c)- NAMAZ KILMANIN YASAKLANDIĞI VAKİTLER
* Genel Olarak Namazın Yasaklandığı Vakitler
* Sabah Ve İkindi Namazını Kıldıktan Sonraki Vakitte Namazın Yasaklanması
* İkindi Namazından Sonra İki Rekat Kılmanın Hükmü
* Sabah Namazını Kıldıktan Sonra Namaz Kılmanın Hükmü
* Güneş Doğarken, Batarken Ve Tam Tepedeyken Namaz Kılmak Yasaktır
* Mekke'de Mekruh Vakitlerin Olmaması İle İlgili Rivayetler
178/1048- Hz.
Peygamber'in sahabesinden birisine ulaşan Şeddad b. Abdullah ed-Dımeşkî
anlattı:[1]
Ebû Ümâme (Radıyaitahü
anh) (Amr'a):
'Ey Amr b. Abese,
doğru akıl/düşünce sahibi! (Süleym oğullarından olan kişi;) Sen ilk Müslüman
olanların dördüncüsü olduğunu neyle iddia edersin?' deyince Amr (Radıyallahü
anh) şöyle dedi:
'Ben cahiliye
döneminde (putperest) insanları sapıklıkta görür ve putlara önem vermezdim. Sonra
Mekke'de olanları haber veren ve hadiseleri anlatan birini dinledim. Hemen
bineğime binip Mekke'ye ulaştım. Baktım ki Rasûlullah gizlenen/tanınmayan
birisi ve kavmi de ona karşı çok saldırgan / düşman. Nezaketle yanına girdim ve
dedim ki:
'Sen nesin?' Hz.
Peygamber:
"Ben Allah'ın
Peygamberiyim" dedi.
'Allah'ın Peygamberi
ne demek?'
"Allah'ın elçisi
demek"
'Seni Allah mı
gönderdi?'
"Evet"
'Seni ne ile
gönderdi?'
"Beni Allah'ı tek
görmek (tevhid), O'na hiçbir şeyi ortak koşmamak, putları kırmak ve akraba ilişkilerini
geliştirmekken oluşan hükümler) ile gönderdi."
'Bu yolda seninle
birlikte kim var?'
"Bir hür bir de
köle (ya da bir köle bir de hür)." O anda Rasûlullah'm yanında Ebû Bekir
b. Ebû Kuhâfe ve Ebû Bekir'in mevlâsı Bilâl vardı.
'Ben sana tâbi olacağım'
deyince:
"Senin bu zamanda
buna gücün yetmez. Ancak ailenin yanma dön ve benim üstün geldiğimi duyduğun
anda bana katıl!" buyurdu.
Ben de Müslüman oduğum
hâlde ailemin yanına döndüm. Nihayet Rasûlullah Medine'ye hicret etti, ben onun
haberlerini soruşturuyordum ve Medine'den bir kervan geldi, onlara:
'Size gelen Mekkeli ne
durumda?' diye sorunca dediler ki:
'Kavmi onu öldürmek
istedi, buna güçleri yetmedi. Onunla kavminin arası açıldı (ve hicret etti),
biz de insanları ona koştukları bir hâlde terk ettik (bıraktık)."
Amr b. Abese anlatmaya
şöyle devam etti:
'Ben hemen bineğime
bindim ve Medine'de ona ulaştım. Yanına girdim ve ona:
'Ey Allah'ı Rasûlü!
Beni tanır mısın?' deyince:
"Sen bana
Mekke'de gelen kişi değil misin?" dedi.
'Evet' dedim ve
devamla Hz. Peygamber'e (SaiiaiiaM aleyhi ve seiiemy.
'Ey Allah'ın Rasûlü!
İzzet ve celâl sahibi Allah'ın sana öğrettiği ve benim de bilmediğim şeyi bana
da öğret!' deyince şöyle buyurdu:
"Sabah namazını
kıldığında güneş doğuncaya kadar namaz kılmayı bırak! Güneş doğduğunda da biraz
yükselmedikçe namaza başlama! Zira o doğarken şeytanın iki boynuzu arasında
doğar (gibi olur) ve bu vakitte
kafirler ona secde
ederler. Güneş bir ya da iki mızrak kadar yükseldiğinde namaz kılabilirsin,
şüphesiz namaz kendisine şahit olunan, (meleklerin de)[2] hazır
bulunduğu (önemli) bir ibadettir.
Namaz kılmaya, gölge
küçülüp mızrağa çekilinceye kadar devam et! Bu vakit olunca namaz kılmayı
bırak, şüphesiz bu vakitte cehennem (daha da) alevlendirilir/tesiri artırılır.
Gölge (bu küçülmesinden sonra doğuya) meylettiğinde/büyümeye başladığında ise
namaz kıl! Şüphesiz namaz kendisine şahit olunan, (meleklerin de) hazır
bulunduğu (önemli) bir ibadettir.
İkindiyi kıldığında da
güneş batıncaya kadar namaz kılmayı bırak! Zira o batarken şeytanın iki boynuzu
arasından batar (gibi olur) ve bu vakitte kafirler ona secde ederler."
Rasûlullah'a:
'Ey Allah'ın Rasûlü!
Bana abdesti anlat!' deyince şöyle buyurdu:
"Sizden biri
abdest alacağı suya yaklaşır; ağzına, burnuna su alır ve sümkürerek (burnunu
da) temizlerse, ağzında ve genzindeki günahlar akan su ile birlikte dökülür.
Sonra Allah'ın emrettiği gibi yüzünü yıkarsa, yüzündeki günahlar sakalının
uçlarından dökülür, gider. Kollarını dirseklerine kadar yıkarsa,
(kollarındaki) günahlar parmak uçlarından dökülür. Başını mesh ederse,
başındaki günahlar saçlarından dökülen su ile akar, gider.
Allah'ın emrettiği
gibi ayaklarını topuklarına (aşık kemiklerine) kadar yıkarsa, topuklanndaki
günahlar parmak uçlarından akan su ile dökülür. Sonra kalkar, aziz ve celîl
olan Allah'a hamd eder, O'nu lâyık olduğu şekilde över ve iki rekat namaz
kılarsa annesinden yeni doğmuş gibi günahlarından kurtulur (tertemiz
olur)."
(Sahâbî) Ebû Ümâme,
Amr'adediki:
'Ey Amr b. Abese,
konuşmanı dikkatli yap![3]
Rasûlullah'tan bunları gerçekten işittin mi? Bulunduğu yerde kişiye bu
ecirlerin hepsi gerçekten verilecek mi?'
Amr b. Abese şöyle
cevap verdi:
'Ey Ebû Ümâme! Benim
yaşım ilerledi, kemiklerim zayıfladı, ecelim yaklaştı, Allah ve Rasûlü adına
yalan söylemeye ihtiyacım yok. Bu sözleri, Rasûlullah'tan birden ya da ikiden
yahut da üçten fazla işitmesem tamam. (Ama) ben bunları Rasûlullah'tan yedi
kere hattâ daha da fazla, defalarca işittim.'[4]
179/1049- Kâ'b
b. Mürre el-Behzî'den (Radiyallahu anh):[5]
HZ. Peygamber'e (Sallallahü
aleyhi ve sellem);
'Ey Allah'ın Rasûlü!
Gecenin hangi vakti (melekler tarafından) dikkate alınır?' diye sorunca:
"Gecenin son
kısmı" dedi.
'Peki sonra ?'
"Sonra sabah
namazı kılınıncaya kadarki (nafile) namaz makbuldür. Bundan sonra güneş bir ya
da iki mızrak yükselinceye kadar namaz kılınmaz.
Sonra gölge mızrağa
iyice çekilinceye (yani en küçük boyutuna ulaşıncaya/zevale) kadar namaz
kılınır. Bundan sonra güneş (zevalden batıya) meyledinceye kadar namaz
kılınmaz.
Sonra güneşin gölgesi
bir ya da iki mızrak miktarı oluncaya kadar namaz kılınır. Bundan sonra güneş
batıncaya kadar namaz kılınmaz.
(Abdestte) yüzünü
yıkadığında yüzündeki günahlar (suyla birlikte) dökülür, etlerini yıkadığında
ellerindeki günahlar dökülür ve ayaklarını yıkadığında da ayaklarındaki günahlar
dökülür."[6]
180/1050- Ebû
Abdillah es-Sünâbihfden (Radıyatiahu anh):[7]
Rasulullah (Sallallahü
aleyhi ve sellem) Şöyle dedi:
"Güneş şeytanın
boynuzları arasından doğar, biraz yükselince ondan uzaklaşır. Gün ortasına
geldiğinde tekrar ona yaklaşır, zevalden meylettiğinde ondan uzaklaşır, batma
vakti geldiğinde ona yaklaşır, battıktan sonra ondan uzaklaşır. Bu üç vakitte
namaz kılmayın!"
NOT: Güneşin
doğması İle ilgili tasvir, şeytanın o vakitte güneşe tapanları kandırmasından
kinaye olsa gerek. Ayrıca bk. 103/1003. hadis ve açıklaması.[8]
181/1051-
Ukbe b. Âmir el-Cühenf den (Radiyallahu anh):[9]
Üç vakit var ki
onlarda namaz kılmamızı ya da cenaze defnetmemizi RasÛlullah (Saihiiaha aleyhi
ve seiiem) bize yasakladı:
Güneş parlak olarak
doğduğunda (biraz) yükselinceye kadar,
Öğle sıcağı
oluştuğunda (gün ortasında) güneş (biraz) meyledinceye kadar,
Güneş batmaya meyledip
batıncaya kadar.
NOT: Üç
vakitte (güneş doğarken, tam tepedeyken veya batarken) farz ya da sünnet namaz
kılınmaz. Ancak bazı namazların kılınmasında ihtilaf edildi;
a- Hanefîlere
göre hiçbir namaz kılınmaz, ancak ikindi namazına başlan mı şsa güneş batarken
tamamlanabilir. Çünkü bunu açıklayan hadis vardır,
b- Mâlikî,
Şafiî ve Hanbelî müctehidlerine göre bu vakitlerde kaza kılınabilir, çünkü
RasÛlullah uyuyarak ya da unutarak namazı geçirenin hatırladığında namazı kaza
etmesini emrediyor.
c- Bu üç
vakitte cenaze namazı caiz değildir. Mâlikîler ve İmam Şafiî ile Ahmed b.
Hanbel'den gelen diğer rivayete göre caizdir.[10]
182/1052- Safvan
b. Muattal es-Sülemî'den (Radiyallahu anh):[11]
Kendisi Hz.
Peygamber'e (Saitattaha aleyhi ve setum) sordu:
'Ey Allah'ın
Peygamberi! Senin bildiğin ve benim cahil olduğum bir konuyu sana soracağım.'
Rasûlullah:
"Nedir o?"
'Gece ve gündüz
vakitlerinden namazın mekruh olduğu bir vakit var mı?'
Rasûlullah şöyle
buyurdu:
"Sabah namazını
kılınca güneş doğuncaya kadar namazı bırak! Güneş doğunca namaz kılabilirsin.[12]
Şüphesiz namaz (meleklerin) gördüğü ve kabul edilen bir ibadettir.
Güneş başının
üstündeyken (yani tepe noktasına ulaşıp) mızrak gibi (dik) oluncaya kadar
(namaz kılarsın). Güneş başınla aynı noktaya (tepe noktasına) ulaşınca, işte bu
vakitte (sanki) cehennem kaynaması artırılır /tesiri hissedilir, bütün kapıları
açılır ve güneş sağ kaşından uzaklaşıncaya (zevalden batıya meyledinceye) kadar
devam eder.
Güneş sağ kaşından
uzaklaşınca (zevalden batıya meyledince) namaz kılabilirsin, şüphesiz namaz
(meleklerin) gördüğü ve kabul edilen bir ibadettir, ikindi namazı kılıncaya
kadar (böyle devam eder)."[13]
183/1053- Sâd
b. Ebî Vakkas'tan (Radıyaiiaha anh):[14]
Rasûlullah'ın
(Saiiaiiahaaleyhi ve setiem) şöyle dediğini duydum:
"İki namaz vardır
ki onlardan sonra namaz kılınmaz;
Sabah namazı (kılındıktan
sonra) güneş doğuncaya kadar ve ikindi namazı (kılındıktan sonra) güneş
batıncaya kadar (başka namaz kılınmaz)."[15]
184/1054- Ebû
Saîd el-Hudrî (Radıyaiiahu anh):[16]
Rasülullah'ın
(Saihiiaha aleyhi ve seiiem) şöyle dediğini nakletti: "Sabah namazı
(kılındıktan) sonra güneş doğuncaya kadar ve İkindi namazı (kılındıktan) sonra
güneş batıncaya kadar başka namaz kılınmaz."
§(Aynı râviden
(Radıyaiiaha anh) gelen benzer rivayetler);
-Rasûlullah
(Saiiatiahü aleyhi ve seitem) şu iki namazı yasakladı: İkindi namazı
kılındıktan sonra güneş batıncaya kadar ve sabah namazı kılındıktan sonra güneş
doğuncaya kadar.
-Şu iki vakitte namazı
yasakladı: Sabahı (kıldıktan) sonra güneş doğuncaya kadar ve ikindiyi
(kıldıktan) sonra güneş batıncaya kadar.
-Rasûlullah (Saiiaitaha
aleyhi ve seiiem) sabahtan sonra iki vakitte namaz kılmayı yasakladı:
Abdülvehhab dedi ki: sabah namazından sonra güneş doğuncaya ve ikindi
namazından sonra güneş batıncaya kadar.
-"İkindi namazı
(kılındıktan) sonra güneş batıncaya ve sabah namazı (kılındıktan) sonra güneş
doğuncaya kadar namaz kılınmaz."
-"Şu iki namazdan
sonra namaz kılınmaz: Sabah namazı (kılındıktan) sonra güneş doğuncaya kadar ve
ikindi namazı (kılındıktan) sonra güneş batıncaya kadar başka namaz
kılınmaz."
-"Şu iki namazdan
sonra namaz kılınmaz: Sabah namazı (kılındıktan) sonra güneş doğuncaya kadar
ve ikindi namazı (kılındıktan) sonra güneş batıncaya kadar başka namaz
kılınmaz."[17]
185/1055- İbn
Ömer'den (Radıyallahü anhümâ):[18]
Rasûlullah (SaiiaiiaM
aleyhi ve seiiem) dışandan pazara mal getirenleri (satıcıları/üreticileri)
yolda karşılamayı ve şehirlinin köylü adına satış yapmasını yasakladı.[19]
(Ayrıca buyurdu ki;)
"Sizden biri
kardeşinizin evlenme teklif ettiği nişanlısına evleninceye veya onu bırakıncaya
kadar yeni bir teklif götürmesin!
İkindi namazından
sonra güneş batıncaya kadar ve sabah namazından sonra da güneş doğuncaya ya da
duha vaktine kadar namaz kılınmaz."[20]
186/1056- Nasr
b. Abdurrahman dedesi Muâz İbn Afra el-Kuraşî'den (Radıyatlahü anh) nakletti;[21]
Kendisi ikindiden ya
da sabahtan sonra Muâz İbn Afra ile beraber Kâbe-yi tavaf etti ve (tavaf)
namazı kılmadı. Bu durumu kendisine sorunca dedi ki:
Rasûlullah (Saitaiiaim
aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
"İki namaz (var
ki onları kıldıktan) sonra başka namaz kılınmaz: Sabah namazından sonra güneş
doğuncaya ve ikindi namazından sonra güneş batıncaya kadar."[22]
187/1057- İbn
Abbas (RadıyaUahüanhamâ) animi:[23]
Çok kıymetli insanlar
ve bunların en kıymetlisi Ömer b. Hattab yanımda Allah'ın Peygamberi*nin
(Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) şöyle dediğine şahitlik ettiler:
"İkindi
namazından sonra güneş batıncaya kadar ve sabah namazından sonra da güneş
doğuncaya kadar namaz kılınmaz."[24]
188/1058-
Hz. Ali'den (Radıyaiiahu anh):[25]
Hz. Peygamber
(Satiaiiahu aleyhi ve settem) şöyle dedi: "Güneşin yükselme (parlak, göz
alıcı)[26]
vaktinde kılmanız dışında ikindi namazından sonra namaz kılmayın!"
NOT: Bu
rivayetteki istisnanın delâleti ile bazı âlimler ikindi namazından sonra gUneş
parlakken başka namaz kılınabilir şeklinde bir anlayışa ulaştılar. Diğer âlimlere
göre ise ikindiden sonra namaz kılınmasının yasaklanması şeklindeki mutlakın
delâleti daha kuvvetlidir. Buradaki istisna kaza namazı gibi farklı namazlar
için geçerli olabilir. Doğrusunu Allah bilir.[27]
189/1059- Hz.
Muâviye (Radıyaitahü anh) anlattı:[28]
Siz bir namaz
kılıyorsunuz, biz Rasûlullah'ın (Satiaiiaha aleyhi ve seiiem) zamanında
bulunduk, bu namazı kıldığını görmedik, o ikisinin kılınmasını yasakladı, yani
ikindiden sonra iki rekat kılınmasını.[29]
190/1060- Rabîa
b. Derrâc'dan:[30]
Hz. Ali (RadıyaiiaM
anh) Mekke yolunda ikindi namazından sonra iki rekat kıldı. Hz. Ömer (Rad,yai!ahü
anh) bu durumu görünce ona sinirlendi, sonra şöyle dedi:
'Vallahi gerçekten[31] sen
de biliyorsun ki Rasûlullah (Saihiiahu aleyhi ve seiiem)bu namazın kılınmasını
yasakladı.'[32]
191/1061- Zeyd
b. HMid (Radıyaiiahü anh) anlattı:[33]
Hz. Ömer (Radıyaiiahu
anh) halifeliği döneminde bu kişiyi ikindiden sonra iki rekat kılarken gördü,
üzerine yürüdü ve kamçısıyla ona vurdu, (ancak) o namazına olduğu gibi devam
etti. Zeyd namazı bitirince şöyle dedi:
'Ey mü'minlerin emiri!
Rasûlullah'ı (Saiiaiiahüaleyhi ve seiiem) bu iki rekatı kılarken gördükten
sonra vallahi onu bırakmam.' (Bunu üzerine) Hz. Ömer onun yanına oturdu ve;
'Ey Zeyd b. Hâlid!
İnsanların onu ta geceye kadar namaz kılmaya basamak yapmalarından
çekinmeseydim o iki (rekat namaz) için vurmazdım' dedi.[34]
192/1062-
Kabîsa b. Züeyb anlattı:[35]
Hz. Âişe (Radtyallahil
anhâ)7tibeyr ailesine RaSÛlullah'm (Sallallahu aleyhi ve sellem) ikindi
namazından sonra hanesinde (odasında) iki rekat namaz kıldığını bildirdi ki
onlar da bu namazı kılıyorlardı.
Kabîsa'mn naklettiğine
Zeyd b. Sabit (Radıyaiiahü anh):
"Allah Aişe'yi
affetsin, biz Rasûlullah’ı ondan daha iyi biliriz. Bunun sebebi şuydu: Bedevilerden
bazı kişiler öğle vaktinde[36]
Rasûlullah1 a geldiler, yanında oturdular. Onlar soru soruyorlar, Rasûlullah
onlara fetva veriyordu. Rasûlullah öğle namazını kıldı, ancak (sonraki) iki
rekatı kılmadı. Sonra tekrar oturup fetva vermeye devam etti, tâ ki (ikindi
oluncaya kadar,) ikindi namazını kılıp evine döndü" dedikten sonra ekledi:
'Rasûlullah öğleden
sonra namaz (sünnet) kılmamıştı, o iki rekatı ikindiden sonra kıldı. Allah
Âişe'yi affetsin, biz RasÛlullah'ı Âişe'den daha iyi biliriz, Rasûlullah
ikindiden sonra namaz kılınmasını yasakladı.'
NOT: Sahabe
bazı rivayetleri duyduğunda eğer yanlış anlama ya da eksiklik varsa onu
düzeltirdi. Hz. Âişe'nin düzeltileri (istidrâki) meşhurdur.[37]
Burada da Zeyd b. Sabit Hz. Âişe'nin muttali olmadığı bir olayı haber vererek
hadisin doğru anlaşılmasına yardımcı olmuştur. Sahabenin metin tenkidi sonraki
âlimlere de intikal etti, hadis şerhlerinde ve fıkıh metinlerinde bununla
ilgili zengin bir birikim görülür. Dünyada hiçbir peygamber ya da liderin
sözleri böylesine bir titizlikle korunmamış ve ilmî tenkidlerle tashih
edilmemiştir. Çünkü İslâm son dindir, Kitab ve Sünnet boyutuyla korunması
gerekir.[38]
193/1063-
Ata b. Sâib anlattı:[39]
Ben, Abdullah b.
Muğaffel el-Müzenî ile otururken Hz. Ömer'in hü anhum) oğullanndan iki genç
içeri girdi ve iki rekat namaz kıldılar. (Bunun üzerine) Abdullah onlara haber
gönderip yanına çağırdı ve:
'Kıldığınız bu namaz
nedir? Hâlbuki babanız (mekruh vakitteki) bu namazı yasaklamıştı' dedi, onlar
da:
'Hz. Âişe
(Radiyaİlahü anhâ) bize
RaSÛlullah'in (Sallaltahü aleyhi
ve selient),
hanesinde bu iki rekat
namazı kıldığım nakletti' deyince Abdullah sustu ve ikisine bir şey demedi.[40]
194/1064- Hz.
Aişe annemiz (Radtyaiiaha anhâ) dedi ki:[41]
Ömer burada hata etti,
Hâlbuki Rasûlullah (Saiiaitaha aleyhi ve seiiem) sadece güneşin doğma ve batma
vakitleri olduğunda namaz kılmayı yasakladı.[42]
195/1065- Abdullah b. Ömer'in mevlâsı Yesar anlattı:[43]
Fecr doğduktan sonra
namaz kılarken beni İbn Ömer (Radıyaiiahü anhumâ) gördü ve:
'Ey Yesar! Kaç rekat
kıldın?' dedi, ben de:
'Bilmiyorum' deyince
şöyle cevap verdi:
'Bilmiyorsun ha![44] Biz
bu namazı kılarken Rasûlullah (Satiatiaha aleyhi ve seiiem) yanımıza çıkageldi
ve şöyle buyurdu:
"Burada
bulunanlar, bulunmayanlara şunu duyursun; sabahtan sonra ancak iki rekat namaz
kılınır."'[45]
Sabah namazının
farzını kıldıktan sonra güneş doğuncaya kadar başka namaz kılınması konusunda
ihtilaf edildi;
Müctehidterin büyük
çoğunluğu kılınmaz görüşündedirler. Çünkü gelen rivayetlerde sabah namazının
farzından sonra namaz kılanlara Rasûlullah'ın ve sahabenin tepkileri
bulunmaktadır. Ancak sabah namazının sünneti kılınmamışsa farzından sonra
kılınması konusunda ihtilaf vardır:
İbn Ömer, Ata, Tavus
ve İbn Cüreyc'e göre İki rekat sünnetin kazası farzdan sonra hemen kılınabilir,
başka nafile kılınmaz. Delilleri; Sabah namazının farzından sonra namaz kılan
bir kişiyi Rasûlullah görünce; 'Sabah namazı iki rekattır' buyurdu. O kişi,
sabah namazının önceden kılmadığı sünnetini kıldığını haber verince peygamberimiz
sükût etti, şeklindeki rivayettir.
İ. Şafiî ve Ahmed b.
Hanbel'e göre güneş doğmadan kılınabilir, ancak sonra kılınması efdaldir.
Hanefî ve Mâlikî
müctehidlerine göre güneş biraz yükseldiğinde (yaklaşık iki mızrak boyu)
kılınabilir ve bu da o gün zeval vaktine kadar sürer, zevalden sonra kılınmaz.[46]
196/1066- Muhammed
b. Huyey b. Ya'lâ b. Ümeyye babasının şu sözünü nakletti:[47]
Ya'lâ'yı (Radtyatiaha
aııh) güneş doğmadan Önce namaz kıldığını gördüm. Ona bir kişi dedi kî (ya da
denildi ki):
'Sen Rasûlullah'ın
ashabından birisin, hâlbuki güneş doğmadan önce namaz kılıyorsun.' Ya'lâ;
'Ben RaSÛlullah'in
(Sallaltaha aleyhi ve sellem)\
"Güneş şeytanın
iki boynuzu arasından doğar" dediğini işittim' dedi ve ekledi:
'Senin Allah'ın emrine
uyarken güneşin doğması, (itaati) bıraktığın hâlde doğmasından daha
hayırlıdır.’[48]
Bu konudaki
hadislerden anlaşıldığına göre, güneş doğuncaya kadar sabah namazından sonra ve
güneş batıncaya kadar da ikindi namazından sonra nafile namaz kılmak mekruhtur.
Müctehidlerin çoğunluğu bu görüştedir. Söz konusu ihtilaflar:
1- Bu
vakitlerde namaz kılmak mubahtır, zikredilen hadisler mensuhtur; bu görüş Dâvud
ez- Zahiri ve İbn Hazm gibi Zahirî âlimlere aittir.
2- Bu vakitlerde
bir sebepten dolayı namaz kılmak caizdir. Zira Rasûluliah (Sallatiahü aleyhi ve
sellem) ikindi namazını kıldıktan sonra öğle namazının kılmadığı son iki
rekatının kazasını kıldı; bu îmam Şafiî'nin görüşüdür.
3- İ. Ahmed
b. HanbeFden bu konuda iki görüş nakledilir.
4- Bu
vakitlerde namaz kılmayı yasaklayan hadislerle amel etmek ve Rasûlullah-ın
kıldığı namazı da kendisine ait bir hüküm olduğu şeklinde anlamak daha doğrudur.
Bu görüş İmam Ebû Hanîfe ve Mâlikîlere aittir.[49]
197/1067- Ebû
Ümâme'den (Radtvaiiaha anh):[50]
RaSÛlUİiah (Sallallahü
aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Güneş doğarken
namaz kılmayın, zira o (sanki) şeytanın iki boynuzu arasında doğar ve (güneşe
tapan) her kafir[51] bu durumda ona secde
eder.
Güneş batarken de
namaz kılmayın, zira o (sanki) şeytanın İki boynuzu arasında batar ve (güneşe
tapan) her kafir bu durumda ona secde eder.
(Ayrıca) gün ortasında
(güneş tam tepedeyken) namaz kılmayın, çünkü o, cehennemin kaynatıldığı (tesirinin
arttığı) bir vakittir."[52]
198/1068- İbn
Ömer'den (Radıyaiiahu anhümâ):[53]
RaSÛlUİiah
(Sallallaltü aleyhi ve sellem) dedi kî:
"Namaz kılmanızı
güneşin doğduğu ya da battığı vakte bırakmayın (yani bu vakitte kılmayın)! Zira
o, (sanki) şeytanın iki boynuzu arasından doğar. Güneşin bir bölümü doğarken
tümü doğmadıkça[54] namaz kılmayın! Güneşin
bir bölümü batarken de tümü batmadıkça namaz kılmayın!"[55]
199/1069- Semüra
b. Cündüb'den (Radiyallahu anh):[56]
H. Peygamber (SaaaUahu
aleyhi ve setiem) şöyle dedi: "Güneş doğarken ve batarken namaz kılmayın!
Zira o, (sanki) şeytanın iki boynuzu arasından doğar ve iki boynuzu arasından
batar."[57]
200/1070- Zeyd
b. Sabit anlattı (Radiyallahu anh):[58]
Hz. Peygamber
(Saiiaiiahs aleyhi ve seiiem) güneşin boynuzunun doğması ve boynuzunun batması
sırasında namaz kılmayı yasakladı ve şöyle buyurdu: "(Sanki) güneş şeytanın
iki boynuzu arasından[59]
doğar."[60]
201/1071- Bilâl
(b. Rabah) anlattı (Radıyaitahu anh):[61]
Hz. Peygamber
(Saiiaiiaha aleyhi ve setiem) ancak güneş doğarken namaz kılmayı yasakladı,
zira o, (sanki) şeytanın iki boynuzu arasından doğar.
NOT: Hadislerde
geçen güneşin şeytanın boynuzlan arasından doğması benzetmesi ile ilgili
yorumlar için bk. Müsned Trc. 133/1003. hadis ve notu.[62]
202/1072-
Hz. Âişe annemizden (Radiyallahu anha):[63]
Hz. Peygamber
(Saitaiiahü aleyhi ve seiiem) güneş doğarken iyice ortaya çıkıncaya kadar ve
batarken de iyice kayboluncaya kadar namaz kılmayı yasakladı.[64]
203/1073- Ebu.Zer
(Radıyallahu anh):[65]
Bir gün Kabe'nin
kapısının halkasından tuttu ve şöyle dedi: Rasûlullah'ın (Satiaiiahu aleyhi ve
seitem) şöyle dediğini duydum: "İkindi namazından sonra güneş batıncaya
kadar ve sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar namaz kılmak yasaktır.
Ancak Mekke-de, ancak Mekke'de bu (hüküm) geçersizdir."[66]
[1] Sened:
Sahih: Müsned, IV/112,
H.no:16956; Benzer rivayetler için bk. IV/113-114, H.no:16963; IV/385,
H.no:19326, 19328; IV/385-386, H.no:19328; IV/114, H.no:16964; Müslim,
Müsâfirûn, 294; NesÛt, Mevâkît, 25, 40, H.no:570, 582; İbn Mâce, İkâme, 148,
H.no:1251; Cihâd, 15, H.no:2794; Ma'mer b, Râşid, XI/127, 190-191; Abdurrezzâk,
Musannef, ItI/72, H.no:4843; Abd b. Humeyd, 1/124, H.no:300-301; İbn Hıbbân,
1/377, H.no:160; Beyhakî, Şuabü'l-îmân, 1/56, H.no:22; VI/242, H.no:8014;
Kİtâbü'z-Zühdü't-kebîr, H/274, H.no:706; Mervezî, Ta'tim, 1/401, H.no:392;
1^604, 607, H.no:644, 647; Müsnedu'l-Hâris, 1/158, H.no:13; İbn Ebî Âsim,
Kitâbü'z-Zühd, 604.
Ebû Ümâme de hadisi Amr
b. Abese*den (Radıyallahü anhümâ) almıştır. Ebû Ümâme'nin benzer rivayetleri
için bk.l84-186/49M93. hadisler. (Müsned, V/264, H.no:22176, 22182; Taberânî.
el-Mu'cemiVl-kebîr, VIII/288, H.no:8105; V/260, H.no:22146) (197/1067. hadise
bk.) Hadisin diğer şâhidleri:
a-Amr b. Abese'den
(Radıyallahü anhümâ) şahidi için bk. 190/1060. hadis (İV/111-112, H.no:16955)
b-Câbir'den
(Radıyallaha anh) şahidi için bk. ITT/393, H.no:15170;
c-Ebû Beşîr
el-Ensârî'den (Radıyallahü anh) şahidi için bk. V/216, H.no:21786;
d-Semüra'dan
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. V/15, H.no:20045; V/20, H.no:20103;
(199/1069. hadis)
e-Zeyd b. Sâbit'ten
(Radıyallaha anh) şahidi için bk. V/190, H.no:21554;
f-Ka'b b. Mürre'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bir sonraki 179/1049. hadise bk.
Hz. Ali'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bk. Abdurrezzâk, 1/51-52, H.no: 153.
Bu hadîs uzunca bir
hadisin ortasıdır. Bu uzun hadisin son kısmı 183/491. hadiste zikredildi.
Tamamı ise Menâkıb bahsinde Amr b. Abese bölümünde 324/10750. hadiste
zikredilecektir.
Ayrıca bk. Müsned Trc. 16/58. hadis.
[2] Benna, age. 11/287.
[3] Lafız olarak; 'Ne dediğine bir bak!' şeklindedir.
[4] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 4/96-100.
[5] Sened:
Hasen: Miisned, IV/321,
H.no:l'8799; Benzer rivayet için bk. IV/321, H.no:18798; IV/234-235,
H.no:İ7981: Aynca sonunda şu ziyadede bulunmaktadır:
Taberânî,
el-Mu'cemü'l-kebîr, 1/133, H.no:279 (Abdurrahman b.Avftan); XX/320, H.no:757
(Mürre b. Ka'b b. Mürre'den); Hadisin senedinde müphem bir râvi bulunmaktadır.
Fakat bir önceki 178/1048. hadis bunun şahididir. Ayrıca 204/502. hadise bk.
[6] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 4/100-101.
[7] Sened:
Sahih: Müsned, IV/348,
H.no:18964; Benzer rivayet için bk. IV/349, H.no:1897I-18972; Mâlik, Kur'ân,
44; Nesâî, Mevâkît, 31, H.no:559; îbn Mâce, İkâme, 148, H.no:1253.
[8] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 4/101.
[9] Sened:
Sahih: Müsned, IV/152,
H.no:17310; Benzer rivayet için bk. IV/152, H.no:17315; Müslim, Müsâfirûn, 293;
Ebû Dâvûd, Cenâiz, 51, H.no:3192; Tirmizî, Cenâiz, 41, H.no:1030 (hasen-sahih);
Nesâî, Mevâkît, 31, 34, H.no:558, 563; Cenâiz, 89, H.no:2013; tbn Mâce, Cenâiz,
30, H.no:1519; Dârimi, Salât, 142, H.no:1439.
[10] İ. Şafiî, Ümm, 1/93; Nevevî, Ravzatü't-tâlibîn, 1/193;
İbn Kudâme, Muğnî, 1/749, 750; Aliyyü'1-Kârî, Fethu babi'l-ınaye, 1/189.
İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar
Yayıncılık: 4/101-102.
[11] Sened:
Hasen: Müsned, V/312,
H.no:22560; Benzer rivayetler için bk. V/385, H.no:19326; V/385, H.no:19328;
İbn Mâce, İkâme, 148, H.no:1252 (Senedinde Safvân b. Muattal ile Makburî
arasında Ebû HUreyre de bulunmaktadır); Heysemî, bu rivayetin zevâİdden
olduğunu belirtir. Bk.Mecma',X/2.
Bazıları Makburî'nin
Safvan'dan önce vefatını dikkate alarak hadis işitmediğini iddia etseler de bu
doğru değildir, önce vefat etmesi hadis almamasına işaret değildir. Hadis
sahihtir.
Bu hadis uzunca bir
hadisin parçasıdır. Bu uzun hadisin bazı bölümleri 16/58, 178/1048 ve 183/491.
hadislerde zikredildi. Tamamı ise Menâkib bahsinde Amr b. Abese bölümünde
324/10750. hadiste zikredilecektir.
[12] Burada emir, nedb (tavsiye) ifade ettiği için
kılabilirsin şeklînde terceme edildi.
[13] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 4/102-103.
[14] Sened:
Sahih: Müsned, 1/171,
H.no:1469; Benzer rivayet için bk. 1/171, H.no:1470; Bennâ hadisin isnadının
ceyyid olduğunu söyler. Bk. Bülûğu'l-emânî, 11/291. Heysemî, hadisi Ebû Ya'lâ
ve Ahmed b. Hanbel'in naklettiğini, râvilerinin sahih hadis ricali olduklarını
belirtir. Bk. Mecma', 11/225.
Senedindeki Muâz
et-Teymî el-Mekkî'yi İbn Hıbbân Sikât'ta zikretmiş, Buhârî herhangi bir cerh ve
ta'dilde bulunmamıştır. Bk.et-Târfhu 't-kebtr, VI1I/362.
[15] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 4/103-104.
[16] Sened:
Sahih: Müsned, 111/51,
H.no:11421; Benzer rivayetler için bk. III/6-7, H.no:10974; III/7, H.no:i0981;
111/34, H.no:I1233; İÜ/39, H.no:ll287 (Câbirel-Cu'fî, İsmail b. Yunus ve Âmir
b. Şurahbîl sebebiyle isnadı zayıftır); IH/45, H.no:l 1347; 111/45-46, H.no:
11355; 111/53, H.no: 11443; 111/59-60, H.no:11511; 111/66, H.no:11574;
111/67,H.no:11580; /71, H.no:11621; IIIA73,H.no:11642;IU/77.H.no:11677;III/96,H.no:li849;ny64,H.no:11552:
Taksîri 4; Mescidü
Mekke, 6; Müslim, MUsâfirûn, 288; Ebû DâvÛd, Savm, 49, H.no:2417; Tirmizt,
Radâ', 15, H.no:1169 (Ebû HUreyre, İbn Abbas ve İbn Ömer'den şahidi olan bu
hadis *'hasen-sahih"tir); Nesâî, Mevâkît, 35, H.no:564-566; İbn Mâce,
îkâme, 147, H.no: 1249; Dârimi, Isti'zân, 46, H.no:2681.
Ayrıca 390/1260.
hadisin şâhidleri arasında zikredilen Ebû Saîd rivayetlerinde de bu konuyu
bulmak mümkündür.
[17] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 4/104-105.
[18] Sened:
Sahih: Müsned, 11/42,
H.no:5010; Hadisin konumuzla ilgili kısmının benzer rivayetleri için bk. 11/24,
H.no:4771:H/23, H.no:4756:
(Senedinde yer alan
Kudüme'nin şeyhi müphem olduğu için hadisin senedi zayıftır. Ebû Davud'un
rivayetinde Kudâme ile Ibn Ömer arasında Uç şeyh bulunmaktadır: Bk. Ebû Dâvûd,
Tatavvu', 10, H.no:1278
lafzı ile nakledilir.
Tirmizî'nin rivayetinde ise Eyyûb b. Husayn yerine Muhammed b. Husayn
bulunmakladır. Bk. Tirmizî, Salât, 192, H.no:419 (Tirmİzî hadisin Abdullah b.
Amr ve Hafsa annemizden de nakledildiğini, İbn Ömer rivayetinin garib olduğunu
belirtir. Tirmizî'nin»İstisnadan sonraki lafzı (>^ J£~j) şeklindedir.
Ahmed Muhammed Şâkir,
her ne kadar Kudâme'nin şeyhinin isminde ihtilâf etseler de Ebû Dâvûd ve
Tirmizî'nin isnadlarmın muttasıl ve sahih olduğunu ifade eder. Şeyhinin ismini
Muhammed b. Husayn olarak tercih eder); Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 11/465;
Zeylaî, Nasbu'r-râye, 1/255-257; Aynca 195/1065 ve 198/1068. hadise bk.
Hadisin senedinde yer
alan Müslim el-Habbât, Müslim b. Ebû Müslim el-Habbât el-Mekkî'dir. Tabiînden
sika biridir. Bk. Buhârî, et-Târîhu'I-kebtr, VIII/260. Habbât, Hayyât ve Hannât
olarak da telaffuz edilmiştir.
Hz. Ali'den
(RaUtyaltahü anhl merfû olarak şahidi:
Bk. Taberânî,
el-Mu'cemü'l-evsat, IV/71, H.no:3638.
Hadisin konumuzla ilgili
kısmı haricindeki ticaret/alışveriş ve
nikâh İle İlgili bölümleri kütübü sittede nakledilir.
Ticaret/alışveriş ile ilgili kısmı için bk. 167/5191. hadis ve devamındaki rivayetler.
Nikâh ile ilgili bölümü için bk. 34/6073. hadis.
[19] Bu yasaklann nedeni; dışardan gelenin piyasa
fiyatlarını öğrenmeden ucuza satması veya şehirlinin yüksek fiyata satıp
piyasayı gereksiz yere yükseltmesi şeklindeki olumsuzlukların önüne geçmektir.
Rasûlullah piyasalara yapılan sun'î müdahalelerin tehlikeli olacağına dikkat
çekmiştir.
[20] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 4/105-106.
[21] Sened:
Sahih: Müsned, IV/219,
H.no:17850; Benzer rivayet için bk. IV/219-220, H.no: 17851; Nesâî, Mevâkît, 11, H.no:516;
Ayrıca
bk.202-203/1072-1073. hadisler.
[22] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 4/106.
[23] Sened:
Sahih: Mûsned, 1/18,
H.no:l 10; Benzer rivayetler için bk. I/20-2İ. H.no:130; 1/39, H.no:270-271;
1/50, H.no:355; 1/51, H.no:364; 1/19, H.no:l 18:
(Bu rivayetin İsnadı
zayıftır. Amr b. Şuayb sika biridir. Fakat babasının dedesi Abdullah b. Amr'a
yetişmemiştir. O sadece babası Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr'dan nakletnıiştir.
Babası da kendi babasından (dedesinden).nakleder. Hadisin metni sahihtir. Diğer
rivayetler bunu kuvvetlendirmektedir.) 1/18, H.no:l 11 (Bu rivayet Halifelik ve
Emirlik bölümünde 185/11074. hadiste zikredilecektir.
Buhâri. Mevâkît, 30;
Müslim, Müsâfîrûn, 286; Ebâ Dâvûd, Tatavvu', 10, H.no:1276; Timizi Salât, 20,
H.no:J83 (Hadis, Hz. Ali, İbn Mes'ûd, Ukbe b. Âmir, Ebû Hüreyre, İbn Ömer,
Semiira b. Cündeb/Cündüb, Abdullah b. Amr, Muâz İbn Afra, Sunâbihî -mürsel
olarak-, Seleme b. el-Ekva', Zeyd b. Sabit, Âişe, Ka'b b. Mürre, Ebû Ümâme, Amr
b. Abese, Ya'lâ b. Ümeyye ve Muâviye'den de nakiller vardır. İbn Abbas'ın tbn
Ömer'den naklettiği bu rivayet ise "hasen-sahih"tir); Nesâî, Mevâkît,
32, H.no:560; îbn Mâce, ikâme, 147, H.no:1250; Dârim/, Salât, J42,H.no:1440;Beyhakî,«-5Moc«i(7-AHÖ/-4,11/451-452.
Katâde'nin
EbuM-Âliye'den işittikleri hadisler için bk. 368/676. hadisin tahrici.
Ayrıca bk. 190/1060. hadis.
[24] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 4/106-107.
[25] Sened:
Sahih: Müsned, î/129,
H.no:İ073; Benzer rivayetler için bk. 1/130, H.no:1076; 1/141, H.no:1193;
1/80-81, H.no:610; Ebâ Dâvûd, Tatavvu', 10, H.no:1274; Nesâî, Mevâkît, 36,
H.no:571; es-Sünenü'l-kübrâ, 1/485, H.no:1552; Tayâlisî, s.17, H.no:l08;
Ibnü'l-Cârûd, s.80, H.no:281; İbn Huzeyme, 11/265, H.no:l284-1285; Ebû Ya'lâ,
1/329, H.no:411; İbn Hıbbân, IV/414,429, H.no:1547,1562; Makdisî, Muhtara,
11/381-382, H.no:763-764.
Bu konuda Hz. Ali'den
nakledilen bir rivayet de şöyledir:
Müsned, 1/124,
H.no:1012; I/İ44, H.'no:İ225-1226; 1/143, H.no:!2I6; Ebû Dâvûd, Tatavvu', 10,
H.no:1275; İbn Hacer eserinin bir yerinde İsnadının hasen, bîr başka yerde ise
sahih olduğunu söyler. Bk.Fethu'l-Bârî, 11/63.
İkindiden sonra namaz ile ilgili bk.189/1059. hadis.
[26] Bu ziyade için bk. Nesâî, Mevâkît, 36, H.no:571.
[27] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 4/107-108.
[28] Sened:
Sahih: Müsned, IV/99,
H.no:16850; Benzer rivayet için bk. IV/99-100, H.no:16854; Hadisin sebebi
vürûdu ile ilgili rivayet 961/1831 {Müsned, VI/183-İ84, H.no:25382).hadiste
zikredilecektir. VI/311, H.no:26530;
MOtned, VI/303.
H.no:26465-26467 (hasen); İbn Ebî Şeybe, 11/133, H.no:7346; Buhârî, Mevâkît,
31; Fezâil, 28; Ebû Ya'lâ, XIII/346, H.no:7360;Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr,
XIX/333, H.no:766 (Bu iki kaynakta Muâviye'nin bîr hutbesinde söylediği ifade
edilir); Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 11/452-453.
Hz. Ömer'den
(Radıyaltahümhâ) şahidi için bk. 185/11074.hadis. Hz. Ömer'in Zeyd b. Hâlid
el-CUhenî'ye ve Hz. Ali'ye engel olması ile İlgili rivayet İçin sonraki
190/1060 ve 191/1061. hadislere bk.
Hz. Aişe'den
(Radtyallahü anhâ) şâhidİ:
Taberânî,
el-Mu'cemü'l-evsat, IV/174,H.no:3899.
İbn Abbas'tan
(RadıyallahU anhümâ) şahidi:
Nesâî,
es-SünenU'l-kübrâ, 1/154, H.no:369.
Mazerete binâen
kılamadığı öğle namazının son İki rekatını İkindiden sonra kıldığına dair
rivayetler:
a-İbn Abbas'in
(Radtyatlahüanhiimâ) rivayeti:
Bk. Tirmizî, Salât, 21,
H.no:184 (Bu konuda Hz. Âişe, Ümmü Seleme, Meymûne ve Ebû Musa'dan da nakiller
vardır. İbn Abbas rivayeti ise hasendir); İbn Htbbân, IV/442, H.no:1575;
Makdisî, Muhtara, X/267-269, H.no:277-279.
b-Hz. Âişe ve Ümmü
Seleme'den (Radtyatlahü anhiimâ):
Buhârt, Sehv, 8;
Meğazî, 70; Müslim, MüsâfirÛn, 297; Ebû Dâvûd, Tatavvu", 9, H.no:1273;
Dârimi, Salât, 143, H.no:1443; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 11/457; Abdürrezzâk,
11/430, H.no:3969 (Hz. Aişe ve Ümmü (Radıyallahü anhiimâ) Seleme'nin bu namaza
cavaz verdiklerini rivayet eder).
c-Ümmü Seleme'nin
(Radıyallahü anhâ) rivayeti:
Bk. Taberânî,
el-Mu'cemü'l-kebîr. XXIII/389, H.no:929; Abdürrezzâk, 11/431,
H.no:3970-3971Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 11/457.
d-Hz. Âişe' nİn
(Radtyallahü anlıâ) rivayeti
VI/125-126, H.no:24826;
VI/188, H.no:25423; Konu ile ilgili olarak bk. 192/1062. hadis.
*Ruhsat verdiğine dair
rivayetler de vardır:
İbn Ömer'den
(Radtyallahü anhiimâ) nakledilen rivayet:
Ff)H flövflrf,
Tatavvu', 11, H.no:1284.
Hz. Âİşe'den
(Radtyallahü anhâ) nakledilen
rivayette ümmetine ağır
gelmesin düşüncesi İle evde kıldığı İfade edilmektedir:
n, Mevâkît, 33; MOs/im, Müsâfırûn, 295; /sft&t b. Râhûye, IH/697,
H.no:1298; Nesâî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/154, H.no:366. Ayrıca bk. 194/1064.
hadis.
Müsned, VI/109,
H.no:24664; VI/176, H.no:25313; VI/113, H.no:24704; VI/200, H.no:2551; M1
Z)âvdd,Tatavvu', 10, H.no:1279; İbn Ebî Şeybe, 11/133, H.no:7345, 7349; Dârimi,
Salât, 143, H.no:1441-1442; Taberânî, el-Mıı'cemü'l-evsat, VIII/26, H.no:7853;
Nesâî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1/154, H.no:367.
Amr b. Abese'den
(Radtyaltahü anh) nakledilen rivayette Amr b. Abese'nin talebesi Abdurrahman
(b. el-Beylemânî'nin) İkindiden sonra iki rekat namaz kıldığı belirtilmektedir.
Bk. Müsned, IV/U1, H.no: 16955 (hasen).
[29] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 4/108-110.
[30] Sened:
Sahih: Müsned, 1/17,
H.no:101; Benzer rivayet için bk. 1/17, H.no:106 (inkıta sebebiyle zayıf); İbn
Huzeyme, 11/261, H.no:1277; Abd b. Humeyd, s.442, H.no:1531; Humeydî, 1/141,
H.no:295; Bennâ hadisin Tahâvî tarafından da nakledildiğini, isnadının ceyyid
olduğunu söyler. Bk. Büiûğu'i-emânî, 11/293.
Hadisin zahiri muttasıl
görünse de İsnadı munkatıdir. Zührî 50-58 yılları arasında doğdu. Rabîa b.
Derrac el-CUmahî Mekke'nin fethinde Müslüman oldu. Hz. Ömer zamanına kadar
yaşadı. Cemel vak'asında vefat ettiği de İfade edilir. Hadisin isnadının
munkatı olması sebebiyle zayıf sayılsa da bir önceki rivayet ile sahih H
ğayrihî seviyesine yükselir.
Ayrıca bk. 187/1057. hadis.
[31] edatı sonraki kelâmın gerçek olduğunu belirtmek için
gelir. Bk. Râzî, Muhtârus-Sthâh, 27.
[32] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 4/110.
[33] Sened:
Hasen: Afitonerf.
IV/115, H.no:16973; Benzer rivayetler için bk. VI/125-126, H.no;24826;
VI/183-184, H.no:25382; VI/303, H.no:26465-26467 (hasen); VI/311, H.no:26530;
VI/I88, H.no:25423; Vl/200, H.no:25515; VV176, H.no:25313; VI/109, H.no:24664;
Vl/113, H.no:24704; Vl/169, H.no:25235; VI/I26, H.no:14826; Vl/299-300,
H.no:26439; IV/111, H.no:16955 (hasen); VI/50, H.no;24117; Abdürrezzâk, 11/431,
H.no:3972; Taberânî, e/-Mu'cemü'l-kebîr, V/228, H.no:5166-5167.
Heysemî hadisi
Taberânî'ye de nİsbet ederek hasen olduğunu ifade eder. Bk. Mecma', 11/223;
Bennâ Bulûğu 'l-emûnî, 11/293.
İbn Abbas'tan
{Radıyallahü anhiimâ) şahidi:
Dârimi, Mukaddime, 39,
H.no:440; Nesât, Mevâkît, 35, H.no:567
Ümmü Seleme'den (Radıyallahü anhâ): Müsned, VI/293, H.no:26395; VI/304,
H.no: 26477; VI/125-126, H.no:24826; VI/310. H.no:26524.
[34] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 4/110-111.
[35] Sened:
Sahih: Müsned, V/185, H.no:21504-21505; Bennâ hadisi Taberânî'ye de
nisbet ederek senedinde âlimlerin zayıf saydıktan İbn Lehîa'nın bulunduğunu
ifade eder. Bk. Bulûğu'I-emâni, 11/294. îbn Lehîa ile ilgili bilgi İçin 22/64.
hadisin tahricine bk.
[36] lbnü'1-Esîr, Nthâye, V/246.
[37] örnek olarak bk. Zerkeşî, Bedrüddin, el-İcâbe li îrâdi mestedrakethü Âişe
ale's-sahâbe, Thk. Saîd el-Afğânî,
el-Mektebü'l-İslâmî, 1390/1970.
[38] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 4/111-112.
[39] Sened:
Sahih: Müsned, V/272,
H.no:22237; Benzer rivayetler için bk. VI/241, H.no:25922; VI/159, H.no:25138;
VI/134, H.no:24908; Vl/96, H.no:24526; Senedinde müphemlik var. Bir önceki
192/1062. hadisle karşılaştırınız.
Hz. Aişe'den
(Radıyallahil anhâ) şahidi:
VI/96, H.no:24526
VI/134, H.no:24908
VI/159, H.no:25138
VI/145, H.no:25006
VI/241, H.no:25922;
VI/133, H.no:24704; VI/134, H.no:24908; VI/169, H.no:25235; VI/253, H.no:26030;
Buhârt, Mevâkît, 33; Müslim, Mesâcid, 298:
İV«flf, Salât, 36,
H.no:572-576; £M Dâvûd, Tatavvu', 10, H.no: 1279-1280; Dârimi, Salât,
143,H.no:1441-1442;
Ebû Musa'dan (Radıyallahüanh) şahidi: Ebû Mûsâ bizzat kendisi Hz.
Peygamberi ikindi namazından sonra iki rekat kıldığını gördli. Bk. Müsned,
IV/416, H.no:19620.
[40] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 4/112-113.
[41] Sened:
Sahih: Müsned, VI/124,
H.no:24812; Benzer rivayet için bk. VI/255, H.no:26062; VI/200,
H.no:25515; Müslim, Müsâflrûn, 295;
Nesâİ, Mevâkît, 35, H.no:568 (ûü* y) '£ }&s ı#)
ziyadesiyle; Beyhakî,
es-Sünenü'l-kübrâ, H/453.
Bu hadiste Hz. Aişe'nin
işaret ettiği Hz. Ömer'in yanılgısı olarak İfade edilen durum şudur:
Muhtar b. Fülfül:
"Enes b. Mâlik'e İkindiden sonra kılınan nafile ibadetin hükmünü sordum. O
şu cevabı verdi: 'Hz. Ömer ikindiden sonra namaz kılanların ellerine vuruyordu.
Bİz ise Hz. Peygamber döneminde güneş battıktan sonra akşam namazından önce
namaz kılıyorduk.' Peki Rasûlullah o İki rekatı kılıyor muydu? diye sorduğumda:
'Bizim bu iki rekatı kıldığımızı görür, ne emreder ne de yasaklardı' cevabını
verdi" demiştir. Bk. Müslim, Müsâfirûn, 302.
Hz. Âişe'den
(Radıyallahü anhâ) nakledilen bir başka rivayet:
Şurayh: "Hz.
Âişe'ye ikindiden sonraki namazın hükmünü sordum da o şu cevabı verdi:
'İkindiden sonra namaz kıl. Rasûlullah (Satlaltahü aleyhi ve seller») kavmin
Yemenlilere güneş doğarken namaz kılmayı yasakladı' der. Bk. Müsned, VI/145,
H.no:25006.
İbn Ömer'den
(Radıyallahü anhümâ) şahidi için 198/1068. hadise bk.
Ayrıca 202/1072. hadise
bk.
[42] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 4/113-114.
[43] sened:
Hasen: Müsned, Ü/104,
H.no:58U; Ebû DâvÛd, Tatavvu', 10, H.no:1278; Tirmizî, Salât, 192, H.no:419
(Abdullah b. Amr ve Hafsa annemizden (Radıyallahü anhüm) de bu konuda hadis
nakledilir. İbn Ömer hadîsi İse gariptir); İbn Mâce, Mukaddime, 18, H.no:235
(Hadisin sadece baş tarafını nakleder); Tarsûsî, Müsnedü Abdullah b. Ömer,
s.29, H.no:30; Ebû Ya'lâ, IX/460-461, H.no:5608; Dârekutnî, 1/419; İbn Hazm,
Muhatta, 111/34; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, H/465: Kudâme b. Musa'nın hocası
hakkında ihtilâf edilmiştir. Bazı lan Eyyûb b. Husayn, bazıları ise Muhammed b.
Husayn olduğunu söylemişlerdir. Ahmed b. Hanbel ve Ebû Dâvûd, Eyyûb'u, Tirmizî,
ve İbn Mâce Muhammed ismini senedinde kullanır. Dârekutnî ve Beyhakî her iki
kanaldan da nakleder. Sahih olan rivayetin Eyyûb b. Husayn kanalı ile
nakledilen rivayet olduğunu İfade eder.
Ahmed Muhammed Şâkir
isnadının sahih olduğunu söyler. Müsned, 11/23, H.no: 4756'nın senedinde müphem
bir râvi bulunduğu için hadisinin isnadının zayıf olduğunu ifade eder. Buradaki
sened ise bu müphem râviyi açıklamaktadır. İbn Ömer h.74/693'te, Kudâme b. MÛsâ
b. Ömer b. Kudâme b. Maz'ûn ise h.l53/770'te vefat etti.
Hafsa (Radıyallahii
anhâ) annemizden şahidi:
Bk. Müslim, Müsâfırûn,
88-89; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 11/465.
Abdullah b. Amr b.
Âs'tan (Radıyallahii anh) şahidi için bk. Dârekutnî, 1/419; Beyhakî,
es-Sünenü'l-kübrâ, 11/465 (Senedinde kendisi delil getirilmeyen bir râvi
bulunmaktadır). Beyhakî Saîd b. Müseyyib'den mürsel olarak bir rivayete yer
verir, bu rivayetin Ebû Hüreyre (Radtyallahü anh) aracılığı İle mevsûl olarak
nakledildiğini, bu mevsûl naklin ise sahih olmadığını belirtir. Bk. age.,
11/465-466.
Ayrıca 185/1055. hadise
bk.
[44] Ya da 'Bilemez ol!' şeklindedir. Bk. İbn Hacer,
Feihu't-Bârt, III/239.
[45] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 4/114-115.
[46] İbn Rüşd, Bidayetü'l-müctehid, 1/75; İbn Kudâtne,
Muğnî, 1/757; Hattabî, Meâlimü's-Sünen, 11/78; Ayrıca bk. Müsned Trc. 196/1066.
hadisin açıklaması.
İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar
Yayıncılık: 4/115-116.
[47] Sened:
Hasen: Müsned, IV/223,
H.no:17883; Hadisin senedinde yer alan Muhammed b. Huyey b. Ya'lâ b. Ümeyye ve
babası Huyey b. Ya'lâ b. Ümeyye meçhuldür. Heysemî râvilerinden Huyey b.
Ya'lâ'nın tanınmadığına İşaret eder. Bk. Mecma', ü/226. Bennâ ise hadisin
isnadının ceyyid olduğunu söyler. Bk. Bulûğu 'İ-emânî, 11/296.
Ya'lâ b. Ümeyye b. Ebû
Ubeyde b. Hemmâm b. Haris et-Temîmî (Ebû Safvân el-Hanzalî) (Radıyallahu anh)t
annesine nisbetle İbn Münye diye de tanınan Mekke fethinde Müslüman olan,
Huneyn, Tâİf ve Tebük'te savaşan bir sahâbîdir. Hz. Ömer Yemen'in bazı
bölgelerine kendisini vali olarak atamıştır. Hz. Osman ise kendisini San'â'da
görevlendirmiştir. Kendisinden hadis nakledenler İkrime ve Mücâhid'in dışında
oğlu Safvân vd. râvilerdir. Bk. Buhârî, et-Târihu'l-kebîr, VIII/414,
Trc.no:3535; İbnü'l-Esîrel-Cezerî, Üsdtl'l-ğâbe, V/486-487, Trc.no:5647.
Kendisinden nakledenler
arasında oğlu Safvân'ı görüyoruz. Müsned'de Ya'lâ b. Ümeyye'den nakleden
râvilerİ tek tek İncelediğimizde bu hadisteki senedin "Muhammed b. Huyey
b. Ya'lâ b. Ümeyye, babası Huyey b. Ya'lâ b. Ümeyye'den o da babası Ya'lâ b.
Ümeyye'den" dışında benzer bir sened bulunmamaktadır. Müsned'İn bir
sonraki (17884. hadisin) senedi "Muhammed b. Huyey, Safvân b. Ya'lâ'dan o
da babası Ya'lâ b. Ümeyye'den" seklindedir. Meselâ Beyhakî'nin bir senedi
de şöyledir: Bk. es-Sünenü'l-kübrâ,XVrS34.
Muhammed b. Huyey b.
Ya'lâ b. Ümeyye, babası ve dedesi aracılığı ile hadis naklettiği ve İbn
Hıbbân'ın Sikât'ında zikredildiği belirtilmektedir. Bk. İbn Hacer,
Ta'cîlü'l-menfaa, s.263, Trc.no:935. Kendisi de Safvân b. Ya'lâ b. Ümeyye'den
hadis almıştır. Bk. Buhârî, et-Târihu'l-tebîr, 1/70, Trc.no:170; İbn Ebî Hatim
er-Râzî, el-Cerhu ve't-ta'dîU VII/239, Trc.no:1312; Safvân b. Ya'lâ b.
Ümeyye'den bahseden rical kitapları İse Safvân'ın talebeleri arasında
kardeşinin oğlu Muhammed b. Huyey b. Ya'lâ b. Ümeyye'yi sayarlar. Bk. Mizzî,
Tehvbü'l-Kemâl, Xül/218, Trc.no:2895; İbn Hacer, Tehvbü't-Tehzîb, ÎV/379,
Trc.no:758.
Mechûl sayılan Huyey b.
Ya'lâ hakkında Buhârî sükût etmiş, cerh ve ta'dilde bulunmamıştır. Bk.
et-Târîhu'l'kebîr, ÜI/74, Trc.no:265; İbn Hacer ve Hüseynî ise "fîhi
nazar/tamşmair biri olarak tanıtır. Bk. Ta'âlü'l-menfaa, s.110, Trc.no:247;
el-İkmâl, s. 114, Trc. no: 203. Buhâtf nin cerh etmemesi hadisin en azından
hasen seviyesinde olduğunu gösterir.
Ayrıca Ebû Abdullah
es-Sunâbihfden şahidi için bk. İbn Mâce, İkâme, 148, H.no: 1253.
[48] Yani, güneş doğmadan önce namaza başlaman, sonra da
İbadet yaparken güneşin doğması senin namazı bıraktığın hâlde doğmasından daha
hayırlıdır. Bk. Bennâ, age. 11/297.
İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 4/116-117.
[49] İ. Muhammed, Asi, 1/152, 155-156; Şafiî, Omm,
1/93,172-174; Sehnûn, Müdevvene, 1/56; İbn Hazm, Muhallâ, IH/114,200; Raffî,
Fethu'l-Aziz Şerhu'l-Veciz (Mecmu1 ile birlikte), III/102-İ05; İbn Kudâme,
age., 1/753-755; Desûkî, Haşiye, 1/187.
İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar
Yayıncılık: 4/117.
[50] Sened:
Sahih: Müsned, V/260,
H.no:22146; Müslim, Müsâfirûn, 294; Nesâî, Mevâkît, 35, 40, H.no:570, 582; îbn
Mâce, İkâme, 148, H.no:İ251. Ebû Ümâme de hadisi Amr b. Abese'den (Radıyaitahü
anhiimâ) almıştır. 178/1048. hadise bk.
A-Üç vakitte (güneş
doğarken, tepe noktasında İken ve batarken) namazın kılınamayacağını bildiren
diğer hadisler:
a-Ebû Ümâme'den
(RadıyaUahii anh) nakledilen rivayet İçin bk. (Yukarıdaki hadis.)
b-Amr b. Abese'den
(Radtyailahü anh) nakledilen rivayet için bk. Müsned, IV/111-112, H.no:l6955
(178/1048. hadis.)
c-Ka'b b. Mürre'den
(RadıyaUahiianh) şahidi için 179/1049. hadise bk.
B-Güneş doğarken
namazın yasaklanması İle ilgili rivayetler:
a-Ebû Beşîr
el-Ensârî'den (RadıyaUahii anh) nakledilen hadis için bk. Müsned, V/216,
H.no:21786.
b-Bilâl'den
(RadıyaUahii anh) nakledilen rivayet için bk. 201/1071. hadis.
C-Güneş doğarken ve
batarken namazın yasaklanması ile ilgili rivayetler:
a-Semiira b. Cündüb'den
(RadıyaUahii anh) nakledilen rivayet İçin bk. 199/1069. hadis.
b-İbn Ömer'den
(RadıyaUahii anhümâ) nakledilen rivayet İçin bk. 198/1068. hadis.
c-Zeyd b. Sâbİt'ten
(Radıyaltahü anh) nakledilen rivayet için bk. 200/1070. hadis.
d-Âişe'den
(RadiyallahUanhâ) nakledilen rivayet için bk. 202/1072. hadis.
e-Ebû Zer'den
(RadıyaUahii anh) nakledilen rivayet için bk. 203/1073. hadis. (Mekke/Kabe
hariç bırakılmıştır)
D-Sabah ve ikindi
namazından sonra namaz kılınamayacağını bildiren rivayetler
a-Sa'd b. Ebî
Vakkas'tan (RadıyaUahii anh) nakledilen rivayet için bk. 183/1053. hadis.
b-Ebû Saîd el-Hudrî'den
(RadıyaUahii anh) nakledilen rivayet için bk. 184/1054. hadis.
c-İbn Ömer'den
(RadıyaUahii anhiimâ) nakledilen rivayet İçin bk. 185/1055. hadis.
d-Muâz İbnü'l-Afrâ'dan
(RadıyaUahii anh) nakledilen rivayet için bk. 186/1056. hadis.
e-İbn Abbas'tan
(Radıyallahü anhiimâ) nakledilen rivayet İçin bk. 187/1057. hadis.
f-Câbir'den
(RadıyaUahii anh) nakledilen rivayette sabah ve ikindi namazından sonra tavaf
da yapmadıkları bildirilmektedir: Bk. Müsned, III/393, H.no:15170; III/348,
H.no: 14692; Mâlik, Salât, 514; Müslim, Müsâfirûn, 285; Nesâî, Mevâkît, 32,
H.no:559 -560.
g-Abdullah b. Amr'dan
(Radıyallahü anhümâ) şahidi:
Müsned, H/179,
H.no:6681; 11/211, H.no:6970
h-Seleme b. Ekva'dan
(Radtyallahü anh) şahidi:
Bk.Müsned, IV/51,
H.no:16487.
ı-Ebû HUreyre'den
(Radıyallahü anh) şahidi:
BkMüsned, 11/462,
H.no:9915; 11/529, H.no:10790 (390/1260. hadisin şâhidlerine bk.).
Ayrıca 183/491 ve
324/10750. hadislere de bk.
[51] Lafız olarak 'her kafir' şeklindedir. Ancak buradaki
mana bütün kafirleri kapsamadığı için (güneşe tapan) her kafir şeklinde terceme
edildi. Çünkü metinde, bunu yapan herkesin kafir olduğu vurgulanmış, ancak
bütün kafirlerin güneşe secde ettikleri şeklinde bir mana kastedilmemiştir.
[52] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 4/117-119.
[53] Sened:
Sahih: Müsned, 11/13,
H.no:46l2; Benzer rivayetler için bk. 11/29, H.no:4694
lafızları ile;
U/29, H.no:4695 (Mükerreri: 11/106, H.no:5837; 11/24, H.no:4771);
11/24, H.no:4772; n/33, H.no:4885; 11/29, H.no:4840:
11/36, H.no:4931;
11/86, H.no:5586; 11/63, H.no:5301 (Hocası Abdurrahman'm şeyhi İmam Mâlik
kanalı ile nakleder); n/106, H.no:5834 (Mükerreri: 11/106, H.no:5835); Mâlik,
Kur'ân, 45 (Urve'den mürsel olarak); 47; Buhârî, Mevâkît, 30; Bed'ü'1-halk, 11;
Müslim, Müsafırûn, 290-291; Nesâî, Mevâkît, 33. 35, H.no:561-562,569.
Ayrıca bk. 185/1055.
hadis.
Hadisin şâhidleri için bk.197/1067. hadis.
[54] Yani bir ya da iki mızrak boyu yükselmedikçe.
[55] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 4/119.
[56] Sened:
Sahih: Müsned, V/15,
H.no:20045; Benzer rivayet için bk. V/20, H.no:20103:
Bennâ hadisin isnadının
ceyyid olduğunu belirtir. Bk. Bulûğu'l-emânî, 11/298.
Ayrıca bk. 179/1049.
hadis.
Hadisin şâhidleri için
bk.197/1067. hadis.
[57] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 4/119-120.
[58] Sened:
Sahih: Müsned, V/190,
H.no:21554; Bennâ hadîsi Taberânî'ye nisbet eder ve isnadındaki râvilerin
Buhârî ve Müslim'in ricali olduklarını söyler. Bk. Bülûğu'l-emânl n/132.
Hadisin şâhidleri için bk.197/1067. hadis.
[59] Metindeki ek: ya da "'iki boynuzu arasından
doğar" dedi.
[60] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 4/120.
[61] Sened:
Sahih: Müsned, VI/12,
H.no:23772; Bennâ hadisin isnadının ceyyid olduğunu söyler. Bk. 7-emdnf, ü/132.
Hadisin şâhidleri için bk.197/1067. hadis.
[62] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 4/120.
[63] Sened:
Sahih: Müsned, VI/74,
H.no:24341; İbn Lehîa ile ilgili bilgi için 22/64. hadisin tahricine bk. Benzer
rivayet için bk. VI/124, H.no:24812:
Hz. Âişe diyor ki:
"Hz. Ömer yanılmıştır. Rasulullah (Sallallahü aleyhi ve seüem) güneş
doğduğu ve battığı zaman namaz kılmayı yasakladı." (194/1064. hadis.)
Ayrıca bk. Müsned, VI/255, H.no:26062; Müslim, Müsâfirûn, 296; Nesâî, Mevâkît,
35, H.no:568; Hadisle ilgili olarak bk.191,193 ve 194/1061,1063 ve 1064.
hadisler.
Ayrıca 194/1064. hadise
bk.
Hadisin diğer şâhidleri
için bk.197/1067. hadis.
[64] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 4/121.
[65] Sened:
Hasen: Müsned, V/165,
H.no:21354; Senedinde Abdullah b. MUemmel b. Vehbullah el-Mahzûmî el-Âbidt
(v.160/777) bulunmaktadır. Bu zat hakkında Yahya b. Main'den
"sâlihu'I-hadİs" ve "zayıf görüşleri nakledilir. İbn Sa'd ve İbn
Nümeyr "sika", Ahmed b. Hanbef ise "münkeru'I-hadis"
hükmünü verir. İbn Hıbbân İse sika râviler arasında zikrederek hata yaptığını
İfade eder. Diğer râvileri ise sahih hadis ricâlİndendir. Bk. Heysemî, Mecma',
n/228. İbrahim b. Tuhman tm râvîye mutâbaat eder. Bunun isnadı ise sağlamdır.
Dolayısıyla hadis hasen li ğayrihî seviyesine yükselir. Hamza Ahmed:
"MUcâhid'in EbÛ Zer'den semâı doğru İse hadis sahihtir," der.
Cübeyr b. Mut'ım'den
(Radıyatlahü anh) şahidi de vardır.
"Ey Abdümenaf
oğullan! Bu Beyt'i/Kabe'yİ tavaf eden ve yanında namaz kılan hiçbir kimseyi
gece veya gündüz hangi saatte olursa olsun engellemeyin." Tirmizî, Hac,
42, H.no: 868 (Hadisin İbn Abbas ve Ebû Zer'den şahidi vardır. Cübeyr'in
rivayeti İse hasen-sahihtir.); Ebû Dâvûd, Menâsik, 52, H.no:1894; Nesâî,
Mevâkît, 42, H.no:583; İbn Mâce, İkâme, 149, H.no:1254; Dârimi, Menâsik, 79,
H.no:1932;
Cübeyr b. Mut'ım'in
rivayetine benzer rivayetler tbn Ömer ve îbn Abbas'tan (Radıyallahü anhüm) da
Taberânî'nin eserlerinde nakledilir. Heysemî bu rivayetlerin zayıf olduğunu
ifade eder. Bk. age., 11/228-229.
Hadisin diğer şâhidleri
için bk.197/1067. hadis.
[66] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 4/121-122.