45- ALIŞVERİŞ
KİTABI (Bölümleri)
2- ALIŞVERİŞ
VE KAZANMADA DA ŞÜPHELİDEN UZAK DURMAK
3- MALIN
ÇOKLUĞU KIYAMET ALAMETLERİNDEN MİDİR?
5- YALAN VE
YEMİNLERLE MÜŞTERİ ÇEKENLERİN CEZASI
6- SATICI
MÜŞTERİYİ YEMİNLE ALDATMAMALI
7- ZEKAT
VEREREK ALIŞVERİŞİN HATALARI TELAFİ EDİLEBİLİR
8- ALIŞ VERİŞ
YAPANLAR YERLERİNİ TERKEDİNCEYE KADAR ALIŞ VERİŞİ BOZUP DEVAM ETTİRMEKTE
SERBESTTİRLER
9-
ALIŞVERİŞTE SERBESTLİKLE ALAKALI DEĞİŞİK RİVÂYETLER
10- BU KONUDA
DEĞİŞİK RİVAYETLER
11- BOZUK
NİYETLE ALIŞ VERİŞ MECLİSİ TERKEDİLEMEZ
12-
ALIŞVERİŞTE ALDATMA OLMAMALI
13- HAYVANIN
MEMESİNDEKİ SÜTÜ ALDATMAK İÇİN BIRAKMAK
15- KULLANMA
VE İSTİFADE ETME GARANTİ KARŞILIĞIDIR
16- ŞEHİRLİ
KÖYLÜYE ARACILIK YAPMAMALI
17- ŞEHİRLİ
KÖYLÜYE ARACILIK YAPMAMALI
18- KÖYLÜYÜ
PAZARA GELMEDEN YOLDA KARŞILAMAMAK
19- MÜ’MİN
KARDEŞİNİN ALACAĞI MALA TALİP OLMAMAK
20- MÜSLÜMAN
KARDEŞİNİN ALIŞVERİŞİ ÜZERİNE BOZGUNCULUK YAPMAZ
21- MALI
AŞIRI ÖVEREK MÜŞTERİYİ ALDATMAK
22- AÇIK
ARTIRMA MODELİ SATIŞ CAİZDİR
23- MÜLAMESE
(EL DOKUNDURMA) USULU SATIŞ YASAKTIR
24- MÜLAMESE
MODELİ SATIŞ NASILDIR?
25- MÜLAMESE
MODELİ SATIŞ DA YASAKTIR
26- MÜLAMESE
VE MÜNABEZE MODELİ ALIŞVERİŞLERİN İZÂHI
27- ÇAKIL
TAŞI ATMAK SURETİYLE ALIŞ VERİŞ OLUR MU?
28- MEYVEYİ
AĞACINDA HAM OLARAK SATMAK
29-
AĞACINDAKİ MEYVE OLGUNLAŞMADAN SATILMAMALI
30-
AĞACINDAKİ MEYVELER AFETE UĞRARSA NASIL OLUR?
31- BİRKAÇ
YILLIK MEYVE ÖNCEDEN SATILIR MI?
32- YAŞ
MEYVEYİ KURU HURMA KARŞILIĞI SATMAK
33- YAŞ ÜZÜM
KURU ÜZÜMLE DEĞİŞEREK SATILABİLİR Mİ?
34- MUAYYEN
BİR MİKTAR BELİRTMEKSİZİN ARIYYE USULÜ SATIŞA İZİN
35- ARİYYE
USULU BİR KAÇ AĞAÇ HURMAYI YAŞ HURMA İLE DEĞİŞMEK
36- KURU
HURMA YAŞ HURMAYLA DEĞİŞİLİR Mİ?
37-
MİKTARLARI BELLİ OLMAYAN KÜMELERİ DEĞİŞMEK
38- BİR YIĞIN
YİYECEK BİR YIĞIN YİYECEKLE DEĞİŞTİRİLMEZ
39- BAZI
YİYECEKLERİ HUBUBAT KARŞILIĞINDA SATMAK
40- EKİNLER
SARARMADAN SATILAMAZ
41- FARKLI
HURMALARI FARKLI ÖLÇÜLERLE SATMAK OLMAZ
42- HURMA
AYNI DEĞERDE HURMA İLE DEĞİŞİLEBİLİR
43- BUĞDAY
AYNI CİNS BUĞDAYLA DEĞİŞİLEBİLİR
44- ARPA ARPA
KARŞILIĞINDA DEĞİŞİLİR Mİ?
45- DİNAR, DİNAR
KARŞILIĞINDA BOZDURULUR FAZLA ALINMAZ
46- DİRHEM,
DİRHEM KARŞILIĞINDA BOZDURULUR FAZLA ALINMAZ
47- ALTIN,
ALTIN KARŞILIĞINDA BOZDURULUR
48- ALTIN,
MÜCEVHERATINDAN AYRILARAK SATILIR
49- ALTIN VE
GÜMÜŞ VERESİYE SATILIRSA FAİZ OLUR
50- GÜMÜŞ
ALTINLA, ALTIN GÜMÜŞLE DEĞİŞTİRİLİR Mİ?
51- ALTIN,
GÜMÜŞLE; GÜMÜŞ, ALTINLA DEĞİŞTİRİLEBİLİR Mİ?
53- BORÇ
FAZLASIYLA ÖDENEBİLİR
54- FAZLA,
FAZLA TARTMAK (ÖDEMEYİ FAZLA YAPMAK)
55- TESLİM
ALINMAYAN MAL SATILMAMALI
56- ÖLÇEKLE
SATILAN GIDA MADDESİ DE TESLİM ALMADAN SATILMAZ
57- KABALA
(GÖZ KARARIYLA ÖLÇÜP TARTILMAKSIZIN) ALINAN ŞEYLERDE TESLİM ALINMADAN SATILAMAZ
58- VERESİYE
SATIŞLARDA REHİN VERİLİR Mİ?
59- PEYGAMBER
(S.A.V) ZIRHINI NİÇİN REHİN BIRAKMIŞTI?
60- ELE
GEÇİRİLMEYEN MAL SATILAMAZ
61- ALINACAK
GIDA MADDESİNE KARŞILIK PEŞİN PARA (AVANS) VERİLİR Mİ?
62- KURU ÜZÜM
İÇİN DE AVANS VERİLİR Mİ?
63- BİR KAÇ
SENELİK MEYVELER İÇİN AVANS VERİLİR Mİ?
64- EN
HAYIRLI KİMSE BORCUNU EN İYİ ÖDEYEN KİMSEDİR
65- HAYVAN,
HAYVANLA VERESİYE SATILAMAZ
66- BİR KÖLE
İKİ KÖLE KARŞILIĞINDA SATIN ALINIR MI?
67- DOĞURACAK
DEVENİN YAVRUSU SATILIR MI?
68- DOĞURACAK
DEVE YAVRUSU NASIL SATILIRDI?
69- BİRKAÇ
YILLIK MAHSUL ÖNCEDEN SATILIR MI?
70- BELLİ BİR
VADE İLE SATIŞ YAPILABİLİR Mİ?
71-
YASAKLANAN BAZI ALIŞVERİŞ MODELLERİ
72- VADE
FARKI KOYARAK SATIŞ CAİZ MİDİR?
73- BİR
SATIŞTA İKİ ŞART İLERİ SÜRMEK
74- SÜNYA =
BELİRSİZ BİR KISMINI İSTİSNA EDEREK BİR MAL SATILMAZ
75- BAHÇE
MEYVESİYLE BİRLİKTE Mİ SATILIR?
76- KÖLE
MALIYLA BİRLİKTE Mİ SATILIR?
77-
ALIŞVERİŞTE ŞART KOŞULABİLİR Mİ?
78- ALIŞ
VERİŞTE MEŞRU OLMAYAN ŞART GEÇERSİZDİR
79- GANİMET
BÖLÜŞÜLMEDEN SATILIR MI?
80- ŞÜF’A
HAKKI SATILABİLİR Mİ İLK OLARAK KİMİN HAKKIDIR
81-
ALIŞVERİŞTE ŞAHİTLİK KOLAYLAŞTIRILMALI
82- ALICI VE
SATICI ARASINDA FİYAT KONUSUNDA İHTİLAF
83- EHLİ
KİTAPTAN ALIŞVERİŞ YAPMAK CAİZ Mİ?
84- MÜDEBBER
= (EFENDİSİ ÖLÜNCE HÜRRİYETE KAVUŞACAK OLAN) KÖLE SATILIR MI?
85- MÜKATEB =
(EFENDİSİNE BELLİ BİR MİKTAR PARA ÖDEYEREK HÜRRİYETİNE KAVUŞACAK) KÖLENİN
SATILMASI
86- MÜKATEB
KÖLE SÜRESİNDEN ÖNCE SATIN ALINABİLİR
87- VELÂ
HAKKI= (KÖLENİN MALI MİRASI VE BENZERİ HAKLARI) SATILABİLİR Mİ?
89-
İHTİYAÇTAN FAZLA SU SATILIR MI?
90- HEDİYE
EDİLEN İÇKİ NE YAPILIR?
94- PARA İLE
HAYVANLARI ÇİFTLEŞTİRMEK
95- İFLAS
EDEN KİMSEDE KALAN MAL KİMİNDİR
96- ÇALINAN
MAL BAŞKA BİRİNDE ELE GEÇERSE NE YAPILIR
99- BORCU
ÖDEMEDE KOLAYLIK GÖSTERMEK GEREKİR
100- ZENGİNİN
BORCUNU GECİKTİRMESİ ZULÜMDÜR
101- BORÇ BİR
BAŞKASINA HAVALE EDİLİR Mİ?
102- BORCU
OLAN KİMSENİN CENAZE NAMAZI KILINMAZ MI?
103- BORCU
GÜZELLİKLE ÖDEMEYE TEŞVİK
104- BORÇLUYA
İYİ MUAMELE VE ONU SIKIŞTIRMAMAK
105- BİR
KÖLEDE BİRKAÇ ORTAK OLUR MU?
106- KÖLE VE
CARİYE ORTAK OLURSA NE YAPMALI?
107-
HURMALIKTA ORTAK OLANLAR NASIL SATARLAR?
108-
MESKENLERDE ORTAK OLANLAR HİSSELERİNİ KİME SATMALI?
45- ALIŞVERİŞ KİTABI
(Bölümleri)
4373- Âişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kişinin
yediği en güzel ve en helâl kazanç kendi kazandığıdır. Kişinin çocuğu da kendi
kazancından sayılır.” (İbn Mâce, Ticarat:
1; Tirmizî, Ahkam: 22)
4374- Âişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Çocuklarınız
en iyi ve helâl kazancınızdır, o halde çocuklarınızın kazancından yiyiniz.”
(Ebû Davud, Büyü’: 79; Tirmizî, Ahkam: 22)
4375- Âişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kişinin
yediğinin en hel
4376- Âişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kişinin
yediğinin en hel
2-
ALIŞVERİŞ VE KAZANMADA DA ŞÜPHELİDEN UZAK DURMAK
4377- Şa’bî (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Numan b. Beşîr’den işittim şöyle diyordu:
Rasûlullah (s.a.v)’den işittim şöyle buyurdu: -vallahi Ondan sonra kimseden
böyle bir şey işitmedim- “Helal da
bellidir. Haramda bellidir. Fakat ikisi arasında şüpheli şeyler de vardır.”
(Bazı rivâyetlerde bu ikisi arasında benzeşen şeyler de vardır diye
geçmektedir.) Rasûlullah (s.a.v) sözüne şöyle devam etti: “Bunu size
bir örnek ile açıklayayım. Allah’ın da bir koruluğu vardır. Allah’ın koruluğu
haram kıldığı şeylerdir. Korunun etrafında dolaşan koruluğa girmesi
muhtemeldir. (Bazı rivâyetlerde koruluğun çevresinde hayvanını otlatanın
hayvanları koruluğa girebilir şeklindedir.) Şüpheli
işleri yapan kimsenin de yaptıklarından cesaret alarak haram işleri işlemesi
muhtemeldir.” (Ebû Davud, Büyü’: 3; Tirmizî,
Büyü’: 1)
4378- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: “Bir zaman
gelir ki insanlar haram helâl demeden nereden ve nasıl olursa olsun kazanmaya
çalışırlar.” (Ebû Davud, Büyü’: 3;
Tirmizî, Büyü’: 1)
4379- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Bir zaman
gelir ki insanlar faiz yerler yemeyenlere de tozundan bulaşır.” (Ebû Davud, Büyü’: 3)
3-
MALIN ÇOKLUĞU KIYAMET ALAMETLERİNDEN MİDİR?
4380- Amr b. Tağlib
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kıya
4381- Hakîm b.
Hızam (r.a)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Alışveriş
yapanlar bulundukları yerden ayrılmadıkça alışverişi yapıp yapmamakta
serbesttirler. Doğru konuşur ve sattıkları malın özelliklerini ortaya
koyarlarsa alışverişleri hayırlı ve bereketli olur. Eğer yalan söyler ve
mallarının özelliklerini gizlerlerse malın bereketi yok olur.” (Tirmizî, Büyü’: 26; Dârimi, Büyü’: 15)
5-
YALAN VE YEMİNLERLE MÜŞTERİ ÇEKENLERİN CEZASI
4382- Ebu Zer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Üç kişi
vardır ki Allah bu kimselere rahmetle bakmaz ve bu kimselerle konuşmaz ve
onları bağışlayıp günahlarından arındırmaz ve onlara acı bir azap vardır.” Rasûlullah
(s.a.v), Âl-i İmrân 77. ayetini okudu, Ebu Zer diyor ki: “Onlar yandılar ve
perişan oldular. Rasûlullah (s.a.v) şöyle devam etti: “Bunlar 1.
Kibir ve gösteriş olsun için elbiselerini uzatıp yerlerde sürüyen kimselerdir.
2. Sattığı malı yalan yeminlerle değerli göstermeye çalışanlar. 3. Yaptığı
iyilik ve yardımı başa kakanlardır.” (Müslim,
İman: 46; Tirmizî, Büyü’: 5)
4383- Ebu Zer
(r.a)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Üç kişi
vardır ki Allah kıyamet günü onların yüzüne rahmet bakışıyla bakmaz ve onları
bağışlayıp günahlarından arındırmaz ve onlara acı bir azap vardır. O kimseler
1. Verdiği şeyi başa kakarlar 2. Kibir ve gösteriş olsun için elbiselerini
uzatıp yerlerde sürüyenler. 3. Sattığı malı yalan ve yeminlerle değerli göstermeye
çalışanlar.” (Müslim, İman: 46; Tirmizî,
Büyü’: 5)
4384- Ebu Katade el
Ensarî (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Alışverişinizde
çok yemin etmeyin çünkü yemin malı sattırır ama bereketini giderir.” (Ebû Davud, Büyü’: 6; İbn Mâce, Ticarat: 30)
4385- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Yemin
malı sattırır ama bereketini giderir.” (Ebû
Davud, Büyü’: 6; İbn Mâce, Ticarat: 30)
6-
SATICI MÜŞTERİYİ YEMİNLE ALDATMAMALI
4386- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Üç kimse
vardır ki Allah onlarla ne konuşur ne de rahmet nazarıyla bakar ve onları
bağışlayıp günahlarından temizlemez, onlar için acı bir azap vardır. 1. Yol
üstündeki suyunu yolculardan esirgeyen kimse. 2. Devlet başkanına dünyalık için
bağlanıp otoritesini kabul ettikten sonra istediklerini verirse ona itaat eden
vermediğinde de isyan eden kimse. 3. İkindiden sonra sattığı malı şu kadar para
verdiler diye yemin ederek müşteriyi inandırıp mal satan kimse.” (İbn Mâce, Ticarat: 3; Tirmizî, Büyü’: 4)
7-
ZEKAT VEREREK ALIŞVERİŞİN HATALARI TELAFİ EDİLEBİLİR
4387- Kays b. Ebî
Gareze (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Biz Medine’de alışveriş
yapıyorduk ve kendimize simsarlar adını vermiştik. İnsanlar da bize simsarlar
diyordu. Rasûlullah (s.a.v) Medine’ye gelince bize bizim verdiğimiz isimden
daha hayırlı bir isim olan tüccar adını vererek şöyle buyurdu: “Ey
tüccarlar topluluğu! Alışveriş yaparken farkına varmaksızın yeminler etmiş ve
boş sözler konuşarak kazancınızı kirletmiş olabilirsiniz bu sebeple bol sadaka
vererek bu kirlerden kazancınızı temizleyiniz.” (İbn Mâce, Ticarat: 3; Tirmizî, Büyü’: 4)
8-
ALIŞ VERİŞ YAPANLAR YERLERİNİ TERKEDİNCEYE KADAR ALIŞ VERİŞİ BOZUP DEVAM
ETTİRMEKTE SERBESTTİRLER
4388- Hakîm b.
Hızam (r.a)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Satıcı
ile müşteri bulundukları yerden ayrılıncaya kadar alışverişi bırakmakta ve
devam ettirmekte serbesttirler. Eğer mallarının özelliklerini güzelce
açıklarlar ve para durumlarını net olarak ortaya koyarlarsa ve bu konuda doğru
ve dürüst olurlarsa alışverişleri kendilerine bereketli kılınır. Eğer alan ve
satan malı ve parayı net olarak ortaya koymazlar ve yalancılık yaparlarsa bu
alışverişlerin bereketi giderilir.” (Tirmizî,
Büyü’: 26; Dârimi, Büyü’: 15)
9-
ALIŞVERİŞTE SERBESTLİKLE ALAKALI DEĞİŞİK RİVÂYETLER
4389- Abdullah b.
Ömer (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Satıcı ve
müşteri alışverişi yaptıkları yerden ayrılıncaya kadar alıp almamakta serbesttirler.
Ancak alışverişi muhayyerlik şartıyla yapmışlarsa bu özellik alışveriş
bittikten sonra da konuşulan süreye kadar devam eder.” (Müslim, Büyü’: 11; Tirmizî, Büyü’: 26)
4390- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Alışverişi
yapanlar yani alıcı ve satıcı alışverişi yaptıkları yerden ayrılıncaya kadar
alışverişi devam ettirmekte ve bırakmakla serbesttirler. Veya muhayyer olarak
konuşmuşlarsa o süre bitimine kadar serbestlik devam eder.” (Müslim, Büyü’: 11; Tirmizî, Büyü’: 26)
4391- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Alışveriş
yapanlar alıcı ve satıcı alışveriş yaptıkları yerden ayrılmadıkları sürece
alışverişi devam ettirmekte ve bırakmakta serbesttirler. Ancak alışverişte her
iki tarafta muhayyerlik şartını şart koşmuşlarsa o süre dolunca alışveriş
kesinleşmiş olur.” (Müslim, Büyü’: 11;
Tirmizî, Büyü’: 26)
4392- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “İki kişi
alışveriş yaptıklarında bulundukları yerden ayrılıncaya kadar alışverişi devam
ettirmek ve bırakmakta serbesttirler. Eğer alışverişte muhayyerlik var da o
şekilde kabul edilmişse o süre bitiminde alışveriş gerçekleşmiş olur.” (Müslim, Büyü’: 11; Tirmizî, Büyü’: 26)
4393- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Alışveriş
yapan iki kişi bulundukları yerden ayrılıncaya kadar alış verişlerini yapıp
yapamamakta serbesttirler. Ama biri diğerine seçim de serbestsin dilersen
muhayyer olarak bu alışverişi yapalım dilersen normal usulde yapalım diyebilir.”
(Müslim, Büyü’: 11; Tirmizî, Büyü’: 26)
4394- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Alıcı ve
satıcı bulundukları yerden ayrılmadıkları sürece serbesttirler. Alışverişi
devam ettirecekleri gibi bırakabilirler de ancak muhayyer olmak şartıyla
alışveriş yapılmışsa o zaman durum başkadır.” (Müslim, Büyü’: 11; Tirmizî, Büyü’: 26)
4395- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Alıcı ve
satıcı bulundukları yerden ayrılmadıkları sürece serbesttirler. Alışverişi
devam ettirecekleri gibi bırakabilirler de ancak muhayyer olmak şartıyla
alışveriş yapılmışsa o zaman durum başkadır.” (Müslim, Büyü’: 11; Tirmizî, Büyü’: 26)
4396- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “İki kişi
alışveriş yaptıklarında birbirlerinden ayrılmadıkları sürece alışverişi devam
ettirmek ve bırakmakta serbesttirler.” (Müslim,
Büyü’: 11; Tirmizî, Büyü’: 26)
4397- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Alışveriş
yapanlar yani alıcı ve satıcı bulundukları yerden ayrılmadıkları sürece
serbesttirler ancak alışverişi muhayyerlik üzere yapmışlarsa o başka.” (Müslim, Büyü’: 11; Tirmizî, Büyü’: 26)
4398- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Alışveriş
yapanlar arasında birbirlerinden ayrılıncaya kadar alışveriş kesinleşmez. Ancak
muhayyerlik şart koşulmuşsa onun da süresi dolunca gerçekleşir.” (Müslim, Büyü’: 11; Tirmizî, Büyü’: 26)
10-
BU KONUDA DEĞİŞİK RİVAYETLER
4399- İbn Ömer (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Her
alışveriş yapanın alışverişi birbirinden ayrılmadıkça gerçekleşmez. Ancak
muhayyerlik şart koşmuşsa o süre dolunca o da gerçekleşir.” (Müslim, Büyü’: 11; Tirmizî, Büyü’: 26)
4400- İbn Ömer (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Her
alışveriş yapanın alışverişi birbirinden ayrılmadıkça gerçekleşmez. Ancak
muhayyerlik şart koşmuşsa o süre dolunca o da gerçekleşir.” (Müslim, Büyü’: 11; Tirmizî, Büyü’: 26)
4401- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Her
alışveriş yapanın alışverişi birbirinden ayrılmadıkça gerçekleşmez. Ancak
muhayyerlik şart koşmuşsa o süre dolunca o da gerçekleşir.” (Müslim, Büyü’: 11; Tirmizî, Büyü’: 26)
4402- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Her
alışveriş yapanın alışverişi birbirinden ayrılmadıkça gerçekleşmez. Ancak
muhayyerlik şart koşmuşsa o süre dolunca o da gerçekleşir.” (Müslim, Büyü’: 11; Tirmizî, Büyü’: 26)
4403- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Her
alışveriş yapanın alışverişi birbirinden ayrılmadıkça gerçekleşmez. Ancak
muhayyerlik şart koşmuşsa o süre dolunca o da gerçekleşir.” (Müslim, Büyü’: 11; Tirmizî, Büyü’: 26)
4404- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Her
alışveriş yapanın alışverişi birbirinden ayrılmadıkça gerçekleşmez. Ancak
muhayyerlik şart koşmuşsa o süre dolunca o da gerçekleşir.” (Müslim, Büyü’: 11; Tirmizî, Büyü’: 26)
4405- Semure
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Satıcı ve
alıcı yerlerinden ayrılıncaya kadar veya alıcı ve satıcıdan biri alışverişi
kesinleştirinceye kadar serbesttirler” buyurdu ve: “Üç defa
dilerse alışverişi muhayyer olarak yapabilirler” buyurdu. (Müslim, Büyü’: 11; Tirmizî, Büyü’: 26)
4406- Semure
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Alış
veriş yapan alıcı ve satıcı birbirlerinden ayrılmadıkları sürece alışverişi
devam ettirmekte ve bozmakta serbesttirler. Veya alıcı ve satıcıdan biri diğerine
akdi kesinleştirdim veya bıraktım deyinceye kadar serbestlik devam eder.” (Müslim, Büyü’: 11; Tirmizî, Büyü’: 26)
11-
BOZUK NİYETLE ALIŞ VERİŞ MECLİSİ TERKEDİLEMEZ
4407- Amr b. Şuayb
(r.a) babasından ve dedesinden rivâyet ederek; Peygamber (s.a.v)’in bize şöyle
buyurduğunu aktarmıştır: “Alışveriş
yapan alıcı ve satıcı birbirlerinden ayrılmadıkları sürece alışverişi devam
ettirmekte ve bozmakta serbesttirler. Ancak alım satımı muhayyerlik esasına
göre yapmışlarsa o zaman belirttikleri süreye kadar akit kesinleşmez. Alışveriş
bitsin diyerek taraflardan birinin kötü niyetle alım satım yerini terk etmeleri
de helâl değildir.” (Ebû Davud, Büyü’:
53; Tirmizî, Büyü’: 26)
12-
ALIŞVERİŞTE ALDATMA OLMAMALI
4408- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, bir adam Rasûlullah (s.a.v)’e alışverişte devamlı
aldandığını söyledi. Rasûlullah (s.a.v) ona: “Alışveriş
yaptığın zaman “Aldatma yok” de” buyurdu. O adam, bundan sonra alışveriş
yaparken “aldatmak yok” derdi. (Müslim, Büyü’:
12; Ebû Davud, Büyü’: 68)
4409- Enes (r.a)’ten
rivâyete göre, geri zekalı hafızası zayıf bir adam alışveriş yapıyordu. Ailesi
Rasûlullah (s.a.v)’e gelerek, “Ey Allah'ın Peygamberi! Bu kimseden alışveriş
yapma hakkını elinden al” dediler. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v) onu çağırıp
alışverişten men edince, adam: “Ey Allah'ın Peygamberi! Alışveriş yapmadan
duramam” dedi. Peygamber (s.a.v)’de: “O halde
alışveriş yaptığında aldatma yok” de buyurdu. (Müslim, Büyü’: 12; Ebû Davud, Büyü’: 68)
13-
HAYVANIN MEMESİNDEKİ SÜTÜ ALDATMAK İÇİN BIRAKMAK
4410- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Sizden
biriniz deve, koyun gibi sağmal bir hayvanı satacağında fazla paraya satabilmek
için memesindeki sütü sağmamazlık etmesin.” (Müslim,
Büyü’: 7; Tirmizî, Büyü’: 29)
14-
TASRİYE YASAKTIR = Satışa çıkarılan sağmal deve, sığır veya koyunu bol sütlü gösterip
pahalı satmak maksadıyla iki, üç gün sütünü yavrularına emzirmeyip kendisi de
sağmamak şeklindeki yapılan hileli alışveriştir.
4411- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Daha
ucuza almak için köylüyü pazara gelmeden yolda karşılaşmayın. Koyun ve
develerinizi satarken sütlü görünmesi için birkaç gün sağmamazlık etmeyin. Kim
böyle bir hayvanı satın almışsa iki şey arasında serbesttir. Dilerse hayvanı
olduğu gibi kabul eder veya sağıp kullandığı süt karşılığı bir ölçek hurmayla
birlikte hayvanı sahibine iade eder.” (Müslim,
Büyü’: 7; Tirmizî, Büyü’: 29)
4412- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Memesindeki
sütü birkaç gün sağılmadan alan kimse sütünü sağdıktan sonra isterse o durumda
hayvanı kabul eder veya hoşlanmaz ise hayvanla birlikte kullandığı süte
karşılık bir ölçek hurmayla hayvanı sahibine iade eder.” (Müslim, Büyü’: 7; Tirmizî, Büyü’: 29)
4413- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Eb’ul Kasım (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Sütü
sağılmaksızın bir hayvanı satın alan kimse şu iki şeyi yapmakta serbesttir. Ya
olduğu gibi hayvanı kabul eder veya üç gün içerisinde hayvanı sahibine geri
verir, ilk süt karşılığında da bir ölçek hurma verir.” (Müslim, Büyü’: 7; Tirmizî, Büyü’: 29)
15-
KULLANMA VE İSTİFADE ETME GARANTİ KARŞILIĞIDIR
4414- Âişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v): “Kullanma
ve istifade hakkı garanti karşılığıdır” buyurdu. (Tirmizî, Büyü’: 53; İbn Mâce, Ticarat: 43)
16-
ŞEHİRLİ KÖYLÜYE ARACILIK YAPMAMALI
4415- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah
(s.a.v) köylünün pazar yerine malını indirmeden yolda karşılanmasın, muhacir (şehirli) kimsenin bedevi kimsenin malıma
aracılık yaparak satmasını, sağmal hayvanı pahalı satmak için memesinde süt
biriktirmeyi, değişik reklam yoluyla malı aldatarak satmayı, Mü’min kardeşinin
alacağı malı artırmayı ve bir kadının başka bir kadının boşanmasını istemesini
yasak etmiştir.” (Müslim, Büyü’: 7; Ebû
Davud, Büyü’: 48)
17-
ŞEHİRLİ KÖYLÜYE ARACILIK YAPMAMALI
4416- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şehirlinin babası ve kardeşi bile
olsa köylünün adına malını satmasını yasak etmiştir. (Müslim, Büyü’: 7; Ebû Davud, Büyü’: 48)
4417- Enes b. Malîk
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: “Bize babası
ve kardeşi bile olsa şehirliniz köylü adına malının satılmasında aracılık
etmesi yasaklandı.” (Müslim, Büyü’: 7;
Ebû Davud, Büyü’: 48)
4418- Enes (r.a)’ten
rivâyete göre, şöyle demiştir: “Şehirlinin
köylü adına aracılık etmesi yasaklandı.” (Müslim,
Büyü’: 7; Ebû Davud, Büyü’: 48)
4419- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Şehirli
köylünün malını satmasın, insanları kendi h
4420- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Pazara
malını getiren köylüyü yolunu kesip düşük fiyatla mallarını satın almayın.
Birinizin alışverişi üzere bir diğeriniz devreye girmesin, bir malın değerini
fazlaca överek aldatmaya kalkmayın ve şehirli köylü adına onun malını
satmasın.” (Müslim,
Büyü’: 7; Ebû Davud, Büyü’: 48)
4421- Abdullah
(r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v): “Aşırı reklamlarla
malın değerini artırıp aldatmayı, köylüyü pazara gelmeden yolda karşılamayı ve
şehirlinin köylü adına malını satmasını yasakladı.” (Müslim, Büyü’: 7; Ebû Davud, Büyü’: 48)
18-
KÖYLÜYÜ PAZARA GELMEDEN YOLDA KARŞILAMAMAK
4422- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v): “Pazara gelen
köylüyü yolda karşılayıp malını satın almayı yasakladı.” (Müslim, Büyü’: 7; Ebû Davud, Büyü’: 48)
4423- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v): “Şehire satılmaya
gelen malları pazara gelmeden yolda karşılamayı yasakladı.” (Müslim, Büyü’: 7; Ebû Davud, Büyü’: 48)
4424- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah
(s.a.v) şehre satılmaya gelen köylünün mallarını yolda karşılamayı, şehirlinin
köylü adına köylünün malını satmasını yasaklamıştır.” (Müslim, Büyü’: 7; Ebû Davud, Büyü’: 48)
4425- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir. Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Köylünün
mallarını pazara gelmeden yollarda karşılamayın. Kim pazara gelmeden köylünün
malını ucuzca alırsa mal sahibi pazara gelince durumu öğrenince alışverişi
bozmakta ve devam ettirmekte serbesttir.” (Müslim,
Büyü’: 7; Ebû Davud, Büyü’: 48)
19-
MÜ’MİN KARDEŞİNİN ALACAĞI MALA TALİP OLMAMAK
4426- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Şehirli
köylünün malını aracılık yaparak satmasın, sattığınız malı aşırı överek
aldatmayın, kişi Mü’min kardeşinin alacağı mala müşteri olmasın. Mü’min
kardeşinin alacağı bir kıza da dünürcü olmasın. Hiçbir kadın başka bir kadının
boşanmasını isteyip o koca ile evlenmeyi de düşünmesin. Allah kime neyi
yazmışsa o mutlaka gerçekleşir.” (Müslim,
Büyü’: 4; İbn Mâce, Ticarat: 13)
20-
MÜSLÜMAN KARDEŞİNİN ALIŞVERİŞİ ÜZERİNE BOZGUNCULUK YAPMAZ
4427- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Hiçbiriniz
mü’min kardeşinin alışverişini bozarak ona kendi malını satmaya kalkmasın.” (Müslim, Büyü’: 4; İbn Mâce, Ticarat: 13)
4428- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bir kişi
Mü’min kardeşinin yaptığı alışverişi bitirmeden yahut müşteri o alışverişten
vazgeçmeden aynı müşteriye kendi malını satmaya kalkmasın.” (Müslim, Büyü’: 4; İbn Mâce, Ticarat: 13)
21-
MALI AŞIRI ÖVEREK MÜŞTERİYİ ALDATMAK
4429- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) aşırı malı överek müşteriyi
aldatmayı yasaklamıştır. (Müslim, Büyü’: 4; İbn
Mâce, Ticarat: 13)
4430- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’den işittim şöyle diyordu: “Hiçbir
kimse Mü’min kardeşinin alışverişinin üzerine alış veriş etmesin, şehirli köylü
adına köylünün malını satmaya kalkmasın, malı aşırı överek müşteriyi
aldatmayın, bir kimse bir malı alırken diğer bir kimse satıcıya fazla para
teklif etmesin. Bir kadın diğer bir kadının boşanmasını isteyip o kocaya
varmaya kalkmasın.” (Müslim, Büyü’: 4;
İbn Mâce, Ticarat: 13)
4431- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Şehirli
köylünün malını köylü hesabına alıp satmasın, malın değerini aşırı reklamlarla
överek artırıp müşteriyi aldatmasın. Bir mal satılırken diğer biri gelip o mala
daha fazla fiyat vermesin. Bir kadın da başka bir kardeşinin boşanmasını
isteyip o kocaya varmaya kalkmasın.” (Müslim,
Büyü’: 4; İbn Mâce, Ticarat: 13)
22-
AÇIK ARTIRMA MODELİ SATIŞ CAİZDİR
4432- Enes b. Malîk
(r.a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v): “Fakir bir
adama verilen bir çul ve bir su tasını açık artırma usulüyle satmıştı.” (Müslim, Büyü’: 4; İbn Mâce, Ticarat: 13)
23-
MÜLAMESE (EL DOKUNDURMA) USULU SATIŞ YASAKTIR
4433- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v): “Mülamese =
Elimi dokunduğum mal veya senin elini dokunduğun mal benimdir şeklindeki
alışveriş modeliyle münabeze = Attığım mal senin senin attığın mal da benimdir
şeklindeki aldatma ve kumara benzeyen mal satışını yasakladı.” (Tirmizî, Büyü’: 69; Müslim, Büyü’: 1)
24-
MÜLAMESE MODELİ SATIŞ NASILDIR?
4434- Ebu Said el
Hudrî (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v): “Mülamese =
Modeli alış verişi müşterinin alacağı mala bakmadan eliyle yoklayarak almasını ve
Münabeze usulü alışveriş ki = alıcı ve satıcı birbirlerine attıkları ve mala
evirip çevirip bakmaksızın yapılan alış veriş modelini yasaklamıştır.” (Tirmizî, Büyü’: 69; Müslim, Büyü’: 1)
25-
MÜLAMESE MODELİ SATIŞ DA YASAKTIR
4435- Ebu Said el
Hudrî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v): “Alış
verişte mülamese ve münabeze modeli satışı yasakladı.” (Tirmizî, Büyü’: 69; Müslim, Büyü’: 1)
4436- Ebu Said el
Hudrî (r.a)’den rivâyete göre: “Rasûlullah
(s.a.v) Münabeze ve Mülamese modeli alışverişi yasaklamıştır.” (Tirmizî, Büyü’: 69; Müslim, Büyü’: 1)
26-
MÜLAMESE VE MÜNABEZE MODELİ ALIŞVERİŞLERİN İZÂHI
4437- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), Mülamese ve Münabeze modeli
satışları yasak etmiştir. Mülamese: İki kişinin gece karanlığında alacağı malı
evirip çevirip görmeden elini dokunmakla yaptıkları alışveriş şeklidir.
Münabeze: Satıcı ve alıcı alıp satacakları malın ölçü ve k
4438- Ebu Said el
Hudrî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), Mülamese =
bakmaksızın el dokunmakla yapılan alışverişi ve Münabeze = Alacağı malı evirip
çevirip bakmadan sadece atmak suretiyle yapılan alışveriş modelini
yasaklamıştır. (Tirmizî, Büyü’: 69; Müslim,
Büyü’: 1)
4439- Ebu Said el
Hudrî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) iki tür
elbise satışını yasakladı: “Mülamese” ve “Münabeze” modelini “Mülamese”:
Bakmaksızın elini dokundurduğunda alış veriş bitmiştir. şeklindeki
alışveriştir. “Münabeze” ise: Elbiseyi sana attığım an alışveriş bitmiştir
şeklindeki satıştır. (Tirmizî, Büyü’: 69;
Müslim, Büyü’: 1)
4440- Sâlim (r.a)
babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v) iki tür elbise
satışını yasaklamıştır. Yine Rasûlullah (s.a.v): Münabeze ve Mülamese modeli
satışları yasaklamıştır. Bu iki satış türü cahiliyye döneminde yapılan satış
modeliydi.” (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
4441- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) iki tür alışverişi yasakladı ki bu
yasaklamalar Mülamese ve Münabeze modelleridir. “Mülamese” şudur. İki kişi
birbirine elbiselerine bakmaksızın sadece dokunmak suretiyle yapılan
alışveriştir. “Münabeze” ise: Alıcı ve satıcının birbirlerinin mallarına
bakmaksızın ve özelliklerini bilmeksizin sadece atmak suretiyle gerçekleşen
alışveriştir. (Müslim: Büyü’: 1)
27-
ÇAKIL TAŞI ATMAK SURETİYLE ALIŞ VERİŞ OLUR MU?
4442- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah
(s.a.v) taş atma usulü ile yapılan alışverişi ve aldatma olan her alışverişi
yasakladı.” (Tirmizî, Büyü’: 69; Müslim,
Büyü’: 1)
28-
MEYVEYİ AĞACINDA HAM OLARAK SATMAK
4443- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Meyveleri
ağacında olgunlaşmadan satmayın. Hem alıcı hem de satıcıyı bu konuda yasakladı.”
(İbn Mâce, Ticarat: 32; Tirmizî, Büyü’:
14)
4444- Sâlim
(r.a)’in babasından rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v): “Meyveleri
olgunlaşmadan alınıp satılmasını yasakladı.” (İbn Mâce, Ticarat: 32; Tirmizî, Büyü’: 14)
4445- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Meyveler
olgunlaşmadan ağacındayken satmayın. Ağaçtaki meyveyi kuru hurma karşılığında
satmayın.” (İbn Mâce, Ticarat: 32;
Tirmizî, Büyü’: 14)
4446- Abdullah b.
Ömer (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) aramızdan
kalkarak: “Meyveleri
olgunlaşmadan satmayın” buyurdu. (İbn
Mâce, Ticarat: 32; Tirmizî, Büyü’: 14)
4447- Câbir b.
Abdullah (r.a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v): “Muhabere,
Müzâbene, Muhakale modeli alış verişi yasakladı ayrıca meyvelerin olgunlaşmadan
satılmasını yasak etti. Sadece dirhem ve dinarla alışverişi serbest bıraktı ve
araya usulü satışa da izin verdi.”
Muhabere:
Mahsul karşılığında arazi kiralamayı
Muzâbene:
Ağaçtaki taze hurmayı bir miktar kuru hurma karşılığında satmak
Muhakale:
Başağındaki buğdayı ambardaki buğdayla değişmek
Araya:
Kişinin bahçesindeki bir veya birkaç ağacın meyvesini birilerine
bağışlamasıdır. Veya yenmesi için bırakmasıdır. (Tirmizî,
Büyü’: 14; Müslim, Büyü’: 16)
4448- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v), Muhabere, Muzâbene, Muhakale ve
yenilecek hale gelinceye kadar meyve satışını yasakladı. Ağacı olmayanların
yemeleri için bazı ağaçlarda meyve bırakmaya izin verdi. (Tirmizî, Büyü’: 14; Müslim, Büyü’: 16)
4449- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) yenilecek hale gelinceye kadar
hurmaların satışını yasak etti. (Tirmizî, Büyü’: 14; Müslim, Büyü’: 16)
29-
AĞACINDAKİ MEYVE OLGUNLAŞMADAN SATILMAMALI
4450- Enes b. M
30-
AĞACINDAKİ MEYVELER AFETE UĞRARSA NASIL OLUR?
4451- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kardeşine
ağacındaki meyveyi satarsan ve bir afetle o meyveler de yok olursa, senin ondan
aldığın para sana nasıl helâl olur? Haksız yere kardeşinin malını nasıl
alabilirsin?” (İbn Mâce, Ticarat: 32; Ebû
Davud, Büyü’: 23)
4452- Câbir b.
Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bir kimse
ağacındaki meyvesini olgunlaşmadan satsa ve o meyvelere de bir felaket gelse o
kardeşinden nasıl para alabilirsin? Veya benzeri bir ifadeyle sizden biriniz
Müslüman kardeşinizin malını haksız yere nasıl yiyebilir?” (İbn Mâce, Ticarat: 32; Ebû Davud, Büyü’: 23)
4453- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre: “Peygamber
(s.a.v), felaketten dolayı zarar eden borçlunun borcunu düşürdü.” (İbn Mâce, Ticarat: 32; Ebû Davud, Büyü’: 23)
4454- Ebu Said el
Hudrî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) zamanında bir
adamın ağacında satıp bedelini aldığı meyveleri afete uğradı, borcu çoğaldı
ödeyemez hale gelince, Rasûlullah (s.a.v) “Ona
yardım edin” buyurdu. Bunun üzerine herkes ona yardım etti. Yapılan
yardımla da borçları ödenemeyince Rasûlullah (s.a.v) alacaklılara: “Bulduğunuzu
alın başka bir şey istemeyin” buyurdu. (İbn
Mâce, Ticarat: 32; Ebû Davud, Büyü’: 23)
31-
BİRKAÇ YILLIK MEYVE ÖNCEDEN SATILIR MI?
4455- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) birkaç yıllık meyveyi önceden
satmayı yasakladı. (İbn Mâce, Ticarat: 32; Ebû
Davud, Büyü’: 23)
32-
YAŞ MEYVEYİ KURU HURMA KARŞILIĞI SATMAK
4456- Sâlim
(r.a)’in babasından rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) yaş hurmayı kuru hurma
karşılığında satmayı yasak etti. İbn Ömer Zeyd b. Sabit’ten naklen şöyle
demiştir: Rasûlullah (s.a.v) gelip geçenlerin yemeleri için birkaç ağacın
meyvesini dalında bırakmaya izin verdi. (Müslim,
Büyü’: 14; Tirmizî, Büyü’: 54)
4457- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v): Müzâbene modeli alışverişi yasak
etti. Müzâbene şudur: Ağaçtaki yaş hurmayı fazlası kendisine eksik kalırsa
tamamlamak üzere belli bir ölçüyle kuru hurmayla değişmektir. (Müslim, Büyü’: 14; Tirmizî, Büyü’: 54)
33-
YAŞ ÜZÜM KURU ÜZÜMLE DEĞİŞEREK SATILABİLİR Mİ?
4458- İbn Ömer
(r.a)'den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v), müzâbene modeli satışı yasakladı.
“Müzâbene” bir meyvenin kuru hurma karşılığında belli bir ölçekte değişmek, yaş
üzümü belli bir ölçek kuru üzümle değişmek demektir. (Tirmizî, Büyü’: 63; İbn Mâce, Ticarat: 55)
4459- Rafi b. Hadîc
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) Muhakale ve Müzâbene
modeli satışları yasaklamıştır. (Tirmizî, Büyü’:
63; İbn Mâce, Ticarat: 55)
4460- Zeyd b. Sabit
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) gelip geçen kimselerin yemesi için
bahçedeki ağaçların bir kısmının meyvesini ağacında bırakmaya izin vermiştir. (Tirmizî, Büyü’: 63; İbn Mâce, Ticarat: 55)
4461- Zeyd b. Sabit
(r.a)’in babasından rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) yaş ve kuru hurma olarak
gelip geçenlerin yemesi için meyveleri ağacında bırakmaya izin vermiştir. (Tirmizî, Büyü’: 63; İbn Mâce, Ticarat: 55)
34-
MUAYYEN BİR MİKTAR BELİRTMEKSİZİN ARIYYE USULÜ SATIŞA İZİN
4462- Zeyd b. Sabit
(r.a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) araya modeli alışverişi belli bir
miktar belirtmeksizin satışına izin verdi. (Tirmizî,
Büyü’: 63; İbn Mâce, Ticarat: 55)
4463- Zeyd b. Sabit
(r.a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) Ariyye usulu alışverişi bir miktar
belirtmeksizin kuru hurmayla yapılmasına izin verdi. (Tirmizî, Büyü’: 63; İbn Mâce, Ticarat: 55)
35-
ARİYYE USULU BİR KAÇ AĞAÇ HURMAYI YAŞ HURMA İLE DEĞİŞMEK
4464- Zeyd b. Sabit
(r.a)’in haber verdiğine göre, Rasûlullah (s.a.v), ariyye usulü bir iki ağaç
hurmayı yaş ve kuru hurma ile değişmeye izin verdi. Bunun dışında başka
şeylerde bu izni vermedi. (Tirmizî, Büyü’: 63;
İbn Mâce, Ticarat: 55)
4465- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre: “Rasûlullah
(s.a.v), ariyye usulü birkaç ağaç hurmayı beş vesak’a kadar yaş ve kuru hurma
karşılığında değişmeye izin verdi daha fazlasına izin vermedi.” (Tirmizî, Büyü’: 63; İbn Mâce, Ticarat: 55)
4466- Sehl b. Ebî
Hasme (r.a)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v), ağaçtaki meyveyi
olgunlaşmadan satmayı yasakladı. Ariyye’ye izin verdi. Muayyen bir miktar
belirtmeksizin sahiplerinin ve gelip geçenin yemesi için ağacında bırakılmasına
ve satılmasına izin verdi. (İbn Mâce, Ticarat:
55; Müslim, Büyü’: 14)
4467- Sehl b. Ebî
Hasme (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) Müzabene modeli alışverişi
yani bir meyveyi kuru hurmayla değişerek satmayı yasakladı. Ama araya usulu
ağaçta başkalarının yemesi için meyve bırakmaya izin verdi. (İbn Mâce, Ticarat: 55; Müslim, Büyü’: 14)
4468- Rasûlullah
(s.a.v)’in ashabından Büşeyr b. Yesar (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v) araya denilen gelip geçenin yemesi için ağaçta meyve
bırakmaya izin verdi. (Müslim, Büyü: 14; İbn
Mâce, Ticarat: 55)
36-
KURU HURMA YAŞ HURMAYLA DEĞİŞİLİR Mİ?
4469- Sa’d
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’e kuru hurmayı yaş
hurmayla değişmenin hükmü sorulduğunda; Rasûlullah (s.a.v) yanındakilere: “Yaş hurma
kuruyunca eksilir mi?” dedi. Onlar da: “Evet” deyince, “Bu tür
alışverişi yasak etti.” (Tirmizî, Büyü’:
63; İbn Mâce, Ticarat: 53)
4470- Sa’d b. M
37-
MİKTARLARI BELLİ OLMAYAN KÜMELERİ DEĞİŞMEK
4471- Câbir b.
Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) miktarı
belli olmayan bir yığın hurmayı miktarı belli olan hurmayla değişmeyi yasak
etti. (Tirmizî, Büyü’: 63; İbn Mâce, Ticarat:
53)
38-
BİR YIĞIN YİYECEK BİR YIĞIN YİYECEKLE DEĞİŞTİRİLMEZ
4472- Câbir b.
Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bir yığın
gıda maddesi bir yığın gıda maddesi karşılığında değişilmez. Yine bir yığın
yiyecek belli bir ölçek yiyecek karşılığında değişilmez.” (Tirmizî, Büyü’: 63; İbn Mâce, Ticarat: 53)
39-
BAZI YİYECEKLERİ HUBUBAT KARŞILIĞINDA SATMAK
4473- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) ağaçlardaki yaş
meyveyi kuru hurma karşılığında belli bir ölçü ile de olsa satılmasını yasak
etti. Bağdaki yaş üzümü de yine kuru üzüm karşılığında belli bir ölçü ile de
olsa satmayı yasak etmiştir. Yine tarladaki ekini de belli bir ölçek karşılığı
gıda maddesiyle ve bu tür alışverişlerin hepsini yasak etti. (Dârimi, Büyü’: 23; İbn Mâce, Ticarat: 54)
4474- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, “Rasûlullah
(s.a.v) Muhabere, Muzâbene, Muhakale ve yenecek hale gelmemiş ham meyveyi
satmayı yasak etti, bu ürünleri para karşılığı alınıp satılmasını emretti.”
(4447 nolu hadisin açıklamasına bakınız.) (Dârimi,
Büyü’: 23; İbn Mâce, Ticarat: 54)
40-
EKİNLER SARARMADAN SATILAMAZ
4475- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre: “Rasûlullah
(s.a.v) hurma yenilecek hale gelmeden, ekinler sararıp biçilecek hale gelmeden
ve afete uğrama tehlikesini atlatmadan alınıp satılmasını yasakladı.” (İbn Mâce, Ticarat: 32; Dârimi, Büyü’: 41)
4476- Ebu S
41-
FARKLI HURMALARI FARKLI ÖLÇÜLERLE SATMAK OLMAZ
4477- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v), Hayber bölgesinin zekat ve haracını toplamak
üzere bir adam görevlendirmişti. O da oradan hep iyi cins hurma getirince
Rasûlullah (s.a.v): “Hayber’in
tüm hurmaları böyle midir?” diye sordu. Adam: “Hayır Ey Allah'ın Rasûlü!
Allah’a yemin olsun ki topladığımız kötü hurmadan iki ölçek verip bundan bir
ölçek alıyoruz veya üç ölçek vererek bundan iki ölçek hurma alıyoruz” deyince
Rasûlullah (s.a.v) “Böyle
yapma! Topladığın kötü hurmaları para ile sat sonra iyi hurmaları para ile al” buyurdular. (Dârimi, Büyü’: 41; Müslim, Müsakat: 18)
4478- Ebu Said el
Hudrî (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v)’e iyi cins sulak yer hurması
getirdiler. Halbuki Rasûlullah (s.a.v)’in hurmalığı kurak (Kıraç) bölgede olup
sulanmıyordu. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) “Bu hurma
nereden geldi?” dedi. Getirenler de bu hurmanın bir ölçeğini iki ölçek
sizin hurmanızla değiştirdik. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): “Böyle
yapma! Bu caiz değildir. Hurmanı para ile sat diğer iyi hurmayı da yine para
ile al” buyurdular. (Dârimi, Büyü’: 41;
Müslim, Müsakat: 18)
4479- Ebu Said el
Hudrî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) zamanında
hurmamızın cinsi iyi değildi. Ondan iki ölçek verip iyisinden bir ölçek
alıyorduk. Peygamber (s.a.v) bunu duyunca şöyle buyurdu: “İki ölçek
hurmayla bir ölçek hurmayı, iki ölçek buğdayı bir ölçek buğdayla ve bir dirhemi
iki dirhemle değişmek caiz olmaz.” (Dârimi,
Büyü’: 41; Müslim, Müsakat: 18)
4480- Ebu Said (r.a)’ten
rivâyete göre, şöyle demiştir: kötü hurmadan iki ölçek vererek bir ölçek iyi
hurma alıyorduk. Bunu duyan Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “İki ölçek
hurmayı bir ölçek hurmayla ve iki ölçek kötü buğdayı bir ölçek iyi buğdayla ve
iki dirhemi bir dirhemle değişmek caiz olmaz.” (Dârimi, Büyü’: 41; Müslim, Müsakat: 18)
4481- Ebu Said
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir:
4482- Ömer b.
Hattab (r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Gümüşle altını
veresiye değişmek faizdir ancak cinsi cinsine göre ve peşin olursa o başka.
Hurmayı hurmayla veresiye değişmek faizdir ancak cinsi cinsine ve peşin olursa
o başka. Buğdayı buğdayla veresiye değişmek faizdir ancak cinsi cinsine ve
peşin olursa o başka. Arpayı arpayla veresiye değişmek faizdir ancak cinsi
cinsine ve peşin olursa o başka.” (Müslim,
Müsakat: 18; Dârimi, Büyü’: 42)
42-
HURMA AYNI DEĞERDE HURMA İLE DEĞİŞİLEBİLİR
4483- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Hurma
aynı cins hurma ile değişilebilir. Buğdayla aynı cins buğday değişilebilir.
Arpayla aynı cins arpa birbiriyle değişilebilir. Tuz ile tuz aynı cins olarak
peşin değişilebilir. Fazla alan ve verenler faiz alıp verirler. Ancak cinsleri
ayrı olan ürünler ve şeyler bu kaidenin dışındadır. (Müslim, Müsakat: 18; Dârimi, Büyü’: 42)
43-
BUĞDAY AYNI CİNS BUĞDAYLA DEĞİŞİLEBİLİR
4484- Müslim b.
Yesar ve Abdullah b. Atîk (r.anhüma) şöyle dediler: Muaviye’ye komşu olan Ubâde
b. Samit bize şöyle anlattı. Rasûlullah (s.a.v) bizi şu tür alışverişten
yasakladı: “Altını
altınla veresiye satmayı, gümüşü gümüşle veresiye satmayı, buğdayı buğdayla
veresiye satmayı, arpayı arpayla veresiye satmayı, hurmayı hurmayla veresiye
satmayı.” (Ravilerden biri) “Tuzu
tuzla veresiye satmayı” (ilave etti) bunlar
veresiye ve farklı ölçülerde satılamaz ancak peşin olarak ve ölçeği ölçeğine
uygun olarak altını gümüşle, gümüşü altınla, buğdayı arpayla arpayı buğdayla
dilediğimiz şekilde satmamıza izin verdi.” (Ravilerden biri şu ilaveyi
yaptı) “Kim fazla isterse faize bulaşmış olur.” (Müslim,
Müsakat: 18; Dârimi, Büyü’: 42)
4485- Abdullah b.
Ubeyd (İbn Hürmüz) ve Müslim b. Yesar (r.anhüma)’dan rivâyete göre, şöyle
demiştir: Muaviye ye komşu olan Ubâde b. Samit bize şunları söyledi: Rasûlullah
(s.a.v) bize: “Altını
altınla, gümüşü gümüşle, hurmayı hurmayla, buğdayı buğdayla, arpayı arpayla (ravilerden
biri) tuzu
tuzla (ilavesini yapmıştır.) birbirinden
eksik ve fazla olarak alıp satmamızı yasak etti ancak ölçüsü ölçüsüne uygun
olursa o başka. (Ravilerden biri şu ilaveyi yaptı) Fazla alıp
veren faiz alıp vermiş olur buyurdu ve gümüşle altını, altınla gümüşü peşin
olarak istediğimiz farkla bozdurabileceğimizi, arpayı buğdayla buğdayı arpayla
peşin olarak istediğimiz farkla alıp satabileceğimizi bize bildirdi.” (Müslim, Müsakat: 18; Dârimi, Büyü’: 42)
44-
ARPA ARPA KARŞILIĞINDA DEĞİŞİLİR Mİ?
4486- Müslim b.
Yesar ve Abdullah b. Ubeyd (r.anhüma) şöyle dediler: Ubâde b. Samit ve Muaviye
birbirine komşu idiler. Ubâde dedi ki: Rasûlullah (s.a.v): “Altını
altınla, gümüşü gümüşle, buğdayı buğdayla, arpayı arpayla, hurmayı hurmayla
(ravilerden biri) tuzu tuzla
(ilavesini yaptı) birbirinden
eksik ve fazla olarak alıp satmamızı yasakladı ancak ölçüsü ölçüsüne uygun
olursa o başkadır” buyurdu. (Ravilerden biri şu ilaveyi yaptı) “Kim fazla
ister ve fazlalaştırırsa o faiz almış olur.” Ama, Rasûlullah (s.a.v)
bize altını gümüşle, gümüşü altınla, buğdayı arpayla, arpayı buğdayla peşin
olarak dilediğimiz şekilde satmamıza izin verdi. Bu hadis Muaviye’ye ulaşınca
kalktı ve şöyle konuştu: “Bu adamlara ne oluyor? Rasûlullah (s.a.v)’den
hadisler rivâyet ediyorlar. Biz de Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte olduk bu
hadisleri duymadık. Muaviye’nin bu sözü Ubâde b. Samit’e ulaşınca kalktı ve
yukarıdaki hadisi aynen tekrarladı ve: “Muaviye istemese de Rasûlullah
(s.a.v)’den işittiğimiz hadisleri mutlaka aktaracağız” dedi. (Müslim, Müsakat: 18; Dârimi, Büyü’: 42)
4487- Ubâde b.
Samit (r.a) ki Bedir savaşına katılmış, Allah’ın dini yolunda kınayanın
kınamasından korkmayacağına söz vererek Rasûlullah (s.a.v)’e biat eden bir
kimsedir. Bir gün kalkarak insanlara şöyle hitap etmiştir: “Ey
İnsanlar! ne olduğunu bilmediğim bir sürü alışveriş çeşitleri ortaya
çıkardınız. İyi bilin ki sikke veya külçe altın aynı ayar ve aynı miktarda
altınla bozdurulur. Gümüş’te aynı şekilde sikke veya külçe olarak aynı ayar ve
aynı miktarda gümüşle bozdurulur. Peşin olmak şartıyla altınla gümüşü farklı
olarak bozdurmak (alıp satmak) caizdir.
Vadeli olursa yani veresiye olursa caiz değildir. Dikkat edin! Buğdayı buğdayla,
arpayı arpayla aynı ölçeklerde peşin olarak değişebilirsiniz. Veresiye olmamak
şartıyla daha çok arpayla daha az buğdayı değiştirebilirsiniz. Veresiye olursa
bu caiz değildir. Dikkat edin! Hurma da aynı ölçek hurma ile peşin olarak
değiştirilebilir. Tuz da aynı ölçekle değiştirilebilir. Kim fazla ister ve
fazla verirse faiz muamelesi yapmış olur.” (Dârimi, Büyü’: 41; Tirmizî,
Büyü’: 24)
4488- Ubâde b.
Samit (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: “Altın
altınla sikke veya külçe aynı miktarla peşin bozdurulur. Gümüş gümüşle sikke
veya külçe aynı miktarla peşin bozdurulur. Tuz tuzla, hurma hurmayla, buğday
buğdayla, arpa arpayla misli misline alınıp satılabilir. Fazla alan veya veren
faiz muamelesi yapmış olur.” (Dârimi,
Büyü’: 41; Tirmizî, Büyü’: 24)
4489-
4490- Ubâde b. Sâmit
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’den işittim şöyle
diyordu: “Altın
aynı ağırlıkta altınla bozdurulur.” (Ravi Yakup ağırlıkta sözünü
söylememiştir.) Muaviye bu sözü duyunca: “Ubâde’nin sözüne bakılmaz” dedi.
Bunun üzerine Ubâde şöyle söyledi: “Vallahi Muaviye’nin olduğu yerde kalmam
önemli değil, Rasûlullah (s.a.v)’in bu hadisi söylediğini işittiğime şahitlik
ederim.” (Tirmizî, Büyü’: 24; Dârimi, Büyü’: 42)
45-
DİNAR, DİNAR KARŞILIĞINDA BOZDURULUR FAZLA ALINMAZ
4491- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Dinar (altın
para) Dinar ile
(altın para) bozdurulur.
Dirhem de (yani gümüş para) dirhemle (gümüş
parayla) bozdurulur
fazla alınıp verilmez.” (Müslim, Müsakat:
16; Muvatta', Büyü’: 16)
46-
DİRHEM, DİRHEM KARŞILIĞINDA BOZDURULUR FAZLA ALINMAZ
4492- Mücahid
(r.a)’ten rivâyete göre, Ömer şöyle demiştir: “Dinar,
dinarla; dirhem de dirhemle bozdurulur fazla alınıp verilmez. Rasûlullah
(s.a.v)’in bize emri böyledir.” (Müsned:
297)
4493- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Altın
aynı miktar altınla; gümüşte aynı miktar gümüşle bozdurulur, kim fazla alır ve
fazla verirse faiz muamelesi yapmış olur.” (Müslim,
Müsakat: 16; Muvatta', Büyü’: 16)
47-
ALTIN, ALTIN KARŞILIĞINDA BOZDURULUR
4494- Ebu Said el
Hudrî (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Altını
aynı miktar altın ile bozdurun birini birine tercih ederek fazla alıp vermeyin.
Gümüşü de aynı miktar gümüş ile bozdurun karşılıksız olarak fazla alıp
vermeyin.” (Tirmizî, Büyü’: 24; Müslim,
Müsakat: 16)
4495- Ebu Said el
Hudrî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’den
kulaklarım işitti ve gözlerim gördü şöyle demişti: “Altını
aynı miktar altınla gümüşü de aynı miktar gümüşle bozdurun, birini diğerine
tercih ederek fazla alıp vermeyin.” (Tirmizî,
Büyü’: 24; Müslim, Müsakat: 16)
4496- Ata b. Yesar
(r.a)’dan rivâyete göre, Muaviye bir altın veya gümüş sürahiyi ağırlığından
fazla altın ve gümüşle satmıştı, bunu gören Ebu’d Derda şöyle dedi: Rasûlullah
(s.a.v)’den işittim: “Altın ve
gümüşü aynı miktar ile bozdurun” buyurmuştu. (Muvatta', Büyü’: 16; Müsned: 1147)
48-
ALTIN, MÜCEVHERATINDAN AYRILARAK SATILIR
4497- Fedale b.
Ubeyd (r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Hayber savaşı günü altın ve
boncuktan yapılmış bir kolyeyi on iki dinara satın almıştım. Altınını ayırdım
on iki dinardan fazla geldi. Bu durumu Rasûlullah (s.a.v)’e anlatınca: “Altın
boncuklarından ayrılmadıkça satılamaz” buyurdu. (Müslim, Müsakat: 17; Tirmizî, Büyü’: 32)
4498- Fedale b.
Ubeyd (r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Hayber savaşında altın ve
boncuktan yapılmış bir kolye elde etmiştim. Onu satmak istedim. Durum Rasûlullah
(s.a.v)’e hatırlatılınca: “Altını
boncuklardan ayır ve öyle sat” buyurdu. (Müslim,
Müsakat: 17; Tirmizî, Büyü’: 32)
49-
ALTIN VE GÜMÜŞ VERESİYE SATILIRSA FAİZ OLUR
4499- Ebu’l Minhal
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ortağım veresiye gümüş satmış gelip
bana haber verince bu yaptığın caiz değildir dedim. O da şöyle dedi: Vallahi
onu pazarda herkesin gözü önünde sattım kimse beni ayıplamadı. Bunun üzerine
Bera b. Azib’in yanına gidip durumu sordum. O da şöyle dedi: Peygamber (s.a.v),
Medine’ye geldiğinde biz böyle alım satım yapıyorduk. Bunu gören Peygamber
(s.a.v): “Peşin
satmanız caizdir veresiye olursa faiz olur” buyurdu. Sonra Bera, bana: “Git
Zeyd b. Erkam’a da bu meseleyi sor” dedi. Ben de ona geldim ve sordum o da aynı
şeyi söyledi. (Tirmizî, Büyü’: 24; Müslim,
Müsakat: 16)
4500- Amr b. Dinar
ve Âmir b. Mus’ab (r.anhüma) Ebul Minhal’dan işitmişler şöyle diyorlardı. Bera
b. Âzib ve Zeyd b. Erkam’a sorduk şöyle cevap verdiler: Rasûlullah (s.a.v)
zamanında ticaretle uğraşıyorduk ona altın ve gümüş bozdurmanın durumunu
sorduk: “Peşin
olursa caizdir veresiye olursa caiz değildir” buyurdu. (Tirmizî, Büyü’: 24; Müslim, Müsakat: 16)
4501- Habîb
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebu’l Minhal’den işittim şöyle diyordu:
Bera b. Âzib’e para bozdurmanın hükmünü sordum şöyle dedi: Zeyd b. Erkam’a sor
o benden daha hayırlı ve daha bilgilidir. Zeyd’e sorduğumda o da: Bera’ya sor o
benden daha hayırlı ve bilgilidir dedi. Sonuçta ikisi de birlikte:
“Rasûlullah (s.a.v) altın ve gümüşü veresiye bozdurmayı yasak etti” dediler.
(Tirmizî, Büyü’: 24; Müslim, Müsakat: 16)
50-
GÜMÜŞ ALTINLA, ALTIN GÜMÜŞLE DEĞİŞTİRİLİR Mİ?
4502- Abdurrahman
b. Ebî Bekre (r.a) babasından naklederek şöyle diyor: Rasûlullah (s.a.v) altını
altınla, gümüşü gümüşle misli misline değiştirebileceğimizi fakat altını
gümüşle, gümüşü altınla istediğimiz farkla değiştirebileceğimizi bize emredip
bildirdi. (Tirmizî, Büyü’:
24; Müslim, Müsakat: 16)
4503- Abdurrahman
b. Ebî Bekre (r.a) babasından naklederek şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v): “Altını
altınla, gümüşü gümüşle aynı miktarda misli misline değiştirmemizi emretti.
Altını gümüşle, gümüşü altınla istediğimiz farkla değiştirebileceğimizi” söyledi.
(Tirmizî, Büyü’: 24; Müslim, Müsakat: 16)
4504- Usâme b. Zeyd
(r.a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) “Faiz
ancak veresiye işlerde olur” buyurdular. (İbn
Mâce, Ticarat: 49; Buhârî, Büyü’: 79)
4505- Ebu Said el
Hudrî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: İbn Abbas’a (Faiz ancak veresiye
isterse olur) sözünü Allah’ın Kitab’ında mı gördün yoksa Rasûlullah (s.a.v)’den
mi işittin? diye sordum. O da: “Ne Allah’ın Kitab’ında ne de Rasûlullah
(s.a.v)’den işittim fakat bana Rasûlullah (s.a.v)’den Üsâme b. Zeyd haber verdi
ve şöyle buyurdu: “Faiz
ancak veresiye işlerde olur.” (Buhârî,
Büyü’: 79; İbn Mâce, Ticarat: 49)
4506- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bâki denilen yerde deve satıyordum,
Dinar (altın) ile pazarlık yapıyor dirhem (gümüş) ile paramı alıyordum. Hafsa’nın
evinde olan Rasûlullah (s.a.v)’e giderek: Ey Allah'ın Rasûlü! Sana bir şey
sormak istiyorum dedim ve Baki de deve alıp satıyorum. Dinarla pazarlık ediyor.
Dirhemle paramı alıyorum dedim. O da cevaben buyurdu ki: “O günün
değeri üzerinden ve birbirinizden ayrılmadan ve aranızda bir şey olmaksızın
alırsan bir sakınca yoktur.” (İbn Mâce,
Ticarat: 51; Ebû Davud, Büyü’: 14)
51-
ALTIN, GÜMÜŞLE; GÜMÜŞ, ALTINLA DEĞİŞTİRİLEBİLİR Mİ?
4507- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Gümüş ile altını, altın ile gümüşü
değiştiriyordum. Gelip Rasûlullah (s.a.v)’e durumu sordum: “Veresiye
bırakmaksızın seninle müşteri arasında bir sıkıntı olmadığı sürece alıp
verebilirsin” buyurdu. (Müslim, Müsakat: 16; Tirmizî, Büyü’: 24)
4508- Said b.
Cübeyr (r.a)’den rivâyete göre, Said, altın yerine gümüş, gümüş yerine altın
almayı hoş karşılamazdı. (Sadece Nesâi rivâyet
etmiştir.)
4509- Said b.
Cübeyr (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: İbn Ömer satılan bir şey
karşılığında altın yerine gümüşü gümüş yerine altını almayı caiz görürdü. (Ebû Davud, Büyü’: 14; İbn Mâce, Ticarat: 51)
4510- Ebu’l Hüzeyl
(r.a)’den rivâyete göre, İbrahim satış veresiye olduğu zaman (faiz olacağı
korkusundan dolayı) gümüş yerine altın almayı hoş görmezdi. (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
4511- Musa ebî
Şihab (r.a)’tan rivâyete göre, Said b. Cübeyr veresiye de olsa gümüş yerine
altın almakta bir sakınca görmezdi. (Sadece
Nesâi rivâyet etmiştir.)
4512- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v)’e geldim ve müsaade
ederseniz size bir şey soracağım dedim. Ben Baki’de altın karşılığı deve
satıyorum ve bedelini gümüş olarak alıyorum ne dersiniz? O da: “Peşin
olmak şartıyla sattığın günkü altın değerinden ve aranızda bir sıkıntı olmazsa
bir sakınca yoktur” buyurdular. (Ebû
Davud, Büyü’: 14; İbn Mâce, Ticarat: 51)
53-
BORÇ FAZLASIYLA ÖDENEBİLİR
4513- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) Medine’ye
geldiğinde (benden satın aldığı malın bedelini ödemek için) tartıcıyı çağırdı
ve bana vereceği parayı fazlasıyla verdi. (Ebû
Davud, Büyü’: 12; Dârimi, Büyü’: 46)
4514- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bana olan borcunu
ödedi ve fazlasıyla verdi. (Ebû
Davud, Büyü’: 12; Dârimi, Büyü’: 46)
54-
FAZLA, FAZLA TARTMAK (ÖDEMEYİ FAZLA YAPMAK)
4515- Süveyd b.
Kays (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir. Ben ve Mahrefet’ül Abdi,
Hecer’den satmak için kumaş ve elbise getirdik. Biz Mina’da bunları satarken
Rasûlullah (s.a.v) yanımıza geldi yanımızda satılan mallar karşılığında
aldığımız altın ve gümüşleri tartan tartıcılar vardı. Rasûlullah (s.a.v) bizden
bir şalvar satın aldı, ödeyeceği parayı tartan kişiye de “Ağırca
tart” buyurdu. (Ebû Davud, Büyü’: 7;
Dârimi, Büyü’: 46)
4516- Ebu Safvan
(r.a) anlatıyor: Hicretten önce Rasûlullah (s.a.v)’e bir şalvar satmıştım
parasını öderken fazlaca verdi. (Ebû Davud,
Büyü’: 7; Dârimi, Büyü’: 46)
4517- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Ölçekte
esas Medinelilerin ölçeğidir, tartıda esas olan da Mekkelilerin tartısıdır.”
(Ebû Davud, Büyü’: 8; Dârimi, Büyü’: 46)
55-
TESLİ
4518- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Yiyecek
bir mal satın alan kimse onu ölçüp teslim almadan satmasın.” (Ebû Davud, Büyü’: 70; İbn Mâce, Ticarat: 20)
4519- Abdullah b.
Ömer (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Gıda
maddesi alan bir kimse onu teslim almadan satmasın.” (Ebû Davud, Büyü’: 70; İbn Mâce, Ticarat: 20)
4520- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Gıda
maddesi alan bir kimse onu ölçüp teslim almadan satmasın.” (Ebû Davud, Büyü’: 70; İbn Mâce, Ticarat: 20)
4521- Tavus
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: İbn Abbas’tan işittim şöyle diyordu: “Rasûlullah
(s.a.v)’in yasakladığı şeylerden biri de gıda maddesinin teslim alınmadan
satılmasıdır.” (Ebû Davud, Büyü’: 70; İbn
Mâce, Ticarat: 20)
4522- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Gıda
maddesi alan bir kimse onu teslim almadan satmasın.” İbn Abbas der ki: “Alıp
satılan her şey gıda maddesi hükmündedir.” (Ebû
Davud, Büyü’: 70; İbn Mâce, Ticarat: 20)
4523- Hakîm b.
Hizam (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: “Hiçbir
gıda maddesini teslim almadan alıp satma.” (Ebû
Davud, Büyü’: 70; İbn Mâce, Ticarat: 20)
4524- Hakîm b.
Hizam (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Zekat olarak toplanan gıda
maddesinden satın alıp onu teslim almadan satıp para kazandım. Rasûlullah
(s.a.v)’e gidip durumu anlatınca şöyle buyurdu: “Onu teslim
almadan satma.” (Ebû Davud, Büyü’: 70;
İbn Mâce, Ticarat: 20)
56-
ÖLÇEKLE SATILAN GIDA MADDESİ DE TESLİ
4525- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v): “Kişinin
ölçekle satılan gıda maddesini teslim almadan satmasını yasakladı.” (Ebû Davud, Büyü’: 70; İbn Mâce, Ticarat: 20)
57-
KABALA (GÖZ KARARIYLA ÖLÇÜP TARTILMAKSIZIN) ALINAN ŞEYLERDE TESLİ
4526- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) zamanında gıda
maddesi satın alıyorduk. Peygamber (s.a.v) bize adam göndererek, satın
aldığımız yerden başka bir yere nakledip sonra satmamızı emrediyordu. (Ebû Davud, Büyü’: 70; İbn Mâce, Ticarat: 20)
4527- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle diyor: Rasûlullah (s.a.v) zamanında pazara gelen
malları pazara gelmeden satın alıyorduk. Rasûlullah (s.a.v) bunları gıda
maddesi satılan pazara götürmeden aldığımız yerde satmamızı yasakladı. (Ebû Davud, Büyü’: 70; İbn Mâce, Ticarat: 20)
4528- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle anlatıyor: Rasûlullah (s.a.v) zamanında pazara
gelen malları pazara gelmeden satın alıyorduk. Rasûlullah (s.a.v) onların pazar
yerine gelmeden orada satılmasını yasakladı. (Ebû
Davud, Büyü’: 70; İbn Mâce, Ticarat: 20)
4529- Sâlim (r.a)
babasından rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) zamanında kabala
mal alıp satanlar aldıkları yerden nakletmeden sattıkları takdirde ceza olarak
dövülüyorlardı. (Ebû Davud, Büyü’: 67; Müslim,
Büyü’: 8)
58-
VERESİYE SATIŞLARDA REHİN VERİLİR Mİ?
4530- Âişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bir Yahudi’den
yiyecek olarak bir miktar arpa satın almıştı da zırhını rehin vermişti. (Buhârî, Büyü’: 14; Müslim, Müsakat: 24)
59-
PEYGAMBER (S.A.V) ZIRHINI NİÇİN REHİN BIRAKMIŞTI?
4531- Enes b. M
60-
ELE GEÇİRİLMEYEN MAL SATILAMAZ
4532- Amr b. Şuayb
(r.a) babasından ve dedesinden rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
“Selef
ve Bey: Önceden para alıp sonra malı teslim etmek şeklindeki aldatmacalı
alışveriş helâl değildir, iki şartlı satış yapmak ve elde edilmeyen malı satmak
ta helâl değildir.” (Ebû Davud, Büyü’:
67; Tirmizî, Büyü’: 19)
4533- Amr b. Şuayb
(r.a) babasından ve dedesinden rivâyetle şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: “Bir
kimsenin ele geçirmediği malı satması helâl değildir.” (Ebû Davud, Büyü’: 67; Tirmizî, Büyü’: 19)
4534- Hakîm b.
Hizam (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v)’e şöyle
sordum: “Ey Allah'ın Rasûlü! Biri bana gelip elimde olmayan bir şeyi benden
satın almak istiyor, bende o şeyi ona satıyorum sonra pazardan alıp ona teslim
ediyorum. Bunun hükmü nedir?” Rasûlullah (s.a.v): “Yanında
olmayan malı satma” buyurdular. (Ebû
Davud, Büyü’: 67; Tirmizî, Büyü’: 19)
61-
ALINACAK GIDA MADDESİNE KARŞILIK PEŞİN PARA (AVANS) VERİLİR Mİ?
4535- Abdullah b.
Ebu’l Müc
62-
KURU ÜZÜM İÇİN DE AVANS VERİLİR Mİ?
4536- Ebu’l Müc
63-
BİR KAÇ SENELİK MEYVELER İÇİN AVANS VERİLİR Mİ?
4537- Ebu’l Minhal
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: İbn Abbas (r.a)’tan işittim şöyle
diyordu: Rasûlullah (s.a.v), Medine’ye geldiğinde Medineliler iki ve üç senelik
hurma için üreticiye önceden avans veriyorlardı. Peygamber (s.a.v) bunu yasak
etti ve şöyle buyurdu: “Avans
vermek isteyen kimse alacağı şeyin ölçüsünü, tartısını ve teslim zamanını iyice
belirlesin.” (Ebû Davud, Büyü’: 57; İbn
Mâce, Ticarat: 59)
64-
EN HAYIRLI KİMSE BORCUNU EN İYİ ÖDEYEN KİMSEDİR
4538- Ebu Rafi
(r.a)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) bir kimseden ödünç bir genç deve
almıştı. Adam devesini almaya geldiğinde Rasûlullah (s.a.v) bir sahabesine: “Git buna
genç bir deve satın al ver” buyurdu. Gönderdiği kimse biraz sonra
gelerek: “Genç deve bulamadım ama ondan daha kıymetli yedi yaşına girmiş bir
deve aldım” deyince, Rasûlullah (s.a.v): “Onu ona
ver, Müslüman’ın en hayırlısı borcunu en güzel şekilde ödeyendir”
buyurdu. (Müslim, Müsakat: 22; Ebû Davud, Büyü’:
11)
4539- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir kimsenin Rasûlullah (s.a.v)’den bir deve
alacağı vardı gelip onu isteyince Rasûlullah (s.a.v): “Onun
devesini verin” buyurdu. Adamın devesi gibi bir deve bulamayıp daha iyi
bir deve getirdiklerinde, Peygamber (s.a.v): “Onu verin”
buyurdu. Adam: “Bu benim devemden daha değerlidir” deyince Peygamber
(s.a.v) “En
hayırlınız borcunu en güzel şekilde ödeyenlerdir” buyurdu. (Müslim, Müsakat: 22; Ebû Davud, Büyü’: 11)
4540- Muaviye b. S
65-
HAYVAN, HAYVANLA VERESİYE SATILAMAZ
4541- Semure
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v): “Hayvanı
hayvanla veresiye satmayı” yasakladı. (Ebû
Davud, Büyü’: 13; Tirmizî, Büyü’: 21)
66-
BİR KÖLE İKİ KÖLE KARŞILIĞINDA SATIN ALINIR MI?
4542- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir köle gelip, Rasûlullah (s.a.v)’e
hicret etmek üzere biat etmişti. Rasûlullah (s.a.v) onun köle olduğunu
bilmiyordu. Efendisi gelip kölesini isteyince, Peygamber (s.a.v), o adama: “O köleyi
bana sat” dedi ve ona o kölesine karşılık iki köle verdi. Ondan sonra da
köle olup olmadığını sormadan kimsenin biatını almadı. (Ebû Davud, Büyü’: 13; Tirmizî, Büyü’: 21)
67-
DOĞURACAK DEVENİN YAVRUSU SATILIR MI?
4543- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Doğuracak
devenin yavrusunun parasını önceden vererek satın almak faiz hükmündedir.”
(Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
4544- İbn Ömer (r.a)’den
rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) doğuracak devenin yavrusunu satmayı yasakladı.
(Müslim, Büyü’: 3; Muvatta', Büyü’: 26)
4545- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) doğuracak devenin yavrusunu satmayı
yasakladı. (Müslim, Büyü’: 3; Muvatta', Büyü’:
26)
68-
DOĞURACAK DEVE YAVRUSU NASIL SATILIRDI?
4546- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v): Doğuracak devenin yavrusunun
satılmasını yasak etmiştir. Bu cahiliyye dönemi alış veriş şekillerindendi.
Adam doğuracak devenin yavrusunu henüz karnında iken doğmadan parasını verip
alıyordu. (Müslim, Büyü’: 3; Muvatta', Büyü’:
26)
69-
BİRKAÇ YILLIK MAHSUL ÖNCEDEN SATILIR MI?
4547- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v): “Birkaç
yıllık ürünü önceden satmayı yasakladı.” (Ebû
Davud, Büyü’: 24; İbn Mâce, Ticarat: 33)
4448- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v): “Birkaç
yıllık ürünü önceden satmayı yasakladı.” (Ebû
Davud, Büyü’: 24; İbn Mâce, Ticarat: 33)
70-
BELLİ BİR VADE İLE SATIŞ YAPILABİLİR Mİ?
4549- Âişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’in iki tane
kalın kumaştan dokunmuş elbisesi vardı, oturduğu zaman terletiyor ve o iki
elbise kendisine ağır geliyordu. Falan Yahudi’ye Şam’dan yeni kumaşlar
gelmişti. Rasûlullah (s.a.v)’e: Falan Yahudi’ye bir adam göndersen iki elbise
alsan, elin genişleyince ödesen dedim. Rasûlullah (s.a.v)’de bir adam gönderdi.
Elbise almak üzere adam gönderilen Yahudi: “Muhammed’in maksadını biliyorum, O
benim malımı dolandırmak istiyor veya o, iki elbiseyi benden dolandırmak
istiyor” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “O Yahudi
yalan söyledi. Benim Allah’a karşı ne kadar sorumluluk bilinci taşıdığımı ve
emanete en çok riayet eden biri olduğumu çok iyi biliyordu.” (Tirmizî, Büyü’: 7)
71-
YASAKLANAN BAZI ALIŞVERİŞ MODELLERİ
4550- Amr b. Şuayb
(r.a) babasından ve dedesinden rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah
(s.a.v): “Parayı
önceden alıp mal satmayı, bir alışverişte iki şart ileri sürmeyi, eline
geçirmediği malı satarak para kazanmayı yasakladı.” (Tirmizî, Büyü’: 19; Ebû Davud, Büyü’: 67)
72-
VADE FARKI KOYARAK SATIŞ CAİZ MİDİR?
4551- Abdullah b.
Ömer (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v): “Parayı
önceden alıp mal satmak, bir alışverişte iki şart ileri sürmek ve eline
geçirmediği malı satarak para kazanmak helâl değildir” buyurdu. (Tirmizî, Büyü’: 19; Ebû Davud, Büyü’: 67)
4552- Amr b. Şuayb
(r.a) babasından ve dedesinden rivâyet ederek şöyle demiştir: Rasûlullah
(s.a.v): “Müşteriden
önce parayı alıp sonra malı satmayı, bir alışverişte iki şart ileri sürmeyi,
yanında olmayan malı satmayı ve teslim almadığı malı satarak kazanç sağlamayı”
yasak etti. (Tirmizî, Büyü’: 19; Ebû Davud,
Büyü’: 67)
73-
BİR SATIŞTA İKİ ŞART İLERİ SÜRMEK
4553- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah
(s.a.v) bir satışta iki şart (iki teklif) ileri sürerek alışveriş yapmayı
yasaklamıştır.” (Tirmizî, Büyü’: 19)
74-
SÜNYA = BELİRSİZ BİR KISMINI İSTİSNA EDEREK BİR MAL SATILMAZ
4554- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v): “Başağındaki
ürünü satmayı, ağaçtaki taze hurmayı kuru hurma karşılığında satmayı, ürünü
karşılığında arazi kiralamayı ve bir malın belirsiz bir miktarını istisna
ederek satmayı yasakladı.” (Tirmizî,
Büyü’: 14; Ebû Davud, Büyü’: 23)
4555- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v): “Başağındaki
ürünü satmayı, ağacındaki ürünü kurusu karşılığında satmayı, ürünü karşılığında
arazi kiralamayı, birkaç yıllık ürünü önceden satmayı, bir malı belirsiz bir
miktarını istisna ederek satmayı yasakladı. Ariyye usulü = Bağışladığı
hurmaları toplamak üzere gelemeyen kimseye o hurma karşılığında kuru hurma
verilmesidir ki bu yolla hurma değişmesine izin vermiştir.” (Tirmizî, Büyü’: 14; Ebû Davud, Büyü’: 23)
75-
BAHÇE MEYVESİYLE BİRLİKTE Mİ SATILIR?
4556- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v): “Kim
hurmalığının yerini satarsa ağacındaki hurma kendisine aittir. Ama müşteri
hurmasınıda şart koşarsa o zaman hurmalar da alan kimseye aittir” buyurdu.
(Buhârî, Büyü’: 92; İbn Mâce, Ticarat: 31)
76-
KÖLE MALIYLA BİRLİKTE Mİ SATILIR?
4557- Sâlim
(r.a)’in babasından rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim
hurmalığını aşı yaptıktan sonra mülkiyetini satarsa ağaçlardaki hurma satana
aittir. Müşteri şart koşarsa hurmalar alanındır. Bir kimse kölesini satarsa
kölenin malı satana aittir. Alıcı malını da şart koşmuşsa malıyla birlikte köle
onundur.” (İbn Mâce,
Ticarat: 31; Müslim, Büyü’: 15)
77-
ALIŞVERİŞTE ŞART KOŞULABİLİR Mİ?
4458- Câbir b.
Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) ile bir
yolculukta beraberdim. Devem yorulmuştu yürüyemiyordu, onu orada bırakmak
istedim. Bunu fark eden Rasûlullah (s.a.v) yanıma geldi, deveme dua edip
vurunca öyle bir yürümeye başladı ki hiç böyle yürümemişti. Bunun üzerine
Rasûlullah (s.a.v): “O deveyi
bana şu kadar paraya sat” dedi. Bende: “Hayır Sana feda olsun” dedim. Yine:
“Onu
bana sat” buyurdu. Ben de dediği paraya sattım ve Medine’ye kadar
binmeyi de şart koştum. Medine’ye varınca deveyi götürdüm ve bedelini istedim
ve döndüm. Beni çağırdı ve: “Deveni
ucuzca alıp seni aldattığımı mı sanıyorsun deveni de paranı al”
buyurdular. (Müslim, Müsakat: 21; Ebû Davud,
Büyü’: 71)
4459- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) ile deveme binerek
savaşa çıkmıştım. Devem çok yorulmuş yürüyemiyordu. Rasûlullah (s.a.v) onu
sıkıştırıp zorlayınca deve güçlendi hatta ordunun önünde yürüyordu. Bunun üzerine
Peygamber (s.a.v): “Ey Câbir
görüyorum ki deven çok kuvvetlendi” dedi. Ben de: “Duanız bereketiyle Ey
Allah'ın Rasûlü!” dedim. O da: “O deveyi
bana sat Medine’ye kadar da ona bin” buyurdular. Deveye çok ihtiyacım
olduğu halde Peygamber (s.a.v)’den çok utandığım için bir şey diyemedim ve
devemi O’na sattım. Savaştan dönüp Medine’ye yaklaşınca evime çabuk gitmek için
Peygamber (s.a.v)’e: “Ey Allah'ın Rasûlü yeni evliyim izin ver de erken gideyim”
dedim. O da: “Kız mı
aldın yoksa dul mu?” buyurdu. Ben de: “Dul aldım Ey Allah'ın Rasûlü!
babam Abdullah b. Amr şehid düştü ve genç kızlar bıraktı. Ben de onlar gibi
genç biriyle evlenmeyi hoş görmedim ve onları terbiye edip bir şeyler öğretmesi
için dul biriyle evlenmiştim” dedim. Bunun üzerine bana izin vererek; “Geç kalma
akşam olmadan evine yetiş” buyurdu. Medine’ye vardığımda deveyi
sattığımı dayıma haber verdim, bana kızdı. Rasûlullah (s.a.v) Medine’ye geldiği
günün ertesi sabahı deveyi teslim etmek üzere götürdüm. Bana hem devenin
parasını, hem deveyi hem de insanlarla birlikte ganimetten hissemi verdi. (Müslim, Müsakat: 21; Ebû Davud, Büyü’: 71)
4560- Câbir b.
Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) ile
birlikte bir savaşta beraberdim. Devemle birlikte arkadan gidiyordum.
Rasûlullah (s.a.v) bana: “Sana ne
oluyor da ordunun arkasından gidiyorsun” dedi. Ben de: “Devem yoruldu”
dedim. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) devemin kuyruğunu tuttu ve sıkıştırdı.
Çok geçmeden kendimi ordunun ön saflarında buldum, devemin başını
zaptedemiyordum. Medine’ye yaklaşınca Rasûlullah (s.a.v): “Deve ne
yaptı onu bana sat” buyurdu. Ben: “Hayır o deve sana feda olsun” dedim. O
da: “Hayır
onu bana sat” buyurdu. Yine ben: “Hayır o devem sana feda olsun” dedim.
Bu sefer O: “Onu bana
sat” buyurdu. Ben de belli bir ücretle sattım o da: “Ona bin,
Medine’ye dönünce onu bana teslim et” buyurdu. Medine’ye gelince deveyle
birlikte yanına vardığımda
4561- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ben kötü ve yavaş giden devemle yola
devam ederken Rasûlullah (s.a.v) bana yetişti ve şöyle buyurdu: “Ey Câbir
bu deveyi bana satar mısın?” Ben de: “O deve
senin için feda olsun” dedim. Bunun üzerine: “Allah
seni affetsin! Allah sana merhamet etsin. O deveyi senden şu kadar ve bu kadar
paraya aldım” ve: “Medine’ye
kadar da sırtını sana bağışladım” buyurdu. Medine’ye geldiğimde devemi
hazırlayıp yanına gittim şöyle buyurdu: “Ey
4562- Câbir b.
Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) ile
birlikte bir yolculukta idik, benim kötü bir devem vardı. Rasûlullah (s.a.v): “Bu deveyi
şu kadar bu kadar bedelle Bana satar mısın? Allah seni bağışlasın”
buyurdu. Ben de: “Evet deve Sana feda olsun” dedim. Yine: “O deveyi
bana şu kadar bu kadar paraya satar mısın? Allah seni bağışlasın” buyurdu.
Ben de: “O deve Sana feda olsun Ey Allah'ın Peygamberi” dedim. Yine bana: “Deveni
falan ve filan paraya satar mısın? Allah seni affetsin” buyurdu. Ben de:
“Evet o deve Sana feda olsun” dedim. (Müslim,
Müsakat: 21; Ebû Davud, Büyü’: 71)
78-
ALIŞ VERİŞTE MEŞRU OLMAYAN ŞART GEÇERSİZDİR
4563- Âişe
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Berire’yi satın alırken satanlar velâ
hakkının kendilerinde kalmasını şart koştular. Bunu Rasûlullah (s.a.v)’e
aktarınca şöyle buyurdu: “Onu
hürriyetine kavuştur. Velâ hakkı parayı verip hürriyetine kavuşturan kimseye
aittir.” Âişe diyor ki: Böylece onu satın alıp hürriyetine kavuşturdum.
Yine Âişe diyor ki: Rasûlullah onu çağırdı ve eski kocasına dönebileceği konusunda
serbest bıraktı. O da kocasına gitmemeyi ve tek başına kalmayı tercih etti.
Kocası hür idi. (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
4564- Âişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Berire’yi satın alıp hürriyetine
kavuşturmak istediğimde efendileri velâ hakkının kendilerine ait olmasını şart
koşmuşlardı, durumu Rasûlullah (s.a.v)’e aktarınca Rasûlullah (s.a.v): “Onu satın
al ve hürriyetine kavuştur. Çünkü vela hakkı hürriyetine kavuşturan kimseye
aittir” buyurdu. Rasûlullah (s.a.v)’e bir et getirilmişti ve: “Bu et
Berire’ye sadaka olarak verilmişti” dediler. Rasûlullah (s.a.v): “O et,
Berire’ye sadakadır; bize ise onun hediyesidir” buyurdu. Berire kocasına
gidip gitmemekle serbest bırakıldı. (Sadece
Nesâi rivâyet etmiştir.)
4565- Âişe (r.anha)
bir cariye satın alarak hürriyete kavuşturmak istedi ve Rasûlullah (s.a.v)’e cariyenin
sahiplerinin velâ hakkının kendilerine ait olmasını şart koştuklarını
söyleyince, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “O şart
koşmaları senin onu satın alıp azâd etmene engel olmasın. Çünkü vela hakkı para
vererek satın alıp hürriyetine kavuşturan kimsenindir.” (Ebû Davud, Itk: 2; Tirmizî, Vela: 1)
79-
GANİMET BÖLÜŞÜLMEDEN SATILIR MI?
4566- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah
(s.a.v) ganimetteki hissenin taksim edilmeden satılmasını, hamile olan cariyelerle
doğum yapıncaya kadar cinsel ilişki yapılmamasını ve köpek dişi olan yırtıcı
hayvanların etlerinin yenilmesini yasak etmiştir.” (Dârimi, Edâhî: 19; Ebû Davud, Itk: 2)
80-
ŞÜF’A HAKKI SATILABİLİR Mİ İLK OLARAK KİMİN HAKKIDIR
4567- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Şüf’a
hakkı her türlü ortaklıkta vardır. Evlerde ve bahçelerde ortak malların ortağı,
ortağına sormadan hissesini satamaz. Eğer satarsa ortağı onu alma hakkına
sahiptir. O ortak izin verirse satabilir.” (Tirmizî,
Ahkam: 31; Ebû Davud, Büyü’: 75)
81-
ALIŞVERİŞTE ŞAHİTLİK KOLAYLAŞTIRILMALI
4568- Umara b.
Huzeyme (r.a) sahabeden amcasından naklederek: Peygamber (s.a.v)’in bir
bedeviden bir at aldığını söyledi. Bedevi sattığı atın parasını almak için
peşinden gidiyordu. Rasûlullah (s.a.v) hızlıca gidiyordu bedevi ise geriden
takip ediyordu. Bazı kimseler ata müşteri oldular. Peygamber (s.a.v)’in onu
satın aldığını bilmiyorlardı. Hatta bazısı daha fazla para verdi. Bunun üzerine
Bedevî, Peygamber (s.a.v)’e seslenerek şöyle dedi: “Atı alacaksan al değilse
onu başkasına satacağım.” Peygamber (s.a.v), onun bu sözünü duyunca şöyle dedi:
“Onu
senden satın almadım mı?” Bedevî: “Hayır vallahi onu sana satmadım”
dedi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v): “Onu
senden satın aldım” dedi. Bunun üzerine halk toplandı, bir Rasûlullah
(s.a.v)’e bir de bedeviye baktılar ikisi de iddialarından dönmüyorlardı.
Bedevî: “Bu atı Sana sattığıma dair şahidin varsa getir” dedi. Orada bulunan
Huzeyme b. Sabit: “Onu sattığına dair ben şahidim” dedi. Bunun üzerine
Rasûlullah (s.a.v), Huzeyme’ye dönerek şöyle buyurdu: “Nasıl
şahitlik edersin?” Huzeyme: “Ey Allah'ın Rasûlü! Seni tasdik ettiğimden
dolayı” dedi. Bundan sonra Rasûlullah (s.a.v), Huzeyme’nin şahitliğini iki kişi
yerine kabul etti. (Tirmizî, Ahkam: 31; Ebû
Davud, Akdıye: 20)
82-
ALICI VE SATICI ARASINDA FİYAT KONUSUNDA İHTİLAF
4569- Abdullah
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’den işittim şöyle
diyordu: “Alıcı ve satıcı
ihtilaf ederlerde aralarında bir delil ve şahit de olmaz ise, hüküm mal
sahibinin söylediğine göredir. Alıcı dilerse o şartlarda alır dilerse vazgeçer
almaz.” (Ebû Davud, Büyü’: 74; İbn Mâce,
Ticarat: 19)
4570- Abdülmelik b.
Ubeyd (r.a) anlatıyor: Abdullah b. Mes’ud’un oğlu Ebu Ubeyd’in yanında idik. O
arada aralarında anlaşmazlık bulunan iki kişi geldi biri: “Senden şunu şu
fiyata satın aldım” dedi. Diğeri de: “Şu fiyata sattım” dedi. Bunun üzerine Ebu
Ubeyde: İbn Mesud’a böyle bir dava getirilmişti ve o da şöyle demişti:
Rasûlullah (s.a.v)’in yanında idim böyle bir dava için gelmişlerdi, “Rasûlullah
(s.a.v) satıcıya yemin teklif ettikten sonra alıcıyı da alıp almamakta serbest
bıraktı, o da dilerse terk eder.” (Ebû
Davud, Büyü’: 74; İbn Mâce, Ticarat: 19)
83-
EHLİ KİTAPTAN ALIŞVERİŞ YAPMAK CAİZ Mİ?
4571- Âişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bir Yahudi’den
veresiye yiyecek bir şeyler almıştı ve zırhını rehin olarak bırakmıştı. (Buhârî, Büyü’: 14; Müslim, Müsakat: 24)
4572- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) vefat ettiğinde
zırhı; otuz ölçek arpa karşılığında bir Yahudi yanında rehin olarak
bulunuyordu. (Buhârî, Büyü’: 14; Müslim,
Müsakat: 24)
84-
MÜDEBBER = (EFENDİSİ ÖLÜNCE HÜRRİYETE KAVUŞACAK OLAN) KÖLE SATILIR MI?
4573- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Uzre oğullarından bir adam ölümünden
sonra hür olacak şekilde kölesini azâd etmişti. Peygamber (s.a.v) bunu duyunca
adama: “Bu
köleden başka bir malın var mı?” buyurdu. Adam: “Hayır” deyince,
Rasûlullah (s.a.v): “Bu köleyi
benden kim satın alacak” buyurdu. Nuaym b. Abdullah el Adevî sekiz yüz
dirheme köleyi satın aldı ve Rasûlullah (s.a.v)’e parasını verdi. Rasûlullah
(s.a.v)’de parayı adama vererek; “Öncelikle
kendi ihtiyaçlarını gör sonra kalanını tasadduk et yine artarsa ailene harca
yine artarsa yakın akrabalarına harca onlardan da artar ise şuraya buraya harca
diyerek eliyle sağa sola işaret etti.” (Müslim,
Eyman: 13; Ebû Davud, Itk: 9)
4574- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, Ensardan Ebu Meskur adında bir adam kölesini müdebber
olarak azâd etti. Ona Yakub ta denilirdi. O köleden başka bir malı da yoktu.
Durumdan haberi olan Rasûlullah (s.a.v) o adamı çağırarak, kölesini satacağını
söyledi ve ashabına da: “Bu köleyi
kim satın alacak?” dedi. Nuaym b. Abdullah sekiz yüz dirheme satın aldı
ve parasını da Rasûlullah (s.a.v)’e verdi. Peygamber (s.a.v)’de parayı adama
vererek: “Fakir
olanlarınız önce kendi ihtiyacını görsün para fazla gelirse, ailesine harcasın
yine fazla gelirse yakınlarına harcasın yine fazla gelirse hısımlarına harcasın
yine fazla gelirse şuraya buraya istediği yere harcasın” buyurdu. (Müslim, Eyman: 13; Ebû Davud, Itk: 9)
4575- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v), Müdebber köleyi satın aldı. (Müslim, Eyman: 13; Ebû Davud, Itk: 9)
85-
MÜKATEB = (EFENDİSİNE BELLİ BİR MİKTAR PARA ÖDEYEREK HÜRRİYETİNE KAVUŞACAK)
KÖLENİN SATILMASI
4576- Âişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Berire, Âişe’ye gelerek kitabet
bedelini ödeyebilmek için yardım istemişti Âişe, Berire’ye: “Git efendine sor
velâ hakkı bana kalırsa senin tüm borçlarını ödeyeceğim” dedi. Berire durumu
onlara söyleyince onlar buna razı olmamışlar ve velâ hakkı bize ait olmak üzere
kabul ederse sana Allah rızası için yardım ediversin demişlerdi. Âişe durumu
Rasûlullah (s.a.v)’e anlatınca, Rasûlullah (s.a.v) Âişe’ye şöyle demişti: “Berire’yi
satın al ve azâd et, velâ hakkı azâd eden kimseye aittir.” Sonra
Rasûlullah (s.a.v) sözüne şöyle devam etti: “Ne oluyor
bu insanlara da Allah’ın Kitab’ında olmayan şartları şart olarak ileri
sürüyorlar. Kim Allah'ın Kitab’ında olmayan bir şeyi şart olarak -yüz
şart bile koşsa- hiçbir
kıymeti yoktur. En doğru ve sağlam şart Allah’ın şartıdır.” (Müslim, Itk: 2)
86-
MÜKATEB KÖLE SÜRESİNDEN ÖNCE SATIN ALINABİLİR
4577- Âişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Berire bana geldi ve: “Ey Âişe! Ben
efendimle her sene bir okiyye vermek üzere dokuz okiyye üzere anlaşma yaptım,
bana yardım edebilir misin?” dedi. Kitabet borcundan hiç bir şey ödememişti. Âişe
ondan hoşlandı ve ona dedi ki: “Sahibine dön eğer velâ hakkın bana ait olursa
tüm borcunu bir seferde ödeyebileceğimi onlara söyle. Berire gitti durumu
onlara arzetti ve onlar da razı olmadılar ve dediler ki: “İsterse Allah rızası
için seni satın alsın, velâ hakkı falan istemesin.” Ben, durumu Rasûlullah
(s.a.v)’e arzedince, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Vela
hakkına kimse engel olamaz, onu satın al ve azâd et. Velâ satın alıp azâd edene
aittir.” Âişe’de öylece yaptı. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) insanlar
arasında kalktı ve Allah’a hamdederek şöyle konuştu: “İnsanlara
ne oluyor da Allah’ın Kitab’ında olmayan şartlar öne sürüyorlar. Kim Allah’ın Kitab’ında
olmayan bir şart ileri sürerse o batıl olup geçersizdir. Yüz şart bile olsa
yine aynıdır. Allah’ın hükmü en hak ve gerçektir. Allah’ın şartı en sağlam
şarttır. Velâ hakkı azâd edenindir.” (Müslim,
Itk: 2)
87-
VELÂ HAKKI= (KÖLENİN MALI MİRASI VE BENZERİ HAKLARI) SATILABİLİR Mİ?
4578- Abdullah
(r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v): “Velâ hakkının
satılmasını ve hibe edilmesini yasakladı.” (Müslim,
Itk: 3; Tirmizî, Büyü’: 20)
4579- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v): “Velâ hakkının
satılmasını ve hibe edilmesini yasakladı.” (Müslim,
Itk: 3; Tirmizî, Büyü’: 20)
4580- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v): “Velâ hakkının
satılmasını ve hibe edilmesini yasakladı.” (Müslim,
Itk: 3; Tirmizî, Büyü’: 20)
4581- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v): “Su
satmayı yasakladı.” (Tirmizî, Büyü’: 44;
Dârimi, Büyü’: 69)
4582- Amr b. Dinar
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebu’l Minhal’den işittim şöyle diyordu:
Iyas b. Ömer’den işittim (başka bir rivâyette İbn Abd’ten işittim) şöyle
diyordu: Rasûlullah (s.a.v)’den işittim: “Su satmayı
yasakladı.” (Tirmizî, Büyü’: 44; Dârimi,
Büyü’: 69)
89-
İHTİYAÇTAN FAZLA SU SATILIR MI?
4583- Iyas
(r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) suyun ihtiyaçtan fazlasını satmayı
yasakladı. Bir topluluğun idarecisi toplumun suyunun fazlasını satabilir. Abdullah
b. Amr suyun fazlasının satılmasını hoş görmezdi. (Tirmizî,
Büyü’: 44; Dârimi, Büyü’: 69)
4584- Peygamber
(s.a.v)’in ashabından Iyas b. Abd diyor ki: “Suyun
fazlasını satmayınız. Çünkü Peygamber (s.a.v) suyun fazlasını satmayı
yasaklamıştır.” (Tirmizî, Büyü’: 44;
Dârimi, Büyü’: 69)
90-
HEDİYE EDİLEN İÇKİ NE YAPILIR?
4585- Ebu Va’le el
Mısrî (r.a)’den rivâyete göre, bizzat kendisi İbn Abbas’a üzüm suyundan yapılan
içkinin durumunu sormuştu İbn Abbas’ta şöyle dedi: Adamın biri Rasûlullah
(s.a.v)’e bir kap dolusu içki hediye etmişti. Peygamber (s.a.v) ona şöyle dedi:
“Sen
içkinin Allah tarafından yasak edildiğini bilmiyor musun?” Adam
yanındakilere bir şeyler fısıldadı ne söylediğini anlayamadım ve yanımdaki
adama sordum. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) ona: “Arkadaşına
ne fısıldadın” dedi. O da: “Şarabı satmasını söyledim” deyince
Rasûlullah (s.a.v): “İçmesini
yasaklayan Allah satmasını da yasaklamıştır” buyurdu. Bunun üzerine hemen
o iki kabın ağzını açtı ve şarapları döktü. (Ebû
Davud, Büyü’: 66; Müslim, Müsakat: 12)
4586- Âişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Faiz ayeti nazil olunca Rasûlullah
(s.a.v) minbere çıktı ve ayetleri insanlara okudu sonra da içki ticaretini
yasakladı. (Müslim, Müsakat: 12; Dârimi, Büyü’:
35)
4587- Ukbe b. Amr
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), köpek satışından
elde edilen parayı, zina yaparak elde edilen kazancı ve büyücülük yaparak para
kazanmayı yasakladı. (Buhârî,
Büyü’: 113; Tirmizî, Büyü’: 50)
4588- İbn Abbas (r.a)’tan
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) köpek satmayı da haram
kıldığı şeyler arasında zikretti. (Sadece Nesâi
rivâyet etmiştir.)
4589- Câbir b.
Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v): “Av
köpeğinden başka köpek ve kedi satmayı yasak etti.” (Tirmizî, Büyü’: 50; Ebû Davud, Büyü’: 65)
4590- Câbir b.
Abdullah (r.a) Rasûlullah (s.a.v) şöyle derken işitmiştir. Rasûlullah (s.a.v)
Mekke fethi günü insanlara hitab ederek şöyle buyurmuştur: “Allah ve Rasûlü
içki satışını, mundar ölmüş hayvanın satışını, domuz satışını ve put satmayı
haram kılmıştır.” Bazıları: “Ey Allah'ın Rasûlü! ölmüş hayvanların iç
yağı hakkında ne dersiniz?” Onunla deriler yağlanır, gemiler yağlanır ve
insanlar onu aydınlatmada kullanırlar dediler. Bunun üzerine Rasûlullah
(s.a.v): “Hayır o
da haramdır” buyurdu ve sözüne şöyle devam etti: “Allah,
Yahudileri kahretsin. Allah onlara hayvanların iç yağlarını haram edince onları
eritip sattılar da parasını yediler.” (Ebû
Davud, Büyü’: 66; Müslim, Müsakat: 13)
94-
PARA İLE HAYVANLARI ÇİFTLEŞTİRMEK
4591- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) erkek hayvanla dişi
hayvanı para ile çiftleştirmeyi, suyu para ile satmayı, araziyi ekip dikmek
için kiraya vermeyi yasakladı. (Tirmizî, Büyü’:
45; Ebû Davud, Büyü’: 42)
4592- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) erkek hayvanla dişi
hayvanı para ile çiftleştirmeyi yasakladı. (Tirmizî,
Büyü’: 45; Ebû Davud, Büyü’: 42)
4593- Enes b. M
4594- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) kan alan kimsenin kazancını,
köpek satışından elde edilen parayı ve erkek hayvanla dişiyi para karşılığı
çiftleştirmeyi yasakladı. (Tirmizî, Büyü’: 45;
Ebû Davud, Büyü’: 42)
4595- Ebu Said el
Hudrî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah
(s.a.v), erkek hayvanla dişinin ücret karşılığında çiftleştirilmesini
yasakladı.” (Sadece Nesâi rivâyet
etmiştir.)
4596- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v), köpek satışından elde edilen parayı ve erkek
hayvanla dişinin para karşılığı çiftleştirilmesini yasakladı. (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
95-
İFLAS EDEN KİMSEDE KALAN MAL KİMİNDİR
4597- Ebu Hüreyre (r.a)'den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim iflas
eder de yanında da bir mal bulunursa o mal kimden alınmışsa onundur başkasına
verilmez.” (Ebû
Davud, Büyü’: 76; Müslim, Müsakat: 5)
4598- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) iflas eden bir adamın yanında kişi kendi
sattığı malı bulur ve tanırsa o mal satan kimsenindir. (Ebû Davud, Büyü’: 76; Müslim, Müsakat: 5)
4599- Ebu Said el
Hudrî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) zamanında bir
adam bahçesindeki ürünleri ağacında iken satmıştı. Meyveler bir afetle yok oldu,
adam aldığı parayı ödeyemedi ve borcu çoğaldı. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v)
ashabına: “Ona
sadakalarınızı verin” buyurdu. Ona yardım ettiler yapılan yardımla borcu
ödenmeyince Peygamber (s.a.v) “Bulduğunuzu
alın başka bir şey istemeyin” buyurdu. (Ebû
Davud, Büyü’: 76; Müslim, Müsakat: 5)
96-
ÇALINAN MAL BAŞKA BİRİNDE ELE GEÇERSE NE YAPILIR
4600- Useyd b.
Hudayr b. Simak (r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v), eşyası çalınan
kimse hakkında şu hükmü verdi: “Kim
çalınan eşyasını dürüst bir adamın elinde bulursa, dilerse o kimsenin aldığı
fiyattan satın alabilir. İsterse hırsızı takip edip yakalar.” Ebu Bekir
de böyle hüküm verdiler. (Sadece Nesâi rivâyet
etmiştir.)
4601- Useyd b.
Hudayr el Ensarî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle diyor: Yemâme de v
4602- Semure
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kişi
çalınan malını bulduğu yerden alır. Bu malı hırsızdan alan kimse hırsızı takip
eder.” (Ebû Davud, Büyü’: 80)
4603- Semure
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Herhangi
bir kadını iki velisi de ayrı ayrı evlendirmişse o kadın nikahı ilk önce
yapılan kimsenindir. Bir adam malını ayrı ayrı iki adama satarsa o mal ilk alan
kimsenindir.” (İbn Mâce, Ticarat: 21)
4604- Abdullah b.
ebî Rebia (r.a), babasından ve dedesinden naklederek şöyle diyor: Peygamber
(s.a.v) benden kırk bin dirhem borç almıştı. Ona mal gelince bana olan borcunu
ödedi ve şöyle buyurdu: “Allah malını
ve aileni sana mübarek ve bereketli kılsın. Borcun karşılığı mutlaka Allah’a
hamd ederek borcu ödemektir.” (İbn Mâce,
Sadaka: 16)
4605- Muhammed b.
Cahş (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’in yanında oturuyorduk.
Bir ara başını semaya kaldırdı ve sonra elini alnı üzerine koydu ve şöyle
buyurdu: “Sübhanallah
ne kadar ağır hüküm indirildi.” Sustuk ve korktuk, ertesi gün: “Ey
Allah'ın Rasûlü! İnen ağır hüküm neydi?” dedik. Şöyle buyurdu: “Canım
kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki borçlu olan bir kimse Allah yolunda
şehid olsa sonra diriltilse sonra tekrar şehid olsa yine diriltilse sonra yine
şehid olsa borcunu ödemeden Cennete giremez.” (Müsned: 21455)
4606- Semure
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) ile beraber bir
cenazede idik. Peygamber (s.a.v) üç defa burada falan kimse var mı? diye sordu.
Bir adam kalktı. Rasûlullah (s.a.v) ona: “İlk
çağırdıklarımda niçin cevap vermedin? Sana kötü bir şey söylemeyecektim,
hayırlı bir şey söyleyecektim. Cenazeyi işaret ederek. “Aranızdan ayrılıp ölen
bu kimse borcuna karşı esir alınmış durumda ölmüştür” buyurdu. (Ebû Davud, Büyü’: 9)
99-
BORCU ÖDEMEDE KOLAYLIK GÖSTERMEK GEREKİR
4607- Imran b.
Huzeyfe (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Meymune çok borçlanırdı.
Ailesi borçlanmasını hoş görmeyip ona kızınca Meymune: “Borçlanmadan
vazgeçmeyeceğim sevgili eşim ve dostum.” Rasûlullah (s.a.v) şöyle derken
işittim: “Her kim
ödeme niyeti ile borç ederse Allah onu dünyada ödettirir.” (İbn Mâce, Sadaka: 10)
4608- Ubeydullah b.
Abdullah b. Utbe (r.a)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v)’in hanımı Meymune
borç edince ona: Ey Mü’minlerin anası, borçlanıyorsun ödeyecek bir şeyin yoktur
dediler. O da: Rasûlullah (s.a.v)’i; “Kim ödeme
niyeti ile borçlanırsa Allah ona yardım eder” buyururken işittim demiştir.
(İbn Mâce, Sadaka: 10)
100-
ZENGİNİN BORCUNU GECİKTİRMESİ ZULÜMDÜR
4609- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Borcunuz
istendiğinde ödeyecek durumda iseniz hemen ödeyiniz. Asıl zulüm varlıklı
kimsenin borcunu geciktirmesidir.” (İbn
Mâce, Sadaka: 8)
4610- Amr b. Şerîd
(r.a) babasından aktararak şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Varlıklı
kimsenin borcunu geciktirmesi hem şerefini düşürür hem de cezalandırılmayı
gerektirir.” (İbn Mâce, Sadaka: 8)
4611- Amr b. Şerîd
(r.a) babasından aktararak şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Varlıklı
kimsenin borcunu geciktirmesi hem şerefini düşürür hem de cezalandırılmayı
gerektirir.” (İbn Mâce, Sadaka: 8)
101-
BORÇ BİR BAŞKASINA HAVALE EDİLİR Mİ?
4612- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Zenginin
borcunu geciktirmesi zulümdür. Biriniz varlıklı bir kimseye havale edildiğinde
havale işini kabul etsin” (İbn Mâce,
Sadaka: 8)
102-
BORCU OLAN KİMSENİN CENAZE NAMAZI KILINMAZ MI?
4613- Ebu Katade
(r.a) babasından aktarıyor. Ensardan biri vefat etmiş ve namazını kıldırmak
için Rasûlullah (s.a.v)’e getirilmişti. Rasûlullah (s.a.v) “Ölen bu
kimsenin borcu vardır.” (Ben onun namazını kıldırmam) buyurdu. Ebu
Katade onun borcuna ben kefilim dedi. Rasûlullah (s.a.v): “Ödemek üzere
mi?” buyurdu. Ebu Katade de: “Ödemeye” dedi. (İbn Mâce, Sadaka: 8)
103-
BORCU GÜZELLİKLE ÖDEMEYE TEŞVİK
4614- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Hayırlınız
borcunu güzellikle ödeyeninizdir.” (Tirmizî,
Büyü’: 75; Ebû Davud, Büyü’: 11)
104-
BORÇLUYA İYİ MUAMELE VE ONU SIKIŞTIRMAMAK
4615- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bir adam
vardı hiç hayır işlemez fakat insanlara borç verirdi. Alacağını toplamak üzere
gönderdiği adamına da varlıklı olan kimseden al darda olan kimseden alma ola ki
Allah ta bizim günahlarımızı bağışlar.” Adam ölünce Allah o kimseye: “Hiç
hayırlı amel yaptın mı?” buyurdu. Adam da: “Hayır fakat insanlara borç
verirdim, onlardan alacağımı tahsil için gönderdiğim kimseye de verebilenden al
durumu iyi olmayandan alma vazgeç ola ki Allah bizim günahlarımızı da bağışlar”
derdim. Bunun üzerine Allah o kimseye: “Günahlarını
bağışladım” buyurdu. (Buhârî, Büyü’: 18;
Müslim, Musakat: 6)
4616- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “İnsanlara
borç veren bir adam vardı. Borçlusunun darda kaldığını öğrenince borcunu tahsil
etmek için gönderdiği adamına ondan borcu isteme ola ki Allah’ta bizim
günahlarımızdan vazgeçer derdi. Vefat edip Allah’ın huzuruna vardığında Allah o
kimsenin günahlarından vazgeçti.” (Buhârî,
Büyü’: 18; Müslim, Musakat: 6)
4617- Osman b.
Affan (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: “Alırken
ve satarken, borcunu öderken, alacağını isterken kolaylık gösterip iyi
davrananı Allah Cennetine koyar.” (İbn
Mâce, Ticarat: 28)
105-
BİR KÖLEDE BİRKAÇ ORTAK OLUR MU?
4618- Abdullah
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Bedir savaşında Ben, Ammar ve Said
alacağımız esirlerle ortak olmayı kararlaştırdık. Said iki esir getirdi. Ben ve
Ammar ise bir şey getirememiştik. (İbn Mâce,
Ticarat: 63; Ebû Davud, Büyü’: 30)
4619- Sâlim
(r.a)’in babasından rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Bir kimse
ortağı olduğu bir kölede kendi hissesini azâd ederse, ve diğer hisseleri alacak
kadar da malı varsa, diğer ortakların hissesini de vererek köleyi tamamen azâd etmesi
gerekir.” (Buhârî, Itk: 4; Tirmizî,
Ahkam: 14)
106-
KÖLE VE CARİYE ORTAK OLURSA NE YAPMALI?
4620- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Bir kimse
ortağı olduğu bir kölede kendi hissesini azâd ederse, ve diğer hisseleri alacak
kadar da malı varsa, diğer ortakların hissesini de vererek köleyi tamamen azâd etmesi
gerekir.” (Buhârî, Itk: 4; Tirmizî,
Ahkam: 14)
107-
HURMALIKTA ORTAK OLANLAR NASIL SATARLAR?
4621- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Herhangi
birinizin ortak olarak bir arazisi ve hurmalığı varsa, ortağına teklif etmeden
hissesini bir başkasına satmasın.” (Müslim,
Müsakat: 28; Tirmizî, Ahkam: 31)
108-
MESKENLERDE ORTAK OLANLAR HİSSELERİNİ KİME SATMALI?
4622- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v), taksim edilmesi mümkün olmayan ev
ve arazilerde Şüf’a hakkı olduğuna hükmetti. Ortaklardan biri, kendi hissesini
ortağına teklif etmeden satamaz, ortağı dilerse alır dilerse almaz, ona teklif
etmeden başkasına satmışsa o satış geçersizdir alma hakkı ortağına aittir. (Müslim, Müsakat: 28; Tirmizî, Ahkam: 32)
4623- Ebu Rafi
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Satılan
gayri menkul malı alma hakkı öncelikle komşuya aittir.” (Müslim, Müsakat: 28; Tirmizî, Ahkam: 32)
4624- Amr b. Şerid
(r.a) babasından naklederek şöyle diyor. Bir adam Peygamber (s.a.v)’e: “Ey
Allah'ın Rasûlü! aramızda komşuluktan başka hiç kimsenin ortaklığı yoktur” (o
mülkü satmak istediğimizde ne yapmalıyız?) Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: “Satılan
malı alma hakkı önce komşunundur.” (Müslim,
Müsakat: 28; Tirmizî, Ahkam: 32)
4625- Ebu Seleme
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Taksim
edilemeyen tüm gayrimenkul mallarda Şüf’a hakkı vardır. Taksim edilip sınırları
belli olur yolları da ayrılırsa Şüf’a hakkı kalkar.” (Müslim, Müsakat: 28; Tirmizî, Ahkam: 32)
4626- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v): “Şüf’a
hakkı ve komşuluk hakkı olduğuna dair hükmetti.” (Müslim, Müsakat: 28; Tirmizî, Ahkam: 32)