49- SÜSLENME
KİTABI (Bölümleri)
1-
YARADILIŞTAN BERİ YAPILAN İŞLER
3- BAŞIN
TAMAMI TIRAŞ EDİLMELİDİR
4- KADINLAR
BAŞLARINI ERKEKLER GİBİ TIRAŞ ETMEMELİDİR
5- ALABURUS
VE YER YER TIRAŞ ETMEK CAİZ DEĞİLDİR
6- BIYIKLARI
KISA TUTMAK GEREKİR
7- SAÇ
GEREKTİĞİNDE TARANMALIDIR
8- HERŞEYDE
OLDUĞU GİBİ SAÇ TARAMADA DA SAĞDAN BAŞLAMAK
10- ERKEKLER
DE SAÇLARINI ÖREBİLİRLER
11- SAÇLARI
UZATMAK PEK HOŞ DEĞİL Mİ?
12- SAKALA
DÜĞÜM ATMAK VE DEĞİŞİK ŞEKLE SOKMAK
13- SAÇ VE
SAKALDAKİ BEYAZ KILLAR YOLUNMAZ
14- KINA İLE
SAÇ VE SAKAL BOYANABİLİR Mİ?
15- SAÇLARI
VE SAKALLARI SİYAH RENGE BOYAMAK YASAKTIR
18- KADINLAR
DA KINA YAKARLAR MI?
19- KINA
KOKUSUNDAN HOŞLANMAYAN OLUR MU?
21- BAŞA SAÇ
EKLEMEK (PERUK TAKMAK)
22- PERUK
TAKANLAR LANETLENMİŞLERDİR
23- PERUK
TAKTIRANLAR DA LANET EDİLMİŞTİR
24- KAŞLAR
GÜZEL GÖRÜNMEK İÇİN İNCELTİLEBİLİR Mİ?
25- DÖVME VE
KAŞ ALDIRMAKLA ALAKALI DEĞİŞİK RİVÂYETLER
26- GÜZEL
GÖRÜNTÜ İÇİN DİŞLERİ İNCELTİP ŞEKLİNİ DEĞİŞTİRMEK
27- DİŞLERİ
İNCELTİP DİKKAT ÇEKECEK HALE GETİRMEK HARAMDIR
30- ELBİSE
ZAFERAN RENGİNE BOYANIR MI?
32- KADIN VE
ERKEK KOKULARI DEĞİŞİK Mİ OLAMALI?
34- ELBİSEYİ
ÇOK DİKKAT ÇEKECEK RENKLERE BOYAMAMAK
35- KADINLAR
İÇİN HOŞ OLMAYAN KOKU
36- KOKU
SÜRÜNEN KADIN, KOKUSUNU YIKAMADAN DIŞARI ÇIKMAMALIDIR
37- KOKU
SÜRÜNEN KADIN, CAMİYE CEMAATE GİTMEMELİ
39-
KADINLARIN ZİNET EŞYALARINI GÖSTERMEMELERİ GEREKİR
41- BURNUNU
KAYBEDEN ALTINDAN BURUN YAPTIRABİLİR Mİ?
42- ERKEKLERE
ALTIN KULLANMA İZNİ VAR MIDIR?
44- BU
KONUDAKİ DEĞİŞİK RİVAYETLER
45- BU KONUDA
DEĞİŞİK RİVÂYETLER
46- BU KONUDA
DAHA DEĞİŞİK RİVAYETLER
47- YÜZÜĞÜN
AĞIRLIĞI NE KADAR OLMALI?
48- PEYGAMBER
(S.A.V)’İN YÜZÜĞÜNÜN ÖZELLİKLERİ
49- YÜZÜK
HANGİ ELE TAKILMALIDIR?
50- GÜMÜŞ
KAPLAMALI DEMİR YÜZÜK OLUR MU?
51- TUNÇ
(SARI MADEN) YÜZÜK KULLANMAK
52- YÜZÜKLERE
(MUHAMMED RASÛLULLAH) YAZDIRILAMAZ
53- YÜZÜK
HANGİ PARMAĞA TAKILMALI
54- TUVALETE
GİRERKEN DİNİ İÇERİKLİ ŞEYLER ÇIKARILMALI
56- YARATILIŞ
GEREĞİ YAPILMASI GEREKENLER
57- BIYIKLARI
KISALTIP SAKALI UZATMAK GEREKİR
58- ÇOCUKLARIN
BAŞINI TIRAŞ ETMEK
59- TIRAŞ
OLURKEN NEYE DİKKAT EDİLMELİ
60- SAÇLAR
OMUZLARA KADAR UZATILIR MI?
64- SAÇ
TARARKEN DE SAĞDAN BAŞLAMAK
66- SAKAL
SARIYA MI BOYANMALI?
67- SAKALI
VERS VE ZA’FERANLA BOYAMAK
68- SAÇ NAKLİ
VE PERUK KULLANMAK
69- SAÇLARI
ÇAPUT VE BENZERİ ŞEYLER İLAVE EDEREK UZATMAK
70- PERUK
TAKANLAR LANETLENMİŞLERDİR
71- PERUK
TAKAN VE TAKTIRANA LANET
72- DÖVME
YAPAN VE YAPTIRANA DA LANET VARDIR
73- DİŞLERİNİ
DİKKAT ÇEKECEK HALE GETİRMEK İÇİN İNCELTENLEREDE LANET VARDIR
74- DERİLERİ
DİKKAT ÇEKMEK İÇİN SARIYA BOYAMAMAK
77- ALTIN
KULLANMAK ERKEKLERE HARAMDIR
78- ALTIN
YÜZÜK ERKEKLERE HARAMDIR
79-
RASÛLULLAH (S.A.V)’İN YÜZÜĞÜNÜN (MÜHRÜNÜN) ÖZELLİĞİ
80- YÜZÜK
HANGİ PARMAĞA TAKILIR?
81- YÜZÜĞÜN
MÜHÜR KAŞI NEREDE DURMALI?
82-
RASÛLULLAH (S.A.V) YÜZÜĞÜNÜ NEDEN ATMIŞTI?
83- ALLAH
VERDİĞİ NİMETİ KULU ÜZERİNDE GÖRMEYİ SEVER
84- İPEK
ELBİSE GİYMEK ERKEKLERE HARAMDIR
85- KADINLAR
İPEKLİ ELBİSELER GİYEBİLİRLER
86- İPEKLİ
KALIN KUMAŞLAR DA GİYİLMEZ
87- İSTEBRAK
İPEKTEN DOKUNMUŞ KALIN KUMAŞTIR
88- DİBÂÇ
İPEKTEN YAPILMIŞ İNCE KUMAŞTIR
89- ALTIN
TELLERLE DOKUNMUŞ KUMAŞ GİYİLİR Mİ?
90- İPEK
ELBİSEYİ DÜNYADA GİYEN AHİRETTE GİYMEZ
91- KARIŞIMI
İPEK OLAN ELBİSE GİYMEK
92- İPEK
ELBİSE GİYMENİN CAİZ OLDUĞU YER VAR MI?
93- KIRMIZI
ELBİSE GİYİLİR Mİ?
95- SAPSARI
DİKKAT ÇEKEN ELBİSELER GİYMEMEK
96- YEŞİL
RENKLİ ELBİSE GİYİLEBİLİR
98- BEYAZ
ELBİSE DAHA GÜZEL VE HOŞTUR
101- ETEK
(PAÇA) LARIN UZUNLUĞU NE KADAR OLMALI?
102- ETEK
(PAÇA)LARIN UZUNLUĞU NE KADAR OLMALI?
103-
TOPUKLARI AŞAN ETEKLER (PAÇALAR) ATEŞTEDİR
104-
ETEKLERİNİ (PAÇALARINI) UZATANLAR NEREDEDİR?
105-
KADINLARIN ETEKLERİNİN ÖLÇÜSÜ NASILDIR?
106- DON
GİYMEKSİZİN TEK PARÇA KUMAŞA BÜRÜNMEK YASAKTIR
107- TEK
PARÇA ÇARŞAF GİBİ BİR ELBİSEYE BÜRÜNEREK GİYİNMEK YASAKTIR
108- SARIK
KIRMIZI VE SİYAH OLABİLİR Mİ?
110- SARIĞIN
BİR UCU İKİ OMUZ ARASINA SARKITILIR
111-RESİM VE
HEYKELİN HÜKMÜ NEDİR?
112- EN
ŞİDDETLİ AZÂB GÖRENLER
113-
RESSAMLARIN AHİRETTE ÇEKECEKLERİ SIKINTILAR
114- MELEKLER
RESİM OLAN EVE GİRMEZLER
115- ÇARŞAF
ÜZERİNDE NAMAZ KILINIR MI?
116-
RASÛLULLAH (S.A.V)’İN TERLİĞİ (TAKUNYASI)
117- TEK
PAPUÇLA YÜRÜMEK DOĞRU DEĞİLDİR
118- MEŞİN
(DERİ) YATAK ÜZERİNDE YATMAK
119- BİR
HİZMETÇİ VE BİR BİNEK YETERLİ MİDİR?
120- KILICIN
KABZASI SÜSLENEBİLİR Mİ?
121- BİNİTLER
ÜZERİNDE İPEK MİNDERE OTURULMAMALI
123-
RASÛLULLAH (S.A.V)’İN ÇADIRI KIRMIZI RENKLİ MİYDİ?
1-
YARADILIŞTAN BERİ YAPILAN İŞLER
4954- Âişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “On şey
yaradılış gereği olarak ilk yaradılıştan beri vardır: 1. Bıyığı kısaltmak, 2.
Tırnakları kesmek, 3. Parmak aralarını (mafsalları) yıkamak, 4. Sakalı uzatmak,
5. Misvak kullanmak, 6. Burunu su ile temizlemek, 7. Koltuk altı kıllarını
temizlemek, 8. Etek tıraşı olmak, 9. Abdest bozulan organların temizlenmesidir.”
Mus’ab der ki: “Onuncusunu unuttum o da
mazmaza = ağıza su vererek temizlemek olsa gerektir.” (Ebû Davud, Taharat: 29; Tirmizî, Edeb: 14)
4955- Talk
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: “On şey
ilk yaradılıştan beri yapılması gereken şeylerdendir. 1. Misvak kullanmak, 2.
Bıyıkları kısa tutmak, 3. Tırnakları kesmek, 4. Parmak aralarını yıkamak, 5.
Etek tıraşı olmak, 6. Buruna su vererek temizlemek, 7. Ravi diyor ki: “Ağıza su
vererek temizlemek konusunda şüpheliyim.” (Sadece
Nesâi rivâyet etmiştir.)
4956- Talk b. Habîb
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: “On şey
vardır ki yaratılıştan beri yapılması gereken sünnetlerdendir. 1. Misvak
kullanmak, 2. Bıyıkları kısa tutmak, 3. Ağıza su alarak temizlemek, 4. Buruna
su alarak temizlemek, 5. Sakalı uzun tutmak, 6. Tırnakları kesmek, 7. Koltuk
altı kıllarını temizlemek, 8. Sünnet olmak, 9. Etek tıraşı olmak, 10. Abdest
bozma yerini yıkamak.” (Sadece Nesâi
rivâyet etmiştir.)
4957- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Beş şey
yaratılıştan beri yapılması gereken şeylerdendir. 1. Sünnet olmak, 2. Etek
tıraşı olmak, 3. Koltuk altı kıllarını yok etmek, 4. Tırnakları kesmek, 5.
Bıyıkları kısaltmak.” (Tirmizî, Edeb: 14;
Ebû Davud, Taharat: 29)
4958- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: “Beş şey yaradılış
gereği yapılması gereken işlerdendir. 1. Tırnakları kesmek, 2. Bıyıkları kısa
tutmak, 3. Koltuk altı kıllarını gidermek, 4. Etek tıraşı olmak, 5. Sünnet
olmak.” (Tirmizî, Edeb: 14; Ebû Davud,
Taharat: 29)
4959- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Bıyıklarınızı
kısa tutup sakalınızı uzatınız.” (Tirmizî,
Edeb: 14; Ebû Davud, Tahara: 29)
4960- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Sakalınızı
uzatıp bıyıklarınızı kısaltınız.” (Buhârî,
Libas: 65; Tirmizî, Edeb: 15)
4961- Zeyd b. Erkam
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’den işittim şöyle
buyuruyordu: “Bıyığını
kısaltmayan biz Müslümanlardan değildir.” (Tirmizî,
Edeb: 15; Müsned: 18462)
3-
BAŞIN TAMAMI TIRAŞ EDİLMELİDİR
4962- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) başının bir kısmı tıraş edilmiş bir
kısmında saç bırakılmış bir çocuk gördü de bundan insanları yasakladı ve: “Ya başın
tamamını tıraş edin veya tamamen bırakıverin” buyurdu. (Buhârî, Libas: 72; İbn Mâce, Libas: 38)
4-
KADINLAR BAŞLARINI ERKEKLER GİBİ TIRAŞ ETMEMELİDİR
4963- Ali (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v): “Kadınların
başlarını erkekler gibi tıraş etmelerini yasakladı.” (Tirmizî, Hac: 75; Ebû Davud, Menasik: 79)
5-
ALABURUS VE YER YER TIRAŞ ETMEK CAİZ DEĞİLDİR
4964- Abdullah b.
Ömer (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah
bize başımızı alacalı şekilde tıraş etmemizi yasakladı.” (Buhârî, Libas: 72; İbn Mâce, Libas: 38)
4965- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bize alacalı
şekilde tıraş olmayı yasakladı. (Buhârî, Libas:
72; İbn Mâce, Libas: 38)
6-
BIYIKLARI KISA TUTMAK GEREKİR
4966- Vail b. Hucr
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’in yanına gittim
saçım uzunca idi “Sinek…” dedi.
Ben de beni kastederek söyledi sandım ve saçımı tıraş ettirip tekrar geldim.
Bunun üzerine bana: “Seni
kastetmemiştim ama bu şekil daha güzel olmuş” dedi. (Ebû Davud, Tereccül: 11; İbn Mâce, Libas: 38)
4967- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’in saçları ne
kıvırcık ne de düz idi, hafif dalgalıydı uzunluğu ise kulaklarıyla omuzu
arasındaydı. (Ebû Davud, Teraccül: 10; İbn Mâce,
Libas: 38)
4968- Humeyd b.
Abdurrahman el Hımyerî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Dört yıl
Rasûlullah (s.a.v)’in sohbetinde bulunan Ebu Hüreyre gibi yanından ayrılmayan
bir adama rastladım şöyle demişti: “Rasûlullah
(s.a.v) her an devamlı saç taramayı bize yasakladı.” (Ebû Davud, Teraccül: 1; Müsned: 16398)
7-
SAÇ GEREKTİĞİNDE TARANMALIDIR
4969- Abdullah b.
Mugaffel (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)
saçlarımızı sık sık taramamamızı emrederdi. (Sadece
Nesâi rivâyet etmiştir.)
4970- Hasan
(r.a)’dan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) saçın sık sık taranmamasını
emrederdi. (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
4971- Hasan ve
Muhammed (r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demişlerdir: “Saç
gerektiğinde zaman zaman taranmalıdır.” (Sadece
Nesâi rivâyet etmiştir.)
4972- Abdullah b.
Şakîk (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’in ashabından
bir kimse mısır vadisi idi. Arkadaşlarından biri yanına geldi ve onu saçları
dağınık bir durumda buldu ve ona: “Nedir bu
hal hem v
8-
HERŞEYDE OLDUĞU GİBİ SAÇ TARAMADA DA SAĞDAN BAŞLAMAK
4973- Âişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) tüm işlerini
sağdan başlayarak yapmayı severdi, sağ eliyle alır sağ eliyle verir ve tüm
işlerinde sağdan başlamayı severdi. (Buhârî,
Libas: 38; Ebû Davud, Libas: 44)
4974- Bera
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) kırmızı hırkasını
giyinmiş saçları da omuzlarına kadar inmişti. Onun kadar güzel bir kimseyi
görmedim. (Buhârî, Libas: 38; Ebû Davud, Libas:
44)
4975- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’in saçları
kulaklarının yarısına kadardı. (Buhârî, Libas:
68; Ebû Davud, Tereccül: 9)
4976- Bera
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’den daha güzel bir
kimse görmedim. Hırkasını giyinmiş saçları da omuzlarına yaklaşmıştı. (Buhârî, Libas: 38; Ebû Davud, Libas: 44)
10-
ERKEKLER DE SAÇLARINI ÖREBİLİRLER
4977- Hübeyre b.
Yerime (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Abdullah b. Mesud: “Kimin
kıraati üzere okumamı emredersiniz” dedi ve bir zamanlar Rasûlullah (s.a.v)’e
yetmiş den fazla sûre okumuştum, o zaman Zeyd saçları iki örgülü durumda
çocuklarla oynuyordu. (Buhârî, Fedailü’l Kur’an:
8; Müslim, Fedailü’s Sahabe: 22)
4978- Ebu Vail
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: İbn Mes’ud bize konuştu ve şunları
söyledi: Zeyd b. Sabit saçları örgülü durumda çocuklarla oynarken ben
Rasûlullah (s.a.v)’in ağzından yetmişten fazla sûre okuyup öğrendiğim halde
nasıl olur da Zeyd b. Sabit’in kıraati üzere okumamı emredersiniz? (Buhârî, Fedailü’l Kur’an: 8; Müslim, Fedailü’s
Sahabe: 22)
4979- Ziyad b.
Husayn (r.a), babasından aktararak şöyle demiştir: Medine’de Rasûlullah
(s.a.v)’in yanına gittiğimde bana: “Yanıma
yaklaş!” demişti. Yanına yaklaşınca elini saçımın örgüsü üzerine koydu
ve eliyle saçlarımı sıvazladı ve dua etti. (Sadece
Nesâi rivâyet etmiştir.)
11-
SAÇLARI UZATMAK PEK HOŞ DEĞİL Mİ?
4980- Vail b. Hucr
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’in yanına gitmiştim
saçlarım uzundu, “Sinek” dedi.
Ben de beni kastediyor sandım hemen gittim ve saçlarımı kısaltıp geri geldim.
Bunun üzerine bana şöyle buyurdu: “Seni
kastetmemiştim fakat böylesi daha güzel olmuş.” (Ebû Davud, Tereccül: 11; İbn Mâce, Libas: 37)
12-
SAKALA DÜĞÜ
4981- Ruveyfi b.
Sabit (r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: “Ey
Ruveyfi olur ki benden sonra uzun zaman yaşarsın öyleyse insanlara haber ver:
Kim sakalına düğüm atarak veya değişik şekillere sokarak dikkat çekmek isterse,
nazarlık takarsa, hayvan tezeği ve kemiği ile taharetlenirse bilsin ki Muhammed
(s.a.v) ondan uzaktır.” (Ebû Davud,
Taharat: 18; Müsned: 16380)
13-
SAÇ VE SAKALDAKİ BEYAZ KILLAR YOLUNMAZ
4982- Amr b. Şuayb
babasından ve dedesinden rivâyetle şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) beyaz
kılların yolunmasını yasakladı. (Ebû Davud,
Tereccül: 18; Tirmizî, Edeb: 56)
14-
KINA İLE SAÇ VE SAKAL BOYANABİLİR Mİ?
4983- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Yahudi ve
Hıristiyanlar saç ve sakallarını boyamazlar siz onlara muhalefet ederek onlara
uymayın” (Ve saçınızı ve sakalınızı kına ile boyayın.) (Ebû Davud, Tereccül: 17; İbn Mâce, Libas: 32)
4984- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Yahudi ve
Hıristiyanlar saçlarını ve sakallarını boyamazlar siz onlara muhalefet ederek
kına ile boyayınız.” (Ebû Davud,
Tereccül: 17; İbn Mâce, Libas: 32)
4985- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Yahudi ve
Hıristiyanlar saç ve sakallarını boyamışlar siz onlara uymayın.” (Ebû Davud, Tereccül: 17; İbn Mâce, Libas: 32)
4986- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Saç ve
sakalınız ağardığında kına ile boyayınız böylelikle Yahudilere benzemeyiniz.”
(Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
4987- Zübeyr
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Ağaran
saçlarınızı kına ile boyayarak değiştiriniz ve böylelikle Yahudilere
benzemeyiniz.” (Müsned: 1341)
15-
SAÇLARI VE SAKALLARI SİYAH RENGE BOYAMAK YASAKTIR
4988- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Son
zamanlarda (kıyamete yakın zamanlarda) güvercinlerin
gerdanı gibi sakallarını siyaha boyayanlar çıkacaktır, onlar Cennet kokusunu
alamayacaklardır.” (Ebû
Davud, Tereccül: 20; Müsned: 2341)
4989- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Mekke fethi günü Ebu Bekir’in babası
Ebu Kuhafe’yi getirdiler saç ve sakalları bembeyaz olmuştu. Bunu görünce
Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bu saç ve
sakallarınızı bir şeylerle boyayın fakat siyah renkle boyamayın.” (Ebû Davud, Tereccül: 18; İbn
Mâce, Libas: 33)
4990- Ebu Zer
(r.a)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Saç ve
sakalı boyayacağınız en iyi şey kına ve ketm’dir.” (İbn Mâce, Libas: 32; Ebû Davud, Tereccül: 18)
4991- Ebu Zer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Saç ve
sakallarınızdaki beyazlıkları değiştireceğiniz en iyi şey kına ve ketm’dir.”
(İbn Mâce, Libas: 32; Ebû Davud, Tereccül: 18)
4992- Ebu Zer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’den işittim şöyle
diyordu: “Saç ve
sakallarınızdaki beyaz kılları değiştireceğiniz en iyi şey kına ve ketm’dir.”
(İbn Mâce, Libas: 32; Ebû Davud, Tereccül: 18)
4993- Ebu Zer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’den işittim şöyle
diyordu: “Saç ve
sakallarınızdaki beyaz kılları değiştireceğiniz en iyi şey kına ve ketm’dir.”
(İbn Mâce, Libas: 32; Ebû Davud, Tereccül: 18)
4994- Abdullah b.
Büreyde (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: “Saç ve
sakalınızdaki beyaz kılları değiştireceğiniz en iyi şey kına ve ketm’dir.”
(Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
4995- Abdullah b.
Büreyde (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Saç ve
sakallarındaki beyaz kılları değiştireceğiniz en iyi şey kına ve ketm’dir.”
(Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
4996- Ebu Rimse
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Babamla Rasûlullah (s.a.v)’in yanına
gitmiştik sakalına kına yakmıştı. (Ebû Davud,
Tereccül: 18)
4997- Ebu Rimse
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’in yanına gittim
sakalını sarımtırak olarak boyanmış gördüm. (Ebû
Davud, Tereccül: 18)
4998- Zeyd b. Eslem
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: İbn Ömer’i sakallarını sarı renge
boyarken gördüm ve dedim ki: “Ey Ebu Abdurrahman sakalını sarı renge mi
boyarsın?” O da: Rasûlullah (s.a.v)’in sakalını bununla boyarken gördüm boyanın
bu rengini severdi. Hatta elbise ve sarığını bile bu renge boyardı. (Ebû Davud, Tereccül: 19; İbn Mâce, Libas: 34)
4999- Katade
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Enes’e: “Rasûlullah (s.a.v), sakalını
boyadı mı?” diye sordum. O da: “Saç ve sakalları boyanacak şekilde ağarmamıştı,
sakallarının sadece yanakları üzerindeki bir kısmı ağarmıştı” dedi. (Müslim, Fedail: 29; İbn Mâce, Libas: 30)
5000- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demişti: Rasûlullah (s.a.v)’in saç ve sakalları
kına yakacak derecede ağarmamıştı, aklık sadece dudağının altında biraz da
yanaklarında biraz da başında vardı. (Müslim,
Fedail: 29; İbn Mâce, Libas: 30)
5001- Abdullah b.
Mes’ud (r.a)’tan rivâyete göre: “Peygamber
(s.a.v) on şeyi hoş görmezdi: 1. Safran ve halûk ile saç ve sakalı boyamak, 2. Etekleri
yerde sürüyecek şekilde uzun giyinmek, 3. Altın yüzük kullanmak, 4. Tavla
oynamak, 5. Kadınların süslenerek sokağa çıkmaları, 6. Nâs Felâk vb. sûreler
dışında dualar yapmak, 7. Nazarlık gibi bir şeyler takınmak, 8. Erkeğin
menisini dışarıya akıtması, 9. Emzikli kadına cinsel ilişkide bulunup çocuğun
sağlığına zarar vermektir ki bu haram değildir.” (Ebû Davud, Hatem: 2; Müsned: 3586)
18-
KADINLAR DA KINA YAKARLAR MI?
5002- Âişe
(r.a)’den rivâyete göre, Bir kadın, Rasûlullah (s.a.v)’e bir mektup uzattı.
Fakat Rasûlullah (s.a.v) elini kapadı ve mektubu almadı. Kadın: “Ey Allah'ın
Rasûlü elimle mektup uzattım almadınız.” Rasûlullah (s.a.v)’de şöyle buyurdu: “Kadın eli
mi erkek elimi? bilemedim.” Kadın: “Hayır kadın elidir” dedi. “Eğer
kadın eli olmuş olsaydı tırnaklarında kına izi bulunurdu” (ve kadın eli
olduğu anlaşılırdı) buyurdu. (Ebû Davud,
Tereccül: 4; Müsned: 25057)
19-
KINA KOKUSUNDAN HOŞLANMAYAN OLUR MU?
5003- Âişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, Bir kadın Âişe’ye kına yakmanın hükmünü sormuştu. O
da şöyle demişti: “Caizdir fakat ben hoşlanmıyorum. Çünkü sevgilim Rasûlullah
(s.a.v) kına kokusundan hoşlanmaz.” (Ebû Davud,
Tereccül: 4; Müsned: 24578)
20- YASAKLANAN ŞEYLER
5004- Ebu’l Husayn
el Heysem b. Şüfey (r.a)’den rivâyete göre, o ondan işiterek şöyle demiştir:
Ben ve arkadaşım Meafir kabilesinden Ebu Amir’le beraber İlyada (Kudüs’te)
namaz kılmak için yola çıktık. Orada sahabeden Ebu Reyhane ismi verilen Ezd’li
bir adam konuşma yapacaktı. Ebu’l Husayn diyor ki: Arkadaşım mescide benden
önce gitti sonra ben de ona yetiştim yanına oturunca bana: “Ebu Reyhane’nin
konuşmasını dinledin mi?” dedi. Ben de: “Hayır” dedim. O da: “Ben dinledim.
Rasûlullah (s.a.v)’in on şeyi yasakladığını söyledi: “1.
Dişleri inceltmek, 2. Dövme yaptırmak, 3. Ağaran saç ve sakallardaki kılları
yolmak, 4. İki erkeğin çıplak durumda bir yatakta yatması, 5. İki kadının
çıplak durumda bir yatakta yatması, 6. erkeklerin ipek çamaşır giymeleri ve
yabancılara benzemeleri, 7. Yabancılara benzemek için omuzlarına ipek şal
atmaları, 8. Ganimet malından zorla almak, 9. Kaplan derileri üzerine oturmayı,
10. idareci olmayanların yüzük kullanmaları.” (Ebû Davud, Edeb: 16; Dârimi, Edeb: 2)
21-
BAŞA SAÇ EKLEMEK (PERUK TAKMAK)
5005- Muaviye
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) batıl ve anlamsız şeyleri
yasakladı. (Ebû Davud, Terecccül: 5; Tirmizî,
Edeb: 32)
5006- Said el
Makburî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Muaviye b. Ebî Süfyanı minber
üzerinde elinde bir peruk olduğu halde gördüm şöyle diyordu: “Ne oluyor bu
Müslüman kadınlara ki başlarına bu peruklardan koyuyorlar. Rasûlullah
(s.a.v)’den işittim şöyle diyordu: “Herhangi
bir kadın başına kendisinin olmayan bir saçı ilave ederse batıl ve boş bir iş
yapmış olur.” (Ebû Davud, Terecccül: 5;
Tirmizî, Edeb: 32)
22-
PERUK TAKANLAR LANETLENMİŞLERDİR
5007- Ebu Bekir’in
kızı Esma (r.a)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) saç (peruk) takana ve
taktırana lanet etti. (Ebû Davud, Terecccül: 5;
Tirmizî, Edeb: 32)
23-
PERUK TAKTIRANLAR DA LANET EDİLMİŞTİR
5008- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) Peruk takan ve
taktıranı dövme yapan ve yaptıranı lanetledi. (Sadece
Nesâi rivâyet etmiştir.)
5009- Nafi’e İbn
Ömer’den ulaştığına göre, Rasûlullah (s.a.v) Peruk takan ve taktırana dövme
yapan ve yaptırana lanet etmiştir. (Sadece Nesâi
rivâyet etmiştir.)
5010- Âişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurmuştur: “Allah,
peruk takana ve taktırana lanet etmiştir.” Amr b. Mansur aktarmıştır.
Half b. Musa rivâyet ederek, babam şöyle rivâyet etmiştir dedi. Katade’den
Azre’den hasan el Uranî’den Yahya b. Cezaar’dan ve Mesruktan rivâyete göre, bir
kadın Abdullah b. Mes’ud’a gelerek şöyle dedi: “Saçlarım seyrek ve azdır,
başıma saç ilave edebilir miyim veya peruk takabilir miyim?” Abdullah b. Mes’ud
ta: “Hayır” dedi. Bu sefer kadın: “Bu hükmü Rasûlullah (s.a.v)’den mi duydun
yoksa Allah’ın Kitab’ında mı buluyorsun?” deyince, İbn Mes’ud: “Hayır peruk
kullanamazsın, bu hükmü hem Rasûlullah (s.a.v)’den duydum hem de Allah’ın Kitab’ında
Rûm sûresi 30. Ayette: “Allah’ın
yaratışı değiştirilemez” buyurulur. Ayrıca Haşr sûresi 7. ayetinde de: “…Bu sebeple
Peygamber (s.a.v) size ne verirse ve ne getirirse ve ne emrederse onu alın ve
sizi neden sakındırıp yasaklarsa ondan elinizi çekin…” buyuruyor dedi.
Bu hadis buradaki şeklinden uzuncadır. (Buhârî,
Libas: 83; Müslim, Libas: 33)
24-
KAŞLAR GÜZEL GÖRÜNMEK İÇİN İNCELTİLEBİLİR Mİ?
5011- Abdullah
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v): “Dövme
yapan ve yaptıranı güzel görünmek için kaşlarını alan ve dişlerini inceltip
dişlerinin görüntüsünü değiştirenleri lanetledi.” (Buhârî, Libas: 83; Müslim, Libas: 33)
5012- Âişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v): “Dövme
yapmayı ve yaptırmayı, saç (peruk) yapmayı
ve yaptırmayı, kaşların kıllarını almayı ve aldırmayı yasak etti.” (Buhârî, Libas: 83; Müslim, Libas: 33)
25-
DÖVME VE KAŞ ALDIRMAKLA ALAKALI DEĞİŞİK RİVÂYETLER
5013- Abdullah
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Faizi
alan ve veren bildiği halde faiz işlerinde katiplik yapan güzel görünmek ve dikkat
çekmek için dövme yapan ve yaptıran zekat vermekten uzak duran Hicretten sonra
dinini terk edip çölde yaşamaya devam edenler kıyamet gününde Muhammed
(s.a.v)’in diliyle lanetleneceklerdir.” (Sadece
Nesâi rivâyet etmiştir.)
5014- Ali (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v): “Faiz
yiyeni yedireni ve faiz muamelelerini yazanı ve zekat vermeyeni lanetledi ve
ölünün arkasından bağırıp çağırarak ağlamayı da yasakladı.” (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
5015- Haris
(r.a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v): “Faiz
yiyeni ve yedireni farzlı işlere şahitlik ve katiplik yapanı dövme yapanı ve
yaptıranı lanetledi. Hulle yapan ve yaptıranı ve zekata engel olanı da
lanetledi, ölü arkasından bağırıp çağırarak ağlamayı yasakladı fakat
lanetlemedi.” (Sadece Nesâi rivâyet
etmiştir.)
5016- Şa’bî
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v): “Faiz
alanı ve vereni faizli işlere şahitlik yapanı ve katiplik yapanı, dövme yapanı
ve yaptıranı lanetledi. Ölünün arkasından bağırıp çağırarak ağlamayı yasak etti
fakat lanetlemedi.” (Sadece Nesâi rivâyet
etmiştir.)
5017- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Ömer’in huzuruna dövme yapan bir kadın
getirdiler bunu görünce Ömer: “Allah aşkına bu konuda Rasûlullah (s.a.v)’den
bir şey duyanınız var mı?” dedi. Ebu Hüreyre dedi ki: “Kalktım ve Ey
Mü’minlerin emiri ben duydum” dedim. O da: “Ne duydun?” deyince şöyle söylerken
duydum dedim: “Dövme
yapmayın ve yaptırmayın.” (Buhârî, Libas:
87; Müslim, Libas: 33)
26-
GÜZEL GÖRÜNTÜ İÇİN DİŞLERİ İNCELTİP ŞEKLİNİ DEĞİŞTİRMEK
5018- İbn Mes’ud
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’den işittim şöyle
diyordu: “Allah’ın
yarattığı şekli bozarak yüzlerinden kaşlarından kıl alarak değişiklik yapanlara
ve dövme yapanlara Allah lanet etsin.” (Buhârî,
Libas: 87; Müslim, Libas: 33)
5019- Câbir b.
Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’den
işittim: “Dişleri
inceltip dikkat çekecek hale getiren, kaşları yolup incelterek dikkat çekmeye
çalışanlara ve dövme yaptırarak yaradılışı değiştirenlere lanet etti.” (Buhârî, Libas: 87; Müslim, Libas: 33)
5020- Câbir b.
Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’den
işittim: “Dişleri
inceltip dikkat çekecek hale getiren, kaşları yolup incelterek dikkat çekmeye
çalışanlara ve dövme yaptırarak yaradılışı değiştirenlere lanet etti.” (Buhârî, Libas: 87; Müslim, Libas: 33)
27-
DİŞLERİ İNCELTİP DİKKAT ÇEKECEK HALE GETİRMEK HARAMDIR
5021- Ebu Reyhane
(r.a)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir; Rasûlullah (s.a.v): “Dişleri
inceltip dikkat çekecek hale getirmeyi, değişik organlara dövme yapmayı ve
kaşları incelterek dikkat çekecek hale getirmeyi haram kıldı.” (Buhârî, Libas: 87; Müslim, Libas: 33)
5022- Ebu Reyhane
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bana ulaştığına göre, Rasûlullah
(s.a.v): “Dişleri
inceltip dikkat çekecek hale getirmeyi ve dövme yapmayı yasakladı.” (Buhârî, Libas: 80; Müslim, Libas: 33)
5023- Ebu Reyhane
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bana ulaştığına göre, Rasûlullah
(s.a.v): “Dişleri
inceltip dikkat çekecek hale getirmeyi ve dövme yapmayı yasakladı.” (Buhârî, Libas: 80; Müslim, Libas: 33)
5024- İbn Abbas
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Gözünüze
çekeceğiniz en iyi sürmeniz “İsmid” isimli olanıdır. Çünkü o gözleri parlatır,
kirpikleri büyültür.” (İbn Mâce, Tıb: 25;
Ebû Davud, Tıb: 14)
5025- Simak
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Câbir b. Semure’ye: “Rasûlullah
(s.a.v)’in saçlarında ak var mıydı?” diye sordular. Câbir de: “Başına yağ
sürdüğünde parlaklıktan dolayı aklar gözükmez yağ sürmediği zamanlarda ise
gözükürdü” dedi. (Müslim, Fedail: 30; Müsned:
19887)
30-
ELBİSE ZAFERAN RENGİNE BOYANIR MI?
5026- Zeyd (r.a)’in
babasından rivâyete göre, İbn Ömer elbisesini zâferan rengine boyamıştı. “Niçin
böyle boyadın?” diye soruldu. O da: “Rasûlullah (s.a.v)’de bu renge boyamıştı”
dedi. (Ebû Davud, Libas: 18; İbn Mâce, Libas:
22)
5027- Muhammed b.
Ali (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Âişe’ye: “Rasûlullah (s.a.v) koku
sürünür müydü?” diye sordum. Kokunun renksizi olan misk ve amber kokusundan
kullanırdı” dedi. (Sadece Nesâi rivâyet
etmiştir.)
32-
KADIN VE ERKEK KOKULARI DEĞİŞİK Mİ OLAMALI?
5028- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Erkeklerin
kokuları kokusu duyulan ve rengi olmayandır. Kadınların sürünecekleri kokular
ise; rengi olan fakat kokusu etrafa yayılmayanıdır.” (Tirmizî, Edeb: 35; Müsned: 10554)
5029- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Erkeklerin
kokuları kokusu duyulan ve rengi olmayandır. Kadınların sürünecekleri kokular
ise; rengi olan fakat kokusu etrafa yayılmayanıdır.” (Tirmizî, Edeb: 35; Müsned: 10554)
5030- Ebu Said el
Hudri (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurmuştur: “İsrailoğullarından
bir kadın altın bir yüzük yaptırdı ve içerisine misk doldurdu, o (misk) en güzel kokudur.” (Tirmizî, Cenaze: 116; Ebû Davud, Cenaiz: 37)
34-
ELBİSEYİ ÇOK DİKKAT ÇEKECEK RENKLERE BOYAMAMAK
5031- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: “Elbisesi alaca renge boyanmış bir adam
Rasûlullah (s.a.v)’in yanına gelince, Peygamber (s.a.v) ona: “Git
elbiseni iyice yıka” buyurdu. Yıkayıp gelince, Rasûlullah (s.a.v): “Git
elbiseni iyice yıka” buyurdu. Adam tekrar geldiğinde “Git
tekrar yıka! Bir daha da böyle yapma” buyurdu.” (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
5032- Ya’la b.
Mürre (r.a) anlatıyor, üzerimde alaca renkli bir elbise ile Rasûlullah
(s.a.v)’in yanına gitmiştim. Bana: “Hanımın
var mı” dedi. Ben de: “Hayır” dedim.
“O
halde git elbiseni tekrar tekrar yıka bir daha da böyle yapma” buyurdu. (Tirmizî, Edeb: 51; Müsned: 16891)
5033- Ya’la b.
Mürre (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) alaca renge boyalı bir elbise
giyen adamı görünce: “Git onu
yıka sonra bir daha yıka ve bir daha da böyle yapma” buyurdu. (Tirmizî, Edeb: 51; Müsned: 16891)
5034- Ya’la b.
Mürre es-Sekafî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)
üzerimde alaca boyalı elbiseyi görünce: “Ey Ya’la!
Hanımın var mı?” buyurdu. Bende: “Hayır” dedim.
O da: “Elbiseni
iyice yıka bir daha böyle yapma” buyurdu. “Tekrar
yıka ve bu boya ile boyama” buyurdu. “Tekrar yıka
ve bu boya ile bir daha boyama” buyurdu. (Tirmizî,
Edeb: 51; Müsned: 16891)
5035- Ya’la
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’in yanına
uğramıştım, üzerimde alaca renkle boyanmış bir elbise vardı. Rasûlullah (s.a.v)
bana: “Ey Ya’la!
Hanımın var mıdır?” buyurdu. Ben de: “Hayır” dedim. “O halde git
onu yıka, bir daha o boya ile boyama!” diye üç sefer tembih etti. Ben de
üç sefer yıkadım yıkadım yıkadım ve bir daha o boya ile elbisemi boyamadım. (Tirmizî, Edeb: 51; Müsned: 16891)
35-
KADINLAR İÇİN HOŞ OLMAYAN KOKU
5036- Eş’ari
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), şöyle buyurdu: “Herhangi
bir kadın, kokusu dışarıdan hissedilen koku ile kokulanarak erkeklerin yanından
geçerse, onlarda o kokudan istifade edip hoşlanırlarsa, o kadın zina etmiş gibi
günah kazanır.” (Tirmizî, Edeb: 35; Ebû
Davud, Tereccül: 7)
36-
KOKU SÜRÜNEN KADIN, KOKUSUNU YIKAMADAN DIŞARI ÇIKMAMALIDIR
5037- Ebu Hüreyre (r.a)’de
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bir kadın
mescide gelirken süründüğü kokuyu çıkması için cünüplükten yıkandığın gibi
iyice yıkansın.” (Ebû Davud, Tereccül: 7)
37-
KOKU SÜRÜNEN KADIN, CAMİYE CEMAATE GİTMEMELİ
5038- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Herhangi
bir kadın kokulanırsa yatsı namazı için mescidimize gelmesin.” (Ebû Davud, Tereccül: 7)
5039- Abdullah’ın
hanımı Zeyneb (r.anha)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v): “Mescide
cemaate namaz kılmak için gelecek bir kadın kokulanmasın” buyurdular. (Müslim, Salat: 30; Müsned: 25801)
5040- Abdullah’ın
hanımı Zeyneb (r.anha)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)
şöyle buyurdu: “Ey
kadınlar! Mescide cemaate gelecekseniz koku sürünmeyin.” (Müslim, Salat: 30; Müsned: 25801)
5041- Zeyneb es
Sekafiyye (r.anha)’dan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Ey
kadınlar, herhangi biriniz mescide gelecekse kokulanmasın.” (Müslim, Salat: 30; Müsned: 25801)
5042- Abdullah
(r.a)’in hanımı Sakıfli Zeyneb (r.a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v): “Biz
kadınlar cemaatine mescide geleceksiniz koku sürünmeyiniz” buyurdu. (Müslim, Salat: 30; Müsned: 25801)
5043- Zeyneb es
Sekafî (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kadınlar
namaz için mescide gideceklerse koku sürünmesinler.” (Müslim, Salat: 30; Müsned: 25801)
5044- Zeyneb es
Sekafî (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Ey
Kadınlar, biriniz namaz için mescide gelecekse koku sürünmesin.” (Müslim, Salat: 30; Müsned: 25801)
5045- Nafi
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Abdullah b. Ömer tütsü yaptığı zaman
kafûr ve başka bir koku karıştırmaksızın sadece öd ağacıyla tütsü yapardı.
Bazen de kafûrla öd ağacını karıştırırdı ve Rasûlullah (s.a.v)’de böyle tütsü
yapardı derdi. (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
39-
KADINLARIN ZİNET EŞYALARINI GÖSTERMEMELERİ GEREKİR
5046- Ukbe b. Amir
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) kendi hanımlarına altın ve gümüş
takınmalarına ve ipek elbise giymelerine engel olur ve sizler Cennet ziynetini
ve ipeklerini istiyorsanız onları bu dünyada giymeyiniz derdi. (Müsned: 16672)
5047- Huzeyfe’nin kız
kardeşi (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bize
hitab ederek şöyle buyurdu: “Ey
kadınlar topluluğu süslenmeniz için size gümüş yeterlidir. Bir kadın altın
ziynetlerle süslenir ve onu da başkalarına gösterirse mutlaka azap görür.”
(Ebû Davud, Hatem: 8; Dârimi, İstizan: 17)
5048- Huzeyfe’nin
kızkardeşi (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bize
hitab ederek şöyle buyurdu: “Ey
kadınlar topluluğu süslenmeniz için size gümüş yeterlidir. Bir kadın altın
ziynetlerle süslenir ve onu da başkalarına gösterirse mutlaka azap görür.” (Dârimi, İstizan: 17; Ebû Davud, Hatem: 8)
5049- Esma binti
Yezid (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Herhangi
bir kadın altından bir kolye takınırsa, kıyamet günü boynuna ateşten bir kolye
takılır. Yine herhangi bir kadın kulağına altından küpe takınırsa, kıyamet günü
Allah onun kulağına ateşten bir küpe takar.” (Ebû Davud, Hatem: 8; Müsned: 26322)
5050- Rasûlullah
(s.a.v)’in azadlı kölesi Sevban anlatıyor: Hübeyre’nin kızı elinde büyük bir
yüzükle Rasûlullah (s.a.v)’in yanına geldi. Rasûlullah (s.a.v) onun eline
vurdu. Bunun üzerine Hübeyre’nin kızı Rasûlullah (s.a.v)’in kızı Fatıma’nın
yanına gelerek eline vurması sebebiyle Rasûlullah (s.a.v)’den şikayette
bulundu. Fatıma da boynundaki altın zincirden kolyesini çıkardı ve dedi ki: “Bunu
bana Ebu Hasan (Ali) hediye etmişti.” O sırada Rasûlullah (s.a.v) onların
yanına girdi. Kolye Fatıma’nın elindeydi. Bunu görünce Rasûlullah (s.a.v)
Fatıma’ya: “Ey Fatıma
insanların Rasûlullah (s.a.v)’in kızının elinde ateşten zincir var demeleri
seni sevindirir mi?” dedi ve oturmadan çıkıp gitti. Bunu duyan Fatıma
altın zincirini çarşıya gönderip sattırdı, parasıyla da bir köle alıp azâd ederek
hürriyetine kavuşturdu. Fatıma’nın bu hareketi Rasûlullah (s.a.v)’e söylenince
Fatıma’yı ateşten kurtaran Allah’a hamdolsun dedi. (Müsned:
21364)
5051- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’in yanında oturduğum bir
sırada bir kadın gelerek: “Ey Allah'ın Rasûlü! İki altın bilezik takınayım mı?”
dedi. Rasûlullah (s.a.v)’de: “Ateşten
iki bileziğin olmuş olur” buyurdu. Kadın: “Ey Allah'ın Rasûlü! Altından
kolye takabilir miyim?” deyince, Rasûlullah (s.a.v): “Ateşten
bir kolyen olmuş olur” buyurdu. Kadın: “Altın küpe takınabilir miyim?” deyince,
Rasûlullah (s.a.v): “Ateşten
iki küpen olmuş olur” buyurdu. Ebu Hüreyre diyor ki: Kadın kollarındaki
iki bileziği çıkarıp attı ve: “Ey Allah'ın Rasûlü! Bir kadın kocasının yanında
süslenmezse kıymeti ve değeri olmuyor” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): “Gümüş
küpe yaptırıp za’feran ve âbîrle sarartarak kullanmanıza kim engel olabilir” buyurdu.
(Müsned: 9300)
5052- Âişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle anlatmaktadır: Rasûlullah (s.a.v)
kollarımdaki altın bilezikleri görünce şöyle buyurdu: “Sana
bunlardan daha güzelini haber vereyim mi? bunları çıkarsan gümüşten yaptırsan
ve za’feranla sarıya boyatsan daha güzel olurdu.” (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
5053- Ali b. Ebî T
5054- Ali b. Ebî T
5055- Ali b. Ebî T
5056- Ali b. Ebî T
5057- Ebu Musa
(r.a)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “İpek ve
altın ümmetimin erkeklerine haram kadınlarına helâl kılınmıştır.” (Tirmizî, Libas: 1)
5058- Muaviye
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) ipek elbise giymeyi ve altın
kullanmayı yasakladı fakat çok küçük ve basit olursa onlara izin verdi. (Ebû Davud, Hatem: 8; Müsned: 16230)
5059- Muaviye
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) basit ve küçük şeyler dışında altın
kullanmayı yasakladı. Altın işlemeli minderler üzerine oturmayı da yasakladı. (Ebû Davud, Hatem: 8)
5060- Ebu Şeyh
(r.a)’ten rivâyete göre, Muaviye yanında bulunan Peygamber (s.a.v)’in ashabına
şöyle dedi: “Rasûlullah
(s.a.v)’in basit ve küçük şeyler dışında altın kullanmayı yasak ettiğini
biliyor musunuz?” Onlar da: “Allah’ımız şahittir ki evet” dediler. (Ebû Davud, Hatem: 8)
5061- Ebu Şeyh
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Muaviye haccettiği sene Muhammed
(s.a.v)’in ashabından bir kısım insanları topladı ve onlara: “Biliyor musunuz?
Rasûlullah (s.a.v), basit ve küçük şeyler dışında altın kullanmayı yasakladı
mı?”
Onlar da hep birden: “Allah’ımız şahittir ki evet” dediler. (Ebû Davud, Hatem: 8)
5062- Ebu Hımman (r.a)
anlatıyor. Muaviye haccettiği sene Kâbe’de ashaptan bazı kimseleri topladı ve
onlara: “Allah aşkına söyleyin, altın ziynet eşyasını haram kılmış mıydı?” diye
sordu. Onlar da: “Evet” dediler. Muaviye: “Evet ben
de şahidim” dedi. (Ebû Davud, Hatem: 8)
5063- Ebu Şeyh
(r.a) kardeşi Hımman (r.a)’dan aktararak şöyle demiştir: Muaviye haccettiği
sene Rasûlullah (s.a.v)’in ashabından bir gurubu Kâbe’de topladı ve onlara
şöyle dedi: “Allah aşkına size soruyorum. Rasûlullah (s.a.v) altın kullanmayı
yasakladı mı?” Onlar da: “Evet” dediler. Muaviye’de: “Evet ben de şahidim”
dedi. (Ebû Davud, Hatem: 8)
5064- Hımman
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Muaviye haccettiğinde Ensardan bir
gurubu Kâbe’nin yanında çağırdı ve şöyle dedi: “Allah aşkına size soruyorum.
Rasûlullah (s.a.v)’den altın kullanmayı yasakladığını işitmediniz mi?” Onlar da:
“Evet” dediler. Muaviye’de: “Ben de şahidim”
dedi. (Ebû Davud, Hatem: 8)
5065- Hımman
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Muaviye haccettiğinde Ensardan bir
gurubu Kâbe’nin yanında çağırdı ve şöyle dedi: “Allah aşkına size soruyorum.
Rasûlullah (s.a.v)’den altın kullanmayı yasakladığını işitmediniz mi?” Onlar da:
“Evet” dediler. Muaviye’de: “Ben de şahidim”
dedi. (Ebû Davud, Hatem: 8)
5066- Hımman
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Muaviye haccettiğinde Ensardan bir
gurubu Kâbe’nin yanında çağırdı ve şöyle dedi: “Allah aşkına size soruyorum.
Rasûlullah (s.a.v)’den altın kullanmayı yasakladığını işitmediniz mi?” Onlar da:
“Evet” dediler. Muaviye: “Ben de
şahidim” dedi. (Ebû Davud, Hatem: 8)
5067- Hımman
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Muaviye haccettiğinde Ensardan bir
gurubu Kâbe’nin yanında çağırdı ve şöyle dedi: “Allah aşkına size soruyorum.
Rasûlullah (s.a.v)’den altın kullanmayı yasakladığını işitmediniz mi?” Onlar da:
“Evet” dediler. Muaviye: “Ben de
şahidim” dedi. (Ebû Davud, Hatem: 8)
5068- Ebu Şeyh el
Hünâî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Muaviye’den işittim çevresinde
Ensar ve Muhacirlerden insanlar vardı, onlara dedi ki: “Biliyor musunuz?
Rasûlullah (s.a.v) ipek giymeyi yasaklamıştı.” Onlar da: “Allah şahittir ki evet
yasaklamıştır” dediler. Muaviye şöyle devam etti: “Ufak tefek şeyler dışında
altın kullanmayı da yasakladı değil mi?” Onlar da yine: “Evet” dediler. (Ebû Davud, Hatem: 8)
5069- Ebu Şeyh
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: İbn Ömer’den işittim şöyle diyordu: “Rasûlullah
(s.a.v) küçük parçalar dışında altın kullanmayı yasakladı.” (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
41-
BURNUNU KAYBEDEN ALTINDAN BURUN YAPTIRABİLİR Mİ?
5070- Arfece b.
Es’ad (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Cahiliyye döneminde Külab
savaşında burnumdan yara almıştım, gümüşten burun yaptırdım koku yaptı.
Rasûlullah (s.a.v) altından yaptırmamı emretti. (Tirmizî,
Libas: 31; Ebû Davud, Hatem: 7)
5071- Arfece b.
Es’ad b. Küreyb (r.a)’ten rivâyete göre, dedesi şöyle demiştir: “Dedesi
cahiliyye dönemindeki Külab savaşında burnunu kaybetmişti. Gümüşten bir burun
yaptırmıştı da o koku yapmıştı. Peygamber (s.a.v) altından burun yaptırmasını
emretmişti.” (Tirmizî, Libas: 31; Ebû Davud,
Hatem: 7)
42-
ERKEKLERE ALTIN KULLANMA İZNİ VAR MIDIR?
5072- Said b.
Müseyyeb (r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Ömer, Suheyb’e: “Ne oluyor
sana altın yüzük kullanıyorsun” dedi. Suheyb’te: “Bunu senden daha hayırlısı
gördü ve bir şey demedi, ayıplamadı” dedi. Ömer: “Kimdir o” dedi Suheyb: “Rasûlullah
(s.a.v)’di” dedi. (Sadece Nesâi rivâyet
etmiştir.)
5073- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v): Altından bir yüzük
yaptırıp taktı. Bunu gören herkes de altın yüzük yaptırdı. Bunu gören
Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bu yüzüğü
takıyordum fakat bundan sonra onu hiç takmayacağım” diyerek çıkarıp
attı. Ashab da Rasûlullah (s.a.v)’e uyarak yüzüklerini çıkarıp attılar. (Müslim, Libas: 3; Ebû Davud, Hatem: 3)
5074- Ali (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bana, “Altın
yüzük kullanmayı, ipekli elbise giymeyi, altın işlemeli minderler üzerine
oturmayı ve bira içmeyi yasakladı.” (Ebû
Davud, Libas: 11; Müslim, Libas: 2)
5075- Ali (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v): “Altın
yüzük kullanmayı, ipekli elbise giymeyi ve altın işlemeli minderler üzerinde
oturmayı yasakladı.” (Ebû Davud, Libas:
11; Müslim, Libas: 2)
5076- Ali (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v): “Altın
yüzük kullanmayı, altın işlemeli minderler üzerine oturmayı, ipekli elbiseler
giymeyi ve arpa ve buğdaydan yapılan bir nevi içki olan cia = bira içmeyi yasakladı.”
(Ebû Davud, Libas: 11; Müslim, Libas: 2)
5077- Ali (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) “Altın
yüzük kullanmayı, altın işlemeli minderler üzerinde oturmayı, ipek elbise
giymeyi ve bira içmeyi yasakladı.” (Ebû
Davud, Libas: 11; Müslim, Libas: 2)
5078- Sa’saa b.
Sûhan (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Ali’ye: “Rasûlullah (s.a.v)’in
sana yasak ettiği şeyleri sen de bize yasak et” dedim. O da şöyle dedi: “İçerisinde
şarap bulundurulan su kabağını kullanmayı, yine şarap bulunan küpleri
kullanmayı, altın yüzük kullanmayı, ipek elbise giymeyi, ipek karışımı elbise
giymeyi ve altın işlemeli minderlerde oturmayı yasakladı.” (Ebû Davud, Libas: 11; Müslim, Libas: 4)
5079- M
5080- Sa’saa b. Sûhan
(r.a) Ali’ye: “Ey Mü’minlerin emiri! Rasûlullah (s.a.v)’in size yasakladığı
şeyleri sen de bize yasaklar mısın?” dedi. Ali de şöyle dedi: “Rasûlullah
(s.a.v) şarap konulan kabakları kullanmaktan, şarap küpleri kullanmaktan, bira
içmekten, altın yüzük kullanmaktan ipek elbise giymekten, altın işlemeli
minderlerde oturmaktan yasakladı.” (Ebû
Davud, Libas: 11; Müslim, Libas: 4)
5081- Ali (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Sevgilim Peygamber (s.a.v) beni üç şeyden
yasakladı: -tüm insanları değil sadece beni yasakladı- “Altın
yüzük kullanmayı, ipek elbise giymeyi, sapsarı elbiseler giymeyi, rüku’ ve
secdeler de Kur’an okumayı.” (Ebû Davud,
Libas: 11; Müslim, Libas: 4)
5082- Ali (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) beni yasakladı -sizi
yasakladı demiyorum- “Altın
yüzük kullanmayı, ipekli elbise giymeyi, sapsarı elbiseler giymeyi ve rüku’da
Kur’an okumayı.” (Ebû Davud, Libas: 11;
Müslim, Libas: 4)
5083- İbrahim (r.a)
babasından ve Ali’den işittiğine göre şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bana: “Rüku’da
Kur’an okumayı, altın yüzük kullanmayı ve sapsarı elbise giymeyi yasakladı.” (Ebû Davud, Libas: 11; Müslim, Libas: 4)
5084- Abdullah b.
Huneyn babasından rivâyet ederek şöyle demiştir: Ali’den dinledim şöyle diyordu:
“Rasûlullah
(s.a.v) bana -sizi demiyorum- Altın
yüzük kullanmayı, ipekli elbise giymeyi, sapsarı elbiseler giymeyi ve rüku’da
Kur’an okumayı yasakladı.” (Ebû Davud,
Libas: 11; Müslim, Libas: 4)
5085- Ali (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah
(s.a.v) bana Altın yüzük kullanmayı, sapsarı elbise giymeyi, ipekli elbise
giymeyi ve rüku’da Kur’an okumayı yasakladı.” (Ebû Davud, Libas: 11; Müslim, Libas: 4)
5086- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, Ali şöyle demiştir: “Rasûlullah
(s.a.v) beni ipek elbise giymekten, sapsarı elbise giymekten ve altın yüzük kullanmaktan
yasakladı.” (Ebû Davud, Libas: 11;
Müslim, Libas: 4)
5087- Ali (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bana dört şeyi yasakladı: “Altın
yüzük kullanmak, ipekli elbiseler giyinmek, rüku’da Kur’an okumak ve sapsarı
elbiseler giyinmek.” (Ebû Davud, Libas:
11; Müslim, Libas: 4)
5088- Ali (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah
(s.a.v) bana sapsarı elbiseler giymeyi, ipek elbiseler giymeyi, altın yüzük
kullanmayı ve rüku’da Kur’an okumayı yasakladı.” (Ebû Davud, Libas: 11; Müslim, Libas: 4)
44-
BU KONUDAKİ DEĞİŞİK RİVAYETLER
5089- Ali (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah
(s.a.v) bana sapsarı elbise giyinmeyi, altın yüzük kullanmayı, ipekli elbise
giyinmeyi ve rüku’da Kur’an okumayı yasakladı.” (Ebû Davud, Libas: 11; Müslim, Libas: 4)
5090- Ali (r.a)’den
rivâyete göre: “Rasûlullah
(s.a.v) sapsarı elbiseler giymeyi, ipekli elbiseler giymeyi ve rüku’da Kur’an
okumayı yasakladı.” (Ebû Davud, Libas:
11; Müslim, Libas: 4)
45-
BU KONUDA DEĞİŞİK RİVÂYETLER
5091- Ali (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: “Peygamber
(s.a.v) beni ipek karışımı ve ipekli elbise giymekten, altın yüzük kullanmaktan
ve rüku’da Kur’an okumaktan yasakladı. (Ebû
Davud, Libas: 11; Müslim, Libas: 4)
5092- Ali (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v): “Binek
üzerine ipekli kumaştan minderler koyarak binmeyi, ipekli elbiseler giymeyi ve
altın yüzük kullanmayı yasakladı.” (Ebû
Davud, Libas: 11; Müslim, Libas: 4)
5093- Abîde
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Binek üzerine
ipekli kumaştan minderler koyarak binmeyi ve altın yüzük kullanmayı yasakladı.”
(Ebû Davud, Libas: 11; Müslim, Libas: 4)
46-
BU KONUDA DAHA DEĞİŞİK RİVAYETLER
5094- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bana: “Altın yüzük
kullanmayı yasakladı.” (Müslim, Libas: 11;
Buhârî, Libas: 46)
5095- Imran
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), “İpek
elbise giymeyi altın, yüzük kullanmayı ve şarap konulan kapları kullanmayı
yasakladı.” (Tirmizî, Libas: 1)
5096- Ebu Said el
Hudrî (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v)’in huzuruna Necran’dan bir
adam geldi parmağında altın yüzük vardı. Rasûlullah (s.a.v) ondan yüz çevirdi
ve ona: “Sen Benim
yanıma elinde ateşten bir parça olduğu halde geldin” buyurdu. (Müsned: 10686)
5097- Bera b. Âzib
(r.a)’ten rivâyete göre: “Parmağında altın yüzük bulunan bir adam Rasûlullah
(s.a.v)’in yanında oturuyordu. Rasûlullah (s.a.v)’in elinde de bir değnek çubuk
vardı. Rasûlullah (s.a.v) onunla adamın parmağına vurdu. Adam: “Ey Allah'ın
Rasûlü ne yaptım ki vurdunuz?” dedi. Rasûlullah (s.a.v)’de: “Parmağındaki
şu yüzüğü çıkarır mısın?” buyurdu. Adam da hemen çıkarıp attı. Daha
sonra Rasûlullah (s.a.v) bu adamı görünce “Yüzüğü
ne yaptın?” buyurdu. O da: “Attım” dedi. Rasûlullah (s.a.v)’de: “Sana onu
at demedim, onu satıp parasıyla faydalanmanı emrettim” buyurdu. (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
5098- Ebu Sa’lebe
el Huşenî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)
parmağımdaki altın yüzüğü görünce yanındaki bastonuyla elime vurdu. Bende
Rasûlullah (s.a.v) görmeden yüzüğü çıkarıp attım. Bunun üzerine Rasûlullah
(s.a.v): “G
5099- Ebu İdris
(r.a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) bir adamın elinde altın bir yüzük
gördü ve yanında bulunan bastonuyla adamın parmağına vurdu, o da yüzüğü çıkarıp
attı. (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
47-
YÜZÜĞÜN AĞIRLIĞI NE KADAR OLMALI?
5100- Büreyde (r.a)
babasından naklederek şöyle diyor: Rasûlullah (s.a.v)’in huzuruna demirden bir
yüzük takınmış bir adam geldi. Bunu görünce Rasûlullah (s.a.v): “Ne oluyor
sana üzerinde Cehennemliklerin ziynetini görüyorum” dedi. Sonra adam o
yüzüğü attı yine parmağında tunçtan yapılmış bir yüzükle tekrar gelince,
Rasûlullah (s.a.v) o adama: “Ne oluyor
sana sende putların kokusunu hissediyorum” dedi. Adam o yüzüğü de attı
ve şöyle dedi: “Ey Allah'ın Rasûlü! Yüzüğü neden yaptırmalıyım?” Rasûlullah
(s.a.v)’de: “Gümüşten
yaptır ağırlığı da bir miskale ulaşmasın” buyurdu. (Tirmizî, Libas: 13; Ebû Davud, Hatem: 4)
48-
PEYGAMBER (S.A.V)’İN YÜZÜĞÜNÜN ÖZELLİKLERİ
5101- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre: “Rasûlullah
(s.a.v) gümüşten bir yüzük edinmişti kaşı habeş taşındandı ve üzerinde Muhammed
Resul Allah yazılıydı.” (Müslim, Libas:
15; Ebû Davud, Hatem: 4)
5102- Enes b. M
5103- Enes b. M
5104- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, Peygamber (s.a.v)’in yüzüğü gümüşten olup kaşı da
gümüştendi. (Müslim, Libas: 15; Ebû Davud,
Hatem: 4)
5105- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, Peygamber (s.a.v)’in yüzüğü gümüşten olup kaşı da
gümüştendi. (Müslim, Libas: 15; Ebû Davud,
Hatem: 4)
5106- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) Bizanslı Rumlara
mektup yazmak isteyince, sahabiler: “Onlar mühürsüz mektupları okumazlar”
dediler. Rasûlullah (s.a.v)’de gümüşten bir mühür (yüzük) yaptırdı. Sanki şu
anda elinde beyazlığını görüyor gibiyim kaşına Muhammed Resul Allah
nakşedilmişti. (Tirmizî, İstizan: 25; Ebû Davud,
Hatem: 4)
5107- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) gece hayli ilerleyinceye kadar
yatsı namazını geciktirdi gece yarısı olmuştu sonra çıkıp bize namaz kıldırdı,
hala o an elindeki gümüş yüzüğün parlaklığını görür gibiyim. (Müslim, Libas: 13; Tirmizî, İstizan: 25)
49-
YÜZÜK HANGİ ELE TAKILMALIDIR?
5108- Ebu Seleme
(r.a)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) yüzüğü sağ eline takardı. (Ebû Davud, Hatem: 4; Tirmizî, İstizan: 25)
5109- Abdullah b.
Cafer (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) yüzüğü sağ eline takardı. (Ebû Davud, Hatem: 4; Tirmizî, İstizan: 26)
50-
GÜMÜŞ KAPLAMALI DEMİR YÜZÜK OLUR MU?
5110- Muaykıb
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’in Mührü (yüzüğü)
gümüş kaplanmış demirdendi. Muaykıb şöyle dedi: “Mühür bazen benim elimde
olurdu.” Muaykıb Rasûlullah (s.a.v)’in mühürdarıydı. (Ebû Davud, Hatem: 4; Tirmizî, İstizan: 26)
51-
TUNÇ (SARI MADEN) YÜZÜK KULLANMAK
5111- Ebu Said el
Hudrî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bahreyn den bir adam geldi ve
Rasûlullah (s.a.v)’e selâm verdi. Rasûlullah (s.a.v) onun selâmını almadı. Adam
altın yüzük takınmış ve ipek cübbe giyinmişti. Cübbe ve yüzüğünü çıkarıp
gelince selâm verdi. Rasûlullah (s.a.v) onun selâmını aldı. Sonra adam şöyle
dedi: Ey Allah'ın Rasûlü! Az önce geldiğimde selâmımı almadın ve benden yüz
çevirdin. Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Elinde Cehennemin
ateşinden bir parça vardı.” Adam: “O halde ben şu anda size pek çok ateş
parçaları getirdim” dedi. Rasûlullah (s.a.v): “Getirdiğin
altınlar bizim yanımızda Harre’nin taşlarından farksızdır fakat onlar dünya
hayatının bir geçimliğidir” buyurdu. Adam:
“Öyleyse yüzüğü neden yaptırmalıyım?” deyince, Rasûlullah (s.a.v): “Demir,
gümüş veya tunç’tan” diye cevap verdi. (Müsned:
10686)
5112- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) gümüş yüzük
takındıkları halde odasından çıkarak şöyle buyurdu: “Bu yüzük
gibi yaptırmak isteyen yaptırsın fakat nakışını (Muhammed Rasûlullah şeklinde)
yaptırmasın.”
(Buhârî, Libas: 51)
5113- Enes b. M
52-
YÜZÜKLERE (MUHAMMED RASÛLULLAH) YAZDIRILAMAZ
5114- Enes b. M
53-
YÜZÜK HANGİ PARMAĞA TAKILMALI
5115- Ali (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bana: “Ey Ali!
Allah’tan hidayet ve doğruluk iste, yüzüğü de orta ve şahadet parmağına takma”
buyurdu. (Ebû Davud, Hatem: 4; Müsned: 1104)
5116- Ali (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bana “Yüzüğü
orta ve şahadet parmağıma takmamı yasakladı.” (Ebû Davud, Hatem: 4; Müsned: 1104)
5117- Ali (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bana şöyle buyurdu: “Ey Ali! Şöyle
dua et: Allah’ım bana hidayet et ve bana orta yolda olmayı nasib et.” Ve
benim yüzüğü orta ve şahadet parmağıma takmamı yasakladı. (Ebû Davud, Hatem: 4; Müsned: 1104)
54-
TUVALETE GİRERKEN DİNİ İÇERİKLİ ŞEYLER ÇIKARILMALI
5118- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) tuvalete gireceğinde üzerinde
Muhammed Rasûlullah yazılı olan mührünü (yüzüğünü) çıkarırdı. (Ebû Davud, Hatem: 6; İbn Mâce, Libas: 18)
5119- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), altından bir yüzük
yaptırmıştı kaşı da avuç içindeydi. Bunu gören insanlar da altından birer yüzük
yaptırdılar. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) o yüzüğü çıkardı ve: “Bunu bir
daha takmayacağım” buyurdu. Herkeste yüzüklerini çıkardılar. (Ebû Davud, Hatem: 2; Tirmizî, Libas: 16)
5120- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) altından bir yüzük edinmişti kaşını
avucunun içine alarak kullanıyordu. Bunu gören insanlar da yüzük edinmeye
başladılar. Rasûlullah (s.a.v) çıkardı ve “Ebediyen
takmayacağım” dedi. (Ebû Davud, Hatem: 2;
Tirmizî, Libas: 16)
5121- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) altından bir yüzük
edinmiş sonra da onu çıkarıp atmıştı. Sonra gümüşten bir yüzük edindi üzerinde
Muhammed Rasûlullah yazılıydı ve şöyle buyurmuştu: “Hiçbir
kimse benim yüzüğüm üzerindeki yazıyı yazdırmasın.” Yüzüğün kaşı, avuç
içine gelecek şekilde kullanıyordu. (Müslim,
Libas: 12; Tirmizî, Libas: 16)
5122- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) altından bir yüzük edinip onu üç
gün süreyle takınmıştı. Ashabı arasında altın yüzüğün yaygınlaştığını görünce
çıkardı -yüzüğü ne yaptı bilmiyorum- sonra gümüş yüzük yapılmasını ve kaşına da
Muhammed Rasûlullah yazılmasını emretti. Bu yüzük vefat edinceye kadar
elindeydi. Daha sonra Ebu Bekir’in eline geçti. O da vefat edince Ömer’in eline
geçti. O da vefat edince Osman’ın eline geçti. Osman’ın elinde altı sene kaldı
devlet büyüyüp mühürlenecek yazılar çoğalınca yüzüğü ensardan bir adama teslim
etti. O resmi yazıları mühürlerdi. O mühürdar olan kimse bir gün Osman’ın Kalîb
denilen kuyusuna gitmişti, yüzüğü kuyuya düdü ne kadar arandıysa da bulunamadı.
Bunun üzerine Osman yüzüğün yeniden yapılmasını ve üzerine de Muhammed
Rasûlullah yazdırılmasını emretti. (Ebû Davud,
Hatem: 1; Tirmizî, Libas: 16)
5123- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) altından bir yüzük edinmişti. Kaşı
avucunun içindeydi insanlar da bunu görünce altından yüzük edinmeye başladılar.
Rasûlullah (s.a.v) çıkarıp attı insanlar da yüzüklerini çıkarıp attılar. Daha
sonra Rasûlullah (s.a.v) gümüş yüzük yaptırdı onunla yazılarını mühürlerdi,
devamlı takmazlardı. (Ebû Davud, Hatem: 1;
Tirmizî, Libas: 16)
5124- Ebu Bekir b.
Ebu Şeyh (r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Sâlim’in yanında oturduğum
bir sırada yanımızdan “Ümmülbenîn”in kafilesi geçti hayvanlarda çıngırak
takılıydı. Bunun üzerine Sâlim, Nefi’ye babasından naklederek şu hadisi anlattı:
Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Çıngırak
olan kafileye melekler yoldaş olmaz. Baksana bunlarda ne kadar çıngırak var.”
(Müslim, Libas: 27; Müsned: 4580)
5125- Ebu Bekir b.
Musa (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Sâlim b. Abdullah’ın yanındaydım
babasından naklederek şu hadisi anlattı: Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Melekler
çıngıraklı kafileye yoldaş olmazlar.” (Müslim,
Libas: 27; Müsned: 4580)
5126- Sâlim (r.a)
babasından rivâyetle şöyle demiştir: “Melekler
çıngırak bulunan kafileye arkadaşlık etmezler.” (Müslim, Libas: 27; Müsned: 4580)
5127- Peygamber
(s.a.v)’in hanımlarından Ümmü Seleme (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle
demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’den işittim şöyle diyordu: “Melekler
çıngırak ve çalgı aleti olan eve girmezler. Ve yanlarında çıngırak olan
kafileye de eşlik etmezler.” (Müsned: 25545)
5128- Ebu’l Ahvas
(r.a) babasından rivâyet ederek şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’in yanında
oturuyordum. Benim pejmürde elbiseli olduğumu gördü ve bana: “Malın var
mıdır?” dedi. Ben de: “Evet Ey Allah'ın Rasûlü her çeşit malım var”
dedim. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): “Öyleyse Allah’ın
sana verdiği malın eseri üzerinde görünsün” buyurdu. (Ebû Davud, Libas: 17; Tirmizî, Edeb: 54)
5129- Ebu’l Ahvas
(r.a), babasından rivâyet ederek şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’in yanına
eski elbiselerimle gelmiştim. Rasûlullah (s.a.v): “Malın
mülkün var mıdır?” diye sordu. Ben de: “Evet her türlü mal vardır”
dedim. Rasûlullah (s.a.v): “Hangi
çeşit malların var?” buyurdu. Ben de: “Allah bana deve, koyun, at ve
köleler verdi” dedim. Bunun üzerine: “Allah
sana mal vermişse o ni
56-
YARATILIŞ GEREĞİ YAPILMASI GEREKENLER
5130- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bana şöyle buyurmuştu: “Beş şey
yaratılış gereği yapılması gereken şeylerdendir: 1. Bıyıkları kısa tutmak, 2.
Koltuk altı kıllarını temizlemek, 3. Tırnakları kesmek, 4. Etek tıraşı olmak,
5. Sünnet olmak.” (Ebû Davud, Tereccül:
16)
57-
BIYIKLARI KISALTIP SAKALI UZATMAK GEREKİR
5131- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Bıyıklarınızı
kısaltıp sakallarınızı uzatınız.” (Ebû
Davud, Tereccül: 16; Tirmizî, Edeb: 14)
58-
ÇOCUKLARIN BAŞINI TIRAŞ ETMEK
5132- Abdullah b.
Cafer (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Babam Cafer’in vefatından üç gün
sonra Rasûlullah (s.a.v) bize gelerek: “Bu günden
sonra kardeşime ağlamayın” dedi. Daha sonra: “Kardeşimin
oğullarını çağırın” dedi. Bizi Onun yanına getirdiler kuş yavruları
gibiydik. “Bana bir
berber çağırın” dedi ve başımızı tıraş etmesini emretti. (Ebû Davud, Tereccül: 15; Müsned: 1659)
59-
TIRAŞ OLURKEN NEYE DİKKAT EDİLMELİ
5133- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v): “Başın
bazı yerlerini tıraş edip bazı yerlerinde saç bırakmayı yasakladı.” (Ebû Davud, Tereccül: 16; Müslim, Libas: 31)
5134- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’den işittim: “Başın bir
kısmını tıraş edip bir kısmında saç bırakmayı yasak etmiştir.” (Ebû Davud, Tereccül: 16; Müslim, Libas: 31)
5135- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v): “Başın
bazı yerlerini tıraş edip bazı yerlerinde saç bırakmayı yasakladı.” (Ebû Davud, Tereccül: 16; Müslim, Libas: 31)
5136- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v): “Başın
bazı yerlerini tıraş edip bazı yerlerinde saç bırakmayı yasakladı.” (Ebû Davud, Tereccül: 16; Müslim, Libas: 31)
60-
SAÇLAR OMUZLARA KADAR UZATILIR MI?
5137- Bera (r.a)’dan
rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah
(s.a.v) orta boylu, iki omuzu arası geniş, sık sakallı, yüzü kırmızımtırak idi,
saçları kulak yumuşağına kadar inerdi. Onu kırmızı bir elbise içerisinde gördüm
Ondan daha güzel bir kimseyi görmemiştim.” (Ebû
Davud, Tereccül: 10; Tirmizî, Libas: 4)
5138- Bera
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Uzun
saçlı, güzel ve temiz giyinmiş Rasûlullah (s.a.v)’den başka hiç kimseyi
görmedim. Saçları omuzlarına kadar dökülüyordu.” (Ebû Davud, Tereccül: 10; Tirmizî, Libas: 4)
5139- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah
(s.a.v)’in saçlarının uzunluğu kulaklarının yarısına kadardı.” (Ebû Davud, Tereccül: 10; Tirmizî, Libas: 4)
5140- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre: “Peygamber
(s.a.v)’in saçları omuzlarına kadar dökülüyordu.” (Ebû Davud, Tereccül: 10; Tirmizî, Libas: 4)
5141- Câbir b.
Abdullah (r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bize
geldiğinde saçları dağınık bir adam gördü ve: “Bu adam
saçını düzeltecek bir şey bulamıyor mu?” buyurdu. (Ebû Davud, Libas: 17; Müsned: 1432)
5142- Ebu Katade
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Saçlarım uzun ve gür idi saçlarım
hakkında Rasûlullah (s.a.v)’e sorunca: “Ona iyi
bakmamı, temiz tutmamı ve her gün taramamı emretti.” (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
5143- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) saçını ayırmadan olduğu şekilde
bırakırdı. Müşrikler ise saçlarını ikiye ayırırlardı. Rasûlullah (s.a.v)
emrolunmadığı hususlarda ehli kitaba uymayı severdi. Daha sonraları Rasûlullah
(s.a.v) saçlarını ikiye ayırırdı. (Ebû Davud,
Tereccül: 10; İbn Mâce, Libas: 36)
5144- Rasûlullah
(s.a.v)’in ashabından Ubeyd (r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah
(s.a.v) İrfa’yı çok yapmayı yasaklardı.” İbn Büreyde’ye: “İrfa nedir?”
diye soruldu. O da: “Saç
taramaktır” dedi. (Ebû Davud, Tereccül:
1; Tirmizî, Libas: 22)
64-
SAÇ TARARKEN DE SAĞDAN BAŞLAMAK
5145- Âişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v): “Abdest almakta,
ayakkabı giymekte ve saçını taramakta imkan nispetinde sağdan başlamayı
severdi.” (Buhârî, Libas: 39; Ebû Davud,
Libas: 44)
5146- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Yahudi ve
Hıristiyanlar saç ve sakallarını boyamazlar siz onlara uymayın ve saçlarınızı
kına ile boyayın.” (Tirmizî,
Libas: 20; Ebû Davud, Tereccül: 18)
5147- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebu Bekir’in babası Ebu Kuhafeyi
Peygamber (s.a.v)’in yanına getirdiler saçı ve sakalı bembeyaz olmuştu. Bunu
gören Peygamber (s.a.v): “Kına
yakın ve rengini değiştirin” buyurdu. (Tirmizî,
Libas: 20; Ebû Davud, Tereccül: 18)
66-
SAKAL SARIYA MI BOYANMALI?
5148- Ubeyd
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: İbn Ömer’i gördüm sakalını sarıya
boyuyordu. Niçin böyle boyadığını sorunca şöyle dedi: “Rasûlullah
(s.a.v)’i sakalını böyle boyarken gördüğünü söyledi.” (Ebû Davud, Tereccül: 19; İbn Mâce, Libas: 34)
67-
SAKALI VERS VE ZA’FERANLA BOYAMAK
5149- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah
(s.a.v) tabaklanmış deriden imal edilmiş ayakkabı giyer, sakalını vers ve za’feranla
sarıya boyardı.” İbn Ömer de aynen böyle yapardı. (Ebû Davud, Tereccül: 19; İbn Mâce, Libas: 34)
68-
SAÇ NAKLİ VE PERUK KULLANMAK
5150- Humeyd b.
Abdurrahman (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Muaviye, Medine’de minberde
şöyle derken işittim: Elinin altından bir top saç yığını çıkararak şöyle
demişti: “Ey
Medineliler! Alimleriniz nerede Rasûlullah (s.a.v)’den işittim böyle saç
takmayı yasaklamıştı. İsrailoğullarının kadınları böyle peruk kullandıkları
yüzünden helak olup gittiler.” (Buhârî,
Libas: 83; Ebû Davud, Tereccül: 5)
5151- Said b.
Müseyyeb (r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Muaviye Medine’ye geldiğinde
bir hutbe verdi ve eline bir tutam saç alıp, bunu Yahudilerden başka birinin
kullandığını görmedim. Rasûlullah (s.a.v)’e bunun kullanıldığı haberi ulaşınca:
“Bunu
kullanmanın günah olduğunu söylemiş ve zûr adını vermişti.” (Buhârî, Libas: 83; Ebû Davud, Tereccül: 5)
69-
SAÇLARI ÇAPUT VE BENZERİ ŞEYLER İLAVE EDEREK UZATMAK
5152- Muaviye
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ey İnsanlar! Peygamber (s.a.v) sizi
saçlarınıza ilave yapmaktan yasakladı. Bir miktar çaput getirip önlerine koydu
ve şöyle dedi: “İşte şu paçavra kadın bunu saçına takar sonra da üzerine
başörtüsünü örter.” (Buhârî, Libas: 83; Ebû
Davud, Tereccül: 5)
5153- Muaviye
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v), Zûr kullanmayı yasak etmiştir. Zûr,
kadının başına saç ve çaput ilave etmesidir. (Buhârî,
Libas: 83; Ebû Davud, Tereccül: 5)
70-
PERUK TAKANLAR LANETLENMİŞLERDİR
5154- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, “Rasûlullah
(s.a.v) peruk kullananlara lanet etti.” (Sadece
Nesâi rivâyet etmiştir.)
71-
PERUK TAKAN VE TAKTIRANA LANET
5155- Esma
(r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v)’in huzuruna bir kadın gelerek
şöyle dedi: “Ey Allah'ın Rasûlü! Kızım gelin oluyor düğünü var saçlarından
rahatsızlanıp saçı döküldü, peruk kullansa bana günahı var mı?” Bu soru üzerine
Rasûlullah (s.a.v): “Allah,
peruk takana ve taktırana lanet etti” buyurdu. (Buhârî, Libas: 83; Müslim, Libas: 33)
72-
DÖVME YAPAN VE YAPTIRANA DA LANET VARDIR
5156- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah
(s.a.v) saç nakli yapana ve yaptırana (peruk kullanan ve kullandırana) dövme yapan
ve yaptırana da lanet etmiştir.” (Sadece
Nesâi rivâyet etmiştir.)
73-
DİŞLERİNİ DİKKAT ÇEKECEK HALE GETİRMEK İÇİN İNCELTENLEREDE LANET VARDIR
5157- Abdullah
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Allah
kaşlarını inceltmek için kıllarını alan ve dişlerini dikkat çekmek için
inceltenlere lanet etmiştir.” Dikkat edin, Allah’ın lanet ettiği
Peygamber (s.a.v)’in lanet ettiğine ben de lanet ediyorum. (Müslim, Libas: 33; Ebû Davud, Tereccül: 15)
5158- Abdullah
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v): “Dövme
yapanlara, kaşlarını inceltmek için kıllarını yolanlara ve dişlerini
inceltenlere ve Allah’ın yaratışını değiştirenlere lanet etmiştir.” (Ebû Davud, Tereccül: 6; Müslim, Libas: 33)
5159- Abdullah
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Allah:
Dişlerini incelten, kaşlarını alan, dövme yaptıran ve Allah’ın yarattığı şekli
bozanlara lanet etmiştir.” Bir kadın gelerek: “Böyle böyle söyleyen sen
misin?” dedi. Abdullah’ta: “Rasûlullah (s.a.v)’in söylediğini niçin
söylemeyeyim” dedi. (Ebû Davud, Tereccül: 6;
Müslim, Libas: 33)
5160- Abdullah
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Allah
dövme yapanlara dişlerini ve kaşlarını inceltenlere lanet etmiştir.” Ben
de, Allah Rasûlünün lanet ettiklerine lanet ediyorum. (Ebû Davud, Tereccül: 6; Müslim, Libas: 33)
74-
DERİLERİ DİKKAT ÇEKMEK İÇİN SARIYA BOYAMAMAK
5161- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) erkeklerin
derilerini sarıya boyamalarını yasakladı. (Ebû
Davud, Tereccül: 8)
5162- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) erkeklerin
derilerini boyamalarını yasaklamıştır. (Ebû
Davud, Tereccül: 8)
5163- Enes b. M
5164- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kendisine
koku ikram edilen kokuyu reddetmesin, taşınması kolay ve hoştur.” (Ebû Davud, Tereccül: 7; Müslim, Salat: 30)
5165- Abdullah’ın
hanımı Zeyneb (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) kadınlara hitap
ederek şöyle buyurdu: “Yatsı
namazına gelenleriniz koku sürünmesin.” (Ebû
Davud, Tereccül: 8; Müslim, Salat: 30)
5166- Abdullah’ın
hanımı Zeyneb es Sekafiyye (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v)
kadınlara hitap ederek şöyle buyurdu: “Yatsı
namazına gelecek olan kadınlar koku sürünmesinler.” (Ebû Davud, Tereccül: 8)
5167- Zeyneb es
Sekafî (r.a)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) kadınlar için şöyle buyurdu: “Hanginiz
mescide gelecekse koku sürünmesin.” (Ebû
Davud, Tereccül: 8; İbn Mâce, Libas: 6)
5168- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Hangi
kadın koku sürünürse, bizimle birlikte mescide namaz kılmak için gelmesin.”
(Ebû Davud, Tereccül: 8; İbn Mâce, Libas: 6)
5169- Ebu Said
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bir kadının
yüzüğünün kaşına misk doldurduğunu anlattı ve şöyle buyurdu: “O ne
güzel kokudur.” (Müslim, Libas: 2; İbn
Mâce, Libas: 40)
77-
ALTIN KULLANMAK ERKEKLERE HARAMDIR
5170-Ebu Musa
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah
ümmetimden kadınlara ipek elbise giymeyi helâl, erkeklerine haram kıldı.” (Müslim, Libas: 2; Tirmizî, Libas: 1)
78-
ALTIN YÜZÜK ERKEKLERE HARAMDIR
5171- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle demiştir: “Kıpkırmızı
elbise giymekten, altın yüzük kullanmaktan ve rüku’da Kur’an okumaktan
yasaklandık.” (Müslim,
Libas: 4; Ebû Davud, Libas: 11)
5172- Ali (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v): “Bana
altın yüzük kullanmayı, rüku’da Kur’an okumayı, ipek elbise giymeyi ve sapsarı
renkli elbise giymeyi yasakladı.” (Müslim, Libas: 4; Ebû Davud, Libas: 11)
5173- Ali (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v) bana: “Altın
yüzük kullanmayı, sapsarı elbiseler giymeyi, ipek elbise giymeyi ve rüku’da
Kur’an okumayı yasakladı.” (Müslim, Libas: 4; Ebû Davud, Libas: 11)
5174- Ali (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah
(s.a.v) beni rüku’da Kur’an okumaktan yasakladı.” (Müslim, Libas: 4; Ebû Davud,
Libas: 11)
5175- Ali (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) beni sapsarı elbise giymekten,
altın yüzük kullanmaktan, ipek elbise giymekten ve rüku’da Kur’an okumaktan
yasakladı. (Müslim, Libas:
4; Ebû Davud, Libas: 11)
5176- Ali (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) beni dört şeyden yasakladı: “Sapsarı
elbiseler giymeyi, altın yüzük kullanmayı, ipek elbise giymeyi ve rüku’da
Kur’an okumayı.” (Müslim, Libas: 4; Ebû
Davud, Libas: 11)
5177- Ali (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v): “Sapsarı
elbiseler giyinmeyi, ipek elbise giymeyi, rüku’da Kur’an okumayı ve altın yüzük
kullanmayı yasakladı.” (Müslim, Libas: 4; Ebû Davud, Libas: 11)
5178- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v): “Altın
yüzük kullanmayı yasakladı.” (Müslim, Libas: 4; Ebû Davud, Libas: 11)
5179- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v): “Altın
yüzük kullanmayı yasakladı.” (Müslim, Libas: 4; Ebû Davud, Libas: 11)
79-
RASÛLULLAH (S.A.V)’İN YÜZÜĞÜNÜN (MÜHRÜNÜN) ÖZELLİĞİ
5180- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) altından bir yüzük
yaptırmış ve takınmıştı insanlar da altın yüzük yaptırdılar. Bunun üzerine
Rasûlullah (s.a.v): “Ben bu yüzüğü
takıyordum ama bundan sonra hiç takmayacağım” dedi ve yüzüğü parmağından
çıkardı. İnsanlar da yüzüklerini parmaklarından çıkardılar. (Ebû Davud, Hatem: 1; Müslim, Libas: 14)
5181- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v)’in yüzüğünün kaşında
Muhammed Rasûlullah yazılıydı. (Buhârî, Libas:
51; Müslim, Libas: 15)
5182- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) gümüşten bir yüzük yaptırmıştı kaşı
da Habeş taşından idi üzerinde de Muhammed Rasûlullah yazılıydı. (Buhârî, Libas: 51; Müslim, Libas: 15)
5183- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) Rum (Bizanslı)’lara
mektup yazmak istedi. Ashab: “Onlar mühürsüz mektupları okumazlar” dediler.
Rasûlullah (s.a.v)’de bunun üzerine gümüşten bir mühür yaptırmıştı, sanki şu
andan O’nun elinde o yüzüğün parlaklığını görür gibiyim üzerinde de Muhammed
Rasûlullah yazılıydı. (Buhârî, Libas: 51;
Müslim, Libas: 15)
5184- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) gümüşten bir yüzük yaptırmıştı kaşı
da Habeş taşındandı. (Buhârî, Libas: 51; Müslim,
Libas: 15)
5185- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’in yüzüğü
gümüştendi kaşı da gümüştendi. (Buhârî, Libas:
51; Müslim, Libas: 15)
5186- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’e: “Yüzük
yaptırdık ve üzerine de Muhammed Rasûlüllah yazdırdık, hiç kimse o yazıyı
yüzüğüne yazdırmasın” buyurdular. (Buhârî,
Libas: 51; Müslim, Libas: 15)
80-
YÜZÜK HANGİ PARMAĞA TAKILIR?
5187- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, Peygamber (s.a.v): Gümüşten bir yüzük edindi ve şöyle
buyurdu: “Biz bir
yüzük yaptırdık ve üzerine de Muhammed Rasûlüllah yazdırdık, hiç kimse yüzüğüne
bu yazıyı yazdırmasın.” Rasûlullah (s.a.v)’in küçük parmağına taktığı o
yüzüğün parlaklığını hala görüyor gibiyim. (Buhârî,
Libas: 51; Müslim, Libas: 15)
5188- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) yüzüğü sağ eline takardı. (Ebû Davud, Hatem: 3; Müslim, Libas: 13)
5189- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v)’in yüzüğünün
parlaklığını sol elinin parmağında görür gibiyim. (Buhârî,
Libas: 51; Müslim, Libas: 13)
5190- Sabit (r.a)
anlatıyor: Enes’ten Rasûlullah (s.a.v)’in yüzüğünü sorduklarında sol elinin
küçük parmağını kaldırarak sanki gümüş yüzüğünün parlaklığını görür gibiyim. (Buhârî, Libas: 51; Müslim, Libas: 13)
5191- Ebu Bürde
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ali’den işittim şöyle diyordu: “Rasûlullah
(s.a.v) yüzüğü orta ve şehadet parmaklarına takmayı yasak etti.” (Ebû Davud, Hatem: 4; İbn Mâce, Libas: 43)
5192- Ali (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) yüzüğü şehadet parmağıma,
orta parmağıma ve onun yanındaki parmağıma takmayı yasaklamıştı. (Ebû Davud, Hatem: 4; İbn Mâce, Libas: 43)
81-
YÜZÜĞÜN MÜHÜR KAŞI NEREDE DURMALI?
5193- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) altından bir yüzük
edinmişti sonra onu çıkarıp atmıştı. Sonra gümüşten bir yüzük takınmıştı
üzerinde Muhammed Rasûlullah yazılıydı sonra şöyle buyurdu: “Hiç kimse
yüzüğüne bu yazıyı yazdırmasın!” Yüzüğün kaşı avucunun içersindeydi. (Buhârî, Libas: 54; Müslim, Libas: 12)
82-
RASÛLULLAH (S.A.V) YÜZÜĞÜNÜ NEDEN ATMIŞTI?
5194- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) bir yüzük yaptırıp takmıştı bir süre
sonra: “Bu yüzük
beni meşgul ediyor sabahtan beri bir ona bakıyorum bir de size bakıyorum” buyurdu
ve çıkarıp attı. (Buhârî, Libas: 54; Müslim,
Libas: 14)
5195- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) altından bir yüzük yaptırmış ve onu
takıyordu, onun kaşı avucunun içindeydi. Bunu görenler de birer yüzük
yaptırdılar sonra Rasûlullah (s.a.v) minber üzerine oturarak: “Bu yüzüğü
takıyordum ve kaşını da avuç içine getiriyordum deyip çıkardı attı sonra da
vallahi ebedi olarak bunu takmayacağım” buyurdu. İnsanlar da yüzüklerini
çıkardılar. (Buhârî, Libas: 54; Müslim, Libas:
14)
5196- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) bir gün gümüş yüzük yaptırıp taktı
bunu görenler de birer yüzük yaptırıp taktılar, Rasûlullah (s.a.v) çıkarıp attı
insanlar da çıkardılar. (Buhârî, Libas: 54; Ebû
Davud, Hatem: 2)
5197- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) altın bir yüzük yaptırmıştı kaşını
avucunun içerisine getirerek kullanıyordu. İnsanlar da altından yüzük
yaptırdılar. Bunu gören Rasûlullah (s.a.v) yüzüğü çıkarıp attı, insanlar da
yüzüklerini attılar sonra gümüşten bir yüzük yaptırdı onu mühür olarak
kullanıyor ve takmıyordu. (Buhârî, Libas: 54;
Ebû Davud, Hatem: 1)
5198- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) altından bir yüzük
yaptırmıştı kaşı avuç içine gelecek şekilde kullanıyordu. Bunu gören insanlar
da altın yüzük yaptırdılar. Rasûlullah (s.a.v) onu çıkarıp attı ve şöyle
buyurdu: “Bunu
ebedi olarak takmayacağım” sonra gümüşten bir yüzük yaptırıp taktı.
Sonra Ebu Bekir’in eline geçti. Sonra Ömer’in eline geçti daha sonraları da
Osman’ın eline geçti, Eris kuyusuna düşünceye kadar onun elinde kaldı. (Buhârî, Libas: 52; Ebû Davud, Hatem: 1)
83-
ALLAH VERDİĞİ NİMETİ KULU ÜZERİNDE GÖRMEYİ SEVER
5199- Ebu’l Ahvas
(r.a), babasından naklederek şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’in yanına
girmiştim elbisemi pejmürde durumda görünce bana “Senin
malın mülkün var mıdır?” buyurdu. Ben de: “Her cins maldan Allah bana
vermiştir” dedim. “Öyleyse
malın varsa üzerinde görünsün” buyurdular. (Ebû
Davud, Libas: 17; Tirmizî, Edeb: 54)
84-
İPEK ELBİSE GİYMEK ERKEKLERE HARAMDIR
5200- Ömer b.
Hattab (r.a) anlatıyor: Mescidin kapısında çizgili ipekten dokunmuş elbise
satılıyordu. Peygamber (s.a.v)’e: “Ey Allah'ın Rasûlü! Bundan alsan da Cuma
günleri ve yanına gelen heyetlere giyseniz” dedim. Bunun üzerine Rasûlullah
(s.a.v) şöyle buyurdu: “Bu cins
elbiseleri ahirette nasibi olmayanlar giyer.” Sonraları o elbiselerden
bir elbise Rasûlullah (s.a.v)’e getirildi. O da onlardan birini bana gönderdi.
Ben de: “Ey Allah’ın Rasûlü! Sen bu elbiseyi bana gönderiyorsun halbuki bu elbise
hakkında şöyle böyle demiştin” dedim. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): “Onu sana
giyesin diye vermedim, onu sana birilerine giydiresin diye veya satıp
parasından istifade edesin diye verdim” buyurdu. Ömer de onu anne bir
kardeşi olan müşrik birine verdi. (Müslim,
Libas: 2; Ebû Davud, Libas: 10)
85-
KADINLAR İPEKLİ ELBİSELER GİYEBİLİRLER
5201- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v)’in kızı Zeyneb’in
üzerinde çizgili ipek elbise gördüm. (İbn Mâce,
Libas: 19; Ebû Davud, Libas: 10)
5202- Enes b. M
5203- Ebu S
86-
İPEKLİ KALIN KUMAŞLAR DA GİYİLMEZ
5204- İbn Ömer
(r.a) anlatıyor: Ömer pazara çıktığında kalın ipekli kumaştan elbise
satıldığını gördü. Rasûlullah (s.a.v)’in yanına gelerek: “Ey Allah'ın Rasûlü! Şu
elbiseyi satın al ve Cuma günleri heyetler geldiğinde giyersin” dedi. Bunun
üzerine Rasûlullah (s.a.v): “Onu ancak
ahirette nasibi olmayanlar giyer” buyurdu. Daha sonra o elbiselerden üç
tane Rasûlullah (s.a.v)’e hediye geldi. Onlardan birini Ömer’e birini Ali’ye
birini de Üsâme’ye vermişti. Ömer, Rasûlullah (s.a.v)’e gelip şöyle dedi: “Ey
Allah'ın Rasûlü! Bu elbise hakkında şöyle böyle konuşmuştun sonra da onu bana
göndermişsin.” Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): “Onu sat
ihtiyacını karşıla veya hanımlarına bölüştür başörtü yapsınlar” buyurdu.
(Müslim, Libas: 2; İbn Mâce, Libas: 19)
87-
İSTEBRAK İPEKTEN DOKUNMUŞ KALIN KUMAŞTIR
5205- İbn ebî İshak
(r.a) anlatıyor: Sâlim istebrak nedir? deyince: “İpek
kumaştan kalın ve sert olanıdır” dedi. Sâlim şöyle dedi: Abdullah b.
Ömer’den işittim şöyle diyordu: Ömer bir adamı yanında ipek ince kumaştan bir
elbise görünce, Rasûlullah (s.a.v)’in yanına giderek: “Ey Allah'ın Rasûlü bu
elbiseyi al” demişti. (Hadis buradakilerden uzuncadır.) (Müslim, Libas: 2; Ebû Davud, Libas: 10)
88-
DİBÂÇ İPEKTEN YAPILMIŞ İNCE KUMAŞTIR
5206- Abdullah b.
Ukeym (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Huzeyfe bir köyün çiftlik
ağasından bir su istemişti. Adam gümüş bir kapla suyu getirince kabı alıp
fırlattı. Sonra da yaptığı işten dolayı özür diledi ve şöyle dedi. Gümüş kaptan
su içmem caiz değildir. Rasûlullah (s.a.v)’den işittim şöyle diyordu: “Altın ve
gümüş kaplardan su içmeyin, ipekten yapılmış ince ve kalın elbiseler de
giymeyin onlar dünya da kafirlerin ahirette bizimdir.” (Ebû Davud, Libas: 18; Müslim, Libas: 2)
89-
ALTIN TELLERLE DOKUNMUŞ KUMAŞ GİYİLİR Mİ?
5207- Sa’d b. Muaz
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Enes b. M
5208- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) kendisine hediye
edilen dibâç (kaftanı) biraz giydikten sonra çıkarıp Ömer’e gönderdi. Ashab: “Onu
çok az giydin” deyince: “Cibril
onu giymemi yasak etti” buyurdu. O sırada ağlayarak Ömer geldi ve şöyle
dedi: “Ey Allah'ın Rasûlü! Hoşlanmadığın elbiseyi bana verdin.” Bunun üzerine
Rasûlullah (s.a.v): “Onu sana
giyesin diye vermedim satasın diye verdim.” O zaman Ömer onu iki bin
dirheme sattı. (Tirmizî, Libas: 3; Müsned:
11776)
90-
İPEK ELBİSEYİ DÜNYADA GİYEN AHİRETTE GİYMEZ
5209- Sabit
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Abdullah b. Zübeyr Minberde hutbe
okurken şu hadisi söylediğini işittim. Muhammed (s.a.v): “Dünyada
ipek giyen onu ahirette asla giyemez” buyurdu. (Müslim, Libas: 2; Ebû Davud, Libas: 10)
5210- H
5211- İmran b.
Hıttan (r.a) anlatıyor: Abdullah b. Abbas’tan ipek elbise giymenin hükmünü
sordum o da Âişe’ye sor dedi. Âişe’ye sordum şöyle dedi: Abdullah b. Ömer’e sor.
İbn Ömer’e sordum. O da şöyle dedi: “Ebu Hafs bana Rasûlullah (s.a.v)’in: “Kim dünya
da ipek elbise giyerse ahirette giyemez buyurduğunu söyledi” dedi. (Müslim, Libas: 8; İbn Mâce, Libas: 16)
5212- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “İpek
elbiseyi ahirette nasibi olmayanlar giyer.” (Müslim,
Libas: 8; İbn Mâce, Libas: 16)
5213- Ali el Bârikî
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir kadın fetva için yanıma gelince
ona: “İşte İbn Ömer ona sor dedim. Hemen İbn Ömer’in arkasından gitti ne
söyleyeceğini dinlemek için ben de peşinden gittim, İbn Ömer’e ipek elbise
hakkında bana fetva ver dedim. İbn Ömer de: “Rasûlullah
(s.a.v), ipek elbiseyi giymeyi yasak etti” diye cevap verdi. (Ebû Davud, Libas: 10; Müslim, Libas: 8)
91-
KARIŞIMI İPEK OLAN ELBİSE GİYMEK
5214- Bera b. Âzîb
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bize yedi şeyi
emretti ve yedi şeyi de yasakladı. “Yasakladıkları
altın yüzük kullanmak, gümüş kaplardan yemek-içmek, hayvanların üzerine ipekli
minderler koyup binmek, karışımı ipek olan elbiseler giymek.” (Müslim, Libas: 8; Ebû Davud, Libas: 11)
92-
İPEK ELBİSE GİYMENİN CAİZ OLDUĞU YER VAR MI?
5215- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v), Abdurrahman b. Avf ile Zübeyr b.
Avvam’a vücutlarındaki kaşıntıdan dolayı ipek gömlek giymelerine izin verdi. (İbn Mâce, Libas: 17; Müslim, Libas: 8)
5216- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v), Abdurrahman b. Avf ile Zübeyr b.
Avvam’a vücutlarındaki kaşıntıdan dolayı ipek gömlek giymelerine izin verdi. (İbn Mâce, Libas: 17; Müslim, Libas: 8)
5217- Osman en
Nehdî (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Utbe b. Ferkad ile beraberdik. O
sırada Ömer’in mektubu geldi. Mektupta şu hadis vardı. Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: “İpek
elbiseyi ancak ahirette bundan nasibi olmayanlar giyer.” Ebu Osman bu
hadisi bize aktarırken şehadet ve orta parmaklarıyla elbisesindeki ince
çizgileri göstererek bu kadarı caizdir dedi. Bakınca elbisesindeki ipek
çizgileri ve düğmeleri gördüm. (Ebû Davud, Libas:
11; Müslim, Libas: 8)
5218- Süveyd b. Gafele (r.a)’den rivâyete göre,
Ömer Elbisenin üzerinde dört parmak kalınlığında ipek bulunmasına izin verdi. (Ebû Davud, Libas: 11)
93-
KIRMIZI ELBİSE GİYİLİR Mİ?
5219- Bera
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v)’i kırmızı bir elbise
giymiş ve saçlarını taramış vaziyette gördüm. Ne ondan önce ne de ondan sonra o
kadar güzel hiç kimse görmedim. (Ebû Davud,
Libas: 11; İbn Mâce, Libas: 18)
5220- Enes (r.a)’ten
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’in en çok sevdiği elbise
yemen kumaşından dokunmuş hırka idi. (Tirmizî,
Libas: 45; Ebû Davud, Libas: 15)
95-
SAPSARI DİKKAT ÇEKEN ELBİSELER GİYMEMEK
5221- Abdullah b.
amr (r.a) anlatıyor: Rasûlullah (s.a.v) üzerimdeki sapsarı elbiseyi görünce: “Bunlar
kafirlerin elbiseleridir bunları giyme” buyurdu. (Müslim, Libas: 4; Müsned: 6250)
5222- Abdullah b.
Amr (r.a) anlatıyor: Üzerimdeki iki tane sapsarı elbiseyle Rasûlullah
(s.a.v)’in huzuruna gelince, Rasûlullah (s.a.v) kızdı ve: “Git bu
elbiseleri çıkar at” dedi. “Nereye atayım Ey Allah'ın Rasûlü!” deyince: “Ateşe” buyurdular.
(Müslim, Libas: 4; Müsned: 6250)
5223- Ali (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bana altın yüzük kullanmayı, ipekli
elbiseler giymeyi, sapsarı elbiseler giymeyi ve rüku’da iken Kur’an okumayı
yasakladı. (Müslim, Libas: 4; Müsned: 6250)
96-
YEŞİL RENKLİ ELBİSE GİYİLEBİLİR
5224- Ebu Rimse
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) iki yeşil elbise giyinmiş
olarak yanımıza çıkmıştı. (Müslim, Libas: 4;
Müsned: 6250)
5225- Habbab b.
Eret (r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) hırkasına
yaslanmış vaziyette iken Kâbe’nin gölgesinde otururken müşriklerin zulmünü şikayet
ederek: “Bize yardım etmesi için Allah’a dua edip yalvarmayacak mısın?” demiştik.
(Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
5226- Sehl b. Sa’d
(r.a) anlatıyor: Bir kadın Rasûlullah (s.a.v)’e bir hırka getirmişti. Sehl: “Bu
hangi hırkadır biliyor musun?” deyince, onlar: “Evet kadın tarafından dokunan
meşhur hırkadır” dediler. O kadın: “Ey Allah'ın Rasûlü! Bunu kendi elimle
dokudum, Senin giymen için” deyince, Rasûlullah (s.a.v)’de ihtiyacı olduğu için
o hırkayı aldı giydi ve yanımıza onunla çıkmıştı. (Sadece
Nesâi rivâyet etmiştir.)
98-
BEYAZ ELBİSE DAHA GÜZEL VE HOŞTUR
5227- Semure
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Beyaz
elbise giyiniz çünkü o temiz gösterir ve güzeldir, ölülerinizi de beyazla
kefenleyin.” (İbn Mâce, Libas: 5; Müsned:
19325)
5228- Semure
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Beyaz
elbiseden vazgeçmeyin, onu dirileriniz giysin ölülerinizi de onunla kefenleyin
çünkü o elbiselerinizin en hayırlısıdır.” (Müsned:
19325)
5229- Misver b.
Mahreme (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) ganimetleri
taksim ederken aba’ları da taksim etmişti. Mahreme’ye hiçbir şey vermemişti.
Mahreme de çocuğuna: “Beni Rasûlullah (s.a.v)’in yanına götür” dedi. Beraberce
oraya vardık: “Gir ve Rasûlullah (s.a.v)’i bana çağır” dedi. Çağırdım üzerinde
bir aba ile yanımıza geldi ve: “Bu
aba’yı senin için ayırmıştım” dedi. Mahreme Aba’ya baktı ve giydi. (Ebû Davud, Libas: 4)
5230- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’i Arafat’ta
konuşurken işittim şöyle diyordu: “İzar (belden
aşağıya örtecek peştamal) bulamayanlar
şalvar giysin, ayakkabı terlik bulamayanlar da mest giysin.” (Buhârî, Libas: 8; Ebû Davud, Libas: 30)
101-
ETEK (PAÇA) LARIN UZUNLUĞU NE KADAR OLMALI?
5231- Abdullah b.
Ömer (r.a)’in rivâyetine göre, Rasûlullah (s.a.v) “Gurur ve
kibrinden büyüklenerek elbisesini yerde sürükleyen bir adam kıyamete kadar
yerin dibine batıp gidecektir” buyurdu. (İbn
Mâce, Libas: 7; Ebû Davud, Libas: 30)
5232- Abdullah
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim
elbisesini yerlerde sürürse -veya kibrinden dolayı elbiselerini
sürüyenlere- kıyamet
günü Allah onlara rahmet nazarıyla bakmaz.” (İbn
Mâce, Libas: 7; Ebû Davud, Libas: 30)
5233- Muharib
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: İbn Ömer (r.a)’den işittim şöyle
diyordu: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim kibrinden
dolayı elbisesini yerlerde sürürse kıyamet günü Allah onun yüzüne rahmet
nazarıyla bakmaz.” (İbn Mâce, Libas: 7;
Ebû Davud, Libas: 30)
102-
ETEK (PAÇA)LARIN UZUNLUĞU NE KADAR OLMALI?
5234- Huzeyfe
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Elbisede
uzunluk ölçüsü bacakların yarısına kadardır. Daha uzatmak isteyen biraz daha
indirsin daha fazla uzatmak isteyen biraz daha uzatsın çünkü elbisenin
topuklarda hakkı yoktur.” (İbn Mâce,
Libas: 7; Ebû Davud, Libas: 30)
103-
TOPUKLARI AŞAN ETEKLER (PAÇALAR) ATEŞTEDİR
5235- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Topuklardan
aşağıda olan elbiseler ateştedir.” (İbn
Mâce, Libas: 7; Ebû Davud, Libas: 30)
5236- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Topuklardan
aşağı inen elbiseler ateştedir.” (İbn
Mâce, Libas: 7; Ebû Davud, Libas: 30)
104-
ETEKLERİNİ (PAÇALARINI) UZATANLAR NEREDEDİR?
5237- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah
eteklerini uzatanlara rahmet bakışıyla bakmaz.” (İbn Mâce, Libas: 7; Ebû Davud, Libas: 30)
5238- Ebu Zer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah
kıyamet günü şu üç kimseye ne rahmet bakışıyla bakar ne onlarla konuşur ne de
onları günahlarından arındırır ayrıca onlar için acıklı bir azab ta vardır.
Yaptığı iyiliği başa kakanlar, elbiselerini çok uzatanlar, yalan yeminlere
mallarının satışını artırmaya çalışanlar.” (Ebû
Davud, Libas: 28; Tirmizî, Büyü’: 5)
5239- İbn Ömer (r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah
(s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim
kibirlenerek eteklerini, paçalarını ve sarığını yere kadar uzatır sürüklerse
Allah o kimseye kıyamet günü rahmet bakışıyla bakmaz.” (Ebû Davud, Libas: 28; Tirmizî, Büyü’: 5)
5240- Sâlim
(r.a)’in babasından rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim elbisesini
kibirlenerek yerlerde sürürse Allah kıyamet günü o kimseye rahmet bakışıyla
bakmaz.” Bunu duyan Ebu Bekir: “Ey Allah'ın Rasûlü! Eteğimin bir
tarafını tutmaz isem sarkıyor deyince Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Sen
eteğin kibirden dolayı uzatan kimselerden değilsin.” (Ebû Davud, Libas: 28; Tirmizî, Büyü’: 5)
105-
KADINLARIN ETEKLERİNİN ÖLÇÜSÜ NASILDIR?
5241- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim
kibrinden dolayı eteklerini yerlerde sürüklerse Allah ona rahmet bakışıyla
bakmaz.” Bunun üzerine Ümmü Seleme dedi ki: Ey Allah'ın Rasûlü
kadınların etekleri nasıl olmalı? Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Erkeklerinkinden
bir karış fazla uzatırlar.” Ümmü Seleme: “O zaman ayakları gözükür”
deyince Rasûlullah (s.a.v): “Öyleyse
erkeklerinkinden bir arşın boyu uzatırlar bundan fazla da uzatamazlar” buyurdu.
(Tirmizî, Libas: 8; Ebû Davud, Libas: 40)
5242- Ümmü Seleme
(r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v)’e kadınların eteklerinin
uzunluğu sorulmuştu, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştu: “Erkeklerden
bir karış daha uzun yaparlar” Ümmü Seleme der ki: “Yine bir kısım
yerleri açık kalır. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): “Bir
arşın uzatırlar daha fazla uzatmazlar” buyurdu. (Tirmizî, Libas: 8; Ebû Davud, Libas: 40)
5243- Ümmü seleme
(r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) erkeklerin elbiselerinin
uzunluğu konusu sorulmuştu Ümmü Seleme de: “Ya kadınların etekleri nasıl olacak?”
diye soruldu. Rasûlullah (s.a.v)’de: “Erkeklerinkinden
bir karış daha fazla uzatırlar” buyurdu. Ümmü Seleme: O zaman ayakları
açıkta kalır deyince, Rasûlullah (s.a.v): “Erkeklerinkinden
bir arşın fazla uzatırlar daha fazla da uzatmazlar” buyurdu. (Tirmizî, Libas: 8; Ebû Davud, Libas: 40)
5244- Ümmü Seleme
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’e kadınlar
eteklerini ne kadar uzatmalılar diye soruldu. Rasûlullah (s.a.v)’de: “Erkeklerden
bir karış fazla” buyurdu. Ümmü Seleme: “O zaman bir kısmı açık kalır”
deyince, Rasûlullah (s.a.v): “Erkeklerinkinden bir arşın daha fazla uzatırlar
daha fazla uzatmazlar” buyurdu. (Tirmizî, Libas:
8; Ebû Davud, Libas: 40)
106-
DON GİYMEKSİZİN TEK PARÇA KUMAŞA BÜRÜNMEK YASAKTIR
5245- Ebu Said
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) kolsuz avret
mahallerini örtecek bir don giymeksizin tek parça çarşaf gibi bir şey bürünerek
dizleri dikip oturmayı yasaklamıştır. (Ebû
Davud, Libas: 25; Müslim, Libas: 20)
5246- Ebu Said
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) kolsuz avret
mahallerini örtecek bir don giymeksizin tek parça çarşaf gibi bir şey bürünerek
dizleri dikip oturmayı yasaklamıştır. (Ebû
Davud, Libas: 25; Müslim, Libas: 20)
107-
TEK PARÇA ÇARŞAF GİBİ BİR ELBİSEYE BÜRÜNEREK GİYİNMEK YASAKTIR
5247- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) donsuz vaziyette dizleri dikerek
oturmayı ve tek parça elbiseye sarınarak donsuz giyinmeyi yasakladı. (Ebû Davud, Libas: 25; Müslim, Libas: 20)
108-
SARIK KIRMIZI VE SİYAH OLABİLİR Mİ?
5248- Amr b. Hureys
babasından rivâyet ederek şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’i siyah sarık
sarmış vaziyette gördüm. (Ebû Davud, Libas: 24;
Tirmizî, Libas: 11)
5249- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) Mekke’yi fethedip girince başında
siyah bir sarık vardı. Kendisi ihrama girmemişti. (Ebû
Davud, Libas: 24; Tirmizî, Libas: 11)
5250- Câbir
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) Mekke fethi günü
Mekke’ye siyah bir sarıkla girmişti. (Ebû Davud,
Libas: 24; Tirmizî, Libas: 11)
110-
SARIĞIN BİR UCU İKİ OMUZ ARASINA SARKITILIR
5251- Amr b. Ümeyye
(r.a) babasından rivâyet ederek şöyle demiştir: Şu anda sanki Rasûlullah
(s.a.v)’i minber üzerinde siyah sarıklı vaziyette ve sarığını iki omuzu arasına
uzatmış gibi görüyorum. (Ebû Davud, Libas: 24;
Tirmizî, Libas: 11)
111-RESİM
VE HEYKELİN HÜKMÜ NEDİR?
5252- Ebu Talha
(r.a)’dan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “İçersinde
resim ve köpek bulunan eve melekler girmez.” (Ebû Davud, Libas: 47; İbn Mâce, Libas: 44)
5253- Ebu Talha
(r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’den işittim şöyle
diyordu: “İçersinde
resim, heykel ve köpek bulunan eve melekler girmez.” (Ebû Davud, Libas: 47; İbn Mâce, Libas: 44)
5254- Ubeydullah b.
Abdullah (r.a) anlatıyor: Hasta yatan Ebu Talha el Ensarî’yi ziyarete gitmiştim
Sehl b. Hüneyf’de yanındaydı. Ebu Talha yanındaki bir adama altındaki çarşafı
kaldırmasını emretti. Sehl: “Niçin kaldırıyorsun dediğinde, Ebu Talha: “Çarşafın
üzerinde resimler var. Resimler hakkında da Rasûlullah (s.a.v)’in neler
söylediğini biliyorsun” dedi. Sehl: (üzerine oturulan ve yatılan kumaşlar
üzerinde bulunan) Resimler
hariç dememiş miydi? Deyince, Ebu Talha: “Evet ama
içim rahat etmiyor” dedi. (Müslim, Libas:
26; Tirmizî, Libas: 18)
5255- Ebu Talha
(r.a)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “İçersinde
resim olan eve melekler girmez.” Büşr dedi ki: Zeyd hastalandı
ziyaretine gittik bir de ne görelim evinin kapısında üzeri resimli bir perde
asılı, ben Ubeydullah el Havlanî’ye dedim ki: “Bir gün önce Zeyd resimle ilgili
bir hadisi bize haber vermemiş miydi?” Ubeydullah’ta dedi ki: “Kumaş üzerindeki
çizgiler bundan hariç dememiş miydi.” (Müslim,
Libas: 26; Tirmizî, Libas: 18)
5256- Ali (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: “Yemek yaptım Peygamber (s.a.v)’i davet ettim.
Geldi odaya girip üzerinde resimler olan perdeyi görünce hemen çıktı ve şöyle
buyurdu: “İçerisinde
resim olan eve melekler girmez.” (Müslim,
Libas: 26; İbn Mâce, Libas: 44)
5257-Âişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) kısa bir süre evden
dışarı çıkmıştı. O esnada ben üzerinde kanatlı at resimleri bulunan bir perde
asmıştım biraz sonra geri geldiğinde o perdeyi gördü ve “Onu
indir” buyurdu. (Müslim, Libas: 25; İbn
Mâce, Libas: 44)
5258- Peygamber
(s.a.v)’in hanımı Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Üzerinde kuş
resimleri bulunan bir perdemiz vardı, kıble tarafına asmıştık giren kimsenin
karşısına geliyordu. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): “Ey Âişe,
perdenin yerini değiştir. Çünkü içeri girip onu gördükçe dünyayı hatırlıyorum” buyurdu. Desenli
kadife elbisemiz vardı onu kesip bozmadık giydik. (Müslim,
Libas: 25; Ebû Davud, Libas: 47)
5259- Âişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Evimde üzerinde resim bulunan bir
elbise vardı onu eve perde yaptım. Rasûlullah (s.a.v) namaz kılarken karşısına
geliyordu: “Ey Âişe
bunu karşımdan kaldır” buyurunca onu kaldırıp minder yaptım. (İbn Mâce, Libas: 45; Ebû Davud, Libas: 47)
5260- Âişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: üzerinde resimler bulunan bir perde
asmıştım. Rasûlullah (s.a.v) eve girince onu çıkarıp attı. Ben de onu keserek
iki minder yaptım. Hadisin ravisi diyor ki: Hadisin rivâyet edildiği anda orada
bulunan Rabia b. Ata: “Ben Ebu Muhammed yani Kasım’dan işittim. O da, Âişe’den
duymuş: Rasûlullah (s.a.v) o yastıklara dayanırdı.” (Müslim, Libas: 25; Ebû Davud, Libas: 47)
112-
EN ŞİDDETLİ AZÂB GÖRENLER
5261- Âişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bir seferden
gelmişti ben de eşyalarımın bulunduğu yüklük üzerine üzerinde resim bulunan bir
perde çekmiştim. Rasûlullah (s.a.v) hemen o perdeyi çıkardı ve şöyle buyurdu: “Kıyamet
günü azabı şiddetli olanlar yaratmada Allah’a benzemek isteyenlerdir.” (Müslim, Libas: 25; Ebû Davud, Libas: 47)
5262- Peygamber
(s.a.v)’in hanımı Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah
(s.a.v) yanıma geldi ben de yük koyduğum bölüme üzerinde resimler bulunan bir
perde asmıştım. Onu görünce rengi değişti sonra eliyle onu çekip çıkardı ve
şöyle buyurdu: “Kıyamet
günü azabı en şiddetli olanlar Allah’ın yarattığına benzeterek resim
yapanlardır.” (Müslim, Libas: 25; Ebû
Davud, Libas: 47)
113-
RESSAMLARIN AHİRETTE ÇEKECEKLERİ SIKINTILAR
5263- Nadr b. Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: İbn Abbas’ın yanında oturuyordum
Iraklı bir adam gelerek: “Ben şu resimleri yapıyorum bu konuda ne dersiniz?” diye
sordu. İbn Abbas: “Yaklaş yaklaş” dedi. Muhammed (s.a.v)’den işittim şöyle
buyurmuştu: “Kim
dünyada bir resim yaparsa kıyamet günü o yaptığı resme can vermesi için
zorlanır fakat o ona can veremez.” (Müslim,
Libas: 48; Tirmizî, Libas: 19)
5264- İbn Abbas
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim resim
yaparsa ahirette o yaptığı resme can verinceye kadar azab edilir. Fakat can
vermesi mümkün değildir.” (Müslim, Libas:
25; Ebû Davud, Libas: 47)
5265- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kim bir
resim yaparsa yaptığı resme can vermesi için kıyamet günü zorlanır ama can
vermesi mümkün değildir.” (Müsned: 10145)
5266- İbn Ömer
(r.a)’den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bu
resimleri yapanlara kıyamet günü azab edilir ve onlara yaptığınız resimleri
diriltin denilir.” (Buhârî, Libas: 97;
Müslim, Libas: 26)
5267- Peygamber
(s.a.v)’in hanımı Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: “Bu
resimleri yapanlara kıyamet günü azab edilir ve onlara yaptığınız resimleri
diriltin denilir.” (Buhârî, Libas: 97;
Müslim, Libas: 26)
5268- Peygamber
(s.a.v)’in hanımı Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: “Kıyamet
gününde azabı en şiddetli olanlar yaratmada Allah’a benzemek isteyen canlı
resimleri yapanlardır.” (Buhârî, Libas:
97; Müslim, Libas: 26)
114-
MELEKLER RESİM OLAN EVE GİRMEZLER
5269- Abdullah
(r.a)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Kıyamet
günü azabı en şiddetli olanlar resim yapanlardır.” (Buhârî, Libas: 92; Müslim, Libas: 26)
5270- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Cibril Rasûlullah (s.a.v)’in yanına girmek için
izin ister. Rasûlullah (s.a.v)’de: “Gir”
deyince; “Nasıl
gireyim? Senin evinde üzerinde resimler olan perde var. Ya o resimlerin
kafalarını kes (resim olduğu belli olmasın) veya
minder yastık sergi yap ki ayak altında çiğnensin çünkü biz melekler topluluğu
içersinde resim olan evlere girmeyiz” dedi. (Ebû Davud, Libas: 47; İbn Mâce, Libas: 45)
115-
ÇARŞAF ÜZERİNDE NAMAZ KILINIR MI?
5271- Âişe
(r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) çarşafımızda
namaz kılmazdı. (Süfyan çarşaflarda demiştir.) (Ebû
Davud, Tahara: 134; İbn Mâce, Tahara: 83)
116-
RASÛLULLAH (S.A.V)’İN TERLİĞİ (TAKUNYASI)
5272- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v)’in terliklerinin iki tasması
(çaprazlama iki kayışı) vardı. (Ebû Davud,
Libas: 44; Tirmizî, Libas: 33)
5273- Amr b. Evs
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’in terliklerinin
(takunya tasması gibi çaprazvari) iki tasması (kayışı) vardı. (Ebû Davud, Libas: 44; Tirmizî, Libas: 33)
117-
TEK PAPUÇLA YÜRÜMEK DOĞRU DEĞİLDİR
5274- Ebu Hüreyre (r.a)’den
rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Sizden
birinizin pabucunun birinin tasması koparsa onu tamir edinceye kadar tek
papuçla yürümesin.” (Ebû Davud, Libas:
44; Tirmizî, Libas: 33)
5275- Ebu rezin
(r.a) anlatıyor: Ebu Hureyre’yi eliyle yüzüne vurarak şöyle derken gördüm: “Ey
Iraklılar! Rasûlullah (s.a.v) adına yalan hadis söylediğimi iddia ediyorsunuz.
Ben Rasûlullah (s.a.v) şöyle derken işittim ve buna şahidim: “Birinizin
pabucunun tekinin bağı tasması koparsa onu tamir ettirinceye kadar tekiyle yürümesin.” (Ebû Davud, Libas: 44; Tirmizî, Libas: 33)
118-
MEŞİN (DERİ) YATAK ÜZERİNDE YATMAK
5276- Enes b. M
119-
BİR HİZMETÇİ VE BİR BİNEK YETERLİ MİDİR?
5277- Semure b.
Sehm (r.a) kendi kavminden Ebu Hâşim b. Utbe’nin evinde Misafir olmuştu, o da
hayli ihtiyarlamıştı. O sırada Muaviye onu ziyarete gelince Ebu Hâşim ağladı.
Muaviye dedi ki: “Niçin ağlıyorsun, ağrıyan bir yerin mi var yoksa dünyaya mı
üzülüyorsun? Dünyanın sefası gitti.” Ebu Hâşim: “Hiçbiri değil fakat Rasûlullah
(s.a.v) bana bir tavsiyede bulunmuştu keşke onu yapsaydım. Bana demişti ki: “Belki sen
insanlar arasında bölüşülen bir servete sahip olacaksın. O servetten sana sadece
bir binit ve bir hizmetçi yeterli olacaktır. Ben o günlere ulaştım ve
servet topladım dedi. (Tirmizî, Zühd: 19; İbn
Mâce, Zühd: 1)
120-
KILICIN KABZASI SÜSLENEBİLİR Mİ?
5278- Ebu Umâme b.
Sehl (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’in kılıcının
kabzası gümüşle süslenmişti. (Sadece Nesâi
rivâyet etmiştir.)
5279- Enes
(r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’in kılıcının
kınının ucu ile kabzasının ucu gümüştendi, kınının üzerinde de gümüş halkalar
vardı. (Tirmizî, Cihad: 16; Ebû Davud, Cihad:
71)
5280- Said b. Ebul Hasen
(r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’in kılıcının
kabzasının ucu gümüştendi. (Tirmizî, Cihad: 16;
Ebû Davud, Cihad: 71)
121-
BİNİTLER ÜZERİNDE İPEK MİNDERE OTURULMAMALI
5281- Ali (r.a)’den
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bana şöyle dua etmemi
buyurdu: “Allah’ım
bana doğruluk, orta yol üzere olmayı ve hidayetini nasib et.” Ve beni
ipekli kumaşlardan yapılmış binitler üzerine konulan minderlere oturmaktan da yasakladı.
O minderleri kadınlar kocaları binite binerken kullanmaları için kadife ve ipek
karışımlı kumaşlardan yaparlardı. (Müslim,
Zikir: 18; Ebû Davud, Hatem: 3)
5282- Ebu Rifaa
(r.a) anlatıyor: Rasûlullah (s.a.v) hutbe okurken yanına yaklaşarak şöyle dedim:
“Ey Allah'ın Rasûlü! Garip bir adamım dinimi öğrenmek istiyorum, dinimin ne
olduğunu bilmiyorum.” Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) hutbeyi bıraktı yanıma
geldi. Kendisine ayakları demir olan bir sandalye getirildi onun üzerine
oturdu. Allah’ın kendisine öğrettiği şeyleri bana öğretti sonra hutbesini
bitirdi. (Müslim, Cuma: 15; Müsned: 19826)
123-
RASÛLULLAH (S.A.V)’İN ÇADIRI KIRMIZI RENKLİ MİYDİ?
5283- Ebu Cuhayfe
(r.a) anlatıyor: Batha vadisinde Rasûlullah (s.a.v) ile beraberdik. Kırmızı
çadırında oturuyordu yanında pek çok kimse vardı.