1- NAMAZIN
FARZ KILINIŞI VE BU KONUDAKİ DEĞİŞİK RİVÂYETLER
3- NAMAZ NE
KADAR VE NASIL FARZ KILINDI?
4- BİR GÜN VE
GECEDE KAÇ VAKİT NAMAZ FARZ KILINDI?
5- NAMAZ
KILMAK ÜZERE PEYGAMBER (S.A.V)’İN SİYASİ OTORİTESİNİ KABUL (BEYAT) ETMEK
6- BEŞ VAKİT
NAMAZA DEVAMLI VE DİKKATLİ OLMAK
7- BEŞ VAKİT
NAMAZIN DEĞER VE KIYMETİ
11- MEDİNE
İLE ZULHULEYFE’DE NAMAZ NASIL KILINIR?
12- MEDİNE
CİVARINDA YOLCULUK NEREDEN BAŞLAR?
13- İKİNDİ
NAMAZININ DEĞERİ VE KIYMETİ
14- İKİNDİ
NAMAZINA DEVAMLI VE DUYARLI OLMAK
15- İKİNDİ
NAMAZINI KILMAYANIN CEZASI
16- ÖĞLE VE
İKİNDİ NAMAZLARINDA KIRAAT MİKTARI
17- İKİNDİ
NAMAZINI KILMAYAN KİMSENİN DURUMU NASILDIR?
19- YATSI
NAMAZININ DEĞER VE KIYMETİ
21- CEMAATLE
KILINAN NAMAZIN, DEĞER VE KIYMETİ
23- NAFİLE
NAMAZLAR KIBLE YÖNÜNE OLMAKSIZIN DA KILINABİLİR
1- NAMAZIN FARZ KILINIŞI VE BU KONUDAKİ
DEĞİŞİK RİVÂYETLER
444- M
Adem (a.s)’ın
yanına varıp selâm verdim. Merhaba oğul ve peygamber dedi. Sonra ikinci semaya
geldik. Kim o denildi. Cibril: “Ben Cibril’im” dedi. Yanındaki kimdir? denildi.
“Muhammed’dir” dedi. Burada da aynı şekilde karşılandık. Burada da Yahya ve İsa
(a.s)’a selâm verdim. Merhaba kardeş ve peygamber dediler. Sonra üçüncü semaya
vardık, “Kim O” denildi. Cibril: “Ben Cibril’im” dedi. Yanındaki kimdir
denildi. “Muhammed” dedi. Yine aynı şekilde karşılandık, burada da Yusuf
(a.s)’ın yanına varıp selâm verdim. O da: Merhaba kardeş ve peygamber dedi.
Sonra dördüncü semaya vardık, orada da aynı şekilde karşılandık. Orada da İdris
(a.s)’ın yanına vardım ve selâm verdim. O da: “Merhaba kardeş ve peygamber”
dedi. Sonra beşinci semaya vardık aynı şekilde karşılandık. Orada da Harun
(a.s)’a gelip selâm verdim. O da: “Merhaba kardeş ve peygamber” dedi. Sonra altıncı
semaya vardık, orada da aynı şekilde karşılandık. Musa (a.s)’a varıp selâm
verdim. O da: Merhaba kardeş ve peygamber dedi. Yanından ayrılınca ağladı.
Neden ağlıyorsun denilince şöyle dedi: Ya Rab! Benden sonra peygamber olarak
gönderdiğin bu delikanlının ümmeti benim ümmetimden daha üstün olup pek çoğu Cennete
girecekler. Sonra yedinci semaya vardık, aynı şekilde karşılandık. Orada da İbrahim
(a.s)’a vardım ve selâm verdim. O da: “Merhaba peygamber oğlu peygamber” dedi.
Sonra beyti Mamur denilen yere çıkarıldım. Oranın ne olduğunu Cibril’e sorunca
şöyle dedi: Burası Beyti Mamur’dur; burada her gün yetmiş bin melek namaz kılar,
buradan çıkan bir daha buraya giremez. Sonra bana Sidretül Münteha
yaklaştırıldı. Bir de baktım ki meyveleri Hecer testileri gibi yaprakları ise
fil kulakları gibidir. Ağacın altında ikisi zahir, ikisi batın dört nehir
akmaktadır. Bunları Cibril’e sordum. O da şöyle dedi: “Batın denilenler Cennettedir;
Zahır olanlar ise Bu’ta ve Nil’dir. Sonra bana elli vakit namaz farz kılındı.
Musa (a.s)’ın yanına dönünce; “ne yaptın?” dedi. Ben de: “Üzerime elli vakit
namaz, farz kılındı” dedim. Musa: “Ben, insanları senden iyi tanırım;
İsrailoğullarından neler neler çektim, senin üm
445- Enes b. M
446- Enes b. M
447- Abdullah b.
Mes’ud (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), Mirac’a
çıkarıldığında Sidret-ül Münteha’ya kadar ulaştı o altıncı semadadır. Aşağıdan
çıkanlar oraya ulaşır. Yukarıdan indirilenler de yine oraya ulaşır. Ve oradan
kabzolur. Ravi diyor ki: “Sidreyi kaplayan kaplamıştır.” (Necm: 16) Enes diyor
ki: “Altın kelebekler.”
Rasûlullah
(s.a.v)’e, bu İsra gecesinde üç şey verildi. Beş vakit namaz, Bakara sûresinin
son ayetleri ve üm
448- Enes b. M
3- NAMAZ NE KADAR VE NASIL FARZ KILINDI?
449- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Namaz, önce ikişer rekat olarak
farz kılındı. Yolculukta kılınan namaz farz kılındığı gibi kaldı. Hazarda
kılınan namaz ise dörde tamamlandı.” (Müslim,
Salat-ül Müsafirin: 1; Ebû Davud, Salat: 270)
450- Ebû Amr yani
el Evzâî (r.a), Zührî’ye: Hicretten önce Peygamber (s.a.v), Mekke’de namazı ne
kadar kılardı diye sordu. Zührî: Urve haber verdi; Aişe (r.anha)’dan rivâyete
göre, şöyle demiştir: “Allah, Rasûlüne namazı önce iki rekat iki rekat olarak
farz kılmış sonra hazarda kılınan namaz dörde tamamlanmıştı. Seferde kılınan
namaz ise farz kılındığı şekilde kaldı.” (Müslim,
Salat-ül Müsafirin: 1; Ebû Davud, Salat: 270)
451- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Namaz, ikişer ikişer rekat olarak
farz kılındı. Yolculukta kılınan namaz aynen kaldı. Hazarda kılınan namaz ise
dörde çıkarılarak artırılmış oldu. (Müslim,
Salat-ül Müsafirin: 1; Ebû Davud, Salat: 270)
452- İbn Abbas
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Namaz, Rasûlullah (s.a.v)’in dili
üzere hazarda dört, seferde iki, savaşta ise bir rekat olarak farz kılındı. (Müslim, Salat-ül Müsafirin: 1; Ebû Davud, Salat:
270)
453- Ümeyye b.
Abdullah b. H
4- BİR GÜN VE GECEDE KAÇ VAKİT NAMAZ FARZ
KILINDI?
454- Talha b.
Ubeydullah (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle diyordu: Necid kabilesinden saçı başı
dağınık bir adam Rasûlullah (s.a.v)’e geldi. Yaklaşıncaya kadar sesini duyuyor
fakat ne dediğini anlamıyorduk. İslâm ile ilgili sorular soruyordu. Rasûlullah
(s.a.v), ona şöyle buyurdu: “Bir gün
ve gecede beş vakit namaz kılmalısın.” O adam: Bundan başka namaz kılmam
gerekir mi? dedi. Rasûlullah (s.a.v): “Hayır
ancak nafile namaz kılabilirsin. Ramazanda da bir ay oruç tutarsın”
buyurdu. Adam: “Bundan başka oruç tutmam gerekir mi?” deyince; Rasûlullah
(s.a.v): “Hayır,
fakat nafile oruç tutabilirsin” buyurdu. Rasûlullah (s.a.v), zekat
verilmesi gerektiğini de söyleyince, adam: “Ondan başka bir şeyler vermem
gerekir mi?” dedi. Rasûlullah (s.a.v): “Hayır,
ancak nafile olarak sadaka verebilirsin” deyince, adam: “Vallahi bundan
ne fazla yaparım ne eksik” diyerek dönüp gitti. Bunun üzerine Rasûlullah
(s.a.v): “Sözünde
doğru ise kurtuldu gitti” buyurdular. (Buhârî,
İman: 34; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 194)
455- Enes (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir adam Rasûlullah (s.a.v)’e gelerek şöyle
dedi: “Ey Allah’ın Rasûlü! Allah, kullarına namazlardan neyi farz kılmıştır?”
Rasûlullah (s.a.v): “Allah,
kullarına beş vakit namazı farz kılmıştır” buyurdu. Adam: Ey Allah’ın
Rasûlü! Bundan önce ve sonra başka bir şey farz kıldı mı? diye sordu. Rasûlullah
(s.a.v): “Allah kullarına
beş vakit namazı farz kıldı” deyince; Adam bunlardan hiçbir şeyi artırıp
eksiltmeyeceğine yemin etti. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): “Eğer
sözünde doğru ise mutlaka Cennete girer” buyurdu. (İbn Mâce, İkametü’s Salat: 194; Buhârî, İman: 34)
5- NAMAZ KILMAK ÜZERE PEYGAMBER (S.A.V)’İN
SİYASİ OTORİTESİNİ KABUL (BEYAT) ETMEK
456- Avf b. M
6- BEŞ VAKİT NAMAZA DEVAMLI VE DİKKATLİ
OLMAK
457- İbn Muhayriz
(r.a)’den rivâyete göre, beni Kinane’den Muhdeci diye bilinen bir adam, Şam’da
Ebû Muhammed diye künyelenen bir kimsenin “Vitir namazı vaciptir” dediğini
işitince; Muhdeci diyor ki: Hemen Ubade b. Samit’in yanına vardım ve durumu ona
aktardım. Kendisi mescide gidiyordu. Bunun üzerine Ubâde dedi ki: Ebû Muhammed
yalan söylüyor. Rasûlullah (s.a.v)’den işittim şöyle diyordu: “Allah
kullarına beş vakit namazı farz kıldı. Kim bunları hafife almadan ve hiç terk
etmeden gereği biçimde kılarsa; Allah o kimseyi Cennete koyacağına söz vermiştir.
Kim de beş vakit namazı kılmazsa Allah’ın o kimselere verilmiş bir sözü yoktur,
dilerse azablandırır. Dilerse affederek Cennetine koyabilir.” (İbn Mâce, İkametü’s Salat: 194; Dârimi, Salat: 208)
7- BEŞ VAKİT NAMAZIN DEĞER VE KIYMETİ
458- Ebû Hüreyre
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Herhangi
birinizin kapısı önünde günde beş defa yıkandığı bir nehir olsa, o kimsede bir
kir olabileceğini düşünebilir misiniz?” bunun üzerine sahabe: “Hiçbir
kir kalmaz” dediler. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): “İşte beş
vakit namaz da böyledir, Allah bu namazlarla günahları yok eder.” (Müslim, Mesacid: 5,1; Tirmizî, Emsâl: 5)
459- Abdullah b.
Büreyde (r.a), babasından rivâyet ederek şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)
şöyle buyurdu: “Kafirlerle
aramızdaki fark, kılmak için söz verdiğimiz namazdır. Kim namaz kılmayı terk
ederse kafir olur.” (İbn Mâce, İkametü’s
Salat: 77; Tirmizî, İman: 9)
460- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kulu,
kafir olmaktan kurtaran amel namazdır.” (Kul namazı terk ederse kafir
olur.) (Tirmizî, İman: 9; İkametü’s Salat: 77)
461- Hureys b.
Kabîsa (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Medine’ye vardığımda: “Allah’ım,
bana s
462- Ebû Hüreyre
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kıyamet
günü kula sorulacak ilk şey namazdır. Namazı tamamsa tamam olarak yazılır. Eğer
namazında eksiklik varsa Allah, “Bakın bakalım nafile namazlarına”
buyurur. Farz namazlardaki eksikleri nafile namazlarıyla tamamlanır. Sonra
diğer amelleri de aynı şekilde hesaplanır. (İbn
Mâce, İkametü’s Salat: 202; Müsned: 9130)
463- Ebû Hüreyre
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kulun ilk
hesaba çekileceği şey namazdır. Namazı tamam ise tamamdır değilse Allah:
“Kulumun nafile namazlarına bakın” buyurur. Nafile namazları varsa farzlardan
eksikleri onunla tamamlanır.” (İbn Mâce, İkametü’s
Salat: 202; Müsned: 9130)
464- Ebû Eyyub
(r.a)’den rivâyete göre, bir adam: “Ey Allah’ın Rasûlü! Beni Cennete sokacak
bir amel haber ver” deyince; Rasûlullah (s.a.v): “Allah’a
kulluk eder, hiçbir şeyi O’na ortak koşmazsın. Namazı kılar zekatı verir akraba
ile ilgiyi kesmezsin onları ziyaret edersin” buyurdu. (İbn Mâce, İkametü’s Salat: 193; Müslim: İman: 4)
11- MEDİNE İLE ZULHULEYFE’DE NAMAZ NASIL
KILINIR?
465- Enes (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte öğle namazını
Medine’de dört rekat, Zulhuleyfe’de ikindi namazını iki rekat olarak kıldım. (Müslim, Salat-ül Müsafirin: 1; Ebû Davud, Hac: 21)
12- MEDİNE CİVARINDA YOLCULUK NEREDEN
BAŞLAR?
466- Ebû Cuhayfe
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v), öğle vakti
Medine’den çıktı -İbn-ül Müsenna diyor ki- Batha’ya varınca abdest aldı, öğle
namazını iki rekat olarak kıldı. İkindiyi de aynı şekilde iki rekat olarak
kılmıştı, önüne de sütre olarak bastonunu koymuştu.” (Ebû Davud, Hac: 45; Müslim, Salat-ül Müsafirin: 51)
13- İKİNDİ NAMAZININ DEĞERİ VE KIYMETİ
467- Umara b.
Rüveybe es Sekafî (r.a), babasından naklederek diyor ki: Rasûlullah (s.a.v)’den
işittim diyor ki: “Güneş
doğmadan önce kılınan sabah namazıyla güneş batmadan önce kılınması gereken
ikindi namazını ihmal etmeyip kılan kimse asla Cehenneme girmez.” (Muvatta', Mevakît: 12; Müslim, Mesacid: 37)
14- İKİNDİ NAMAZINA DEVAMLI VE DUYARLI OLMAK
468- Peygamber
(s.a.v)’in hanımı Aişe (r.anha)’nın kölesi Ebû Yunus’tan rivâyete göre, şöyle
demiştir: “Aişe kendisine bir Mushaf yazmamı emretti, “Namazlara dikkat
edin! Özellikle orta namaza.” (Bakara 238) ayetine gelince bana haber ver”
dedi. Ben de: O ayete geldiğimde kendisine haber verdim. Bana şunu yazdırdı:
“Tüm namazlarınıza, özellikle orta (ikindi) namazına devam edin ve Allah’ın
huzurunda içten bir bağlılıkla durun” dedi ve şöyle devam etti: “Bunu;
Rasûlullah (s.a.v)’den böylece duymuştum.” (Müslim,
Mesacid: 36; Ebû Davud, Salat: 5)
469- Ali (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v): Hendek savaşında Müslümanların namazlarına
engel olan müşrik ordusu için: “Güneş
batıncaya kadar bizi oyaladılar ve orta (ikindi) namazını
kılamadık” buyurdular. (Müslim, Mesacid:
36; Dârimi, Salat: 28)
15- İKİNDİ NAMAZINI KILMAYANIN CEZASI
470- Ebû’l Melih
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bulutlu bir günde Büreyde ile
beraberdik. Namazı kılmakta acele edin, geciktirmeyin, çünkü Rasûlullah (s.a.v)
şöyle buyurmuştu: “İkindi
namazını terk edenin ameli boşa gider.” (Buhârî,
Mevakît: 16; Müslim, Mesacid: 35)
16- ÖĞLE VE İKİNDİ NAMAZLARINDA KIRAAT
MİKTARI
471- Ebû Said el
Hudrî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v)’in öğle ve
ikindi namazlarındaki kıraat miktarını tahmin etmiştik; Öğle namazının
kıyamında okuduğunu tahmin ettik, otuz ayetlik Secde sûresi kadar ilk iki
rekatta okuyordu. Son iki rekatta ise bu okuduğunun yarısı kadar okurdu. İkindi
namazının kıyamında ilk iki rekatta okuduğunu tahmin ettik, öğle namazının son
iki rekatında okuduğu kadar son iki rekatında da bunun yarısı kadar okuduğunu
tahmin etmiştik.” (Dârimi, Salat: 63; İbn Mâce, İkametü’s
Salat: 7)
472- Ebû Said el
Hudrî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v), öğle
namazını kılar her rekatında otuz ayet kadar okurdu. Sonra ikindi namazını
kılar her rekatında on beş ayet kadar okurdu.” (İbn
Mâce, İkametü’s Salat: 7; Dârimi, Salat: 63)
17- İKİNDİ NAMAZINI KILMAYAN KİMSENİN DURUMU
NASILDIR?
473- Enes b. M
474- Nevfel b.
Muaviye (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v)’den şöyle işitmiştir:
Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “İkindi
namazını geçiren kimsenin durumu; malını ve ailesini kaybeden kimse gibidir.”
Arrâk diyor ki:
Abdullah b. Ömer’den nakledildiğine göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle derken
işitmiştir: “Kim
ikindi namazını geçirirse sanki çoluk çocuk ve malını kaybetmiş kimse gibidir.”
(Ebû Davud, Salat: 56; Buhârî, Mevakît:
16)
475- Nevfel b.
Muaviye (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’den işittim
şöyle diyordu: “Namazlardan
bir namaz vardır ki onu geçiren kimsenin h
476- Nevfel b.
Muaviye (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir namaz vardır ki onu
geçiren, çoluk çocuğunu ve mal varlığını kaybetmiş kimse gibidir. İbn Ömer der
ki: Rasûlullah (s.a.v)’den işittim şöyle diyordu: “O namaz
ikindi namazıdır.” (Müslim, Mesacid: 35;
Buhârî, Mevakît: 16)
477- Seleme b.
Küheyl (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Said b. Cübeyr’i, Müzdelife’de
namazı cem ederken gördüm, Akşam namazını kamet edip üç rekat olarak kıldı.
Sonra kamet getirip yatsı namazını iki rekat olarak kıldı. Sonra İbn Ömer’in de
orada öyle yaptığını söyledi. Onun da, Rasûlullah (s.a.v)’in orada öyle
yaptığını söylediğini aktardı.” (Tirmizî,
Menasik: 54; Buhârî, Hac: 97)
19- YATSI NAMAZININ DEĞER VE KIYMETİ
478- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), yatsı namazına
biraz gecikince, Ömer; “Kadınlar ve çocuklar uyuyakaldı” dedi. Bunun üzerine
Rasûlullah (s.a.v), odasından çıktı ve şöyle buyurdu: “Bu namazı
sizden başka kılacak kimse yoktur.” Yani namazı sadece siz kılarsınız o
günlerde Medineliler dışında namaz kılacak kimse yoktu. (Müslim, Mesacid: 39; Buhârî, Mevakît: 23)
479- Hakem
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Said b. Cübeyr Müzdelife‘de akşam
namazını üç rekat olarak kamet getirerek kıldırıp selâm verdi sonra yatsı
namazını iki rekat olarak kıldı. Sonra Abdullah b. Ömer’in böyle yaptığını onun
da Rasûlullah (s.a.v)’in aynı şekilde yaptığını söylediğini söyledi. (Tirmizî, Hac: 56; Buhârî, Hac: 96)
480- Seleme b.
Küheyl (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Said b. Cübeyr’den işittim
şöyle demişti: Abdullah b. Ömer’i, Müzdelife’de gördüm kamet getirip akşam
namazını üç rekat olarak kıldı. Sonra da yatsı namazını iki rekat olarak kıldı
ve şöyle dedi: “Rasûlullah (s.a.v)’in de burada böyle kıldığını gördüm.” (Tirmizî, Hac: 56; Buhârî, Hac: 96)
21- CEMAATLE KILINAN NAMAZIN, DEĞER VE
KIYMETİ
481- Ebû Hüreyre
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Gece ve
gündüz melekleri size nöbetlerini takip ederek gelirler. Sabah ve ikindi
namazlarında birleşirler. Yanınızda geceleyen melekler Allah’ın huzuruna
çıktıklarında Allah onlara: -durumlarını çok iyi bilmesine rağmen- şöyle
sorar: Kullarımı ne yapar durumda bıraktınız. onlar da derler ki: “Yanlarına
vardığımızda da yanlarından ayrıldığımızda da namaz kılıyorlardı.” (Tirmizî, Salat: 161; İbn Mâce, Mesacid: 16)
482- Ebû Hüreyre
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Cemaatle
birlikte kılınan namaz kişinin kendi başına kıldığı namazdan yirmi beş kat daha
üstündür. Sabah namazı esnasında gece ve gündüz melekleri nöbetlerini
değiştirmek için birleşirler. Dilerseniz İsra sûresi: 78. ayetini okuyunuz: “…
Sabah namazını da kılınız çünkü sabah namazı (İkindi namazı gibi) gece ve
gündüz meleklerinin tanık olduğu bir namazdır.” (Tirmizî, Salat: 161; İbn Mâce, Mesacid: 16)
483- Umara b.
Ruveybe (r.a), babasından aktararak diyor ki: Rasûlullah (s.a.v)’den işittim
şöyle demiştir: “Güneş
doğmazdan önceki namaz olan sabah namazıyla güneş batmazdan önceki ikindi
namazını kılan hiç kimse Cehenneme girmez.” (Buhârî,
Mevakît: 15; Müslim: Mesacid: 37)
484- Bera (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v) ile beraber Beyt-i Makdis
(Kudüs)’e doğru on altı veya on yedi ay kadar süreyle namaz kılmıştık (on altı
mı on yedi mi konusunda Süfyan şüpheye düşmüştür) sonra kıble yönü Kâbe’ye
çevrilmişti.” (Müslim, Mesacid: 2; Muvatta',
Kıble: 4)
485- Bera b. Âzib
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), Medine’ye geldi,
on altı ay kadar Beyt-i Makdis’e doğru namaz kıldı. Sonra Kâbe’ye döndürüldü.
Rasûlullah (s.a.v) ile beraber (Kudüs’ten Kâbe’ye dönüldüğünde) Kâbe’ye karşı
namaz kılan bir adam Ensar’dan bir topluluğun yanına uğradı ve: Rasûlullah
(s.a.v)’in Kudüs’ten Kâbe’ye döndürüldüğüne şahit oldum dedi. Bunun üzerine o
cemaat de Kâbe’ye doğru döndüler. (Müslim,
Mesacid: 2; Muvatta', Kıble: 4)
23- NAFİLE NAMAZLAR KIBLE YÖNÜNE OLMAKSIZIN
DA KILINABİLİR
486- Sâlim (r.a),
babasından aktararak şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v), binitinin üzerinde
(biniti hangi yöne giderse gitsin) nafile ve vitir namazlarını kılardı. Fakat
farz namazlarını biniti üzerinde kılmazdı.” (Tirmizî,
Salat: 260; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 127)
487- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), Mekke’den
Medine’ye doğru gelirken binit üzerinde namaz kılıyordu. İşte orada: “Doğu da
Batı da Allah’ındır. Nereye dönerseniz dönün orada Allah’a dönmüş olursunuz…”
(Bakara: 115) ayeti nazil oldu. (İbn Mâce, İkametü’s
Salat: 127; Buhârî, Vitr: 5)
488- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v), yolculuğunda
biniti üzerinde -biniti ne tarafa dönerse dönsün- nafile namazlarını kılardı. M
24- KIBLENİN DEĞİŞTİRİLMESİ
489- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: İnsanlar Kuba mescidinde sabah
namazını kılarken birisi gelerek şöyle dedi: “Bu gece Rasûlullah (s.a.v)’e bir
ayet nazil oldu ve bundan sonra Kâbe’ye yönelerek namaz kılması emrolundu”
dedi. (yani sizler de Kâbe’ye doğru namaz kılınız) O esnada Şam’a doğru
yönelerek namaz kılıyorlardı bu haber üzerine Kâbe’ye döndüler. (Müslim, Mesacid: 2; Muvatta', Kıble: 4)