İ)- NAMAZDA SÜTRE KULLANMAK VE NAMAZ KILANIN
ÖNÜNDEN GEÇİŞ
* İnsanların Geçecekleri Yerlerde Namaz Kılanın Sütre
Kullanması ve İlgili Hükümler
* Namaz Kılanın Önünden Geçmeye Çalışan İnsan Ya Da Bir
Başka Şeyin Engellenmesi
* Namaz Kılanla Sütresi Arasından (Namaz Kılanın Önünden)
Geçmenin Günahı
* Önünde Duran İnsan Ya Da Hayvana Karşı Namaz Kılmak
* İmamın Önündeki Sütre Cemaat İçin De Geçerlidir, Namaz
Kılanın Önünden Geçmek Namazı Bozmaz
* Ön Tarafta Sütre Olmaksızın Namaz Kılmak
Namaz Kılma Yeri ve Tadil-i Erkan
444/1314-
Ebû Hüreyre'den (Radıyaiiahu anh):[1]
Ebû'l-Kâsım Muhammed
(Aieyhisseiâm) buyurdu ki:
"Biriniz namaz
kılacağında yüzü/yönü tarafına (secde mekânına) bir şey koysun, bir şey
bulamazsa bir asa (sopa) diksin! Yanında asa yoksa yere bir çizgi/sınır çizsin
ki önünden geçecek şey kendisine zarar vermesin!"[2]
445/1315- Sebra
b. Ma'bed el-CÜhenî'den (Radıyaifahu anh):[3]
Rasûlullah (Saitaiiaha
aleyhi ve seiiem) şöyle dedi:
"Sizden biri
namaz kılarken namazını (korumak) için bir ok bite olsa (secde mekânına) sütre
diksin!"[4]
446/1316- İbn
Ömer'den (Radıyaiiaha anhamâ):[5]
Rasulullah (Satiatiaha
aleyhi ve seiiem) namaz kılarken deveyi kendisi ile kıble arasına (secde
mekânına) enlemesine durdurarak (sütre yapardı).
(Râvi) Ubeydullah dedi
ki: Nâfı'e şunu sordum:
'Deve
gittiğinde/olmadığında İbn Ömer nasıl (sütre) yapar?'
îbn Ömer:
'O zaman kendisi ile
kıble arasına deve semerinin istinad tahtası tarafını çevirirdi.'
§Başka lafızla gelen
rivayette şöyle dedi:
'Rasûlullah deve
semerini çevirir ve ona karşı namaz kılardı.'
NOT:
Rivayette geçen binek Üzerindeki palanın arka kısmıdır, bu da süvarinin
dayandığı tahta olup yaklaşık 1 zira' kadardır.[6]
En küçük sütrenin
boyutunda ihtilaf edildi: 1 zira' ya da zira'ın 2/3 kadar kısmı kadardır,
denildi.[7]
AbdUrrezzak'ın (v.211/826) NâfVden rivayetinde İbn Ömer'in bu dayanak
tahtasının 1 zira' kadar olduğu, nakledildi.[8]
1 zira' iki karış ya
da altı avuçtur ki bu da yaklaşık 50-68 cm. arasındadır.[9]
447/1317- îbn
Ömer'den (Radıyaiiaha anhümâ):[10]
Bayram namazlarında
Rasûlullah (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) için küçük mızrak[11]
(secde mekânına sütre olarak) dikilirdi ve ona doğru namazı kılardı.[12]
448/1318- Talha
b. Ubeydullah'tan (Radıyaiiahu anh):[13]
Biz namaz kılarken
hayvanlar önümüzden geçerdi. Bu durumu Hz.Peygamber'e (SaiiaiiaM aleyhi ve
seiiem) anlattık, o şöyle dedi:
"İstinad tahtası
kadar bir şey önünüzde (secde mekânında) olur, onun ötesinden geçen size zarar
vermez."
§(Râvi) Ömer b. Ubeyd
diğer rivayetinde de 'onun (sütrenin) önünden geçen (zarar vermez)' şeklinde
nakletti.[14]
449/1319- İbn
Abbas'tan (Radtyaiiahü anhamâ):[15]
Arafat'ta Hz.
Peygamber (Saiiaüahü aleyhi ve seiiem) için (secde mekânına) kısa bir mızrak[16]
dikildi ve ona doğru namaz kıldı. (O sırada) bir merkep sütrenin
ötesinde/arkasında dolaşıyordu.[17]
450/1320- Avn
b. Ebû Cuhayfe babasından (Radıyaiiahu anh) nakletti:[18]
Rasûlullah (SaiiaiiaM
aleyhi ve seiiem) (Mekke'deki) bir vadide[19] öğle
ve ikindi namazlarını bize ikişer ikişer kıldırdı. (Secde mekânına da)
insanların, merkebin ya da kadının ötesinden geçmesi için kısa bir mızrak
dikmişti.
§(Diğer rivayetteki
ziyade:)
Kendisine:
'Sen o gün kim
gibiydin?' denilince şöyle cevap verdi:
'Ok yapımında çalışır
ve tüyünü takardım[20].'
451/1321-
Sehl b. Ebû Hasme'den:[21]
Râvi hadisi Hz.
Peygamber'efSaitaiiahü aleyhi ve seiiem) ulaştırarak nakletti: (Râvi Süfyan bir
defasında da) Rasûlullah şöyle dedi (diye nakletti): "Biriniz sütreye doğru
namaz kılarken namazı şeytan kesemeye-cek/bozamayacak şekilde ona (sütreye)
yaklaşsın!"[22]
452/1322- Dübaa
bt. Mikdâd b. Esved babasının (Radtyaiiaha anh) şu sözünü nakletti:[23]
Rasûlullah (Saiiaiiaha
aleyhi ve seüem) bir direğe, sopaya ya da bir ağaca karşı namaz kılarken
görürdüm de o sütreyi sağ ya da sol kaşının hizasına almadan namaza durmazdı,
(yani) onu tam karşısına almazdı.[24]
453/1323- İbn
Ömer'den:[25]
Rasûlullah (Saitaifahü
aleyhi ve seiiem) Kabe'ye girdi, (onunla birlikte) Osman b. Talha, Üsame b. Zeyd
ve Bilâl (RadıyaUahüanhüm) vardı, (Bilâl) kapıyı kapattı.
Bilâl dışarı çıkınca
sordum:
'Hz. Peygamber ne
yaptı?'
Bilâl:
'İki direği sağ
tarafına, bir direği sol tarafına ve üç direği de arkasına aldı, sonra
kendisiyle kıble arasında üç zira/arşın olduğu hâlde namaz kıldı' dedi.[26]
O dönemde Kabe'nin
altı sütunu vardı.
Diğer rivayette îbn
Ömer olayı şöyle anlattı:
Mekke'nin fethi günü
Rasûlullah devesiyle geldi, terkisinde Üsame vardı. Yanında da Bilâl ve Osman
b. Talha. Rasûlullah devesini indirdi ve Osman'a;
"Kabe'nin
anahtarını getir!" dedi.
Osman anahtan getirdi
ve kapıyı açtı. Rasûlullah Üsame, Bilâl ve Osman ile birlikte içeri girdi.
Kapıyı kapattılar. Bir müddet sonra dışarı çıktı. İnsanlar ona doğru
yöneldiler, ben atik davranıp kapının yanında duran Bilâl'ın yanına ulaştım ve:
'Rasûlullah nerede
namaz kıldı?' dedim. Bilâl:
'öndeki iki direğin
arasında kıldı' diye cevap verdi. O dönemde Kabe altı direk üzerine bina
edilmişti ve Rasûlullah Kabe'nin kapısını arkasına almıştı...[27]
Sütrenin boyunda ve
kalınlığında müctehidler ihtilaf ettiler:
1- Hanefilere
göre sütre en azından parmak kalınlığında ve boyu 1 zira'[28]
kadar olmalıdır. Yere hat çizmek yeterli değildir, bazılarına göre başka şey
bulamazsa caizdir.
2- Mâlikîlere
göre 1 zira' uzunluğunda olmalıdır, yere hilâl şeklinde çizgi çekmek yeterli
değildir. Yukarıdaki hadisler bunun delilidir.
3- Şafiîlerdeki
bir görüşe göre yere hat çizmek de yeterlidir. Onlara göre namaz kılan sütreye
yaklaşmalı ve aradaki mesafe 3 zira'dan fazla olmamalıdır. Eğer asa bulamazsa
taş ve toprakları ya da eşyasını toplar ve önüne sütre yapar. Böyle bîr şey de
bulamazsa yere hat çizer, Beğavî namaz kılan ile sütre arasında secde yapılacak
kadar mesafe olması gerektiğini, bildirdi.
4- Hanbelilere
göre de bir ok ile de olsa sütre geçerlidir, daha fazlası ya da uzunu
müstehabdır. Zira bu konuda hadis vardır.[29] (Bk.
Müsned Tercemesi, H.no: 445/1315).[30]
454/1324- Abdullah
b. Ömer'den (Radiyallahu anhüma):[31]
Rasûlullah (Sallallahü
aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Sizden biri
namaz kılarken önünden geçmek isteyeni bırakmasın/izin vermesin! Eğer o kişi
diretirse onunla mücadele etsin! Şüphesiz geçmek için diretenle birlikte
arkadaşı (yani bir şeytan)[32]
bulunmaktadır."[33]
455/1325- Ebû
Saîd el-Hudrî'den (Radtyaiiahu anh):[34]
Rasûlullah (Saiiaitaha
aleyhi ve setiem) şöyle dedi:
"Sizden biri
namaz kılarken önünden geçmek isteyene İzin vermesin, gücü yettiği kadar onu
engellesin! Eğer o kişi diretirse onunla mücadele etsin! Geçmek için direten
ancak şeytandır (şeytanlık yapmaktadır)."[35]
Bu iki rivayetten
namaz kılanın önünden geçmenin doğru olmadığı ve yasaklandığı anlaşılmaktadır.
Eğer geçmek isteyen bu yanlış davranışında ısrar ederse onunla mücadele
edilmesi ve geçmesine firsat verilmemesi emredilmektedir. Bu da eli ileri
uzatarak onun secde mekânına basmasını önlemek ile olur. Bu şekilde mücadele
emri hatalı kişinin hatasında diretmesinden dolayıdır, zira kendisi ile
birlikte şeytan arkadaşı bulunmaktadır ve kendisi de şeytanlaşmaktadır.
Şeytanın temel vasfi hatada ısrar etmesi, onu bırakmayıp tövbe etmemesi ve özür
dilememesidir. Hatada ısrar edilmemesi gerektiği ve ısrar edenin şeytanın
hakimiyeti altına gireceği ve şeytanlaşacağtnı Peygamberimiz burada işaret
etmekledir.[36]
456/1326- Süleyman
(b. Abdülmelik'in) arkadaşı[37] Ebû Ubeyd anlattı:[38]
Ata b. Yezid
el-Leysî'yi siyah bir sarık sarmış, sarığının ucunu arkasına salmış, sakalı
sararmış bir hâlde ayakta namaz kılarken gördüm. Önünden geçmek için gittim,
beni engelledi. (Namazdan) sonra dedi ki:
'Bana Ebû Saîd
el-Hudrî (Radıyaliahü anh) şunu nakletti: Rasûlullah (Saitaiiaha aleyhi ve
seiiem) kalktı ve sabah namazını kıldı, Ebû Saîd de arkasındaydı. Namazda
Kur'ân okudu, (ancak bir ara) okuması zorlaştı/durakladı. Namazı bitirince
şöyle buyurdu:
"İblis'le
birlikte beni (mücadelemi) bir görseydiniz. Elimi uzattım[39] ve
boğazından tutup sıkmaya başladım, hattâ şu iki parmağım, yani baş parmağım ve
onun yanındaki parmağım arasında İblis'in salyasının soğukluğunu hissettim.
Eğer kardeşim Süleyman (peygamberin) duası olmasaydı, Medine'nin çocuklarının
kendisiyle oynayacağı şekilde mescidin sütunlardan birisinde bağlı kalacaktı.
Sizden kim kendisiyle
kıble arasına birisinin girmemesine gücü yeterse böyle yapsın (onunla mücadele
etsin)!"'[40]
Bu rivayette
Peygamberimiz (Saiiaiiahü aleyhi ve seltem) ile namazını bozmaya çalışan şeytan
arasındaki mücadele anlatılmaktadır. Şeytanın ana gayesi insanların ibadetini
engellemek ve Allah yolundan uzaklaştırmaktır. Hattâ Peygamberimizi bile
musallat olmaya çalışmış, ancak Allah'ın izniyle yenilmiştir.
Bu konudaki diğer
rivayette Peygamberimiz'in üç kere "Senin şerrinden Allah'a
sığınırım" dediği, Allah'ın laneti ile Iânet ettiği ve elini sanki bir
şeyi tutmak için uzattığı nakledilir. Peygamberimiz'e niçin elini uzattığı
sorulunca: İblisin bir ateş topuyla kendisine saldırdığı, onun için "Senin
şerrinden Allah'a sığınırım" diye... anlattığı nakledildi.[41]
§Rivayetlerde sakalı
sararmış olarak vasfedilen sahabiler:
-Ebû Hüreyre,[42]
-Sehl b. Sa'd,[43]
-Sehl
İbnü'l-Hanzaliyye.[44]
§Hz. Süleyman'ın
Kur'ân'da geçen duasında kendisine verilen gücün başkasına verilmemesi
şeklindeydi, bunlardan birisi de cin ve şeytanları hakimiyeti altına almasıydı,
şöyle dua etmişti:
'Rabbim! Beni affet ve
benden sonra kimsede olmayacak bir otoriteyi/saltanatı bana ver, şüphesiz çok
bağışlayansın.' (Sa'd 38/35).[45]
457/1327- Abdullah
b. Zeyd ve Ebû Beşir el-Ensarî'den (RadiyaHabü anhumâ):[46]
Rasûlullah (Saiiaiiahu
aleyhi ve seiiem) bir gün sahabeye namaz kıldırdı. (Mekke'deki bu) vadide[47], bir
kadın önünden geçmek istedi. Rasûlullah ona geri durması için işaret etti.
Kadın da Rasûlullah namazını tamamlayıncaya kadar döndü, (gitti) ve sonra
(oradan) geçti.
NOT: Bu
rivayeti tamamlayıcı diğer rivayet 254/1124.hadiste geçmişti. Oradaki
rivayette, önünden gelip geçen fazla olduğu için Peygamberimiz (Sailallahu
aleyhi ve sellem) secde mekânına bir sütre diktirmişti. Ayrıca başka rivayette
Peygamberimiz bu vadide ikindi namazını yolcu olduğu için iki rekat kıldırdığı
ve geçenlerin fazlalığından dolayı önüne sütre diktiği belirtilmektedir.[48]
458/1328- Ümmü
Seleme annemizden (Radıyaiiaha anhâ):[49]
Rasûlullah (Saiiatiahu
aleyhi ve seiiem) Ümmü Seleme'nin odasında namaz kılıyordu, önünden Abdullah ya
da Ömer geçmek istedi. Peygamberimiz eliyle şöyle işaret etti, o (geçmedi,)
döndü.
Sonra Ümmü Selem'nin
kızı geçmek istedi, Peygamberimiz eliyle aynı şekilde işaret etti. (Ancak) o
kız (durmadı) geçti. Rasûlullah namazı bitirince şöyle dedi:
"Onlar
(kızlar/kadınlar) daima galip gelenlerdir."[50]
459/1329 (Z.)-
İbrahim b. Sa'd babası yoluyla dedesinden nakletti:[51]
Namaz kılıyordum, bir
kişi önümden geçmek istedi, onu engelledim, (ancak) ısrar etti.[52] Bu
durumu Osman b. Affan'a (Radıyaiiahu
anh) sordum,
Hz. Osman:
'Kardeşimin oğlu! Sana
zararı olmaz[53]' dedi.[54]
460/1330-
İbn Abbas'tan (Radıyallahu anhümâ):[55]
Rasûlullah (Saiiaiiahu
aleyhi ve seüem) namaz kılıyordu. İki cariye/kız geldi ve onun başı tarafında
önünde durdular. Rasûlullah o ikisini (başka tarafa) yönlendirdi, iki eliyle
sağa-sola çekilmelerini işaret etti.
NOT: Bazı
rivayetlerde bu iki cariyenin/kızın AbdUlmuttalip ya da Haşim oğullarından
olduğu açıklanmakta, hattâ namaz kılan Rasûlullah'in önünde çekiştikleri ve
Peygamberimiz'in onlann birini bir tarafa, diğerini de öbür tarafa ayırdığı
zikredilir. Bunu da âlimler namaz kılanın önünden geçen kadının/kızın namazı
bozmayacağı ve çekişenin ayrılabileceği konularında zikrederler.[56]
461/1331- Abdullahb.
Amr b. As'tan (Radiyallahu anhüma):[57]
Biz Rasûlullah'la
(Saiiaiiaha aleyhi ve seüem) birlikte bir vadinin en üstündeyken namaz kılmak
istiyorduk, Rasûlullah kalktı, biz de kalktık, o sırada Ebû Dübb alanının Ebû
Musa geçidinden bir merkep çıkageldi. Rasûlullah durdu, tekbir almadı, Yakub b.
Zem'a'yı merkebe gönderdi ve Yakub da onu başka tarafa sevk etti.[58]
NOT:
Rivayetteki alan Mekke'ye yakın bir yerdir. Peygamberimiz'in annesi Âmine bt.
Vehb'in burada medfûn olduğunu Abdürrezzak (v.211/826) rivayet etmektedir.[59]
Cahiliye döneminde Ölenler buraya defnedilirdi.[60] Ebû
Dübb'Ün ise Sev'e oğullarından bir kişi olduğu ve burasının onun adıyla
anıldığını belirtmektedir.[61] Bu
alanın girişine Ebû Musa el-Eş'arî geçidi denirdi.[62]
Ahmed b. Hanbel hocası
Abdürrezzak'tan aldığı bu rivayette Musannef te bulunan 'BenîEsed'den Ebû Zem'a[63]
şeklindeki açıklamayı nakletmedi.
§İbn İshâk, Rasûlullah'n
annesinin Ebvâ denilen yerde Öldüğünü zikretti. Burası Mekke ile Medine
arasında bir yerdir. Rasûlullah bu sırada altı yaşındaydı.[64]
462/1332- Amr
b. Şuayb babası yoluyla dedesinden
(Radtyaiiaha nakletti:[65]
Rasûlullah (Saiiaiiahu
aleyhi ve seiiem) bir duvan karşısına alarak[66]
kendilerine namaz kıldırdı. O sırada bir kuzu Hz. Peygamber'in Önünden geçmeye
çalıştı. Rasûlullah onu engellemeye ve duvara yaklaşmaya devam etti ve duvara
yaklaştı, hattâ Rasûlullah'ın karnının duvara yaslanmış olduğunu gördüm,
sonunda kuzu arkasından geçti.[67]
463/1333- Meymûne
annemizden (Radıyaiiahu anhâ):[68]
Rasûlullah (Saiiaiiahü
aleyhi ve sellem) secde yaptığında kollarım öyle ayırırdı ki kollarının
arasından geçmek isteyen bir kuzu olsa geçerdi.
NOT:
Peygamberimiz secdeye gittiğinde kollarını ayırırdı: Sahabenin bunu tasviri
farklı şekilde olmuştur:
1- Câbir b.
Abdullah'tan:
Rasûlullah secdeye
gittiğinde kollarını öyle acardı ki, hattâ koltuk altlarının beyazlığı görünürdü.[69]
2- Hz.
Meymûne'den:
Rasûlullah secde
ettiğinde (kollarını) öyle açardı ki kollarının arasından geçmek isteyen bir
kuzu geçerdi.[70]
464/1334-
İbn Abbas'tan (Radıyallahu anhümâ):[71]
Hz. Peygamber
(Sattaiiahu aleyhi ve seiiem) namaz kılıyordu, bir oğlak Hz. Peygamber'in
önünden geçmeye çalıştı. Rasûlullah (onu geçirtmemek için) öne ilerliyor,
geriye geliyordu.
(Râvi) Haccac ekledi:
'Ondan sakınıyor
(ilerliyor), geriye geliyordu ve sonunda oğlağın ötesinde görülürdü de (oğlak
arkasından geçerdi).'[72]
465/1335-
Büsr b. Saîd'den (Radıyallahu anh):[73]
Ebû Cüheym'in Rasûlullah'dan
(SaiiaiiaM aleyhi ve sellem), namaz kılanın Önünden geçenin durumu ve
yükleneceği günahı konusunda ne işittiğini sorsun diye Zeyd b. Hâlid el-Cühenî
kendisini Ebû Cüheym'e göndermişti.
Ebû Cüheym şöyle
anlattı:
Rasûlullah buyurdu ki:
"Eğer namaz
kıtanın önünden geçmek isteyen kişi yükleneceği günahı bir bilseydi, kendisi
İçin orada kırk (...) durması/beklemesi (namaz kılanın) önünden geçip
gitmesinden daha hayırlı olurdu."
§(Râvi) Ebu'n-Nadr
açıkladı: 'Burada kırk gün mü yoksa kırk ay mı veya kırk yıl mı? dedi, tam
bilemiyorum.'[74]
466/1336-
Ebû Hüreyre'den (Radiyallahu anh):[75]
Rasûlullah (Sallallahü
aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Sizden birisi,
Rabbİne yönelen kardeşinin önünü[76]
kesip geçmesinin[77] neye
mâl olacağını bir bilseydi, burada yüz yıl beklemesi kendisi için adım
atmasından daha güzel/sevimli olurdu."
NOT: Bundan
sonra gelen dört hadise Önceki dört hadisin numaraları Bennâ tarafından
el-Fethu'r-Rabbânî'de tekrar verilmiş, tertibin ve numaralamanın bozulmaması
için aynı rakamlar alınmıştır.[78]
** 463/1333-
Yezid b. Nimran'dan:[79]
Şevval'de[80]
kötürüm bir kişiyle karşılaştım ve ona sordum, şöyle dedi: 'Merkep üzerinde olduğum
hâlde Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) namaz kılarken önünden geçtim,
Rasûlullah:
"Bizim namazımızı
böldü/sildi, Allah da onun izini silsin!" dedi ve o kişi kötürüm kaldı.[81]'
NOT: Bu
hadislerden namaz kılanın önünden geçmenin günahı/tehlikesi anlaşılmaktadır.
Ancak namaz kılanın bir sorumluluğu yoktur ve namazına bir zarar gelmez. Açıkta
ya da herkesin geçeceği yerde namaz kılan kişi ya bir sütre edinmeli ya da
duvar gibi bir şeye yaklaşarak namazı kılmalıdır. Rasûlullah (Sallallahü aleyhi
ve sellem) böyle yerlerde namaz kılacağında ya bir duvara yaklaşır ya da bir
şeyi sütre edinirdi ki İnsanlar rahatlıkla geçsinler. Ancak bazı kişiler namaz
kılanın önünden geçmek istemekteler ve bunda da inat etmektedirler. İşte
Rasûlullah'm tehdidi ve bedduası bunlar içindir. Rasûlullah'ın beddua ettiği
kişiler çok azdır. Son hadisteki durum onun bu konudaki hassasiyetini
göstermektedir.[82]
** 464/1334-
Ali b. EbîTalib'den (Radıyaiiahu anh):[83]
Rasûlullah,
(Saiiaiiahü aleyhi ve sellem) Hz. Âişe kendisi ile kıble arasında (önünde)
uzandığı/yattığı hâlde gece nafile namaz kılardı.[84]
** 465/1335-
Muhammed b. Cafer b. Zübeyr'den:[85]
Urve b. Zübeyr, o
zamanlar Medine emiri olan Ömer b. Abdülaziz'e Hz. Peygamber'in eşi Âişe
annemizden (Radıyaiiahuanhâ) şunu nakletti:
Kendisi (yani Âişe)
Rasûlullah'ın (Saiiatiaha aleyhi ve sellem) önünde uzanmış yatarken Rasûlullah
namaz kılardı.
Ömer'in yanında
bulunan Ebû Ümame b. Sehl söze karıştı ve: 'Ey Ebû Abdullah! Herhalde o (Hz.
Âişe): Ben onun yanındayken (yan tarafında yatarken)' demişti, deyince Urve
şöyle cevap verdi:
Ben sana. kesin olarak
naklediyorum, sen ise bunu zannınla reddediyorsun. Bilâkis onun önünde (Âişe)
cenazenin yatışı gibi uzanmış yatardı.
NOT: Hz.
Peygamber'in eşlerine ait odalar küçüktü, onun için karşısında yatan birisine
müsaade ederdi. Hattâ secde edecek bir yer bile kalmazdı. Peygamberimiz
(Saiiaiiaha aleyhi ve sellem) secdeye gideceğinde Hz. Âişe'nin ayaklarına
dokunur, o da ayaklarını çekerdi ve Rasûlullah secde ederdi.[86]
Peygamberimiz gece namaz kılacağında kendisi kalkar ve kılardı. Ev ahalisini
buna zorlamazdı, sadece sabaha yakın vitir kılacağında onları uyandırırdı.[87]
Burada Peygamber Efendimizin nezaketi ve yüksek ahlâkı gözümüzü
kamaştırmaktadır.[88]
** 466/1336-
Fadl b. Abbas'tan (Radıyaiiaha anhümâ):[89]
Hz. Peygamber
(Saiiaiiaha aleyhi ve seiiem) (babam) Abbas'ı bize ait olan bir çöl yerinde
ziyaret etti. Orada bize ait küçük bir köpek ve otlayan bir merkep vardı.
Rasûlullah onlar ön tarafında olduğu hâlde ikindi namazı kıldı. O ikisini ne
geri çekti, ne de uzaklaştırdı.
NOT: Buradaki
hayvanlar secde mahalli üzerine değil, uzakta olsalar gerek. Çünkü diğer rivayetlerde
Özellikle secde mahallinden geçişi ve duruşu Peygamberimiz yasaklamıştır.[90]
467/1337- İbn
Abbas'tan (Radiyallahu anhümâ):[91]
Peygamberimiz
(Saüaiiaha aleyhi ve sellem) Arafat'ta insanlara namaz kıldırırken ben ve Fadl
bir merkep üzerinde geldik, safın bir kısmının önünden geçtik, sonra hayvanı
otlayacağı şekilde terk ettik ve safa katıldık. Rasûlullah bize hiçbir şey
demedi.
§Aynı sahabiden ikinci
tarikle gelen rivayet:
Bulûğ çağına
yaklaştığım bir dönemde geldim. (Baktım) Rasûlullah insanlara namaz kıldırıyor.
Merkebi sürdüm ve ilk safın bir bölümünün önüne geldim. Sonra hayvandan indim,
o otlanmaya başladı, ben de insanlarla beraber Rasûlullah'ın arkasındaki safa
katıldım.[92]
468/1338-
İbn Abbas'tan (Radtyallahu anhümâ):[93]
Benî Haşim'den bir
genç ile birlikte merkep üzerindeydik. Hz. Peygamber (SaiiaiiaM aleyhi ve
seiiem) namaz falarken merkep önünden geçti, o namazını bırakmadı.
Abdütmuttalip oğullarından iki faz geldi, (aralarındaki çekişme sebebiyle
düşüp) Rasûlullah'ın dizine turundular. Peygamberimiz o ikisinin arasını
ayırdı, ama kendisi namazı bırakmadı.[94]
469/1339-
Hasan el-Urani’den:[95]
Ibn Abbas (Radıyallahu
anhümâ), yanında 'köpek, merkep ve kadın (önden geçtiğinde) namazı bozar'
şeklinde konuşulunca şöyle dedi:
'Müslüman kadını köpek
ve merkebe denk tutarak ne kadar kötü yaptınız. Rasülullah (Sallallahu aleyhi
ve sellem) insanlara namaz kıldırırken ben merkep üzerinde onun önüne doğru
yöneldiğimi bilirim. Rasûlullah'ın döndüğü yöne yaklaşınca merkepten indim,
ondan uzaklaştım ve Rasûlullah'ın namazına katıldım. Rasülullah namazını iade
etmedi ve yaptığım hareketten beni men etmedi.
(Hz. Peygamber) namaz
kıldırırken bir kız[96]
geldi, safları yarıp Rasülullah'a ulaştı/sığındı, Rasülullah namazını iade
etmedi ve onu da bundan men etmedi.
Rasülullah mescidde
namaz kılarken Hz. Peygamber'in odalarının birisinden bir oğlak[97]
çıkü, onun önünden geçmeye çalıştı, Rasülullah onu men etti.'
İbn Abbas ekledi:
'Oğlak namazı bozar,
diye söylemiyor musunuz?'[98]
Cumhura göre namaz
kılanın önünden geçen bir şey ya da kimse onun namazını bozmaz. İmamın sütresi
cemaatin sütresi demektir. Çünkü rivayetlerde Rasülullah namaz kıldırırken
sadece kendi tarafına sütre konuldu ama cemaate ayrı ayn konulmadı. Ancak bazı
rivayetlerde geçenin mani olunmasının emredilmesİ secde mahalline basarak
geçmek isteyen hakkındadır. Uzaktan geçene mani olunmaz.[99]
Süite müstehabdır ve
küçük mızrak boyunda olmalıdır. Yere çizilen çizginin sütre olması konusunda
ihtilaf edildi: Ulemanın çoğuna göre çizgi sütre yerine geçmez. Ancak îmam
Ahmed b. Hanbel, yanında bazı Hanefî ve Şafiî âlimlerine göre dikilecek bir
sütre bulunmadığında çizgi de yeterlidir. Bu konuda geçen "...yere çizgi çeksin!"[100] hadisi
kaynak gösterilmektedir.[101]
470/1340- İbn
Abbas'tan (Radıyallaha anhümâ):[102]
Rasûlullah (SaiiaiiaM
aleyhi ve seiiem) açık arazide namaz kıldı, ön tarafında bir şey (sütre) yoktu.[103]
471/1341- Muttalib
b. Ebû Veda'a'dan (Radiyallahu anh):[104]
Kendisi Rasûlullah'ı
tSaiiatiahu aleyhi ve seitem) Benî Sehm kapısı tarafında namaz kılarken
görmüştü, insanlar önünden gelip geçiyordu ve Kabe ile Rasûlullah arasında bir
sütre yoktu.
§(Râvi) Süfyan bir
keresinde de Kesir b. Kesir'in dedesi Muttalib b. Ebû Veda'a'dan şunları
duyduğunu nakletti:
Rasûlullah'ı Benî Sehm
kapısı tarafında namaz kılarken gördüm, insanlar önünden gelip geçiyordu, Kabe
ile Rasûlullah arasında bir sütre yoktu.
§İbn Cüreyc'in bize
naklettiğine göre Süfyan dedi ki:
'Kesir babasından
nakletti. Ancak ben ona (işittin mi, diye) sorunca;
'Babamdan bunu
işitmedim, ancak ailemden biri kanalıyla dedemden: 'Hz.Peygamber Benî Sehm
kapısı tarafında namaz kıldı, kendisi ile tavaf edilen yer arasında bir sütre
yoktu' şeklinde aldım' dedi.[105]
AMEL |
İLGİLİ HÜKÜMLER |
||||
GENEL |
ÖZEL |
HANEFÎ |
MALİKİ |
ŞAFİİ |
HANBELİ |
|
Kabiı-lerde |
Mekruh, ancak |
Caiz |
Temiz bir yerde |
Haram, geçersiz |
|
Namaz |
geçerli |
|
caizdir |
|
|
Hamamda |
Temiz bir yerde |
Temiz bir yerde |
Temiz bir yerde |
Caiz değil, |
|
Namaz |
caizdir |
caizdir |
caizdir |
geçersizdir |
|
Koyun |
Temiz olursa |
Temiz olursa |
Temiz olursa |
Temiz olursa |
|
Afallarında |
caizdir |
caizdir |
caizdir |
caizdir |
|
Deve |
Temiz olursa |
Temiz olsa da caiz |
Temiz olursa |
Temiz olursa |
|
Yataklarında |
caizdir |
değildir |
caizdir |
caizdir |
|
Kabe'nin |
Her namaz caiz |
Sadece nafile |
Her namaz caiz |
Sadece nafile |
|
içinde |
|
namaz caiz |
|
namaz caiz |
Namaz |
Binek |
Nafile namaz her |
Nafile namaz her |
Nafile namaz her |
Nafile namaz her |
|
Üzerinde |
zaman, farz ve vitir |
zaman, farz namaz |
zaman, farz namaz |
zaman, farz namaz |
Kılma |
|
namazları zaruret |
zaruret anında caiz |
zarurel anında caiz |
zaruret anında caiz |
|
|
anında caiz |
|
|
|
Yeri |
Süire |
Parmak kalınlığında |
1 zira' boyunda |
Süne olarak |
Bir ok da olsa |
|
|
ve 1 zijb1 boyunda |
olmalı, yere hat |
dikilecek asa, taş |
yeterlidir, uzunu |
|
|
olmalı, yere hat |
çizmek yeterli değil |
veya loprak |
müsiehaptır, bu |
|
|
çizmek yeterli |
|
bulamazsa yere hat |
bulunmadığında |
|
|
değil, bazılarına |
|
çizmek de yeterli |
yere hilal şeklinde |
|
|
göre yeterlidir |
|
|
hal çizmek de |
|
|
|
|
|
caizdir |
|
Amel-İ Kesir |
Dışardan |
Yemek, içmek, |
Yemek, içmek, |
Yemek, içmek, |
|
(Çok amel) ve |
bakıldığında namaz |
konuşmak, göğsü |
konuşmak, göğsü |
konuşmak, göğsü |
|
Ölçüsü |
kılmadığı |
kıbleden |
kıbleden |
kıbleden |
|
|
zannedilen kişinin |
döndürmek |
döndürmek |
döndürmek, Örfe |
|
|
hareketi; Yemek, |
|
|
göre bir hareket |
|
|
içmek, konuşmak, |
|
|
fazla amel sayılırsa |
|
|
göğsü kıbleden |
|
|
amel-i kesir sayılır |
|
|
döndürmek .vs. |
|
|
|
Namazda |
Amel-i Kalit |
Namaz kılan kişinin |
Namaz kılan kişinin |
Namaz kılan kişinin |
Namaz kılan kişinin |
Başka Amel |
(Az amel) |
önünden geçene |
önünden geçene |
önünden geçene |
önünden geçene |
veHiihnü |
|
mani olması, akrep |
mani olması, akrep |
mani olması, akrep |
mani olması, akrep |
|
|
ya da yılan |
ya da yılan |
ya da yılan |
ya da yılan |
|
|
öldürmesi vs. |
Öldürmesi vs. |
öldürmesi vs. |
öldürmesi vs. |
|
Tadil-i Erkan |
İmam Ebû Yusuf a |
Farz |
Farz |
.Farz |
|
|
göre farz, diğer |
|
|
|
|
|
Hanefi imamlarına |
|
|
|
|
|
göre vacib |
|
|
|
[1] Sened:
Hasen: Müsned, 11/249,
H.no:7386; Benzer rivayetler için bk. 11/249, H.no:7387-7388; 11/255, H.no:7454
(Mükerrer için bk. 11/266, H.no:7604); Ebû Dûvûd, Salât, 102, H.no:689 (Ebû
Dâvûd hadisin metnini verdikten sonra hocası Ahmed b. Hanbel ve Müsedded b.
Müserhed'den çizginin nasıl çizileceğine dâir bilgiler aktarmıştın
İbn Mace, 36, H.no:943;
Beyhakî, es-Sünenü'l-kubrâ, 11/270-271.
Hadisin senedinde yer
alan Ebû Amr b. Muhammed b. Hureys ve babası Muhammed b. Hureys meçhuldür. İbn
Hıbbân her ikisini de Sikât'ında zikreder.
İbnü's-Salah bu hadisi
seneddekİ ızdıraba örnek olarak gösterir. Bk. Mukaddime, s.74, Irâkî,
İbnü's-Salah'm "muzdaribdir" görüşünü ele alarak şöyle der:
"Zayıf sayanların görüşü, muzdaribliğine ve mechûl râvilerine rağman
Hâkim'İn sahih saymasından daha doğrudur." Bk. et-Takyîdü ve'l-îzâh şerhu
Mukaddimeti İbi's-Salah, s.126.
Bennâ hadisi Beyhakî ve
İbn Hıbbân'a da nisbet ederek İbn Hıbbân'ın sahih saydığını söyler. Aynı
şekilde İbn Abdilber'in îstizkâr'ında da söylediği gibi Ahmed b. Hanbel ve
İbnü'l-Medînî se sahih sayarlar. Süfyan b. Uyeyne, İmam Şafiî, Beğavî vd.de
hadisin zayıflığına işaret ederler. İbn Hacer ise İbnü's-Salah'ın muzdarib
hadise örnek olarak bu hadisi verdiğini belirtir. BUlûğu'l-merâm'da ise
"Muzdarib olduğunu iddia edenler isabetli bir görüşte bulunmamışlardır.
Bilâkis hadis hasendir" der (Bulûğu'l-merâm, H.no:249). Bk.
Bülûğu'l-emânî, III/128.
Ahmed Muhammed Şâkir
senedeki ızdırab ve meçhul râvî bulunması sebebiyle isnadının zayıf olduğunu
ifade eder. Namazda namaz kılanın önüne sürte koyması ile ilgili olan hadisin
şâhidleri bulunması sebebiyle hasen li ğayrihî seviyesindedir. Heysemî, hadisin
şâhidlerinİ şu şekilde sıralar: Sebra b. Ma'bed (445/1315. hadis), Sa'd
el-Kuraz, Büreyde, İsmet, Habbâb, Sehl b. Sa'd (Radıyallahü anhüm). Bk. Mecma',
11/58.
[2] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/59-60.
[3] Sened:
Sahih: Müsned, Ilİ/404,
H.no:15277; Benzer rivayet için bk. 111/404, H.no:15279:
Taberânî,
el-Mu'cemü'I-kebîr, VII/114, H.no:6539; Heysemî, hadisin Ahmed b. Hanbei, Ebû
Ya'lâ ve Taberânî tarafından nakledildiğini, Ahmed b. Hanbel'in râvilerinin
sahih hadis ricali olduklarını belirtir. Bk. Mecma', 11/58. Bennâ, hadisi
Hâkim'e de nisbet eder ve Hâkim'in: "Müslim'in şartına/râvisîne uygun
olarak sahihtir" dediğini nakleder. Bk. Bülûğu'l-emânî, III/128.
[4] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/60.
[5] Sened:
Sahih: Müsned, 11/129,
H.no:6128; Diğer lafız için bk. 11/3, H.no:4468 (Mükerreri için bk. 11/141,
H.no:6261); Benzer rivayetler için bk. 11/26, H.no:4793 (Mükerreri için bk.
11/106, H.no:584I); Buharı, Salât, 50 Müslim, Salât, 247 (Hocası Ahmed b.
Hanbel'den - II/3, 141, H.no: 4468, 6261- aynı isnadla nakleder):
Ebû Dâvûd, Salât, 103,
H.no: 692; Dârimî, Salât, 126, H.no: 1419.
[6] Metinde geçen lafzı, bineğin (devenin) palanının arka
kısmı, dayanılan bölümdür. Bu palanın
Ön
tarafına ise denir. (Bk.Nevevî, Şerhu Sahihi Müslim, 1/231; Âsim Efendi, Kamus
Tercemesi, IÜ71319; Karahisarî, Ahteri-i kebîr, 1/426).
[7] İbn Hacer, Fethu'l-Bâri, 1/581.
[8] Abdürrezzak, Musannef, II/9.
[9] Necmüddin, Muhammed, el-Mekadîru'ş-şeriyye, 253-254.
İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar
Yayıncılık: 5/60-61.
[10] Sened:
Sahih: Müsned, Ü/106,
H.no:5840; Benzer rivayetler için bk. 11/13, H.no:4614 (Mükerreri: 11/18,
H.no:4681); 11/145, H.no:6319 (Mükerreri: 11/151, H.no:6388); ü/142, H.no:6286:
11/98, H.no:5734;
Buhârî, Salât, 90, 92; îdeyn, 13-14; Müslim, Salât, 245-246; ££« DâviW, Salât,
101, H.no:687; Nesâi, Kıble, 4, H.no:745; îdeyn, 10, H.no:1563; İbn Mâce,
İkâme, 36, 164, H.no:941, 1304)ziyadesii\e,\305;Dârimî, SalSM24,Hno:1417.
[11] Harbe küçük mızrak anlamındadır. (Bk. İbn Manzûr,
Lisanü'l-Amb, 1/303).
[12] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/61-62.
[13] sened:
Sahih: Müsned, 1/161,
H.no:1388; BenzerrivâyetleTiçin bk. 1/162, H.no:1398;162, H.no:1393-1394;
Müslim, Salât, 241-242; Etü D^vûrf, Salât, 101, H.no:685; Tirmizî, Salât, 133,
H.no:335 (Tirmizî, bu konuda Ebû Hüreyre, Sehl b. Ebû Hasme, İbn Ömer, Sebra b.
Ma'bed el-Cühenî, Ebû Cühayfe ve Âişe'den de nakillerin bulunduğunu, Talha'nın
hadisinin ise hasen-sahih olduğunu söyler); îbn Mâce, İkâme, 36, H.no:940.
[14] (Râvi) Ömer b. Ubeyd İmam Ahmed'in şeyhidir. İkinci
rivayetinde {n-k on) şeklinde nakletti, yani onun (sütrenin) önünden geçen
(zarar vermez), anlamındadır. Bk. Bennâ, İÜ/130.
İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar
Yayıncılık: 5/62.
[15] Sened:
Sahih: Müsned, 1/243,
H.no:2175; Benzer rivayetler için bk. 1/365, H.no:3454: 1/352, H.no:3306:
1/342, H.no:3184-3185; 1/341, H.no:3167; 1/308, H.no:2805 (inkıta sebebiyle
senedi zayıf): 1/327, H.no:3019:
1/291, H.no:2653 (Yahya
b. el-Cezzâr, İbn Abbas'tan hadis işitmediği için hadisin senedi inkıta
sebebiyle zayıftır)(Değişik lafızla aynı senedle tekrar eden hadis için Ahmed
Muhammed Şâkir "isnadı sahihtir" diyor. Hâlbuki burada da inkıta var.
Bk. 1/254, H.no:2295:
(1/235, H.no:2095)
rivayetinde İse bu İnkıta giderilmiştir. Çünkü arada İbn Abbas'ın âzâdhğı
Suheyb Ebu's-Sahbâ var. Bu zât da sika biridir. 1/219, H.no:1891; 1/264,
H.no:2376 (Bu iki rivayet 467/1337. hadiste iki ayn tarikte nakledilecektir);
1/250, H.no:2258; 1/247, H.no:2222 (469/1339. hadis); 1/224, H.no:1965
(470/1340. hadis); Mâlik, Kasr, 38; Buharı, İlim, 18;Salât,90;Ezân, 161; Sayd,
25; Meğâzî, 78; Müslim, Salât, 254-255; £&« Dâvûd, Salât, 112,
H.no:715-716; Tirmizî, Salât, 135, H.no:337 (Âişe, Fadl b. Abbas ve İbn
Ömer'den de nakledilen İbn Abbas hadisi hasen-sahihtir); Nesâî, Kıble, 7,
H.no:750, 752; İbn Mâce, İkâme, 38-39, H.no:947, 953; Dârimî, Salât, 129,
H.no:1422; Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, DC/136, H.no:9344;
Fadl b. Abbas'tan
(Radıyallahü anhümâ) gelen rivayetler İçin bk.***466/1336. hadis.
460/1330,467/1337 ve
464/1334. hadislerle karşılaştırıp birlikte mütâlâa ediniz.
[16] Aneze bir tür kısa mızraktır. (Bk. İbnü'1-Esîr,
Nihâye, 111/308).
[17] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/62-63.
[18] Sened:
Sahih: Müsned, IV/307,
H.no: 18652; Ziyâdeli rivayet için bk. IV/3O8, H.no: 18656 (Bu ziyâdenin
benzeri için bk. IV/309, H.no:18675: "Abtah yerine Bathâ lafzının
kullanıldığı rivayetler için bk. IV/307, H.no:18649-18650; IV/3O8, H.no:18655,
18657; Benzer rivayetler için bk. IV/309, H.no:18671 Ç£r:; IV/308, H.no:18665
(254/1124. hadis); IV/308, H.no:'l9659, 19661, 18663 (19/327. hadis), 18664;
IV/307, H.no:18653; IV/309, H.no:I8666, 18667(ıvO3 ^ ^>j U^ '} >£ 0! J^);
IV/308-309, H.no:18668; IV/309, H.no:18673:
fliıWıf. Vudû', 40;
Salât, 17, 90, 93-94; Ezan, 18-19; Libâs, 42; Menâkıb, 57; Müslim, Salât, 250.
253; Ebû Dâvûd, Salât, 34-35, 101, H.no:520-521, 688; Tirmizî, Salât, 30,
H.no:197; Nesâî, Salât, 12, H.no:468; VudÛ\ 103, H.no:137; Kıble, 21, H.no:770;
îbn Mâce, Ezan, 3, H.no:711; Dârimî, Salât, 124, H.no:1416.
Bir rivayette Ebû
Cuhayfe'nin (Radıyallahü anh) ismi Vehb b. Abdullah es-Süvâî olarak
geçmektedir. Bk. IV/308, H.no:I8658:"
Diğer rivayetlerde
olayın cereyan ettiği yerin ismi de telaffuz edilmektedir: 18664 ve 18671.
hadis: Mîna; 18650. hadis: fîa(/iâ; 18659. ve 18661. hadis: Ebtah. İsmi
zikredilen yerler aynı bölgenin sınırlan içinde yer alan mahallerdir
Ebû Cühayfe'den benzer bir rivayet için bk.254/1124. hadis. Ayrıca bk.
19/327. hadis.
[19] Rivayette geçen Bathâ ya da Ebtâh aynı manadadır.
Bathâ, (tUiJi); vadi, geniş alan demektir. (Bk. tbnü'1-Esîr, Nihâye, 1/134); Bu
vadinin Mekke ile Mina arasında olduğu belirtilmektedir. (Bk. îbn Hacer,
Fethul-Bârî, JII/590).
[20] Yani temyiz yaşını geçmiş, aklı başında birisiydi.
(Bk. Bennâ, age., III/130).
İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar
Yayıncılık: 5/63-64.
[21] Sened:
Sahih: Müsned, IV/2,
H.no: 16035; Ebu Dâvûd, Salât, 106, H.no:695; Nesâî, Kıble, 5, H.no:746. Bennâ,
hadisi Taberânî, Bezzâr, İbn Hıbbân, Beyhakî ve Hâkim'e de nisbet eder ve
Hâkim'in: "Buhârî ve Müslim'in şartına/râvisine uygundur" dediğini
nakleder. Bk. Bülûğu'l-emânî, 111/50.
Heysemî bu konuda şâhid
hadisleri tek tek verir: CUbeyr b. Mut'ım, Büreyde, Hz. Âişe, Sehl b. Sa'd,
Sehl İbnU'l-Hanzalİyye ve tbn Mes'ûd (Radıyallahü anhüm). Bunlardan Cübeyr b.
Mut'ım, Büreyde ve Sehl b. Sa'd'ın rivayetleri Sehl b. Ebû Hasme'nin hadisi ile
aynı lafızladır.
Ebû Saîd el-Hudrî'den
(Radıyatlahü anh) şahidi:
Müsned, 111/63, H.no:U550; Buhârî, Salât, 100; Müslim, Salât, 258-259;
EbÛ Dâvûd, Salât, 107, H.no:700; İbn Huzeyme, 11/15, H.no:817; Beyhakî,
es-Sünenü'l-kübrâ, 11/267. Ayrıca bk. 455/1325. hadise bk.
[22] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/64-65.
[23] Sened:
Hasen: Müsned', VI/4, H.no:23710; Ebû Dâvûd, Salât, 104, H.no:693;
Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 1X1212. Senedinde Ebû Ubeyde eî-Velîd b. Kâmil
eş-Şâmî bulunmaktadır. Münzirî: "Hakkında tenkid vardır" der. Bk.
Bennâ, Bülûğu'l-emânî, İÜ/131. Ayrıca Mühelleb b. Hucr el-Behrânî meçhuldür.
Dubâa bt. el-Mikdâd ise mechûl değildir. Müslim'de hadisi vardır. Hadis
şâhidleri ile hasen li ğayrihî seviyesine yükselir.
[24] Bu mana için bk. Azimâbâdî, Amü'l-Ma'bûd, 11/273.
İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar
Yayıncılık: 5/65.
[25] Sened:
Sahih: Müsned, VI/13,
H.no:23779; Benzer rivayetler için bk. VI/12, H.no:23770 (432/1302. hadis);
VI/13, H.no:23782, 23784; VI/15, H.no:238Ü7; VI/14, H.no:23792; Hadis Îbn
Ömer'in müsnedinde de farklı lafızlarla aynı anlamda birçok rivayette
nakledilmektedir: II/3, H.no:4464; 11/113, H.no:5927; 11/75, H.no:5449; 11/138,
H.no:6231; 11/139, H.no:6238; 11/33, H.no:4891; 11/55, H.no:5176; 11/45,
H.no:5053; 11/120, H.no:6019; Mâlik, Hac, 193; Buhârî, Salât. 30, 81, 96-97; Teheccüd,
28; Hac, 51-52; Cihâd, 127; Meğâzî, 78; Müslim, Hac, 388-394; Ebû Dâvûd, Salât,
22, H.no:477; TirmizU Hac, 46, H.no:874; Nesâî, Mesâcid, 5, H.no:690; Menâsik,
127, H.no:2905; İbn Mâce, Menâsik, 79, H.no:3063; Dârimî, Menâsik, 43, H.no:
1873-1874; Abdürrezzâk, V/82, H.no:9068; İbn Ebî Şeybe, VI1/259, H.no:35875;
Bezzâr, IV/191, H.no:1346; ibn Hıbbân, VII/476, 480, H.no:3201, 3205; Taberânî,
el-Mu 'cemü 'l-kebîr, 1/344, H.no: 1037.
Ayrıca 431/1301, 432/1302 ve 450/4015. hadislere bk. Hac konusunda Kabe'ye
giriş ve içinde namaz kılma hususunda diğer rivayetler İçin bk.
449-453/4014-4018. hadisler.
[26] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/66.
[27] Beyhakî, es-Sünenü'l-kübra, 11/327.
İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar
Yayıncılık: 5/66.
[28] Zira': El, dirsekten parmak uçlarına kadar olan kısım
manasına geldiği gibi arşın anlamında bir ölçü biriminin de adıdır. Bk.
Mutarrizî, Muğrib, 1/304; Feyyûmî, el-Misbahü'l-müntr, 79; Karahİsarî, Ahterî-i
kebir, 1/411.
[29] Şîrâzî, age., 1/69; Merğınânî, age., 1/63; İbn Rüşd,
age.,1/82; İbn Kudâme el-Makdisî, eş-Şerhu'l-kebir, 1/622, 624, 625 (Muğnîi ile
birlikte).
[30] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/67.
[31] Sened:
Sahih: Müsned, 11/86,
H.no:5585; Mâlik, Kasr, 37; Müslim, Salât, 260; İbn Mâce, îkâme, 39, H.no:955
ziyadesi İle nakleder.
Ebû Saîd el-Hudrî'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bir sonraki 455/1325. hadise bk.
[32] İbn Hacer, Ferhu'l-Bârî, 1/584; Azimâbâdî,
Avnü'l-Ma'bûd, 11/272.
[33] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/67.
[34] Sened:
Sahih: Müsned, 111/34,
Rno: 1123*8; Benzer rivayetler için bk. 111/43-44, H.no:11333; 111/49, H.no:l
1397; m/56, H.no: 11478 fc.lafzı ile; 111/63, H.no: 1155 lafzı ile; 111/93,
H.no:II826; Mâlik, Kasr, 33; Buhâri, Salât, 100:
Bed'ül'halk, 11;
MOrfim, Salât, 258-259; £M ödvûJ, Saiât, 107, H.no:697, 699-700; Nesâî, Kıble,
8, H.no:755; Kasâme, 48, H.no:4859:
/bo Mâcc, ikâme, 39,
H.no:954; Dârimf, Salât, 125, H.no:1418. tbn Ömer'den (Radıyallaha anhümâ)
şahidi için bir Önceki 454/1324. hadise bk. Ebû Saîd el-Hudrî'den (Radıyallahü
anh) farklı bir rivayet için bir sonraki 456/1326. hadise bk.
[35] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/67-68.
[36] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/68.
[37] Ali b. Medînî, İlel, 68
*Ebû Ubeyd, Süleyman b. Abdülmelik'in perdedarliğını yapmıştı. Bk. İbn
Hacer, Tehzibu't-Tehzib, XII/176.
[38] Sened:
Sahih: Müsned,
111/82-83, H.no:11719; Heysemî, senedindeki râvilerin sika olduklarını
belirtir. Bk.Mecma MI/87.
Hadisin şâhidleri:
a-lbn Ömer'den
(Radıyallahü anhümâ) şahidi İçin bir önceki 454/1324. hadise bk.
b-Ebû Hüreyre'den
(Radıyallahü anh) şahidi:
Bu rivayet için bk.
Müsned, 11/298, H.no:7956; Bii/iân", Salât, 75; Amel, 10; Bed'ül-halk, 11;
Tefsîr, 38/1; Ehâdîsü'l-Enbiyâ, 40
ziyadesi ile; Müslim,
Salât, 39.
c-Ebu'd-Derdâ'dan
(Radıyallahü anh) şahidi:
Müslim, Salât; Nesâî,
Sehv, 19, H.no:1213. c-(EK) Câbir b. Semüra'dan (Radıyallahü anh) şahidi:
Müsned, V/104.
H.no:20898; V/105, H.no:20904; Heysemî, hadisin Ahm'ed b. Hanbel' ve Taberânî
tarafından nakledildiğini, Taberânî'nin ravijerinin sahih hadis ricali
olduklarını belirtir. Bk. Mecma', U/87.
Ebû Saîd el-Hudrî'den
(Radıyaliahü anh) farkj; bir rivayet için bir önceki 455/1325 hadise bk.
Peygamberimizin cehri
namazda arkasındaki sahabenin de zammı sureyi sesli okuması nedeniyle âyetleri
karıştırdığını / okumakta güçlük çektiğini Ubâde b. es-Sâmit'ten nakledilen şu
rivayetten öğreniyoruz: V/308,
H.no.2524.
Ebu Davud , Salat, 132,
H.no:824.
[39] Ibnü'l-Esîr, Nihâye, V/285.
[40] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/69-70.
[41] Müslim, Mesacid, 542.
[42] îbn Ebî Şeybe, V/164, H.no:24800.
[43] îbn Ebî Şeybe, V/l 86, H.no:25052.
[44] Beyhakî, Şuabü'l-iman, V/215, H.no:6410.
[45] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/70-71.
[46] Sened:
Sahih: Müsned, V/216,
H.no:21785; Heysemî, hadisin Ahmed b. Hanbel ve Taberânî tarafından
nakledildiğini, senedinde İbn Lehîa'nın bulunduğunu ifade eder. Bk. Mecma',
11/60. Bu râvî ile ilgili geniş bilgi için bk.22/64. hadis.
Şâhidİ için bir sonraki 458/1328. hadise bk.
[47] Bathâ,; vadi, geniş alan demektir. (Bk. İbnü'1-Esîr,
Nihâye, 1/134); Bu vadinin Mekke ile Mina arasında olduğu belirtilmektedir.
(Bk. İbn Hacer, Fethul-Bâri, III/590)
[48] Ahmed b. Hanbel, IV/307,H.no:18658.
İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar
Yayıncılık: 5/71.
[49] Sened:
Hasen: Müsned, VI/294,
H.no'.26403; İbn Mâce'nİn hocası İbn Ebî Şeybe kanalı ile naklettiği hadisin
senedinde de Muhammed b. Kays babasından nakletmektedir:
Bk. 5, îkâme, 38,
H.no:948.
Bennâ, hem annesi hem
de babasının (Kays b. Mahrame b. el-Muttalib) mechûl kimseler olduğunu söyler.
Bk. Bulûğu't-emânî, 111/135. Fakat Müsned'de geçen başka bir rivayet Muhammed
b. Kays b. Mahreme'nin kendisini dünyaya getiren/doğuran annesinden değil de
mü'mİnlerin annesi Hz. Âişe'den naklettiğini ifade eder.
Müsned, VI/221,
H.no:25731; Müslim, Cenâiz, 102-103;Cenâiz, 103, H.no: 2035; İşretü'n-nisâ, 4,
H.no:3961-3962.
Ayrıca babası Kays b.
Mahrame b. el-Muttalib b. Abdümenaf el-Muttalibî el-Mekkî el-Kuraşî ise
sahâbîdir. Müellefe-i kulûbdan biri idi. Peygamberimizle aynı tarihte Fîl
yılında doğmuştur:
Aftoncd. IV/215,
H.no:17817; Tirmizî, Menâkıb, 2, H.no:36l9:
(hasen-garib);
Taberânî, et-Mu'cemü'l-kebîr, XVIII/343, H.no:873; Hâfem, 11/603 (Hâkim sahih
saydı, Zehebî ise sükût etti.).
Kays b. Mahrame'nin bu
rivayeti 14/9423. hadiste zikredilecektir. Şahidi için bir Önceki 457/1327.
hadise bk.
[50] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/72.
[51] Sened:
Hasen: Müsned, 1/72,
H.no:523; İbrahim b. Sa'd b. ibrahim b. Abdurrahman b. Avf (v.185/801), babası
Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf (v.125/743) ve dedesi İbrahim b.
Abdurrahman b. Avf (v.96/714) sikadırlar. Abdullah b. Ahmed b. Hanbel'in hocası
Süveyd b. Saîd b. Sehl (v.240/854) ise sadûk biridir. Fakat âmâ olduktan sonra
kendine âit olmayan hadisleri bile nakleder bir konuma düştü.
Heysenıî, Abdullah b.
Ahmed b. Hanbel'in naklettiği bu eserin râvilerinin sahih hadis ricali
olduklarını belirtir. Bk. Mecma', 11/62-63.
Ahmed Muhammed Şâkir
rivayetin sahih olduğuna hükmeder.
[52] İbn Hacer, Fethu'l-Bâri, 1/583.
[53] Yani sen gerekeni yaptın, bundan fazlasından sorumlu
değilsin.
[54] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/73.
[55] Sened:
Sahih: Müsned, 1/314,
H.no:2901; Benzer rivayetler için bk. 1/342, H.no:3184-3185:
1/341, H.no:3167:
1/308, H.no:2805
(inkıta sebebiyle senedi zayıf):1/235, H.no:2095: Bennâ, hadisi Ebû Dâvûd,
Nesâî, İbn Huzeyme, ve Bezzar'a nisbet eder. Bk. BülÛğu'l-emânî, 11X1136.
449/1319,468/1338 ve
464/1334. hadislerle karşılaştırıp birlikte mütâlâa ediniz.
[56] Ebû Dâvûd, Salat, 113, H.no:716; İbn Huzeyme, 11/23,
H.no:835; İbn Hıbban, Vl/120, H.no:2356; Beyhakî, 11/277, H.no:3317; Ayrıca bk.
Müsned Trc. H.no: 468/1338-469/1339.
İmam Ahmed b. Hanbel,
El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/73-74.
[57] Sened:
Zayıf: Müsned, 11/204, H.no:6898; Senedinde inkıta vardır. Çünkü Amr b.
Şuayb dedesi Abdullah b. Amr b. Âs'tan hadis işitmedi. Heysemî, senedindeki
râvilerin sika sayıldıklarını belirtir. Bk. Mecmu', 11/60. Heysemînin inkıtaya
değinmeyişinin sebebi Amr b. Şuayb babası Şuayb'dan o da (kendi babası) dedesi
Abdullah b. Amr b. Âs'tan şeklinde farklı senedli bir nüshaya sahip olma
ihtimâli olabilir. Böyle bir durumda ise hadis sahih olur. Fakat Ahmed Muhammed
Şâkir bunu Heysemînm bir hatası olarak değerlendirir.
[58] Lafız olarak; başka tarafa sevk edinceye kadar
koşturttu, şeklindedir.
[59] Abdürrezzak, UI/573, H.no:6715.
[60] Fâkihî, Ebû Abdullah Muhammed b. İshak, Ahbaru Mekke,
İV/54.
[61] Fâkihî, age., IV/140.
[62] Fâkihî, age., IV/140.
[63] Abdürrezzak, 11/22, H.no:2333.
[64] İbn İshâk, Sîret, 42, No: 46.
İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar
Yayıncılık: 5/74-75.
[65] Sened:
Sahih: Müsned, 11/196,
H.no:6852; Ebû Dâvûd, Salât, 110, H.no:708; Ahmed b. Hanbel libasla ilgili özet
bir bölümünü değişik senedlerle verir:
Bk. Müsned, 11/211,
H.no:6972; Benzer rivayetler için bk. 11/207, H.no:6931; 11/162, H.no:6513;
11/193, H.no:6821 (Mükerreri: 11/164, H.no:6536); Mü^m, Libâs, 27; Ebû Dâvûd,
Libâs, 17, H.no:4066,4068; Nesâî, Zînet, 95, H.no:5313; İbn MQ.ce, Libâs,
21,,H.no:3603.
Bennâ hadisi Ebû
Davud'a nisbet eder ve isnadının ceyyid olduğunu söyler. Bk. Bülûğu'l-emânî,
III/136. Eserinin bir başka yerinde ise İbn Mâce'ye de nisbet eder ve râvilerin
sika olduklarını belirtir. Bk. age., XVII/244.
Sarı renkli elbisenin
yasaklanış] ile ilgili İbn Abbas rivayeti için bk. Müsned, 1/81, H.no:611.
Bu hadis Libâs konusunda 37/7060. hadiste tekrar edilecektir.
[66] Lafız manası; yönünü döndüğü bir duvara karşı,
şeklindedir.
[67] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/75.
[68] Sened:
Sahih: Müsned, VI/331,
H.no:26688; Aflfttfm, Salât, 237(Ebu Dâvud, Salât, 154, H.no:898; N«flf,
Tatbîk, 52, H.no:1107; /fen Mâ«, İkâme, 19, H.no: 880 (Ebû Dâvûd, Nesâî ve İbn
Mâce'nin metni:
Müsned'deki benzer
rivayetler için bk,
VI/332, H.no:26697;
VI/335, H.no:26723; Müslim, Salât, 238-239; Dânmî, Salât, 79, H.no:1336:
VI/333, H.no:26710;
Afü.î/ım, Salât, 238-239; Nesâî, Tatbîk, 88, H.no:1145 (Müslim ve Nesâî'nin metninde
ziyade bulunmaktadır:
Ayrıca bk. 448/1318.
hadis.
[69] İbn Huzeyme, Sahih, 1/326, H.no: 649; Beyhakî,
es-Sünenü'l-kübra, 11/115, H.no: 2542; bu rivayetin şâhidleri için bk. Müslim,
Salat, 495,496.
[70] Şafiî, es-Sünenü'l-me'sûra, 1/223, H.no:159; AbdUrrezzak,
11/170, H.no:2925.
İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar
Yayıncılık: 5/75-76.
[71] Sened:
Sahih: Müsned, 1/341,
H.no:3174; Benzer rivayetler için bk. 1/291, H.no:2653 (Yahya b. el-Cezzâr, İbn
Abbas'tan hadis işitmediği için hadisin senedi inkıta sebebiyle zayıftır):
(1/235, H.no:2095)
rivayetinde ise bu inkıta giderilmiştir. Çünkü arada İbn Abbas'ın âzâdlığı
Suheyb Ebu's-Sahbâ var. Bu zât da sika biridir. 1/343, H.no:3193 (Hasan
el-Uranî, İbn Abbas'tan işitmediği için senedi inkıta sebebiyle zayıftır.):
1/247, H.no:2222
(469/1339. hadis); 1/308, H.no:2805; î/327, H.no:3019; 1/341, H.no:3167; 1/254,
Rno:2295; 1/251, H.no:2258; Ebû DâvÛd, Salât, 110, H.no:709; İbn Mâce, İkâme,
39, H.no:953.
Ayrıca 449/1319,
466-467/1336-1337, 469/1339 ve 460/1330. hadislerle karşılaştırıp birlikte
mütâlâa ediniz.
[72] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/76-77.
[73] Sened:
Sahih; Müsned, IV/169,
H.no:17469; Benzer rivayet için bk. 1V/116-117, H.no: 16988:
Ahmed b. Hanbel'in bu
rivayetinin metninde kalb/lafızlann yer değişikliği vardır. Bu kalb ise manayı
etkilemektedir. Bu metinde "Übey b. Ka'b'm kızkardeşinin oğlu Ebû Cüheym,
Büsr b. Saîd'i Zeyd b. Hâlİd'e gönderdi" şeklinde geçmektedir. Hâlbuki
Zeyd b. Hâlid Büsr'ü Ebû Cüheym'e göndermiştir. Fakat, Bennâ bu rivayeti esas
almıştır. Biz ise diğer hadis kitaplarında da yer alan metni tercih ettik.
Benzer bir hata da İbn Mâce'nin rivayetlerinden birinde bulunmaktadır:
Bk. İbn Mâce, İkâme,
37, H.no:944.
Mâlik, Kasr, 34 (Mâlik,
Ka'bü'l-Ahbar'ın sözü olarak da benzer bir rivayet nakleder:
Bk. 366) Buhâri, Salât,
101;
Salât, 261; Ebû DâvÛd,
Salât, 108, H.no:701; Tirmizî, Salât, 134, H.no:336 (Bu konuda Ebû Saîd
el-Hudrî, Ebû Hüreyre, İbn Ömer ve Abdullah b. Amr'dan nakiller vardır. Ebû
Cüheym'in hadisi ise hasen-sahihtir. Ebu'n-Nadr'ın ismi ise Salim'dir. Ömer b.
UbeyduHah el-Medînî'nin âzâdlığıdır. Bu hususta bir rivayet de şöyledir: Nesai,
Kıble, 8, H.no:754; İbn Mâce, İkâme, 37, H.no:945;
Dârimî, Salât, 130,
H.no:1423-1424.
Ebû Cüheym Abdullah b.
Haris b. Sımme b. Amr b. Atîk b. Amr en-Neccârî el-Ensârî, Mâlik b. Neccâr
oğullarından ve ensardan olan bu sahâbî, Übey b. Ka'b'ın kızkardeşinin oğludur.
Biri teyemmüm diğeri de namaz kılanın önünden geçen kimse ile ilgili olmak
üzere iki hadis nakleder. (Ahmed b. Hanbel ise Kur'ân kıraati hususunda üçüncü
bir rivayetini daha nakleder.) Teyemmüm ile ilgili rivayeti için bk.5/856.
hadis.
Not: Bennân'ın aldığı
metinde kalb bulunduğu için Benna'nın esas aldığı rivayeti tercih edilmedi,
benzeri alındı.
[74] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/77-78.
[75] Sened:
Hasen: Müsned, 11/371,
H.no:8823; İbn Mâce, ikâme, 37, H.no:946 (Bûsırî Zevâid'inde şöyle diyor:
"İsnadı ile ilgili olarak tenkid vardır. Çünkü Ubeydullah b.
Abdurrahman'ın amcasının ismi Ubeydullah b. Abdullah'tır. Ahmed b. Hanbel, bu
râvinin hadislerinin münker olduğunu söyler. Fakat İbn Hıbbân sadece oğlunun
kendisinden naklettiği rivayetlerini zayıf sayar"); Bennâ da bu konuda şunları
ifade eder: "Bu hadis, oğlunun kendisinden naklettiği rivayetlerinden
değildir İşte bu sebeple de İbn Hıbbân Sahîh'ine bu rivayeti almıştır. îbn
Hıbbân'in şartı da Sahİh'inde sadece sahih hadisin rivayet edilecek
olmasıdır". Bk. Bülûğu'l-emânî,EV139.
Ubeydullah b.
Abdurrahman (b. Abdullah) b. Mevheb hakkında bilgi için bk. 316/1186. hadisin
tahrici.
Benzer rivayetler İçin
465/1335. hadise bk.
[76] Yani namaz kılanın Önünden geçmek.
[77] Bu şekilde namaz kılanın önünden enlemesine ilerlemek
sakıncalıdır. Ancak boylamasına kıble cihetine doğru yürümede bir sakınca
yoktur.(Bk. Mübârekpürî, Tuhfetü'l-ahvezî, V/409).
[78] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/78-79.
[79] Sened:
Zayıf: Müsned, IV/64,
H.no:16561 ("Kötürüm birinin hadisi" başlığı altında); Mükerrer için
bk. V/376-377, H.no:23090 ("İsmi Bilinmeyen Erkek Sahâbilerden Bazılarının
Hadisleri" başlığı altında); İbn EbîŞeybe, 1/254, H.no:2920; Ebû Dâvûd,
Salât, 109, H.no:705-707:
Ebû Davud'un ilk
rivayetinde - ki Ahmed b. Hanbel'in senedindeki gibidir - yer alan Yezid b.
Nİmrân sika biridir. Fakat onun talebesi olan âzâdhğı meçhuldür. Saîd b.
Gazvân'ın babası Gazvân kanalı ile naklettiği rivayet zayıftır. Çünkü her İkisi
de meçhuldür. Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, 11/275; Delâilü'n-nübüvve, VI/241.
Taberânî ise Abdurrahman b. Yezid b. Câbir - Yezid b. Gazvân kanalı ile
nakleder. Bk. Müsnedü'ş-Şâmiyyîn, 1/198, H.no:346.
Bennâ, hadisi
Beyhakî'ye de nisbet eder ve isnadının ceyyid olduğunu söyler. Bk.
Bülûğıı'l-emânî, 111/140.
[80] Bir rivayette: 'Tebük'te bulunduğunda' şeklinde
geçmektedir. (Bk. Ahmed b. Hanbel, V/376; Ebu Dâvûd, Salât, 109, H.no:705;
Beyhakî, U/275, H.no:2303).
[81] Burada kötürüm kalan kişi olayı anlatan kişidir,
kendisinin bu sebeple kötürüm kaldığını ima etmektedir.
[82] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/79-80.
[83] Sened:
Sahih: Müsned, 1/99,
H.no:772; Heysemî, senedindeki râvilerin sika sayıldıklarını belirtir. Bk.
Mecma \ H/62 .
Hz, Aişe'den
(Radiyallahü anhâ) şahidi için bir sonraki ***465/1335. hadise bk.
[84] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/80.
[85] Sened:
Sahih: Müsned, VI/275,
H.no:26235; Benzer rivayetler:
Bk. Müsned, VI/37,
H.no;23970; VU152, H.no:25062; VI/64, H.no:24240; VI/260, H.no:26112;
VI/199-200, H.no:25513; VI/86, H.no:24443; VÎ/192, H.no:25475; VI/205,
H.no:25572 (Bu iki rivayet: ziyadesiyle; VI/231, H.no:258l8 (Bu
rivayetin metni:
Mâlik, Salâtü'l-leyl,
2; Buharı, Salât, 22; Müslim, Salât, 267-272; Ebu Dâvûd, Salât, 111, H.no:710;
71muzf, Salât, 208, H.no:440; Ne^f, Taharet, 120, H.no:166; İbn Mâce, İkâme,
40, H.no:956.
Hz. Ali'den
(Radıyallahü anh) şahidi için bir önceki ***464/1334. hadise bk.
Ayrıca 378/686. hadise
bk.
[86] Buhari, Salat, 22; Müslim, Salât, 272.
[87] Buharı, Salat, 103; Müslim, Salât, 268; Ebû DâvÛd,
Salat, 112, H.no: 711.
[88] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/80-81.
[89] Sened:
Zayıf: Müsned, 1/211,
H.no:1797 (Abbas b. Ubeydullah b. Abbas amcası Fadl b. Abbas'a yetişmediği İçin
senedinde inkıta bulunmaktadır ve bu sebeple de senedi zayıftır) 1/212,
H.no:1817:
(Senedinde Abbas b. Ubeydullah b. Abbas
düştüğü için bu rivayet mu'daldir); Ebû Dâvûd, Salât, 113, H.no:718; Nesâî,
Kıble, 7, H.no:751.
Bennâ, hadisi Beyhakî
ve Dârekutnî'ye de nisbet eder ve isnadının ceyyid olduğunu söyler. Bk.
Bulûğu'l-emânî, IH/141.
Ayrıca 449/1319 ve bir
sonraki 467/1337. hadislere bk.
[90] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/81-82.
[91] Sened:
Sahih: Müsned, 1/219,
H.no:1891; İkinci rivayet için bk. 1/264, H.no:2376; Benzer rivayetler için bk.
1/352, H.no:3306: 1/342, H.no:3184-3185; 1/341, H.no:3167; 1/308, H.no:2805
(inkıta sebebiyle senedi zayıf): 1/327,
H.no:3019:
H.no:2653 (Yahya b. el-Cezzâr,
İbn Abbas'tan hadis işitmediği için hadisin senedi inkıta sebebiyle
zayıftır) (Değişik lafızla aynı senedle
tekrar eden hadis için Ahmed Muhammed Şâkİr "İsnadı sahihtir" diyor.
Hâlbuki burada da inkıta var. Bk. 1/254, H.no:2295; (1/235, H.no:2095)
rivayetinde ise bu inkıta giderilmiştir. Çünkü arada İbn Abbas'ın âzâdlığı
Suheyb Ebu's-Sahbâ var. Bu zât da sika biridir. 1/250, H.no:2258; 1/247,
H.no:2222 (469/1339. hadis); 1/224, H.no:1965 (470/1340. hadis); Mâlik, Kasr,
38; Buhâri, İlim, 18; Salât, 90; Ezan, 161; Sayd, 25; Meğâzî, 78; Müslim,
Salât, 254-257; Ebû Dâvûd, Salât, 112, H.no:715-716; TirmizU Salât, 135,
H.no:337 (Âişe, Fadl b. Abbas ve İbn Ömer'den de nakledilen İbn Abbas hadisi
hasert-sahihtir); Nesâî, Kıble, 7, H.no:750, 752; İbn Mâce, İkâme, 38-39,
H.no:947, 953; Dârimî, Salât, 129, H.no:1422; Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat,
IX/136, H.no:9344.
Fadl b. Abbas'tan
(Radıyallahü anhümâ) gelen rivayetler için bk.***466/1336. hadis.
449/1319,466/1337,464/1334
ve 460/1330. hadislerle karşılaştırıp birlikte mütalaa ediniz.
[92] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/82-83.
[93] Sened:
Sahih: Müsned, 1/341,
H.no:3167; Benzer rivayetler için bk. 1/254, H.no:2295:
(1/235, H.no:2095)
rivayetinde ise bu inkıta giderilmiştir. Çünkü arada İbn Abbas'ın âzâdlığı
Suheyb Ebu's-Sahbâ var. Bu zât da sika biridir. 1/250, H.no:2258; 1/247,
H.no:2222 (469/1339. hadis); 1/224, H.no:1965 (470/1340. hadis); 1/308,
H.no:2805 (inkıta sebebiyle senedi zayıftır. 460/1330. hadisin tahricine bk.);
Mâlik, Kasr, 38; Buhâri, İlim, 18; Salât, 90; Ezan, 161; Sayd, 25; Meğâzî, 78;
Müslim, Salât, 254-257; Ebû Dâvûd, Salât, 112, H.no:715-716; Tirmizî, Salât,
135, H.no:337 (Âişe, Fadl b. Abbas ve İbn Ömer'den de nakledilen İbn Abbas
hadisi hasen-sahihtir); Nesâl Kıble, 7, H.no:750, 752; İbn Mâce, İkâme, 38-39,
H.no:947, 953; Dârimî, Salât, 129, H.no:1422;Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat,
IX/136,H.no:9344.
Fadl b. Abbas'tan
(Radıyallahü anhümâ) gelen rivayetler için bk.***466/1336. hadis.
460/1330,467/1337 ve
464/1334. hadislerle karşılaştırıp birlikte mütâlâa ediniz.
[94] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/83-84.
[95] Sened:
Hasen: Müsned, 1/247,
H.no:2222; Benzer rivayetler için bk. 1/343, H.no:3193: 1/308, H.no:2805:
Hasan b. Abdullah
el-Uranî el-Kûfî, İbn Abbas'tan (v.68/687) işitmediği için senedi inkıta
sebebiyle zayıftır, tbn Hacer, Hasan el-Uranî, İbn Abbas'tan nakillerinin
mürsel olduğunu belirtir. Bk. Takrîb, Trc.no:1252.
İbn Mâce, İkâme, 39,
H.no:953; Bu munkatı hadis, farklı tariklerden gelen rivayetlerle mevsûl hâle
gelmese bile desteklenir. Meselâ, Yahya b. el-Cezzâr'ın Suheyb kanalı İle tbn
Abbas'tan naklettiği rivayet sahihtir. Bk. 1/341, H.no:3167. Müsned'in bazı
rivayetlerinde bu rivîlerde de inkıta vardır: 1/291, H.no:2653 (Yahya b.
el-Cezzâr, İbn Abbas'tan hadis işitmediği İçin hadisin senedi inkıta sebebiyle
zayıftır) (Değişik lafızla aynı senedle tekrar eden hadis için Ahmed Muhammed
Şâkir "isnadı sahihtir" diyor. Hâlbuki burada da inkıta var. Bk.
1/254, H.no:2295: (1/235, H.no:2095) rivayetinde ise bu inkıta giderilmiştir.
Çünkü arada îbn Abbas'ın âzâdlığı Suheyb Ebu's-Sahbâ var. Bu zât da sika
biridir.
Bennâ, hadise buradaki
lafzı ile başka bir kaynakta rastlamadığını, fakat hadisin Buhâri ve Müslim'in
Sahih'lerinde aynı manada rivayetlerinin bulunduğunu, bu hadisin isnadının ise
râvilerin sika olduklarını belirtir. Bk. Bülûğu'l-emânî, III/144. Bennâ
seneddeki inkıtaya değinmez.
Hasan el-Uranî,
"şeytan taşlama" ile ilgili rivayeti de İbn Abbas'tan nakleder.
İlgili rivayetler için bk. 372/3937. hadis. Bennâ, bu rivayetin munkatı
olduğunu belirterek mevsûl hâle gelişini de gösterir. Bk. age,, XII/173-174.
Ayrıca "öğle ve ikindi namazında kıraat" ile ilgili rivayet de Hasan
el-Uranî'nin tbn Abbas'tan naklidir. Bu rivayet için bk. 566/1436. hadis.
[96] 468/1338. hadiste geçen cariyelerden birisi olabilir.
Bk. Bennâ, age. III/144.
[97] Râzî, Muhtâru 's'Sthâh, 96.
[98] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/84-85.
[99] Bennâ, age., IIV144.
[100] Tahriri için bk. Müsned Trc. H.No: 444/1314.
[101] Şîrâzî, Mühezzeb, 1/69; İbn Rüşd, Bidayetü'l-müctehid,
1/82; Kâsânî, Bedaiu's-sanâi, 1/217-218; tbn Kudâme el-Makdisî,
eş-Şerhu'1-kebîr, 1/623-624; Nevevî, Mecmu', III/247-248.
İmam Ahmed b. Hanbel,
El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/85-86.
[102] Sened:
Sahih: Müsned, 1/224,
H.no:İ965; Yahya b. el-Cezzâr, İbn Abbas'tan hadis İşitmediği için hadisin
senedi inkıta sebebiyle zayıftır. Fakat diğer tariklerde arada Suheyb'in
bulunduğu dikkate alındığında sened mevsûl hâle gelir ki bu durumda da râvileri
sika olduğu için hadis sahih olmuş olur. Buradaki rivayet gibi munkatı senedler
de vardır:
1/291, H.no;2653
(munkatı) (Değişik lafızla aynı senedle tekrar eden hadis için Ahmed Muhammed
Şâkir "isnadı sahihtir" diyor. Hâlbuki burada da inkıta var. Bk.
1/254, H.no:2295:
1/250, H.no:2258
(munkaü):'
Mevsûl rivâyeüer.
1/235, H.no:2095:
Bu rivayette inkıta
giderilmiştir. Çünkü arada tbn Abbas'ın âzâdlığı Suheyb Ebu's-Sahbâ var. Bu zât
da sika biridir. Diğer rivayetler: 1/341, H.no:3167:
Ebu Dâvûd, Salât, 110,
H.no:709 (munkatı), 716; Nesâî, Kıble, 7, H.no:752.
Bennâ, Heysemî'nİn: "Hadisi Ebû Ya'lâ nakleder. Senedinde zayıf
olan Haccâc b. Ertâd bulunmaktadır" sözünü nakleder ve şöyle der:
"Tenkîhu't-Tahkîk yazarı tbn Abdilhâdi el-Hanbelî, Ahmed b. Hanbel'in: 'O,
hadis hafızlanndan biridir' ve Şu'be'nin: 'Haccâc b. Ertâd ve İbn îshak'tan
hadis yazın. Çünkü her ikisi de hadis hafızıdır' dediklerini nakleder."
Bk. Bülûğu'l-emânî, 111/145.
[103] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/86-87.
[104] Sened:
Hasen: Müsned, VI/399,
H.no:27118; Benzer rivayet:
VI/399, H.no:271İ9; Ebû
Dâvûd, Menâsik, 88, H.no:2016 (Hocası Âhmed b. Hanbel'dennaklettiği hadislerden
biridir); Nesâî, Kıble, 9, H.no:756; Menâsik, 162, H.no:2958; An Mâce, Menâsik,
33, H.no:2958:
Humeydî, 1/263,
H.no:578; An Huzeyme, 11/15, H.no:815; Beyhakî, es-Sünenü't-kübrâ, 11/373.
Senedinde yer alan
Muttalib b. Ebû Vidâ'a (Vedâ'a) es-Sehmî ve babası sahâbîdir (Radtyallahü
anhiimâ). Ahmed b. Hanbel'in verdiği isnadlarda milphem bir râvi bulunmaktadır.
Buna göre hadisin isnadı zayıftır. Fakat diğer musanniflerin senedlerinde Kesîr
b. Kesîr b. Muttalib b. Ebû Vidâ'a (Vedâ'a), babası Kesîr'den, o da kendi babasından
(dedesi) nakletmektedir ki şayet bu isnad doğru ise hadis sahihtir. Fakat
burada verilen senedle hadis zayıftır. Konu ile İlgili diğer rivayetlerle
desteklenen bu hadis hasen seviyesine yükselir.
[105] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/87-88.
[106] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani
Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/88.