35- YEMİNLER
VE NEZİRLER (ADAK) KİTABI (Bölümleri)
1- KALPLERİ
EVİRİP ÇEVİREN ALLAH DİYE YEMİN EDİLİR Mİ?
2- ALLAH’IN
GÜÇ VE KUVVETİNE YEMİN EDİLİR Mİ?
3- ALLAH’TAN
BAŞKASI ADINA YEMİN EDİLEMEZ
5- ANALAR
ADINA DA YEMİN EDİLEMEZ
6- İSLÂM
DİNİNDEN BAŞKA BİR DİN ADINA YEMİN ETMEK
7- İSLÂM’DAN
UZAK OLDUĞUNA YEMİN ETMEK
9- TAĞUT=HER
TÜRLÜ PUT VE PUTLAŞTIRAN ŞEYLERE YEMİN ETMEK
10- LÂT PUTU
ADINA YEMİN ETMEK
11- LÂT VE
UZZA İSİMLİ PUTLAR ADINA YEMİN ETMEK
13- BİR ŞEYE
YEMİN EDİP DAHA HAYIRLISINI GÖREN NE YAPMALI?
14- YEMİN
BOZMADAN KEFFARETİNİ ÖDEMEK
15- YEMİNİ
BOZDUKTAN SONRA DA KEFFARET VERİLİR Mİ?
16- KİŞİ
KENDİSİNDE OLMAYAN BİR ŞEY HAKKINDA YEMİN EDER Mİ?
17- İSTİSNA
GETİREREK YEMİN ETMEK
18- HER ŞEYDE
OLDUĞU GİBİ YEMİNDE DE NİYET ESASTIR
19- ALLAH’IN
HELAL KILDIĞI BİR ŞEY HARAM EDİLEBİLİR Mİ?
20- SİRKENİN
NE GÜZEL KATIK OLDUĞU
21- YEMİN VE
YALAN KARIŞAN TİCARET NE İLE TEMİZLENİR?
22- SADAKA
BAZI ŞEYLERİ TEMİZLER Mİ?
24- ADAK BİR
ŞEYİ NE ÇABUKLAŞTIRIR NE DE GECİKTİRİR
25- ADAK
CİMRİDEN MAL ÇIKARMAK DEMEK MİDİR?
26- İTAATE
YÖNELİK ADAK YAPILABİLİR
27- KÖTÜLÜK
VE ALLAH’A İSYAN İÇİN ADAK YAPILABİLİR Mİ?
28- ADAK
ADANMIŞSA MUTLAKA YERİNE GETİRİLMELİ
29- ALLAH’IN
RIZASI OLMAYACAK ŞEKİLDE ADAK ADANIR MI?
30- KİŞİ
SAHİBİ OLMADIĞI ŞEY ÜZERİNE ADAK YAPAMAZ
31- YÜRÜYEREK
KABE’YE GİTMEYE ADAK ADANIR MI?
32- BAŞI AÇIK
VE ÇIPLAK AYAKLA YÜRÜMEK ADANIR MI?
33- ORUÇ
TUTMAYI ADAYIP TUTAMADAN ÖLEN KİMSENİN DURUMU
34- ADAK
BORCU OLUP YERİNE GETİREMEDEN ÖLEN KİMSE
35- MALIN
TAMAMI ADAK OLARAK ADANIR MI?
36- TEVBESİ
ALLAH TARAFINDAN KABUL EDİLEN KA’B B. MALİK NE YAPMIŞTI?
37- GANİMET
MALINDAN ÇALAN KİMSENİN DURUMU
38- YEMİN
EDEN İNŞALLAH DERSE NE OLUR?
39- SÜLEYMAN
PEYGAMBER NE DEMİŞTİ?
40- NEZR =
ADAK’IN KEFFARETİ NASILDIR?
41- KİŞİ GÜCÜ
YETMEYEN ŞEYLERİ ADARSA NE OLUR?
42- YEMİN
EDEN YEMİNDE İNŞAALLAH DERSE NE OLUR?
35- YEMİNLER VE
NEZİRLER (ADAK) KİTABI (Bölümleri)
3701- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v): “Hayır!
Kalpleri evirip çeviren Allah’a yemin ederim ki diyerek yemin ederdi.” (İbn Mâce, Keffaret: 1; Ebû Davud, Eyman ve Nüzür: 12)
1- KALPLERİ EVİRİP ÇEVİREN ALLAH DİYE YEMİN
EDİLİR Mİ?
3702- Sâlim (r.a)
babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) yemin ederken: “Hayır!
Kalpleri evirip çeviren Allah adına yemin ederim ki” diye yemin ederdi. (İbn Mâce, Keffaret: 1; Ebû Davud, Eyman ve Nüzür: 12)
2- ALLAH’IN GÜÇ VE KUVVETİNE YEMİN EDİLİR
Mİ?
3703- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah Cennet
ve Cehennemi yarattığında Cibril’i Cennete göndererek; oraya ve oraya
girecekler için hazırladığım şeylere bak buyurdu. Cibril Cennete bakıp dönünce
şöyle dedi: “Güç ve kuvvetine yemin olsun ki Cenneti ve nimetlerini duyan
herkes mutlaka oraya girmek ister” dedi. Bunun üzerine Allah emretti ve Cennete
giden yollar insanların hoşuna gitmeyen, nefse ağır gelen, (namaz, oruç, cihad)
gibi şeylerle kuşatıldı. Cibril oraya bakıp Cennetin nefse hoş gelmeyen
şeylerle kuşatıldığını görünce: “Güç ve kuvvetine yemin ederim ki hiç kimsenin
oraya giremeyeceğinden korkarım” dedi. Bu sefer Allah git Cehenneme ve Cehennemlikler
için hazırladığım şeylere bak dedi. Cibril Cehenneme baktı, orada birbiri
üzerine binmiş ateş çukurları ve ateş tepelerini görünce döndü ve dedi ki: “Güç
ve kuvvetine yemin ederim ki oraya kimse girmek istemez.” Allah emretti Cehennem
hoşa giden (Yalan zina ve her türlü günah) şeylerle
kuşatıldıktan sonra Cibril’e tekrar dön ve Cehenneme bak buyurdu. Cibril oraya
bakıp oranın da hoşa giden şeylerle kuşatıldığını görünce hemen dönerek; şöyle
dedi: “Güç ve kuvvetine yemin ederim ki Cehenneme herkes girecek ve hiçbir
kimse oradan kurtulamayacaktır böyle olmasından korkuyorum dedi.” (Ebû Davud, Sünnet: 25; Tirmizî, Sıfatü’l Cenne: 21)
3- ALLAH’TAN BAŞKASI ADINA YEMİN EDİLEMEZ
3704- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim yemin
edecekse Allah adına yemin etsin.” Kureyşliler atalarına yemin
ediyorlardı. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): “Babalarınız
adına yemin etmeyiniz” buyurdu. (Ebû
Davud, Eyman ve Nüzür: 5; Dârimi, Eyman ve Nüzür: 7)
3705- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah
atalarınız adına yemin etmekten sizi sakındırır.” (Ebû Davud, Eyman ve Nüzür: 5; Dârimi, Eyman ve Nüzür:
7)
3706- Sâlim (r.a)
babasından rivâyet ederek şöyle diyor: Rasûlullah (s.a.v) bir sefer Ömer’i; “Babama
yemin ederim” derken işitti. Bunun üzerine: “Allah
babalarınız adına yemin etmekten sizi sakındırır” buyurdu. Ömer diyor
ki: “Allah’a yemin ederim ki o günden sonra ne bilerek ne de başkasının sözünü
naklederek te olsa atalarım adına yemin etmedim.” (Ebû
Davud, Eyman ve Nüzür: 5; Tirmizî, Nüzür ve Eyman: 8)
3707- Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah
atalarınız adına yemin etmekten sizi yasaklıyor” buyurdu. Ömer diyor ki:
“Vallahi bunu duyduktan sonra ne bilerek ne de başkalarının sözünü naklederek
Allah’tan başkasına yemin etmedim. (Ebû Davud,
Eyman ve Nüzür: 5; Tirmizî, Nüzür ve Eyman: 8)
3708- Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah
atalarınız adına yemin etmekten sizi yasaklıyor” buyurdu. Ömer diyor ki:
“Vallahi bunu duyduktan sonra ne bilerek ne de başkalarının sözünü naklederek
Allah’tan başkasına yemin etmedim. (Ebû Davud,
Eyman ve Nüzür: 5; Tirmizî, Nüzür ve Eyman: 8)
5- ANALAR ADINA DA YEMİN EDİLEMEZ
3709- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Analarınız,
babalarınız ve putlar adına yemin etmeyiniz. Sadece Allah adına yemin edip
doğru söze yemin edin.” (Ebû Davud, Eyman
ve Nüzür: 5; Tirmizî, Nüzür ve Eyman: 8)
6- İSLÂM DİNİNDEN BAŞKA BİR DİN ADINA YEMİN
ETMEK
3710- Sabit b. ed
Dahhak (r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Her kim
yalandan da olsa İslâm’dan başka bir din adına yemin ederse o dediği gibi olur.”
Kuteybe rivâyetinde “Bile
bile” İslâm’dan başka bir din adına” ilavesi vardır. Yezid’in
rivâyetinde ise: “Yalan
olarak yemin ederse o dediği gibi olur. Kim de kendini bir şeyle öldürürse kıyamette
Allah ona aynı şeyle azab eder” ilavesi vardır. (Ebû Davud, Eyman ve Nüzür: 6; İbn Mâce, Keffaret: 3)
3711- Sabit b. ed
Dahhak (r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim yalan
olarak İslâm’dan başka bir din adına yemin ederse o dediği gibi olur. Kim de
bir şeyle kendini öldürürse ahirette aynı şeyle azab olunur.” (Ebû Davud, Eyman ve Nüzür: 6; İbn Mâce, Keffaret: 3)
7- İSLÂM’DAN UZAK OLDUĞUNA YEMİN ETMEK
3712- Büreyde
(r.a)’nin babasından rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim ben İslâm’dan
uzağım derse; bu sözünde yalancı ise o dediği gibi olur. Eğer bu söylediğinizde
ciddi ise İslâm’a bir daha Sâlim olarak dönemez.” (Ebû Davud, Eyman ve Nüzür: 6; İbn Mâce, Keffaret: 3)
3713- Cüheyne
kabilesinden Kuteyle isimli bir kadın anlatıyor. Bir Yahudi, Peygamber
(s.a.v)’e gelerek şöyle söyledi: “Siz Allah’a eşler kılıyor ve şirk
koşuyorsunuz. Allah dilerse ve sen dilersen diyorsunuz. Kâbe hakkı için diye
yemin ediyorsunuz..” Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v), Müslümanlara: “Yemin
etmek istediklerinde Kâbe’nin Rabbine diye yemin etmelerini ve Allah dilerse ve
sen dilersen şeklinde konuşmalarını emretti.” (Müsned: 25845)
9- TAĞUT=HER TÜRLÜ PUT VE PUTLAŞTIRAN
ŞEYLERE YEMİN ETMEK
3714- Abdurrahman
b. Semure (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Atalarınız
ve Tağutlar adına yemin etmeyiniz.” (İbn
Mâce, Keffaret: 2; Müslim: İman: 17)
10- LÂT PUTU ADINA YEMİN ETMEK
3715- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Sizden
biriniz Müslüman olmadan önceki alışkanlığı icabı Lat’a yemin ederim derse
hemen “Lâ ilâhe illallah” desin. Kim bir arkadaşına cahiliyye dönemindeki
alışkanlığı icabı gel kumar oynayalım derse keffaret olarak mutlaka bir sadaka
versin.” (Ebû Davud, Eyman ve Nüzür: 5;
İbn Mâce, Keffarât: 2)
11- LÂT VE UZZA İSİMLİ PUTLAR ADINA YEMİN
ETMEK
3716- Mus’ab b.
Sa’d (r.a) babasından naklederek şöyle diyor: Bazı konular konuşuyorduk ben
yeni Müslüman olanlardandım bu arada Lat ve Uzza adına yemin ediverdim. Yanımda
bulunan Rasûlullah (s.a.v)’in ashabı: “Ne kötü söz söyledin! Git Rasûlullah
(s.a.v)’e durumu bildir, biz senin kafir olduğunu zannediyoruz” dediler.
Rasûlullah (s.a.v)’e gidip durumu anlattım. Rasûlullah (s.a.v) bana: “Üç defa
Allah’tan başka gerçek ilâh yoktur, tek O vardır, Onun ortağı yoktur de. Üç
defa şeytandan Allah’a sığın ve üç defa da sol tarafına tükür ve bir daha böyle
bir şey söyleme” buyurdu. (İbn Mâce,
Keffarât: 2; Müsned: 1505)
3717- Mus’ab b.
Sa’d (r.a), babasından naklediyor. Bir gün Lat ve Uzzaya yemin etmiştim. Bunu duyan
arkadaşlarım: “Ne kötü söz söyledin, berbat ettin” dediler. Ben de Rasûlullah
(s.a.v)’e gelip durumu anlattım. O da şöyle buyurdu: “Allah’tan
başka gerçek ilâh yoktur. Tek O vardır, O’nun ortağı yoktur, mülk ve otorite O’nundur.
Her türlü övgüler O’na mahsustur. Onun her şeye gücü yeter de (sonra da) sol tarafına üç sefer tükür ve
şeytandan Allah’a sığın, bir daha da böyle bir şey söyleme!” (İbn Mâce, Keffarât: 2; Müsned: 1505)
3718- Bera b. Âzib
(r.a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) bize yedi şeyi emretti: “1.
Cenazeyi kaldırmayı 2. Hasta ziyaret etmeyi 3. Aksıran kimse elhamdülillah
derse ona yerhamükallah demeyi 4. Davete icabet etmeyi 5. Mazlum kimselere
yardım etmeyi 6. Yemini bozmamayı 7. Selâmı almayı.” (Buhârî, Cenaiz: 17; Tirmizî, Edeb: 1)
13- BİR ŞEYE YEMİN EDİP DAHA HAYIRLISINI
GÖREN NE YAPMALI?
3719- Ebu Musa
(r.a)’dan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Yeryüzünde
herhangi bir şeye yemin etsem daha sonra başka bir şeyi o işten daha hayırlı
görürsem mutlaka onu yaparım.” (Tirmizî,
Nüzür ve Eyman: 6; Müslim, Eyman: 3)
14- YEMİN BOZMADAN KEFFARETİNİ ÖDEMEK
3720- Ebu Musa el
Eşari (r.a) anlatıyor ve şöyle diyor: Eşarilerden bir gurupla Rasûlullah
(s.a.v)’in yanına geldik kendisinden binek istiyorduk. Rasûlullah (s.a.v): “Vallahi
sizi bir şeye bindiremem, sizi bindirebilecek bineğim yoktur” buyurdu.
Allah’ın dilediği kadar bir süre yanında kaldık, kendisine develer getirildi.
Bize üç deve verilmesini emretti. Oradan ayrılınca arkadaşlarımızdan biri Allah
bu develeri bize bereketli kılmaz. Rasûlullah (s.a.v)’den binek istedik bize
yok olup veremeyeceğine yemin etmişti dedi. Ebu Musa der ki: Bu söz üzerine
Rasûlullah (s.a.v)’e geldik ve durumu kendisine anlattık. Rasûlullah (s.a.v): “Develeri
size ben vermedim, Allah verdi. Allah’a yemin ederim ki bir şeye yemin eder de
başkasını daha hayırlı görürsem yeminime keffaret verir hayırlı gördüğümü
yaparım” buyurdu. (Müslim, Eyman: 3; İbn
Mâce, Keffarât: 7)
3721- Amr b. Şuayb
(r.a)’ın babasından ve dedesinden rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: “Sizden
biriniz herhangi bir şeye yemin ederde başkasını ondan daha hayırlı görürse,
yemininin keffaretini versin ve o hayırlı işi yapsın.” (Müsned: 6444)
3722- Abdurrahman
b. Semure (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Sizden
biriniz herhangi bir şeye yemin eder de başka bir şeyi ondan daha hayırlı
görürse, yeminine keffaret versin hayırlı olanı düşünüp yapsın.” (İbn Mâce, Keffarât: 7; Müslim, Eyman: 3)
3723- Abdurrahman
b. Semure (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bir kimse
bir şeye yemin eder de başkasını daha hayırlı görürse, yemininin keffaretini
versin ve hayırlı olanı yapsın.” (İbn
Mâce, Keffarât: 7; Müslim, Eyman: 3)
3724- Abdurrahman
b. Semure (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Herhangi
biriniz bir şeye yemin eder de başkasını daha hayırlı görürse, yeminine
keffaret versin hayırlı olan şeyi yapsın.” (İbn
Mâce, Keffarât: 7; Müslim, Eyman: 3)
15- YEMİNİ BOZDUKTAN SONRA DA KEFFARET
VERİLİR Mİ?
3725- Adiy b. Hatim
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim bir
şeye yemin eder de başka bir şeyi ondan daha hayırlı görürse, hayırlı olanı
yapsın ve bozduğu yemini için keffaret versin.” (İbn Mâce, Keffarât: 7; Müslim, Eyman: 3)
3726- Adiy b. Hatim
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim bir
şeye yemin eder de ondan daha hayırlısını görürse, yemin ettiği şeyi bırakıp
hayırlı olanı yapsın ve keffaretini versin.” (İbn Mâce, Keffarât: 7; Müslim, Eyman: 3)
3727- Adiy b. Hatim
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim bir
şey üzerine yemin eder de ondan daha hayırlısını görürse, o hayırlı olanı
yapsın ve yemini terketsin.” (İbn Mâce,
Keffarât: 7; Müslim, Eyman: 3)
3728- Ebu’l Ahvas
(r.a) babasından rivâyet ederek şöyle diyor: “Peygamber (s.a.v)’e Ey Allah’ın
Rasûlü! Amcamın bir oğlu var gidip kendisinden bir şeyler istiyorum vermiyor,
benimle de ilgilenmiyor sonra da ihtiyacı olursa gelip benden istiyor. Ona bir
şey vermemeye ve onunla ilgilenmemeye yemin ettim” dedim. Rasûlullah
(s.a.v)’de: “Hayırlı
olanı yapmamı ve yeminimi bozup keffaret vermemi” emretti. (İbn Mâce, Keffarât: 7; Müslim, Eyman: 3)
3729- Abdurrahman
b. Semure (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bana: “Bir şeye
yemin eder de başkasını ondan hayırlı görürsen hayırlı olanı yap ve yeminine
keffaret öde” buyurdu. (İbn Mâce,
Keffarât: 7; Müslim, Eyman: 3)
3730- Abdurrahman
b. Semure (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bir şey
üzere yemin edersen ondan başkasını da daha hayırlı görürsen hayırlı olanı yap
ve yeminin için keffaret öde.” (İbn Mâce,
Keffarât: 7; Müslim, Eyman: 3)
3731- Abdurrahman
b. Semure (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bana
şöyle dedi: “Bir şey
üzere yemin edersen başkasını da ondan hayırlı görürsen hayırlı olanı yap ve
yeminin için keffaret öde.” (İbn Mâce,
Keffarât: 7; Müslim, Eyman: 3)
16- KİŞİ KENDİSİNDE OLMAYAN BİR ŞEY HAKKINDA
YEMİN EDER Mİ?
3732- Amr b. Şuayb (r.a), babasından ve dedesinden
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Senin
olmayan bir şey hakkında ne adak ne de yemin olur, günah olan bir şeyi işlemeye
ve akraba ile bağı koparmaya da yemin edilmez.” (İbn Mâce, Keffarât: 7; Müslim,
Nüzür ve Eyman: 3)
17- İSTİSNA GETİREREK YEMİN ETMEK
3733- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bir kimse
Allah dilerse şöyle yaparım diyerek yemin ederse, isterse o şeyi yapar isterse
yapmaz yeminini bozmuş olmaz.” (İbn Mâce,
Keffarât: 7; Müslim, Nüzür ve Eyman: 3)
18- HER ŞEYDE OLDUĞU GİBİ YEMİNDE DE NİYET
ESASTIR
3734- Ömer b.
Hattab (r.a)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Yapılan
her iş niyete göre değerlendirilir. Herkesin niyet ettiği ne ise eline o geçer.
Kimin memleketini terk etmesi veya günahları terk etmesi Allah ve Rasûlünün
isteği doğrultusunda ise onun bu yaptığı iş Allah yolunda sayılır ve ahirette
hesabı ona göre görülür. Kimin de memleketini terk edişi eline geçireceği bir
dünyalık veya elde edeceği bir kadın için olursa onun da bu hicreti hicret
ettiği şeye aittir. Onları elde etmiş olur ve ahirette de hesabı ona göre
verilir.” (Müslim, Imara: 45; Ebû Davud,
Talak: 11)
19- ALLAH’IN HELAL KILDIĞI BİR ŞEY HARAM
EDİLEBİLİR Mİ?
3735- Ubeyd b.
Umeyr (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Aişe’den işittim şöyle diyordu:
Rasûlullah (s.a.v), Zeyneb b. Cahş’ın yanında kaldığında orada bal şerbeti
içerdi. Bir gün ben ve Hafsa anlaştık, Rasûlullah (s.a.v) hangimizin yanına
girerse Ona: “Sende meğafir kokuyor yoksa meğafir mi? yedin
diyelim dedik.” Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) birimizin yanına
girdiğinde O’na kararlaştırdığımız gibi dedik. O da: “Hayır!
Zeyneb binti Cahş’ın yanında bal şerbeti içmiştim, bu yüzden bir daha bal
şerbeti içmeyeceğim” dedi. Bunun üzerine Tahrim sûresi 1-4 ayetleri
indirildi: “Ey
Peygamber! eşlerinden herhangi birini memnun etmek için neden Allah’ın Sana helâl
kıldığı bazı şeyleri kendine haram kılıyorsun…” (Müslim, Talak: 3; Ebû Davud, Eşribe: 11)
20- SİRKENİN NE GÜZEL KATIK OLDUĞU
3736- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte O’nun
evine gitmiştik, orada ekmek ve sirke vardı. Rasûlullah (s.a.v) bana: “Ye, sirke
ne güzel katıktır” buyurdu. (Ebû Davud,
Etıme: 40; Tirmizî, Etıme: 35)
21- YEMİN VE YALAN KARIŞAN TİCARET NE İLE
TEMİZLENİR?
3737- Kays b. ebî
Gareze (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bize Simsarlar denilirdi.
Rasûlullah (s.a.v) bize geldi. Biz alışveriş yaparken bizim ismimizden daha
hayırlı bir isimle bize hitab ederek: “Ey Tüccar
topluluğu! yaptığınız bu alışverişinize yalan ve yemin karışabilir bu yüzden
ticaretinizi sadaka vermek sûretiyle temizleyin.” (Tirmizî, Büyü’: 4; Ebû Davud, Büyü’: 1)
3738- Kays b. ebî
Gareze (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Biz Baki denilen yerde
alışveriş yapardık. Bize simsarlar denilirdi. Rasûlullah (s.a.v) bize geldi ve:
“Ey tüccar topluluğu!” diyerek bize ismimizden daha hayırlı bir isimle hitab
etti ve şöyle buyurdu: “Bu
ticaretinizde yemin ve yalan karışabilir. Siz bunlara karşılık sadaka vererek
ticaretinizi temizleyin.” (Tirmizî,
Büyü’: 4; Ebû Davud, Büyü’: 1)
22- SADAKA BAZI ŞEYLERİ TEMİZLER Mİ?
3739- Kays b.
Gareze (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Biz çarşıda alışveriş yaparken
Rasûlullah (s.a.v) bizim yanımıza geldi ve şöyle buyurdu: “Bu çarşı
ve pazarlarda ticaretin içersine boş söz ve yalan karışabilir. Bu sebeple
ticaretinizi sadaka vererek temizleyin.” (Tirmizî,
Büyü’: 4; Ebû Davud, Büyü’: 1)
3740- Yine Kays b. Gareze (r.a)’den rivâyete göre,
şöyle demiştik. Medine çarşılarında değişik ölçü birimleriyle alışveriş
yapıyorduk, insanların bize verdikleri simsarlar ismiyle anılırdık. Rasûlullah
(s.a.v) bir gün yanımıza geldi ve kendimize insanların verdiği isimden daha
hayırlı bir isim vererek: “Ey Tüccarlar
topluluğu! Alışverişinize yalan ve yemin karışabilir, vereceğiniz sadaka ile
onu temizleyin” buyurdu. (Tirmizî, Büyü’: 4; Ebû Davud, Büyü’: 1)
3741- Abdullah b.
Ömer (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) Adak adamayı yasakladı ve
şöyle buyurdu: “Adak
hiçbir hayır getirmez ancak böylelikle cimriden mal çıkarılır.” (Ebû Davud, Eyman ve Nüzür: 21; İbn Mâce, Keffarât:
15)
3742- Abdullah b.
Ömer (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) adak adamayı
yasak etti ve “Adak
hiçbir şeyi önlemez sadece cimriden mal çıkarır” buyurdu. (Ebû Davud, Eyman ve Nüzür: 21; İbn Mâce, Keffarât:
15)
24- ADAK BİR ŞEYİ NE ÇABUKLAŞTIRIR NE DE
GECİKTİRİR
3743- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v): “Adak bir
şeyi ne çabuklaştırır ne de geciktirir ancak adakla cimriden mal çıkarılmış
olur” buyurdu. (Ebû Davud, Eyman ve
Nüzür: 21; İbn Mâce, Keffarât: 15)
3744- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Adak
adamak Ademoğluna takdir olunmayan hiçbir şeyi getirmez fakat adak yoluyla
cimriden mal çıkarılmış olur” (Ebû Davud,
Eyman ve Nüzür: 21; İbn Mâce, Keffarât: 15)
25- ADAK CİMRİDEN MAL ÇIKARMAK DEMEK MİDİR?
3745- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Adak
adamayın çünkü adak kaderi değiştirmez ancak adak yoluyla cimriden mal
çıkarılmış olur.” (Ebû Davud, Eyman ve
Nüzür: 21; İbn Mâce, Keffarât: 15)
26- İTAATE YÖNELİK ADAK YAPILABİLİR
3746- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim
Allah’a itaat etmek üzere adakta bulunursa Allah’a itaat etsin. Kim de Allah’a
isyan etmeyİ nezrederse isyan etmesin.” (Ebû
Davud, Eyman ve Nüzür: 21; İbn Mâce, Keffarât: 15)
27- KÖTÜLÜK VE ALLAH’A İSYAN İÇİN ADAK
YAPILABİLİR Mİ?
3747- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’den işittim
şöyle diyordu: “Kim
Allah’a itaat edeceğine dair adakta bulunursa, sözünü yerine getirip Allah’a
itaat etsin. Kimde Allah’a isyan konusunda adakta bulunursa, adağını yerine
getirmesin ve Allah’a isyan etmesin.” (Ebû
Davud, Eyman ve Nüzür: 21; İbn Mâce, Keffarât: 15)
3748- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’den işittim
şöyle diyordu: “Kim
Allah’a itaat edeceğine dair adakta bulunursa, sözünü yerine getirip Allah’a
itaat etsin. Kimde Allah’a isyan konusunda adakta bulunursa, adağını yerine
getirmesin ve Allah’a isyan etmesin.” (Ebû
Davud, Eyman ve Nüzür: 21; İbn Mâce, Keffarât: 15)
28- ADAK ADANMIŞSA MUTLAKA YERİNE
GETİRİLMELİ
3749- Imran b.
Husayn (r.a)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Sizin en
hayırlı olanlarınız Benim asrımda yaşayanlarınızdır sonra onlara yakın olanlar
daha sonra da onlara yakın olanlardır. (Bilmiyorum kendisinden sonra iki
asır mı yoksa üç asır mı söyledi) daha sonra
gelecek olan bir toplumdan bahsetti ve onlar hainlik yapacaklar ve kendilerine
güvenilmeyecektir. Kendilerinden şahitlik istenmeden şahitlik yapacaklardır.
Adak adayacaklar ve adaklarını da yerine getirmeyecek-lerdir. Ve o toplumlar
arasında şişmanlık da yaygınlaşacaktır.” (Buhârî,
Eyman ve Nüzür: 27; Ebû Davud, Eyman ve Nüzür: 7)
29- ALLAH’IN RIZASI OLMAYACAK ŞEKİLDE ADAK
ADANIR MI?
3750- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bir adamı başka bir
adamın boynuna ip takıp götürürken gördü ve o ipi kopardı. Boynunda ip olan
adam bu yapılan işin kendi adağı olduğunu bildirdi. (Buhârî, Eyman ve Nüzür: 28; Ebû Davud, Eyman ve Nüzür: 23)
3751- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v): Bir adama uğradı, o kimse başka
birinin burnuna ip takarak Kâbe’yi tavaf ettiriyordu. Rasûlullah (s.a.v) bu ipi
kopardı ve elinden tutarak götürmesini emretti. İbn Cüreyc der ki:
30- KİŞİ SAHİBİ OLMADIĞI ŞEY ÜZERİNE ADAK YAPAMAZ
3752- Imran b.
Husayn (r.a)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah’a
isyan olabilecek yerlerde ve kişinin elinde olmayan sahibi olmadığı şeylerde
adak adanmaz.” (Müslim,
Nezr: 3; İbn Mâce, Keffarât: 16)
3753- Sabit b.
Dahhak (r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bir kimse
yalan olarak İslâm’dan başka bir din adına yemin etse o dediği gibi olur. Kim
de dünyada kendini bir aletle öldürürse kıyamet günü aynı şeyle azap edilir.
Hiçbir kimse sahibi ve m
31- YÜRÜYEREK KABE’YE GİTMEYE ADAK ADANIR
MI?
3754- Ukbe b. Âmir (r.a)’den rivâyete göre, şöyle
demiştir: Kız kardeşim yürüyerek Kâbe’ye gideceğini adamıştı ve bunu Rasûlullah
(s.a.v)’den sormamı istedi. Sorduğumda Rasûlullah (s.a.v): “Yürüsün
yorulunca da binite binsin” buyurdular. (Müslim, Nüzür: 4; Ebû Davud, Eyman ve Nüzür: 23)
32- BAŞI AÇIK VE ÇIPLAK AYAKLA YÜRÜMEK
ADANIR MI?
3755- Ukbe b. Âmir
(r.a)’in haber verdiğine göre, şöyle demiştir: Kız kardeşim yalın ayak, başı
çıplak yürümeyi adamıştı. Peygamber (s.a.v) ona dedi ki: “Ona söyle,
başını kapatsın ve bineğe binsin ve üç gün de oruç tutsun.” (Ebû Davud, Eyman ve Nüzür: 23; Müslim, Nüzür: 4)
33- ORUÇ TUTMAYI ADAYIP TUTAMADAN ÖLEN
KİMSENİN DURUMU
3756- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, bir kadın gemiye bindi ve bir ay oruç tutmayı adadı,
orucunu tutamadan da öldü. Kız kardeşi bu durumu Rasûlullah (s.a.v)’e gelip
sordu. Rasûlullah (s.a.v) onun yerine kendisinin (üç gün oruç) tutmasını
emretti. (Ebû Davud, Eyman ve Nüzür: 26; Buhârî,
Eyman ve Nüzür: 30)
34- ADAK BORCU OLUP YERİNE GETİREMEDEN ÖLEN
KİMSE
3757- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre; Sa’d b. Ubâde, annesinin adak borcunu yerine
getirmeden ölmesi üzerine Rasûlullah (s.a.v)’den fetva istedi. Rasûlullah
(s.a.v)’de: “O adağı
sen yerine getiriver” buyurdu. (Ebû
Davud, Eyman ve Nüzür: 26; Buhârî, Eyman ve Nüzür: 30)
3758- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre; Sa’d b. Ubâde, annesinin adak borcunu yerine
getirmeden ölmesi üzerine Rasûlullah (s.a.v)’den fetva istedi. Rasûlullah
(s.a.v)’de: “O adağı
sen yerine getiriver” buyurdu. (Ebû
Davud, Eyman ve Nüzür: 26; Buhârî, Eyman ve Nüzür: 30)
3759- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre; Sa’d b. Ubâde, annesinin adak borcunu yerine getirmeden
ölmesi üzerine Rasûlullah (s.a.v)’den fetva istedi. Rasûlullah (s.a.v)’de: “O adağı
sen yerine getiriver” buyurdu. (Ebû
Davud, Eyman ve Nüzür: 26; Buhârî, Eyman ve Nüzür: 30)
35- MALIN TAMAMI ADAK OLARAK ADANIR MI?
3760- Ömer (r.a), İslâm’a
girmeden önce Mescidi Haramda bir gece itikafa gireceğini nezretmişti. Bu
durumu Rasûlullah (s.a.v)’e sorduğunda itikafa girmesini emretti. (İbn Mâce, Keffarât: 18; Tirmizî, Nüzür ve Eyman: 11)
3761- Ömer (r.a), İslâm’a
girmeden önce Mescidi Haramda bir gece itikafa gireceğini nezretmişti. Bu
durumu Rasûlullah (s.a.v)’e sorduğunda itikafa girmesini emretti. (İbn Mâce, Keffarât: 18; Tirmizî, Nüzür ve Eyman: 11)
3762- Ömer (r.a), İslâm’a
girmeden önce Mescidi Haramda bir gece itikafa gireceğini nezretmişti. Bu durumu
Rasûlullah (s.a.v)’e sorduğunda itikafa girmesini emretti. (İbn Mâce, Keffarât: 18; Tirmizî, Nüzür ve Eyman: 11)
3763- Abdullah b.
Ka’b b. M
36- TEVBESİ ALLAH TARAFINDAN KABUL EDİLEN
KA’B B. MALİK NE YAPMIŞTI?
3764- Ka’b b. M
3765- Ka’b b. M
3766- Ubeydullah b.
Ka’b (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Babam şöyle anlatırken
dinlemiştim dedi. Ka’b: “Ey Allah’ın Rasûlü! Allah beni doğruluğumdan dolayı
kurtardı, tevbem de kabul edildi. Bu yüzden malımın tamamını Allah yolunda
sadaka ediyorum” deyince, Rasûlullah (s.a.v): “Malının
bir kısmını kendine tut böylesi senin için daha hayırlıdır” buyurdu.
Bunun üzerine ben: “O halde
Hayber’deki hissemi kendime bırakıyorum” dedim. (Müslim, Tevbe: 9; Tirmizî, Tefsirü’l Kur’an: 10)
37- GANİMET MALINDAN ÇALAN KİMSENİN DURUMU
3767- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Hayber savaşında Rasûlullah (s.a.v) ile
beraberdik oradan ganimet olarak arazi, eşyalar ve kumaşlar elde ettik. Dubeyb
oğullarından bir adam -ki kendisine Rifaa b. Zeyd denilir- Rasûlullah (s.a.v)’e,
Midam adında siyah bir köle hediye etmişti. Rasûlullah (s.a.v), Vadil Kura’ya
doğru yola çıktı. Vadil Kura’ya varınca Müdam, Rasûlullah (s.a.v)’in yükünü
indiriyordu. O anda kendisine bir ok isabet etti ve orada öldü. İnsanlar onun
için müjdeler olsun Cennete gireceksin dediler. Bunun üzerine Rasûlullah
(s.a.v): “Hayır
canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki Hayber’den elde edilen
ganimetlerden haksız yere aldığı bir elbise ateş olarak onu yakıyor” buyurdu.
Ashab bunu duyunca içlerinden biri bir veya iki takunya tasması getirip
Rasûlullah (s.a.v)’e teslim etti. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): “Bir veya
iki ayakkabı tasması ateş olup seni yakardı” buyurdular. (Ebû Davud, Cihad: 143; Muvatta', Cihad: 13)
38- YEMİN EDEN İNŞALLAH DERSE NE OLUR?
3768- Abdullah b.
Ömer (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Bir kimse
yemin ederken inşallah derse, istisna etmiş olur yemini gerçekleşmez.” (İbn Mâce, Keffarât: 6; Tirmizî, Nüzür ve Eyman: 7)
3769- Abdullah b.
Ömer (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Bir kimse
yemin ederken inşallah derse, istisna etmiş olur yemini gerçekleşmez.” (İbn Mâce, Keffarât: 6; Tirmizî, Nüzür ve Eyman: 7)
3770- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bir kimse
yemin ederken inşallah = Allah dilerse derse, o kimse yemin ettiği şeyi yapıp
yapmamakta serbesttir. Dilerse yapar dilerse terk eder.” (İbn Mâce, Keffarât: 6; Tirmizî, Nüzür ve Eyman: 7)
39- SÜLEYMAN PEYGAMBER NE DEMİŞTİ?
3771- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Davud’un
oğlu
40- NEZR = ADAK’IN KEFFARETİ NASILDIR?
3772- Ukbe b. Amir
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Adak’ın
keffareti yemin keffareti gibidir.” (Tirmizî, Nüzür ve Eyman: 7)
3773- Aişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah’a
isyan konusunda adak yapılmaz.” (Sadece
Nesâi rivâyet etmiştir.)
3774- Aişe
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah’a
isyan konusunda adak adanmaz eğer yapılırsa, keffareti yemin keffareti
gibidir.” (Sadece Nesâi rivâyet
etmiştir.)
3775- Aişe
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah’a
isyan konusunda adak adanmaz eğer yapılırsa, keffareti yemin keffareti
gibidir.” (Sadece Nesâi rivâyet
etmiştir.)
3776- Aişe
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah’a
isyan konusunda adak adanmaz eğer yapılırsa, keffareti yemin keffareti
gibidir.” (Sadece Nesâi rivâyet
etmiştir.)
3777- Aişe
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah’a
isyan konusunda adak adanmaz eğer yapılırsa, keffareti yemin keffareti
gibidir.” (Sadece Nesâi rivâyet
etmiştir.)
3778- Aişe
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah’a
isyan konusunda adak adanmaz eğer yapılırsa, keffareti yemin keffareti
gibidir.” (Sadece Nesâi rivâyet
etmiştir.)
3779- Aişe
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah’a
isyan konusunda adak adanmaz eğer yapılırsa, keffareti yemin keffareti
gibidir.” (Sadece Nesâi rivâyet
etmiştir.)
3780- Imran b.
Husayn (r.a)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah’a
isyan konusunda adak adanmaz eğer yapılırsa, keffareti yemin keffareti
gibidir.” (Müslim, Nüzür: 5; Tirmizî,
Nüzür ve Eyman: 6)
3781- Imran b.
Husayn (r.a)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah’a
isyan konusunda adak adanmaz eğer yapılırsa, keffareti yemin keffareti
gibidir.” (Müslim, Nüzür: 5; Tirmizî,
Nüzür ve Eyman: 6)
3782- Imran b.
Husayn (r.a)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Öfkeli
anda adak yapılmaz eğer bir kimse böyle bir şey yapar da adağını yerine
getirmezse, keffareti yemin keffareti gibidir.” (Müslim, Nüzür: 5; Tirmizî, Nüzür ve Eyman: 6)
3783- Imran b.
Husayn (r.a)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Öfkeli
anda adak yapılmaz eğer bir kimse böyle bir şey yapar da adağını yerine
getirmezse, keffareti yemin keffareti gibidir.” (Müslim, Nüzür: 5; Tirmizî, Nüzür ve Eyman: 6)
3784- Imran b.
Husayn (r.a)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Öfkeli
anda adak yapılmaz eğer bir kimse böyle bir şey yapar da adağını yerine
getirmezse, keffareti yemin keffareti gibidir.” (Müslim, Nüzür: 5; Tirmizî, Nüzür ve Eyman: 6)
3785- Imran b.
Husayn (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’den işittim
şöyle diyordu: “Adak iki
çeşittir. Biri Allah’a itaat konusunda olup Allah içindir ve yerine getirilmesi
gerekir. İkincisi Allah’a isyan konusunda yapılan adaktır ki bu şeytandandır.
Yerine getirilmez yemin keffareti gibi keffaret gerekir.” (Müslim, Nüzür: 5; Tirmizî, Nüzür ve Eyman: 6)
3786- Imran b.
Husayn (r.a)’dan rivâyete göre, bir adam mahallesindeki mescidde namaz kılmamayı
adamıştı. Imran diyor ki: Rasûlullah (s.a.v)’den işittim şöyle diyordu: “Öfkeli
durumda adak adanmaz yapılırsa, keffareti yemin keffareti gibidir.” (Müslim, Nüzür: 5; Tirmizî, Nüzür ve Eyman: 6)
3787- Imran b.
Husayn (r.a)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah’a
isyan konusunda ve öfkeli durumda adak adanmaz, keffareti ise yemin keffareti
gibidir.” (Müslim, Nüzür: 5; Tirmizî, Nüzür
ve Eyman: 6)
3788- Imran b.
Husayn (r.a)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah’a
isyan konusunda adak adanmaz, keffareti yemin keffareti gibidir.” (Müslim, Nüzür: 5; Tirmizî, Nüzür ve Eyman: 6)
3789- Imran b.
Husayn (r.a)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kişi
sahibi olmadığı bir şeyde ve Allah’a isyan olan hususlarda adak yapamaz.” (Müslim, Nüzür: 5; Tirmizî, Nüzür ve Eyman: 6)
3790- Abdurrahman
b. Semûre (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah’a
isyan olan konularda ve kişinin sahibi olmadığı şeylerde adak yapması olmaz.” (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
3791- Imran b.
Husayn (r.a)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah’a
isyan konusunda ve kişinin sahibi olmadığı şeylerde adak adaması caiz değildir.”
(Müslim, Nüzür: 5; Tirmizî, Nüzür ve
Eyman: 6)
41- KİŞİ GÜCÜ YETMEYEN ŞEYLERİ ADARSA NE
OLUR?
3792- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) kolları iki adamın
omuzunda olduğu halde zorla yürüyen bir adam gördü ve: “Buna ne
oldu” dedi. Onlar da: “Yürüyerek hacca gitmeyi adamıştı” dediler. Bunun üzerine
Rasûlullah (s.a.v): “Allah, bu
adamın kendisine zulmetmesine izin vermez ve onun zulmetmesine ihtiyacı yoktur.
Ona emret bineğine binsin” buyurdular. (Müslim, Nüzür: 4; Ebû Davud, Eyman ve Nüzür: 23)
3793- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), bir adamı iki
kişinin omuzlarına dayanarak zorlukla yürüdüğünü görünce: “Buna ne
oldu?” buyurdu. Onlar da: Yürüyerek Kâbe’ye gitmeyi adamıştı dediler.
Rasûlullah (s.a.v): “Allah’ın
bu adamın canına azab etmesine ihtiyacı yoktur dedi ve binitine binmesini
emretti.” (Müslim,
Nüzür: 4; Ebû Davud, Eyman ve Nüzür: 23)
3794- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bir adamın iki
oğlunun omuzlarına tutunarak zorla yürüdüğünü görünce: “Buna ne
oldu” diye sordu. Yürüyerek Kâbe’ye gitmeyi adadı denildi. Bunun üzerine
Rasûlullah (s.a.v)’e: “Allah,
insanın canına böyle zulmetmesini istemez” buyurdu ve: “Bineğe
binmesini” emretti. (Müslim, Nüzür: 4;
Ebû Davud, Eyman ve Nüzür: 23)
42- YEMİN EDEN YEMİNDE İNŞAALLAH DERSE NE OLUR?
3795- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bir kimse
yemin ederken inşallah = Allah dilerse derse, istisna etmiş olur ve yemini
gerçekleşmez.” (İbn Mâce, Keffarât: 6;
Müsned: 7762)
3796- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre,