NİKÂH[1] BÖLÜMÜ
﴿ كِتَابُ النِّكَاحِ ﴾
-
“Peygamber (s.a.v)’in, (kıyamet günü diğer) ümmetlere karşı kendi ümmetinin çokluğuyla övünmesi”[2] ile ilgili hadisler
Bu hadis, şu yollardan gelmiştir:
1. Enes
2. Abdullah ibn Ömer
3. Ebu Ümâme
4. Sunâbih ibnü’l-E’ser
5. Ma’kil b. Yesâr
6. Sehl b. Huneyf
7. Harmele b. Nu’mân
8. Hz. Aişe
9. İyâz b. Ganem
10. Muâviye b. Hayde
11. Câbir
12. Ebu Hureyre ve daha bir çokları
* * *
-
Nikah, ancak veli(nin rızası) ile olur”[3]
Suyûtî (ö.
1. Ebu Musa el-Eş’arî
2. Abdullah ibn Abbâs
3. Câbir
4. Ebu Hüreyre
5. Ebu Ümâme
6. Hz. Aişe
7. İmrân b. Husayn
Toplam,
(Derim ki:) İbn Hacer (ö.
“Tirmizî dedi ki: ‘Bu konuda Hz. Aişe, Ebu Hureyre, Abdullah ibn Abbâs ve İmrân b. Husayn’dan da rivayetler gelmiştir.’
Hâkim’de dedi ki: ‘(Bunlara) şunlardan gelen (rivayetler de) ilave edilmiştir:
1. Hz. Ali
2. Muâz
3. Abdullah ibn Mes’ud
4. Ebu Zerr
5. Mikdâd
6. Müstevrid ile Câbir
7. Abdullah ibn Ömer
8. Abdullah ibn Amr
9. Ümmü Seleme
10. Zeyneb bint. Cahş’
Hâkim, bu hadislerin tahricinde sözü uzatmıştır. Hâkim’in sözünde geçen Hz. Ali hadisi, Abdullah ibn Mes’ud hadisi, Câbir hadisi ve Abdullah ibn Ömer hadisini(n nerede geçtiklerini) buldum. Fakat bunların dışında kalan diğer hadislerin (nerede geçtiklerini ise) bulamadım.”
Bu ifadeler, İbn Hacer (ö.
(Yine İbn Hacer) “Tahrîcu Ehâdisi’r-Râfiî”de konu ile ilgili olarak der ki: “Hâkim der ki: ‘Bu konuda Hz. Peygamber (s.a.v)’in hanımlarından olan Hz. Aişe, Ümmü Seleme ve Zeyneb bint. Cahş’tan gelen rivayet sıhhatlidir.’
(Devamla) der ki: “Bu konuda Hz. Ali ve Abdullah ibn Abbâs’tan da rivayet gelmiştir.”
Daha sonra (bu konuda hadis rivayet eden)
Dimyâtî’de, bu hadisin geliş yollarını bir araya toplamıştır.”
Suyûtî (ö.
Şeyh Abdurrauf el-Münâvî (ö.
* * *
-
“Kadın, halası ve teyzesi üzerine nikah edilemez”[4]
Bu hadis, şu yollardan gelmiştir:
1. Ebu Hureyre
2. Câbir
3. Hz. Ali
4. Abdullah ibn Mes’ud
5. Abdullah ibn Ömer
6. Abdullah ibn Abbâs
7. Enes
8. Ebu Saîd el-Hudrî
9. Hz. Aişe
10. Ebu Musa el-Eş’arî
11. Ebu Ümâme
12. Semmure
13. Ebu’d-Derdâ’
14. Attâb b. Esîd
15. Sa’d b. Ebi Vakkâs
16. Ebu Saîd’in karısı Zeyneb
Beyhakî (ö.
(Beyhakî devamla) der ki: “Bu hadis, İmam Şâfiî’nin de söylediği gibi, çeşitli yollardan gelmiştir. Bunların içerisinde (Ebu Hureyre hadisi hariç,) sahih şartına uyan başka bir hadis daha yoktur. Çünkü Buhârî ile Müslim, sadece Ebu Hureyre[5] hadisinin sabit oluşunda ittifak etmişlerdir.”
Fakat Buhârî (ö.
Tirmizî (ö.
Bu konuda daha geniş bilgi için (İbn Hacer’in) “Fethu’l-Bârî” adlı eserine başvurabilirsiniz.
* * *
-
“Kadınlara, dübürlerinden yaklaşmanın yasak olması”[7] ile ilgili hadisler
Bu hadis, şu yollardan gelmiştir:
1. Huzeyme b. Sâbit
2. Ebu Hureyre
3. Abdullah ibn Abbâs
4. Ali b. Talk
5. Amr b. Şuayb, babasından, o da atasından
Tahâvî (ö.
Tahâvî, daha sonra ise bu hadislerden bazısını nakletmiştir.
Daha sonra da der ki: “Kadına, dübürden yaklaşmanın yasak olması ile ilgili Resulullah (s.a.v)’den gelen bu rivayetler, mütevatirdir. Ayrıca Resu-lullah (s.a.v)’in sahabileri ile tabiundan, buna uygun olan ve bunun yapılmasını terk etmeyi belirten görüşler gelmiştir. Bu; İmam Ebu Hanife, Ebu Yusuf ile İmam Muhammed’in –Allah hepsine rahmet eylesin- görüşüdür.”[9]
Hadiste kastedilen husus bu olabilir. Yine de doğruyu en iyi bilen Allah’tır.
* * *
[1] "Nikah" kelimesi, sözlükte; eklemek, bir araya gelmek anlamına gelmektedir. Terim olarak ise; şer'an nikahlanmalarında bir engel bulunmayan bir erkek ile bir kadının birbirlerinden faydalanmak arzusuyla yaptıkları akide denir.
[2] Hz. Peygamber (s.a.v), burada, Müslümanların çoğalmasını tavsiye ve teşvik etmektedir. Yalnız çoklukla kastedilen; bilinçli ve etkili olmakladır. Yoksa sadece topluluk, bir fayda sağlamaz. Önemli olan; müslümanların, çocuklarını etkili ve bilinçli bir şekilde yetiştirmek suretiyle çoğalmalarıdır.
Konu ile
ilgili hadisler için b.k.z: Ebu Dâvud, Nikah
[3] Nikahın rüknü, icab ve kabulden ibarettir. İcab, erkek yada kadından birinden "aldım" veya "vardım" demesidir. Kabul ise, bu sözün, olumlu olan cevabıdır. İcab ve kabul, mazi (=geçmiş zaman) siğasıyla ifade edilen veya biri mazi, diğeri muzari (=şimdiki zaman) siğasıyla ifade edilen iki lafızdır.
Nikahın şartları ise; a. Nikahlanan kimselerin; akıllı, baliğ ve nikah akdi konusunda hür olmaları, b. Nikahlanılması helal olan bir kadının bulunması, c. Kadın ile erkeğin bilinir olması, d. İki şahidin bulunması, e. Veli.
Veli, nikah akdinin sıhhati kendisine bağlı olan kişidir. Hanefilere göre; veli, nikahın rüknü değil de şartıdır. Veli, erkek yada kadının evlendirilme akidlerinin sahih olması için şarttır.
Aile bağının korunması ve huzuru açısından velinin önemi büyüktür. Her nekadar Hanefiler, veliyi, nikahın rüknü olarak kabul etmeseler bile, veliyi, nikahın rüknündan sayan Şafiiler ile Malikilerin bu konudaki görüşü, çeşitli nedenlerden dolayı günümüz Türkiye'sinde daha geçerli bir hal almıştır. Uygun olanı; nikahın, ailelerin onay vermesiyle gerçekleşmesidir.
Konu ile
ilgili hadisler için b.k.z: Buhârî, Nikah
[4]
İslam hukukunda, kendileriyle evlenmenin yasak olduğu kimseler, Nisâ:
İki kızkardeşin, aynı nikah altında birleştirilemeyeceği, ayetle sabittir. Fakat bir kadının, hala ve teyzesiyle aynı nikah altında bir araya gelemeyeceği ise sünnetle sabittir.
Konu ile
ilgili hadisler için b.k.z: Ebu Dâvud, Nikah
[5]
Buhârî, Nikah
[6]
Buhârî, Nikah
[7] İnsanlar arasında gerçekleşen cinsel ilişki türleri şu şekilde sınıflandırılmaktadır:
a. Homoseksüellik (=livata): Erkeğin, erkekle cinsel ilişki de bulunması. Bu, haram kılınmış ve yapanlar da lanetlenmiştir. Lut kavminde ortaya çıkmıştır.
b. Sevicilik: Kadının kadınla sevişerek cinsel tatminde bulunması. Sevicilik, hadislerde, "Sihâk" diye geçmektedir. Bu da, Lut kavmine dayanmaktadır.
c. Normal
İlişki:
Allah'ın erkek ve kadına helal kıldığı cinsel ilişki türüdür. Bu tür
ilişki, hem sağlıklı ve hem de neslin korunmasını esas almaktadır. Kur'an
(Bakara:
d. Kadınlara
Dübürlerinden Yaklaşma:
Kadınlara, dübürlerinden cinsel temas etmek haramdır. Bu ilişki türünü
Resulullah (s.a.v)
"küçük Lutilik"
diye adlandırmaktadır. Bu çirkin fiili işleyen kişi, günahkar olur. Uhrevi
cezayı gerektirir. Çünkü bu tür ilişkiyi yapan kimse, şer'an yasaklanan ve
hiç hoş karşılanmayan bir fiili işlemiş olmaktadır. Kadına, dübüründen
yasaklanan kimseye had cezası uygulanmaz. Kaynaklara göre; bu cinsel ilişki
türü, Lut toplumu içerisinde homoseksüellik ve sevicilikten
Konu ile
ilgili hadisler için b.k.z: Ebu Dâvud, Nikah
[8]
Tahâvî,
Şerhu
Meâni'l-Âsâr,
[9]
Tahâvî,
Şerhu
Meâni'l-Âsâr,