123-Hadis[1]: Buharı ve Müslim, Ebu Hureyre'nin şöyle dediğim
rivayet ederler: "Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki: "Kadın dört şeyden
dolayı nikahlanır. Malı için, güzelliği için, dini için ve soyu İçin. Sen
bunlardan dini tam olanını seç, (eğer dediğimi yapmazsan) iki elin
fakirleşir."
124-[2]Ahmed
ve Müslim, Cabir b. Abdullah'ın şöyle dediğini rivayet ederler: Dedi ki:
"Rasulullah (s.a.v.) zamanında bir kadınla evlendim. Rasulullah (s.a.v.)
buyurdu ki:
"Ya Cabir
evlendin mi?" Dedim ki: "Evet." Buyurdu ki: "Bekâr mı, dul
mu?" Dedim ki: "Dul." Buyurdu ki:
"Oynaşacağın
bekâr olmaz mıydı?" Dedim ki: "Benim kız kardeşlerim var. Onlarla
benim arama girmesinden korktum." Buyurdu ki: "Kadın, ya dini veya
güzelliği için nikahlanır. Sen dindar olanı seç. (Böyle yapmazsan) iki elin
fakirleşir."
125-Hadis[3]: îbn Mace, îbn Abbas'tan rivayet ettiğine göre, şöyle
demiştir: "Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki: "Sevişen iki kişi
arasında, nikâh kadar
sevgiyi artıran birşey görülmemiştir."
126-Sebep: Ebu Ali el-Hasan b. Ahmed b. (Sazan), Meşihat (adlı
eser)ında, Ibnu'n-Neccar, Tarih-i Bağdat (adlı eser)ında, Cabir b. Abdullah'ın
şöyle dediığini rivayet ederler: "Bir adam Rasulullah'a gelerek şöyle
dedi:
"Ey Allah'ın
Rasulü! Bizim yanımızda yetim bir kız çocuğu vardır. Muvusir ve Mu'sir adındaki
adamlar onunla evlenmek istiyorlar. Kendisi Mu'sir'i istiyor, fakat biz onu
Muvusir'e vermek istiyoruz." Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki:
"Nikâh kadar iki sevişen arasındaki sevgiyi artıran birşey
görülmemiştir."
127-Haraitî, t'tilalu'l-Kulub (adlı eser) unda, îbn
Abbas'tan şunu rivayet eder: Bir adam Rasulullah (s.a.v.)'a (gelerek) dedi ki:
"Ey Allah'ın Rasulü! Evimde yetim bir kız çocuğu var. Onunla Muvusir ve
Mudim adında iki adam evlenmek istiyorlar. Biz Muvusir'e vermek istiyoruz fakat
o, Mudim'i istiyor. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki: "İki
sevişen arasında nikâh kadar sevgiyi artıran bir şey görülmemiştir."
128- Hadis[4]: Ahmed, (Ali
(r.a.)'den şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (s.a.v.), çocuğun,
yatak sahibi erkeğe ait olduğuna, zina eden erkeğe de mahrumiyet olduğuna hükmetti."
129-Buharî ve Müslim, Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine
göre Rasulullah (s.a.v.), şöyle buyurmuştur: "Çocuk firaş'a (yatak sahibi
olan erkeğe) aittir. Zina eden erkeğe de mahrumiyet düşer."
130-Sebep[5]: Buharî ve Müslim, Aişe (r.a.)'den şöyle dediğini
rivayet ederler: "Sa'd b. Ebi Vakkas ile Abd b. Zem'a bir oğlan çocuğu
hakkında davaîaştılar. Sa'd:
"Ey Allah'ın
Rasulü! Bu çocuk erkek kardeşim Utbe'nin oğludur. O, bu çocuğun kendi oğlu
olduğunu bana sölemişti. Çocuğun Utbe'ye benzeyişine bak" dedi.
Abd b. Zem'a da:
"Ey Allah'ın
Rasulü, bu çocuk benim kardeşimdir. Babamın döşeği üzerinde, babamın
cariyesinden doğmuştur" dedi.
Rasulullah (s.a.v.),
çocuğun simasındaki benzeyişine baktı ve çocuğun Utbe'ye açık bir suretle
benzeyişini gördü. Akabinde:
"Ey Abd! Bu çocuk
senin kardeşindir. Çocuk döşeğindir. Zina edene de mahrumiyet vardır. Ya Şevde
binte Zem'a! Sen de (nedb ve ihtiyat olarak) bundan sonra, bu çocuktan (yani
Abdurrahman'dan) perdelen" buyurdu. Artık Şevde, Abdurruhman'a hiç bakmadı.[6]
[1] Buharî, Kitabu'n-Nikah, 7/9,Müslim, Kitabu'r-Reza,
3/651, Tirmizî, Kitabu'n-Nikah, 2/275,
Ebu
Davud, Kitabu'n-Nikah, 2/472, Darimî,
Kitabu'n-Nikah, 2/58, Ahmed, Müsned, 3/80.
[2] Hadisin lafzı Ahmed'e aittir, 3/32, Müslim,
Kitabu'r-Reza, 3/651 (yakın lafızlarla),
Nesâî,
Kitabu'n-Nikah, 6/54
[3] îbn Mace, Kitabu'n-Nikah, i/596. Zevaid'de hadisin
isnadının sahih ve ricalinin de güvenilir olduğu zikredilmiştir
[4] Birinci hadisin Ahmed b. Hanbel'in Ali tarikiyle
rivayetini bulamadım. Fakat bu hadis, Ubade b. Samit'in rivayet ettiği hadisin
bir kısmıdır. Ahmed, Müsned, 5/326.
Ayrıca,
hadisi Hz. Osman rivayet etmiştir, 1/59.
Bir
rivayet de Sa'd'dan gelmektedir, 1/104,
Ömer
b. Hattab'ın rivayetinde ise, "hükmetti" ifadesi yoktur.
Nesâî,
Kitabu't-Talak, 6/148,
İbn
Mace, Kitabu'n-Nikah, 1/646,
İkinci
hadis:
Buharı,
Kitabu'l-Feraiz, 8/191,
Buharî,
Kitabu'l-Migazî, 5/192,
Müslim,
Kitabu'r-Reza, Babu'l-Veled li'1-Firaş,
Tirmizî,
Ebvabu'r-Reza, 2/313,
Ahmed,
Müsned, 4/186, 238, 2/239, 280, 386, 409, 475.
[5] Hadisin lafzı Buhari'ye aittir, Kitabu'1-Buyu1, 3/105,
Müslim,
Kitabu'r-Reza, 3/638, Buharî, Kitabu'1-Buyu', 3/70, Kitabu'l-Vesaya, 4/4,
Kitabu'l-Husumat, 3/161, Kitabu'l-Feraiz, 8/191, 194, Kitabu'1-Itk, 5/192,
Kitabu'l-Ahkam, 9/91,
Ebu
Davud, Kitabu't-Talak, 1/528,
Nesâî,
Kitabu't-Talak, 6/149,
İbn
Mace, Kitabu'n-Nikah, Babu'l-Veled li'1-Firaş,
Ahmed,
Müsned, 6/37, 129, 226 (yakın lafızlarla)
Nevevî,
hadiste geçenlafzının zina manasına geldiğini, lafzının ise yani mahrumiyet,
nasipsizlik manasına geldiğini zikretmiştir. İbn Hacer, Hattabî'nin şöyle
dediğini söyler:
"Cahiliyye
devrinde kadın köleleri zayıf bırakıyorlar ve onlardan yaptıkları zina
karşılığında vergi alıyorlardı.
Zinadan
meydana gelen çocuğu da eğer zanî onu isterse nesebini ona sayarlardı.
Zem'a'nın beraber kaldığı bir kölesi vardı ve hamile olduğu ortaya çıktı. Fakat
Utbe b. Ebi Vakkas, çocuğun kendisinin olduğunu iddia etti ve kardeşine çocuğu
alması için ahitte bulundu. Ve Zein'a'mn oğlu Abd ile münakaşa etti. Utbe'nin
kardeşi Sa'd, Zem'a'nın oğlu Abd'a dedi ki: "Cahiliyye devri adetine göre
o, benim kardeşimin oğludur."
Abd
ise şöyle dedi: "İslam'ın getirdiği usûle göre o benim kardeşimdir."
Rasulullah cahiliyyenin adetini kaldırıp çocuğu Zem'a'ya verdi."
(Fethu'1-Barî, 12/33) ve Hanımı Sevde'ye, (Zem'a'nın yatağına ait olan erkek
çocuk, bu hükme göre Sevde'nin kardeşi olmasına rağmen zina şüphesiyle) ondan
örtünmesini emir buyurdu.
Kurtubî,
bu örtünmenin şüpheden korunmak için ihtiyaten olduğunu söyler. Bu hüküm,
örtünmenin Mü'minler'in anneleri (Peygamberin hanımları) hakkında daha çok
olduğu ihtimaline götürür. Fethu'1-Barî, 12/37, 38.
[6] Celalü'd-Din Es-Suyûtî, Esbâbu Vurudi’l-Hadis Hadisler
ve Sebepleri, İhtar Yayıncılık:142-145.