14- CUMA KİTABI (BÖLÜMLERİ) 2

1- CUMA’NIN FARZ OLUŞU.. 2

2- CUMA NAMAZI KILMAMANIN CEZASI 2

3- MAZERETSİZ CUMAYI TERKETMENİN KEFFARETİ 2

4- CUMA GÜNÜNÜN DEĞER VE KIYMETİ 2

5- CUMA GÜNÜ ÇOK SALEVAT GETİRMEK.. 2

6- CUMA GÜNÜ ÖZELLİKLE NELER YAPILIR?. 3

7- CUMA GÜNÜ GUSUL YAPMAK GEREKİR.. 3

8- CUMA GÜNÜ GUSLETMEK MUTLAKA GEREKİR Mİ?. 3

9- CUMA GÜNÜ GUSÜL YAPILMASA DA OLUR MU?. 3

10- CUMA GÜNÜ GUSLETMENİN DEĞERİ VE KIYMETİ 3

11- CUMA GÜNÜNE ÖZEL HAZIRLANMAK VAR MIDIR?. 3

12- CUMA NAMAZINA YÜRÜYEREK Mİ GİTMELİ?. 4

13- CUMA GÜNÜ MESCİDE ERKENDEN GİTMEK.. 4

14- CUMA NAMAZININ VAKTİ 4

15- CUMA GÜNÜ EZAN İKİ SEFER OKUNUR.. 5

16- İMAM, HUTBEDE İKEN GELENLER İKİ REKAT NAMAZ KILARLAR.. 5

17- RASÛLULLAH (S.A.V)’İN MİNBERİ NASILDI?. 5

18- HUTBE AYAKTA OKUNMALIDIR.. 5

19- İMAMA YAKIN DURUP HUTBEYİ DİNLEMENİN DEĞERİ 5

20- İMAM, MİNBERDE İKEN CEMAATİN OMUZLARINDAN ATLIYARAK GEÇMENİN HÜKMÜ   6

21- İMAM, HUTBEDE İKEN GELEN KİMSENİN NAMAZ KILMASI 6

22- CUMA GÜNÜ HUTBE ESNASINDA SUSMAK.. 6

23- CUMA GÜNÜ TÜM GÜNAHLARIN BAĞIŞLANDIĞI İŞLER HANGİLERİDİR?. 6

24- HUTBE NASIL OKUNUR?. 6

25- İMAM HUTBEDE CUMA GÜNÜ GUSLETMEYİ TEŞVİK EDER.. 7

26- İMAM HUTBEDE SADAKA VERMEYE TEŞVİK EDER.. 7

27- İMAM MİNBERDE İKEN CEMAATLE KONUŞULUR MU?. 7

28- MİNBERDE KUR’AN OKUNUR MU?. 7

29- HUTBE ANINDA İŞARET YAPILIR MI?. 7

30- İMAM HUTBEYİ KESEREK MİNBERDEN İNİP TEKRAR DEVAM EDER Mİ?. 8

31- HUTBE KISA MI OLMALI?. 8

32- İKİ HUTBE DE AYAKTA MI YAPILMALI?. 8

33- İKİ HUTBE ARASINDA OTURULUR MU?. 8

34- İKİ HUTBE ARASINDAKİ OTURUŞTA KONUŞULUR MU?. 8

35- İKİNCİ HUTBEDE NELER OKUNUR?. 8

36- MİNBERDEN İNİP AYAKTA KONUŞMAK.. 8

37- CUMA NAMAZI KAÇ REKATTIR?. 8

38- CUMA NAMAZINDA HANGİ SÛRELER OKUNUR?. 9

39- CUMA NAMAZINDA BAŞKA HANGİ SÛRELER OKUNUR?. 9

40- CUMA VE BAYRAM HUTBELERİNDE AYNI SÛRE OKUNUR MU?. 9

41- CUMA NAMAZININ BİR REKATINA YETİŞEN HEPSİNE YETİŞMİŞ SAYILIR MI?. 9

42- CUMA NAMAZINDAN SONRA KAÇ REKAT KILINIR?. 9

43- CUMA NAMAZINDAN SONRA KILINACAK SÜNNET KAÇ REKATTIR?. 9

44- CUMA NAMAZINDAN SONRA KILINAN NAMAZ NASIL OLMALI?. 9

45- CUMA GÜNÜ DUALARIN KABUL EDİLECEĞİ SAAT. 9

 

14- CUMA KİTABI (BÖLÜMLERİ)

1- CUMA’NIN FARZ OLUŞU

1350- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Biz, sonraki gelen ümmet olarak öncekileri geçenleriz. Bizden öncekilere kitap verilmişti bize de verildi. Cuma günü onlara da farz kılınmıştı fakat onlar ayrılığa düştüler. Bu yüzden Allah, Cuma gününü bizlere nasip etti. Böylece tüm insanlar bize uymuş oldular. Yani Cuma bizim günümüzdür. Ertesi gün (Cumartesi) Yahudilerin daha ertesi gün de Hıristiyanların kutsal günü oldu.” (Buhârî, Cuma: 1; Müslim, Cuma: 5)

1351- Rib’i b. Hıraş ve Huzeyfe (r.anhüma)’dan rivâyete göre, şöyle demişlerdir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Aziz ve Celil olan Allah, bizden öncekilere Cuma gününü kaybettirdi. Yahudilerin kutsal günleri Cumartesi Hıristiyanların ise Pazar günüdür. Allah, bize de Cuma gününü nasip etti böylece Cuma, Cumartesi, Pazar günleri mübarek ve kutsal günler oldular. Bu kutsal günlerde bize uyup arkamızdan geldikleri gibi kıyamet gününde de bizi takib edeceklerdir. Bu dünyada en son gelen ümmet biziz. Ahirette ise hesabı ilk görülecek olan yine biz olacağız.” (Buhârî, Cuma: 1; Müslim, Cuma: 5)

2- CUMA NAMAZI KILMAMANIN CEZASI

1352- Rasûlullah (s.a.v)’in sohbetinde bulunmuş olan, Eb’ul Ca’d ed Damri (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: ”Kim Cuma namazını önemsemeyerek, küçük görerek üç defa terk edip kılmaz ise, Allah onun kalbini mühürler.” (Tirmizî, Salat: 359; Müslim, Cuma: 12)

1353- İbn Abbas ve İbn Ömer (r.anhüma)’nın anlattıklarına göre, Rasûlullah (s.a.v) minberde şöyle buyurdu: “İnsanlar ya Cuma’lara devam ederler yada Allah, onların kalplerine mühür vurur ve gafillerden olurlar.” (Tirmizî, Salat: 359; Müslim, Cuma: 12)

1354- Rasûlullah (s.a.v)’in hanımlarından Hafsa (r.anha), Peygamber (s.a.v)’in şöyle buyurduğunu naklediyor: ”Akıl baliğ olan herkesin Cuma namazına gitmesi farzdır.” (Ebû Davud, Tahara: 129)

3- MAZERETSİZ CUMAYI TERKETMENİN KEFFARETİ

1355- Semure b. Cündüp (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: ”Kim Cuma namazını mazereti olmaksızın terk ederse, bir dinar bedeli parayı tasadduk etsin, onu bulamazsa yarım dinar tasadduk etsin.” (Ebû Davud, Salat: 211)

4- CUMA GÜNÜNÜN DEĞER VE KIYMETİ

1356- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Güneşin doğduğu en hayırlı gün Cuma günüdür. Adem (a.s) o gün yaratıldı, o gün Cennete konuldu ve o gün Cennetten çıkarıldı.” (Müslim, Cuma: 5; Tirmizî, Cuma: 353)

5- CUMA GÜNÜ ÇOK SALEVAT GETİRMEK

1357- Evs b. Evs (r.a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Günlerinizin en değerlisi Cuma günüdür. Adem (a.s), o günde yaratıldı, o gün vefat etti, ilk sur’a o gün üfürülecek, ikinci sur’a yine o gün üflenecektir. Bana çok salevat getirin. Sizin salevatlarınız Bana arzolunur. Ashab: “Ey Allah’ın Rasûlü! Siz çürüyüp toprak olduğunuz halde bizim salevatlarımız size nasıl arzolunmaktadır” diye sorunca, Peygamber (s.a.v) şu cevabı verdi: “Aziz ve Celil olan Allah, toprağa Peygamberlerin cesetlerini çürütmeyi yasak etmiştir.” (Ebû Davud, Salat: 207; İbn Mâce, Cenaiz: 65)

6- CUMA GÜNÜ ÖZELLİKLE NELER YAPILIR?

1358- Abdurrahman b. Ebu Saîd (r.a), babasından naklediyor Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Akil baliğ olan her kimsenin Cuma günü gusletmesi, dişlerini misvaklaması ve koku sürünmesi vaciptir.” Hadisin ravilerinden Bükeyr, Abdurrahman’ı zikretmemiş ve koku konusunda: “Kadın kokusu bile olsa sürünmelidir” demiştir. (Buhârî, Cuma: 3; Ebû Davud, Tahara: 129)

7- CUMA GÜNÜ GUSUL YAPMAK GEREKİR

1359- İbn Ömer (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: ”Biriniz Cumaya geldiğinde mutlaka gusletsin.” (Buhârî, Cuma: 3; Ebû Davud, Tahara: 129)

8- CUMA GÜNÜ GUSLETMEK MUTLAKA GEREKİR Mİ?

1360- Ebu Said el Hudri (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Cuma günü gusletmek akıl baliğ olan herkese gerekir.” (Buhârî, Cuma: 3; Ebû Davud, Tahara: 129)

1361- Câbir (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Her Müslüman’ın haftada bir yıkanma günü vardır. O da Cuma günüdür.” (Müsned: 13747)

9- CUMA GÜNÜ GUSÜL YAPILMASA DA OLUR MU?

1362- Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir (r.a)’den: Ashaptan bir kısmı Aişe’nin yanında Cuma günü gusletmenin gerekip gerekmediği hakkında konuşuyorlardı da Aişe şu olayı nakletti: Bazı insanlar yüksek yerlerde oturuyorlar ve Cuma günü de bu mescide geliyorlardı, bunların üst başları kirli idi. Bir rüzgar estiğinde kirli kokuları etrafa yayılır ve toplumu rahatsız ederlerdi. Bu durum Rasûlullah (s.a.v)’e arz edilince: “Onlar yıkanmıyorlar mı?” buyurdu. (Buhârî, Cuma: 15; Müslim, Cuma: 1)

1363- Semure (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kim, Cuma günü abdest alırsa; ne güzel yapmıştır. Kim de guslederse, daha değerli bir iş işlemiş olur.” (Müslim, Cuma: 1; Tirmizî, Cuma: 356)

10- CUMA GÜNÜ GUSLETMENİN DEĞERİ VE KIYMETİ

1364- Evs b. Evs (r.a)’ten rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kim, kendisi gusleder ve başkasını da guslettirirse ve erkenden mescide gelir ve imama yakın olarak hutbeyi dinlerse ve hutbe esnasında da hiçbir şeyle meşgul olmaz ise, attığı her adım için; bir sene oruç tutmuş ve geceleri de ibadet etmiş sevabı alır.” (Tirmizî, Cuma: 356; Ebû Davud, Tahara: 129)

11- CUMA GÜNÜNE ÖZEL HAZIRLANMAK VAR MIDIR?

1365- Abdullah b. Ömer (r.a)’den rivâyete göre, Ömer b. Hattab, bir elbise gördü ve: “Ey Allah’ın Rasûlü! şu elbiseyi alsanız da Cuma günleri ve yabancı elçiler geldiği zaman giyseniz” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bu ipek elbiseyi ahirette nasibi olmayanlar giyer.” Sonradan buna benzer bir elbise Rasûlullah (s.a.v)’e gelmişti de onu Ömer’e vermişti. Bunun üzerine Ömer: “Ey Allah’ın Rasûlü! Onu bana mı giydiriyorsun. Halbuki Ufarid’in elbisesi için şöyle böyle demiştin” deyince: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Ben onu sana giyesin diye vermedim.” Ömer de o elbiseyi henüz Müslüman olmamış bir kardeşine giydirmişti. (Buhârî, Cuma: 7; Ebû Davud, Libas: 9)

1366- Abdurrahman b. Ebu Said (r.a) babasından naklediyor; Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Akıl baliğ olan herkese Cuma günü gusletmesi, dişlerini misvaklaması ve imkan dahilinde koku sürünmesi gereklidir.” (Buhârî, Cuma: 2; Müslim, Cuma: 2)

12- CUMA NAMAZINA YÜRÜYEREK Mİ GİTMELİ?

1367- Rasûlullah (s.a.v)’in ashabından Evs b. Evs (r.a) şöyle diyor: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim, Cuma günü gusleder ve guslettirir ve erkenden yürüyerek camiye gelirse, imama yakın olur ve boş bir şeyle meşgul olmadan hutbeyi dinlerse, her adım için bir sene ibadet etmiş gibi sevap kazanır.” (Tirmizî, Cuma: 356; Ebû Davud, Tahara: 129)

13- CUMA GÜNÜ MESCİDE ERKENDEN GİTMEK

1368- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Cuma günü, melekler mescidin kapısına oturup cumaya gelenleri yazarlar. İmam, hutbeye çıkınca melekler defterlerini kapatırlar.” Rasûlullah (s.a.v) şöyle devam etti: “Cuma namazına erkenden ilk vakitlerde gelen; bir deve kurban etmiş gibi sevap kazanır. Sonra gelen, bir sığır kurban etmiş gibi sevap kazanır. Daha sonra gelenler, koyun kurban etmiş sevabı kazanır. Sonra gelenler ise kaz ve ördek tasaddukta bulunmuş gibi sevap kazanır. Daha sonra gelenler ise bir tavuk tasadduk etmiş gibi sevap kazanırlar. Daha sonra gelenler ise; bir yumurta sadaka vermiş gibi sevap kazanırlar.” (Buhârî, Cuma: 30; Müslim, Cuma: 7)

1369- Ebu Hüreyre (r.a), Rasûlullah (s.a.v)’den naklettiği bir hadiste şöyle demektedir: “Cuma günü mescidlerin tüm kapılarına gelenleri geliş sırasına göre yazan melekler otururlar. İmam, hutbeye çıkınca defterleri kapatıp hutbeyi dinlerler. Cuma namazına ilk saatlerde gelenler bir deve kurban etmiş sevabına erişirler. Sonra gelenler sığır kurban etmiş sevabını alırlar. Daha sonra gelenler koç kurban etmiş kimsenin sevabı gibi sevab kazanırlar, daha sonra gelenler bir tavuk tasadduk eden kimsenin sevabı kadar sevap kazanırlar, daha sonra gelenler ise bir yumurta tasadduk eden kimsenin sevabı kadar sevap kazanırlar.” (Buhârî, Cuma: 31; Müslim, Cuma: 7)

1370- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Cuma günü melekler mescidin kapılarına oturur, insanları geliş sırasına göre yazarlar. İnsanlar o gelişlerine göre; deve bağışlamış, sığır bağışlamış, koyun bağışlamış, tavuk bağışlamış, serçe bağışlamış ve yumurta bağışlamış kimselerin sevabı gibi sevap kazanırlar.” (Buhârî, Cuma: 31; Müslim, Cuma: 7)

14- CUMA NAMAZININ VAKTİ

1371- Ebu Hüreyre (r.a), Peygamberimiz (s.a.v) den şöyle naklediyor: “Cuma günü cünüplükten dolayı gusledip ilk vakitte Cuma namazına gelenler sanki deve kurban etmiş gibi, ikinci vakitte gelenler sığır kurban etmiş gibi, üçüncü vakitte gelenler ise bir koç kurban etmiş gibi, dördüncü vakitte gelenler ise bir tavuk tasadduk etmiş gibi, beşinci vakitte gelenler ise bir yumurta hediye eden kimsenin sevabı gibi sevap kazanırlar. İmam, hutbeye çıkınca meleklerde gelip hutbeyi dinlerler.” (Buhârî, Cuma: 31; Müslim, Cuma: 7)

1372- Câbir b. Abdullah (r.a), Rasûlullah (s.a.v)’in şöyle buyurduğunu haber vermiştir: “Cuma gününde on iki saat vardır ki o saatlerden birinde Müslüman’a her istediği verilir. O saati ikindiden sonraki vakitlerde arayınız.” (Ebû Davud, Salat: 208)

1373- Yine Câbir b. Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Cuma günü, Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte Cuma namazını kılar sonra dönüp hayvanlarımızı otlatmaya götürürdük. Câbir’e: Hangi saatlerde diye sorulunca: “Güneş zevalde iken” diye cevap verdi. (Müslim, Cuma: 9; Müsned: 14012)

1374- Seleme b. Ekva’ (r.a) babasından naklederek şöyle diyor: Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte Cuma namazını kılardık, namazdan döndüğümüzde duvarların gölgesi henüz oturulacak şekle gelmemiş olurdu. (Ebû Davud, Salat: 223; Müslim, Cuma: 9)

15- CUMA GÜNÜ EZAN İKİ SEFER OKUNUR

1375- Saib b. Yezid (r.a)’ten rivâyete göre: Rasûlullah (s.a.v) zamanında Cuma ezanı imam minbere çıktığında okunurdu. Ebu Bekir ve Ömer’in halife oldukları dönemlerde de aynı şekilde okunurdu. Osman’ın halifeliği zamanında cemaat kalabalıklaştı da bunun üzerine Osman (ilk ezan ve kametten başka) üçüncü olarak bir ezan daha okunmasını emretti. O ezan da Zevra denilen yerde okutulurdu. Bu ezan işi böylece devam etti gitti. (Buhârî, Cuma: 20; Tirmizî, Cuma: 372)

1376- Saib b. Yezid (r.a)’ten aktarılmıştır. Medine’de cemaat çoğalınca Osman üçüncü bir ezanın okutulmasını emretmiştir. Rasûlullah (s.a.v) zamanında bir müezzinden başka müezzin yoktu. Cuma günü ezan da Rasûlullah (s.a.v) minbere çıktığında okunurdu. (Buhârî, Cuma: 24; Ebû Davud, Salat: 225)

1377- Yine Saib b. Yezid (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Cuma günleri Rasûlullah (s.a.v) minbere çıktığında Bilal ezan okurdu. Minberden inince de kamet getirirdi. Ebu Bekir ve Ömer zamanlarında bu böylece devam etmiştir.” (Ebû Davud, Salat: 225; Buhârî, Cuma: 20)

16- İMAM, HUTBEDE İKEN GELENLER İKİ REKAT NAMAZ KILARLAR

1378- Câbir b. Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Cuma günü, imam hutbede iken biriniz camiye gelirse iki rekat namaz kılıversin.” (Buhârî, Cuma: 31; Tirmizî, Cuma: 367)

17- RASÛLULLAH (S.A.V)’İN MİNBERİ NASILDI?

1379- Câbir b. Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v) hutbe okurken mescidin duvarındaki hurma kütüğüne dayanırdı. Minber yapılınca bu kütüğü bırakıp minber üzerine çıktı. Bunun üzerine o kütük mesciddekilerin duyabilecekleri kadar yüksek bir sesle deve inlemesi gibi ses çıkarmaya başladı. Rasûlullah (s.a.v) minberden indi ve kütüğü kucakladı da kütükten ses kesildi.” (Tirmizî, Cuma: 371; Müsned: 13628)

18- HUTBE AYAKTA OKUNMALIDIR

1380- Ebu Ubeyde (r.a)’den naklediliyor: Ka’b b. Ucre mescide girdi Abdurrahman b. Ümmil Hakem oturduğu yerden hutbe okuyordu. Bunun üzerine Ka’b şuna bakın, oturduğu yerden hutbe okuyor dedi. Halbuki Allah, Cum’a sûresi 11. ayetinde: “İnsanlar dünyevi bir kazanç ve geçici bir eğlence gördükleri zaman ona doğru koşup Seni mescidde ayakta bırakıverdiler” buyurmuştur. (Yani hutbe ayakta okunur) (Müslim, Cuma: 11)

19- İMAMA YAKIN DURUP HUTBEYİ DİNLEMENİN DEĞERİ

1381- Evs b. Evs es Sekafi (r.a)’den nakledildiğine göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim, gusleder ve guslettirir ve erkenden mescide gelip imamın yakınına durur, hutbeyi can kulağı ile dinler ve o esnada boş bir iş yapmazsa, camiye gelirken attığı her bir adım için bir sene oruç tutmuş ve ibadet etmiş kimsenin kazandığı sevabı kazanır.” (Tirmizî, Cuma: 357; Ebû Davud, Tahara: 129)

20- İMAM, MİNBERDE İKEN CEMAATİN OMUZLARINDAN ATLIYARAK GEÇMENİN HÜKMÜ

1382- Abdullah b. Büsr (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Cuma günü onun yanında oturuyordum şöyle dedi: “Bir adam geldi, cemaatin omuzlarına basarak ilerliyordu. Rasûlullah (s.a.v) o adama: “Otur, rahatsız ettin” buyurdu. (Ebû Davud, Salat: 238; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 88)

21- İMAM, HUTBEDE İKEN GELEN KİMSENİN NAMAZ KILMASI

1383- Amr b. Dinar (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Câbir b. Abdullah’tan işittim şöyle diyordu: Cuma günü, Rasûlullah (s.a.v) minberde iken bir adam geldi. Rasûlullah (s.a.v) ona: “İki rekat namaz kıldın mı?” dedi. Adam: “Hayır” deyince; Rasûlullah (s.a.v): “Öyleyse hemen kılıver” buyurdular. (İbn Mâce, İkametü’s Salat: 86; Buhârî, Cuma: 31)

22- CUMA GÜNÜ HUTBE ESNASINDA SUSMAK

1384- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “İmam hutbe okurken bir kimse, yanındakilere sus dese bile Cuma hutbesini dinleme sevabını kaçıracağından sevabını azaltmış olur.” (Ebû Davud, Salat: 235; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 238)

1385- Yine Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Cuma günü imam hutbe okurken yanındakine sus dersen Cuma günü elde edeceğin sevaptan mahrum kalırsın.” (Ebû Davud, Salat: 235; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 238)

23- CUMA GÜNÜ TÜM GÜNAHLARIN BAĞIŞLANDIĞI İŞLER HANGİLERİDİR?

1386- Selman (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bana şöyle dedi: “Cuma günü emredildiği gibi gusledip veya abdest alıp evinden çıkan ve Cuma namazı için mescide giren, hutbe ve namaz bitimine kadar hiç konuşmayan kimsenin yaptığı tüm bu işler Cumadan o güne kadar işlediği günahlara keffarettir.” (Ebû Davud, Salat: 235; Müslim, Cuma: 3)

24- HUTBE NASIL OKUNUR?

1387- Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bize bazı işlerimizden yapabileceğimiz hacet hutbesini öğretti ki o şöyledir: “Hamd Allah’a mahsustur. O’ndan yardım diler, O’ndan affedilmemizi isteriz. Benliklerimizin şerrinden ve yaptığımız işlerin şerrinden Allah’a sığınırız. Allah’ın hidayete erdirdiğini kimse saptıramaz, saptırdığını da kimse hidayete kavuşturamaz. Allah’tan başka gerçek ilâh olmadığına şehadet ederim. Muhammed (s.a.v)’in de Allah’ın kulu ve Rasûlü olduğuna da şahitlik yaparım.” Bu girişten sonra üç tane de ayet okurdu ki: (Âl-i İmrân 102. ayeti) “Ey İman edenler! Yolunuzu Allah ve Kitabı ile bulmaya çalışın ve ancak Müslüman olarak can verin” (Nisâ sûresi 1. ayet) “Ey insanlar sizi tek bir kişiden yaratan ve ondan eşini var eden ve her ikisinden de gerçek kadın ve erkekler meydana getiren, Rabbinize karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun. Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’a karşı sorumluluk bilinci duyun ve akrabalık bağlarını gözetin. Şüphesiz Allah, sizin üzerinizde daima gözetleyicidir.” (Ahzâb sûresi 70. ayeti) “Ey İman edenler! Sizler yolunuzu daima Allah’ın Kitab’ı ile bulun ve her zaman hakkı ve doğruyu konuşun.” (Ebû Davud, Tahara: 129; Tirmizî, Cuma: 357)

25- İMAM HUTBEDE CUMA GÜNÜ GUSLETMEYİ TEŞVİK EDER

1388- İbn Ömer (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bir hutbe verdi ve şöyle dedi: “Biriniz cumaya gideceğinde gusletsin.” (Buhârî, Cuma: 2; Ebû Davud, Tahara: 129)

1389- İbrahim b. Neşit (r.a)’den rivâyete göre, bizzat kendisi İbn Şihab’a, Cuma günü yapılması gereken gusülden sordu da; O da: “Sünnettir” dedi. Sâlim b. Abdullah babasından aktararak; “Rasûlullah (s.a.v) minber üzerinde böylece söylemiştir” dedi. (Buhârî, Cuma: 2; Ebû Davud, Tahara: 129)

1390- Abdullah b. Ömer (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) minberde ayakta olduğu halde: “Sizden biriniz Cuma namazına gideceğinde gusletsin” buyurdular. (Buhârî, Cuma: 2; Ebû Davud, Tahara: 129)

26- İMAM HUTBEDE SADAKA VERMEYE TEŞVİK EDER

1391- Ebu Said el Hudri (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Cuma günü Peygamber (s.a.v), hutbe okurken üstü başı perişan bir adam içeri girdi. Rasûlullah (s.a.v) ona: “Namaz kıldın mı?” buyurdu. Adam: “Hayır deyince, Rasûlullah (s.a.v): “İki rekat namaz kıl” buyurdu. Ve cemaati sadaka vermeye teşvik edici sözler söyledi. Bunun üzerine cemaat elbiseler verdiler, o elbiselerden iki tanesini Rasûlullah (s.a.v) o adama verdi. Ertesi Cuma o adam geldiğinde Rasûlullah (s.a.v) yine hutbedeydi, bu sefer yine cemaati sadaka vermeye teşvik etti. Ravi diyor ki: Önceki hafta kendisine iki elbise verilen o fakir adam elbiselerinden birini sadaka olarak veriverdi. Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Geçen Cuma pejmürde elbiselerle geldi, insanları sadaka vermeye teşvik ettim, insanlar da elbiselerinden tasaddukta bulundular, Ben de o elbiselerden ikisini bu adama verilmesini emretmiştim. Bugün gelmiş, bende yine insanları sadaka vermeye teşvik ettim, o adam geçen hafta aldığı elbiselerden birini sadaka olarak veriverdi.” Rasûlullah (s.a.v) o adamı azarlayarak: “Elbiseni al” buyurdu. (Müslim, Cuma: 14; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 82)

27- İMAM MİNBERDE İKEN CEMAATLE KONUŞULUR MU?

1392- Câbir b. Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Cuma günü Rasûlullah (s.a.v) hutbe verirken, bir adam mescide geliverdi. Peygamber (s.a.v) ona: “Namaz kıldın mı?” diye sordu. Adam: “Hayır” deyince; Rasûlullah (s.a.v): “Kalk ve namaz kıl” buyurdular. (İbn Mâce, İkametü’s Salat: 87; Tirmizî, Cuma: 364)

1393- Ebu Bekre (r.a)’den aktarıldığına göre, şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v)’i minberde gördüm, Hasan’da yanında idi. Rasûlullah (s.a.v) bir cemaate birde torununa bakarak şöyle diyordu: “Bu oğlum Seyid = efendidir. Belki de Allah, bu torunumu iki büyük cemaatin anlaşmasına vesile kılar.” (Buhârî, Menakıb: 25; Müsned: 19550)

28- MİNBERDE KUR’AN OKUNUR MU?

1394- Harise b. Numan (r.a)’nın kızından rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ben Kaf sûresini, Rasûlullah (s.a.v); Cuma günü okurken ezberledim.” (Müslim, Cuma: 13; Ebû Davud, Salat: 229)

29- HUTBE ANINDA İŞARET YAPILIR MI?

1395- Husayn (r.a)’tan rivâyete göre, Bişr b. Mervan Cuma günü minberde hutbe okurken ellerini kaldırmıştı da bunun üzerine Umare b. Ruveybe es Sekafî ona kızdı ve şöyle dedi: “Rasûlullah (s.a.v) bu şekilde aşırı hareketler yapmaz sadece şehadet parmağını kaldırarak işaret ederdi.” (Ellerini kaldırmazdı.) (Ebû Davud, 230; Müslim, Cuma: 14)

30- İMAM HUTBEYİ KESEREK MİNBERDEN İNİP TEKRAR DEVAM EDER Mİ?

1396- Abdullah b. Bureyde (r.a), babasından naklederek şöyle diyor: Rasûlullah (s.a.v) hutbe okuyordu, Hasan ve Hüseyin’de üzerlerinde kırmızı elbise olduğu halde sağa sola yalpa yaparak mescide çıkageldiler. Rasûlullah (s.a.v) hutbeyi keserek minberden indi, onları kucağına aldı ve tekrar minbere çıkarak şöyle buyurdu: “Mallarınız ve evlatlarınız sizin için birer fitnedir.” (8 Enfal: 28) diyen, Allah ne doğru söylemiş. Bu iki torunumun gömleklerine basarak yürüyüp gelmelerine baktım, dayanamadım ve sözümü kesip onları kucağıma aldım.” (Ebû Davud, Salat: 233; İbn Mâce, Libas: 20)

31- HUTBE KISA MI OLMALI?

1397- Abdullah b. ebi Evfa (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v) çok zikreder, boş sözden hoşlanmaz, namazını uzatır, hutbeyi kısa tutardı. İhtiyaçlarını karşılamak için ihtiyar kadınlarla ve fakirlerle birlikte yürümekten bile çekinmezdi.” (Dârimi, Mukaddime: 13)

32- İKİ HUTBE DE AYAKTA MI YAPILMALI?

1398- Câbir b. Semure (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte bulundum. O’nun hep ayakta hutbe okuduğunu, birinci hutbeden sonra oturup tekrar ikinci hutbe için kalktığını gördüm.” (Tirmizî, Cuma: 362; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 85)

33- İKİ HUTBE ARASINDA OTURULUR MU?

1399- Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v) iki hutbeyi de ayakta yapar ve iki hutbe arasını oturarak ayırırdı.” (Tirmizî, Cuma: 362; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 85)

34- İKİ HUTBE ARASINDAKİ OTURUŞTA KONUŞULUR MU?

1400- Câbir b. Semure (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v)’i, Cuma günü hutbe okurken gördüm, ayakta okuyordu. Sonra oturdu ve otururken hiç konuşmazdı sonra kalkıp ikinci hutbeyi okudu.” Kim, size Rasûlullah (s.a.v) hutbesini oturarak yaptı derse yalan söylemiş olur. (İbn Mâce, İkametü’s Salat: 85; Müslim: Cuma: 10)

35- İKİNCİ HUTBEDE NELER OKUNUR?

1401- Câbir b. Semure (r.a)’den rivâyete göre: “Peygamber (s.a.v) hutbesini ayakta yapar sonra oturur sonra kalkıp ayetler okur ve Allah’ı zikrederdi. Rasûlullah (s.a.v)’in hutbesi de namazı da orta uzunlukta idi.” (Tirmizî, Cuma: 363; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 85)

36- MİNBERDEN İNİP AYAKTA KONUŞMAK

1402- Enes (r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) minberden iner, birisi ona bir mesele sorarsa onunla konuşur, onun meselesini halledinceye kadar ayakta kalır sonra mihraba geçip namaz kıldırırdı. (İbn Mâce, İkametü’s Salat: 189; Tirmizî, Cuma: 373)

37- CUMA NAMAZI KAÇ REKATTIR?

1403- Abdurrahman b. ebi Leyla (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ömer şöyle demiştir: “Cuma namazı iki rekattir. Ramazan bayramı namazı iki rekattır. Kurban bayramı namazı iki rekattır, yolculukta namaz iki rekattır. Rasûlullah (s.a.v)’de hep böyle söyler ve böyle kılardı. Yolculukta namaz iki kılınınca eksik kılınmış sayılmaz.” (Müslim, Salatül Müsafirin: 1)

38- CUMA NAMAZINDA HANGİ SÛRELER OKUNUR?

1404- İbn Abbas (r.a)’tan rivâyete göre, “Rasûlullah (s.a.v) Cuma günü sabah namazında secde, insan (dehr) sûrelerini, Cuma namazında ise Cuma ve Münafıkûn sûrelerini okurdu.” (Ebû Davud, Salat: 218; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 90)

39- CUMA NAMAZINDA BAŞKA HANGİ SÛRELER OKUNUR?

1405- Semure (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) Cuma namazında A’lâ va Ğaşiye sûrelerini okurdu.” (Ebû Davud, Salat: 218; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 218; İbn Mâce, İkametü’s Salat: 90)

40- CUMA VE BAYRAM HUTBELERİNDE AYNI SÛRE OKUNUR MU?

1406- Dahhak b. Kays (r.a), Numan b. Beşir’e; Rasûlullah (s.a.v)’in Cuma günü Cum’a sûresinden başka hangi sûreyi okuduğunu sordu da, O da: “Ğâşiye sûresini okurdu” diye cevap verdi. (İbn Mâce, İkametü’s Salat: 90; Ebû Davud, Salat: 218)

1407- Yine Numan b. Beşir (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), Cuma günü A’lâ ve Ğaşiye sûrelerini okurdu. Bazen bayram günü Cumaya rastlardı da hem Cuma hem de bayram namazında aynı sûreleri okurdu. (İbn Mâce, İkametü’s Salat: 91; Ebû Davud, Salat: 218)

41- CUMA NAMAZININ BİR REKATINA YETİŞEN HEPSİNE YETİŞMİŞ SAYILIR MI?

1408- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Cuma namazının bir rekatına yetişen tamamına yetişmiş sayılır.” (İbn Mâce, İkametü’s Salat: 92; Tirmizî, Cuma: 377)

42- CUMA NAMAZINDAN SONRA KAÇ REKAT KILINIR?

1409- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Sizden biriniz Cuma namazından sonra dört rekat daha namaz kılsın.” (İbn Mâce, İkametü’s Salat: 92; Dârimi, Salat: 207)

43- CUMA NAMAZINDAN SONRA KILINACAK SÜNNET KAÇ REKATTIR?

1410- İbn Ömer (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v): “Cuma namazının farzından sonra iki rekat sünnet kılardı.” (İbn Mâce, İkametü’s Salat: 92; Ebû Davud, Salat: 244)

1411- Sâlim (r.a)’in babasından rivayete göre: “Rasûlullah (s.a.v), Cuma’dan sonra evinde iki rekat namaz kılardı.” (Dârimi, Salat: 207; Buhârî, Cuma: 38)

44- CUMA NAMAZINDAN SONRA KILINAN NAMAZ NASIL OLMALI?

1412- İbn Ömer (r.a), Cuma namazından sonra kıldığı iki rekatı biraz uzunca kılar ve Rasûlullah (s.a.v)’in de böyle yaptığını söylerdi. (Buhârî, Cuma: 38; Tirmizî, Cuma: 376)

45- CUMA GÜNÜ DUALARIN KABUL EDİLECEĞİ SAAT

1413- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Tûr’a gitmiştim. Ka’b’ta oradaydı, orada onunla bir gün bekledik. Ben orada ona Rasûlullah (s.a.v)’in hadislerinden anlatıyordum, o da bana Tevrat’tan bahsediyordu. Ben de ona Peygamber (s.a.v)’in şöyle buyurduğunu söyledim: “Güneşin doğduğu en hayırlı gün Cuma günüdür. Adem (a.s) o gün yaratılmıştır ve o gün Cennetten çıkarılmıştır ve o gün tevbesi kabul edilmiştir ve o günde vefat etmiştir. O gün kıyamet kopacaktır. Ademoğlu hariç yeryüzündeki tüm canlılar Cuma günü güneş doğuncaya kadar korku içinde kıyametin kopmasını beklerler Cuma günü içerisinde öyle bir vakit vardır ki, o vakitte namaz da bir mü’minin istediği her şey kendisine verilir.” Ka’b: “O senede bir gündür” deyince, ben: “Hayır o saat; her Cuma’da vardır” dedim. Ka’b, Tevrat’a bakıp okudu. Sonra da: “Rasûlullah (s.a.v) doğru söylemiş, o saat her Cuma günü varmış” dedi. Oradan ayrılınca Basra b. ebi Basra el Gıfarî ile karşılaştım. “Nereden geliyorsun?” dedi. “Tur’dan” dedim. “Eğer önceden beni görseydin gitmezdin” dedi. Ben de: “Niçin” diye sordum. O’da şöyle cevap verdi: Rasûlullah (s.a.v)’den işittim şöyle diyordu: “Üç Mescid dışında ziyaret için adım atılmaz. Mekke’deki Mescidi Haram, Medine’deki benim mescidim ve Kudüs’teki Mescidi Aksa” diye cevap verdi.

Sonradan Abdullah b. Selam’la karşılaştım, keşke beni Tur’da görseydin, Ka’b’a rastladım. Ben ona Peygamber (s.a.v)’in hadislerinden bahsediyordum O da bana Tevrat’tan bahsediyordu, orada bir gün beraberce kaldık. Ona Rasûlullah (s.a.v)’in şöyle buyurduğunu söyledim: “Güneşin doğduğu günlerin en hayırlısı Cuma’dır; Adem (a.s) o gün yaratıldı, o gün Cennetten çıkarıldı, o gün tevbesi kabul edildi, o gün vefat etti, o gün kıyamet kopacaktır. Adem oğlunun dışında, o gün tüm canlılar kıyametin kopacağından korkarak güneş doğuncaya kadar tüm dikkatleri ile beklerler. Yine Cuma günü içinde öyle bir saat vardır ki, o saatte namaz da iken isteyen herkese Allah mutlaka istediğini verir.” Ka’b, itiraz edip, o gün senede bir gündür dedi. Abdullah b. Selam: “Ka’b yalan söylemiş” dedi. Sonra ben devam ederek: “Ka’b Tevrat’ı okuyarak Rasûlullah (s.a.v) doğru söylemiş, o saat her Cumada imiş” dedi. O zaman Abdullah: “Ka’b doğru söylemiş o saati ben biliyorum” dedi. Kardeşim onu bana da söyle dedim: “O Cuma gününün güneş batmadan önceki son saatidir” dedi. Ben de; Rasûlullah (s.a.v)’in, “Mü’min o saatte namaz da iken bir şey isterse onun istediği verilir” dediğini duymadın mı? Halbuki o saatte namaz kılınmaz dedim. O da cevaben: “Sen Rasûlullah (s.a.v)’in: “Kim namaz kılar da kıldığı yerden ayrılmadan oturduğu yerde diğer namazı beklerse o kimse namaz da imiş gibi sayılır” dediğini duymadın mı?” dedi. Ben de evet duydum dedim. “İşte o saat benim dediğim saattir” dedi. (Ebû Davud, Salat: 207; Muvatta', Cuma: 7)

1414- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Cuma günü içerisinde öyle bir saat vardır ki, o saatte Müslüman bir kulun Allah’tan istediği her şey kendisine verilir.” (Buhârî, Cuma: 36; Müslim, Cuma: 4)

1415- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebul Kasım (r.a) şöyle buyurmuştur: “Cuma günü içinde öğle bir saat vardır ki, Müslüman bir kul namazda o saat içinde Allah’tan ne isterse mutlaka kendisine verilir.” Biz de dedik ki “O zaman ne kadar kısa ve azdır.” (Buhârî, Cuma: 36; Müslim, Cuma: 4)