22- KİTAB-ÜS
SIYAM (ORUÇ BÖLÜMLERİ)
2- RAMAZAN
AYININ DEĞER VE KIYMETİ
4- ŞEYTAN
HANGİ AYDA ZİNCİRE VURULUR?
5- RAMAZAN
AYINDA CENNET KAPILARI AÇILIR MI?
6- RAMAZANDA
YAPILAN UMRENİN SEVABI HACCA EŞİTTİR
7- RAMAZAN
HİLALİ DEĞİŞİK GÜNLERDE GÖRÜLEBİLİR Mİ?
8- HİLALİ
GÖRENLER MÜSLÜMAN KİMSELER Mİ OLMALI?
9- ORUÇ,
HİLALİN GÖRÜLMESİYLE BAŞLAR VE BİTER
10- HİLAL
GÖRÜLMEDEN ORUCA BAŞLANMAMALI
11- HİLAL
BULUTTAN DOLAYI GÖRÜLEMEZ İSE NE YAPILMALI?
12- ORUÇ
HİLALİ GÖRMEDEN DE TUTULABİLİR Mİ?
13- HİLAL
KONUSUNDA DEĞİŞİK RİVAYETLER
16- BİR AY
ÇOĞUNLUKLA YİRMİ DOKUZ GÜNDÜR
17- BİR AY
BAZEN YİRMİ DOKUZ GÜNDÜR
20- SAHURLA
SABAH NAMAZI ARASINDAKİ SÜRE NE KADARDIR?
21- SAHUR İLE
SABAH NAMAZI ARASINDAKİ SÜRE NE KADARDIR?
22- SAHURLA
SABAH NAMAZI ARASINDAKİ SÜRE NE KADAR?
23- İFTAR MI
YOKSA SAHUR YEMEĞİ Mİ TEHİR EDİLİR?
24- SAHURA
KALKMANIN DEĞER VE KIYMETİ
25- SAHUR
YEMEĞİNE DE DAVET EDİLİR Mİ?
27-
MÜSLÜMANIN ORUCUYLA EHLİ KİTABIN ORUCUNUN FARKI NEDİR?
29- BEYAZ
İPLİK SİYAH İPLİK NE DEMEKTİR?
31- RAMAZAN
AYI BİR GÜN ÖNCE ORUÇ TUTARAK KARŞILANMAZ
32- RAMAZAN
AYI BİRKAÇ GÜN ÖNCE ORUÇ TUTARAK TA KARŞILANMAZ
33-
RASÛLULLAH (S.A.V) İKİ AY PEŞPEŞE ORUÇ TUTMUŞ MUDUR?
34- ŞABAN
AYININ ÇOĞU ORUÇLA GEÇİRİLİR
35-
RASÛLULLAH (S.A.V) İKİ AY, ÜÇ AY ÜST ÜSTE ORUÇ TUTMUŞ MUDUR?
36- PAZARTESİ
VE PERŞEMBE ORUCU TUTULUR MU?
38- ŞEK GÜNÜ
KİM ORUÇ TUTABİLİR?
39- RAMAZAN
AYININ DEĞER VE KIYMETİ
40- RAMAZAN
AYI DİĞER AYLARDAN KIYMETLİDİR
43- ORUÇ
DİĞER İBADETLERE BENZEMEZ
44- ALLAH
İÇİN BİR GÜN ORUÇ TUTAN KİMSENİN SEVABI
45- ALLAH
RIZASI İÇİN TUTULAN ORUÇ KİŞİYİ ATEŞTEN UZAKLAŞTIRIR MI?
46-
YOLCULUKTA ORUÇ TUTULUR MU?
47-
YOLCULUKTA ORUÇ TUTMAK İBADET SAYILMAZ
48-
YOLCULUKTA RUHSAT TERCİH EDİLİP ORUÇ TUTULMAMALI?
49-
YOLCULUKTA ORUÇ TUTMAK ALLAH’A İSYAN ETMEK MİDİR?
50- ALLAH
YOLCULUKTA ORUCU VE NAMAZIN YARISINI KALDIRMIŞTIR
51- YOLCULUK
SIKINTILARINDAN DOLAYI ALLAH KOLAYLIKLAR SAĞLIYOR
52-
YOLCULUKTA ORUÇ TUTMAYANLARIN MÜKAFATI DAHA ÇOKTUR
53- YOLCULUKTA
ORUÇ TUTAN ORUÇ TUTMAYAN KİMSE GİBİ MİDİR?
54- ORUÇLU
YOLCULUĞA ÇIKINCA ORUCUNU BOZABİLİR
55-
YOLCULUKTA YOLCU ORUÇ TUTUP TUTMAMAKTA SERBESTTİR
56-
YOLCULUKTA ORUÇ TUTMAK VE TUTMAMAK SERBESTTİR
57-YOLCULUKTA
ORUÇ TUTULABİLİR VE TUTULMAYABİLİR
58-
YOLCULUKTA İSTEYEN ORUÇ TUTABİLİR
59-
YOLCULUKTA ORUCA BAŞLAYAN GEREKİRSE ORUCUNU BOZABİLİR
60-
YOLCULUKTA ORUÇ TUTMADA SERBESTLİK
61- HAMİLE VE
SÜT EMZİREN KADINLAR ORUÇ TUTMAYABİLİR
62- BAKARA
SÛRESİ 184. AYETİNİN TEFSİRİ
63- HAYIZLI
KADINLARDAN DA ORUÇ KALDIRILMIŞTIR
64- AŞURA
ORUCU HAKKINDA RASÛLULLAH (S.A.V) NE DEMİŞTİ?
65- GÜNÜN
YARISINDA DA ORUÇ TUTULUR MU?
66- YEMEK
BULUNMADIĞINDA RASÛLULLAH (S.A.V) NE YAPARDI?
67- ORUCA
NİYET NE ZAMAN EDİLMELİ
68- DAVUD
(A.S)’IN ORUCU VE NAMAZI NASILDI?
69-
RASÛLULLAH (S.A.V)’İN ORUCU NASILDI?
70- DEVAMLI
ORUÇ TUTAN HİÇ ORUÇ TUTMAMIŞ GİBİDİR
71- YIL BOYU
DEVAMLI ORUÇ TUTULUR MU?
73- EN UYGUN
ORUÇ, HER AYDAN ÜÇ GÜN ORUÇ TUTMAKTIR
74- BİR GÜN
ORUÇ BİR GÜN İFTAR ETMEK
75- DEĞİŞİK
NAFİLE ORUÇ ÇEŞİTLERİ
76- DAVUD
(A.S)’IN ORUCU NASILDI?
77- SENENİN
YARISINI ORUÇLA GEÇİRMEK
78- EN
DEĞERLİ ORUÇ DAVUD (A.S)’IN ORUCUDUR
79-
RASÛLULLAH (S.A.V), EBU ZER’E NE TAVSİYE ETMİŞTİ?
80- ÖMÜR BOYU
ORUÇ NASIL TUTULUR?
81- HER AYDAN
ÜÇ GÜN ORUÇ HANGİ GÜNLERDE TUTULUR
82-
RASÛLULLAH (S.A.V) TAVŞAN ETİ YEMİŞ MİDİR?
83- HER AY ÜÇ
GÜN ORUÇ TUTMALI
22- KİTAB-ÜS SIYAM
(ORUÇ BÖLÜMLERİ)
2063- Talha b.
Ubeydullah (r.a)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v)’e saçı başı dağınık bir
bedevi geldi ve: Ey Allah’ın Rasûlü! Allah’ın bana farz kıldığı namazlar nedir,
söyler misin?” dedi. Rasûlullah (s.a.v): “Beş vakit
namaz ama nafilede kılabilirsin” buyurdu. Bedevi: “Allah’ın bana farz
kıldığı oruç ne kadardır” dedi. Peygamber (s.a.v), Ramazan ayında oruç tutmak,
ama nafile oruçta tutabilirsin. “Allah’ın farz kıldığı zekattan da haber ver”
dedi. Rasûlullah (s.a.v) İslâm’ın temel prensiplerini anlattı. O zaman o adam:
“Seni Peygamber (s.a.v) olarak gönderen ve böylece sana ikramda bulunan Allah’a
yemin olsun ki, bunlardan daha fazlasını yapmam farzlardan da eksiltmem” dedi.
Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): “Eğer
doğru söylüyorsa kurtulmuştur, doğru ise Cennete girmiştir” buyurdu. (Buhârî, Savm: 1; Müslim, İman: 2)
2064- Enes
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Biz Kur’an’daki bir ayetle Rasûlullah
(s.a.v)’e bazı şeyleri sormaktan yasaklandık fakat çölde yaşayanlardan aklı
başında birinin gelip bir şeyler sorması tuhafımıza giderdi. Yine böyle çölde
yaşayanlardan bir adam gelip, “Ey Muhammed! Senin bize gönderdiğin bir adam,
Senin, Allah tarafından gönderildiğini söyledi.” Rasûlullah (s.a.v): “Doğru
söylemiş” buyurdu. O adam: “Peki öyleyse gökleri kim yarattı?” diye
sordu. Rasûlullah (s.a.v): “Allah
yarattı” buyurdu. O adam: “Yeri kim yarattı?” dedi. Rasûlullah (s.a.v): “Allah”
buyurdu. O adam: “Peki yeryüzüne bu dağları kim dikti?” dedi. Rasûlullah
(s.a.v): “Allah” buyurdu.
O adam: “O yeryüzünde insanlara pek çok faydalı şeyleri yaratan kimdir?” diye
sordu. Rasûlullah (s.a.v): “Allah”
buyurdu. O zaman adam yeri göğü yaratan, yeryüzüne dağları diken ve orada
insanların faydasına pek çok şeyi yaratan Allah adına söyle, Seni Peygamber
olarak Allah mı gönderdi?” diye sordu. Rasûlullah (s.a.v): “Evet”
buyurdu. O adam: “Senin gönderdiğin adam her gece ve gündüz içersinde üzerimize
beş vakit namaz kılmamız gerektiğini söyledi doğru mu?” diye sordu. Rasûlullah
(s.a.v): “Evet
doğru söylemiş” buyurdu. Adam: “Seni gönderen Allah adına bunları sana
Allah mı emretti?” dedi. Rasûlullah (s.a.v): “Evet”
buyurdu. Adam: “Senin gönderdiğin elçi bizim mallarımızdan zekat alınacağını
söyledi” dedi. Rasûlullah (s.a.v): “Doğru
söylemiş” buyurdu. Adam: “Allah aşkına bunu sana Allah mı emretti?”
dedi. Rasûlullah (s.a.v): “Evet”
dedi. Adam: “Gönderdiğin kimse Ramazan ayında oruç tutmamızın gerektiğini
söyledi” dedi. Rasûlullah (s.a.v): “Doğru
söylemiş” buyurdu. Adam: “Seni gönderen adına, bunu sana Allah mı
emretti?” dedi. Rasûlullah (s.a.v): “Evet”
buyurdu. Adam: “Senin gönderdiğin kimse gücü yeten kimsenin Hac yapması
gerektiğini söyledi.” Rasûlullah (s.a.v): “Doğru
söylemiş” buyurdu. Adam: “Seni gönderen Allah aşkına bunu sana Allah mı
emretti? Dedi. Rasûlullah (s.a.v): “Evet”
dedi. Bunun üzerine adam: “Seni hak din ile gönderen Allah’a yemin yemin olsun
ki ne bunlardan fazla yaparım ne de az” dedi. Adam dönüp gidince, Rasûlullah
(s.a.v): “Eğer
doğru söylüyorsa bu adam mutlaka Cennete gider” buyurdu. (Buhârî, Savm: 1; Müslim, İman: 2)
2065- Enes (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Mescidde otururken, bir adam deve üzerinde geldi,
devesini çöktürdü, bağladı ve oradakilere: “Muhammed hanginizdir?” diye sordu.
Rasûlullah (s.a.v) onların arasında yaslanmış durumda oturuyordu. Biz de: “Şu
yaslanmış durumda oturan beyaz elbiseli kimsedir” dedik. O adam, Rasûlullah
(s.a.v)’e: “Ey Abdulmutt
2066- Enes b. M
2067- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir kere Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte
otururken çölde yaşayanlardan bir adam geldi ve; “Abdulmutt
2- RAMAZAN AYININ DEĞER VE KIYMETİ
2068- Abdullah b.
Abbas (r.a)’den rivâyete göre, şöyle dedi: “Rasûlullah (s.a.v), insanların en
cömerdiydi. Özellikle Ramazan’da Cebrail ile karşılaştığında daha da cömert
olurdu. Cebrail, Ramazan ayının her gecesi ona gelir ve Kur’an’ı onunla mukâbele
ve müzakere ederdi.” Ravi diyor ki: Rasûlullah (s.a.v), Cebrail yanına
geldiğinde cömertlikte ve hayır yapmada esen rüzgardan daha cömert idi. (Buhârî, Savm: 7; Müslim, Fedail: 12)
2069- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) diline lanet
etmeyi dolamaz yani çok lanet etmezdi. Cebrail ile Kur’an’ı müzakere ve
mukabele edeceği zaman yaklaştı mı hayır işlerinde rüzgardan daha cömert idi. (Buhârî, Savm: 7; Müslim, Fedail: 12)
2070- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Ramazan
ayı geldiğinde Cennetin kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar
zincire vurulur.” (Buhârî, Savm: 5; Müslim, Sıyam:
1)
2071- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre,
Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Ramazan
ayı gelince Cennetin kapıları açılır, Cehennemin kapıları kapanır, ve şeytanlar
zincire vurulur.” (Buhârî Savm: 5; Müslim Sıyam: 1)
4- ŞEYTAN HANGİ AYDA ZİNCİRE VURULUR?
2072- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Ramazan
ayı girince Cennet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar
zincire vurulur.” (Buhârî, Savm: 5;
Müslim, Sıyam: 1)
2073- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Ramazan
ayı gelince Rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar
zincire vurulur.” (Buhârî, Savm: 5;
Müslim, Sıyam: 1)
2074- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Ramazan
ayı olunca Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar
zincire vurulur.” (Buhârî, Savm: 5;
Müslim, Sıyam: 1)
2075- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Ramazan
ayı geldiğinde Cennetin kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar
da zincire vurulur.” (Buhârî, Savm: 5;
Müslim, Sıyam: 1)
2076- Enes b. M
5- RAMAZAN AYINDA CENNET KAPILARI AÇILIR MI?
2077- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) zorlamaksızın müslümanları Ramazan gecelerini
değerlendirmeye teşvik eder, ve şöyle buyururdu: “Ramazan
ayı girdiğinde Cennetin kapıları açılır, Cehennemin kapıları kapanır ve o ayda
şeytanlar zincire vurulur.” (Buhârî,
Savm: 5; Müslim, Sıyam: 1)
2078- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Ramazan
ayı girince rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar
zincire vurulur.” (Buhârî, Savm: 5;
Müslim, Sıyam: 1)
2079- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Ramazan
ayı geldi. Bu ay, Allah’ın oruç tutmayı farz kıldığı aydır; Sema kapıları bu
ayda açılır, Cehennem kapıları kapanır ve şeytanların azgınları bağlanır. Bu
ayda öyle bir gece vardır ki, bin aydan daha hayırlıdır. Bu gecenin hayrından
mahrum kalan bin ayın hayrından mahrum kalmış gibidir.” (Müslim, Sıyam: 1; İbn Mâce, Sıyam: 2)
2080- Arfece
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Utbe b. Ferkad’ı ziyarete gitmiştik.
Ramazan ayından bahsediyorduk. O: “Neden bahsediyorsunuz?” diye sordu. “Ramazan
ayından” dedik. O da şöyle dedi: “Rasûlullah (s.a.v)’den işittim şöyle diyordu:
“O
ayda Cennet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır ve
bir anonsçu her gece; “Ey hayır isteyen haydi koş. Ey şer isteyen kötülüğü
bırak” diye bağırır.” (İbn Mâce, Sıyam:
2)
2081- Arfece (r.a)’den rivâyete
göre, şöyle demiştir: Utbe b. Ferkad’ın bulunduğu bir evdeydim, bir hadis
söylemek istedim, orada bulunan Peygamber (s.a.v)’in ashabından birisi hadis
konusunda benden daha ehil idi ve Peygamber (s.a.v)’den şu hadisi nakletti: “Ramazan
ayında semanın kapıları açılır, ateş kapıları kapanır ve her türlü şeytanlar
zincirlere bağlanır ve her gece bir anonsçu: “Ey hayırlı işler yapmak isteyen,
haydi koş ve ey kötülükler yapmak isteyen, vazgeç” diye seslenir.” (İbn Mâce, Sıyam: 2)
6- RAMAZANDA YAPILAN UMRENİN SEVABI HACCA
EŞİTTİR
2082- Ebu Bekre
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Hiç
biriniz Ramazanda oruç tuttum ve gecelerini de güzelce değerlendirdim demesin.”
(Ravi diyor ki: Bu şekilde kişinin kendi kendini tezkiye etmesinden niçin
hoşlanmadı bilmiyorum) Rasûlullah (s.a.v) sözünü şöyle sürdürdü: “Elbette Ramazan
ayı içerisinde uyku ve gafletle geçirdiği zamanlar olmuştur.” (Ebû Davud, Savm: 47; Müslim, Hac: 36)
2083- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v), Ensar’dan bir kadına şöyle
buyurdu: “Ramazan
ayı geldiğinde umre yap, o ayda yapılan umrenin sevabı hacca eşittir.” (Müslim, Hac: 36; Dârimi, Hac: 41)
7- RAMAZAN HİLALİ DEĞİŞİK GÜNLERDE
GÖRÜLEBİLİR Mİ?
2084- Küreyb (r.a) anlatıyor:
Ümmü-l Fadl kendisini Şam’da ki Muaviye’ye göndermişti. Ravi Küreyb diyor ki:
Şam’a vardım, Ümmü-l fadl’ın istediklerini yerine getirdim. Ben, Şam’da iken
Medine’de, Ramazan hil
8- HİLALİ GÖRENLER MÜSLÜMAN KİMSELER Mİ
OLMALI?
2085- İbn Abbas
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Bir bedevi Rasûlullah (s.a.v)’e geldi
ve hil
2086- İbn Abbas
(r.a)’den rivâyete göre, bir bedevi Rasûlullah (s.a.v)’e geldi ve: “Hil
2087- Abdurrahman
b. Zeyd b. el Hattab (r.a)’den rivâyete göre, bizzat kendisi, Ramazan mı yoksa
Şaban mı diye şüphe edilen bir günde halka hitap ederek şöyle dedi: “Beni
dikkatlice dinleyin! Ben Rasûlullah (s.a.v)’in ashabıyla beraber oturup
konuştum ve onlara sordum. Rasûlullah (s.a.v)’in şöyle buyurduğunu naklettiler:
“Hil
9- ORUÇ, HİLALİN GÖRÜLMESİYLE BAŞLAR VE
BİTER
2088- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Hil
2089- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Ayı
görerek oruca başlayın diğer ayı gördüğünüzde ise orucu bırakın, hava bulutlu
ve kapalı olurda hil
10- HİLAL GÖRÜLMEDEN ORUCA BAŞLANMAMALI
2090- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Hil
2091- Abdullah b.
Ömer (r.a) şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v)’in şöyle buyurduğunu işittim: “Hil
2092- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v), Ramazan dan bahsetti ve şöyle
buyurdu: “Hil
11- HİLAL BULUTTAN DOLAYI GÖRÜLEMEZ İSE NE
YAPILMALI?
2093- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Hil
2094- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), Ramazan hil
12- ORUÇ HİLALİ GÖRMEDEN DE TUTULABİLİR Mİ?
2095- İbn Abbas
(r.a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Ayı görün
oruca başlayın ayı görerek orucu bırakın, bulutlu olursa Ramazan’ı otuz güne
tamamlayın.” (Müslim, Sıyam: 2; Tirmizî,
Savm: 5)
2096- Yine İbn
Abbas (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ramazan ayı girmeden Ramazan’ı
karşılamak için oruç tutana şaşarım. Halbuki Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurmuştu: “Hil
13- HİLAL KONUSUNDA DEĞİŞİK RİVAYETLER
2097- Huzeyfe b.
Yeman (r.a)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Ramazan’ı
karşılamak için hil
2098- Rıb’î (r.a)
Rasûlullah (s.a.v)’in ashabından bir kişiden naklediyor Rasûlullah (s.a.v)
şöyle buyurdu: “Şaban
ayının günlerini tamamlamadan veya hil
2099- Rıb’î
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Hil
2100- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Hil
2101- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Ramazan’ı
karşılamak maksadıyla Ramazandan önce oruç tutmayın, hil
2102- Aişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle
demiştir: Rasûlullah (s.a.v) hanımlarının odalarına bir ay boyunca girmemeye
yemin etmişti. Yirmi dokuz gün olunca Rasûlullah (s.a.v) odama geldi. Ben: “Bir
ay boyunca gelmemeye yemin etmemiş miydin? Ben saydım yirmi dokuz gün oldu”
dedim. Rasûlullah (s.a.v): “Ay yirmi
dokuz gündür” diye cevap verdi. (Müslim, Sıyam: 4; İbn Mâce, Talak: 24)
2103- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Ömer b. Hattab’a; Allah’ın kendileri
için: “Eğer tevbe ederseniz zaten kalpleriniz buna meyletmiş bulunuyor…” uzunca
hadisiyle alakalı Rasûlullah (s.a.v)’in hanımlarından ikisi hakkındaki olayı
çok sormayı arzu ediyordum. Bu hadiste şöyle deniliyor: “Peygamberin sadece
kendisine söylediği sırrı o da Âişe’ye ifşa edince… Rasûlullah (s.a.v), yirmi
dokuz gece hanımlarından ayrılıp uzaklaşmıştı.” Aişe diyor ki: “Rasûlullah
(s.a.v) şöyle demişti: “Allah,
onların yaptıklarını Rasûlune haber verince, O hanımlarına çok öfkelenip bir ay
süreyle yaklaşmayacağım” demişti. Olayın üzerine yirmi dokuz gece
geçince, Aişe (r.anha)’nın yanına girip ondan başladı. Bunun üzerine Aişe O’na
demişti ki: “Ey Allah’ın Rasûlü! Sen, hanımlarının yanına bir ay girmeyeceğine
yemin etmemiş miydin? Ben saydım, bu gün yirmi dokuz gün oldu.” Bunun üzerine
Rasûlullah (s.a.v): “Bir ay
yirmi dokuz gecedir” buyurdu. (Buhârî,
Mez
2104- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Cibril
bana geldi ve: “Bir ay yirmi dokuz gündür” dedi. (Müslim,
Sıyam: 4; Buhârî, Mez
2105- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Ay yirmi
dokuz gündür.” (Müslim, Sıyam: 4; Buhârî,
Mez
16- BİR AY ÇOĞUNLUKLA YİRMİ DOKUZ GÜNDÜR
2106- Sa’d b. ebi
Vakkas (r.a), babasından naklederek; Rasûlullah (s.a.v)’in şöyle yaptığını
nakletmiştir: “Rasûlullah
(s.a.v) bir ay şöyle şöyledir deyip on parmağını üç defa açmış ancak üçüncüde
bir parmağını açmamıştır.” (Müslim,
Sıyam: 4; Buhârî, Mez
2107- Muhammed b.
Sa’d babasından naklederek, Rasûlullah (s.a.v)’in şöyle söylediğini bize
aktarıyor: “Bir ay
şöyle şöyle şöyledir diyerek, (on parmağını üç defa açıp üçüncüde birini
açmayıp) yirmi
dokuz gündür” buyurdu. (Müslim, Sıyam: 4;
Buhârî, Mez
2108- Sa’d b. ebi
Vakkas (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: “Bir ay
şöyle şöyle şöyledir.” Muhammed b. Ubeyd anlatmak için elini üç defa açıp
kapadı üçüncüde ise sol elinin baş parmağını tuttu.” (Müslim, Sıyam: 4; Buhârî, Mez
17- BİR AY BAZEN YİRMİ DOKUZ GÜNDÜR
2109- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bir ay
bazen yirmi dokuz bazen otuz gündür. Hil
2110- Abdullah b.
Ömer(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’den işittim: “Ay yirmi
dokuz gündür.” (Müslim, Sıyam: 4; Ebû
Davud, Savm: 8)
2111-İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Biz ümmi
bir cemaatiz. Ne yazı yazarız, nede hesap biliriz. Bir ay şöyledir: şöyledir,
şöyledir diye üç defa tekrarladı ve yirmi dokuz gün olduğunu söyledi.” (Müslim, Sıyam: 4; Ebû Davud, Savm: 8)
2112- İbn Ömer
(r.a)’in naklettiğine göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Biz Ümmi
bir toplumuz; ne hesap biliriz nede yazı. Ay şöyle şöyle şöyledir, diyerek
parmaklarını üç defa açtı üçüncü de başparmağını yumdu. Yine bir Ay şöyle şöyle
şöyledir diye otuz gündür” buyurdu. (Müslim,
Sıyam: 4; Ebû Davud, Savm: 8)
2113- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bir ay
şöyledir: Cebele’nin, İbn Ömer’den naklettiğine göre, Şu’be iki defa iki elinin
parmaklarını gösterdi ve yirmi dokuz gündür dedi. İki sefer iki elinin
parmaklarını gösterdi üçüncü de bir parmağını eksiltti.” (Müslim, Sıyam: 4; Ebû Davud, Savm: 8)
2114- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Ay, yirmi
dokuz gündür.” (Müslim, Sıyam: 4; Ebû
Davud, Savm: 8)
2115- Abdullah
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Sahura
kalkınız çünkü sahurda bereket vardır.” (Müslim,
Sıyam: 9; Buhârî, Savm: 18)
2116- Yine Abdullah
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Sahura
kalkınız!” (Müslim, Sıyam: 9; Buhârî,
Savm: 18)
2117- Enes (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Sahura
kalkınız! çünkü sahura kalkmakta bereket vardır.” (Müslim, Sıyam: 9; Buhârî, Savm: 18)
2118- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Sahura
kalkınız! Çünkü sahura kalkmakta bereket vardır.” (Tirmizî, Savm: 17; Müslim, Sıyam: 9)
2119- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle demiştir: “Sahura
kalkınız! Çünkü sahura kalkmakta bereket vardır.” (Tirmizî, Savm: 17; Müslim, Sıyam: 9)
2120- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Sahura
kalkınız! Çünkü sahura kalkmakta bereket vardır.” (Tirmizî, Savm: 17; Müslim, Sıyam: 9)
2121- Yine Ebu Hüreyre
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Sahura
kalkınız! Çünkü sahura kalkmakta bereket vardır.” (Tirmizî, Savm: 17; Müslim, Sıyam: 9)
2122- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Sahura
kalkınız! Çünkü sahura kalkmakta bereket vardır.” (Tirmizî, Savm: 17; Müslim, Sıyam: 9)
20- SAHURLA SABAH NAMAZI ARASINDAKİ SÜRE NE
KADARDIR?
2123- Zir (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Huzeyfe’ye: “Rasûlullah (s.a.v) ile beraber
sahura kaktığınız zaman hangisidir?” diye sordum. O da şöyle dedi: “Gündüze
yakın bir zamandır ama güneş henüz doğmamıştır.” (Müslim,
Sıyam: 9)
2124- Zir b. Hubeyş
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: “Huzeyfey’le birlikte sahur yapmıştık.
Sonra sabah namazı için mescide çıktık. İki rekat sünneti kıldık, sonra farz
için kamet getirildi. İkisi arasında çok kısa bir zaman vardı.” (Müslim, Sıyam: 9)
2125- Sıla b. Züfer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Huzeyfe ile birlikte sahur yemeği
yedik. Sonra mescide sabah namazı için çıktık. Sabah namazının iki rekat
sünnetini kıldık sonra da kamet getirildi ve farzını kıldık.” (Müslim, Sıyam: 9)
21- SAHUR İLE SABAH NAMAZI ARASINDAKİ SÜRE
NE KADARDIR?
2126- Zeyd b. Sabit (r.a)’ten rivâyete göre, şöyle
demiştir: Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte sahur yemeği yemiştik. Sonra da sabah
namazı için kalktık. Ben, Rasûlullah (s.a.v)’e sahurla sabah namazı arasındaki
süreyi sordum. ”Bir
insanın elli ayet okuyabileceği kadar bir zamandır” buyurdu. (Müslim, Sıyam: 9)
22- SAHURLA SABAH NAMAZI ARASINDAKİ SÜRE NE
KADAR?
2127- Zeyd b. Sabit
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte sahur
yemeği yemiştik. Sonra da sabah namazı için kalktık. Ben (soruyu soran kimsenin
Enes olduğu söylenir) İkisi arası ne kadardır? Dedim. Rasûlullah (s.a.v): “Bir
kimsenin elli ayet okuyabileceği kadar bir süredir” buyurdu. (Müslim, Sıyam: 9)
2128- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) ve Zeyd b. Sabit
sahur yemeği yedi sonra sabah namazı için kalktılar. Katade diyor ki: Biz
Enes’e; “Rasûlullah (s.a.v) ile Zeyd’in sabah namazını kılmaları ve yemek
yemeleri arasındaki zaman ne kadardır?” diye sorduk. Enes: “Bir
kimsenin elli ayet okuyabileceği kadar bir süredir” dedi. (Müslim, Sıyam: 9)
23- İFTAR MI YOKSA SAHUR YEMEĞİ Mİ TEHİR
EDİLİR?
2129- Ebu Atıyye
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Aişe (r.anha)’ya: “Aramızda Rasûlullah
(s.a.v)’in ashabından iki kişi var birisi iftarı erken yapıp sahuru
geciktiriyor diğeri ise iftarı geciktirip sahurda acele ediyor” dedim. Aişe: “Hangisi
iftarda acele edip sahuru geciktiriyor?” diye sordu. Ben de: “Abdullah b.
Mes’ud” dedim. “O zaman Rasûlullah (s.a.v)’de böyle yapıyordu” dedi. (Müslim, Sıyam: 9; Ebû Davud, Savm: 20)
2130- Ebu Atıyye
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Aişe’ye dedim ki: “Aramızda iki adam
var, onlardan biri iftarda acele edip sahuru geciktiriyor. Diğeri ise iftarı
geciktirip sahuru acele erkenden yapıyor” dedim. Aişe: “Hangisi iftarı acele
edip sahuru geciktiriyor?” diye sordu. Ben de: “Abdullah b. Mes’ud” dedim. O
da: “Rasûlullah (s.a.v)’de aynen öyle yapardı” dedi. (Müslim, Sıyam: 9; Ebû Davud, Savm: 20)
2131- Ebu Atıyye
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ben ve Mesrük, Aişe’nin yanına
girmiştik. Mesrük, Aişe’ye demişti ki: “Rasûlullah (s.a.v)’in ashabından iki
kişi var, her ikisi de hayırlı kimseler onlardan biri namazla iftarı
geciktiriyor; diğeri ise namazda ve iftarda acele ediyor.” Aişe dedi ki:
“Hangisi namazı ve iftarı geciktiriyor, namazda ve iftarda acele ediyor?”
Mesrük: “Abdullah b. Mes’ud” dedi. Aişe de: “Rasûlullah (s.a.v)’de aynı şekilde
yapardı” dedi. (Müslim, Sıyam: 9; Ebû Davud,
Savm: 20)
2132- Ebu Atıyye
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ben ve Mesrük, Aişe’nin yanına
girmiştik ve şöyle demiştik: “Ey Mü’minlerin anası, Muhammed’in ashabından iki
kişi var, onlardan biri namazı da iftarı da acele yapıyor diğeri ise namazı da
iftarı da geciktiriyor.” Aişe dedi ki: “Hangisi iftarda ve namaz da acele
ediyor?” Biz de: “Abdullah b. Mes’ud” dedik. Bunun üzerine şöyle dedi:
“Rasûlullah (s.a.v)’de aynen öyle yapardı.” Diğer kişi ise Ebu Musa (r.a) idi. (Müslim, Sıyam: 9; Ebû Davud, Savm: 20)
24- SAHURA KALKMANIN DEĞER VE KIYMETİ
2133- Abdullah b.
Haris (r.a), bir sahabeden şöyle nakleder: Rasûlullah (s.a.v)’in yanına girdim.
O, sahur yemeği yiyordu, şöyle buyurdu: “Sahur
yemeği Allah’ın size verdiği bir berekettir, onu terk etmeyiniz.” (Buhârî, Savm: 18; Müslim, Sıyam: 9)
25- SAHUR YEMEĞİNE DE DAVET EDİLİR Mİ?
2134- Irbad b.
Sariye (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), Ramazan
ayında sahura davet ederken şöyle buyurdu: “Mübarek
yemeğe buyurun.” (Müslim, Sıyam: 9; Ebû
Davud, Savm: 16)
2135- Mıkdam b.
Ma’dı Kerib (r.a)’ten rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Sahur
yemeğine devam ediniz çünkü o bereketli bir yemektir.” (Müslim, Sıyam: 9; Ebû Davud, Savm: 15)
2136- H
27- MÜSLÜMANIN ORUCUYLA EHLİ KİTABIN
ORUCUNUN FARKI NEDİR?
2137- Amr b. As
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bizim
orucumuzla ehli Kitab’ın orucu arasındaki fark sahur yemeğidir.” (Müslim, Sıyam: 9; Ebû Davud, Savm: 15)
2138- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bir sahur zamanı, “Ey Enes
bir şeyler getir yarın oruç tutacağım” dedi. Ben de biraz hurma ve
içerisinde su bulunan bir kap getirdim. Bu olay
29- BEYAZ İPLİK SİYAH İPLİK NE DEMEKTİR?
2139- Bera b. Âzib
(r.a)’den rivâyete göre, (orucun ilk farz kılındığı dönemlerde) bir kimse oruç
tutar da akşam iftar etmeden uyursa, o kimse ne gece ne de ertesi gün akşam
oluncaya kadar bir şey yiyip içmezdi. Bu durum Bakara Sûresi 187. ayeti olan “… Siyah
iplik beyaz iplikten yani gecenin karanlığından tan yerinin aydınlığı fark
edilinceye kadar yiyip içebilirsiniz…” nazil oluncaya kadar. Bu ayet Ebu
Kays b. Amr hakkında nazil olmuştu. O, oruçlu olduğu halde bir gün evine gelip:
“Yiyecek bir şeyler var mı?” diye sormuştu. Hanımı evde bir şeyler yok fakat
senin için bir şeyler bulup getirebilirim diye evinden çıkmıştı. Bu arada Kays,
yorgun olduğundan başını yastığa koymuş ve uyuyakalmıştı. Hanımı dönüp gelince
onu uyumuş olarak buldu. Fakat Kays iftar vakti geçtiği için hiçbir şey yemedi
ve oruçlu olarak sabahladı ve öğle vakti gelince kendisine baygınlık geldi. Bu
olay bu ayet gelmezden önce olmuştu. (Ebû Davud,
Savm: 1; Dârimi, Savm: 7)
2140- Adiy b. Hatim
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’e, “Beyaz iplik
siyah iplikten ayırt edilinceye kadar…” ayetinin ne anlama geldiğini sordum.
Şöyle buyurdular: “Gecenin
karanlığından tan yerinin aydınlığı fark edilinceye kadardır.” (Ebû Davud, Savm: 1; Dârimi,
Savm: 7)
2141- İbn Mes’ud
(r.a)’tan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “
2142- Semure
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “
31- RAMAZAN AYI BİR GÜN ÖNCE ORUÇ TUTARAK
KARŞILANMAZ
2143- Ebu Hüreyre (r.a)’nin
Rasûlullah (s.a.v)’den rivâyetine göre, şöyle buyurmuştur: “Ramazan
ayı gelmeden onu oruçla karşılamayınız. Fakat daha önce alışık olduğu orucu
tutanlar var da o güne denk gelmişse o başka.” (Müslim, Sıyam: 3; Tirmizî, Savm: 38)
32- RAMAZAN AYI BİRKAÇ GÜN ÖNCE ORUÇ TUTARAK
TA KARŞILANMAZ
2144- Ebu Hüreyre
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Hiç kimse
bir iki gün oruçla Ramazan ayını karşılamaya kalkmasın ancak daha önceden oruç
tutan orucuna devam etsin.” (Müslim,
Sıyam: 3; Tirmizî, Savm: 38)
2145- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Ramazan ayını
karşılamak için bir ve iki gün önce oruca başlamayın. Ancak tutageldiği orucu o
günlere rastlayan kimse müstesna, o günlere rastlarsa da orucunu tutsun.” (Müslim, Sıyam: 3; Tirmizî, Savm: 38)
33- RASÛLULLAH (S.A.V) İKİ AY PEŞPEŞE ORUÇ
TUTMUŞ MUDUR?
2146- Ümmü Seleme
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir:
“Rasûlullah (s.a.v)’in iki ay peş peşe oruç tuttuğunu görmedim fakat, Şaban
ayını Ramazan ayına eklerdi.” (Tirmizî,
Savm: 39; Dârimi, Savm: 33)
34- ŞABAN AYININ ÇOĞU ORUÇLA GEÇİRİLİR
2147- Ümmü Seleme
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah
(s.a.v), Şaban ayını Ramazan ayına oruçlu olarak eklemiş olurdu.” (Tirmizî, Savm: 39; Dârimi, Savm: 33)
2148- Ebu Seleme b.
Abdurrahman (r.a)’ın haber verdiğine göre, şöyle demiştir: Aişe’ye, Rasûlullah
(s.a.v)’in nasıl oruç tuttuğunu sordum. O da şöyle dedi: “Rasûlullah (s.a.v)
oruca başladı mı öyle devam ederdi ki biz bu ay boyu oruç tutacak zannederdik.
Oruç tutmadığında da hiç tutmazdı da bizler bu ay hiç oruç tutmayacak her halde
derdik. Şaban da oruçlu olur veya çoğunu oruçla geçirirdi.” (Tirmizî, Savm: 39; Dârimi, Savm: 33)
2149- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Bizden biri Ramazan da (hayızlı
olduğu için) oruç tutmazdı. Şaban ayı gelinceye kadar da bu orucu kaza
edemezdi. Rasûlullah (s.a.v) hiçbir ayda Şaban ayındaki kadar oruç tutmazdı, Şaban’ın
çoğunu veya tamamına yakın olarak oruç tutardı. (Tirmizî,
Savm: 38; Ebû Davud, Savm: 12)
35- RASÛLULLAH (S.A.V) İKİ AY, ÜÇ AY ÜST ÜSTE ORUÇ TUTMUŞ MUDUR?
2150- Ebu Seleme
(r.a) anlatıyor: Aişe’ye: “Rasûlullah (s.a.v)’in orucu hakkında bilgi verir
misin?” diye sordum. O da şöyle cevap verdi: “Rasûlullah (s.a.v) bazen oruca
öyle devam ederdi ki devamlı oruç tutacak zannederdik. Bazen de oruç tutmaz
iftar ederdi. Biz bu ayda hiç oruç tutmayacak zannederdik. Şaban ayından başka
hiçbir ayda bu kadar çok oruç tutmazdı. Şaban ayının çoğunluğunu oruçlu geçirir
veya tamamına yakın oruçlu olurdu.” (Tirmizî, Savm:
38; Dârimi, Savm: 33)
2151- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), senenin hiçbir
ayında Şaban ayında ki kadar oruç tutmazdı Şaban ayının tamamına yakın oruç
tutardı. (Tirmizî, Savm: 38; Dârimi, Savm: 33)
2152- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) Şaban ayını
çoğunlukla oruçla geçirirdi. (Tirmizî, Savm: 38;
Dârimi, Savm: 33)
2153- Yine Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’in Kur’an’ın
hepsini bir gecede okuduğunu, bir geceyi sabaha kadar ibadetle geçirdiğini,
Ramazan ayı dışında bir ayı tamamen oruçla geçirdiğini bilmiyorum. (Tirmizî, Savm: 38; Dârimi, Savm: 33)
2154- Abdullah b.
Şakik (r.a), Aişe’ye: “Rasûlullah (s.a.v)’in orucunu sormuştu. O da şöyle dedi:
“Rasûlullah (s.a.v) bazen oruca başlar öyle ki biz devamlı oruç tutacak derdik.
Bazı zamanlarda da oruç tutmaz biz bu ay oruç tutmayacak derdik. Medine’ye
geldikten sonra Ramazan ayı dışında hiçbir ayın tamamını oruçla geçirmedi.” (Tirmizî, Savm: 38; Dârimi, Savm: 33)
2155- Abdullah b.
Şakik (r.a), Aişe’ye; “Rasûlullah (s.a.v) kuşluk namazı kılar mıydı?” diye
sormuştu da Aişe şöyle dedi: “Hayır sadece yolculuklardan dönüşünde kılardı”
dedi. “Rasûlullah (s.a.v) bir ayın tamamını oruçla geçirir miydi?” diye sordum.
“Ramazan dışında hiçbir ayı tamamen oruçla geçirdiğini bilmiyorum, her aydan
durumuna göre bazen oruç tutar bazen de tutmazdı” dedi. (Tirmizî, Savm: 38; Dârimi, Savm: 33)
2156- Şakik
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Aişe’ye: “Rasûlullah (s.a.v) kuşluk
namazı kılar mıydı?” diye sordum. “Hayır yolculuktan dönüşünde kılardı” dedi.
Ramazan dışında belli bir ayın tamamını oruçla geçirdiği var mıdır?” diye
sordum. “Ramazan dışında ay boyu oruç tutmazdı. Allah’ın rızasını kazanmak için
her aydan mutlaka oruç tutardı.” (Tirmizî, Savm:
38; Dârimi, Savm: 33)
36- PAZARTESİ VE PERŞEMBE ORUCU TUTULUR MU?
2157- Cübeyr b.
Nüfeyr (r.a)’den rivâyete göre, birisi Aişe’ye Rasûlullah (s.a.v)’in orucunu
sormuştu da Aişe şöyle demişti: “Rasûlullah (s.a.v), Şaban ayının çoğunu oruçlu
geçirir. Pazartesi ve Perşembe günü oruçlarını da çok sever ve kaçırmazdı.” (Dârimi, Savm: 41; Tirmizî, Savm: 44)
2158- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), Şabanın çoğunu ve
Ramazan’ın tamamını oruçla geçirir, Pazartesi ve Perşembe günü orucunu da
kaçırmak istemezdi. (Dârimi,
Savm: 41; Tirmizî, Savm: 44)
2159- Sıla
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Biz Ammar’ın yanındaydık, kızartılmış
bir koyun getirildi ve buyurun dedi. Oradakilerden bir kısmı yemedi ve ben
oruçluyum dedi. O zaman Ammar: “Ramazan olup olmadığı şüpheli olan Şabanın son
günü oruç tutmaya kalkan Ebu’l Kasım Muhammed ( s.a.v)’e isyan etmiş sayılır
dedi.” (İbn Mâce, Sıyam: 3; Buhârî, Savm: 14)
2160- Sımak
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ramazan mı yoksa Şaban ayından mı
olduğu şüphe edilen bir günde İkrime’nin yanına gittim. O, o gün ekmek sebze
yiyor ve süt içiyordu. Bana da buyur dedi. Ben de oruçluyum dedim. O da Allah’a
yemin ederek; orucunu mutlaka bozacaksın dedi. Ben de iki defa sübhanallah
dedim sonra onun niçin ve neye dayanarak yemin ettiğini anlamak için yaklaştım
ve bu konuda dayanağın nedir söyle bakalım dedim. O da şöyle dedi: İbn Abbas
(r.a)’tan işittim şöyle diyordu: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Hil
38- ŞEK GÜNÜ KİM ORUÇ TUTABİLİR?
2161- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Dikkatli
olun, Ramazan ayını bir gün iki gün öncesinden oruç tutarak karşılamayın. Ama
önceden tuta geldiği bir orucu olan varsa ve o oruçta o günlere rastlamışsa o
kişi orucu tutsun.” (İbn
Mâce, Sıyam: 3; Buhârî, Savm: 14)
39- RAMAZAN AYININ DEĞER VE KIYMETİ
2162- Said b.
Müseyyeb (r.a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim iman
ederek ve mükafatını da Allah’tan bekleyerek Ramazan ayını değerlendirirse, o
kimsenin geçmiş günahları bağışlanır.” (Tirmizî, Savm: 1; Dârimi, Savm: 54)
2163- Peygamber
(s.a.v)’in hanımlarından Aişe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v)
zorlamaksızın insanları Ramazan ayını değerlendirmeleri için teşvik eder ve
şöyle buyururdu: “Kim
Allah’a inanarak ve mükafatını da Allah’tan bekleyerek Ramazan’ı
değerlendirirse, Allah onun geçmiş günahlarını affeder.” (Tirmizî, Savm: 1; Dârimi, Savm:
54)
2164- Aişe
(r.anha)’nın haber verdiğine göre, Rasûlullah (s.a.v) bir gece yarısı namaz
kılmak için mescide çıktı ve cemaate namaz kıldırdı. (Bu hadis biraz uzuncadır)
ve bu hadiste şöyle denilir. Aişe diyor ki: Rasûlullah (s.a.v) Ramazan
gecelerini değerlendirmeye zorlamaksızın teşvik eder ve şöyle buyururdu: “Kim,
kadir gecesini Allah’a inanarak ve mükafatını da Allah’tan bekleyerek
değerlendirirse geçmiş günahları bağışlanır.” Rasûlullah (s.a.v) vefat
edinceye kadar bu böylece devam edip gitti. (Tirmizî, Savm: 1; Dârimi, Savm: 54)
2165- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’i Ramazanda şöyle derken
işittim: “Kim
Ramazan ayını Allah’a iman ederek ve mükafatını da ondan bekleyerek ibadetle
geçirirse geçmiş günahları bağışlanır.” buyurdu. (Tirmizî, Savm: 1; Dârimi, Savm: 54)
2166- Aişe
(r.anha)’nın haber verdiğine göre, Rasûlullah (s.a.v) bir gece yarısı mescide
çıktı ve namaz kıldı -Hadis buradakinden uzuncadır- Aişe o hadiste diyor ki: “Kim
Ramazan ayının gecelerini, Allah’a inanarak ve mükafatını da Allah’tan
bekleyerek değerlendirirse geçmiş günahları bağışlanır.” (Tirmizî, Savm: 1; Dârimi, Savm:
54)
2167- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’den işittim, Ramazan ayı için
şöyle diyordu: “Kim Ramazan
ayını Allah’a inanarak ve karşılığını da Allah’tan bekleyerek Allah’a kullukla
geçirirse geçmiş günahları bağışlanır.” (Tirmizî, Savm: 1; Dârimi, Savm: 54)
2168- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim
Ramazan ayının gecelerini, Allah’a inanarak ve karşılığını da Allah’tan
bekleyerek ibadetle geçirirse geçmiş günahları bağışlanır.” (Tirmizî, Savm: 1; Dârimi, Savm:
54)
2169- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) zorlamaksızın Ramazan ayının
gecelerini, ibadetle geçirmeye teşvik eder ve şöyle buyururdu: “Kim
Ramazan ayının gecelerini, Allah’a inanarak ve karşılığını da Allah’tan
bekleyerek ibadetle değerlendirirse geçmiş günahları bağışlanır.” (Tirmizî, Savm: 1; Dârimi, Savm:
54)
2170- Ebu Hüreyre (r.a)’nın
naklettiğine göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim
Ramazan ayının gecelerini Allah’a iman ederek karşılığını da Allah’tan
bekleyerek ibadetle geçirirse geçmiş günahları bağışlanır.” (Tirmizî, Savm: 1; Dârimi, Savm:
54)
2171- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim
Ramazan ayının gecelerini Allah’a inanarak ve karşılığını da Allah’tan
bekleyerek ibadetle geçirirse geçmiş günahları bağışlanır.” (Tirmizî, Savm: 1; Dârimi, Savm:
54)
2172- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim
Ramazan ayının gecelerini Allah’a inanarak ve karşılığını da Allah’tan
bekleyerek ibadetle geçirirse geçmiş günahları bağışlanır.” (Tirmizî, Savm: 1; Dârimi, Savm:
54)
2173- Ebu Hüreyre (r.a)’nın
naklettiğine göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim
Ramazan orucunu tutar -Kuteybe hadisinde kim Ramazan ayının gecelerini
ibadetle geçirirse- Allah’a
iman edip karşılığını da Allah’tan beklerse geçmiş günahları bağışlanır. Kim de
kadir gecesini Allah’a inanarak ve karşılığını da Allah’tan bekleyerek ibadetle
değerlendirirse geçmiş günahları bağışlanır.” (Tirmizî, Savm: 1; Dârimi, Savm: 54)
2174- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim
Allah’a inanarak ve karşılığını da Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa
geçmiş günahları bağışlanır.” (Tirmizî, Savm: 1; Dârimi, Savm: 54)
2175- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim
Allah’a inanarak ve karşılığını da Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa
geçmiş günahları bağışlanır.” (Tirmizî, Savm: 1; Dârimi, Savm: 54)
2176- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim Allah’a
inanarak ve karşılığını da Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa geçmiş
günahları bağışlanır.” (Tirmizî, Savm: 1; Dârimi, Savm: 54)
40- RAMAZAN AYI DİĞER AYLARDAN KIYMETLİDİR
2177- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim
Ramazan ayının gecelerini Allah’a iman ederek karşılığını da ondan bekleyerek
ibadetle geçirirse geçmiş günahları bağışlanır. Kim de kadir gecesini Allah’a
iman ederek karşılığını da ondan bekleyerek ibadetle değerlendirirse geçmiş
günahları bağışlanır.” (Tirmizî, Savm: 1; Dârimi, Savm: 54)
2178- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim
Ramazan ayının gecelerini Allah’a inanarak ve karşılığını da Allah’tan
bekleyerek ibadetle değerlendirirse geçmiş günahları bağışlanır. Kim de aynı
şekilde kadir gecesini Allah’a inanarak ve karşılığını da Allah’tan bekleyerek
değerlendirirse geçmiş günahları bağışlanmış olur.” (Tirmizî, Savm: 1; Dârimi, Savm:
54)
2179- Nadr b.
Şeyban (r.a)’dan rivâyete göre, Bir gün kendisi Ebu Seleme b. Abdurrahman’la
karşılaştı ve ona dedi ki: “Ramazan ayıyla ilgili duyduğun bir hadisi bana
haber verir misin?” O da dedi ki: “Abdurrahman b. Avf bana, Rasûlullah
(s.a.v)’den şöyle haber vermişti: Rasûlullah (s.a.v) Ramazan’dan bahsetti diğer
aylardan üstün ve değerli olduğunu söyledi ve şöyle devam etti: “Kim
Ramazan ayının gecelerini Allah’a inanarak ve karşılığını da Allah’tan
bekleyerek ibadetle değerlendirirse anasından doğduğu gün gibi günahlarından
temizlenir. Bir başka rivâyette gündüzünü oruçla gecesini de namazla geçirirse
diye geçmektedir.” (İbn Mâce, İkametü’s
Salat: 173)
2180- Nadr b.
Şeyban (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Seleme b. Abdurrahman’a şöyle
dedim: “Babandan işittiğin babanın da Rasûlullah (s.a.v)’den işittiği ve araya
başka bir kimsenin girmediği Ramazanla alakalı bir hadis aktarır mısın?” Peki
dedi ve şöyle anlattı: Babam, bana Rasûlullah (s.a.v)’in şöyle söylediğini
nakletmiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah Tebareke
ve Teâlâ Ramazan ayının orucunu size farz kıldı, bende size gecelerini namazla
geçirmenizi tavsiye ve teşvik ediyorum. Kim o ayda, “Allah’a inanarak ve
sevabını da Allah’tan bekleyerek orucunu tutar ve gecelerini de namazla
geçirirse, anasından doğduğu gün gibi günahlarından arınır.” (İbn Mâce, İkametü’s Salat: 173)
2181- Ali b. Ebi T
2182- Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle
demiştir: Aziz ve Celil olan Allah şöyle buyurur: “Oruç
benimdir yani benim rızam için tutulur. Ve onun mükafatını Ben veririm.
Oruçlunun iki sevinci vardır. Biri Rabbine kavuştuğu an diğeri de iftar ettiği
andır. Oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.” (İbn Mâce, Sıyam: 1; Müslim, Sıyam:
30)
2183- Ebu Said
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kutlu ve
yüce olan Allah şöyle buyuruyor: Oruç benim içindir yani, benim rızamı kazanmak
için tutulur. Ve onun mükafatını da fazlasıyla ben vereceğim, oruçlu kimsenin
iki sevinçli anı vardır. İftarını açtığında sevinir. Allah’a kavuştuğu andaki
mükafatı da yine sevinmektir. Canım kudret elinde olan Allah’a yemin olsun ki oruçlunun
ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha iyidir.” (İbn Mâce, Sıyam: 1; Müslim, Sıyam: 30)
2184- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Oruç
benim için tutulur. Dolayısıyla onun mükafatını da ben fazlasıyla vereceğim. Oruçlu,
iftar ettiğinde bir de Allah’a kavuştuğunda sevinir. Oruçlunun ağız kokusu
Allah katında misk kokusundan daha iyidir.” (İbn
Mâce, Sıyam: 1; Müslim, Sıyam: 30)
2185- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Adem
oğlunun işlediği hiçbir amel yoktur ki karşılığında on katından yedi yüz katına
kadar sevap yazılmış olmasın. Allah buyuruyor ki oruç bunun dışındadır. O benim
için tutulur. Bana aittir ve onun mükafatını ben vereceğim. Çünkü kulum benim
için şehevî arzularını bırakıyor, yemeyi içmeyi bırakıyor. Oruç oruçlu için
koruyucu bir kalkandır. Oruçlu için iki sevinç zamanı vardır. Biri iftar açtığı
anda diğeri de Rabbine kavuştuğu andadır. Oruçlunun ağız kokusu Allah katında
misk kokusundan daha hayırlıdır.” (İbn Mâce, Sıyam: 1; Müslim,
Sıyam: 30)
2186- Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, şöyle
demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Adem
oğlunun tüm amelleri kendisi içindir oruç hariç o benim için tutulur, onun mükafatını
da ben vereceğim. Oruç bir kalkandır. Biriniz oruçlu iken hanımına yaklaşmasın,
öfkelenmesin, bir kimse kendisine sataşır ve kavga etmek isterse, ben oruçluyum
desin. Canım kudret elinde olan Allah’a yemin olsun ki, oruçlunun ağız kokusu
Allah katında misk kokusundan daha hayırlıdır. Oruçlunun iki sevinç anı vardır,
biri iftar açtığında iftarıyla sevinir diğeri de Rabbine kavuştuğunda orucunun
mükafatı ile sevinir.” (İbn Mâce, Sıyam: 1; Müslim, Sıyam: 30)
2187- Ebu Hüreyre şöyle
diyor Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Allah şöyle buyurur: “Oruç
hariç, Adem oğlunun tüm amelleri kendisi içindir, o bana aittir ve onun
mükafatını da ben kat kat vereceğim, oruç bir kalkandır. Oruçlu iken hanımınıza
yaklaşmayın, öfkelenmeyin, bir kimse size sataşır ve kavga ederse, ben oruçlu
bir kimseyim deyin.” Rasûlullah (s.a.v) şöyle devam etti: “Canım
kudret elinde olan Allah’a andolsun ki oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk
kokusundan daha iyidir.” (İbn Mâce,
Sıyam: 1; Müslim, Sıyam: 30)
2188- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’den işittim şöyle diyordu: “Aziz ve
Celil olan Allah şöyle buyurur: “Adem oğlunun tüm amelleri kendisinindir ancak
oruç öğle değil, o Bana aittir. Ve onun mükafatını ben vereceğim.” Rasûlullah
(s.a.v) şöyle devam etti: Muhammed’in canı kudret elinde olan Allah’a yemin
olsun ki oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan daha iyidir.” (İbn Mâce, Sıyam: 1; Müslim, Sıyam: 30)
2189- Ebu
Hureyre’nin bildirdiğine göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Adem
oğlunun yaptığı her bir iyilik on katı ile mükafat görür ancak orucun
mükafatını Allah ben vereceğim buyuruyor.” (İbn
Mâce, Sıyam: 1; Müslim, Sıyam: 30)
43- ORUÇ DİĞER İBADETLERE BENZEMEZ
2190- Ebu Umâme
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’e geldim ve; bana
senden alıp tatbik edebileceğim bir kulluk modeli söyle dedim. O da şöyle
buyurdu: “Oruç tut,
zira oruç gibi sevabı çok olan bir amel yoktur.” (Müsned: 21122)
2191- Ebu Umâme el
Bahîlî (r.a)’nin bildirdiğine göre şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’e şöyle
dedim: “Ey
Allah’ın Rasûlü! bana öyle bir şey emret ki Allah onunla beni faydalandırsın o
da: “Oruca devam et çünkü oruç gibi sevaplı olan bir amel yoktur”
buyurdu. (Müsned: 21122)
2192- Ebu Umâme
(r.a) Rasûlullah (s.a.v)’e şöyle sormuştu: “Hangi
amel daha değerli ve kıymetlidir?” Rasûlullah (s.a.v)’de şöyle buyurdu: “Oruç
tutmaya devam et çünkü sevap yönünden onun bir dengi yoktur.” (Müsned: 21122)
2193- Ebu Umâme
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ey Allah’ın Rasûlü!” dedim. Bana bir
amel emret ki onu yapayım o da şöyle buyurdu: “Oruç
tutmaya bak çünkü sevap kazanmak yönünden onun bir dengi yoktur.” (Müsned: 21122)
2194- Muaz b. Cebel
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Oruç bir
kalkandır.” (Müslim, Sıyam: 30; Buhârî,
Savm: 2)
2195- Muaz b. Cebel
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Oruç bir
kalkandır.” (Müslim, Sıyam: 30; Buhârî,
Savm: 2)
2196- Muaz b. Cebel
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Oruç bir
kalkandır.” (Müslim, Sıyam: 30; Buhârî,
Savm: 2)
2197- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Oruç bir
kalkandır.” (Müslim, Sıyam: 30; Buhârî, Savm:
2)
2198- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Oruç bir
kalkandır.” (Müslim, Sıyam: 30; Buhârî,
Savm: 2)
2199- Amir b.
Sa’saa (r.a)’nın haber verdiğine göre, Osman b. ebil Âs, içilsin diye süt
getirmişti. Mutarrif’te ben oruçluyum dedi. Bunun üzerine Osman dedi ki:
Rasûlullah (s.a.v)’den işittim şöyle diyordu: “Oruç
sizden birinizin savaşın tehlikelerinden korunduğu bir kalkan gibidir.” (Müslim, Sıyam: 30; Buhârî, Savm: 2)
2200- Mutarrif
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Osman b. Ebil Âsın yanına gitmiştim,
biraz süt getirmişti de ben oruçluyum demiştim. O da şöyle dedi: Rasûlullah
(s.a.v)’den şöyle derken işittim: “Oruç;
savaşın tehlikelerinden sizi koruyan kalkan gibi sizi ateşten koruyan bir
kalkandır.” (Müslim, Sıyam: 30; Buhârî,
Savm: 2)
2201- Ebu Ubeyde
(r.a) şöyle diyor: Rasûlullah (s.a.v)’den işittim şöyle diyordu: “Dedi kodu
ile sevabını kaçırmaz ise oruç bir kalkandır.” (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
2202- Aişe
(r.a)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Oruç,
kişiyi ateşten koruyan bir kalkandır. Oruçlu olan bir kimse cahilce hareketler
yapmasın başka bir kimse oruçluya cahilce hareketler yapıp sataşırsa ona kötü
söylemesin, sövmesin ve ben oruçluyum desin. Muhammed’in canı kudret elinde
olan Allah’a yemin olsun ki oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan
daha iyidir.” (İbn Mâce, Sıyam: 1;
Müslim, Sıyam: 30)
2203- Aişe
(r.a)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Oruç
kişiyi ateşten koruyan bir kalkandır. Oruçlu olan bir kimse cahilce hareketler
yapmasın başka bir kimse oruçluya cahilce hareketler yapıp sataşırsa ona kötü
söylemesin, sövmesin ve ben oruçluyum desin. Muhammed’in canı kudret elinde
olan Allah’a yemin olsun ki oruçlunun ağız kokusu Allah katında misk kokusundan
daha iyidir.” (İbn Mâce, Sıyam: 1;
Müslim, Sıyam: 30)
2204- Sehl b. Sa’d (r.a) Peygamber
(s.a.v)’den şöyle nakletmiştir: “Oruçlular
için Cennette bir kapı vardır ki adı Reyyan’dır. Oruçlulardan başkası o kapıdan
giremez, oruç tutanların sonuncusu o kapıdan girince o kapı kapanır, o kapıdan
girenler bir şeyler içerler, bir daha asla susuzluk nedir bilmezler.” (Buhârî, Savm: 4; Tirmizî, Menakıb: 16)
2205- Sehl (r.a)
bize aktararak şöyle dedi: “Cennette
Reyyan denilen bir kapı vardır. Kıyamet günü, oruçlular nerede diye seslenilir
ve onlara Reyyan kapısından girmez misiniz buyurun denilir. O kapıdan girenler
asla susuzluk çekmezler, onlar o kapıdan girince kapı kapanır, o oruçlulardan
başka hiçbir kimse o kapıdan içeri giremez.” (Buhârî, Savm: 4; Tirmizî, Menakıb: 16)
2206- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim Allah
rızası için ikişer ikişer sadaka verirse Cennet kapılarında “Ey Allah’ın kulu
buraya gel, burada büyük hayır vardır” denilir. O kimse çok namaz kılan
kimselerden ise namaz kapısından çağrılır. Cihadı seven ve cihad yolunda biri
ise cihad kapısından çağrılır. Sadaka verenlerden ise sadaka kapısından
çağrılır. Oruç tutmayı sevenler çok oruç tutanlar ise Reyyan kapısından çağrılacaklardır.”
Ebu Bekir es Sıddîk: “Ey Allah’ın Rasûlü! Bir kimsenin bu kapıların
birinden çağrılması zaruri midir? Bir kişi bu kapıların hepsinden de
çağrılabilir mi?” Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Evet
çağrılabilir, senin böylece tüm kapılardan çağrılacağını ümid ederim.” (Tirmizî, Menakıb: 16; Buhârî, Savm: 4)
2207- Abdullah
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) ile beraber
çıkmıştık, biz genç idik evlenme imkanımız yoktu. Bize şöyle buyurdu: “Ey
gençler evlenmeniz gerekir. Zira evlilik gözü haramdan korur iffeti de korur.
Evlenmeye gücü yetmeyenler oruç tutsun çünkü oruç şehevî arzuları azaltır.” (Tirmizî, Menakıb: 16; Buhârî, Savm: 4)
2208- Alkame
(r.a)’den rivâyete göre, İbn Mes’ud; Arafat’ta, Osman ile karşılaştı, onunla
yalnız kalıp ona bir şeylerden bahsetti. Osman da İbn Mes’ud’a, dedi ki:
Sevdiğin bir genç kızla seni evlendireyim. Bunun üzerine Abdullah, Alkame’yi
çağırarak şu hadisi söyledi: Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Evlenmeye
gücü yetenleriniz evlensin çünkü evlilik gözü haramdan sakındırır. İffeti
korur. Evlenmeye gücü yetmeyenler ise oruç tutsun çünkü oruç şehevî arzuları
azaltır.” (Tirmizî, Menakıb: 16; Buhârî,
Savm: 4)
2209- Abdullah
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kimin
evlenmeye gücü yeterse mutlaka evlensin imkan bulamaz ise oruç tutsun çünkü
oruç şehevi arzuları azaltır.” (Tirmizî,
Menakıb: 16; Buhârî, Savm: 4)
2210- Abdurrahman b. Yezid
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Yanımızda Alkame, Esved ve birkaç kişi
olduğu halde Abdullah’ın yanına girdik. O bize bir hadis anlattı. Bu hadisi
sadece benim için anlattığını anladım, aralarında en genç olanı ben idim. Hadis
şöyle idi. Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Ey
gençler topluluğu, evlenmeye gücü yeteniniz mutlaka evlensin çünkü evlenmek
gözü haramdan sakındırır, iffeti korur.” (Tirmizî,
Menakıb: 16; Buhârî, Savm: 4)
2211- Alkame
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: İbn Mes’ud’la beraberdik. O da
Osman’ın yanında idi. Osman dedi ki: Rasûlullah (s.a.v) bir gurup gencin yanına
çıkmıştı ve şöyle buyurmuştu: “Evlenmeye
gücü yeteniniz mutlaka evlensin çünkü evlilik gözü haramdan sakındırır ve
iffeti korur. Kimin de evlenmeye gücü yetmezse, oruç onun için şehevi arzuları
azaltır.” (Müsned: 388)
44- ALLAH İÇİN BİR GÜN ORUÇ TUTAN KİMSENİN
SEVABI
2212- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim Allah
rızası için bir gün oruç tutarsa, Allah o bir günlük oruca karşılık o kimsenin
yüzünü yetmiş yıl ateşten uzaklaştırır.” (İbn
Mâce, Sıyam: 34; Müslim, Sıyam: 31)
2213- Ebu Said el
Hudrî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: “Kim Allah
yolunda onun rızasını kazanmak için bir gün oruç tutarsa, o tuttuğu bir gün
oruç sebebiyle Allah yetmiş yıl ateşle arasını uzak tutar.” (İbn Mâce, Sıyam: 34; Müslim, Sıyam: 31)
2214- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim
Allah’ın rızasını kazanma yolunda bir gün oruç tutarsa, Allah o kimseyi yetmiş
yıl ateşten uzak tutar.” (İbn Mâce,
Sıyam: 34; Müslim, Sıyam: 31)
2215- Ebu Said
(r.a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim
Allah’ın rızasını kazanma yolunda bir gün oruç tutarsa, Allah onun yüzünü
yetmiş yıl ateşten uzaklaştırır.” (İbn
Mâce, Sıyam: 34; Müslim, Sıyam: 31)
2216- Ebu Said
(r.a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v)’den şöyle işitmiştir: “Hiçbir
kul yoktur ki Allah o kulun tuttuğu bir günlük oruca bedel onun yüzünü yetmiş
yıl ateşten uzaklaştırmasın.” (İbn Mâce,
Sıyam: 34; Müslim, Sıyam: 31)
2217- Ebu Said el
Hudrî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: “Kim
Allah’ın rızasını kazanma yolunda bir gün oruç tutarsa, Allah’ta o kimseyi
yetmiş yıl ateşten uzaklaştırır.” (İbn
Mâce, Sıyam: 34; Müslim, Sıyam: 31)
2218- Ebu Said el
Hudrî (r.a) Rasûlullah (s.a.v)’den şöyle işitmiştir: “Kim
Allah’ın rızasını kazanmak için bir gün oruç tutarsa, Allah’ta o kimseyi yetmiş
yıl ateşten uzaklaştırır.” (İbn Mâce,
Sıyam: 34; Müslim, Sıyam: 31)
45- ALLAH RIZASI İÇİN TUTULAN ORUÇ KİŞİYİ
ATEŞTEN UZAKLAŞTIRIR MI?
2219- Ebu Said el
Hudrî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: “Bir kul
Allah’ın rızasını kazanma yolunda bir gün oruç tutarsa, Allah o kimsenin yüzünü
yetmiş yıl ateşten uzaklaştırır.” (İbn Mâce,
Sıyam: 34; Müslim, Sıyam: 31)
2220- Ebu Said el
Hudrî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurmuştur: “Kim Allah
rızasını kazanma yolunda bir gün oruç tutarsa, bu bir günlük orucu
karşıladığında Allah onun yüzünü yetmiş yıl ateşten uzak tutar.” (İbn Mâce, Sıyam: 34; Müslim, Sıyam: 31)
2221- Ebu Said el
Hudrî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: “Kim Allah
rızasını kazanma yolunda bir gün oruç tutarsa, bu oruç yüzünden Allah onun
yüzünü yetmiş yıl ateşten uzak tutar.” (İbn
Mâce, Sıyam: 34; Müslim, Sıyam: 31)
2222- Ukbe b. Âmir
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim
Allah’ın rızasını kazanma yolunda bir gün oruç tutarsa, Allah o kimseyi yüz
yıllık yoldan Cehennemden uzaklaştırır.” (Sadece
Nesâi rivâyet etmiştir.)
46- YOLCULUKTA ORUÇ TUTULUR MU?
2223- Ka’b b. Âsım
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’den işittim şöyle
diyordu: “Yolculukta
oruç tutmak iyi Müslüman olmak demek değildir.” (İbn Mâce, Sıyam: 11; Dârimi, Sıyam: 16)
2224- Said b.
Müseyyeb (r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: “Yolculukta
oruç tutmak iyi Müslüman olmak demek değildir.” (İbn Mâce, Sıyam: 11; Dârimi, Sıyam: 16)
47- YOLCULUKTA ORUÇ TUTMAK İBADET SAYILMAZ
2225- Câbir b.
Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) insanların bir adamın
başına toplandıklarını gördü ve ne olduğunu sordu. Oradakiler oruç onu halsiz
bırakmış dediler. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Yolculukta
oruç tutmak ibadet sayılmaz.” (İbn Mâce,
Sıyam: 11; Dârimi, Sıyam: 16)
2226- Câbir b.
Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) bir ağacın gölgesinde su
ile serinletilen bir adama rastladı ve: “Arkadaşınıza
ne oldu?” buyurdu. Oradakiler: “Oruçluydu”
dediler. Rasûlullah (s.a.v)’de: “Yolculukta
oruç tutmanız ibadetten değildir. Ruhsata sarılın; Allah’ın sizin için tanıdığı
bir kolaylık var onu kabul edip kullanın.” (İbn
Mâce, Sıyam: 11; Dârimi, Sıyam: 16)
48- YOLCULUKTA RUHSAT TERCİH EDİLİP ORUÇ
TUTULMAMALI?
2227- Câbir b.
Abdullah’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: ”Yolculukta
oruç tutmak iyi Müslüman olmak demek değildir. Allah’ın sizin için tanıdığı
kolaylık ruhsatını kabul edin ve yolculukta oruç tutmayın.” (İbn Mâce, Sıyam: 11; Dârimi, Sıyam: 16)
2228- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Yolculukta
oruç tutmak iyi Müslüman olmak demek değildir.” (İbn Mâce, Sıyam: 11; Dârimi, Sıyam: 16)
49- YOLCULUKTA ORUÇ TUTMAK ALLAH’A İSYAN
ETMEK MİDİR?
2229- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v), yolculuk süresince (oruç tuttuğu
için) gölgelendirilen bir adam gördü de: “Yolculukta
oruç tutmak iyi Müslüman olmak demek değildir” buyurdu. (İbn Mâce, Sıyam: 11; Dârimi, Sıyam: 16)
2230- Câbir (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), fetih yılı Ramazan ayında
Mekke’ye doğru yola çıktı. Kendisi de ashabı da oruçlu idiler. Kura’ül Gamim
denilen yere geldiklerinde, Rasûlullah (s.a.v)’e, oruç sebebiyle ashabının
zahmet çektikleri haberi ulaştı. İkindiden sonra bir bardak su istedi ve içti.
Müslümanlar, Rasûlullah (s.a.v)’e bakıyorlardı, bazıları oruçlarını bozdu
bazısı ise oruca devam ettiler. Bir kısım kimselerin oruçlu olduklarını
duyunca: “Onlar asi
oldular” buyurdu. (Müslim, Sıyam: 5;
Tirmizî, Savm: 18)
2231- Ebu Hüreyre
(r.a) rivâyete göre, şöyle demiştir: Merrüz Zahran denilen yerde Rasûlullah
(s.a.v)’e yemek getirildi. Rasûlullah (s.a.v), Ebu Bekir ve Ömer’e: “Gelin ve
yiyin” buyurdu. O ikisi de: “Biz oruçluyuz” dediler. Bunun üzerine
Rasûlullah (s.a.v): “Arkadaşlarınızın
yüküne yardım edin ve onlara yardımcı olun” buyurdu. (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
50- ALLAH YOLCULUKTA ORUCU VE NAMAZIN
YARISINI KALDIRMIŞTIR
2232- Amr b. Ümeyye
ed Damri (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir yolculuk dönüşünde
Rasûlullah (s.a.v)’in yanına geldim. Ey Ebu Ümeyye biraz bekle de yemek yiyelim
dedi. Ben oruçluyum dedim. Rasûlullah (s.a.v) gel yaklaş yolculuk hakkında
bilgi vereyim dedi ve şöyle buyurdu: “Allah
yolcudan oruç yükünü kaldırdı, namazı da yarıya indirdi.” (Dârimi, Savm: 17)
2233- Amr b. Ümeyye
ed Damrî (r.a) babasından aktararak şöyle diyor: Rasûlullah (s.a.v)’in yanına
geldim, Rasûlullah (s.a.v) bana dedi ki: “Biraz
bekle de yemek yiyelim.” Ben de: “Oruçluyum” dedim. Yine buyurdular ki: “Gel
yolculuk hakkında sana bilgi vereyim” dedi ve şöyle buyurdu: “Allah
yolcudan orucu kaldırdı, namazı da yarıya indirdi.” (Dârimi, Savm: 17)
2234- Yine Amr b.
Ümeyye ed Damrî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir sefer dönüşü
Rasûlullah (s.a.v)’in yanına gelmiştim, selâm verdim, gitmek için çıkarken
buyurdular ki: “Biraz
bekle birlikte yemek yiyelim.” Ben de: “Ey Allah’ın Peygamberi, ben
oruçluyum” dedim. Yine buyurdular ki: “Gel
yolculuk hakkında sana bilgi vereyim; Allah yolcudan orucu kaldırdı, namazı da
yarıya indirdi.” (Dârimi, Savm: 17)
2235- Ebu Umeyye ed
Damrî (r.a)’nin anlattığına göre, bir yolculuk dönüşünde Rasûlullah (s.a.v)’in
yanına gelmişti. Peygamber (s.a.v)’de: “Ey Ümeyye
biraz bekle de yemek yiyelim” demişti. Ben de: “Oruçluyum”
dedim. Yine buyurdu ki: “Yaklaş ta
sana yolculuk hükümlerinden haber vereyim: Allah yolcudan oruç yükünü kaldırdı.
Namazı da yarıya indirdi” buyurdu. (Dârimi, Savm: 17)
51- YOLCULUK SIKINTILARINDAN DOLAYI ALLAH
KOLAYLIKLAR SAĞLIYOR
2236- Ebu Umeyye ed
Damrî (r.a)’nin haber verdiğine göre, bir sefer dönüşü oruçlu iken Rasûlullah
(s.a.v)’in yanına gelmişti. Rasûlullah (s.a.v)’de ona: “Biraz
bekle de birlikte yemek yiyelim” demişti. O da oruçlu olduğunu
söyleyince, Rasûlullah (s.a.v): “Gel de
yolculuk hakkında sana bilgi vereyim demişti ve şöyle buyurdu: “Allah yolcudan
oruç yükünü kaldırdı namazı da yarıya indirdi.” (İbn Mâce, Sıyam: 12; Tirmizî, Sıyam: 21)
2237- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Allah
yolcudan namazın yarısını ve orucu kaldırdı. Hamile ve emziren kadından da
orucu kaldırdı.” (İbn Mâce, Sıyam: 12; Tirmizî,
Sıyam: 21)
2238- Eyyüb
(r.a)’tan rivâyete göre, Kuşeyr’den ihtiyar bir adam amcasından naklederek
şöyle diyor: Amcam, devesi üzerinde Rasûlullah (s.a.v)’in yanına varmış ve
Rasûlullah (s.a.v)’de o sırada yemek yemekteymiş. Rasûlullah (s.a.v): “Gel
yaklaş sen de ye” buyurmuş. Amcam da: “Ben oruçluyum” demiş. Bunun
üzerine Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuş: “Allah,
yolculuk yapandan namazın yarısını ve orucu kaldırmıştır. Hamile ve emziren
kadından da yine orucu kaldırmıştır.” (İbn
Mâce, Sıyam: 12; Tirmizî, Sıyam: 21)
2239- Enes b. M
2240- Ebu Kılabe
(r.a) bir adamdan rivâyet ederek şöyle diyor: Bir ihtiyacım için Rasûlullah
(s.a.v)’e geldim yemek yiyordu. Yemeğe beni buyur etti. Ben de oruçluyum dedim.
Yine buyurdu ki: “Gel de
oruç tutmaktan sana haber vereyim” dedi. Ve şöyle buyurdu: “Allah
yolcudan namazın yarısını ve orucu kaldırmıştır. Hamile ve çocuk emziren
kadınlara da oruç tutamıyorlarsa ruhsat vermiştir.” (İbn Mâce, Sıyam: 12; Tirmizî, Sıyam: 21)
2241- Belharişli
bir adam babasından naklederek şöyle diyor: Ben yolcu ve oruçlu idim. Peygamber
(s.a.v)’in yanına geldim. O yemek yiyordu. “Buyur
birlikte yiyelim” dedi. Ben de oruçluyum dedim. Bunun üzerine şöyle
buyurdu: “Gel
bilmiyor musun? Orucu, Allah’ın misafirden kaldırdığını?” Ben de: “Allah
yolcudan neyi kaldırmıştır” dedim. Şöyle buyurdu: “Orucun ve
namazın yarısını.” (Sadece Nesâi rivâyet
etmiştir.)
2242- Belharişli
bir adam babasından naklettiğine göre, şöyle demiştir: “Yolculuk yapıyorduk bu
arada Rasûlullah (s.a.v)’in yanına gelmiştik, O yemek yiyordu. Bize de: “Buyurun
yemek yiyelim” dedi. Ben de: “Oruçluyum” dedim. Bunun üzerine Peygamber
(s.a.v) şöyle buyurdu: “Oruçla
alakalı sana bir şeyler haber vereyim: “Allah yolcudan orucu kaldırmış, namazı
da yarıya indirmiştir.” (Sadece Nesâi
rivâyet etmiştir.)
2243- Abdullah b.
Şıhhîr (r.a) babasından naklederek şöyle diyor: Yolculuk yapıyordum Peygamber
(s.a.v)’in yanına uğradım, oruçlu idim. O da yemek yiyordu buyur etti. Ben de:
“Oruçluyum” dedim. Bunun üzerine şöyle buyurdu: “Allah’ın
yolcudan neyi kaldırdığını biliyor musun?” Ben de: “Allah yolcudan neyi
kaldırmış” dedim. O da: “Orucu ve
namazların yarısını” buyurdu. (Sadece
Nesâi rivâyet etmiştir.)
2244- Gaylan
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebu Kılabe ile beraber bir yolculuğa
çıkmıştım yemek hazırlandı, ben de oruçluyum dedim. Bunun üzerine şöyle dedi:
Rasûlullah (s.a.v) bir yolculuğa çıkmıştı, yemek hazırlandı ve bir adama: “Buyur
beraberce yiyelim” dedi. O kimse de: “Ben oruçluyum” dedi. Bunun üzerine
Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah
yolcudan namazın yarısını ve orucu kaldırmıştır yaklaş ve ye” buyurdu.
Ben de yaklaşıp yedim. (Sadece Nesâi rivâyet
etmiştir.)
52- YOLCULUKTA ORUÇ TUTMAYANLARIN MÜKAFATI
DAHA ÇOKTUR
2245- Enes b. M
53- YOLCULUKTA ORUÇ TUTAN ORUÇ TUTMAYAN
KİMSE GİBİ MİDİR?
2246- Abdurrahman
b. Avf (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Yolculukta
oruç tutan oruç tutmamış gibidir” denildi.
(İbn Mâce, Sıyam: 11)
2247- Abdurrahman
b. Avf (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Yolculukta
oruç tutan oruç tutmamış gibidir.” (İbn
Mâce, Sıyam: 11)
2248- Abdurrahman
b. Avf (r.a) babasından naklederek şöyle diyor: “Yolculukta
oruç tutan oruç tutmamış gibidir.” (İbn
Mâce, Sıyam: 11)
54- ORUÇLU YOLCULUĞA ÇIKINCA ORUCUNU
BOZABİLİR
2249- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) Ramazan ayında Mekke’nin fethi için
çıkmıştı. Kudayd denilen yere gelince bir bardak süt getirildi, onu içerek
orucunu bozdu. Ashabı da oruçlarını bozdular. (Müslim,
Sıyam: 15; Müsned: 2520)
2250- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) Mekke fethi için
Medine’den çıkarken oruçlu idi. Kudeyd denilen yere gelince orucunu bozdu ve
Mekke’ye oruçsuz geldi. (Müslim, Sıyam: 15; Müsned:
2520)
2251- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre: Rasûlullah (s.a.v) bir yolculukta oruç tutmuştu.
Kudeyd denilen yere gelince bir bardak süt istedi. Ondan içerek orucunu bozdu,
ashabı da O’na bakarak oruçlarını bozdular. (Müslim,
Sıyam: 15; Müsned: 2520)
55- YOLCULUKTA YOLCU ORUÇ TUTUP TUTMAMAKTA
SERBESTTİR
2252- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) Ramazan ayında
Mekke’nin fethi için çıktığında oruçlu idi. Usfan denilen yere geldiğinde, bir
bardak meşrubat getirtti ve içti. (Şu’be bu olay Ramazan da olmuştu diyor) İbn
Abbas ise, dileyen oruç tuttu dileyen tutmadı diyor. (Müslim, Sıyam: 15; Müsned: 2520)
2253- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) Ramazan ayında
(Mekke fethi için) yola çıkmıştı oruçlu idi. Usfan denilen yere gelince bir kap
meşrubat getirtti, güpe gündüz halkın gözü önünde içti ve orucunu bozdu. (Müslim, Sıyam: 15; Müsned: 2520)
2254- Avvam b.
Havşeb (r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Mücahid’e yolculukta oruç
tutmanın durumunu sormuştum, o da şöyle dedi: “Rasûlullah
(s.a.v) yolculukta bazen tutar bazen de iftar ederdi.” (Müslim, Sıyam: 15; Müsned: 2520)
2255- Mücahid
(r.a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) Ramazan ayında oruç tutar yolculuğa
çıkmış ise tutmazdı. (Müslim, Sıyam: 15; Müsned:
2520)
56- YOLCULUKTA ORUÇ TUTMAK VE TUTMAMAK
SERBESTTİR
2256- Hamza b. Amr
el Eslemî (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v)’e yolculukta oruç
tutmanın hükmünü sordu. Rasûlullah (s.a.v)’de: “Dilersen
tutarsın dilersen tutmazsın” buyurdu. (İbn
Mâce, Sıyam: 10)
2257- Hamza
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’e yolculukta oruç
tutmanın hükmünü sordum. Şöyle buyurdu: “Oruç
tutmak istersen oruç tut oruç tutmak istemezsen tutmayabilirsin.” (İbn Mâce, Sıyam: 10)
2258- Hamza b. Amr
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’e yolculukta oruç
tutmanın hükmünü sormuştum. O da şöyle buyurmuştu: “Oruç
tutmak istersen tutarsın oruç tutmak istemezsen tutmayabilirsin.” (İbn Mâce, Sıyam: 10; Müslim, Sıyam: 17)
2259- Hamza b. Amr
el Eslemî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ey Allah’ın Rasûlü! benim
yolculukta oruç tutmaya gücüm yeter” dedim. O da şöyle buyurdu: “İstersen
tut istersen tutma.” (İbn Mâce, Sıyam:
10; Müslim, Sıyam: 17)
2260- Hamza b. Amr
(r.a) Rasûlullah (s.a.v)’e yolculukta oruç tutmanın hükmünü sormuştu da
Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Tutmak
istersen tutarsın tutmak istemiyorsan tutmayabilirsin.” (İbn Mâce, Sıyam: 10; Müslim, Sıyam: 17)
2261- Hamza b. Amr
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) zamanında arka
arkaya oruç tutan biriydim. Bu yüzden Rasûlullah (s.a.v)’e sordum. “Yolculukta
da oruç tutabilir miyim?” O da şöyle buyurdu: “Dilersen
tut dilersen tutma.” (İbn Mâce, Sıyam:
10; Müslim, Sıyam: 17)
2262- Hamza
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ey Allah’ın Rasûlü! Ben devamlı oruç
tutabilen biriyim, yolculukta da aynı şekilde tutabilir miyim?” dedim. O da
şöyle buyurdu: “İstersen
tut istersen tutma.” (İbn Mâce, Sıyam:
10; Müslim, Sıyam: 17)
2263- Hamza b. Amr
(r.a)’dan rivâyete göre, bizzat kendisi Rasûlullah (s.a.v)’e sordu; kendisi
yolculuklarda oruç tutan biriydi. Rasûlullah (s.a.v): “İstersen
tut istersen tutma!” buyurdu. (İbn Mâce, Sıyam:
10; Müslim, Sıyam: 17)
57-YOLCULUKTA ORUÇ TUTULABİLİR VE
TUTULMAYABİLİR
2264- Hamza b. Amr
(r.a)’dan rivâyete göre, kendisi Rasûlullah (s.a.v)’e şöyle demiştir:
“Yolculukta oruç tutmaya gücüm yetiyor, acaba oruç tutarsam günaha girmiş olur
muyum?” Rasûlullah (s.a.v)’de şöyle buyurdu: “Yolculukta
oruç tutmamak Allah tarafından verilmiş bir ruhsattır. Kim bu ruhsatı
kullanırsa iyi bir iş yapmış olur, oruç tutmak isteyene de hiçbir günah
yoktur.” (İbn Mâce, Sıyam: 10; Müslim,
Sıyam: 17)
2265- Hamza b. Amr
el Eslemî (r.a) Rasûlullah (s.a.v)’e: “Yolculukta oruç tutabilir miyim?” diye
sordu. Rasûlullah (s.a.v)’de: “Dilersen
tut dilersen tutma” buyurdu. (İbn Mâce, Sıyam:
10; Müslim, Sıyam: 17)
2266- Hamza b. Amr (r.a) Rasûlullah (s.a.v)’e:
“Ben çok oruç tutan biriyim, bu sebeple yolculukta da oruç tutabilir miyim?”
diye sordu. Rasûlullah (s.a.v)’de şöyle buyurdu: “Dilersen
tutarsın dilersen tutmazsın.” (İbn Mâce, Sıyam:
10; Müslim, Sıyam: 17)
2267- Aişe
(r.anha)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Hamza, Rasûlullah (s.a.v)’e: “Ey
Allah’ın Rasûlü! Ben çok oruç tutan biriyim. Yolculukta oruç tutabilir miyim?”
diye sordu. Rasûlullah (s.a.v)’de: “Dilersen
tutarsın, dilersen tutmazsın” buyurdu. (İbn
Mâce, Sıyam: 10; Müslim, Sıyam: 17)
2268- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Hamza, Rasûlullah (s.a.v)’e:
“Yolculukta oruç tutuyorum ne dersiniz” diye sordu. Rasûlullah (s.a.v)’de: “Dilersen
tut dilersen tutma” buyurdular. (İbn
Mâce, Sıyam: 10; Müslim, Sıyam: 17)
2269- Yine Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, Hamza el Eslemî Rasûlullah (s.a.v)’e: Yolculukta
oruç tutmanın hükmünü sormuştu -Hamza kendisi çok oruç tutan biriydi-
Rasûlullah (s.a.v)’de: “Dilersen
tut dilersen tutma” buyurdular. (İbn
Mâce, Sıyam: 10; Müslim, Sıyam: 17)
58- YOLCULUKTA İSTEYEN ORUÇ TUTABİLİR
2270- Ebu Said
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Ramazanda yolculuk ederdik. Kimimiz
oruç tutar kimimiz tutmazdı. Tutan tutmayanı tutmayan da tutanı ayıplamazdı. (Müslim, Sıyam: 15; Tirmizî, Savm: 19)
2271- Ebu Said
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte
yolculuğa çıkardık. Bizden oruç tutanlar olduğu gibi oruç tutmayanlarda olurdu.
Oruç tutanlar tutmayanları tutmayanlar da tutanları ayıplamazdı. (İbn Mâce, Sıyam: 10; Müslim, Sıyam: 17)
2272- Câbir (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte yolculuğa
çıkardık. Bir kısmımız oruç tutar bir kısmımız tutmazdı. (İbn Mâce, Sıyam: 10; Müslim, Sıyam: 17)
2273- Ebu Said ve Câbir
b. Abdullah (r.anhüma)’dan rivâyete göre, şöyle demişlerdir: Rasûlullah (s.a.v)
ile birlikte yolculuğa çıkardık. Oruç tutan orucunu tutar, tutmayan da
tutmazdı. Böylece ne oruç tutan tutmayanı nede tutmayan tutanı ayıplardı. (İbn Mâce, Sıyam: 10; Müslim, Sıyam: 17)
59- YOLCULUKTA ORUCA BAŞLAYAN GEREKİRSE ORUCUNU
BOZABİLİR
2274- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) Mekke fethi yılı
Ramazanda oruçlu olarak yola çıktı. Kedîd denilen yere gelince orucunu bozdu. (Müslim, Sıyam: 15)
60- YOLCULUKTA ORUÇ TUTMADA SERBESTLİK
2275- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) oruçlu iken
yolculuğa çıktı. Ufsan denilen yere gelince bir kapla meşrubat istedi. İnsanlar
görecek şekilde gündüzleyin ondan içti ve böylece iftar etmiş oldu ve Mekke’ye
böylece girdi ve Mekke’yi Ramazan ayında fethetti. İbn Abbas diyor ki:
Rasûlullah (s.a.v) yolculukta oruç tuttu ve orucunu bozdu. Dileyen oruç tuttu
dileyen de tutmadı. (Müslim, Sıyam: 15; Müsned:
2520)
61- HAMİLE VE SÜT EMZİREN KADINLAR ORUÇ
TUTMAYABİLİR
2276- Enes b. M
62- BAKARA SÛRESİ 184. AYETİNİN TEFSİRİ
2277- Seleme b.
Ekva (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Sayılı
günlerde oruç… Ancak sizden kim hasta veya seyahatte olursa tutamadığı günler
sayısı kadar başka günlerde tutar. Oruç tutmaya gücü yetmeyenlere veya zorla
güç yetirip de orucu yiyenlerin üzerine fidye vermesi bir yükümlülüktür”
ayeti nazil olunca, bizden bazı kimseler oruçlarını bozup fidye veriyorlardı.
Daha sonra bir sonraki ayet nazil oldu ve bu uygulamayı değiştirdi. (Ebû Davud, Savm: 1; Müslim, Sıyam: 25)
2278- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, “Orucu
tutmaya gücü yetmeyenlere bir yoksul doyurman gereklidir” ayetindeki “Yutîkûnehü”
kelimesi oruç kendilerine zor gelen kimseler demektir. “Fidyetü
taamu miskîn” demek bir yoksulu
doyuracak fidye miktarıdır. “Femen tetavvea hayran” demek fakir ve yoksulu doyurma
konusunda fazladan gönlünden koparak iyilik ve ikramı artırırsa demektir. Bu
ayet neshedilmiş değildir. “Bu onun
için daha hayırlıdır” oruç tutması daha hayırlıdır demektir. Bu ayeti
kerimede sadece oruç tutmaya güç yetiremeyenlere ve şifa bulmayan hastalar için
ruhsat vardır. (Ebû Davud, Sayım: 1; Müslim,
Sıyam: 25)
63- HAYIZLI KADINLARDAN DA ORUÇ
KALDIRILMIŞTIR
2279- Muaze-tül
Adeviyye (r.anha)’dan rivâyete göre, kadının birisi Aişe’ye: “Hayızlı kadın
hayızdan temizlenince namazı kaza eder mi” diye sordu. Aişe (r.anha)’da: “Sen
harici denilen haruralı kimselerden misin?” Biz Rasûlullah (s.a.v) zamanında
hayız görüp temizlenince, Rasûlullah (s.a.v) orucu kaza etmemizi namazları ise
kaza etmemiz gerekmediğini bize emretti. (Ebû
Davud, Sıyam: 1; Müslim, Sıyam: 25)
2280- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Eğer hayızlı olmamdan dolayı
Ramazan orucundan tutamadığım oruç olursa (on bir ay sonra) Şaban gelince kaza
ederdim. (Tirmizî, Savm: 66; Müslim, Hayz: 15)
64- AŞURA ORUCU HAKKINDA RASÛLULLAH (S.A.V)
NE DEMİŞTİ?
2281- Muhammed b.
Sayfıy (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), aşura günü
şöyle buyurdu: “Aranızda
bu gün oruç tutmayan kimse var mı?” Oradakiler: “Oruç tutan da var
tutmayan da” dediler. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): “Gününüzün
geri kalan kısmını oruçlu olarak tamamlayınız. Etrafınızdaki yerlere de haber
gönderiniz, onlar da kalan günlerini oruçla tamamlasınlar” buyurdu. (İbn Mâce, Sıyam: 41; Müslim, Sıyam: 21)
65- GÜNÜN YARISINDA DA ORUÇ TUTULUR MU?
2282- Seleme
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) bir adama: “Aşura gününde
ilân et hiçbir şey yemeyen oruca niyet etsin, diğer kimseler de günün kalan
kısmını oruçla tamamlasın” buyurdu. (İbn
Mâce, Sıyam: 41; Müslim, Sıyam: 21)
66- YEMEK BULUNMADIĞINDA RASÛLULLAH (S.A.V)
NE YAPARDI?
2283- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir gün Rasûlullah (s.a.v) yanımıza
geldi ve: “Yanınızda
yiyecek bir şeyler var mı?” buyurdu. Ben de: “Hayır”
dedim. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): “Öyleyse
ben bugün oruçluyum” buyurdu. Rasûlullah (s.a.v) ondan sonra başka bir
gün bana tekrar uğradı, bana hays denilen bir yemek hediye edilmişti, ben de
onun bir kısmını Rasûlullah (s.a.v)’e ayırmıştım çünkü Rasûlullah (s.a.v) o
yemeği severdi. Aişe şöyle diyor: “Ey Allah’ın Rasûlü! Bana hays yemeği hediye
edilmişti ondan sana birazını saklamıştım” dedim. Rasûlullah (s.a.v): “Getir,
çünkü ben oruçlu olarak sabahladım” buyurdu. O yemekten yedi ve şöyle
buyurdu: “Nafile
oruç tutan kimse malından bir şeyler çıkaran adam gibidir, dilerse dilediği
kadar verir ve sevabını artırır dilerse vermez.” (Müslim, Sıyam: 32; Tirmizî, Savm: 35)
2284- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir defasında Rasûlullah (s.a.v)
evime geldi ve: “Yiyecek
bir şey var mı?” diye sordu. Ben de: “Hiçbir
şey yoktur” dedim. Bu sefer, “Öyleyse
ben oruçluyum” dedi. Aişe diyor ki: Rasûlullah (s.a.v) sonra bir daha
geldi, o arada bana hediye olarak hays yemeği getirilmişti. Rasûlullah
(s.a.v)’a onu getirdim, O da ondan yedi. Ben hayret ettim ve: “Ey Allah’ın
Rasûlü! Biraz önce geldiğinde oruçluyum dedin şimdi ise yiyorsun” dedim. Bunun
üzerine Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Evet Ey Âişe,
Ramazan ayı dışında oruç tutan kimsenin durumu –tuttuğu oruç Ramazan’ın
kazası değilse – aynen
malından sadaka olmak üzere bir miktar ayıran kimsenin durumu gibidir. İsterse
o ayırdığından hepsini verir isterse elinde tutar.” (Müslim, Sıyam: 32; Tirmizî, Savm: 35)
2285- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bazen gelir ve: “Yanınızda
yiyecek bir şey var mı?” diye sorardı. Biz de: “Hayır
yok” derdik. O da: “Öyle ise
ben oruçluyum” derdi. Bir gün gelmişti bana da hays yemeği hediye
edilmişti yine: “Yanında
yiyecek bir şeyler var mı?” buyurdu. Biz de: “Evet” dedik. Hays yemeği
hediye edilmişti. Bunun üzerine şöyle buyurdu: “Fakat ben
oruç tutmak için sabahlamıştım” dedi ve ondan yedi. (Müslim, Sıyam: 32; Tirmizî, Savm: 35)
2286- Mü’minlerin
annesi Aişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bir
gün bize geldi ve biz Ona şöyle dedik: “Bize hays yemeği hediye olarak
gönderilmiş Sana da ondan biraz ayırmıştık.” Rasûlullah (s.a.v): “Oruçluyum”
dedi. Ve onunla iftar ederek orucunu bozdu. (Müslim,
Sıyam: 32; Tirmizî, Savm: 35)
2287- Mü’minlerin
annesi Aişe (r.anha)’dan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) yanıma oruçlu olduğu
halde gelir ve: “Yanınızda
yiyecek bir şeyler var mı?” derdi. Biz de: “Hayır” deyince, “Öyleyse
ben oruçluyum” derdi. Ondan sonra tekrar geldiğinde biz kendisine dedik
ki: “Bize bir yemek hediye edildi.” Bunun üzerine: “Nedir o” dedi.
Ben de: “Hays yemeğidir” dedim. O da: “Oruçlu
idim” dedi ve ondan yedi. (Müslim, Sıyam:
32; Tirmizî, Savm: 35)
2288- Mü’minlerin
annesi Aişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Günlerden bir gün
Rasûlullah (s.a.v) yanıma gelmişti ve: “Yanınız
da yiyecek bir şeyler var mı?” demişti. Biz de: “Hayır” deyince: “Öyleyse
ben oruçluyum” dedi. (Müslim, Sıyam: 32;
Tirmizî, Savm: 35)
2289- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) bir gün kendisine geldi ve:
“Yanınızda yiyecek bir şeyler var mıdır?” dedi. Ben de: “Hayır
yoktur?” deyince: “Öyleyse
ben oruçluyum” dedi. Bir başka gün yine gelmişti. Aişe şöyle dedi: “Ey
Allah’ın Rasûlü! Bize hays yemeği hediye edilmişti Rasûlullah (s.a.v)’de onu
getirtti ve: “Ben
oruçlu olarak sabahlamıştım” diyerek ve ondan yedi. (Müslim, Sıyam: 32; Tirmizî, Savm: 35)
2290- Mü’minlerin annesi Aişe (r.anha)’dan
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bir gün geldi: “Yanında
yiyecek bir şeyler var mı?” dedi. Ben de: “Hayır yoktur” dedim. O zaman:
“Öyleyse
ben oruçluyum” dedi. Bir başka sefer tekrar geldi. Ben de: “Ey Allah’ın
Rasûlü! Bize hays yemeğinden hediye gelmişti” dedim. O da: “Öyleyse
orucu bozayım çünkü ben oruca niyetlenmiştim” buyurdu. (Müslim, Sıyam: 32; Tirmizî,
Savm: 35)
67- ORUCA NİYET NE ZAMAN EDİLMELİ
2291- Hafsa
(r.anha)’dan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim
fecirden önce geceleyin oruca niyet etmezse o kimsenin orucu yok sayılır.” (Tirmizî, Savm: 33; İbn Mâce, Sıyam: 26)
2292- Yine Hafsa
(r.anha)’dan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim fecir
vaktinden önce tutacağı oruca niyet etmezse o kimsenin orucu yok sayılır.” (Tirmizî, Savm: 33; İbn Mâce, Sıyam: 26)
2293- Hafsa
(r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim güneş
doğmadan önce oruca niyetlenmez ise onun orucu yok sayılır.” (Tirmizî, Savm: 33; İbn Mâce, Sıyam: 26)
2294- Hafsa
(r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Geceleyin
oruca niyet etmeyenin orucu yoktur.” (Tirmizî,
Savm: 33; İbn Mâce, Sıyam: 26)
2295- Hafsa
(r.anha) şöyle demiştir: “Kim
geceleyin oruca niyetlenmezse onun orucu yoktur.” (Tirmizî, Savm: 33; İbn Mâce, Sıyam: 26)
2296- Peygamber
(s.a.v)’in hanımı Hafsa (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Fecirden
önce oruca niyetlenmeyenin orucu yoktur.” (Tirmizî,
Savm: 33; İbn Mâce, Sıyam: 26)
2297- Hafsa
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Fecirden
önce oruca niyetlenmeyenin orucu yoktur.” (Tirmizî,
Savm: 33; İbn Mâce, Sıyam: 26)
2298- Yine Hafsa
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Fecirden
önce oruca niyet etmeyenin orucu yoktur.” (Tirmizî, Savm: 33; İbn Mâce,
Sıyam: 26)
2299- Yine Hafsa
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Fecirden
önce oruca niyet etmeyenin orucu yoktur.” (Tirmizî, Savm: 33; İbn Mâce, Sıyam: 26)
2300- Yine Hafsa
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Fecirden
önce oruca niyet etmeyenin orucu yoktur.” (Tirmizî, Savm: 33; İbn Mâce, Sıyam: 26)
2301- Aişe ve Hafsa
(ranhüma)’dan rivâyete göre, şöyle demişlerdir: “Fecirden
önce oruca niyet etmeyenlerin oruçları yoktur.” (Tirmizî, Savm: 33; İbn Mâce, Sıyam:
26)
2302- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Kişi
orucuna geceden niyet etmemişse oruç tutmasın.” (Tirmizî, Savm: 33; İbn Mâce,
Sıyam: 26)
2303- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Fecirden
önce oruca niyet etmeyenin orucu yoktur.” (Tirmizî, Savm: 33; İbn Mâce, Sıyam: 26)
68- DAVUD (A.S)’IN ORUCU VE NAMAZI NASILDI?
2304- Amr b. As
(r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah’a
oruçların en sevimlisi Davud (a.s)’ın orucudur o bir gün oruç tutar bir gün
iftar ederdi. Yine Allah yanında namazların en makbulü Davud’un namazıdır; O,
gecenin yarısına kadar uyur, gecenin üçte birinde namaz kılar ve altıda birinde
tekrar uyurdu.” (İbn Mâce, Sıyam: 31; Ebû
Davud, Savm: 67)
69- RASÛLULLAH (S.A.V)’İN ORUCU NASILDI?
2305- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) Eyyam’ı Biyz
denilen her ayın on üç, ön dört ve on beşinde yolculukta ve yolcu olmadığı
anlarda hep oruçlu olurdu. (Sadece Nesâi rivâyet
etmiştir.)
2306- Yine İbn
Abbas (r.a)’tan rivâyete göre: “Rasûlullah (s.a.v) öyle oruç tutardı ki, biz
hiç iftar etmeyecek ay boyu oruçlu olacak derdik. Bazen de o derece oruç
tutmazdı ki, biz bu ay oruç tutmayacak derdik.” (Ebû
Davud, Savm: 59; Müslim, Sıyam: 34)
2307- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v) oruç tutardı,
biz herhalde bu ay hiç iftar etmeyecek derdik. Bazı aylarda da hiç oruç
tutmazdı biz yine bu ayda hiç oruç tutmak istemiyor herhalde derdik.” (Ebû Davud, Savm: 59; Müslim, Sıyam: 34)
2308- Aişe (r.anha)’dan
rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v)’in bir gecede Kur’an’ı
baştan sona okuduğunu, ve bir gece sabaha kadar namaz kılıp ibadet ettiğini,
Ramazan dışında hiçbir ayın tamamını oruçla geçirdiğini bilmiyorum.” (Ebû Davud, Savm: 59; Müslim, Sıyam: 34)
2309- Abdullah b.
Şakik (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Aişe’ye: Rasûlullah (s.a.v)’in
nasıl oruç tuttuğunu sormuştum. O’da şöyle dedi: “Öyle oruç tutardı ki ay boyu
oruç tutacak derdik, bazen de hiç oruç tutmazdı bu ay hiç oruç tutmayacak
derdik. Rasûlullah (s.a.v), Medine’ye geldikten sonra Ramazan dışında hiçbir
ayı tümüyle oruç tutmuş değildir.” (Ebû Davud,
Savm: 59; Müslim, Sıyam: 34)
2310- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v)’in oruç tutmayı
en çok sevdiği ay Şaban ayı idi öyle ki; Şaban ayının çoğunu oruçla geçirip
Ramazan’a eklerdi.” (Ebû
Davud, Savm: 59; Müslim, Sıyam: 34)
2311- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v) bazı aylarda
öyle oruç tutardı ki bu ay hiç oruca ara vermeyecek derdik. Bazen de hiç oruç
tutmazdı bu ay hiç oruç tutmayacak derdik. Rasûlullah (s.a.v) Şaban ayından
başka bir ayda bu kadar çok oruç tutmazdı.” (Ebû
Davud, Savm: 59; Müslim, Sıyam: 34)
2312- Ümmü Seleme
(r.anha)’dan rivâyete göre, “Rasûlullah (s.a.v) Şaban ve Ramazan hariç iki ay
ardı ardına oruç tutmazdı.” (Tirmizî, Savm: 37;
Müslim, Sıyam: 34)
2313- Yine Ümmü
Seleme (r.anha)’dan rivâyete göre, “Rasûlullah (s.a.v), Şaban ayı dışında
senenin hiçbir ayında baştan sona oruç tutmazdı ve onu da Ramazan’a eklerdi.” (Tirmizî, Savm: 37; Müslim, Sıyam: 34)
2314- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v), Şaban ayındaki
kadar hiçbir ayda oruç tutmazdı. Şaban ayının çoğunu veya tamamını oruçla
geçirirdi.” (Tirmizî, Savm: 37; Müslim, Sıyam:
34)
2315- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v), Şaban ayının
az bir kısmı hariç çoğunu oruçla geçirirdi.” (Tirmizî,
Savm: 37; Müslim, Sıyam: 34)
2316- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v), Şaban ayının
tamamını oruçla geçirirdi.”
(Tirmizî, Savm: 37; Müslim, Sıyam: 34)
2317- Üsâme b. Zeyd
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’e: “Ey Allah’ın
Rasûlü! Hiçbir ayda Şaban ayı kadar oruç tuttuğunu görmedim” dedim. O da şöyle
buyurdu: “Bu ay Receb’le
Ramazan arasında insanların gafil bulundukları bir aydır. O ayda ameller
alemlerin Rabbi olan Allah’a arz olunur. Ben de amellerimin oruçlu olduğum
halde Allah’a arz olunmasını severim.” (Tirmizî,
Savm: 37; Müslim, Sıyam: 34)
2318- Üsâme b. Zeyd
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’e: “Ey Allah’ın
Rasûlü! Sen bazen hiç bırakmayacakmış gibi oruç tutuyor bazen de hiç
tutmayacakmış gibi orucu bırakıyorsun ama iki gün mutlaka tutuyorsun” dedim. “Onlar
hangileridir” diye sordu. Ben de: “Pazartesi ve Perşembe günleri” dedim.
Bu sefer şöyle buyurdu: “O iki gün
de ameller alemlerin Rabbine arz olunur. Ben de amellerimin oruçlu iken Allah’a
arz olunmasını isterim.” (Ebû Davud,
Savm: 60; İbn Mâce, Sıyam: 42)
2319- Üsâme b. Zeyd
(r.a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) oruç tutmayı o kadar uzatırdı ki
hiç iftar etmeyecek sanırdık. Bazan da hiç oruç tutmazdı ay boyu tutmayacak
sanırdık. (Ebû Davud, Savm: 59; Müslim, Sıyam:
34)
2320- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v) Pazartesi ve
Perşembe günü oruç tutmayı sever ve o günleri dört gözle beklerdi.” (İbn Mâce, Sıyam: 42; Tirmizî, Savm: 44)
2321- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v) Pazartesi ve
Perşembe günü oruç tutmayı sever ve o günleri dört gözle beklerdi.” (İbn Mâce, Sıyam: 42; Tirmizî, Savm: 44)
2322- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v) Pazartesi ve
Perşembe günü oruç tutmayı sever ve o günleri dört gözle beklerdi.” (İbn Mâce, Sıyam: 42; Tirmizî, Savm: 44)
2323- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v), Pazartesi ve
Perşembe günü oruç tutmayı sever ve o günleri dört gözle beklerdi.” (İbn Mâce, Sıyam: 42; Tirmizî, Savm: 44)
2324- Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v) pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutardı.” (İbn Mâce, Sıyam: 42; Tirmizî, Savm: 44)
2325- Ümmü Seleme
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v), her aydan üç
gün oruç tutardı, haftanın birinde pazartesi ve perşembeyi oruçla geçirir diğer
hafta ise pazartesi günü oruç tutardı. (Ebû
Davud, Savm: 69; İbn Mâce, Sıyam: 42)
2326- Hafsa
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v) Her ayın ilk
haftasının pazartesi ve perşembe günlerini ikinci haftanın da sadece pazartesi
gününü oruçla geçirirdi.” (Ebû Davud, Savm: 69;
İbn Mâce, Sıyam: 42)
2327- Hafsa
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v) yatağına
yattığında sağ avucunu yanağının altına koyardı ve pazartesiyle Perşembeleri
oruç tutardı.” (Ebû Davud, Savm: 69; İbn Mâce,
Sıyam: 42)
2328- Abdullah b.
Mesud (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v), her ayın
13,14,15. günleri oruç tutardı. Bazen de Cuma günleri oruç tutmazdı.” (Tirmizî, Savm: 54; Ebû Davud, Savm: 68)
2329- Ebu Hüreyre
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v) bana; iki rekat
kuşluk namazı kılmamı, uyumadan önce vitir namazını kılmamı ve her aydan üç gün
oruç tutmamı emir buyurdu.” (Tirmizî, Savm: 54;
Ebû Davud, Savm: 68)
2330- Ubeydullah (r.a),
İbn Abbas’tan şöyle işitmiştir. İbn Abbas’a Aşura orucu sorulmuş o da şöyle
cevap vermişti: “Rasûlullah (s.a.v)’in diğer günler içersinde Aşûra gününü
aylar içersinde de Ramazan ayını oruçla geçirdiğini biliyorum.” (Buhârî, Savm: 68; Müslim, Sıyam: 20)
2331- Humeyd b.
Abdurrahman b. Avf (r.a) şöyle demiştir: Aşûra günü Muaviye’nin minber de şöyle
hitap ettiğini işittim: “Ey Medineliler! Alimleriniz nerede… Ben Rasûlullah
(s.a.v)’den işittim aşura günü için şöyle diyordu: “Ben bu
gün oruçluyum dileyen bu günde oruç tutsun.” (Buhârî, Savm: 68; Müslim, Sıyam: 20)
2332- Huneyde b. H
70- DEVAMLI ORUÇ TUTAN HİÇ ORUÇ TUTMAMIŞ GİBİDİR
2333- Abdullah b.
Ömer (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Devamlı
oruç tutan hiç oruç tutmamış gibidir.” (İbn
Mâce, Sıyam: 28; Müslim, Sıyam: 36)
2334- Yine Abdullah
b. Ömer (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: “Devamlı
oruç tutan ne oruç tutmuş ne de tutmamış sayılır.” (İbn Mâce, Sıyam: 28; Müslim, Sıyam: 36)
2335- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle diyor: Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Devamlı
oruç tutan kimse oruç tutmuş sayılmaz.” (İbn
Mâce, Sıyam: 28; Müslim, Sıyam: 36)
2336- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle diyor: Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Devamlı
oruç tutan kimse oruç tutmuş sayılmaz.” (İbn
Mâce, Sıyam: 28; Müslim, Sıyam: 36)
2337- Abdullah b.
Amr b. As (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: “Yıl boyu
oruç tutan ne oruç tutmuş ne de iftar etmiş sayılır.” (Müslim, Sıyam: 36; Tirmizî, Savm: 56)
2338- Imran
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’e; “Ey Allah’ın
Rasûlü! Falan kimse devamlı oruç tutuyor denildi de Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: “O ne oruç
tutmuş ne de tutmamış gibidir.” (İbn
Mâce, Sıyam: 28; Müslim, Sıyam: 36)
2339- Mutarrıf b.
Abdullah b. Şıhhîr (r.a) babasından naklediyor: Rasûlullah (s.a.v)’e yıl boyu
oruç tutan birisinden bahsedilmişti de, şöyle buyurmuştu: “O ne oruç
tutmuş sayılır ne de iftar etmiş sayılır.” (İbn
Mâce, Sıyam: 28; Müslim, Sıyam: 36)
2340- Yine Mutarrıf
b. Abdullah b. Şıhhîr (r.a), babasından naklederek, Rasûlullah (s.a.v)’in yıl
orucu tutan hakkında şöyle söylediğini bize bildirmiştir: “O kimse
ne oruç tutmuş ne de iftar etmiş sayılır.” (İbn
Mâce, Sıyam: 28; Müslim, Sıyam: 36)
71- YIL BOYU DEVAMLI ORUÇ TUTULUR MU?
2341- Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) ile beraber
gidiyorduk. Bir adama rastladık, oradakiler: Ey Allah’ın Peygamberi! Bu adam şu
şu günden beri iftar etmez hep oruçludur dediler. Bunun üzerine Rasûlullah
(s.a.v) şöyle buyurdu: “O ne oruç
tutmuş ne de iftar etmiş sayılır.” (İbn
Mâce, Sıyam: 28; Müslim, Sıyam: 36)
2342- Ebu Katade
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v)’e ne kadar oruç tuttuğu soruldu.
Rasûlullah (s.a.v) bu soruya kızdı. Bunun üzerine Ömer b. Hattab: “Rab olarak
Allah’ı din olarak İslâm’ı, Peygamber olarak ta Muhammed (s.a.v)’i seçip kabul
ettik” dedi. Bu sefer yıl boyu oruç tutmanın durumu soruldu “Oruç
tutmamış iftar etmemiş sayılır” veya, “Ne oruç
tutmuş ne de iftar etmiştir” buyurdu. (İbn
Mâce, Sıyam: 28; Müslim, Sıyam: 36)
2343- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, Hamza b. Amr el Eslemî, Rasûlullah (s.a.v)’e sordu:
“Ey Allah’ın Rasûlü! ben oruca dayanabilen biriyim, yolculukta da oruç
tutabilir miyim?” Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Dilersen
tut dilersen tutma.” (İbn Mâce, Sıyam: 10;
Müslim, Sıyam: 17)
73- EN UYGUN ORUÇ, HER AYDAN ÜÇ GÜN ORUÇ
TUTMAKTIR
2344- Amr b.
Şurahbil (r.a) Rasûlullah (s.a.v)’in bir sahabesinden naklediyor ve şöyle
diyor: Peygamber (s.a.v)’e yıl orucu tutan birisinden soruldu da şöyle buyurdu:
“Yıl
boyu bir şey yememiş gibi sayılır.” Yılın üçte birini oruçla geçiren
kimsenin durumu soruldu. “O da
çoktur” buyurdular. “Yarısını oruçla geçirmeye ne dersin?” denildi. “O da
çoktur” buyurdu ve ekledi: “Bakın,
gönlünüze en hoş gelebilecek bir oruç modelini haber vereyim mi? Her aydan üç
gün oruç tutmaktır.” (Müslim, Sıyam: 17;
İbn Mâce, Sıyam: 10)
2345- Amr b.
Şurahbil (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir adam Rasûlullah (s.a.v)’e
gelerek: “Ey Allah’ın Rasûlü! Ömür boyu oruç tutan bir kimse hakkında ne
dersin?” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Ömür boyu
hiçbir şey yemeden (ölüp gitmesini) arzu
ederim.” O adam: “Ya üçte birini oruçlu geçirmeye ne dersin?” deyince: “O da
çoktur” buyurdu. Adam: “Yarısını oruçla geçirmek” deyince, Rasûlullah (s.a.v):
“O
da çoktur” buyurdu ve ekledi: “Dikkat
edin gönlünüze en hoş gelecek bir oruç şeklini size haber vereyim mi?”
Oradakiler: “Evet söyle” dediler. Bunun üzerine: “Her aydan
üç gün oruç tutmaktır” buyurdu. (Müslim,
Sıyam: 17; İbn Mâce, Sıyam: 10)
2346- Ebu Katade
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ömer dedi ki: “Ey Allah’ın Rasûlü! Tüm
ömrünü oruçla geçiren kimse hakkında ne dersin?” Rasûlullah (s.a.v): “Ne oruç
tutmuş ne tutmamıştır” buyurdu. Ömer: “İki gün oruç tutup bir gün
tutmayan hakkında ne dersin” deyince, Rasûlullah (s.a.v): “Buna
kimin gücü yeter” buyurdu. Ömer: “Bir gün oruç tutup bir gün tutmayan”
kimsenin durumunu sorunca; Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bu Davud
Peygamberin orucudur.” Ömer: “Bir gün oruç tutup iki gün iftar etmeyi”
sorunca, şöyle buyurdu: “Buna güç
yetirebileceğini ümid ederim.” Sonra da: “Her ay üç
gün ve senede bir ay Ramazan orucu işte bütün ömrü oruçla geçirmiş gibi tutulan
oruç” buyurdular. (Müslim, Sıyam: 17; İbn
Mâce, Sıyam: 10)
74- BİR GÜN ORUÇ BİR GÜN İFTAR ETMEK
2347- Abdullah b.
Amr (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Oruçların
en değerli ve kıymetli olanı Davud (r.a)’ın orucudur. O bir gün oruç tutar bir
gün iftar ederdi.” (Ebû Davud, Savm: 67;
Buhârî, Savm: 57)
2348- Mücahid
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Abdullah b. Amr bana şöyle anlattı:
Babam beni asil bir kadınla evlendirmişti. Babam o kadına benden sorunca, o
kadın: “Ne güzel bir kimsedir, evlendiğimizden bu yana ne yatağıma geldi ne de
gizli yerlerimi araştırdı demiş. Bunun üzerine babam durumu Peygamber (s.a.v)’e
anlatmış, Peygamber (s.a.v)’de: “Onu bana
getiriniz” buyurmuş. Babamla birlikte Rasûlullah (s.a.v)’in yanına
gittim. Rasûlullah (s.a.v): “Orucu
nasıl tutuyorsun” diye sordu. Ben de: “Her
gün”
dedim. “Haftada
üç gün tut” buyurdu. Ben: “Bundan daha fazla tutabilirim” dedim. “İki gün
tut bir gün tutma” dedi. Ben, yine: “Bundan daha fazla tutmaya gücüm
yeter” dedim. O zaman Rasûlullah (s.a.v): “Oruçların
en değerlisi Davud’un orucudur, dolayısıyla sende onun gibi bir gün oruç tut
bir gün iftar et” buyurdu. (Hadis buradakinden uzuncadır buraya sadece
oruç bölümü için bu kadarı alınmıştır.) (Ebû
Davud, Savm: 67; Buhârî, Savm: 57)
2349- Yine,
Abdullah b. Amr (r.a) anlatıyor: Babam beni bir kadınla evlendirmişti. Onu
ziyarete gelip, kocan nasıl iyi mi? diye sormuş. O da: “Çok iyi bir insan gece
uyumayıp ibadetle meşgul oluyor gündüzleri de devamlı oruç tutuyor” demiş.
Bunun üzerine babam, beni azarladı ve: “Müslüman bir kadınla evlendirdim sende
onu terk edip ondan yüz çeviriyorsun” dedi. Güç ve kuvvetime güvendiğim için
babamın sözüne kulak asmadım. Fakat bu olay Rasûlullah (s.a.v)’e ulaşınca;
Rasûlullah (s.a.v) bana: “Fakat ben
hem uyuyor hem de ibadet ediyorum, oruçta tutuyorum iftar ettiğim de oluyor
sende kalk namaz kıl uyu, oruç tut, iftar da et. Her aydan üç gün oruç tut” buyurdu.
Ben: “Daha
fazlasına gücüm yeter” dedim. Rasûlullah (s.a.v): “Öyle ise,
Davud (r.a)’ın orucunu tut; yani bir gün oruç tut bir gün iftar et”
buyurdu. Ben: “Daha fazlasını yapabilirim” dedim. “Her ay
Kur’an’ı bir sefer hatmeyle” buyurdu. Sonra on beş güne düşürdü. Ben de
daha kısa sürede hatmedebilirim diyordum… (Buhârî,
Savm: 57; Müslim, Sıyam: 35)
2350- Ebu Seleme
(r.a)’den rivâyete göre, Abdullah b. Amr şöyle anlattı: Rasûlullah (s.a.v)
odama girerek: “Senin
gece boyu ibadet ettiğini ve gündüzleri de oruç tuttuğunu haber almadım mı
sanıyorsun!” Ben de: “Evet haber almışsınızdır” dedim. Bunun üzerine
şöyle buyurdu: “Böyle
yapma uyu ve gece namazı kıl, gündüzleri bazen oruç tut bazen de tutma çünkü
gözlerinin sende hakkı var, vücudunun sende hakkı var, hanımının sende hakkı
var, misafirinin sende hakkı var, arkadaşının senin üzerinde hakkı vardır.
Allah ömrünü uzun etsin (veya ömrün uzun olabilir) her aydan
üç gün oruç tutman yeterlidir. Böylece bir seneyi oruçla geçirmiş gibi olursun.
Çünkü Allah, iyiliklere on kat mükafat verir.” Ben: “Sağlam güçlü ve
dayanıklıyım” dedim, Israrlı davrandım yüküm ağırlaştı. Bunun üzerine
Rasûlullah (s.a.v): “Haftada
üç gün oruç tut” buyurdu. Ben ise: “Daha fazlasına gücüm yeter” dedim ve
bu fikrimde ısrar ettim; yine yüküm ağırlaştı. Rasûlullah (s.a.v): “Allah’ın
Peygamberi Davud (a.s) gibi oruç tut” buyurdu. Ben: “Davud (a.s)’ın
orucu nasıldır?” dedim. O da: “Senenin
yarısıdır” buyurdu. (Buhârî, Savm: 57;
Müslim, Sıyam: 35)
2351- Said b.
Müseyyeb ve Ebu Seleme b. Abdurrahman (r.anhüma)’ın haber verdiğine göre,
Abdullah b. Amr b. As şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’e benim: “Yaşadığım
sürece geceleri ibadetle gündüzü de oruçla geçireceğim” sözüm aktarılınca;
Rasûlullah (s.a.v): “Bu sözü
söyleyen sen misin?” buyurdu. Ben de: “Evet ben söyledim” dedim. Bunun
üzerine Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Sen buna
güç yetiremezsin, oruçta tut iftar da et, uyu ve kalk namaz da kıl, her aydan
üç gün oruç tut çünkü iyiliklere on katıyla mükafat verilir. Böylece bir yıl
oruçlu geçirmiş gibi sevap kazanırsın.” Ben: “Daha fazlasına gücüm
yeter” dedim. Rasûlullah (s.a.v): “Öyleyse
bir gün oruç tut iki gün tutma” buyurdular. Ben yine: “Bundan daha
fazlasına güç yetirebilirim” deyince; Rasûlullah (s.a.v): “Öyleyse
bir gün oruç tut bir gün tutma, bu Davud (a.s)’ın orucudur ve oruçların en
faziletlisi de budur” buyurdu. Ben yine: “Bundan daha fazlasını
yapabilirim” deyince, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bundan
daha değerli ve kıymetli oruç yoktur.” Abdullah b. Amr diyor ki:
“Rasûlullah (s.a.v)’in söylediği ayda üç gün orucu tutmuş olsaydım benim için
malımdan ve ailemden daha hayırlı olacaktı.” (Buhârî,
Savm: 57; Müslim, Sıyam: 35)
2352- Ebu Seleme b.
Abdurrahman (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Abdullah b. Amr’ın yanına
vardım ve: “Ey Amcacığım! Rasûlullah (s.a.v)’in sana anlattığını bana da anlat”
dedim. O da şöyle dedi: “Yeğenim ben güç bir iş yapmaya karar vermiştim ve
şöyle demiştim: “Ömür boyu oruç tutacağım, gece gündüz Kur’an okuyacağım.”
Rasûlullah (s.a.v) bunu duyunca yanıma geldi ve evime girdi şöyle buyurdu: “Sen
misin? Yıl boyu oruç tutacağım, gece gündüz Kur’an okuyacağım diyen.” Ben
de: “Ey Allah’ın Rasûlü! Evet ben söyledim” dedim. Bunun üzerine şöyle buyurdu:
“Böyle
yapma, bir ayda üç gün oruç tut yeter.” Ben: “Bundan fazlasına güç
yetirebilirim” dedim. O da: “Haftada
iki gün; pazartesi ve perşembe günleri oruç tut” buyurdu. Ben: “Bundan
daha fazlasına da güç yetirebilirim deyince: “Öyleyse Davud
(a.s)’ın orucu gibi oruç tut; çünkü oruçların en değerlisi odur, bir gün oruç
tutar bir gün tutmazdı, söz verdiğinde sözünden caymazdı, düşmanla
karşılaştığında ise kaçmazdı.” (Buhârî,
Savm: 57; Müslim, Sıyam: 35)
75- DEĞİŞİK NAFİLE ORUÇ ÇEŞİTLERİ
2353- Abdullah b.
Amr (r.a)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) kendisine şöyle buyurdu: “Bir gün
oruç tut geri kalan günleri ecrini de alırsın.” Ben yine: “Benim bundan
daha fazlasına gücüm yeter” deyince; Rasûlullah (s.a.v): “O halde
iki gün oruç tut geri kalan günlerin ecrini alırsın” buyurdu. Abdullah:
“Ben bundan fazlasına da güç yetirebilirim” deyince; Rasûlullah (s.a.v): “Üç gün
oruç tut geri kalan günlerin ecrini alırsın” buyurdu. Ben yine: “Bundan
fazlasına da güç yetirebilirim” deyince, “Dört gün
oruç tut diğer günlerin ecrini de alırsın” buyurdu. Ben:
“Bundan daha fazlasına güç yetirebilirim” deyince, şöyle buyurdu: “Öyleyse
Allah katında oruçların en değerlisi olan Davud (a.s)’ın orucunu tut; çünkü O
bir gün oruç tutardı bir gün de tutmazdı.” (Buhârî,
Savm: 57; Müslim, Sıyam: 35)
2354- Abdullah b.
Amr (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v)’e tuttuğum
oruçtan bahsettim o da şöyle buyurdu: “Her on
günde bir oruç tut kalan dokuz günün de ecrini alırsın.” Ben: “Daha
fazlasına güç yetirebilirim” deyince, “O halde
her dokuz günde bir gün oruç tut kalan sekiz günün ecrini alırsın” buyurdu.
Ben: “Bundan daha fazlasına da güç yetirebilirim” deyince, “Sekiz
günde bir gün oruç tut diğer yedi günün ecrini alırsın” buyurdu. Ben:
“Bundan fazlasına da güç yetirebilirim” deyince, “Bir gün
tut bir gün tutma” deyinceye kadar bu konuşmamız böylece devam etti. (Buhârî, Savm: 57; Müslim, Sıyam: 35)
2355- Şuayb b.
Abdullah b. Amr (r.a), babasından naklediyor ve şöyle diyor: Rasûlullah (s.a.v)
bana şöyle buyurdu: “Bir gün
oruç tut on gün oruç tutmuş gibi sevap alırsın.” Ben: “Artır” deyince, “İki gün
oruç tut dokuz günün ecrini alırsın.” Ben, tekrar: “Artır” deyince, “Üç gün
oruç tut sekiz günlük sevap alırsın” dedi. Ravi Sabit diyor ki: “Bu durumu
Mutarrife aktardım şöyle dedi: Görüyorum ki amel arttıkça sevap noksanlaşıyor.”
(Buhârî, Savm: 57; Müslim, Sıyam: 35)
76- DAVUD (A.S)’IN ORUCU NASILDI?
2356- Abdullah b.
Amr (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Senin
geceleri ibadet ettiğin, gündüzleri de hep oruç tuttuğun bana bildirildi doğru
mu?” Ben de: “Ey Allah’ın Rasûlü! Bunu sadece sevap kazanmak maksadıyla
yapıyorum” dedim. Rasûlullah (s.a.v)’de: “Devamlı
oruç tutan oruç tutmamış gibidir. Fakat sana ömür boyu ecir kazandıracak bir
oruç modeli haber vereyim mi? “Her aydan üç gün oruç tutarsın.” Ben:
“Bundan fazlasına güç yetirebilirim” dedim. “Öyleyse
her aydan beş gün oruç tut” buyurdular. “Benim bundan daha fazlasına
gücüm yeter” deyince: “Öyleyse
her aydan on gün tutarsın” buyurdular. “Bundan daha fazlasına da gücüm
yeter” deyince, “Davud
(a.s)’ın orucundan tut, O bir gün oruç tutar bir gün iftar ederdi” buyurdular.
(Buhârî, Savm: 57; Müslim, Sıyam: 35)
2357- Abdullah b.
Amr (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), bana: “Ey
Abdullah! Sen devamlı oruç tutuyor geceleri de hep ibadetle geçiriyormuşsun?
Böyle yaparsan gözlerin çöker ve yıpranırsın. Devamlı oruç tutanın orucu
yoktur. Her aydan üç gün oruç tutarsan işte yıl boyu oruç tutmuş ecrini
alırsın” buyurdu. Ben: “Bundan
fazlasına güç yetirebilirim” deyince, “Öyleyse Davud
(a.s)’ın orucu gibi oruç tutarsın çünkü O bir gün oruç tutar, bir gün tutmazdı.
Savaşta düşmanla karşılaşırsa da dönüp kaçmazdı” buyurdular. (Buhârî, Savm: 57; Müslim, Sıyam: 35)
2358- Abdullah b.
Amr (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v); “Bana,
Kur’an’ı bir ayda baştan sona oku” buyurdu. Ben: “Bundan fazlasına güç
yetirebilirim” diyerek günleri azaltmasını istedim durdum. O da: “Beş günde
bir hatmet” buyurdu ve şöyle devam etti: “Her aydan
üç gün oruç tut” Ben: “Daha fazlasını yapabilirim” diyerek bu işte
ısrarlı davrandım. Sonunda Rasûlullah (s.a.v): “Allah
katında oruçların en değerlisi olan Davud (a.s)’ın orucunu tut. O bir gün oruç
tutar bir gün tutmazdı” buyurdu. (Buhârî,
Savm: 57; Müslim, Sıyam: 35)
2359- Abdullah b.
Amr As (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’e, benim
devamlı oruç tuttuğum ve gece boyu namaz kıldığım haberi ulaşınca beni
çağırttı. Ben yanına gelince, şöyle buyurdu: “Senin
devamlı oruç tutup hiç bırakmadığın ve gece boyu ibadet ettiğin haberi Bana
ulaşmadı mı sanıyorsun? Böyle yapma çünkü gözünün sende hakkı vardır. Vücudunun
senin üzerinde hakkı vardır. Ailenin senin üzerinde hakkı vardır. Oruçta tut bazen
da tutma geceleri namazda kıl ve uyu. On gün de bir oruç tut diğer dokuz günün
sevabını da alırsın.” Ben: “Bundan fazlasına güç yetirebilirim” deyince,
“Öyleyse
Davud (a.s)’ın orucunu tut buyurdu.” Ben: “Davud (a.s)’ın orucu
nasıldır?” diye sorunca şöyle buyurdu: “Bir gün
oruç tutar bir gün tutmazdı. Düşmanla karşılaştığında da dönüp kaçmazdı.” (Buhârî, Savm: 57; Müslim, Sıyam: 35)
77- SENENİN YARISINI ORUÇLA GEÇİRMEK
2360- Ebu’l Melih
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Babam Zeyd ile beraber Abdullah b.
Amr’ın yanına vardık, bize şöyle anlattı: Rasûlullah (s.a.v)’e benim tuttuğum
oruç anlatılmış, bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) yanıma geldi. Ona hurma
lifinden doldurulmuş deriden bir minder serdim. Mindere oturmadı yere oturdu,
minder ikimizin arasında kaldı. ”Her aydan
üç gün oruç tutman yetmez mi?” diye sordu. Ben de: “Ey Allah’ın Rasûlü!
biraz artır” dedim. “Her aydan
beş gün tut” dedi. Ben yine artır deyince, “Her aydan
yedi gün tut” buyurdu. Ben yine: “Artır” deyince, “Her aydan
dokuz gün tut” buyurdu. Ben yine artırmasını isteyince, “On bir
gün tutmamı emretti. Ben yine ısrar edince Davud (a.s)’ın orucundan başka üstün
oruç olamaz ki, O bir yılın yarısı kadardır, bir gün oruç tutup bir gün iftar
ederdi.” (Buhârî, Savm: 57; Müslim,
Sıyam: 35)
78- EN DEĞERLİ ORUÇ DAVUD (A.S)’IN ORUCUDUR
2361- Abdullah b.
Amr (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bana şöyle
buyurdu: “Ayda bir
gün oruç tut geri kalan günlerin sevabını alırsın.” Ben: “Daha fazlasına
gücüm yeter” dedim. “Öyleyse
her aydan iki gün oruç tut diğer günlerin mükafatını da alırsın” buyurdu.
Ben: “Bundan fazlasına da güç yetirebilirim” deyince: “Üç gün
oruç tut diğer günlerinde ecrini de alırsın” buyurdu. Ben:
“Bundan fazlasını da yapabilirim” deyince: “Dört gün
oruç tut diğer günlerin mükafatını da alırsın” buyurdu. Ben daha
fazlasını yapabilirim deyince Rasûlullah (s.a.v): “Oruçların
en değerlisi Davud (a.s)’ın orucudur. O bir gün oruç tutar bir gün iftar
ederdi.” (Buhârî, Savm: 57; Müslim,
Sıyam: 35)
79- RASÛLULLAH (S.A.V), EBU ZER’E NE TAVSİYE
ETMİŞTİ?
2362- Ebu Zer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Sevgilim (s.a.v) bana üç şey vasiyet
etmişti, Allah’ın izniyle onları hiç bırakmayacağım: “1-Kuşluk
namazı 2- Yatmadan önce vitir namazı 3- Her aydan üç gün oruç tutmak.” (Buhârî, Savm: 57; Müslim, Sıyam: 35)
2363- Ebu Hüreyre
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bana üç şeyi
emretti: “1-
Uykudan önce vitir namazı kılmamı, 2-Cuma günü gusul abdesti almamı, 3- Her
aydan üç gün oruç tutmamı.” (Buhârî,
Savm: 57; Müslim, Sıyam: 35)
2364- Ebu Hüreyre
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bana: “İki rekat
kuşluk namazı kılmayı, Vitir namazı kılmadan uyumamayı ve her aydan üç gün oruç
tutmayı emretti.” (Buhârî, Savm: 57;
Müslim, Sıyam: 35)
2365- Ebu Hüreyre
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bana: “Uyumadan
önce vitir kılmayı, her Cuma günü gusletmeyi ve her aydan üç gün oruç tutmayı
emretmiştir.” (Buhârî, Savm: 57; Müslim, Sıyam:
35)
80- ÖMÜR BOYU ORUÇ NASIL TUTULUR?
2366- Ebu Hüreyre
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’den işittim şöyle
buyurdu: “Ramazan
ayı orucu ve her aydan üç gün oruç… İşte ömür boyu oruç tutmuş gibi sevap
kazandıracak oruç, yıl orucu.” (Buhârî,
Savm: 57; Müslim, Sıyam: 35)
2367- Ebu Zer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir Rasûlullah (s.a.v): “Her kim
her aydan üç gün oruç tutarsa, yıl boyu oruç tutmuş gibi olur” buyurdu
ve şu ayeti okudu: “Kim
Allah’ın huzuruna iyi bir iş ve davranışla çıkarsa bu yaptığının on katını
kazanacaktır.” (En’âm Sûresi 160. ayet) Allah ne
doğru söylemiş. (Tirmizî, Sıyam: 54; İbn
Mâce, Sıyam: 29)
2368- Ebu Zer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’den işittim şöyle
buyurdu: “Kim her ayın
üç gününde oruç tutarsa ayın tamamını oruç tutmuş gibi sayılır.” (Tirmizî, Sıyam: 54; İbn Mâce, Sıyam: 29)
2369- Osman b.
ebi’l As (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’den
işittim şöyle diyordu: “En güzel
oruç her aydan üç gün tutulandır.” (Tirmizî,
Sıyam: 54; İbn Mâce, Sıyam: 29)
2370- Hur b. Sayyah
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: İbn Ömer‘den işittim şöyle diyordu: “Rasûlullah
(s.a.v) her aydan üç gün oruç tutardı.” (Tirmizî,
Sıyam: 54; İbn Mâce, Sıyam: 29)
81- HER AYDAN ÜÇ GÜN ORUÇ HANGİ GÜNLERDE
TUTULUR
2371- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, “Rasûlullah (s.a.v) her aydan üç gün oruç tutardı. Her
ayın ilk Pazartesi günü ve ikinci üçüncü Perşembe günleri.” (Tirmizî, Sıyam: 54; İbn Mâce, Sıyam: 29)
2372- Hur b. Sayyah
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Huneyde el Huzai’den işittim şöyle
diyordu: Mü’minlerin anasının yanına girmiştim şöyle diyordu: “Rasûlullah
(s.a.v) her aydan üç gün oruç tutardı; her ayın ilk pazartesi günü sonra perşembe
daha sonra yine perşembe günü.” (Tirmizî,
Sıyam: 54; İbn Mâce, Sıyam: 29)
2373- Hafsa
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Dört şey var ki Rasûlullah (s.a.v)
onları hiç terk etmezdi: “1- Aşura
orucu, 2- Zilhiccenin on günü, 3- Her aydan üç gün 4- Kuşluk vakti iki rekat
kuşluk namazı.” (Tirmizî, Sıyam: 54; İbn
Mâce, Sıyam: 29)
2374- Peygamber
(s.a.v) hanımlarından biri naklediyor ve şöyle diyor:
“Rasûlullah (s.a.v) Zilhicce ayında dokuz gün oruç tutardı, Aşura günü de oruç
tutardı ve her ayın ilk pazartesi ile iki perşembesi olmak üzere üç gün oruç
tutardı.” (İbn Mâce, Savm: 41; Tirmizî,
Savm: 51)
2375- Peygamber
(s.a.v)’in hanımlarından biri naklediyor ve şöyle diyor: “Rasûlullah
(s.a.v), Zilhicce’nin son on günü oruç tutardı, her aydan da üç gün oruç tutardı
ki iki perşembe ve bir pazartesi günü.” (İbn
Mâce, Savm: 41; Tirmizî, Savm: 51)
2376- Ümmü Seleme
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah
(s.a.v) her ayın üç günü ilk perşembe ve iki pazartesi günleri oruç tutmayı
emrederdi.” (Tirmizî, Savm: 44; İbn Mâce,
Savm: 37)
2377- Cerir b. Abdullah
(r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Her ayın
üç gününde oruç tutmak ömür boyu oruç tutmak gibidir. Beyaz günler denilen her
kameri ayın on üç, on dört ve on beşinci günleridir.” (İbn Mâce, Savm: 29; Tirmizî, Savm: 54)
82- RASÛLULLAH (S.A.V) TAVŞAN ETİ YEMİŞ
MİDİR?
2378- Ebu Hüreyre
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir bedevi Rasûlullah (s.a.v)’e geldi
ve kızarmış bir tavşan getirip Rasûlullah (s.a.v)’ın önüne bıraktı. Rasûlullah
(s.a.v) ondan yemedi fakat ashabına yemelerini emretti. Tavşanı getiren bedevi
de yemedi. Rasûlullah (s.a.v) ona: “Niçin
yemedin?” diye sorunca, Bedevi: “Ben her aydan üç gün oruç tutmaktayım”
dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): “Eğer üç
gün oruç tutacaksan her ayın bedir h
2379- Ebu Zer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir:
“Rasûlullah (s.a.v) her aydan üç gün oruç tutmamızı emrederdi ki o günler ayın
beyaz ve büyükçe olduğu günlerdir. Yani kamerî ayların 13. 14. 15. günleri” (İbn Mâce, Savm: 29; Tirmizî, Savm: 54)
2380- Ebu Zer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir:
“Rasûlullah (s.a.v) her aydan üç gün oruç tutmamızı emrederdi ki o günler ayın
beyaz ve büyükçe olduğu günlerdir. Yani kamerî ayların 13. 14. 15. günleri.” (İbn Mâce, Savm: 29; Tirmizî, Savm: 54)
2381- Musa b. Talha
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rebeze’deki Ebu Zerr’den işittim şöyle
diyordu: “Rasûlullah
(s.a.v) bana dedi ki: Her aydan birkaç gün oruç tutmak istersen ayın 13. 14.
15. günleri tut.” (İbn Mâce, Savm: 29;
Tirmizî, Savm: 54)
2382- Ebu Zer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah
(s.a.v) bir adama her ayın 13. 14. 15.inde oruç tutmasını emretti.” (İbn Mâce, Savm: 29; Tirmizî, Savm: 54)
2383- Ebu Zer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah
(s.a.v) bir adama her ayın 13. 14. 15.inde oruç tutmasını emretti.” (İbn Mâce, Savm: 29; Tirmizî, Savm: 54)
2384- İbn’ül
Havtekiyye (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Babam şöyle anlattı: “Bir
bedevi, Rasûlullah (s.a.v)’e geldi yanında kızartılmış tavşan ve ekmek vardı.
Onları Rasûlullah (s.a.v)’ın önüne koydu ve şöyle dedi: Onu kan akıyor durumda
buldum. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) ashabına: “Zararlı
bir şey değildir yiyiniz” buyurdu. Bedeviye de: “Sende ye”
buyurdu. Bedevi de: “Ben oruçluyum” dedi. Rasûlullah (s.a.v) “Ne orucu
tutuyorsun?” buyurdu. Bedevi: “Her aydan tutulması gereken üç gün orucu”
dedi. Rasûlullah (s.a.v): “Eğer her
aydan üç gün oruç tutacaksan ayın dolunay olduğu günler olan beyaz günlerinde
yani 13,14,15’inde tut” buyurdular. (İbn
Mâce, Savm: 29; Tirmizî, Savm: 54)
2385- Musa b. Talha
(r.a)’dan rivâyete göre, bir adam Rasûlullah (s.a.v)’e bir tavşan getirdi.
Rasûlullah (s.a.v) elini tavşana uzatırken o adam: “Ben onda kan gördüm” dedi.
Rasûlullah (s.a.v) elini ondan çekti ve ashabına yemelerini emretti.
Oradakilerden biri kenarda duruyordu. Rasûlullah (s.a.v) ona: “Senin
neyin var” buyurdu. O adam da: “Oruçluyum” dedi. Rasûlullah (s.a.v)’de
ona: “Her ayın
dolunay olduğu günler olan 13-14-15’inde tutmuyor musun?” buyurdu. (İbn Mâce, Savm: 29; Tirmizî, Savm: 54)
2386- Musa b. Talha
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v)’e kızartılmış bir
tavşan getirildi. O adam, O tavşanı Peygamber (s.a.v)’e takdim ederken: “Ey
Allah’ın Rasûlü! Tavşanda kan görmüştüm” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v)
tavşanı bıraktı ve ondan yemedi, yanında bulunanlara: “Siz yiyin,
iştahım olsaydı ben de yerdim” buyurdu. Bir adam bir kenarda oturuyordu.
Rasûlullah (s.a.v) ona da: “Gel
ötekilerle beraber sen de ye” buyurdu. O adam da: “Ey Allah’ın Rasûlü!
Ben oruçluyum” dedi. Rasûlullah (s.a.v)’de: “Dolunay
günlerinde tutmalıydın deyince adam o günler hangileridir? Diye sordu. Her
kamerî ayın 13.14.15. günleridir” buyurdu. (İbn
Mâce, Savm: 29; Tirmizî, Savm: 54)
2387- Abdulmelik
(r.a) babasından naklediyor ve diyor ki: Rasûlullah (s.a.v) ayın bembeyaz
olduğu şu günlerde oruç tutmamızı emreder ve o günler bir ay içersinde oruç
tutulacak günlerdir derdi. (İbn
Mâce, Savm: 29; Tirmizî, Savm: 54)
2388- Abdülmelik b.
Ebu’l Mınhal (r.a) babasından naklederek şöyle diyor: Peygamber (s.a.v) onlara
ayın parlak olduğu 13.14.15. günlerde oruç tutmalarını emretti ve şöyle
buyurdu: “O günler
bir ayda oruç tutulacak günlerdir.” (İbn
Mâce, Savm: 29; Tirmizî, Savm: 54)
2389- Abdülmelik b.
Kudame b. Milhan (r.a), babasından naklederek şöyle diyor: “Rasûlullah
(s.a.v) bize ayın en parlak günleri olan 13.14.15. günlerinde oruç tutmamızı
emrederdi.” (İbn Mâce, Savm: 29; Tirmizî,
Savm: 54)
83- HER AY ÜÇ GÜN ORUÇ TUTMALI
2390- Ebu Nevfel b.
Ebu Akrab (r.a), babasından aktararak şöyle diyor: “Rasûlullah (s.a.v)’e
oruçtan sormuştum: “Her aydan
bir gün oruç tut” buyurdular. “Ey Allah’ın Rasûlü! Biraz artır” dedim. “Demek sen
daha artır diyorsun, öyleyse her aydan iki gün oruç tut” buyurdu. Ben:
“Ey Allah’ın Rasûlü, artır artır ben kendimi güçlü hissediyorum” dedim.
Rasûlullah (s.a.v): “Artır
artır ben kendimi güçlü hissediyorum” sözünü tekrarladı ve sükût etti
öyle ki daha fazlasına izin vermeyeceğini zannettim daha sonra: “Her aydan
üç gün oruç tut” buyurdu. (İbn Mâce,
Savm: 29; Tirmizî, Savm: 54)
2391- Ebu Nevfel b. Akrab (r.a), babasından naklederek şöyle diyor: Peygamber (s.a.v)’e oruçtan soruldu da: “Her aydan bir gün oruç tut” buyurdu. O, daha da artırmasını isteyerek anam babam sana feda olsun, ben kendimi güçlü hissediyorum deyince; Rasûlullah (s.a.v): “Her aydan iki gün oruç tut” dedi. O kimse tekrar Ey Allah’ın Rasûlü! Anam babam senin yoluna feda olsun, ben kendimi güçlü hissediyorum deyince, ben kendimi güçlü hissediyorum sözlerimi tekrarlayarak artırmak istemedi. Fakat o kimse ısrarla isteyince Rasûlullah (s.a.v) her aydan üç gün oruç tut buyurdular. (İbn Mâce, Savm: 29; Tirmizî, Savm: 54)