gösteririz”[19] (mealindeki ayeti) okudu.[20]

 

Açıklama

 

Bu Hadisin râvilerinden Abdurrahman'm (Rahmetullahi Aleyh) Sahabi olup olmadığı tartışmalıdır. Buhari (Rahmetullahi Aleyh), Ab­durrahman'm bu Hadisinin, O'nun Malik b. Yuhamer'den (Rah­metullahi Aleyh),   O'nun da Muaz b. Cebel'den (Radıyallahu Anh) rivayetinin "hasen sahih" olduğunu, Abdurrahman'ın Hz. Peygamber'den (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) doğrudan yaptığı rivayetinin "mahfuz" olmadığını söylemiştir.[21]

Yüce Allah'ın (Cette Celaluhu) rüyada görülmesi meselesinde de ihtilâf vardır. Bazı âlimler bunun muhal olduğunu, birçok âlim ise, ilgili haberlerin zahirine uygun olarak, bunun caiz olduğunu söy­lemişlerdir.[22] Diğer taraftan, yukarıdaki Hadis gibi, müşkil-müteşabih Hadisler farklı şekillerde değerlendirilmişlerdir. İlk dönem âlimleri bu çeşit Hadislerde belirtilenleri, nasıllıklarım araş­tırıp yorumlamaksızın, oldukları gibi kabul etmişlerdir. Sonraki âlimler ise bunları İslami esaslar doğrultusunda yorumlama yoluna gitmişlerdir. Buna göre yukarıdaki Hadiste geçen "en güzel surette" ifadesi iki şekilde anlaşılabilir:

1. Burada "en güzel surette" olan Hz. Peygamber'in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendisidir. Rüyada yüce Allah'ı (Celle Celaluhu) görmesi, O'nun güzelliğini artırmıştır.

2. Veya "en güzel surette" olan Allah Azze ve Celle'dir ve bununla, O'nun en güzel vasıfta olduğu, yani Hz, Peygamber'i (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) en büyük ikram ve i'zazlarla karşıladığı kastedilmiştir. Hadiste geçen, "Allah'ın, avuç içini Hz. Peygamber'in omuzları arasına koy­ması" ifadesinden maksat da, o esnada Allah Azze ve Celle'nin, Hz. Peygamber'e (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) lütfettiği feyiz ve bereketlerdir. Nitekim insanlar arasında, bir büyük bir küçüğe lütufta bulunduğu, şefkat gösterdiği vakit onun sırtını sıvazlar. Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve sellem), Allah Sübhanehu ve Teala'nın bu feyiz ve be­reketlerinin etkisini göğsünde duymuş ve onlar sayesinde gökler ve yerde olan şeyleri öğrenmiştir.[23]

 

2156. “Bize Nuaym b. Hammâd, Abdulmecid b. Ab­dirrahman'dan, (O) Kutbe'den, (O) Yusuf t an, (O da) İbn Sîrîn'den (naklen) haber verdi ki,” O şöyle dedi:

"Rabb'ini rüyada gören kimse, Cennete girmiş demektir!"[24]

 

13. Rüyada Gömlek, Kuyu, Süt, Bal, Tereyağı, Kuru Hurma Ve Diğer Şeyler (Görmenin Manası)Hakkında

 

2157. “Bize Abdullah b. Salih haber verip (dedi ki), bize İb­rahim -ki O, İbn Sa'd'dır-, Salih b. Keysan'dan, (O) İbn Şihâb'dan, (O) Ebu Umame b. Sehl b. Huneyf’ten, (O da) Ebu Saîd el-Hudri'den (naklen) rivayet etti ki,” O, Rasulullah'ı (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), şöyle buyururken işitmiş:

“Bir ara uykuda iken (rüyamda) insanların, üzerlerinde gömlekler olduğu halde bana su­nulduklarını gördüm.   Bu (gömleklerin) kimisi  (giymiş  olan  sahiplerinin) memelerine ulaşıyordu, kimisi bunun aşağısına ulaşıyordu. Bana Ömer ibnu'l-Hattab da sunuldu, onun üzerinde, (uzun­luğundan dolayı, peşinden) sürüklediği bir gömlek vardı." Bunun üzerine (Hz. Peygamber'in) etrafındakiler;

"Peki, bunu neye yordun, ya Rasulullah?" dediler. (Hz. Peygamber de);

"Dinin, (imanın faz­lalığına, kuvvetine!)" buyurdu.[25]

2158. “Bize Ebu Ali el-Hanefi haber verip (dedi ki), bize Ab­dullah -ki O, İbn Ömer'dir-, Nafi'den (naklen) rivayet etti ki,” İbn Ömer şöyle demiş:

"Benim Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) zamanında sadece Hz. Peygamber'in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mescidi'nde kalacak yerim vardı. (O zaman) Hz. Peygamber (Sal­lallahu Aleyhi ve Sellem) sabahladığında (Sahabe) O'na gelip rüyalarını anlatırlardı." (İbn Ömer, sözüne devamla) demiş ki,

"Bu yüzden ben (kendi kendime); "benim neyim var ki, bir şey görmüyorum!" dedim. Sonra bir rüya gördüm; sanki insanlar toplanılıp ayaklarının üzerine kuyulara atılıyorlar. Derken ben de alındım. Kuyuya yaklaşıldığında bir adam;

"Onu sağ tarafa alın!" dedi. Uyanınca bu rüyam beni ra­hatsız etti ve ondan korktum. Bunun için onu Hafsa'ya sordum. O da;

"Gördüğün rüya ne güzel!" dedi. Ben O'na;

"(Bu rüyamı) Hz. Peygamber'e (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sor!" dedim. O da sormuş, (Hz. Pey­gamber) de şöyle buyurmuş:

"Abdullah ne güzel adamdır! Keşke ge­celeyin namaz kılsa!"[26]

2159. “Bize Musa b. Halid, İbrahim b. Muhammed el-Fezari'den, (O) Ubeydullah'tan, (O) Nafi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) bunu, (yani bir önceki) Hadisi rivayet etti.” (Bu rivayette) İbn Ömer;

"(O zaman) uyuduğumda sabahlayıncaya kadar kalkmazdım" demiş. Nafi1 ise;

"İbn Ömer, (Hz. Peygamberin sözünden sonra) gece namaz kılardı" demiş.[27]

2160. “Bize Muhammed ibnu's-Salt haber verip (dedi ki), bize İbnu'l-Mübarek, Yunus'tan, (O) ez-Zühri'den, (O) Hamza b. Abdillah b. Ömer'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivayet etti ki,” O şöyle dedi: Hz. Peygamber'i (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyururken işittim:

"Bir ara uykudaydım. Derken (rüyamda) bana bir bardak süt getirildi. Ben de ondan, süte kanmışlığı tırnağımda -veya "tırnaklarımda" buyurmuştu- görünceye (yani tamamen kanıncaya) kadar içtim, sonra artanını Ömer'e verdim!" Bunun üzerine (Sahabiler);

"ya Rasulullah, onu neye yordun?" dediler, O da;

"İlme!" buyurdu.[28]

2161. Bize el-Hake m ibnu'l-Mübarek haber verip (dedi ki), bize el-Velid haber verip (dedi ki), bize Câbir rivayet edip (dedi ki), bana Muhammed b. Kays rivayet edip (dedi ki), bana Hz. Peygamber'in (Sallallaku Aleyhi ve Sellem) Ashabından ba­zısı, Hz. Peygamber'den, (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (naklen) ri­vayet etti ki, O şöyle buyurmuş: "(Rüyada görülen) süt, hak din "fıt­rat" (üzere olma); gemi, kurtuluş, deve, üzüntü; yeşillik, Cennet'(e gitme); kadın, iyilik (demektir)'."[29]

2162. “Bize Muhammed b. Kesir haber verip (dedi ki), bize Süleyman -ki O, İbn Kesir'dir-, ez-Zühri'den, (O) Ubeydullah b. Abdillah'tan, (O da) İbn Ab bas'tan (naklen) rivayet etti ki,”

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ashabına bazen;

"Sizden kim bir rüya görürse onu bana anlatsın da ben onu kendisine yorumlayayım" buyururmuş. (İbn Abbas) sözüne şöyle devam etmiş: İşte (bir de­fasında) bir adam gelip dedi ki;

"Ya Rasulullah, (rüyamda) gökle yer arasında bal ve tereyağı damlatan gölgelendirici bir bulut gördüm. (Yine rüyamda) gökten yere ulaşan bir ip gördüm. (Bu rüyamda) o (buluttan) avuçlarıyla (bal-yağ) alan bazı insanlar da gördüm. (Bun­lardan kimi ondan) çok alıyordu, (kimi) az alıyordu. Derken sen o (ipi) tutup (göğe) yükseldin, Allah da seni yükseltti. Sonra onu sen­den sonraki kimse tutup (göğe) yükseldi, Allah da onu yükseltti. Sonra onu ondan sonraki kimse tutup (göğe) yükseldi. Allah da onu yükseltti. Sonra onu ondan sonraki kimse tuttu da (ip) kesildi, ar­dından (ip) bitiştirildi, o da bitişti!" O zaman Ebu Bekr;

"ya Ra­sulullah, bana izin ver de onu yorumlayayım" demiş. (Hz. Pey­gamber) de;

"Onu yorumla!" buyurmuş. (Ebu Bekr), Rasulullah'tan (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sonra insanların en iyi rüya yorumlayanı imiş. Bunun üzerine (Ebu Bekr) şöyle demiş:

"Gölgelendirici buluta gelince o, İslam'dır. Bal ile tereyağına gelince Kur'an balın tatlılığı, tereyağının sütüdür. Ondan avuçlayıp da çok veya az alanlar ise Kur'an öğrencileri, Kur'an uygulayıcılarıdır. (Gökten yere ulaşan bir ipe gelince o, senin üzerinde olduğun haktır. Sen onu tutuyorsun da Allah seni onunla yükseltiyor. Sonra onu senden sonraki bir adam tutar da onunla yükselir. Sonra onu başka bir adam tutar, o da onun­la yükselir. Sonra onu başka bir adam tutar, bunun üzerine o kesilir, ardından o, onun için bitiştirilir ve o da onunla yükselir. Şimdi, babam sana kurban olsun, ya Rasulullah, bana haber ver, isabet mi ettim, yoksa hata mı ettim?") Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem);

"İsabet de ettin, hata da ettin!" buyurmuş. (Ebu Bekr);

"Peki, isabet ettiklerim ne, hata ettiklerim ne?" demiş. Ancak (Hz. Peygamber, bunları) O'na söylemeye razı olmamış.[30]

 

Açıklama

 

Hz. Ebu Bekir'in -Allah O'ndan razı olsun!- bu rüya yorumunda, Hz. Peygamber'in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) isabetsiz bulduğu kı­sımlarının neler olduğu hakkında farklı tahminler yapılmıştır. Bu tahminlerden bazısına göre isabetsiz yorumlardan birisi "bal ile yağ"ın sadece Kur'an'la yorumlanmasıdır. Çünkü bunlar farklı iki şey olduklarına göre, farklı iki şeyle, yani Kur'an ve Sünnet'le yorumlanmalıydılar. İsabetsiz diğer bir yorum da, ipin kopup bitiştirilmesi ile ilgilidir. Şöyle ki, rüya gören adam "ip"in koptuğunu, sonra bitiştirildiğini söylemişti. Burada Hz. Osman'ın (Radıyallahu Anh) şehadetiyle "Hak İpi"nin kopmasına, meşru Halifelik yönetimin kesintiye uğramasına işaret vardı. Ancak rüyada kopan ipin kimin için bitiştirildiği söylenmediği halde, Hz. Ebu Bekir ipin "onun için", yani ip elinde kesilen kimse için bitiştirildiğini söylemişti. Halbuki ke­silen "ip", Hz. Osman'dan (Radıyallahu Anh) başkası, yani Hz. Ali (Radıyallahu Anh) için bitiştirilecektir.

Hz. Peygamber'in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), rüya yorumundaki ha­talı yerleri açıklamamasının bir hikmeti, ilerde meydana gelecek ka­rışıklıkları açığa çıkarıp müslümanları endişeye sevk etmemek ola­bilir.[31]

 

2163. “Bize Muhammed b. Mihran haber verip (dedi ki), bize Miskin el-Harrani, Ca'fer b. Burkan'dan, (O) Yezid İbnu'I-Esamm'dan, (O da) el-Abbas b. Abdulmuttalib'den (naklen) ri­vayet etti ki;”

O, (bir konuşmasının devamında) şöyle dedi:

“Rü­yada gördüm, sanki yerdeki bir güneş -veya "bir ay" (Bunlarda Ebu Ca'fer şüpheye düşmüştür)- sağlam urganlarla göğe yükseltiliyor!" Bunun üzerine O bunu Hz. Peygamber'e (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) an­latmış da, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendisini kastederek;

"Bu, senin kardeşinin oğludur!" buyurmuş.[32]

2164. “Bize Abdullah b. Saîd haber verip (dedi ki), bize Ebu Usame, Yezid'den, (O) Ebu Burde'den, (O) Ebu Musa'dan, (O da) Hz. Peygamber'den (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (naklen) rivayet etti ki,” O şöyle buyurdu: "(Söz konusu) bu rüyamda gördüm ki, ben bir kılıç salladım da onun baş tarafı kesildi. İşte bu, Uhud savaşında isabet alıp (şehid olan) müminlere (işarettir). Sonra onu bir defa daha salladım. Bu sefer olduğundan daha güzel gibi oldu. İşte bu da Allah'ın lütfettiği fethe ve müminlerin toplanmasına (işarettir). Yine bu (rüyamda) bir sığır ile vallahi, bir hayır gördüm[33] İşte bu da Uhud savaşında mü'minlerden (şehid olan) topluluğa; hayır ise, Allah'ın lütfettiği iyilik (ganimet) ile, bize Bedir savaşından sonra verdiği, (savaşma ve cihadda sabretme hususundaki) doğru söz­lülüğün sevabına (işarettir)."[34]

2165. “Bize el-Haccac b. Minhâl haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme rivayet edip (dedi ki), bize Ebu'z-Zübeyir, Câbir'den (naklen) rivayet etti ki,” Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "(Rüyamda) gördüm ki, sanki ben çok sağlam bir zırhın içindeyim. Bir de boğazlanan bir sığır gördüm. Ben yo-rumladım ki, bu zırh, Medine'dir; bu sığır ise (şehid edilecek) bir top­luluktur. Vallahi (bu onlar için) daha hayırlıdır[35] Şayet biz Me­dine'de kalırsak, onlar üzerimize geldiklerinde, onlarla savaşırız!" Bunun üzerine (Medine'li müslümanlar olan "Ensar");

"Vallahi onlar üzerimize cahiliye döneminde bile gelememişlerdi. Müslümanlık dö­neminde mi gelecekler?" dediler. (O zaman Hz. Peygamber);

"O halde istediğiniz gibi yapın!" buyurdu. (Sonra) Ensar’ın bazısı bazısına;

"Hz. Peygamberin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) görüşünü geri çevirdik?" deyip geldiler ve

"Ya Rasulullah, sen istediğin gibi yap!" dediler. Bu sefer (Hz. Peygamber) şöyle buyurdu:

"Şimdi durum şu ki, hiçbir Peygamber'e, zırhını giyince, savaşmadıkça onu çıkarması (ya­kışmaz!)"[36]

2166. “Bize Muhammed b. Abdillah er-Rekaşi haber verip (dedi ki), bize Yezid b. Zurey' rivayet edip (dedi ki), bize Saîd, Katâde'den, (O) Muhammed b. Sîrîn'den, (O) Ebu Hüreyre'den, (O da) Hz. Peygamber’den (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (naklen) rivayet etti ki,” O şöyle buyururdu:

"(Rüyada) boyuna ta­kılan bukağı (görmekten) hoşlanmam, ayağa takılan bukağı (gör­meyi) ise severim. (Rüyada) ayağa takılan bukağı (görmek), dinde sebat etmeyi, (dinin içinde kalmayı ifade eder.)"[37]

2167. “Bize Süleyman b. Davud el-Haşimi haber verip (dedi ki), bize İbn Ebi'z-Zinâd, Musa b. Ukbe'den, (O) Salim b. Ab­dillah'tan, (O da) babasından (naklen) rivayet etti ki,” O şöyle dedi: Rasulullah'ı (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyururken işittim:

"Rüyada siyah, saçları dağınık, pis kokan bir kadının Medine'den çı­karılıp Mehyea'ya[38] yerleştirildiğini gördüm de bunu, Medine'nin ve­basını Allah'ın Mehyea'ya nakledeceğine yordum."[39]

2168. “Bize Muhammed ibnu'1-Alâ’ haber verip (dedi ki), bize Yahya b. Abdirrahman rivayet edip (dedi ki), bize Ubeyde ibnu'l-Esved, Mucalid'den, (O) Âmir'den, (O) Câbir'den, (O da) Hz. Peygamber'den (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (naklen) rivayet etti ki;”

O, günlerden bir gün şöyle buyurdu:

"Ben gerçekten rüyada gör­düm ki, bir adam bana bir ölçek kuru hurma getirdi, ben de onları yedim de içlerinde bir çekirdek buldum. Bu (çekirdeği) çiğneyince beni incitti. Sonra (adam) bana başka bir ölçek daha verdi. O zaman ben;"Muhakkak ki senin verdiğin şeyin içinde beni inciten bir çekirdek buldum!" dedim, ardından (verdiği hurmaları yine) yedim!" Bunun üzerine Ebu Bekr şöyle dedi:

"Gözün sükûnet bulsun, ya Rasulullah! Bu gönderdiğin askeri birliğe (işaret ediyor). Onlar iki defa ganimet elde etmiş, her ikisinde de, senin zimmetini (güvenceni, kefilliğini...) tanıyan, kabul eden bir adam bulmuşlardır!"[40]

(Ubeyde demiş ki), o zaman Mucalid'e;

"Senin zimmetini tanıyor" ne demektir?" dedim de O;

"La ilahe illallah diyor; demektir" cevabını verdi.[41]

2169. “Bize Ubeyd b. Yeis haber verip (dedi ki), bize Yunus -ki O, İbn Bukeyr'dir-, rivayet edip (dedi ki), bize İbn Ishak, Muhammed b. Amr b. Atâ'dan, (O) Süleyman b. Yesâr'dan, (O da) Hz. Peygamber'in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hanımı Hz. Aişe'den (naklen) haber verdi ki,” O şöyle dedi:

Medine ahalisinden bir kadın vardı. Ticaretle uğraşan kocası (Medine dışına) gider-gelirdi. (Bu kadın), kocası yanından her ayrıldığında bir rüya görürdü. (Kocası da) onu hamile bırakmaksızın yanından pek az ay­rılırdı. Sonra o, Rasulullah'a (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gelip şöyle derdi:

"Kocam ticaret yapmak için çıktı, beni de hamile bıraktı. Derken rüyamda gördüm ki, evimin direği kırıldı, ben de bir gözü kör olan bir çocuk doğurdum!" Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Setlem) de şöyle buyururdu: "Hayırdır (inşallah!) Kocan, yüce Allah dilerse, sağ-salim yanına döner, sen de iyi, saygılı bir çocuk doğurursun!" (Kadın) bu (rüyayı) iki veya üç defa görür, her birinde Rasulullah'a (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gelir de, O da ona bu (cevabını) söyler, sonra kocası geri döner, kendisi de bir çocuk doğururdu. Neyse bir gün (yine, ön­celeri) Rasulullah'a (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) geldiği gibi geldi. (Rasulullah) evde yoktu. O (yine) bu rüyayı görmüştü. Ona dedim ki,

"Rasulullah'a (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ne soracaksın, ey Allah'ın kulu?" O da şöyle cevap verdi:

"Görüp de (yorumunu) Rasulullah'a (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gelip sorduğum, O'nun da;

"Hayırdır (in­şallah!)" buyurduğu ve buyurduğu gibi çıkan bir rüyanın (yorumunu soracağım.)" O zaman ben, "Bana onun ne olduğunu söyle!" dedim. O;

"(Hayır!) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gelip de bunu O'na, (ön­celeri) sunduğum gibi sununcaya kadar (söyleyemem!)" karşılığını verdi. Bunun üzerine ben, vallahi, (rüyasını) bana söyleyinceye kadar onu bırakmadım. (Nihayet rüyasını bana söyledi). Ben de;

"Val­lahi, eğer rüyan doğruysa mutlaka kocan ölecek, sen de günahkâr bir çocuk doğuracaksın!" yorumunu yaptım. Bunun üzerine o oturup ağ­lamaya başladı ve

"Rüyamı sana sununca benim ne (günahım) var?" dedi. Derken, o ağlıyorken Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ue Sellem) içeri girdi ve

"Neyi var, ya Âişe?" buyurdu. Ben de O'na haberi ve (kadın için) yaptığım yorumu bildirdim. Bunun üzerine Rasulullah (Sal­lallahu Aleyhi ve Sellem)

"Bırak, ya Âişe! Müslümana rüya yo­rumladığınız zaman onu hayırla yorumlayın. Çünkü rüya, sahibinin yorumlamasına göre çıkar!" dedi. Neticede, vallahi, (kadının) kocası öldü. Zannediyorum, kendisi de ancak günahkâr bir çocuk do­ğurmuştur![42]

 

 



[1] Yunus: 10/64.

[2] Tirmizi, Rü'ya, 3(4/534-535); İbn Mace, Rü'ya, 1(2/1283); Müsned, 5/321); Tayâlisî, s. 79; Müstedrek, 4/391. Bu hadis, Ebu Seleme onu Ubade'den sema' etmediği için, munkatı'dır. Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/416

[3] Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/416-417

[4] Buhari, Ta'bir, 4(8/69); Müslim, Rü'ya, 7(4/1774); Ebu Davud, Edeb, 94(4/304); Tirmizi, Rü'ya, 1(4/532); Müsned, 5/316,319. Hadis, Musned'in mezkur sayfalarında geçen üç rivayetin ikisinde, "Müslüman'ın rüyası..." birinde "Mü'minin veya müslümanın rüyası..." şeklindedir. Darimi, koyduğu başlıkla bu rivayet farkına işaret etmiş olmalıdır. Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/417-418

[5] İbn Mace, Rü'ya, 1(2/1283); Müsned, 6/381., Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/418

[6] Tirmizi, Rü'ya, 4(4/535); İbn Mace, Rü'ya, 2/1284); Müsned, 1/375, 440., Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/419

[7] Elimizdeki rical kitaplarında Ebu Muhammed İbnu'l-Musaffa isimli bir ravi bu­lunmamaktadır. Ancak Muhammed b. Harb'dan rivayette bulunan Ebu Abdillah Muhammed İbnu'l-Musaffa isimli bir ravi vardır. Bu sebeple yukarıdaki senedde Abdullah isminin bir yazım hatası olarak düştüğünü tahmin ediyoruz.

[8] Buhari, Ta'bir, 10(8/72); Müslim, Rü'ya, 11(4/1776); Müsned, 5/306., Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/419-420

[9] Buhari, Bed'ul-Hak, 11(4/95). Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/420

[10] Buhari, Ta'bir, 46(8/83); Müslim, Rüya, 4(4/1772); Ebu Davud, Edeb, 94(4/305); Tirmizi, Rü'ya, 5(4/535-536); İbn Mace, Rü'ya, 4(2/1286); Muvatta, Rüya, 4(2/957); Müsned, 5/303; Musannaf, 11/212., Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/421

[11] Buhari, Ta"bir, 26(8/77, merfu olduğu tasrih edilmeyerek); Müslim, Rüya, 6(4/1773); Ebu Davud, Edeb, 94(4/304); Tirmizi, Rü'ya, 1(4/532); İbn Mace, Rü'ya 3(2/1285); Müsned, 2/ 269, 395., Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/421-422

[12] Bu hadis bir önceki hadisin baş tarafıdır. Ayrıca bkz. İbn Mace, Rü'ya, 9(2/1289). Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/423

[13] Bkz. Tirmizi, Zühd, 24(4/567).

[14] Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/422-423

[15] Tirmizi, Rü'ya, 8(4/538); Müsned, 1/76, 90, 91; Müstedrek, 4/392., Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/424

[16] Tirmizi, Rü'ya, 3(4/534); Müstedrek, 4/392; Müsned, 3/29, 68., Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/424-425

[17] Tirmizi, Rü'ya, 7(4/537). Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/425

[18] Ebu Davud, Edeb, 94(4/305); Tirmizi, Rü'ya, 6(4/536); İbn Mace, Rü'ya, 6(2/1288); Müsned, 4/10; Müstedrek, 4/390., Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/426

[19] En'am: 6/75.

[20] Müsned, 4/66, 5/378 (Buralarda Abdurrahman, Hadisi bir Sahabiden nakletmektedir); Mecmâu'z-Zevâid, 7/176-177(Taberani'den); Şerhu's-Sünne, 4/35; el-Esma ve's-Sıfat, s. 298-299., Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/427

[21] Tirmizi, Tefsir, 39(5/369).

[22] el-Bidaye fi Usuli'd-Din, s. 43.

[23] Bkz. Tuhfe, 9/102 vd. Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/427-428

[24] Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/426-429

[25] Buhari, Ta'bir, 17(8/74); Müslim, Fedailu's-Sahabe, 15(4/1859); Nesai, İman, 18(8/ 99); Tirmizi, Rü'ya, 9(4/539); Müsned, 3/86., Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/429-430

[26] Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/430-431

[27] Buhari, Tabir, 35-36(8/80); Müslim, Pedailu's-Sahabe, 140(4/1927-1928); İbn Mace, Rü'ya, 10(2/1291); Müsned, 2/146; Musannaf, 1/419-420. Bkz. 1407. Hadis. Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/431

[28] Buharı, Fedailu'l-Ashab, 6(4/198); Müslim, Fedaili's-Sahabe, 16(4/1859-1860); Tirmizi, Rüya, 9(4/539); Müsned, 2/83,108,130; Musannaf, 11/224 (Sahabi mürseli olarak). Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/431-432

[29] Bu Hadis Darimi'nin bazı nüshalarında, ismi verilmeyen Sahabinin sözü "mevkuf' ola­rak geçmektedir. Bu hadisi Hasan b. Sufyan ile, Mu'cem'inde Ebu Ya'la da rivayet etmişlerdir (Kenz, 15/375, 379).

[30] Buhari, Ta'bir, 47(8/83-84); Müslim, Rü'ya, 17(4/1778); Ebu Davtıd, Sünnet, 9(4/207); Tirmizi, Rü'ya, 10(4/542, Ebu Hureyre'nin "Müsnedi olarak); İbn Mace, Rü'ya 10(2/1289); Müs-ned, 1/236. Bkz. 2349. hadis. Yukarıdaki metnin son paragrafında köşeli parantez içindeki kısım Müslim'in bir rivayetinden (Rü'ya, 17) eklenmiştir. Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/433-434

[31] Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/434-435

[32] Heysemi bu hadisi Bezzar ve Taberani'nin de rivayet ettiğini, bunların ravilerinin sika olduğunu bildirmektedir (Mecmâu'z-Zevâid, 9/23-24). Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/435

[33] Bu cümle; “Yine bu (rüyamda), -Allah'ın, (işinde) hayır vardır- bir sığır gördüm" şek­linde de tercüme edilebilir. Ancak yukarıdaki tercüme, cümlenin devamına daha uygundur.

[34] Buhari, Menakıb, 25(4/183), Ta'bir, 39(8/81); Müslim, Rüya, 20(4/1779); İbn Mace, Rü'ya, 10(2/1292). Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/436

[35] Bu cümle; "Allah'ın (işinde) hayır vardır", "Hayır, Allah katındadır" şekillerinde de tercüme edilebilir.

[36] Müsned, 3/351. İbn Hacer bu hadisi Nesai'nin de rivayet ettiğini bildirmektedir (Feth, 26/278, 28/107); Kenz, 15/388., Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/437

[37] Buharı, Ta"bir, 26(8/77); Müslim, Rü'ya, 6(4/1773); Ebu Davud, Edeb, 94(4/305); Tirmizi, Rü'ya, 1(4/532); İbn Mace, Rü'ya, 10(2/1294); Müsned, 2/507., Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/438

[38] Mehyea, Medine'ye 187 km. uzaklıkta bir yer olup buraya Cuhfe de denmektedir. Şam ve Mısır tarafından gelen hacılar buradan ihrama girerler.

[39] Buhari, Ta'bir, 41-43(8/82); Tirmizi, Rü'ya, 10(4/541); İbn Mace, Rü'ya, 10(2/1293); Müsned, 2/107,117,137., Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/438

[40] Müsned, 3/399.

[41] Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/439

[42] Firdevs, 5/426; Kenz, 15/381 (Ebu Nuaym'dan). Buralarda sadece merfu söz kısmı var­dır. Ebu Muhammed Abdullah b. Abdirrahman ed-Darimi es-Semerkandi (Abdullah Aydınlı), Sünen-i Darimi Tercüme Ve Şerhi, Madve Yayınları, Madve Ofset, İstanbul, 1996: 4/429/440-441