Hadis-i
Şeriflerle Eşlerin Geçimi
“Kadın dört hasleti için nikâhlanır: Malı için, nesebi
(soyu) için, güzelliği için, dini için. Sen dindarı seç de huzur bul.” (Buhârî, Nikâh 15; Müslim, Radâ 53,
hadis no: 1466; Ebû Dâvud, Nikâh 2, hadis no: 2047; Nesâî, Nikâh 13)
“Bir mü’min erkek, bir mü’min kadına buğzetmesin. Çünkü onun
bir huyunu beğenmezse başka bir huyunu beğenir.” (Müslim, Radâ’ 61, hadis no: 1469;
Müsned II, 329)
“Sizin hayırlınız, kadınlarına hayırlı olan (iyi
davranan)dır.” (Müslim,
Birr 149)
"Mü'minlerin iman bakımından en kâmil/olgun olanı;
ahlâkı güzel olan ve âilesine nâzik davranandır." (Nesâî, Işretu'n-Nisâ, 229; Tirmizî,
İman hadis no: 2612)
“Kadınlara ancak
kerîm olanlar ikrâm ederler (değerli olanlar değer verirler); onlara kötülük edenler
ise leîm (kötü) kişilerdir.” (İbn Mâce, Edeb 3; Ebû Dâvud, Edeb 6, Rikak 22, İ’tisâm 3;
Müslim, Akdiye 11)
"Kadınlarınıza karşı hayırlı olmayı birbirinize tavsiye
edin."
(Müslim, Radâ 62; Tirmizî, Radâ 11)
“Kadınlara hayırhah olun, onlara karşı hayır tavsiye
ediyorum... Onlara hayırlı şekilde davranın.” (Buhârî, Nikâh 79, Enbiyâ 1, Edeb
31, 85, Rikak 23; Müslim, Radâ 65, hadis no: 1468; Tirmizî, Talâk 12)
“Kadınlara karşı hayır tavsiye ediyorum. Çünkü onlar sizin
yanınızda avândır/esirler gibidir. Onlara iyi davranmaktan başka bir hakkınız
yok, yeter ki onlar açık bir fâhişe/çirkinlik işlemesinler. Eğer işlerlerse
yatakta yalnız bırakın ve şiddetli olmayacak şekilde dövün. Size itaat
ederlerse haklarında aşırı gitmeye bahane aramayın. Bilesiniz ki, kadınlarınız
üzerinde hakkınız var, kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakkı var. Onlar
üzerindeki hakkınız, yatağınızı istemediklerinize çiğnetmemeleridir.
İstemediklerinizi evlerinize almamalarıdır. Bilesiniz ki, onların sizin
üzerinizdeki hakları, onlara giyecek ve yiyeceklerinde iyi davranmanızdır.” (Tirmizî, Tefsîr Tevbe, hadis no:
3087)
“Kadınlar, erkeklerin kızkardeşleridir.” (Câmiu’s-Sağîr, hadis no: 2329)
"... Erkek, âilede yöneticidir ve yönetiminden
sorumludur. Kadın da kocasının evinde yöneticidir ve elinin altındakilerden
sorumludur."
(Buhârî, Cum'a 11; Müslim, İmâret 20)
“Sizin dünyanızdan bana üç şey sevdirildi: Güzel koku, kadın
ve gözümün bebeği/nûru kılınan namaz.” (Müslim, Talâk 31, 34; Nesâî, İşretu’n-Nisâ 1)
“Dünya bir metâ’dır/geçimdir. Dünya metâının en hayırlısı
sâliha bir kadındır.” (Müslim, Radâ 64, hadis no: 1467; Nesâî, Nikâh 15)
“En güzel dünya nimeti, insanın sahip olabileceği nimetlerin
en hayırlısı: Zikreden dil, şükreden kalp ve insanın iman doğrultusunda (müslümanca)
yaşamasına yardımcı olan kadındır.” (Tirmizî, Birr 13)
“Mümin, Allah korkusundan ve O'na itaatten sonra, iyi bir
kadından yararlandığı kadar hiçbir şeyden yararlanmamıştır. Çünkü ona emretse
sözünü dinler, yüzüne baksa kendisini sevindirir, üzerine yemin etse, yeminini
doğru çıkarır, başka tarafa gitse, kendisinin bulunmadığı sırada nâmusunu ve
malını korur.” (İbn
Mâce, Nikâh, 5)
“Kadını olmayan erkek miskindir/fakirdir!” Yanındakiler: “Çokça malı olsa da
mı?” dediler. Rasûlullah: “Evet, çokça
malı olsa da!” buyurdu. Sözlerine devamla: “Kocası olmayan kadın da miskînedir, miskînedir/fakirdir” buyurdular.
Yanındakiler: “Çokça malı olsa da mı?” dediler. Peygamberimiz: “Evet kadının çok malı olsa da!” buyurdu.
(Kütüb-i Sitte, 15/515)
“Kadın, beş vakit namazını kılar, bir aylık orucunu tutar,
nâmusunu korur ve kocasına itaat ederse ona: ‘Hangi kapıdan dilersen oradan
cennete gir’ denilir.” (Ahmed bin Hanbel, I/191)
Hz. Peygamber, Vedâ
Hutbesinde şöyle buyurmuştur: “Kadınlar
hakkında Allah’tan korkunuz. Çünkü siz onları Allah’ın emâneti diye aldınız.
Allah’ın sözü uyarınca ırzlarını kendinize helâl kıldınız. Onların, sizin
yataklarınıza bir adamı almamaları ve iffetlerini korumaları, sizin onlar
üzerindeki haklarınızdandır. Eğer böyle bir şey yaparlarsa hafifçe onları
dövünüz. Sizin de onların geçimlerini ve giyimlerini sağlamanız, onların sizin
üzerinizdeki haklarındandır.” (Müslim, Hac 147, 194; Tirmizî, Fiten 2,
Tefsir 2; Ebû Dâvud, Menâsik 56; İbn Mâce, Menâsik 84)
"Nikâh benim sünnetimdendir. Kim benim sünnetimi
uygulamazsa benden değildir. Evleniniz, çoğalınız; ben diğer ümmetlere karşı
sizin çokluğunuzla iftihar ederim..." (İbn Mâce, Nikâh 1)
"Sizden birinizin evliliğinde sadaka sevabı
vardır" (Müslim,
Zekât 52; Ebû Dâvud, Tatavvû' 12, Edeb, 160; Ahmed bin Hanbel, V/167, 168)
“Sizden biri, hangi düşünceyle hanımını köle döver gibi
dövmeye tevessül eder? Akşam olunca aynı yatakta beraber yatmayacaklar mı?” (Buhârî, Tefsîr Şems 1, Enbiyâ 17,
Nikâh 93, Edeb 43; Müslim, Cennet 49, hadis no: 2855; İbn Mâce, Nikâh 512;
Tirmizî, Tefsîr 3340)
"Allah'a isyanı emreden kişiye itaat olunmaz." (Buhari, Ahkâm 4; Müslim, Cihad 40)
"Dul kadın kendisiyle istişâre edilmeden
evlendirilmemeli, bâkire kız da izni alınmadan nikâhlanmamalıdır." (Buhârî, İkrâh 3; Müslim, Nikâh 64)
"Bâkire kızla, (evlendirilmezden önce) babası müşâvere
etmelidir." (Ebû
Dâvud, Nikâh 24, 25)
"Rasûlullah
(s.a.s.), kızın arzusu hilâfına, babası tarafından gerçekleştirilen bazı
nikâhları, şikâyet üzerine, iptal etmiştir." (Buhârî, İkrâh 4)
"Üç kişi vardır, cennete girmeyecektir: Anne babasının
hukukuna riâyet etmeyen kimse; içki düşkünü olan kimse; verdiğini başa kakan
kimse." (Nesâî,
zekât 69)
“Cennet annelerin ayakları altındadır.” (Ahmed bin Hanbel, Nesâî, İbn Mâce;
Keşfu’l-Hafâ, hadis no: 1078)
“Allah size, annelerinize itaatsizliği ... haram kıldı.” (Buhârî, Edeb 4).
Bir adam gelerek: ‘Ey
Allah’ın Rasûlü, iyi davranış ve hoş sohbette bulunmama en çok kim hak
sahibidir? Güzel geçinmeme, güzel bakmama en lâyık olan kimdir?’ diye sordu.
Hz. Peygamber (s.a.s.) “Annen!” diye
cevap verdi. Adam: ‘Sonra kim?’ dedi. Rasûlullah (s.a.s.): “Annen!” diye cevap verdi. Adam tekrar: ‘Sonra kim?’ dedi.
Rasûlullah yine: “Annen!” diye cevap
verdi. Adam tekrar sordu: ‘Sonra kim?’ Rasûlullah bu dördüncüyü: “Baban!” diye cevapladı. (Buhârî, Edeb
2; Müslim, Birr 1).
“Allah’a yemin ederim ki, eğer annene yumuşak ve güzel söz
söylersen, ona yemek yedirirsen, büyük günahlardan sakındıkça, muhakkak cennete
girersin.” (Buhârî,
Edebu’l-Müfred Terc. 1/12)
“Kim kız çocuklarla
sınanır (kime kız çocuğu verilir) de onlara güzel bakarsa onlar, onun için
ateşe karşı koruyucu perde olurlar.” (Feyzu’l-Kadîr, II/97)
“Kim iki kıza bakıp ergenlik çağına kadar, onları
yetiştirirse, Kıyâmet gününde o, benimle şöyle olur.” (Peygamber, böyle deyip
parmaklarını birbirine geçirmiştir.) (Feyzu’l-Kadîr, III/496)
“Kimin üç kızı, yahut üç kızkardeşi veya iki kızı, ya da iki
kızkardeşi olur da onlara güzel bakar, onlar hakkında Allah’tan korkar (onlara
haksızlık etmez)se, onun için cennet vardır.” (Tirmizî, Tefsîr Sûre 9)
“Sakın bir erkek, yanında mahremi olmadıkça yabancı bir
kadınla yalnız kalmasın!” (Buhârî, Nikâh 111; Cezâu’s-Sayd 26, Cihâd 140, 181; Müslim, Hacc 424,
hadis no: 1341)
Cerîr (r.a.)
anlatıyor: “Rasûlullah (s.a.s.)’a ânî bakıştan sordum. Bana: “Bakışını hemen çevir!” buyurdu.”
(Müslim, Âdâb 45, hadis no: 2159; Ebû Dâvud, Nikâh 44; Tirmizî, Edeb 29)
Büreyde (r.a.)
anlatıyor: “Rasûlullah (s.a.s.) Ali (r.a.)’ye buyurdular ki: “Ey Ali, bakışına bakış ekleme. Zira ilk
bakış sanadır, ama ikinci bakış aleyhinedir.” (Tirmizî, Edeb 28; Ebû Dâvud
nikâh 44)
Hz. Âişe (r.a.)
anlatıyor: “Ebû Süfyan’ın karısı Hind, (bir gün gelerek) “Ey Allah’ın Rasûlü
dedi. Ebû Süfyan cimri bir adamdır. Bana ve çocuğuma yetecek miktarda (nafaka)
vermiyor. Durumu idare için, onun bilmez tarafından, almam gerekiyor. (Ne
yapayım?)” Rasûlullah (s.a.s.): “Örfe
göre sana ve çocuğuna kifâyet edecek miktarda al!” buyurdular.” (Buhârî,
Büyû’ 95, Mezâlim 1, Nafakat 5, 9, 14, Eymân 3, Ahkâm 14, 180; Müslim, Akdiye
7, hadis no: 1714; Ebû Dâvud, Büyû’ 81, hadis no: 3532; Nesâî, Kudât 30)
Ebû Saîd (r.a.)
anlatıyor: “Kadınlar Rasûlullah (s.a.s.)’a dediler ki: “Ey Allah’ın Rasûlü!
Sizden (istifâde husûsunda) erkekler bize gâlip çıktı (yeterince sizi
dinleyemiyoruz). Bize müstakil bir gün ayırsanız!” Rasûlullah (s.a.s.) bunun
üzerine onlara bir gün verdi. O günde onlara vaaz u nasihat etti, bazı
emirlerde bulundu. Onlara söyledikleri arasında şu da vardı: “Sizden kim, kendinden önce üç çocuğunu
gönderirse, onlar mutlaka kendisine ateşe karşı bir perde olur!” Bir kadın
sormuştu: “Ey Allah’ın Rasûlü! Ya iki çocuğu ölmüşse?” “İki de olsa!” buyurdu.” (Buhârî, İlim 36, Cenâiz 6, İ’tisâm 9;
Müslim, Birr 152, hadis no: 2633)
Hakîm İbn Mu'âviye babasından
naklediyor: "Ey Allah'ın Resûlü! dedim, bizden her biri üzerinde,
zevcesinin hakkı nedir?" Şöyle buyurdu: "Kendin yiyince ona da yedirmen, giydiğin zaman ona da giydirmen,
yüzüne vurmaman, takbîh etmemen, evin içi hâriç onu terketmemen." (Ebû
Dâvud, Nikâh 42, h. no: 2142, 2143, 2144)